Barış Manço sadece şarkılarıyla değil yaptığı televizyon programlarıyla da hepimizin sevgisini kazanmış biri. “Barış Manço ile 7 den 77” ye isimli 10 yıl devam eden televizyon programında çeşitli bölümler vardı. Bunlardan biri de “Dere Tepe” idi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerini gezdiği ve bize o yerler hakkında bilgi verdiği bölüm. Barış Manço upuzun saçlarıyla, bıyığıyla, yüzükleriyle, kılık kıyafetiyle nereden baksanız aykırı biriydi. Ama Anadolu’da gittiği her yerde sanki oranın yerlisiymişçesine hiç yadırganmadan her sofrada her sohbette yerini alırdı. Çok özel biriydi. Saygıyla anıyorum.
SÜRÜP GİDEN KONUŞMALAR
Onun kadar olmasa da konserler, tiyatro oyunları, söyleşiler vb. sayesinde ben de Türkiye’nin birçok yerini görme fırsatı yakaladım. Geçtiğimiz hafta da 2 gün İzmir’deydim “Şahları da Vururlar” oyunuyla. Bütün ekip -ki bu gelenektir- oyundan sonra hep birlikte vakit geçiririz. O gün oyun nasıldı o konuşulur, hangi aksaklık oldu tartışılır, sahnede kim çuvalladı ona gülünür. Oyunun bütün yorgunluğunu alır bu oyun sonrası muhabbeti. Her şehre göre farklılık gösterir bu sohbetlerin mekânları. Bazen bir otel lobisinde bazen bir çorbacıda bazen bir içkili mekânda sabaha kadar sürer gider konuşmalar.
Ortaoyuncular birbirinden farklı ama harika insanlardan oluşan bir ekip. Gerçekten de öyle. Sahneye çıkan insanlar gerginlikten hiç hoşlanmazlar. Zaman zaman aksilikler olur oyun öncesinde ya da turnede, yolculukta, konaklamada. Ama biz hep gülerek ve bunlardan malzeme çıkararak döneriz İstanbul’a. Ortaoyuncular’da bu sene Nejat Yavaşoğulları da var. Aslına bakarsanız bu tiyatronun en gediklilerinden biri sevgili Nejat; zira “Şahları da Vururlar”ın 42 sene önceki gösterimlerinde Fuat Güner ve Özkan Uğur’dan sonra rahmetli Derya Yener ile ikili olarak Ses Tiyatrosu’nda icra etmişler Fuat Güner ve Ferhan Şensoy’un şarkılarını. Bu sene de bu güzel besteleri Gökhan, Nejat ve ben çalıyoruz sahnede.
MÜZİK SEVDALISI YAVAŞOĞULLARI
Nejat şahane biri. Hiçbir kompleksi olmayan, eleştiriye açık, alçakgönüllü, bilgili, esprili. Ve tam bir müzik sevdalısı. Çok detaycı. Sağlıklı yaşamaya önem veren, şeker düşmanı, özellikle yediklerimiz konusunda hepimizi uyaran bir dost. Ekibimizin Canan Karatay’ı desem abartmış olmam. Ayrıca en az müzisyenliği kadar da çok iyi bir mimar. Bildiklerini, yaşadıklarını, deneyimlerini de paylaşmayı çok seviyor. Yani anlatmayı, dolayısıyla da konuşmayı…
Nejat da bunun farkında ama karşısında tiyatromuzun emektar oyucusu, Celal abisi (Celal Belgil) gibi bir dinleyeni bulunca, sağ olsun susmuyor. Ben minibüste şaka yollu Nejat’a bu durumu anlatınca çok matrak bir hikâye anlattı. Onu paylaşayım da gülelim biraz: Bir Bulutsuzluk Özlemi konseri için İstanbul’dan Ankara’ya minibüsle gidiyorlar. Nejat bahsettiğim gibi. Nâzım’dan giriyor, köy enstitülerinden çıkıyor, Göksu Deresi’nden başlıyor Sümela Manastırı’nda bitiriyor. Yol da en az saat. Ekibin o zamanki gitarcısı sevgili Serdar Öztop kibarca “Nejat ağabey acaba biraz radyo mu dinlesek?” diye soruyor. Nejat’tan da “Olur” cevabını alınca radyoyu açıyorlar. Karşılarında yine Nejat Yavaşoğulları.
Onun bir röportajına denk geliyorlar bu sefer de. Çok komik değil mi? Sevgili Nejat sen çok yaşa. Seni çok seviyoruz. Hepinize iyi bayramlar. Kalın sağlıcakla…
Tüm Yazıları
bayram sabahları erken kaldırılmak durumunda kalan, patlamamış afyon sahibi çocukların sinir içinde ve diş gıcırtıları eşliğinde söyledikleri eser..
-uvaaaaaaaaahhhhhh
an itibari ile gecerli olan cumle, pek seker baris manco sarkisibayramin onceki geceleri yat zibar manasindan aile buyukleri tarafindan da soylenebilir
(bkz: bugün bayram)
-bugün bayram erken kalkın çocuklar
-ulan yeter son günü bugün be, uyuyamadık kaç gündür!!
bayram namazina gule oynaya goturulmeye calisan cocuklara soylenir bu sarki ki sabahin korunde kalkmis cocugun surati cekilmesin diye. "hadi hadi bayram namazi cok onemli, abdestini al giyin de gidelim hadi" diyen babaya, abdestini aldiktan sonra bir noktada mutlaka "ya baba ben osurdum, abdestim kacti mi, gidemicem mi" taktigi uygulanmistir namazdan kaytarip uykuya donmek icin, bu veletler tarafindan.
barış manço'nun böyle bir şarkısı vardı. neşeli bi şarkı.
başlığı görünce "lan bugün bayram mı yoksa" diye irkilmedim değil.
barış manço'nun bugün bayram adlı şarkısında geçen ve her bayram öncesi dilime dolanan söz öbeği.
(bkz: #)
çokokremin reklam şarkısıyla birlikte, `duyulduğunda kafayı duvara vurma isteği veren şarkılar` listesinde zirvede yer alır. ayrıca böyle bir liste varsa vay arkadaş diyorum.
Barış Manço’nun ’te çıkan “24 Ayar” albümünün belki de en güzel şarkısı “Bugün Bayram”
7’den 70’e herkesin bildiği o nakarat, bayram sabahlarının marşı, neşesi gibi: “Bugün bayram / Erken kalkın çocuklar / Giyelim en güzel giysileri”
Çocukluğumdan beri her bayram dilime dolanır.
Tuhaf bir sihri var o nakaratın, söyledikçe çocuklaşıp, çocukluğuna dönüyor insan.
Yıllar yıllar sonra yeni öğrendim ki aslında çok hüzünlü bir hikâyeyi anlatıyormuş “Bugün Bayram” şarkısı
Eşini kaybetmiş bir babanın bayram sabahı çocuklarını uyandırıp
Annelerinin mezarına götürmesini anlatıyormuş şarkı.
Boğazıma yumruk gibi oturdu.
Ben yıllardır neşeyle söylerken, annesini kaybetmiş çocukları, onların bayram sabahlarını düşündüm.
Büyümek biraz böyle bir şey:
Neşenin içindeki hüznün, hüznün içindeki neşenin farkına varabilmek galiba.
Şarkının sözlerini müzik olmadan şiir gibi okudum önce.
Sonra sözler olmadan müziğini mırıldandım.
Ve bunları çok ustaca bir araya getirip bir bayram şekeri gibi bize sunan Barış Manço’nun ustalığı önünde saygıyla bir kez eğildim.
Hayatı bu kadar güzel analiz edip, bunu hüzünlü sözler ama neşeli notalarla
Zamana bırakılmış bir formül gibi yıllar sonrasına gönderdiği mesaja şaşırdım.
Annesizleri, babasızları, hatta kimsesizleri anmasına.
Eğlendirirken yaptığı uyarıya
O bayram sabahını senin gibi yaşayamayanların olduğunu hatırlatmasına.
Böyle bir başka şiir daha var, aynı mevzuya dikkat çeken. Sonra o geldi aklıma:
Tevfik Fikret’in oğlu Haluk için yazdığı “Haluk’un Bayramı” şiiri.
Şöyle sesleniyordu Tevfik Fikret oğluna:
“Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin?
Babasız, ümitsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
Sıyâh-ı mateme benzer terane-î îdi!
Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin.”
Evet, bayramlar sadece neşeyi değil, hüznü de hatırlatmalı bize
Sevinemeyenlerin, giyinemeyenlerin, ümitsizlerin hüznünü.
Ve biz yeteri kadar sevinip eğlendiysek eğer, artık başkalarını da sevindirip eğlendirme vakti olduğunu
Yıllar öncesinden bunu bize hatırlattıkları için her iki büyük ustayı da hürmetle anarım.
ŞARKININ SÖZLERİ
Sen gittin gideli
İçimde öyle bir sızı var ki
Yalnız sen anlarsın
Sen şimdi uzakta
Cennette meleklerle
Bizi düşler ağlarsın
***
Bugün bayram
Erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri
Üzmeyelim bugün annemizi
***
Sen yaz geceleri
Yıldızlar içinden ara sıra
Bize göz kırparsın
Sen soğuk günlerde
Kalbimi ısıtan en sıcak anımsın
***
Bugün bayram
Çabuk olun çocuklar
Annemiz bugün bizi bekler
Bayramlarda hüzünlenir melekler
Gönül alır bu güzel çiçekler
#Savaş zbey#Kelebek#Yazar
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bu içerik müzik eğitimi amacı ile yayımlanmış olup hakları kendi sahiplerine aittir. Telif ihlali içerdiğini düşünüyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bilgiler
bugün bayram akorları,