bebeklerde karın şişliği ve sertliği / Çocuklarda Karın Ağrısı Ciddi Hastalıkların Belirtisi Olabilir | Hizmet Hastanesi

Bebeklerde Karın Şişliği Ve Sertliği

bebeklerde karın şişliği ve sertliği

Çocuklarda Karın Ağrısı Ciddi Hastalıkların Belirtisi Olabilir

Çocuk Cerrahisi

Çocuklar her yaşta karın ağrısı şikayeti yaşayabiliyor. Karın ağrıları çoğu zaman kolik ya da kabızlık gibi rahatsızlıklardan kaynaklanırken, bazen ciddi sağlık sorunlarını işaret edebiliyor. Bebekler ve küçük çocuklar yaşadıkları ağrıyı ve bölgesini tarif edemedikleri için anne babaların bu konuda dikkatli ve bilinçli olması gerekiyor. Memorial Hizmet Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü uzmanları, çocuklarda karın ağrıları hakkında bilinmesi gerekenler ile ilgili bilgi verdi.

Çocuklar büyüdükçe karın ağrısı şikayetleri artıyor

Karın ağrıları çocuklarda sık görülmektedir. Her 4 çocuktan 1’inde ara ara karın ağrısı şikayeti görülürken kız çocuklarında daha fazla yaşanmaktadır. 2 yaş civarındaki çocuklarda %3 oranında görülen karın ağrısı şikayetleri, yaş aralığında %5, yaş aralığında ise %25’e kadar yükselmektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte artış gösteren karın ağrısı şikayetlerinin %1 kadarı cerrahi operasyon gerektirmektedir ancak doğru ve zamanında müdahale hayati önem taşımaktadır..

Anne baba iyi gözlem yapmalı

Çocuklarda en sık görülen karın ağrısı sebebi, “gastroenterit” denilen bakteri veya viral enfeksiyona bağlı ortaya çıkan mide ve bağırsak iltihabıdır. En bilinen belirtisi ishal olan gastroenterit, cerrahi müdahale gerektiren hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Özellikle ishal başlamadan önce, teşhis ve tedavide zorluklar yaşanabilmektedir. Karın ağrısı olan çocukta, gastroenterit mevcut olup ishal başlamamış ya da gastoenteritin bağırsak hareketlerini durdurucu tipi mevcut ortaya çıkabilmektedir. Bu iki durumu ayırt etmek, ancak bir doktor tarafından sağlanabilmektedir. Anne ve babanın, acil cerrahi gerektiren belirtilere çok benzerlik gösteren bu gibi durumlarda, ishalinin varlığıyla birlikte içeriği, kokusu ve rengini dikkatli takip edip, doktora bildirmesi gerekmektedir.

İshal sonrası kabızlık ciddi hastlık işareti olabilir

İshal devam ederken şikayetin aniden değişmesi, bağırsak düğümlenmesi gibi ciddi hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Gaz ve dışkılama yapılamaması, karın şişkinliği, kusma gibi belirtiler bağırsak düğümlenmesinin belirtileri olabilmektedir. Bununla birlikte karın ağrısı ile birlikte kusma ya da makatta görülebilecek kanama olduğunda, acilen bir uzmana başvurulmalıdır. Karın ağrısı sebebiyle doktora giden 3 çocuktan birinin kabızlık yaşadığı unutulmamalıdır. Yaşamın erken döneminde yaşanan kabızlık sorunu, cerrahi sebepleri çağrıştırmaktadır.

Ağrılar ile gelen belirtileri göz ardı etmeyin

Karın ağrısının şekli, tipi, süresi nasıl olursa olsun önemsenmemesi, ağır sonuçlar doğurabilmektedir. Anne ve babaya düşen görev bu konuda iyi gözlem yapmaktır. Aşırı yemek, açlık ve stresten de kaynaklanan karın ağrısının birçok farklı nedeni olabilmektedir.

  • Rotavirus: Kış aylarında yayın olan bu virüs, cerrahi müdahale gerektiren rahatsızlıkları taklit edebilir. Doktor desteği gerekir.
  • Besin zehirlenmesi: Şiddetli kusmalarla birlikte, aşırı ishal varlığı dramatik olsa da, teşhis ve tedavide pediatri doktoru yer alır.
  • Kabızlık: Daha çok sol alt karın bölgesinde ağrı yapar. Ağrının yer değiştirmesi anne baba için uyarıcı belirti olmalıdır.
  • İdrar yolu enfeksiyonu: Sünnet olmamış erkeklerin yanısıra kızlarda da idrar yapma ile birlikte şiddetli ağrı olur. Apandisit gibi bazı cerrahi hastalıklarda, hastalığın yeri mesaneye yakın ise, bu acil cerrahi hastalık, basit mesane iltihabını andırabilir.
  • Apandisit: Yumurtalıkların karın içinde olması sebebiyle, kızlarda karın ağrılarına daha hızlı müdahale edilmelidir. Patlayan apandisit, ileride bebek sahibi olmaları zorlaştırabilir.
  • Bağırsak düğümlenmesi: Şikayetlerin ve hastalığın başlama saati neredeyse kesindir. Keyifli bir şekilde uyuyan bebeğin aniden uyanıp, ağlaması, arada uykuya dalabilmesi, tekrar ağrının başması belirgin özelliklerindendir. Teşhis ve tedavinin gecikmesi, ağır sonuçlar doğurur.

Boğaz ağrısı ile birlikte görülen karın ağrısı, özellikle ateşli dönemlerde can sıkıcı olabilir. Ateşin düşmesi ile birlikte, ağrının da hafiflemesi gerekir. Giderek artmakta ise, sebebi araştırılmalıdır.

Karın ağrısı ve şişliğine dikkat!

Kalınbağırsağın bir kısmının karın zarı üzerinde dönmesi ya da kıvrılmasıyla ortaya çıkan volvulus hastalığı gelip geçici ağrılarla başlayabilir. Genel durum bozukluğu ve karın şişkinliği görülür. Kalın bağırsaklarda hareket bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan tıkanıklıklar, boğulmuş fıtık, yumurtalık dönmesi de denilen over torsiyonu ve testis torsiyonu acil cerrahi gerektiren hastalıklar arasındadır.

&#;ocuğunuzda beze, kansızlık, şişkinlik varsa dikkat!

Haberin Devamı

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, her yıl 1 milyon çocuktan 'sinde kanser geliştiğini belirtti.

Demir, Dünya Çocukluk Çağı Kanser Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tüm kanserlerin sadece yüzde ’ünün çocuklarda görüldüğünü ifade etti.

ÇOCUKLARDA KANSER YETİŞKİNLERDEN KAT DAHA AZ GÖRÜLÜYOR

Çocuklarda kanserin erişkinlere oranla kat daha az görüldüğünü aktaran Demir, "Her yıl 1 milyon çocuktan 'sinde kanser gelişmektedir. Çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve yaş döneminde ortaya çıkmaktadır" ifadelerini kullandı. 

Çocuğunuzda beze, kansızlık, şişkinlik varsa dikkat

Demir, Türkiye'de ve dünyada çocukluk çağında görülen kanserlerin yüzde 30'unu löseminin oluşturduğunu, geri kalan yüzde 70 içinde ise Türkiye'de ikinci sırada bezi kanserlerinin (Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfoma) yer aldığına dikkati çekti.
Günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde başarı oranının arttığını belirten Demir, "Çocuk kanserlerinin özelliklerinden biri, çok hızlı çoğalan ve büyüyen kanserler olmalarıdır. Hızlı büyüdükleri için de ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisine (radyoterapi) duyarlıdırlar. ’lı yıllarda yüzde 5’i iyileştirilebilen çocukluk çağı lösemilerinin günümüzde yüzde 'i şifa bulmaktadır" bilgisini paylaştı.

Haberin Devamı

Demir, akraba evliliklerinin çocukluk çağı kanserlerinde en önemli faktör olduğunu vurgulayarak, akraba evliliklerinin önlenmesinin önemine değindi.

"ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ"

Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Profesör Doktor Tülin Tiraje Celkan ise "Kanserde erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da erken tanı çok önemlidir. Çocukta beze, kansızlık, karın şişliği, herhangi bir dokuda anormal bir büyüme fark edildiğinde derhal hekime başvurmalı ve nedeni araştırılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Çocuk kanserlerinde, tümörün kaynaklandığı organ içinde sınırlı olduğu durumlarda cerrahi yöntemle tümörün çıkarıldığını aktaran Celkan, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"Ancak tümör çıkarılamayacak büyüklükte ise veya başka dokulara yayılma yapmış ise (metastaz) bu durumda tümörden biyopsi almakla yetinilir ve öncelikle kemoterapi uygulanarak tümör ve metastazları bu yolla yok edilmeye çalışılır. Kemoterapide kullanılan ilaçların bazılarının yan etkileri bulunuyor. Yan etkiler geçicidir ve bir takım ilaçlarla başarılı şekilde önlenebilmektedir. Hijyen açısından tedavi gören çocukların bir süreliğine okuldan uzak kalmasında yarar vardır. Genellikle tümörlerin büyük çoğunluğunda tedavi kesiminden sonraki yıl tekrarlama açısından riskli dönemdir. Tedavi bitiminden sonra aylık veya aylık aralar ile hekime görünmek, kan ve görüntüleme tetkiklerini yenilemek gerekir."

Sağlık Rehberi

Yenidoğan Bebek Özellikleri


Yenidoğan dönemi, gebelik haftasına bakılmaksızın her bebeğin doğumdan sonraki ilk 28 gününü içerir. Bu dönem aslında bebeğin anne karnından dış ortama uyum sağlama sürecini geçirdiği dönemdir.

Bebekler hem fiziksel hem de gelişimsel özellikleri bakımından çocuk ve erişkinden farklıdır. Yenidoğanın bu farklılıklarını bilmiyorsak çoğu zaman endişe gerektirmeyecek durumlar bizleri endişeye düşürebilir.

Kafa ve saçlı deri :Yenidoğan bebeğin kafası genellikle vücuduna göre büyük ve yüzü şiş görünebilir. ‘Bıngıldak’ adı verilen başın üst, ön ve arka kısımlarında henüz kafa kemiklerinin birleşmediği yumuşak bölgeler bulunur.

Bu yapılar sayesinde, bebeğin doğum sırasında kanaldan geçerken kafa kemiklerinin birbirine yaklaşarak kafa çapının küçülmesi ve doğumun kolaylaşması sağlanır. Başın ön kısmındaki bıngıldağın kapanması ayda, arka kısmındaki bıngıldağın kapanması ise ayda gerçekleşir. Bazen bıngıldak üzerinde ağlarken şişlik görülebilir ve nabız atışı gibi hareketler hissedilebilir.

Ancak sakinken ve otururken şişlik varsa, bir hastalık belirtisi olabilir. Bebeklerin saçları doğumdan bir süre sonra dökülebilir ve yerine yenileri gelir. Bebeklerin başında yağsı maddelerin aşırı birikimi sonucu ‘konak’ denilen beyaz veya sarımsı-kahverengi renkli tabaka oluşabilir. Bu, bir çeşit deri soyulmasıdır. İyi bir bakım ve konakların yumuşatılması ile kaybolur.

Gözler : Yenidoğan birçok bebeğin göz rengi koyu-gri mavi renktedir. Birkaç ay içinde rengi değişir ve ayda kalıcı göz rengine döner. Doğumdan hemen sonra bebeğin görüş mesafesi sınırlı olduğundan ancak gözüne santimetre mesafedeki nesneleri görebilir. İlk  ay içinde parlaklık ve karanlık tonlama becerileri artmaya başlar. Göz kasları tam olarak gelişmediğinden, gözlerde ani kaymalar ve şaşılık görülebilir, ancak 3. aydan sonra devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır.

İşitme: Yenidoğanlar ilk ay içinde insan seslerine ve özellikle sık duyduğu seslere ilgi gösterirler. Konuştuğunuzda sesin kaynağını bulmak için sesin geldiği tarafa yönelirler. Bebeklerde işitme azlığı; zihinsel gelişim, konuşma ve dil gelişimini etkilediğinden çok önemlidir. Bu nedenle tüm yenidoğanlara işitme testi taraması yapılarak varsa işitme sorunları erken dönemde tespit edilmelidir.

Memelerde büyüme: Anneden geçen hormonların etkisiyle bebeklerin meme bezlerinde şişlik görülebilir. Bazı bebeklerde meme uçlarından az miktarda süt benzeri sıvı gelebilir. Bu durum birkaç gün içinde tedavi gerektirmeden kaybolur. Meme uçlarının ovalanması ve sıkılması enfeksiyona neden olabilir.

Beslenme

Yenidoğan bebekler doğumdan sonra ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü, bir annenin bebeğine verebileceği en güzel ve değerli armağandır. Özellikle sarı renkli, koyu kıvamdaki ilk süt bağışıklık sisteminin gelişmesi açısından çok büyük önem taşır. Anne ve bebek açısından önemli bir sorun yoksa doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebek emzirmeye başlanılmalıdır.

Emzirme hem bebeğinizin sağlıklı beslenmesini, hem de göz teması kurmanızı ve duygusal yakınlaşmanızı sağlayacaktır.

Anne sütü ile beslenen bebekler daha sık acıkırlar. Doğumdan sonraki ilk günlerde düzenli bir emme aralığı olmasa da, hafta sonra genellikle saat arayla emmek ister. Zaman içinde bebeğin mide kapasitesi ve anne sütü miktarı arttıkça beslenme sıklığı azalır. Bebek elini ağzına götürüyorsa, emme hareketleri yapıyorsa ve kucağınıza aldığınızda memeye doğru yöneliyorsa acıkmış olabilir. Ağlama, acıkmanın geç bir bulgusu olduğundan, emzirmek için bebek ağlayıncaya kadar beklenilmemelidir.

Gaz sancısı

Gaz sancıları hafif veya şiddetli olarak bir çok bebeğin yaşadığı bir sorundur. Genellikle doğumdan hafta sonra ağlama krizleri şeklinde başlar. Bazı bebekler günün belli saatlerinde sürekli ağlar, ayaklarını kendine çeker. Karınları sert ve şiş görünür. Kesin nedeni belli olmayan ‘kolik’ denilen bu durum bebek aylık olduğunda azalır. Koliği olan bir yenidoğanı rahatlatmanın en iyi yolu onu kucakta tutmak, hafif hareketlerle karnını okşamaktır. Bebeğin gaz sancısı dışındaki bir nedenden dolayı ağlamadığına emin olunmalıdır.

Uyku

Her bebeğin uyku ve uyanıklık süreleri farklılık gösterir. İlk gün günün büyük kısmını uyuyarak geçirir, birkaç saat uyanık kalır. İlk birkaç ay henüz uyku düzeni olmaz, gece ve gündüz farkını bilmez. Gece süresince bir çok kez beslenme ihtiyacı için uyanırlar. Anne sütünün artması için gece emzirmeye de devam edilmelidir. Bebek uyurken yan veya sırtüstü yatırılmaya dikkat edilmelidir. İlk aydan sonra her gece aynı saatte uyumasına özen gösterilmelidir.

Uyku öncesi ılık banyo ve masaj hem bebeğin rahatlamasına hem de daha çabuk uyumasına yardımcı olur.

Ağlama

Bebekler doğumdan itibaren annenin kokusunu, sesini ve yüzünü tanırlar, ağlayarak ve farklı sesler çıkararak kendisini anlatmaya çalışırlar. Ağlama  bebeğin iletişim kurma yoludur. İlk haftalarda günde saat ağlayabilirler. Bazı bebekler uykuya dalmadan önce dakika ağlarlar. Ancak, her ağlamanın belli bir nedeni olmayabilir, bazen nedensiz de ağlayabilir. Ağlayan bebeğe karnını doyurma, kucağa alma, altını değiştirme gibi sakinleştirme yöntemleri denenmelidir.

İlk Kaka (Mekonyum) ve İdrar

Normalde bebekler doğumdan sonra ilk 24 saat içinde kakalarını yaparlar. Bebeğin ilk kakası yeşil-siyah renkli, yapışkan kıvamlıdır. Bebek beslenmeye başladıktan sonra kakanın rengi ve kıvamı değişir. Anne sütüyle beslenen sağlıklı bir bebeğin dışkısı sarı renkte olur. Bu kaka oldukça cıvık ve suludur, bu endişelenmenizi gerektirmez. Yenidoğanın ilk 24 saat içinde sık idrar yapması normaldir. Bebek yeterince beslenemediğinde idrarın içindeki ürik asit kristalleri yoğunlaşarak bezdekırmızı-pembe renk görülmesine yol açabilir. Ancak, idrar yolu enfeksiyonu varsa veya idrara kan karışması durumunda da kırmızı renk görülebilir.

Ağız ve burun

Anne sütü ile beslenen bebeklerin dilinin beyaz olması normaldir. Ancak, ağız içinde ve dil üzerinde pamukçuk denilen bir çeşit mantar enfeksiyonu  görülebilir. Pamukçuk bebeğin beslenmesini engelleyebileceğinden tedavi edilmelidir. Emme hareketi nedeniyle dudak derisinde kabarıklıklar ve damakta içi sıvı dolu keseler görülebilir. Kendiliğinden geçen bu durumların bebeğe zararı yoktur. Yenidoğanlarda az miktarda burun tıkanıklığı ve burun akıntısı olması normaldir. Ancak, bebeğin nefes alması ve emmesini güçleştiriyorsa burun delikleri temizlenerek açılmalıdır.

Cinsel organlar

Kız bebeklerde doğumdan sonra az miktarda vajinal kanama ve akıntı görülebilir. Anneden bebeğe geçen hormonlardan kaynaklanan bu durum kendiliğinden düzelir. Erkek bebeklerin testisleri karın içinde gelişir ve bebek doğmadan testis torbasının (skrotum) içine iner. Bir yaşına kadar inmeyen testislerin ameliyat edilmesi gerekebilir. Halk arasında torbaların şişmesi ve su toplaması olarak da bilinen ‘hidrosel’, testisleri çevreleyen zarlar içinde normalden daha fazla sıvı birikimi sonucu testis torbasının şişmesi durumudur.

Çocuklarda kendiliğinden kaybolma olasılığı yüksek olduğundan 1 yaşından önce ameliyat önerilmez. Hidroselle birlikte fıtık varsa ameliyat edilmesi  gerekebilir.

Refleksler

Bebeğin ilk hafta hareketlerinin tamamı istem dışı (refleks) cevaplardan oluşur. Ağzına veya çenesine dokunulduğunda yüzünü o tarafa çevirip parmağı emmeye çalışır. Parlak ışık gördüğünde gözlerini kapatır. Yüksek sese ve ani hareketlere irkilme şeklinde cevap verir. Bu reflekslerin simetrik olmaması ve belli aylardan sonra kaybolmaması bazı hastalıkların belirtisi olabilir.

Göbek kordonu

Yenidoğan bebeğin göbek kordonu mavi-beyaz renkli bir yapıdır. Kesilen kordon hafta arasında kurur, rengi koyulaşır ve kendiliğinden düşer. Kuru ve temiz kalması yeterlidir. Özellikle bebeğin altını değiştirirken göbek kordonunun bezin dışında kalmasına özen gösterilmelidir. Bazen göbek dışarı doğru fıtıklaşmış olabilir, karın kasları kuvvetlendiğinde geçer. Göbekte kanama, iltihap oluşumu ya da kızarıklık olduğunda hemen doktora  başvurulmalıdır.

Cilt

Yenidoğan bebeğin cildinde kendiliğinden kaybolan ve tedavi gerektirmeyen bazı değişiklikler olabilir. Bebeğin özellikle kıvrımlı bölgelerinde yoğun bulunan beyaz, krem kıvamındaki  verniks doğum öncesi ve doğum sonrası cildinin korunmasını sağlar. Bu tabaka kendiliğinden ve bebek yıkandıkça kaybolur. Cilt soyulması doğumdan hemen sonra görülebilir ve birkaç hafta içinde kendiliğinden biter. Bazı bebeklerde vücudunun herhangi bir yerinde ‘doğum lekesi’ denilen lekeler olabilir. Bebeğin sırtında, kalçalarında morartı şeklindeki ‘mongol lekeleri’ çocukluk dönemine kadar kalıcı olabilirse de sonradan tamamen kaybolur. Cilde yakın olan kılcal kan damarları nedeniyle oluşan pembe, kırmızı renkli ‘port şarabı lekeleri’ genellikle bebeğin yüzünde görülür. ‘Çilek hemanjiomu’ denilen başlangıçta büyüyen, hafif kabarık olan ve çileğe benzeyen kırmızı lekeler ise uzun süre kalıcı olabilir.

Bebeğinizin cildinde tıkanmış ter ve yağ bezleri burun, yanaklar ve çenede ‘milia’ denilen toplu iğne başı büyüklüğünde beyaz noktacıkların oluşmasına neden olur. Birkaç hafta içinde bu bezler çalışmaya başlayacağından kaybolurlar. ‘Lanugo’ adı verilen ipeksi ince vücut tüyleri sırtta, omuzlarda, alında, kulaklarda ve yüzde yaygın bir şekilde bulunabilir, ilk birkaç haftada kaybolur.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Bebeklerde karın şişliği tehlikenin işareti olabilir!

Çocukluk çağında görülen tümörlerin önemli bir bölümünü oluşturan nöroblastom, genellikle tesadüfen ortaya çıkmakla birlikte tedavi edilmediğinde hayati tehlikeye yol açabiliyor. Rutin bir ultrason muayenesinde veya annenin dikkatli izlemiyle görülebilen nöroblastomda erken teşhis büyük önem taşıyor. Bu nedenle çocukların ve bebeklerin rutin olarak muayene edilmesi gerekiyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nüvit Sarımurat, nöroblastom ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Nöroblastom, çocukluk çağında beyin tümörlerinden sonra en sık görülen solid tümördür ve çocukluk çağında görülen bu tür kanserlerinin yüzde ’ini oluşturur. Erkeklerde, kız çocuklarına göre biraz daha sık görülmektedir. Bu rahatsızlığa sahip çocuklar ortalama yaş civarı tanı alır. 10 yaşından sonra görülmesi nadir bir durumdur. Nöroblastomun oluşma sebebi henüz tam net olarak bilinmemektedir. Omurganın iki tarafından aşağı doğru inan “Sempatik sinir sistemi”nin ilkel hücrelerinden kaynaklanan bir tümör olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında nöroendokrin bir bez olan adrenal bez veya diğer adı ile sürrenal bezden de kaynaklanabildiği bilinmektedir. Bu tümörü, göğüs boşluğu, karın boşluğu veya pelvis denilen bölgelerde görmek mümkündür. Vücutta en çok karın bölgesinde rastlanır.

KARINDA ŞİŞLİKLE KENDİSİNİ BELLİ EDEBİLİR

Genellikle rutin ultrason muayenelerinde ya da anneler çocuklarını severken onların karnında bir şişlik gördüğünde fark edilmektedir. Bunun yanında çocuğun boynunda sert bir şişlik, iştahsızlık, uzak dokulara yayılma durumunda kemik ağrıları, bacaklarda şişme, kabızlık ya da ishal; göğüsteyse göğüs ağrısı, solunum sıkıntıları gibi belirtiler görülebilir. Açıklanamayan ateş, kilo kaybı, sırt ve kemik ağrılarında da akla bu tümör getirilebilir. Özellikle kol ve bacak gibi uzun kemiklerdeki veya göz çevresi ve kafatasındaki metastazlar kemik ağrılarına sebep olabilmektedir. Kemik iliği‎nde yaygın bir tutulum da söz konusu ise; kansızlık, kan pulcuklarında azalma ve beyaz kan hücrelerinde azalma, bunlara bağlı enfeksiyonlar veya kanamaya eğilim ortaya çıkabilir. Fiziki muayenede, karındaki kitle, bu kitlenin lokalizasyonu ve boyutu, karaciğer boyutunun büyük olup olmadığı, lenf nodu varlığı dikkatli biçimde incelenmelidir.

MODERN TETKİKLER TANIYA YARDIMCI OLUYOR

Tümör fark edildikten sonra aile bir pediatrik onkoloji uzmanına yönlendirilmelidir. Pediatrik onkoloji uzmanı bu aşamada tümörle ilgili tetkiklerin gerçekleştirilmesini sağlar. Ayırıcı tanı burada çok önemlidir. Tam kan sayımı, MR, ultrason ve BT gerekebilmektedir. Bunun yanı sıra tümörün kimyasal artıklarının olup olmadığına bakılmaktadır. Vanil Mandelik Asit, yani VMA ve Nöron Spesifik Enolaz ( NSE) gibi maddeler ayırıcı tanıda gerekmektedir.

TEDAVİ İÇİN EVRELEME ÖNEMLİ

Bu tanı işlemleriyle birlikte tümörün evrelemesi de yapılmaktadır. Nöroblastomun evreleri şöyle sıralanabilir:

Evre 1: Tümör köken aldığı organda sınırlıdır, orta hattı geçmez.

Evre 2: Tümör olduğu taraftaki lenf bezlerini tutmuştur ama orta hattı geçmez.

Evre 3: Orta hattı geçen bir tümör söz konusudur, orta hattın karşı tarafından lenf bezleri tutulur.

Evre 4: Yaygın hastalık, uzak organlara metastazlar görülebilir.

Evre 4S: Bu evrede hasta 1 yaştan küçüktür, ancak karaciğer, deri ve kemik iliğine yayılım vardır.

Tedavinin gidişatı evrelemeyle ve tümörün yapısıyla ilgilidir. Bazı tümörler daha agresif olur bazılarıysa daha yavaş seyirlidir.

TÜMÖR SINIRLIYSA CERRAHİ OLARAK ÇIKARILIR

Çocuk kanserlerinde cerrahi yöntemler, genellikle tümör kaynaklandığı organ içinde sınırlı ise tümörün çıkarılması şeklindedir. Ancak tümör çıkarılamayacak büyüklükte ise veya başka dokulara yayılmışsa bu durumda tümörden biyopsi alınır ve öncelikle kemoterapi uygulanarak tümör ve/veya metastazları bu yol ile yok edilmeye çalışılır. Tümör küçülüp, metastazlar kaybolduktan sonra tümör kalıntısı cerrahi olarak çıkarılır.

Yapılması planlanan tedavinin türüne göre henüz tedavi başlamadan bazı organların durum ve fonksiyonlarını kontrol edebilmek için diğer ek tetkikler yapılır. Bu tetkikler, kemoterapi öncesinde kalp muayenesi, işitme kontrolü ve böbrek fonksiyon testleri olarak sıralanabilir. Ayrıca çocuğun büyüme durumuyla ilgili çeşitli incelemeler de yapılmalıdır ki bunlar da tedavide önemli bir yere sahiptir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir