bayramda ölmek iyimidir / Ölenler konuşur mu? | Nihat HATİPOĞLU Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Bayramda Ölmek Iyimidir

bayramda ölmek iyimidir

&#;lenler konuşur mu?

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

DÜNYAYA gelen her canlı avucunun içinde ölüm tarihiyle doğar. Bu tarih şaşmaz. Ne bir saniye öne, ne de arkaya gider.

Haberin Devamı

Ölüm için vesileler yazılmıştır. Kimi için hastalık, kimi için kalp krizi, kimi için ise yaşlılık. Bu Yüce Allah’ın şaşmaz kuralıdır. Ama her ne olursa olsun ölüm soğuktur. Sarsıcıdır. Beklenmedik anda gelebilir. Hesabımızı boşa çıkarabilir. Sıra tanımaz. Bahane dinlemez. Aracı kabul etmez. Ölümü en iyi vaiz olarak nitelendirmiş bazı âlimler. Derin bir gaflete bürünmüş nice gönüller ölümle ayılırlar. Kendilerine gelirler. Kendileriyle hesaplaşırlar. Bir dönüm noktası bile olur bazıları için ölüm.
Hz. Peygamber (s.a.v.), “İnsanlar uykudadırlar. Ölünce uyanırlar” buyurmuş. Bu elbette ki dünyada bütün iletişim aygıtlarını Yüce Yaratan’a kapatanlar içindir. Onlar etraflarını görmeyen ve ne olup bittiğinin farkında olmayan bir ceset gibidirler. Ölüm onları berzah -kabir- âlemine taşıyınca görmediklerini görmeye, işitmediklerini işitmeye başlarlar. Uyanırlar. Ama ibadete ve tövbeye değil, ölüme uyanırlar. Hesaba uyanırlar. Yeniden bir şans isteseler reenkarnasyon masalı gibi onlara heyhat, sıranızı savdınız denir. Hayattayken o şans çoktu derler. Nietzsche’nin dediği gibi, “Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır”.
Mevlânâ ölümü; “Yaratılmışın yaratanına ulaşması” olarak tanımlamış. Doğrudur elbette ama yaratılan, yaradılışının farkındaysa ölüm ürkütücü olmaz. Ölmeden önce ölmek lazım. Azgın nefsi, alçaltan duyguları, boş avuntuları öldürmek lazım ki ölüm anında ölen sadece şu fiziki beden olsun. Ruh ise yücelsin. Şirazi’nin, “Allah’ım! Sen beni kaldır ki kimseler yıkamasın” dediği mertebeye ulaşsın. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bazı savaşlardan sonra şehit olan arkadaşları için kullandığı, “Melekler onları yıkıyorlardı” sözü, sınırlarını hiçbir faninin çizemeyeceği bu metafizik âleme ait bir kapı aralamasıydı sadece.
Bir büyük İslam âliminin vefatından kısa bir süre önce, “Bütün perdeleri kapatın. Ne güneş lazım bana ne kainatın ışığı. O burada! Her taraf o kadar aydınlık ki. Perdeleri kapatın. Ve çekilip gidin. Beni O’nunla yalnız bırakın” dediği manevi hali yaşamak bizlere belki zor nasip seafoodplus.infoün istedim ki vefatından sonra rüya âleminde dostlarına mesaj yüklemiş büyüklerden bir demet sunayım. Rüya elbette bağlayıcı değildir. Fıkhi bir sonuç içermez. Ama mutlaka ibret taşır. İşte İbn Ebi Dünya’nın Kitabül Menamat adlı eserinden bir bölüm:
-Sahır diyor ki ölümünden sonra rüyamda Abdullah Bin Mübarek’i gördüm. Sen ölmedin mi dedim. Öldüm dedi. Rabb’in sana ne yaptı dedim. Şöyle dedi: Bizi öylesine bir afla karşıladı ki, bağışlanmadık günah bırakmadı. Sordum: Peki Süfyanı Sevri ne yaptı: Sorma, sorma dedi. O Allah’ın Peygamberlere, Sıddıklara, şehitlere ve iyi insanlara verdiklerine kavuştu.
Beşir Mürri anlatıyor: Rüyamda Ata el-Sülemi’yi gördüm. Ölümünden sonra. Dedim ki: Ata sen ölmüş değil miydin? Evet ben ölülerdenim dedi Dedim ki: Ölümden sonra ne oldu. Dedi ki: Vallahi birçok güzellik gördüm. Mağfiret eden bir Rabb’e kavuştum. Dedim ki: Dünyadayken daimi bir hüzün ve tefekkür halindeydin. Dedi ki: Şimdi daimi bir sevinç halindeyim.
Cerir diyor ki: Rüyamda Ameş’i gördüm. Dedim ki: Haliniz nasıldır? Dedi ki: Bağışlanma, bağışlanma. Rabbim bizi affetmeseydi helak olacaktık.
Abdullah Şahim’i rüyada görüldü. Soruldu ona. Ölümden sonra sana en çok yarayan amelin hangisiydi? Abdullah rüyada avucunu yere doğru indirdi, kaldırdı ve yine indirdi. Sonra şöyle dedi: Tevazu, tevazu. Bundan daha iyisini görmedim. Salih insanlardan birisi ölümünden sonra rüyada görüldü. Onu rüyada gören sordu: Kabirde sana en çok yarayan neydi? Kuran okumak cevabını verdi. Tekrar sordu: Kuran’ın hangi hangi ayeti daha çok sana fayda sağladı. ‘Ayet-el Kürsi’ dedi. Rüyada gören sonra şunu sordu: Bize bir tavsiyen var mı? O vefat eden şöyle dedi: Keşke sizin yerinizde olsaydık da bol bol ibadet yapsaydık. Siz ibadet yapabilecek haldesiniz ama kıymetini bilmiyorsunuz. Biz kıymetini biliyoruz ama ibadet edebilecek şansı kaçırdık. İbadet yapmamıza müsaade yok.
Mehdi anlatıyor: Meşhur mutasavvıf Malik Bin Dinar vefat ettiği gece bir rüya gördüm. Rüyada şöyle sesleniyordu: “Duyunuz! Malik Bin Dinar artık cennet sakinlerindendir”.
İbni Abbas anlatıyor: Bir gece rüyamda Hz. Peygamber’i (s.a.v.) gördüm, mübarek saçında ve yüzünde toprak vardı. Rengi solgundu. Elinde bir kavanoz vardı. İçinde de kan vardı. Rüyada sordum: Ey Allah’ın elçisi, bu kan nedir? O üzgün bir şekilde cevap verdi: “Hüseyin’in (torunumun) ve arkadaşlarının kanıdır”. Uyandım. Sonra öğrendim meğer o gün Hz. Hüseyin ve aile fertleri Kerbela’da şehit edilmişler. Meşhur mutasavvıf metafizik âleminin büyük ustalarından Bişr ölümünden sonra rüyada görüldü. Rüyayı gören Ebu Nasr sordu: Allah sana nasıl muamele etti. Bişr dedi ki: Bana o kadar lütfetti ki utandım. Hatta cenazeme katılanları bile seafoodplus.info ölümünden sonra rüyada görüldü. Dediler ki Allah sana nasıl davrandı? Dedi ki: Beni affetti. Sadece Allah’a olan sevgim beni kurtardı. Bir başkası da şöyle diyordu: Bütün amellerim yüzüme çalındı. İçlerinde riya gösteriş varmış. Sadece gece yarıları, herkes uyurken yaptığım secdeler beni kurtardı.
Muhammed bin Münkedir diyor ki: Rüyamda Peygamberimizi (s.a.v.) gördüm. Medineli iki insan hakkında ağır konuşuyordu. Allah onlara gazapla baktı, rahmet etmedi dedi. Dedim ki ey Allah’ın Resulü! Onların günahı neydi? Buyurdu: “Onlar insanların etlerini yiyorlardı, yani gıybet ediyorlardı”.
Burada büyüklerin halinden sadece bir demet sundum. En azından kendimizi teraziye koyabilme imkânı tanısın diye. Ama şunu çok iyi biliyorum ki, ahrete yolcu ettiğimiz tanıdıklarımız bugün konuşabilseler, o âlem hakkında bizlere fısıldayabilseler yukarıda aktardığım rüyalardan farklı şeyler söylemeyeceklerdir.

Haberin Devamı

SORALIM - ÖĞRENELİM

Haberin Devamı

-Güzel görünmek için estetik ameliyat haram mı?
(Şükran Bulut/İzmir)
Yüce Allah’ın bize verdiği güzelliklerimizi daha cazip hale getirmek için, taranmak, süslenmek, takı takmak, güzel giyinmek gibi estetik müdahaleler caizdir hatta teşvik edilmiştir. Ama Yüce Allah’ın yarattığı şekli beğenmemek, ameliyatla değiştirmek, bir nevi modaya uyarak bıçak altına yatmak doğru değildir ve yaradılışı değiştirme anlamı taşır. Kişiyi toplum içinde komplekse iten, eşiyle karşı karşıya getiren, manen rahatsız eden, vücuttaki şekil bozukluğu veya fazlalığı ise estetikle düzeltilebilir.
-Cami içine sabit sandalye konulması olabilir mi?
(Cemalettin Otağ/Çanakkale)
Camilerin iç dizaynı Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminden bu yana bellidir. Hastalık ve yaşlılık gibi bir özrü olmayanların ayakta namaza başlamaları, rüku ve secdeyi yapmaları farzdır. Ancak ayakta duramayanların, oturduğunda ayağa kalkamayanların veya yere oturamayanların camide üzerine oturmak için taşınabilir sandalye edinmeleri mümkündür. Bu kardeşlerimiz ayakta namaza başlar ve rükudan sonra sandalyeye oturup orada ima ile veya önlerine koydukları kürsüye ellerini koyup üzerine secde edebilirler. Fakat camiye sabit sıra veya sandalye konulması caminin alışılagelen dizaynına aykırıdır.
-Evli bir kadın boşanır boşanmaz başka erkekle evlenebilir mi?             (Ayla Işık/Kütahya)
Evli bir bayanın, başka bir erkekle evlenebilmesi için boşanma tarihinden veya boşanma sözcüklerinden sonra iddet diye adlandırılan süreyi beklemesi gerekir. Bu süreden önce kadın başka bir erkekle nikâh kıysa da bu nikâh dinen geçersiz olur. Bu süre hamile olan kadın için doğum yapması, hamile olmayan için ise, âdet görüyorsa üç hayız -âdet- süresi beklemesidir. Âdetten kesilen bir hanımefendi ise üç ay beklemek durumundadır.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Ramazan Ne Zaman Başlıyor, hangi gün ? Bayram tatili kaç gün?

Ramazan Bayramı ne zaman başlıyor? "Ramazan Bayramı ne zaman? Bayram tatili ne kadar sürdü?" sorularının cevabı haberimizde derledik. İşte Ramazan Bayramı ve tatil süresi   Ramazan bayramı Arefesi Pazartesi gününe denk geliyor. Ramazan bayramı ise ilk gün 5 Temmuz Salı günü başlayıp 7 Temmuz Perşembe günü bitiyor. yılında uzun bir Ramazan bayramı tatili beklerken ilk resmi açıklama geldi. Başbakan Binali Yıldırım kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların 4 Temmuz Pazartesi günü yarım gün ve 8 Temmuz Cuma günü tam gün idari izinli sayılmasına ilişkin genelgeyi imzaladı. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların 4 Temmuz Pazartesi günü yarım gün ve 8 Temmuz Cuma günü tam gün idari izinli sayılmasına ilişkin genelgenin Yıldırım tarafından imzalandığı bildirildi.


RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN HANGİ TARİHTE?
4 TEMMUZ PAZARTESİ RAMAZAN BAYRAMI AREFESİ
5 TEMMUZ SALI GÜNÜ RAMAZAN BAYRAMI- 1.Gün
6 TEMMUZ ÇARŞAMBA RAMAZAN BAYRAMI- 2.Gün
7 TEMMUZ PERŞEMBE RAMAZAN BAYRAMIGün

İL İL RAMAZAN İMSAKİYESİ İÇİN TIKLA

Ramazan Bayramı, arefe günü ile 4 Temmuz Pazartesi günü (Yarım gün tatil) başlayacak. 5 Temmuz Salı, 6 Temmuz Çarşamba, 7 Temmuz Perşembe günü ise 'üncü günler kutlanacak.

dini günler listesi şöyle:

07 Nisan Perşembe Regaib Kandili
08 Nisan Cuma Üç Ayların Başlangıcı
03 Mayıs Salı Mirac Kandili
21 Mayıs Cumartesi Berat Kandili
06 Haziran Pazartesi Ramazan'ın Başlangıcı
01 Temmuz Cuma Kadir Gecesi
04 Temmuz Pazartesi Arefe
05 Temmuz Salı Ramazan Bayramı (1.Gün)
06 Temmuz Çarşamba Ramazan Bayramı (2.Gün)
07 Temmuz Perşembe Ramazan Bayramı (3.Gün)
11 Eylül Pazar Arefe
12 Eylül Pazartesi Kurban Bayramı (1.Gün)
13 Eylül Salı Kurban Bayramı (2.Gün)
14 Eylül Çarşamba Kurban Bayramı (3.Gün)
15 Eylül Perşembe Kurban Bayramı (4.Gün)
02 Ekim Pazar Hicri Yılbaşı
11 Ekim Salı Aşure Günü
11 Aralık Pazar Mevlid Kandılı

BAYRAM GÜNLERİ
Bayram günlerinin de fazileti büyüktür. Kurban bayramının günlerinden sonraki gecelere Kurban bayramı geceleri denir. Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki geceye de Ramazan bayramı gecesi denir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace, Taberani]

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tevbe reddolmaz. Ramazan ve Kurban Bayramı'nın birinci geceleri, Berat Gecesi ve Arefe Gecesi.) [İsfehanî]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni Asakir]

Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Bayram gecelerini ihya eden, büyük saadete kavuşur. Kurban Bayramı geceleri, bayramın 1., 2. ve 3. gününden sonraki gecelerdir. İki hadis-i şerif:
(Bayram gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü günde ölmez.) [Taberanî]

Ramazan bayramında bayram namazından önce tatlı yemek, hurma yemek, hurmayı 1, 3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet etmek, sünnettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever.) [Buhari]

Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Düğünlerde ve bayramlarda, kadınların def çalmaları caiz olduğu için, Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)

Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, [mümin], herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Bir kusuru için kimseye darılmamak gerekir.

Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemeli. Şayet bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalı. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helâl değildir.) [Buhari]

(Müslümana üç günden fazla dargın duran Cehenneme gider.) [Nesai]

(Birbirine dargın iki kişiden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, melekler alır. Selam almayana da şeytan, sevinçle iltifatta bulunur.) [İbni Ebi Şeybe]

(Müminin kardeşine üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç gün sonra, ona selam verip hatırını sormalıdır. Onun selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]

(Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer.) [Beyheki]

(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allahü teâlâya arz olunur. Allahü teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten, birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Allahü teâlâ, “O iki kişi barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin” buyurur.) [İ. Malik]

(İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar.) [İbni Hibban]

Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın affolduğu için, büyük sevab ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca Allahü teâlâ meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar. Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ da, “Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak, kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm” buyurur.) [Beyheki]

Peygamber efendimiz, (Ramazan ayının son günü Allahü teâlâ, oruç tutanları affeder) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, o gün Kadir gecesi mi?) diye sual etti. Onlara, (Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir) buyurdu. (Beyheki)

Bunları bilen Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez? Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin def çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, (Resulullah’ın evinde böyle şey yapılmaz, susun) dedi. Düğünlerde ve bayramlarda, kadınların def çalmaları caiz olduğu için, Peygamber efendimiz hazret-i Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)

Hazret-i Ali, (Bugün, orucu kabul edilenlerin ve günahları affedilenlerin bayramıdır) buyurdu. Hadis-i şerifte de, (Ramazan ayında, içkiye devam eden, ana babasına âsi olan ve sıla-i rahmi terk eden hariç, herkesin günahları affolur) buyuruldu. (Gunye)

Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder. Ramazandaki sevablar bilinseydi, (Her gün ramazan olsa) denirdi. Hadis-i şerifte, (Ramazan ayındaki özel sevablar bilinmiş olsaydı, bütün yılın ramazan olması istenirdi) buyuruldu. (Ebu Nasr)

Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara… Bunlar, asıl bayramı ahirette yapacaklardır!

Bayram geceleri
Sual:
 S. Ebediyye’deki, “Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namazı vaktinden, o gecenin fecrine kadar olan zamandır. Yalnız, Arefe ve üç kurban günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir” ifadesi hangi kitaptan alınmıştır?
CEVAP
Dürr-ül muhtar kitabının itikâf bahsinde şöyle deniyor:
Bil ki, geceler günlere tâbidir. Bundan, yalnız Arefe gecesiyle Kurban bayramı geceleri müstesnadır. İnsanlara kolaylık olmak için, bu geceler, geçen gündüzlerine tâbidir. Velvalciyye'nin kurban bahsinde de beyan edilmiştir.

Bayramda yiyip içmek
Sual:
 Mektubat’ta, (Bayramda yiyip içmek, yıllarca nafile oruçtan daha sevabdır) buyuruluyor. Yiyip içmek niye sevab oluyor ki?
CEVAP
Burada sevab olan, yiyip içmek değil, oruç tutmayarak Allahü tealanın emrine uymaktır. Bayram günü oruç tutmak haram olduğu için, oruç tutmamanın, yani dinin emrine uymanın, nafile oruçtan daha kıymetli olduğu bildiriliyor.

Bayram ziyaretleri
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat edelim, önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Ziyaret, yalnız Allah rızası için olmalıdır.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
- Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiçbir karşılık beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın sevgisine mazhar oldun.) [Hakim]

(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu ağırlamak düşer".) [Ebu Ya’la]

Hikmet ehli diyor ki:
(Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.)

Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevaptır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevap alır.) [Taberani]

Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.

Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin ettiği zat imam olur. Bir kimse, layık olsa da, teklif edilmeden ziyarete gittiği yerde imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]

Davete gitmek
Sual: 
Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte günah işleniyorsa gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.

Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir. Müslümanın müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)

Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir!

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır.) [Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî, Hatib]

Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.) [Buhari]

(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.) [İsfehani]

(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]

El öpmek
Sual:
 Bayramda herkesin eli öpülür mü, yani kimlerin eli öpülür, kimlerin eli öpülmez?
CEVAP
Herkesin eli öpülmez. Ana babanın, bir de âdet olduğu için yaşlı akrabaların elini öpmek caizdir. Arkadaşın elini öpmek haramdır. Kadın kocasının elini öpebilir, fakat, kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de yabancı kadının, zaruret olmadıkça, elini öpemez.

Öperken eli alna koymak
Sual:
 Eli öpülmesi caiz olan kişilerin, ellerini öperken, alna değdirmek caiz midir?
CEVAP
Değdirmek gerekmez, değdirilirse de, âdet olduğu için mahzuru olmaz.


Üç Aylar'ın Başlangıcı
Üç Aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat'le devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda “Bayram”a dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır.

Mübarek günlerde oruç

Sual: Mübarek günlerde, hangi gün oruç tutmak uygun olur?
CEVAP
Mübarek günler, mübarek geceleri takip eden günlerdir. Mesela, Cuma gecesi, Perşembe gününü Cumaya bağlayan gecedir.

BERAT GECESİ:
Şaban ayının gecesidir. Bunun günü, bu geceyi takip eden gün, yani 15 Şaban olur. Oruç tutan, bu günde tutmalıdır. Eğer bugün, Cuma veya Cumartesi gününe gelirse, bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutmalıdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Şabanın gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]

MİRAC GECESİ:
Recep ayının gecesidir. Bir hadis-i şerif meali:
(Recebin günü oruç tutana, 60 yıllık oruç sevabı verilir.) [İ. Gazali, Ebu Musa el Medeni]

Eğer bugün, Cuma veya Cumartesi gününe gelirse, bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutulmalıdır.

REGAİP GECESİ:
Receb ayının ilk Cuma gecesidir. Perşembe günü oruç tutup gecesini de ihya etmek çok sevab olur.

Bir hadis-i şerif meali: (Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

AŞÛRE GÜNÜ:
Muharrem ayının günü, Aşûre günüdür. Aşûre günü de, tek olarak oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya sonrasıyla birlikte tutmalıdır. İki hadis-i şerif meali:
(Aşûrenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehitler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir’a]

(Aşûre günü bir gün önce veya bir gün sonra da tutarak, Yahudilere muhalefet edin.) [İ. Ahmed]

MEVLİD GECESİ:
Rebiul-evvel ayının 11 ve günleri arasındaki gecedir. 11 veya gününde oruç tutmak iyi olur.

Peygamber efendimiz, Pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında, (Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum) buyurdu. (Hak Sözün Vesikaları)

AREFE GÜNÜ:
Kurban bayramından önceki gündür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.) [Taberani]

Arefe günü oruç tutmak müstehabdır. Nevruza veya cumartesi gününe isabet etse de, bugün Arefe diye oruç tutan kimse, mekruh işlemiş olmaz. Nevruz diye, cumartesi diye tutarsa mekruh olur, Arefe diye tutarsa mekruh olmaz.

CUMA GÜNÜ:
Cuma günleri oruç tutmak çok sevabdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cuma günü, oruç tutan için, on ahiret günü oruç sevabı yazılır.) [Beyheki]

Cuma günü, tek olarak oruç tutmak, mekruh diyen âlimler de, olduğu için, Cuma günü, tek olarak değil, Perşembe veya Cumartesi günüyle birlikte tutmalıdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Yalnız Cuma günü, oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutun.) [Buhari]

ZİLHİCCE AYINDA ORUÇ:
Zilhiccenin ilk 9 gününde oruç tutmalıdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [Ebul Berekat]

MUHARREM AYINDA ORUÇ:
İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Tirmizi, Nesai]

(Nafile oruç tutacaksan Muharrem ayında tut; çünkü o, Allah’ın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde Allah geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi] 

Zilhiccenin son günü ve Muharremin birinci günü oruç tutan, o senenin tamamında oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. (Ey Oğul İlmihali)

RECEB AYINDA ORUÇ:
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.) [İbni Cerir]

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) [Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istigfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

ŞABAN AYINDA ORUÇ:
Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]

Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesai]

İki hadis-i şerif meali daha:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizi]

(Şaban’da üç gün oruç tutana, Hak teâlâ Cennette bir yer hazırlar.) [Ey oğul ilmihali]

Bünyesi zayıf olanın, Şaban ayının 15’inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.

ŞEVVAL AYINDA ORUÇ:
Şevval ayında oruç tutmak, çok sevabdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şevval ayında altı gün oruç tutan, yeni doğmuş gibi günahsız olur.) [Taberani]

(Ramazandan sonra, Şevvalde de altı gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır.) [İbni Mace]

PAZARTESİ ve PERŞEMBE:
Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak, diğer günlere göre daha sevabdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Ben de, amelimin oruçluyken arz olunmasını isterim.) [Tirmizi]

HER AY 3 GÜN ORUÇ:
Her ay 3 gün oruç tutmak çok iyidir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Her ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevabdır.) [Buhari]

(Kameri ayın 13, 14 ve günlerinde oruç tutan, bütün yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.) [Nesai]

Not: Mübarek günlerdeki bu oruçlar nafiledir. Nafile oruç tutmak da çok sevabdır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ramazan ayı dışında, Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar, Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]

Hele yukarıda bildirilen mübarek günlerde oruç tutulursa, sevabı daha çok olur. Ancak, nafilenin kıymet ve sevabının, farz yanında denizde damla bile olmadığını, İslam âlimleri bildiriyor. Bunun için, oruç kazası olan kimse, bu oruçları tutarken, (ilk kazaya kalan Ramazan orucuna) diye niyet etmeli. Kaza borcumuz yoksa da, yine böyle niyet ederek tutmalıdır; çünkü tutulan bu oruç, zaten nafile olur. Unutulmuş bir kazamız varsa, onun yerine geçer. Böyle olursa, hem oruç borcumuzu ödemiş olur, hem de o mübarek gün için bildirilen oruç sevabına kavuşmuş oluruz.

Ayın başı ve sonu
Sual:
 (Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevab verilir) buyuruluyor. Başı, 1, ortası 15, sonu da 30 mu oluyor?
CEVAP
Hayır. Başında demek, ayın ilk günleri demektir. Ortası, ortadaki günlere yakın olan günler demektir. Sonu da, ayın son günlerinde demektir.

Orucun ve Ramazan ayının fazileti

Sual: Ramazan ayının önemi nedir?
CEVAP
 

Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. 

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. 

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: 
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Resulullah efendimizin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi. 

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı. 

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]

Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)

Oruçluyken ölmek
Sual:
 Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?
CEVAP
Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer) buyuruldu. (Bezzar)

Sevab zorluğa göredir
Sual:
 Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin sevabı aynı mıdır?
CEVAP
Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir meşakkate göredir) buyuruluyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. (3/35)

Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]

(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]

Şehr-i Ramazan
Sual: 
Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?
CEVAP
Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır. Yâ diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir. Yâ ile başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ Resulallah) olur. Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.

Oruç tutarken
Sual: Oruçluya şeytanın vesvese veremeyeceği, ona yaklaşamayacağı doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. İmam-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki: Orucun birçok faydasından biri, bedenimize şeytanın gireceği bütün yolları tıkamasıdır. (Uhud-ül-kübra)

Arefe günü ölmek

Arefe günü ölmek

Kayıtsız Üye
arefe günü ölmek iyi mi?


Cevap: Arefe günü ölmek

Muhammed
HİKAYE
AREFE GÜNÜNÜN ORUCU HÜRMETİNE

Yahya bin Muhammed Rahimehüllah şöyle anlatıyor:
Bir bacanağım vardı. Mekke&#;ye gidiyorduk. Ramazan ayının bitmesiyle insanlar orucu bıraktı. Ama o bırakmadı, on günlük oruca başladı. Kendisine:
-Bu şiddetli sıcağı olan yerde de mi oruç tutuyorsun? diye sordum. Şöyle cevap verdi:
-Arefe günü oruçlu olarak ölmek, bana bin kere nafile hac yapmaktan daha sevimlidir. Farz olan haccını da yapmıştı. Arafat&#;ta vakfede iken çok susuz kaldı ve vefat etti. Orada bulunan topluluk cenaze namazını kıldı ve Mina&#;ya defnetti.
Kendisini rüyamda gördüm. Etrafında cariyeler, her cariyenin elinde de içinde su bulunan nurdan bardaklar vardı.
-Bu cariyeler kim? dedim,
-Hûr-il îyn dedi.
-Bardaklarda ne var? dedim,
-Kevser suyu, dedi.
-Nereden (hangi sebeple) bunlar? dedim,
-Ben sana Arefe günü oruçlu olarak ölmek bin kere nafile hac yapmaktan bana daha sevimlidir diye söylemedim mi? Ey Yahya! Arefe gününün orucunu bırakma. Çünkü o Ahirette emniyeti tebliğ eder dedi.
Kendisini üç defa bu şekilde rüyamda gördüm.

Hazreti Aişe RadıyAllahü Anhâ&#;dan: Rasülüllah Aleyhisselâm şöyle buyurdular :
&#;Ya Aişe! Şüphesiz Cennette inciden yakuttan, zebercedden, altın ve gümüşten saraylar vardır. Dedim ki:
-Ya RasülAllah, kimin içindir bu saraylar? Şöyle buyurdular:
-Arefe günü oruçlu olanlar içindir ya Aişe. Günlerden Allah&#;a en sevimli olanları, Cuma günü ve Arefe günüdür. Çünkü her ikisinde de rahmet vardır. Günlerden Şeytana en sevimsiz olanı da Cuma günü ve Arefe günüdür. Ya Aişe! Kim Arefe günü oruçlu olursa Allah (cc) ona otuz hayır kapısı açar, otuz da şer kapısı kapatır. İftarını edip suyunu içtiği zaman da bedenindeki bütün damarlar kendisine istiğfar eder ve fecrin doğuşuna kadar şöyle dua eder:
Allahım! Ona merhamet et.


Cevap: Arefe günü ölmek

nurya
dayım ,da kurban bayramı arifesi gününden birgün önce vefat etti arife günün defnettik ve sonra ki günde kurban bayramı idi bizim için iki kurbanlı bir bayram olmuştu


arefe günü ölmek, arefe gunu olmek, arefe günü ölenler

Bu kategoride yer alan Vücut temizliği için belirli bir müddet aralığı var mıdır? bu sürede temizlik yapılmaz ise hükmü nedir? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir