bedava elektrik enerjisi üretimi / Sonsuz enerji makineleri gerçek midir? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı

Bedava Elektrik Enerjisi Üretimi

bedava elektrik enerjisi üretimi

Güneş Işığından Elektrik Üreten Grafen Boya ile Fatura Derdine Son >> Bedava enerji için evlerin dışını boyamak yeter

woman with paint samplesBilim adamları içerdiği metalik tozlar sayesinde güneş ışığından elektrik üreten yeni bir grafen boya geliştirdiler. Artık herkes kendi evinde, bahçesinde, hatta arabasında bedava elektrik üretebilecek. Ücretsiz elektrik çağına geçmek için binaların dış cephesini ya da otomobillerin kaputunu grafenle boyamak yeterli. Elektrik üreten boya, en az Antalya’dan alışık olduğumuz güneş panelleri kadar verimli çalışıyor. Üstelik güneş paneli gibi tesisat kurmayı gerektirmeyen grafen boya, pek yakında basit bir kova ve fırça fiyatına satılacak.

 

 

ImageForArticle Enerji santrallerinin modası geçiyor

Fosil yakıtların tükendiği ve azalan kaynaklara bağlı olarak petrol ile doğalgaz fiyatlarının tavan yaptığı dünyamızda, Manchester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, güneş ışığını elektriğe dönüştüren özel bir metalik grafen boya geliştirdiler.

Profesör Kostya Novoselov’a göre “elektrik üreten boya” sadece bir atom kalınlığındaki grafit katmanından oluşan grafen ile metal dikalkojenit denilen özel metal tozunu bir araya getiriyor.

Süper ince ve esnek materyallerden üretilen bu “özel film” camlara, otomobillerin kaportasına veya binaların dış cephesine incecik bir katman halinde sürülüyor. Metal tozu içeren grafen boya güneş ışığını elektriğe dönüşüyor. Yüzde 30 verimlilikle çalışan ve güneş enerjisinin üçte birini elektriğe çeviren grafen boyanın performansı tatil yörelerinde kullanılan güneş panellerine denk.

Grafen boya şimdilik termik, hidroelektrik ve nükleer santrallerin yerini tümüyle alamaz ama mahallenizdeki apartmanlarda kullanılan beyaz eşyanın, termosifon, televizyon ve benzeri elektrikli cihazların enerji ihtiyacını tek başına karşılayabilir.

 

 

graphene2 pxNasıl çalışıyor?

Grafen üzerindeki çalışmalarıyla Andre Geim ile birlikte Nobel Ödülü alan Profesör Novoselov, grafen boyanın sırrını şöyle açıklıyor: “2 boyutlu atom kristallerine dayanan farklılaşmış yapıların bize sağladığı yeni fiziksel olanaklar ve fırsatlar hepimizi heyecanlandırıyor. Şimdiden farklı yapılara sahip çok sayıda 2 boyutlu kristal içeren zengin bir kitaplık oluşturduk.”

Novoselov’un bilimsel terimlerle ifade etmek istediği şey, Manchester Üniversitesi araştırmacılarının, grafit katmanlarının arasına atom ölçeğindeki mikroskobik 2 boyutlu kristallerden oluşan özel bir metal tozu serpiştirmiş olması. Dolayısıyla grafen boyayı otomobillerde kullanılan standart metalik boyaya benzetebiliriz. Ancak, grafen boya güneş enerjisinden elektrik üretiyor!

Grafenden üretilen iki dış katmanın arasına yerleştirilen bir dizi “geçişli metal dikalkojenit” tabakasından oluşan bu boyada grafen, elektriği son derece iyi taşıyan ince bir iletken katman işlevini görüyor. Boyadaki ışığa duyarlı metal tozları ise güneş enerjisini elektriğe dönüştürüyor. İletken grafen katmanları, fotoelektrik etki olarak adlandırılan bu süreçle üretilen elektrik akımını elektrik şebekesine taşıyor.

 

 

woman painting wall vibrant colorHer şeyi boyayabiliriz ve bütün eşyalar elektrik üretebilir

Grafen boyayı ilk etapta binaların dış cephesini boyamakta kullanmak mümkün. Sonuçta sıradan boya kullanımı söz konusu olduğu için evlerdeki panjurları, hatta storları bile boyayarak elektrik üretebiliriz. Yine de bilim adamları kendilerini bununla sınırlamıyor ve aynı zamanda pencereleri saydam grafenle boyayarak otomobil camları ile AVM vitrinlerini de tam kapasiteli birer enerji santraline dönüştürmeyi planlıyor.

Grafen boya ile enerji santrallerine, elektrik dağıtım şebekelerine ve Ayedaş gibi kaçak kullanım bedelini bizden kesen şirketlere gerek kalmayacak… Ve elbette bu şirketlere elektrik faturası ödemekten kurtulacağız. Elektrik üreten boyalar enerji alanında devrim yaratacak ve bırakın enerji santrallerini; güneş panelleri, güneş santralleri ile rüzgar enerjisi teknolojilerini bile gereksiz kılacak.

Grafen boyanın en büyük özelliği, elektrik üretmek için özel bir tesis inşa etmeye veya özel makineler kurmaya gerek kalmaması: Teorik olarak, grafen boyayı kamp yapmak için araziye çıktığınızda yanınızdaki kayanın üstüne sürebilir ve gündüz gözüyle taştan elektrik üreterek ikindi çayını ısıtabilirsiniz.

 

 

aeaecac1fEnerji tekeline ve elektrik faturasına son

Grafen boya ve güneş enerjili otoyollar, enerji tekelini devletlerin ve şirketlerin elinden alacak. Bu tür gayri merkezi (dağıtık) yapılar, yani herkesin kendi elektriğini üretebilmesi vatandaşa gerçek tüketim özgürlüğü kazandıracak. Bu da subaşlarını elinde tutarak bizi sömüren şirketlerin saadet zincirini bozacak.

Renk değiştirme özelliğine sahip olan grafen boyaların marifetleri saymakla bitmiyor. Örneğin grafen boya ile çeşitli renklerde akıllı telefon kapakları üretebilir ve bu kapaklar sayesinde mobil cihazların güneş enerjisi ile çalışmasını sağlayabilirsiniz. Böylece telefonunuzu pil kullanmadan çalıştırabilir veya cihazınızı şarja takmak için elektrik parası ödemeden, akıllı telefonları sadece güneş ışığı ile şarj edebilirsiniz.

 

 

YSL grapheneEsnek elektronik için esnek pil şart

Saydam ve estetik grafen boya, geleceğin esnek ekranlarının ve kumaş gibi katlanabilen bilgisayarlarının yaygınlaşmasında büyük rol oynayacak. Nitekim grafen boya kaplı akıllı telefonlar Everest dağının tepesinde veya Sahra Çölünün göbeğinde bile kendi elektriğini üretebilir.

Grafen boyalı gömlekler, ayakkabılar, pantolonlar, hatta tabak çanak ve diğer mutfak eşyaları bize gerçek hareket özgürlüğü sağlayacak. Aslında kumaş gibi katlanabilen esnek elektronik cihazlardan yararlanmak için esnek pil geliştirmemize bile gerek yok. Bunun yerine, mendil gibi katlanabilen gelecek nesil telefonları grafenle boyayabilir ve mobil cihazları biber kurutur gibi öğle güneşinin altında bırakarak şarj edebiliriz.

Günümüzde “saydam fiber optik kablolardan üretilen akıllı iplikleri” normal kumaş gibi dokuyarak, güneş ışığından elektrik üreten giysiler geliştirmek isteyen bilim adamları var ve bunların haberleri interneti süslüyor. Oysa fiber optik kumaşlar asla Beymen’den satın aldığımız pamuklu gömlekler gibi rahat ve kullanışlı olmaz veya normal bir tişört gibi makinede yıkanamaz. Grafen boya ise güneş enerjisi teknolojisinden faydalanmayı tekstil fabrikasında kumaş boyamak kadar kolaylaştırıyor. Bütün eşyaların elektrik üretmesini sağlayan grafen boyaya şimdilik gerçek bir ekonomik rakip görünmüyor.

 

 

grapheneHer şeyi boyuyoruz ve her şeyden elektrik üretebiliriz.

Serbest formunda stabil olmadığı düşünülen grafeni yılında ilk kez izole ederek grafen araştırmalarının önünü açan Manchester Üniversitesi’nden Dr. Liam Britnel, grafen boya mucizesini şöyle tanımlıyor1: “Bu tür ışığa duyarlı heteroyapı tasarımlarından yola çıkarak bu kadar kısa süre içinde gerçekten çalışan bir ürün geliştirebilmiş olmamız çok etkileyici bir durum. Bu fikir daha başında işe yaradı ve hiçbir şekilde optimize edilmemiş olan yapılar bile dikkate değer özellikler gösterdi.”

Ne dersiniz? Grafen boya kimsenin enerjiye para ödemeyeceği ve petrol şirketlerinin tarihe karışacağı temiz bir dünyanın, çevre kirliliğinden ve küresel ısınmadan arınmış bir uygarlığın öncüsü olabilir mi? Bence hikaye kendini anlatıyor! 🙂

 

 

1Strong light-matter interactions in heterostructures of atomically thin films (PDF MB)
L. Britnell, R. M. Ribeiro, A. Eckmann, R. Jalil, B. D. Belle, A. Mishchenko, Y.-J. Kim, R. V. Gorbachev, T. Georgiou, S. V. Morozov, A. N. Grigorenko, A. K. Geim, C. Casiraghi, A. H. Castro Neto & K. S. Novoselov, Science   , (). DOI: /science

 

 

 

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Etiketler:boya, grafen, güneş enerjisi, güneş panelleri, temiz enerji

Tag: bedava elektrik üretimi güneş enerjisi

araziler-ici-solar-sistemlerGeleceğin en önemli enerji kaynaklarından biri olan güneş enerji sistemi uygulamalarını artık büyük sahalarda uygulamalarını yapabilmekteyiz. Ön anlaşması sağlanmış olan müşterilerimiz ile yapılaması tasarlanan sahaların masa üzerinde ön hesaplama ve detay çizimleri ile işe başlanır. Ardından bölgeye giderek harita mühendislerimiz tarafından çizilen planlara ve zemin etütlerine göre saha profillerinin boyutları ve özellikleri belirlenir.Türk Mühendisliği

İlk önce belirlenen alanın zemin düzenleme işlemi ile başlanır. Düzeltilmiş olan zeminin ardından bölgenin koruma altına alınması için çit işlemi gerçekleştirilir ve giriş kapıları hazırlanır. Sahanın zemin etütlerine göre tasarlanıp üretilen galvanizli metal taşıyıcı sistemler yer çakma makinelerimiz tarafından sahaya ölçülendirilmiş şekilde kurulumu gerçekleştirir.

Saha üzerinde AC/DC kabloların işlenmeleri için uygun kablo kanalları açılır ve kablolar işlenerek üzerleri kapatılır. Kamera topraklama Orta gerilim dağıtım inverter paratoner ve besleme sistemleri de eklenerek güneş panellerinin montajına geçilir. Montajı yapılacak olan güneş panel sayısına göre alüminyum konstrüksiyonların boyutları hazırlanarak aparatlara takılır.

Güneş panellerinin oturacağı alüminyum sistem üzerine tutucu ve sabitleyiciler yerleştirilerek paneller yerlerine sabitlenir.

Genel bakış
Teknik karakteri
Işınımını en fazla alacak şekilde ve eğimde konumlandırılmalıdır. Panellerin sıcak olması istenen bir durum değildir çok sıcak ortamdaki paneller daha çok enerji üreteceği anlamına gelmemektedir. Sıcaklık ve nem oranı üretilen enerji miktarını engellemektedir. Gölgelendirme hesabı çok iyi hesaplanmalıdır aksi takdirde sistem verimi azalır ve yatırımın geri dönüş süresini oldukça etkiler.

Sonsuz enerji makineleri gerçek midir?

Yalansavar'dan bir yazı paylaşacağım:

Yeni bir buluş bulabilirsiniz. Bu buluş bilinen pek çok teoriye uymayabilir, Newton’un ve Einstein’ın yasalarına dahi karşı gelebilir. Bu buluşunuzun sınanmayacağı, doğruluğuna ihtimal verilmeyeceği anlamına gelmez. Ancaaak… Buluşunuz termodinamik yasalarına uymuyorsa, orada ciddi bir hata yapmışsınızdır demektir.

Dünya’da kaynaklar sınırlı ama ihtiyaçlar sonsuz… Herkesin diline pelesenk olduğu gibi, enerji ihtiyacı en büyük ihtiyaç. Ülkelerin enerji ihtiyaçları giderek artarken çoğumuz gelecekte savaşların başlıca nedenlerinin enerji olacağını tahmin ediyoruz. Zira petrol coğrafyası olan Orta Doğu’da bir güç mücadelesi olmadığını söylemek zor. Bu yüzden enerji sorununu çözmenin Dünya gezegeninde bir barış ortamı sağlayacağını söyleyenlere de haksız diyemeyiz.

Sonsuz ve bedava enerjinin sonsuz ihtiyaçları karşılayabileceğini, ekonomik sistemleri değiştireceğini ve hatta akabinde siyasal sistemlere de evrim geçirteceği dikkate alınabilecek bir teori olabilir. Yalnız… Sonsuz enerji eldesi gerçekten de mümkün müdür? Zaman zaman basında çıkan “sonsuz ve temiz enerji” iddialarını ne derece dikkate almalıyız? Termodinamik yasaları ışığında sonsuz enerji konusunu hep beraber irdeleyelim.

Sınırsız Enerji ya da Devr-i Daim Makinaları

Yıl Şirketlerden birisi “Erke Dönergeci” adında, Türkçe terimleri “enerji motoru” anlamına gelecek şekilde güzelce bir araya getirerek adını verdikleri yeni bir makinadan bahsettiler ve geniş katılımlı bir toplantı organize etti. Dönemin kuvvet komutanları ve devletlilerinin de katıldığı (eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, emekli Orgeneral Necati Özgen, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, emekli Orgeneral Fikret Boztepe, emekli Korgeneral Köksal Karabay ve eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş) toplantı basında büyük yer buldu ve komplo teorilerine meydan verecek şekilde toplantı hiçbir sonuç vermedi ve hiçkimse hiçbir açıklamada bulunmadı. “Erke Dönergeci” ismi piyasadan kalktı. (1)

Aynı yıl İrlanda’da benzer bir kampanya gerçekleştirildi. Steorn isimli şirket Economist dergisine tam sayfa ilan vererek geliştirdikleri Orbo adlı cihazla sonsuz enerji üretmenin bir yolunu bulduklarını duyurdu. Bu cihazı test etmek isteyen 12 bilim insanı aradıklarını da belirten ilan Bernard Shaw’ın “Tüm büyük gerçekler ilk ortaya çıktığında saçmalık gibi gelir” özdeyişini de içeriyordu. Firmanın ’de halka açık testinde makina çalışmadı. yılındaki gösteride de aletlerinin hünerini ispatlayamadılar.(1)(4)

Konu enerji olunca belki de hızlı bir şekilde nakte dönüştürülebileceği için zaman zaman çeşitli mucitlerin sonsuz enerjinin yolunu bulduklarına yönelik haberler sürekli olarak piyasaya düşüyor… Erke Dönergeci ve Orbo örneklerini saymazsak, bu gibi icat ve iddialar genelde termodinamik bilgisinden yoksun ya da bu bilgiyi tam anlayamamış olduğu belli olan bir kitleden geliyor. Bu kitlenin hep ölüm tehdidi almaktan, üniversitelerin kapılarını yüzüne kapatmasından, icatlarını kimsenin anlamıyor olmasından sitem etmeleri de ortak özelliği. Maalesef bu mucitlerden hiçbiri kendi evindeki enerji ihtiyacını bedavaya getirebilmiş değil.

Farkındayız. Yalansavar olarak gerçeklere çok fazla takılıyoruz. Gerçek ile yatıp, gerçek ile kalkmaya çalışıyoruz. Bu kadar gerçekle nereye kadar, öyle değil mi dostlar?

O yüzden haydi biraz hayal kuralım ve neşemiz yerine gelsin…

Mesela öyle bir termosumuz olun ki, içerisine sıcak kahve koyalım ve üç gün sonra termosun kapağını açtığımızda kahvemizi olduğu gibi sıcak, içilebilir bulalım. Ya da evimizi öyle bir yapalım ki, kış mevsimi başladığında kaloriferi bir gün yakalım, bütün kış o sıcaklıkla oturalım. Olmadı mı?

O halde öyle bir parfüm alalım ve bunu kıyafetlerimize sıkalım. Ama az sonra bundan sıkıldığımız için parfümün kapağını açalım ve üzerimizdeki koku gerisin geriye şişeye girsin. Ya da yemek yaparken soğan kavurduğumuzda öyle bir mekanizma kuralım ki, soğan kokusu ince bir hat halinde pencereden çıkıp gitsin? Bu da mı olmadı?

O halde öyle bir otomobil tasavvur edelim: Her gün, ilk günkü kadar yeni. Hiçbir bakım masrafı yok. Hatta ve hatta otomobil hareket etsin ve hiç benzin harcamasın. Yolları öyle bir yapalım ki, yokuş insin, yokuş çıksın, iniş hızımızla yokuşları çıktıkça İstanbul’dan Ankara’ya varalım, böylece motoru bile çalıştırmayalım. Yine mi gol değil?

Evet… Yine olmadı. Yine gol değil… Başlığımızda da dediğimiz gibi: YOK ÖYLE BELEŞE.

Termodinamik Yasaları ve Entropi

Termodinamik Yasaları, adından da anlaşılabileceği gibi ısının, dolayısıyla enerjinin hareketini belirleyen yasalardır. Dört adettir.

Sıfırıncı yasa aynı sıcaklıkta bir arada bulunan sistemlerin ısıl bir denge hali içerisinde olduğunu söyler. Yani şu an içerisinde bulunduğunuz odada enerjiye maruz kalmayan (ısınmayan, üzerine güneş vurmayan vs.) tüm nesnelerin sıcaklığı eşittir ve dengededir. (Bir süre sonra kahvemizin soğuması bundan)

Birinci yasa ısı ve işin de bir enerji olduğunu, yoktan var edilemez ve vardan yok edilemez olduğunu söyler.

İkinci yasa, az sonra detaylıca bahsedeceğimiz entropiyi tanımlayan yasadır. Entropinin daima arttığını, başka bir deyişle ısı enerjisinin sıcak olandan soğuk olana aktığını söyler. (Bu önemli bir yasadır. Bugün bize bu durum çok normal gelse de fiziğin pek çok prensibinin anlaşılamadığı zamanlarda sıcaklığın molekül ve atomların kinetik enerjileri olduğu bilinmiyordu. Hatta ısının cisimlerden cisimler akan kalori adında bir sıvı olduğu bile düşünülüyordu.)

Üçüncü yasa ise entropinin artmamasının, yani enerji kaybetmeden iş yapmanın ancak ve ancak sıcaklığın mutlak 0, yani derece olması halinde geçerli olacağını söyler. Kainatta böyle bir yer yoktur. Uzay boşluğunda dahi sıcaklık 4 K’dir.

Biz şimdilik, entropiyi tanımlayan ikinci yasa ile ilgileneceğiz.

Entropi tabiatın çok temel bir ilkesi olmasına karşın oldukça geç keşfedilmiş bir kavramdır. Buhar makinalarının icat edildiği zamanlarda Fransız düşünür Carnot’nun makinaların verimi konusundaki çalışmalarında hesaba katmadığı bir kavram olduğunu keşfeden Alman düşünür Clausius tarafından ortaya atılmıştır(3). Aslında Clausius, makinaların verimine yönelik bir formülasyon bulmuş olsa da aslında çok temel bir doğa kanununu işaret etmiştir.

Entropinin matematiksel yorumuna girmeyeceğiz, zira çok da gerekli değil. Ama fiziki yorumu kısa:

“MİNİMUM ENERJİ, MAKSİMUM DÜZENSİZLİK”

Tamam tamam… Kabul ediyorum. Cümle bu haliyle korkutucu, ama biraz örneklendirirsek basit bir hale gelecek.

Söz gelimi kor haline gelmiş bir kömür parçasını düşünün. Bu kömür üzerinde depolanmış bir enerji var ve kömür kendi enerjisini düşürmek, yani minimize etmek için bu enerjiyi yayıyor. Bu sırada ne yapıyor? Çevresinde bir düzensizlik yaratıyor: Kömürün çevresinde her ne varsa ısınıyor, ısındıkları için hareket ediyor / bozuluyor / şekil değiştiriyorlar.

Başka bir örnek daha verelim: Elimizde cam bir bardak var. Bu bardağı yere fırlattığımızda onun parçalarını bir arada tutan bağlar kopacak ve enerjilerini salacaklar. Bu sırada da süpürmesi zor bir düzensizlik yaratacaklar. Her yana dağılmış cam parçaları düzensizce uçacak. (Bu cam parçalarının dağılırken adınızı yazmış olması ne kadar zor değil mi?)

Bir örnek de günlük hayatımızdan. Beğendiğimiz parfümü kıyafetimize sıktığımız zaman o da düzensizlik yaratacak şekilde odaya dağılacak. Onu şişeye koymak için kullanılan enerjiden eser kalmayacak. Odanın her yanında oradan oraya uçuşan koku molekülleri artık önü alınmayan bir süreci başlatmış olacak.

Eğer “minimum enerji ve maksimum düzensizliği” anladı isek, artık entropiyi anlayabiliriz.

Şimdi bu üç örneğe dayanarak soruyorum: Sizce hangisi daha çok enerji gerektirir?

Kömürün yanması mı? Bir kömür oluşturmak mı?

Bir bardağı kırmak mı? Yoksa kırılmış cam parçalarını bardağın ilk günkü haline dönüşterecek kadar özenle yapıştırmak mı?

Parfüm sıkıp güzel güzel kokmak mı? Dağılmış parfüm moleküllerini bir araya toplamak mı?

Bu işlem ikilileri birbirinin tersi gibi gözükse de gerektirdikleri çaba ve enerji bakımından hiç de öyle değillerdir. İşte bu farka TERSİNMEZLİK denir. Yani her işlem içerisinde geri döndürülemez, geri döndürülmek istense, kendi halinde gerçekleştiğinden daha fazla enerji ve çaba gerektiren bir süreç barındırır.

Örnekler çoğaltılabilir:

Bir elektrik ampül yanarken çevresindeki havayı bir miktar ısıtacaktır. Burada elektrik enerjisi, ısı ve ışık enerjisine dönüşmüştür. İşlemi tersine çevirdiğinizde aynı sonucu elde etmeniz mümkün değil. Yani ampulün yaydığı ısı ve ışık, sönük bir ampüle verildiğinde onu aynı parlaklıkta yakacak bir durum yaratamazsınız.

Bir örnek de evlerimizdeki vantilatörlerden. Voltluk gerilimle, 1 A akımla çalıştırdığımız vantilatörümüz dakikada devir dönerken havayı bir 2 m/s hızla ittiriyor olsun. Durmuş bir vantilatöre 2 m/s hızla hava üflediğinizde devir dönüş, dolayısıyla da V’luk bir gerilim ve 1 A akım elde edemezsiniz.

TERSİNMEZLİK budur ve bir süreçte tersinmezlik var ise ENTROPİ artmıştır.

Bir işlemin tersini almak istiyorsanız, ona mutlaka daha fazla enerji vermek gerekir. Kısacası, bir şeyleri düzeltmek için onları bozmak için olduğundan daha çok enerji harcamak zorundasınız!

“ENTROPİ PRATİKTE ASLA AZALMAZ”

Yani doğada hiçbir zaman üç koyup beş alamazsınız. Ancak pratikte böyle olsa da, teoride üçüncü yasanın işaret ettiği gibi, o da özel koşullarda olmak üzere sadece “sıfır” olabilir.

“İDEAL DURUMLARDA ENTROPİ DEĞİŞMEZ”

Pratikte ideal durum yoktur!

İlla ki fiziksel düşünmeyin. Entropi natüralist bir yaklaşımla sosyal ve siyasal pek çok olguya da uygulanabilir: Hiç ilgi göstermediğiniz bir çocuğun sağlıklı bir karakter elde edebileceğini düşünmek olası mıdır? Sigarayı bırakmanın ona başlamaktan daha kolay olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da ölü bir balığın akıntıya karşı yüzdüğünü söylesem ne kadar mantıklı bulurdunuz?

Devri daim makinaları

Şimdi örnek olarak hep birlikte şöyle bir makine tasavvur edelim.

Elimizde bir adet dinamo olsun. Dinamolar, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirirler. Bisikletlerde biz tekeri döndürdükçe yanan ışıklar, ya da bir farenin / hamster’ın çevirdiği çarka bağlı yanan bir ampül dinamo kullanıyor demektir. Bu dinamoyu bir vantilatörün göbeğine bağlayalım. Yani o vantilatör döndükçe dinamo da dönsün ve elektrik enerjisi sağlasın. Bu elektrik enerjisini de vantilatörün motoruna seafoodplus.info bu vantilatöre elektrik geldikçe bu vantilatör dönsün.

Entropinin hiç artmadığı bir dünyada böyle bir sistem nasıl çalışırdı?

Elimle vantilatörü bir kez çevirirdim. Dönen dinamo elektrik üretirdi. Bu elektrik vantilatörü çevirmeye devam ederdi. Vantilatör döndükçe dinamo da döndüğü için, sürekli bir enerji kaynağı elde ederdim.

Ama YOK ÖYLE BELEŞE!

Neden? Elektrik telleri ısınacak. Motorun bir direnci var. Dinamonun hareketli parçalarının bir sürtünmesi var. Ayrıca vantilatör dönerken hava da ona karşı koyar ve vantilatör enerjisinin bir kısmını bu hava direncini yenmek için kullanmalı.

Tamamen sürtünmesiz bir ortam oluşturulabilir mi? I-IH… Belki uzayda, hava sürtünmesinden kurtulunabilir. Ama birbirine temas eden hareketli iki parça arasında olacak iş değil.

Tamamen dirençsiz bir tel bulunamaz mı? I-IH. O da olmaz. Süper iletkenler çok küçük akımları iletecek kadar dirençsizdir ve hatta kritik bir sıcaklık altında sıfır direnç gösterebilirler, ama gerekli soğuk ortamı yaratmak da bedava değildir ve o ortam için de enerji harcamak zorundasınız.

O halde sistemin bana verdiğim enerjiden fazlasını çıkarıyor olması gerek ki, tüm bu sürtünmeleri ve ısı kayıplarını yensin… Bu enerji fazlası, enerjiyi yoktan var etmek demektir. Bildiğimiz en temel kanun, ne enerjinin, ne de onun yoğunlaşmış bir hali olan maddenin yoktan var edilemeyeceğidir.

Kısacası “bir devridaim makinası mümkün müdür?” sorusunun yanıtı için bir deyimimiz vardır, hepimiz biliriz:

EŞYANIN TABİATINA AYKIRI!

1, görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (16 Haziran ). Alındığı Tarih: 16 Haziran Alındığı Yer: Bağlantı

    nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.