Epilepsi beyin kabuğundaki sinir hücrelerinin anormal ve aşırı elektriksel dejarjı sonucu ortaya çıkan ani, tekrarlayıcı ve tanımlanabilen bir olayla tetiklenmemiş nöbetler ile karakterize bir durumdur.
Epilepsiyi bilinç kaybı olan ve bilinç kaybı olmayan epilepsiler olarak ikiye ayırabiliriz. Bilinç kaybı olmayan epilepsilerin tanısı çok daha zordur. Epilepsi nöbetleri,
Halk arasında bilinen bilinç kaybının da olduğu jeneralize nöbet denilen epilepsi nöbetleri;
Ancak bu, epilepsinin sadece bir tipidir. Bunun dışında çok farklı epilepsi tipleri vardır.
Epilepsi krizini tetikleyen durumlar şunlardır:
Ayrıca sese veya ışığa duyarlı epilepsiler de vardır. Bu nedenle ani ve tiz ses, parlak ışıklar da epilepsi krizine neden olabilir.
Basit nöbet dediğimiz bilinç kaybının olmadığı nöbetler genellikle dalma, ellerde sıçrama, başdönmesi gibi dışarıdan farkedilemeyen belirtilerle ortaya çıkar. Örneğin kişi, konuşurken anlık durur. Bu durumlarda yapılacak bir şey yok. Büyük nöbet dediğimiz, bayılma şeklinde olan jeneralize nöbetlerde yapılmaması gerekenler arasında en önemlisi kişinin, ağzını açmaya çalışmamaktır. Kişinin o anda çene kasları çok güçlüdür ve parmağınızı ısırabilir.
Epilepsi krizi geçiren kişinin dilinin arkaya kaçarak ve soluk yolunu tıkama riski olduğu için, yan yatırılması gerekir. Ayrıca başını çarpma riski varsa onu önlemek lazım.
Epilepsiye,
Nedeni belli olmayanlar epilepsilerde MR’de ve EEG’de bulgu bulunmaz.
Epilepsi en sık ilk bir yaşta ve 60 yaştan sonra görülür.. 60 yaş üstünde genellikle sebep inme, kafa travması, beyin tümörleri ve metabolik bozukluklardır. ( kan tuz değerinin düşmesi gibi) İlk bir yaşında görülen epilepsiler daha çok metabolik, beyin yapısal bozuklukları ya da genetik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Epilepsiyi en çok çocukluk çağında ve ergenlikte görüyoruz. Bazı epilepsiler mesela jeneralize myoklonik epilepsi ( JME) gibi ergenlikle başlar ve ömür boyu devam edebilir.
Epilepside ilk tanı yöntemi, beynin elektriksel aktivitesinin çekildiği EEG’dir. Ancak EEG epilepsi tanısını yüzde 60-70 oranında koydurur. EEG yüzde yüz epilepsi tanısının konulması için yeterli değildir. Ancak beyinde bir bozukluk varsa EEG’de görülebilir. Epilepsi olsa dahi EEG çoğu zaman normal olabilir. EEG, daha çok nöbet anında çekildiği zaman epilepsi bulgusu verir. Nöbetler arası EEG’ler genellikle normal çıkar. Ayrıca EEG’nin anormal olması da bir epilepsi tanısı koydurtmaz. Epilepsi tanısında önemli olan klinik bulgulardır. Biz genellikle hastanın yakınlarından, nöbet sırasında video çekmelerini isteriz. Video kaydıyla yalancı nöbet olup olmadığı ya da gerçek bir epilepsi olup olmadığı anlaşılır. İ
Tanıda ikinci yöntem ise radyolojik görüntülemedir. MR’ın beyin dokusunu daha ayrıntılı göstermesi nedeniyle radyolojik görüntülemede MR tercih edilmektedir.
Epilepsinin tedavi yöntemi genellikle ilaçtır. Epilepsi tedavisine tek ilaçla başlanır ve hasta takip edilir. Tek ilacın yeterli gelmediği durumlarda ikinci ilaca başlanabilir.
Çoğunlukla ikinci nöbetten sonra ilaç tedavisine başvurulur. Ancak ilk nöbetin yüzde yüz klinik olarak epilepsiyi teşhis ettirmesi durumunda zaman kaybedilmeden ilaç tedavisine başlanır.
Epilepsi tedavisinde önemli olan hastanın nöbet geçirip geçirmemesidir. Bazen ömür boyu ilaç kullanmak gerekir. Ancak çocukluk çağında başlayan epilepsilerin çoğu birkaç yıl devam edip tamamen düzelebilir. JME olarak adlandırılan epilepsi, ergenlikte başlar ve ömür boyu devam eder. Bu hastalar tüm hayatları boyunca ilaç kullanmak zorundadırlar.
Epilepsi hastalarının dikkat etmesi gerekenler;
Bebeklerde epilepsi nasıl anlaşılır sorusunun cevabı oldukça önemlidir. Bebeklerde epilepsi genellikle yaşamın ilk yılllarında ortaya çıkmaktadır. Ciddi tedaviler ve önlemler gerektiren bu hastalığın mutlaka doktorlar ve anne baba tarafından yakından takip edilmesi gerekmektedir. Bebeklerde görülen epilepsi hastalığıyla ilgili Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Cem Koray Fırat önemli açıklamalarda bulundu.
Epilepsi hastalığı, beynin kendi kendine nöbet (havale) oluşturma durumudur. Tekrarlayan nöbetlerle karakterize kronik bir hastalıktır. Her yaşta görülen bir hastalık olmakla birlikte en çok yaşamın ilk bir yılında ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden özellikle bebeklerde epilepsi hastalığının erken tanı ve tedavisi, hastalığın seyrini, nöbetlerin şiddetini olumlu yönde etkilemektedir.
Bebeklerde epilepsi nedenleri bir hayli çeşitlilik gösterir. Anne karnında yaşanmış çeşitli komplikasyonlar (kordon dolanması, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, annenin yetersiz beslenmesi, bebeğin anne karnındaki gelişimde yaşanan bir takım problemler vb.), doğumun hemen sonrasında yaşanan sorunlar (bebeğin bir süre oksijensiz kalması, kan şekeri düşüklüğü vb.), genetik faktörler (ailede epilepsi öyküsü), metabolik bozukluklar, kafa travması, beyin tümörü, damar hastalıkları, menenjit gibi birçok faktör epilepisinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Çocuklarda epilepsi belirtileri, epilepsi hastalığının en belirgin semptomları olan kasılma, gözlerin sabit bir yere bakması, çenenin kitlenmesi, ağızdan köpük gelmesi, ani ve geçici bilinç kaybı şeklinde olabileceği gibi anlaşılması daha zor ve ebeveyn gözlemi gerektiren belirtiler de olabilir. Bunlar; çocukta vücutta kasılma, atma-sıçrama, 5-10 saniyelik dalmalar, uykudan uyanma, uyku bozuklukları , göz tikleri, ani baş düşmeleri vb. Bu belirtilerin aile tarafından gözlemlenmesi, nöbet anlarının videoya çekilmesi, nöbet saatleri ve hangi durumlarda nasıl ortaya çıktığının (hasta öyküsü) hekime doğru bir şekilde aktarılması hastalığın tanısının konulmasını kolaylaştıracaktır.
Teşhisin konulması ile birlikte hekim, hasta öyküsünü de göz önünde bulundurarak tam teşhisin konulabilmesi için EEG, MR (beyin görüntülemesi), kan tetkikleri isteyebilir. Burada amaç epilepsinin türünü belirlemek ve buna uygun tedavi düzenleyebilmektir. Epilepsi çeşitlilik gösteren bir hastalık olduğu için tek tip bir tedavi de söz konusu değildir.
Özelikle çocuklarda ilaç kullanımı ile hastalıktan büyük oranda kurtulunabilir ve nöbetler (havale) durdurulabilir. Çocuk epilepsisinde hastaların yüzde 80‘ine yakını ilaç tedavisi ile sağlıklarına kavuşmaktadır. İlaç tedavisinin işe yaramadığı durumlarda hekim, epilepsinin türüne bağlı olarak cerrahi, pil ve diyet gibi tedavi seçeneklerini de değerlendirecektir.