bebekler neden kendilerine vururlar / Eyvah! Çocuğum başka çocuklara vuruyor - Uzman Klinik Psikolog Ceren Gümüş Yaşa

Bebekler Neden Kendilerine Vururlar

bebekler neden kendilerine vururlar

Çocukların Gelişimi Blog

Bebeğim neden başını vuruyor?

Bebeklerde kafa vurma davranışı şaşırtıcı ölçüde yaygındır. Bebeklerin ve yeni yürüyen çocukların yüzde 20 kadarı başlarını bilerek vuruyorlar ancak oğlanlarda görülme olasılığı kızlara kıyasla üç kat daha fazla. Kafa vurma davranışı genellikle ilk yılın ikinci yarısında başlayıp 18 ila 24 aylar arasında doruğa çıkıyor. Çocuğunuzun kafa vurma alışkanlığı birkaç ay hatta yıllar sürebilir ancak çocukların çoğu 3 yaşına geldiklerinde bu davranıştan vazgeçerler.

Çocuğunuzun kafasını vurmasının olası sebepleri:

  1. Kendini rahatlatma. Kulağa garip gelse de bu davranışa düşkün olan çocukların çoğu bunu rahatlamak için yapar. Uykuya dalarken, gece yarısı uyandıklarında hatta uyurlarken kafalarını ritmik bir şekilde vurular. Bazıları emekleme pozisyonunda sallanabilir de. Gelişim uzmanları bir sandalyede sallanmak gibi bu ritmik hareketin, çocuğunuzun kendisini yatıştırmasına yardım ettiğine inanıyor.

  2. Ağrı giderme. Çocuğunuz, örneğin diş çıkarma ya da kulak iltihabından ağrı çekiyorsa da başını vuruyor olabilir. Kafa vurma davranışı, muhtemelen ağzındaki ya da kulaklarındaki rahatsızlıktan dikkatini uzaklaştırarak çocuğun daha iyi hissetmesini sağlıyor gibi görünmektedir.

  3. Hüsran. Eğer çocuğunuz öfke nöbetleri sırasında başını vuruyorsa muhtemelen bazı güçlü duyguları dışa vurmaya çalışıyor. Henüz hislerini sözcükleri kullanarak yeterli şekilde ifade etmeyi öğrenmedi bu yüzden fiziksel eylemleri kullanıyor. Yine, bu stresli durum sırasında kendisini rahatlatıyor olabilir.

  4. İlgi ihtiyacı. Süregiden kafa vurma davranışı bebeğinizin ilgi istemesinin bir yolu olabilir. Anlaşılır bir şekilde çocuğunuzun kendisine zarar veren bir şey yaptığını gördüğünüzde daha özenli ve ilgili hale geliyor olabilirsiniz. O da davranışı nedeniyle onun üzerine titremenizden hoşlandığı için istediği ilgiyi alabilmek için başını vurmaya devam edebilir.

  5. Gelişimsel bir sorun. Kafa vurma, otizm ve diğer gelişimsel hastalıklar ile ilişkilendirilebilir ancak çoğu vakada yalnızca pek çok davranışsal ikaz işaretinden biridir. Kafa vurma davranışının tek başına ciddi bir sorunu işaret etmesi çok enderdir.

Bu konuda ne yapabilirim?

Çocuğunuza ilgi gösterin ama başını vurduğunda değil.

Çocuğunuzun başını vurmadığı zamanlarda sizden bolca pozitif ilgi gördüğünden emin olun. Eğer yine de ilginizi çekmek için başını vurmaya devam ediyorsa bunu büyütmemeye özen gösterin yoksa bu davranışın pekişmesine sebep olabilirsiniz. Davranışı tümüyle yok sayamıyorsanız da bunun için çocuğunuzu azarlamayın ya da cezalandırmayın. Çocuğunuz durumu anlamak için çok küçük ve sizin ayıplamanız durumu yalnızca daha da kötüleştirebilir.

Çocuğunuzu yaralanmaktan koruyun.

Beşiğin gevşemediğinden emin olmak için bebeğinizin beşiğindeki tüm vida ve cıvataları ayda bir ya da daha sık kontrol edin. Ayrıca beşiğin ayaklarına lastik tekerler takabilir ve beşikle duvar arasında yumuşak bir kumaş asarak gürültüyü azaltıp duvarla yerdeki yıpranmaları önleyebilirsiniz.

Etrafındaki alanı yumuşatmak için bebeğinizin beşiğine yastıklar ya da battaniyeler koymayın çünkü bunlar boğulma tehlikesi yaratırlar. Çocuğunuzun vuruşlarını yumuşatmak için beşiğinde tampon oluşturmak istiyorsanız kullandığınız şeylerin ince, sıkı (pofuduk değil) ve beşiğin korkuluklarına emniyetli bir şekilde bağlı olduğundan emin olun ki böylece bebeğiniz başını tampon ile korkuluklar arasına vuramasın.

Endişelenmemeye çalışın.

Bebeğiniz bir iki yara alabilir; kafa vurma davranışı genellikle bir “kendini yatıştırma” davranışıdır. Bu çocuğunuzun başını kendisini ciddi şekilde yaralayacak kadar vurmasının çok da olası olmadığı anlamına gelir. Bebeğiniz kendi acı eşiğini bilir ve başını vurmak canını acıtırsa kendisini biraz yavaşlatacaktır.

Çocuğunuzun ritim sevgisini başka şekilde desteklemesine yardımcı olun.

Çocuğunuz belli ki sabit bir ritimden hoşlanıyor, bu yüzden onun ritim sevgisi için başka dışavurum araçları bulmasına yardım edin. Uzmanlar genellikle dans ederek, ritimli yürüyerek ve davulla ya da el çırparak müziğe birlikte eşlik etmeyi önerir. Ayrıca sabit bir ritmin rahatlığını ona sunmak için çocuğunuzun odasına bir metronom koymayı da deneyebilirsiniz. Kafa vurma davranışını besleyen öfkeli enerjinin bir kısmını yakmasına yardımcı olmak için bebeğinizin gün içinde bolca fiziksel egzersiz yaptığından da emin olun.

Yatıştırıcı bir uyku rutini başlatın.

Çocuğunuz yoğun bir günü atlatmanın bir yolu olarak kafasını vuruyorsa, rahatlatıcı bir rutin bulmaya çalışın. Ilık bir banyo, kucağınızda sakince sallamak ve sakin bir öykü ya da şarkı yardımcı olabilir. Yatmadan önce birkaç dakikayı onun sırtını sıvazlamaya ya da alnını okşamaya ayırabilirsiniz. Yatağındaki sakin müzik de yatıştırıcı olabilir.

Eğer çocuğunuzun davranışı endişe verici bir hal alırsa bir doktora danışın.

Eğer çocuğunuz gün içinde başını çok fazla vuruyorsa ya da kendisine zarar verdiği halde başını vurmaya devam ediyorsa endişelenmekte haklı olabilirsiniz. Bu çok yaygın olmasa da kafa vurmak bazen yürüme ve okul çağında ortaya çıkabilen otizmle ve diğer gelişimsel hastalıklarla ilişkilendirilebilir.

Otizmli çocuklar genellikle insanlarla iyi ilişkilenemezler. Genellikle ebeveynleriyle fiziksel temas kurmakla ilgilenmezler ve insanlara bakmaktan ziyade bakışları uzaklara dikilir. Eğer çocuğunuzun fiziksel becerilerini, dilini ya da edindiği diğer becerileri kaybettiğini fark ettiyseniz, gittikçe daha çok içe dönüyorsa ya da yaygın gelişimsel dönüm noktalarına erişmekte devamlı olarak gecikiyorsa doktoruna danışın.

İki (2) Yaş Sendromu

2 yaş sendromu, yürümeye yeni başlamış çocukların gelişim evrelerinde görülen normal bir süreçtir. Bu durum, çoğunlukla ila aylar arasında görülen bir durum olduğu için, 2 yaş sendromu olarak adlandırılır. Bu sendrom, bazı kaynaklarda “Korkunç İkiler” şeklinde de adlandırılabilir. Bu dönemde çocuklar bebeklikten çıkıp bağımsız olma isteklerini dışa vurarak ebeveynlerine kendilerini kabul ettirmeye çalışırlar.

2 Yaş Sendromu Nedir?

2 yaş sendromu, her çocukta farklı şekilde görülür. Çoğu zaman, bu dönemde çocuklarda ani ruh hali değişimleri görülebilir, çocuklar öfke nöbeti geçirebilir ve söylenenlere uymak istemeyebilirler. Örnek vermek gerekirse, çocuğunuz bir anda size sarılırken çok kısa bir süre içinde öfke nöbeti geçirerek sizden uzaklaşabilir.

2 yaş sendromu genellikle 2 yaşından önce görülmez, ancak bazı çocuklarda 1 yaşından itibaren ruh hali değişiklikleri görülebilir. Araştırmalar, 18 ila 60 ay arasındaki çocukların en az %75'inin bu dönemde öfke nöbeti geçirdiğini, ancak 4 ya da 5 yaşına gelen çocuklarda bu öfke nöbetlerinin azaldığını göstermektedir.

2 Yaş Sendromunun Nedenleri Nelerdir?

Yeni yürümeye başlayan çocuklar doğal olarak çevrelerini keşfetmek ve kendi şartlarına göre istediklerini eyleme geçirmek isterler. Bu, tamamen normal ve beklenen bir davranıştır. Ancak, yeni yürümeye başlayan çocukların sözlü, fiziksel ve duygusal becerileri henüz tam olarak gelişmemiştir. 2 yaş sendromu yaşayan çocuklar, bağımsız hareket edebilmek ve istediklerini yapabilmek için çabalarlar, ancak sınırlı dil, el ve göz koordinasyon becerileriyle ne istediklerini belirtmekte zorluk yaşarlar.

Çocukların bu dönemde duygusal kelime dağarcığı yeterli olmadığı için, iletişimin herhangi bir noktasında hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmazdır. Bu nedenle, çocukların duygularını ifade etmek için öfke ya da saldırganlıktan başka kullanabilecekleri bir yöntem yoktur. Hayal kırıklığı duygusu, zaman algısı henüz gelişmemiş çocuklarda sabırsızlığa yol açar. Dolayısıyla, çocuklarda agresif davranışlar görülebilir ya da ruh hallerinde ani iniş ve çıkışlar gözlemlenebilir.

2 Yaş Sendromu Yaşayan Çocukları Neler Hayal Kırıklığına Uğratır?

2 yaş sendromu yaşayan bir çocuk için hayal kırıklığına neden olabilecek durumlar şu şekilde sıralanabilir:

•Bu dönemde çocuklar ne istediklerini açıkça belirtecek dil becerilerine sahip olmadığı için ne istediklerini tam olarak ifade edemeyebilirler.

•Çocukların sıralarını bekleyecek sabırları olmayabilir.

•Çocukların el göz koordinasyonu henüz tam olarak gelişmediği için kendi işlerini kendileri halletmek isteseler bile (örneğin kendi sütlerini bardağa dökmek ya da atılan topu yakalamak) bunu yapamadıkları için hayal kırıklığına uğrayabilirler.

2 Yaş Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Çocuklar iki yaşına geldiğinde davranışlarında birtakım önemli değişiklikler görülür. Bu değişiklikler; gelişimsel, fiziksel ve zihinsel değişiklikleri kapsar.

Çocuklar 2 yaşına girdiklerinde bağımsız hareket etmek isterler. Bu nedenle, konulan sınırların ötesine geçmeye çalışırlar. Bu durum da çocukların sıklıkla “hayır” ya da “benim” gibi ifadeler kullanmasına yol açar. Bunun dışında, 2 yaş sendromunda yaygın olarak görülen diğer belirtiler şu şekildedir:

•Çığlık atmak

•Ağlamak

•Çevresindekilere vurmak

•Eşyaları fırlatmak

•Küsmek

•Ani ruh hali değişimleri

•Öfke nöbetleri (genellikle 30 dakika kadar sürer)

Öfke Nöbetleri

Bazı çocuklarda öfke nöbetleri hafif geçerken, bazı çocuklarda bu nöbetler sinir krizi geçirmeye kadar varabilir. Öfke nöbeti sırasında ağlamaya ek olarak, çocuğunuz etrafındakilere saldırma, tekme atma ya da ısırma gibi şekillerde öfkesini gösterebilir.

İtiraz Etmek

Bu yaşlarda, çocukların her gün yeni beceri ve yetenekler kazandığı söylenebilir. Bu nedenle, çocuklar yeni edinmiş oldukları becerilerini kullanmak isterler. Bu duruma ek olarak görülen bağımsızlık duygusu ve isteği, çocuğunuzun karşıdan karşıya geçmek için elini tutmak ya da kıyafetlerini giymesine yardımcı olmak gibi eskiden kabul ettiği durumlara itiraz etmesine neden olabilir. Çocuğunuz daha fazla bağımsızlık kazandıkça, sizin yardımınızı reddetmeye başlayabilir.

Ani Ruh Hali Değişimleri

Çocuğunuz bir an mutlu ve sevgi doluyken, çok kısa bir süre içinde çığlık atıp ağlayabilir ya da mutsuz olabilir. Bu ani ruh hali değişimlerinin tamamı çocuğun o esnada iletişim kurmak için gerekli olan becerilerinin tam olarak gelişmemiş olmasından kaynaklanır.

2 Yaş Sendromunda Tıbbi Yardım Ne Zaman Alınmalıdır?

2 yaş sendromundan kaynaklanan öfke nöbetleri ve itaatsizlik normal karşılanması gereken durumlardır. Ancak, çocuğunuzun davranışlarının kontrolden çıktığını düşündüğünüz ya da çocuğunuza nasıl davranacağınızı bilmediğiniz durumlarda, konuyla ilgili uzman bir çocuk doktoruna başvurmanız en iyisi olacaktır.

Ayrıca, çocuğunuzun öğretmenleri ya da bakıcısının çocuğunuzda farklı bir davranış gözlemlediği ya da aşağıdaki davranışlardan birinin görüldüğü durumlarda, profesyonel yardım almanız gerekebilir:

•İçine kapanıklık hali

•Göz teması kurmamak

•Agresif tutum sergilemek

•Kendisine ya da başkalarına zarar vermeye çalışmak

•Evin içinde çok fazla huzursuzluk yaratmak

Doktorunuz, çocuğun davranışlarına yönelik size bazı tavsiyeler verebilir ya da çocuğunuzun bir psikologla görüştürülmesini isteyebilir.

2 yaş sendromu sırasında bazı çocukların diğerlerine göre daha fazla agresif davranışta bulunmasının nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:

•Annenin hamilelik sırasında alkol tüketmesi

•Küçük yaşlarda şiddete maruz kalmak

•Uyumsuz bir mizaca sahip olmak

2 Yaş Sendromu Davranış Bozukluğundan Nasıl Ayırt Edilebilir?

yılında yapılan bir çalışmaya göre, okul öncesi dönemdeki çocuklarda (3 ila 6 yaş arası) öfke nöbetleri aşağıda tanımlanan şekildeyse, bu durumda davranış bozukluğundan şüphelenilebilir:

•Yarım saati geçen düzenli öfke nöbetleri (Bu nöbetler, günde 10 ila 20 kez görülebilir)

•Çocuğun kendine zarar vermeye çalıştığı öfke nöbetleri

•Ortalama 25 dakikadan uzun süren öfke nöbetleri

•Çocuğun öfke nöbeti sırasında kendini sakinleştirememesi

2 Yaş Sendromu Ne kadar Sürer?

2 yaş sendromu, çocuk 2 yaşına girdiğinde başlayan ve 3 yaşına kadar sürebilen bir durumdur. Çocuk 4 yaşına geldiğinde, kendisini ifade etmek, ebeveynlerinin ya da çevresindekilerin söylediklerini algılamak ve onun için belirlenmiş kuralları takip etmek ve bu kurallara uymak için yeterli dil ve motor becerilerine sahip olur.

2 Yaş Sendromuyla Başa Çıkmak İçin Neler Yapılabilir?

2 yaş sendromu ile başa çıkmak için çocuğunuzla kurduğunuz iletişim şeklini değiştirmeniz gerekebilir. Bu sendromla nasıl başa çıkabileceğinize dair bazı tavsiyeleri aşağıda bulabilirsiniz. Bu tavsiyelerin yerine getirilmesine rağmen, çocuğunuzla kurduğunuz iletişimde herhangi bir iyileşme görülmüyorsa, bu durumda uzman bir doktor ya da psikologdan yardım almanız gerekebilir.

•Çocuğunuzun davranışları sizi strese sokabilir. Bu nedenle, çok fazla strese kapılmamanız çocuğunuzun içerisinde bulunduğu durumla daha iyi başa çıkmanızı sağlayacaktır. Örnek vermek gerekirse, çocuğunuz öfke nöbeti geçirirken, 10'a kadar sayarak derin bir nefes almanız sakin kalmanızı sağlayacaktır.

•Açıklayıcı bir dil kullanmaya çalışın ve çocuğunuzu hiçbir şekilde tehdit etmeyin.

•Çocuğunuzun onayladığınız davranışları için onu övün ve vazgeçirmek istediğiniz kötü davranışları görmezden gelin.

•Çocuğunuza asla fiziksel şiddet göstermeyin ve ona bağırmaktan kaçının. Çocuğunuzun şiddet içermeyen davranışları örnek alması için onunla kurduğunuz iletişimde şiddetten her koşulda uzak durmanız gerekir. Durum ne kadar kötü olursa olsun iletişiminizi sürdürürken sakinliğinizi korumanız bu sendromla başa çıkmanız açısından oldukça önemlidir.

•Çocukların ilgisi çabuk dağılır. Buradan yola çıkarak, çocuğunuzun yaşadığı öfke nöbetleri sırasında çocuğunuzun ilgisini başka bir yöne çekmeye çalışabilirsiniz.

•Kuralları basit tutun ve kurallara yönelik kısa açıklamalar yapın. Bu noktada, koyulan kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması büyük önem taşır.

•Yemek ve uyku saatlerinin düzenli olması da oldukça önemli bir faktördür. Çocuğunuz yorgun veya aç olduğunda, istenilenin dışında davranışlar sergileyebilir.

•Çocuğunuza başarabilecekleri basit sorumluluklar verin. Bu sayede, çocuğun bağımsızlık duygusunu pekiştirebilirsiniz.

&#;ocuklar neden vurur?

“Biliyorum, şu an sinirlendin. Bu çok normal çünkü istediğin çikolatayı sana almayacağımı söyledim. Ama belki bir dahaki market alışverişimizde bir tane çikolata alma hakkın olabilir” gibi ifadelerle çocuğun hissettiği duyguyu ona söyleyerek duygu yansıtması yapmış olursunuz, böylece çocuk yaşadığı duyguyu tanımış olur ve onu anladığınızı hisseder. Bu yüzden çocukların gelişiminde ebeveynlerin çeşitli duyguları dile getirmesi, onların duyguları tanıması için oldukça önem arz ediyor. Genelde en temel duygular dile getirilir; kızdın mı, mutlu mu oldun, şaşırdın mı vb. Ama hayal kırıklığına uğramak, utanmak, cesur hissetmek, kafası karışmış gibi hissetmek de birer duygudur ve bunları ne kadar çok dile getirirseniz o da duyguları o kadar iyi tanıyacaktır. Çocuğun bildiği bir duyguya müdahale etmesi, kendini kontrol etmesini kolaylaştırır ama bilmediği duygular karşısında vurmak ya da altına kaçırmak gibi davranışlar sergileyebilir.

Çünkü iç dünyasında bilmediği bir şeyle boğuşuyor ve bu durum onu haliyle kaygılandırıyor olabilir. Çocuklar zaten duygularını ifade etmeyi öğrenmez, bunu biliyorlardır. Ama çocuk, hoş olmayan duygular yaşadığında (korku, öfke gibi) genelde ebeveynler tarafından bilinçsizce de olsa o duyguları bastırılmaya çalışılır. Çocuk da duygusunu saklamayı öğrenir, bu sebeple istenmeyen davranışlar ortaya çıkar (vurma, altına kaçırma). Eğer çocuğun şiddet eğilimi varsa ebeveynler çivi çiviyi söker diyerek çocuğa şiddet göstermemeli. Onların öfkesinin karşısında sakin kalmak, bu davranışı tekrarlamaması için kritik bir önem taşıyor. Onu dinlemelisiniz. Çok basit belki ama çok önemli bir davranıştır dinlemek. Çocuk kendine değer verildiğini hisseder ve sakinleşir. Böylece daha sağlıklı bir iletişime girersiniz ve sorunlar için kalıcı çözümler oluşturabilirsiniz.

Gelişim özellikleri: 3 yaşından önce çocuk egosantriktir (benmerkezcilik). Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ve her şeyi kontrol edebileceğini düşünür. İstediği kadar kontrol edemediğinde de üzülür ve vurma, ısırma, atma gibi kabul görmeyen şekillerde karşılık verir. Bir çocuğun vurmayı öğrenmesi için mutlaka bu davranışı görmüş olması gerekmez. Olumsuz tavırlar çocukların yaşlarının ve bazen de cinsiyetlerinin bir özelliği olarak karşımıza çıkar.

Egosentrizmin en önemli özelliklerinden biri çocuğun bencil olması, başkalarının da duygu, düşünce, istek ve beklentilerinin olduğunu tam olarak kavrayamaması ve karşısındakiyle empati kuramamasıdır.

Vurma davranışının başka bir nedeni ise çocukların dürtülerini kontrol etmede yeterli olamayışlarıdır. Bir yetişkin içinden geçeni ortamın uygun olmaması durumunda kendini kontrol ederek yapmayabilir. Ancak aynı tutumu küçük çocuklarda görmek mümkün değildir. Onlar içlerinden geleni hemen yaparlar.

yaş çocuğu davranışının sonucunu görme, tahmin etme öngörüsüne sahip değildir. Karşısındakinin canı acıdığı için ağladığını görür ve buna üzülür. Ancak onun canını acıtmamak ve üzmemek için vurmaması gerektiği öngörüsü yoktur.

İnsan hayatta kalmasını sağlayan saldırganlık eğilimleri ile dünyaya gelir. Ancak sosyal beceriler doğuştan gelmez, zaman içerisinde kazanılır. Sosyal becerilerin kazanılması ise 3 yaş ve sonrasında gerçekleşir.

yaş çocukları duygularını ifade edebilecek, sorunları konuşarak çözebilecek dil becerisine sahip olmadığından yaşadığı olumsuz bir duruma vurarak karşılık verir.

Her şeyi merak eden, araştırmaya, deneyerek öğrenmeye çalışan yaş çocuğu sebep-sonuç ilişkilerini merak ettiği için de vurmayı deneyebilir. Bir yaşıtına vurduğunda onun ağladığını gören çocuk başka bir yaşıtının da aynı tepkiyi verip vermeyeceğini merak ettiğinden ona da vurur.

çocuk ve vurma davranışı

Dış etkenler: Uykusuzluk, açlık gibi temel gereksinimleri karşılanmayan veya bu gereksinimleri geciktirilen çocuklarda saldırganlık eğilimi artar.

Eve yeni bir bebeğin gelmesi, bakıcı değişikliği, anne babadan uzun süreli ayrı kalma gibi huzursuzluk yaratan bir hayat tarzı değişiklikleri de çocuğu saldırgan yapar.

İyi davrandığında yeterince dikkat çekemeyen bir çocuk vurarak dikkat çekmeye çalışabilir.

Çocuğun yakın çevresinde bulunan anne, baba, bakıcı, kardeş gibi kişilerin sert, saldırgan tutumları çocuktaki saldırganlık eğilimini arttırabilir.

Fazla kontrollü bir çevrede bulunan çocuk yaşadığı hayal kırıklıkları nedeniyle vurma davranışı gösterebilir.

Hiç sınır koyulmayan çocuklarda da saldırganlık davranışları görülebilir.
Ebeveynin depresyonda olması, alkol ya da bağımlılık yapan ilaçlar kullanması, anne babanın sık tartışması, kavga etmesi çocuğun endişelenmesine, endişesini de saldırgan tutumlar sergileyerek göstermesine neden olur.

Çocuğa bu durum karşısında anne babalar nasıl yaklaşmalıdır?

Anne babanın vurma davranışı karşısında sakin olması ve bunun kabul edilemez bir davranış olduğunu sözel olarak belirtmesi gerekir. Çocuğa davranışının uygun olmadığı söylenmeli ve bu konu üzerinde çok durulmamalıdır. Ancak davranış tekrar ettiğinde bunun uygun olmadığı her seferinde belirtilmelidir.   yaş çocuklarının dikkat ve dinleme süreleri uzun olmadığı için ayrıntılı açıklamalar, nasihatler bir işe yaramaz. Bu yaş çocuklarına verilecek olan yönergelerin basit, sade ve anlaşılır olması gerekir.

Anne babasına ya da başkalarına, arkadaşlarına vuran çocuğa anne babası da vurarak karşılık verirse, bu çocuğa nasıl yansır, sonuçları nasıl olur?

İster şiddetli, isterse hafifçe, ister poposuna, isterse eline olsun vurmak davranışın azalması yerine artmasına neden olur. Çocuğa, vurmanın uygun olmayan bir davranış olduğunu anlatmanın en kolay ve sağlıklı yolu ona vurmamaktır. Çünkü çocuklar için anne babalarının yaptığı, söylediği her şey doğrudur. Çocuğuna vurulmaması gerektiğini ona vurarak anlatmaya çalışan anne babalar çocuklarına yanlış mesaj vermektedirler. Özellikle bu yaştaki çocuklar "dediğimi yap, yaptığımı yapma" anlayışını kavrayabilecek zihinsel olgunluğa sahip değillerdir.

Anne babanın çocuğa vurması çocuğun problem çözme yöntemi olarak vurmayı öğrenmesine de neden olur. Dayakla büyüyen çocuklar kendi çocuklarını yetiştirirken de aynı yönteme başvururlar.

Anne babanın çocuğa vurarak karşılık vermesi çocuğun hem anne babasına hem de kendisine olan güvenin sarsılmasına neden olur.

Çocuğun vurma alışkanlığına bir çözüm getirilmezse bu durumun onun ileriki sosyal gelişimine ne gibi etkileri olur?

Bazen anne babalar çocuğa kendini savunma yöntemi olarak vurmayı öğretebilirler. Vurmayı öğrenen bir çocuğun ileride kendini koruyabilen, başarılı biri olacağını düşünürler. Gerçekte bu böyle değildir. Çünkü başkalarına zarar veren çocuk arkadaşları, öğretmenleri ve diğer yetişkinler tarafından kabul görmez. Vurma davranışının çözülememesi veya pekiştirilmesi çocuğun sosyal ilişkiler kurmada zorlanmasına, çevresinden izole olmasına, kendisi gibi davranışları bulunan kişilerle arkadaşlık edip uygun olmayan ortamlarda bulunmasına neden olur.

Çocuğun vurma alışkanlığından vazgeçmesi için önerileriniz nelerdir? Anne babalar ne yapabilirler?

·         Vurma davranışı gösteren çocuğa kesinlikle vurarak tepki göstermeyin. Bu durum davranışın azalmasından çok pekişmesine neden olur. Çocuklar en çok anne babalarının davranışlarını örnek alırlar.

·         Vurduğunda "kimseye vurulmaz" diyerek uyarın. Bunu her seferinde tekrar edin.

·         Stres altında olduğunuz durumlarda (bir yere yetişmek, yemek yedirmeye çalışmak gibi) çekiştirme, vurma gibi sert davranışlardan kaçının.

·         Koyduğunuz kural ve sınırların çocuğun yaşına ve becerilerine uygun, belirgin olmasına özen gösterin. Aşırı kural koyma ya da hiç kural koymama çocuğu saldırgan yapar.

·         Sürekli engellenen çocukta vurma davranışı artar. "Hayır" demek yerine ona alternatifler sunun.

·         Olumlu her davranışı "aferin, bravo" diyerek, alkışlayarak ödüllendirin.

·         Çocuğunuzun yorgun, uykusuz, aç ya da hasta olmadığından emin olun.

·         Şarkı söylemek, dans etmek, kitap okumak gibi sakinleştirici aktiviteler yapın.

·         Bulunduğu ortamdan uzaklaştırarak sakinleşmesini sağlayın.

·         Vurabileceğini düşündüğünüz zaman davranış gerçekleşmeden durdurmaya çalışın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir