belgisiz adıl / Belgisiz Zamirleri Türkçe 4.Sınıf Konu Anlatımı Örnekler

Belgisiz Adıl

belgisiz adıl

Belgisiz zamirler

Birden fazla simin yerini tutan ya da hangi ismin yerini tuttuğu açıkça belli olmayan zamirlerdir. Bunların çoğu, belgisiz sıfatlara çekim eki (3. şahıs iyelik ekleri) getirilerek yapılır. Sıfatla ilgisi olmayanlar da vardır.

&#;biri, birisi, hepsi, kimi, kimisi, hepsi, tamamı, herkes, kimse, hiç kimse, çoğu, bazısı, birkaçı, birazı, birçoğu, başkası, her biri, öteberi, şey&#;&#;

Belgisiz sıfattan yapılanlar: &#;birkaç-ı, bazı-ları, bir-i, pek çoğ-u, pek az-ı, bazı-sı, tüm-ü, bütün-ü, bir kısm-ı, her bir-i, başka-sı, hiçbir-i&#;&#;

&#;filân&#; kelimesi de olduğu gibi hem sıfat hem zamir olarak kullanılır.

  • Hepsini tekrar çağırdılar.
  • Kimi de gelmeyi hiç düşünmedi.
  • Burayahepsinin gelmesi gerekiyordu.
  • Tamamındansen sorumlusun.
  • Herkes böyle düşünmez.
  • Kimsesenin gibi olamaz zaten.
  • Çarşıdan ne kadar öteberi aldın?
  • Birkaçı dün de gelmişti.
  • Bazıları bu sabah gelmeyi düşündüler.
  • Biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar.
  • İnsanların pek çoğu bu konuda bilinçsizdir.
  • Çalışanların pek azı hak ettiğini alır.
  • Bazısı da hep mağdurdur.
  • Elindekilerin tümünü yere bırak.
  • Bütününü görmeden bir şey diyemem.
  • Bir kısmını görmekle karar verilmez.
  • Her biri ayrı özellikler taşır.
  • Başkasının yerine konuşamam.
  • Hiçbiribunu uygun görmez.
  • Falanınfilânınne dediği önemli değil.
  • Kendisine bir şey söyleyecektim.

Bazı ikilemelerde ikinci ve anlamsız olan kelime zamirdir.

  • Para mara istemem.
  • Kalem malem alacağım.

» Belgisiz zamirlerin de sıfatlardan ayırt edilme yolu, bütün zamirlerde (özellikle işaret zamirlerinde) olduğu gibidir. Zaten belgisiz zamirler ek almış oldukları hâlde sıfat olarak kullanılamazlar.

» Belgisiz zamirler isim tamlamasında hem tamlayan hem de tamlanan olabilir:

  • Öğrencilerin pek çoğu (tamlanan)
  • Pek çoğunun velisi (tamlayan)
  • Adamın kimsesi yoktu (tamlanan)
  • Kimsenin işine karışmam. (tamlayan)

Zamirler (Adıllar)

O gitti, bilmem nereye? Galiba Plevne’ye gitti ve gelmedi; bir daha hiç gelmedi.

Ben bundan yirmi sene evvel, bugün sizin olduğunuz gibi, ey aziz kardeşlerim, bir şehidin yetimi olmuştum; benimki de sizinkiler gibi hayatını barut dumanlarına sarmış gitmişti. Bugünkü siz, yirmi sene evvelki bensiniz; ben sizin hissiyatınızı, bütün ruhunuzu bilirim Ben o yaranın samimi bir aşinasıyım. O yarayı, seviniz; o, sizin ebedi bir nişane-i iftiharınızdır.

Söyledim, söyledim, çocukluğumun bütün kalb-i melülünü söyledim. Çünkü herkes size vermek istiyor; ben sizden olmak, alanınıza iştirak etmek suretiyle sizin dertlerinizden bir kısmını almak istiyorum. (Cenap Şahabettin)

Yukarıdaki parçada italik harflerle dizilen “o, bu, ben, siz, herkes, nereye” sözcükleri ve -ki; adları anlatmak için kullanılmıştır:

o: Anılan kişinin adı yerine (babam) kullanılmıştır.

bu: İşaret edilmek istenen nesneyi, içinde bulunduğu günü anlatmak için kullanılmıştır.

ben: Söz söyleyeni, yazıyı yazanı anlatır.

siz: Kendilerine söz söylenenleri anlatır.

herkes: Adları söylemekle bitmeyen ya da söylenmek istenmeyen kişilerin hepsini birden anlatmaya yarayan sözcüktür.

Adların, ad öbeklerinin, bazen de cümlelerin yerini tutan ve ad gibi kullanılan sözcüklere adıl ( zamir ) denir.

ADIL TÜRLERİ

Adıllar, yerlerini tuttukları varlıklara ve tutuş özelliklerine göre beşe ayrılır: Kişi adılları, işaret (im) adılları, belgisiz adıllar, soru adılları, ilgi adılları.

Kişi Adılları

Dil bakımından kişiler üçe ayrılır:

I. Söz söyleyen kişi, birinci kişi

II. Kendisine söz söylenen kişi, ikinci kişi

III. Anılan kişi, üçüncü kişi

Söz söyleyen kişi, cümleye kendi adını katmaz; yerine ben der. İkinci kişiye adını söylemediğimiz durumlarda sen deriz. Üçüncü kişinin adını söylemediğimiz ya da yazmadığımız durumlarda o adılını kullanırız. Kişilerin adları yerine kullanılan sözcüklere kişi adılı denir.

Adıllar, adların yerine kullanıldıkları için adlar gibi çoğullanır ve durum ekleriyle çekimlenir.

- Siz de gelecek misiniz? = Sen de gelecek misin?

- Biz öyle yerlere gidemeyiz. = Ben öyle yerlere gidemem.

İkinci tekil kişi adılı “sen”, söze nezaket ve saygı katmak için “siz” olarak kullanılır. “Ben” yerine “biz” kullanılmasında da bir anlam farkı vardır. Yukarıdan bakış, ululanma, böbürlenme veya çekingenlik anlamı sezilir:

Biz, onun içindir ki iktidar elindeki kahır ve lütuf imkânlarının hür rejimdeki ölçülere indirilmesini istemişizdir. (Falih Rıfkı Atay)

Bu güzel kitabı bana sen vermiştin, kardeşim. cümlesinde ise “sen” yerine “siz” dersek daha ince olur; fakat sıcak içtenlik gider. İçtenliğin üstün olacağı yerlerde “sen” yerine “siz” kullanmak; sözü, soğuk bir yapmacıklık havası içine itebilir. Azarlamalarda, küçümsemelerde, kızgın konuşmalarda da “sen” kullanıldığı olur:

Belediye reisi azametle kalkarak:

- Yalan söylüyorsun, dedi.

Bakkal dişlerini sıkarak:

- Sen şimdi görürsün, diye söylendi.

(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Anlatıma bir genellik, bir öğüt anlamı katmak istenince de “sen” kullanılabilir:

Sana ısmarladılar mı bu yalan dünyayı

Sen yarını düşünmezsen yarın seni kim düşünecek?

(Namık Kemal)

Anlatıma abartı katmak isteğiyle birinci ve ikinci kişi adıllarının çoğulları –ler ekiyle bir daha çoğullanır: sizler, bizler.

Böyleleri bizlerden ırak olsun.

Biz çok iyiyiz; sizler nasılsınız?

-ler çoğul eki almış olan “siz” adılının üçüncü kişi adılı gibi tümleyen olarak kullanıldığı olur:

Sarp bir dağ bölgesinde kadınlar, sizlerin yurdunda erkeklerin aldığı vazifeler görürler. (Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Tanrı için; yurt, ulus, bayrak, sancak gibi kutsal varlıklar için de “sen” kullanılır:

Ya İlahi ger sual etsen bana

Budur anda cevabım üş sana

Ben bana zulmeyledim ettim günah

Neyledim nettim sana ey Padişah.

(Yunus Emre XIII-XIV.)

Sen misin, sen misin garip vatan?

(Vaveyla, Namık Kemal)

Ulu, yüce kişilere coşkulu hitaplarda da “sen” kullanılır:

Atamızsın sen,

Adımız senden,

Yürür izinden

Sana inanan.

(Atatürk, Hasan Âli Yücel)

Ad Tamlamalarında Kişi Adılları

Benim evim, bahçem; bizim evimiz, bahçemiz,

Senin evin, bahçen; sizin eviniz, bahçeniz,

Onun evi, bahçesi; onların evleri, bahçeleri

Kişi adılları ad tamlamalarında ancak tümleyen olur. Kişi adıllarıyla kurulan tamlamalar, sözcüklerin ikisi de ek aldığı için, belirtili ad tamlamasıdır.

Birinci kişi adıllarıyla kurulan tamlamalarda;

Tümleyen eki: -im

Tümlenen eki: tekilde -(i)m, çoğulda -(i)miz’dir.

İkinci kişi adıllarıyla kurulan tamlamalarda;

Tümleyen eki:-in

Tümlenen eki: tekilde -(i)n, çoğulda -(i)niz’dir.

Üçüncü kişi adıllarıyla kurulan tamlamalarda diğer ad tamlamalarında olduğu gibi;

Tümleyen eki: -nun

Tümlenen teki: -i veya -si’dir.

Ad tamlamalarında tümlenen eklerinin düştüğü de görülür:

Bizim ev şu sokaktadır. Sizin dükkân da buralarda mıdır?

Kişi adıllarıyla kurulmuş ad tamlamalarında tümleyen tekil kişi adılı kullanılsa da kullanılmasa da tümlenenin çoğul kullanılması anlatıma saygı, ululama anlamı katar:

Öğretmenim, kitabınızı getirdim. Verdiğiniz ödevi de getireceğim.

Sayın Başkan geliyor. Eşleri de gelecek

“Kendi” sözcüğü

Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine

Uzanmışım kalmışım yaylının şiltesine.

(Han Duvarları, Faruk Nafiz Çamlıbel)

Kendi evim, kendi kitabınız, kendi düşünceleri söz öbekleri birer ad tamlamasıdır. “Kendi” sözcüğü tümleyendir.

Orhan’ın kendisi söyledi.

Bu, sizin kendinizi ilgilendirir.

Ben, kendimi başkalarıyla ölçmem.

Çeşmeden su doldurmaya gelen köyün genç ve orta yaşlı kadınları çok defa meraktan kendilerini alamayıp yavaş yavaş, sessiz sessiz onun yanına sokuldular, kulaklarını onun ağzına yanaştırdılar.

(Panorama, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Yukarıdaki cümlelerde “kendi” sözcüğü tümlenendir ve şöyle çekimlenir:

“Kendi” sözcüğü şu cümlelerde pekiştirme görevindedir; özneyi pekiştirmektedir. Bu öbeklere pekiştirmeli özne adı verilir:

Ben kendim söyledim.

Siz kendiniz almadınız mı?

O, kendisi götürecek

Bais-i şekva bize hüzn-i umumidir Kemal;

Kendi derdi gönlümün billah gelmez yadına.

(Namık Kemal)

“Kendi” sözcüğünden tümlenen ekinin düştüğü örnekler de vardır:

Babur’un kendi şarkılar bestelemiştir. (Falih Rıfkı Atay)

“Kendi” sözcüğü durum eklerini araya gelen /n/ sesi yardımıyla alır: kendini, kendinde, kendinden, kendine. I. ve II. kişilere ait tümlenen (iyelik) eki almış olanlar, durum eklerini aldıklarında bu özellik görülmez: kendimi, kendimde, kendinize, kendinizden

Kişi Adıllarıyla Kurulan Ad Tamlamalarında Tümleyenin Düşmesi

(Benim) kardeşim geldi.

(Sizin) yemeğinizi getirdim.

(Bizim) evimizin kapısı açıldı.

(Senin) kalemin nerede?

Orhan’ı gördüm, (onun) babası iyileşmiş.

Yukarıdaki cümlelerde ad tamlamalarından parantez içindeki tümleyenler atılınca anlatımda bir eksiklik olmaz; çünkü tümlenen kardeşim, yemeğiniz, evimiz, kalemin, babası sözcüklerindeki -im, -iniz, -in, -sı ekleri; tümleyen adılları açıkça gösteriyor. Bu nedenle bu tümleyenlerin düşmesi, daha kısa söyleme yoluyla anlatımı durulaştırdığı için tercih edilir:

Oğlum, onu gönlünce yaşat Ölme fakat sen! (benim oğlum)

(Tevfik Fikret)

Bir canlı izin varsa yer üstünde silinmez (senin izin)

(Mehmet Akif Ersoy)

İşaret (İm) Adılları

Korkma; sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O, benim milletimin yıldızıdır parlayacak!

O, benimdir; o benim milletimindir ancak!

(Mehmet Akif Ersoy)

Son dizelerdeki “o” sözcükleri “al sancak” yerine kullanılmıştır; işaret anlamlı birer adıldır.

Bu, arkadaşım; şu, dostum; o da kardeşimdir.” cümlesindeki “bu, şu, o” sözcükleri de adıldır.

İşaret adılları, parmakla gösterilen varlıkların adları yerine kullanılır. İşaret adıllarıyla işaret sıfatları aynı sözcüklerdir: Bu, şu, o.

Bu kitaplar benimdir. Şu kalemi kaça aldınız? O çocuğa veriniz.

Bunlar benimdir. Şunu kaça aldınız? Ona veriniz

Yukarıdaki ilk üç örnekte “bu, şu, o” sözcükleri “kitap, kalem, çocuk” adlarını işaretle gösterdikleri için birer işaret sıfatıdır. Diğer örneklerde ise “bu, şu, o” sözcükleri “kitap, kalem, çocuk” adlarının yerlerini tutuyor; onun için adıldır. İşaret adıllarında da işaret sıfatlarında olduğu gibi yakınlık uzaklık derecelidir:

bu: Yakındakini işaretlemek için: Bu benimdir.

şu: Biraz ötedekini göstermek için: şu da sizin.

o: Uzaktakini, göz önünde olmayanı işaretlemek için: Atkımı kaybettim; onu bulan var mı?

İşaret adılları; adların yerlerini tuttukları gibi önce geçmiş bir kavramın da bir cümlenin, bir önermenin de yerini tutar:

Damarlarımızda yaşayan iyi hisler takviye edilsin. Bu, kâfidir.

İşaret adılları, adların bütün görevlerinde kullanıldıkları için hem çoğullanır hem de çekimlenir.

Öteki, beriki sözcükleri de işaret anlamlıdır:

Sıfat olur: öteki ev

Adıl olur: Berikinden güzeldir

Öteki beriki istediğini söyleyebilir.

Ötekine berikine kulak asma, işine bak.

Ötekinin berikinin sözüyle iş olmaz.

örneklerinde olduğu gibi ikisi birlikte kullanılınca şu bu, şuna buna, şunun bunun anlamlarında belgisiz adıl olur.

Yer Anlamlı İşaret Adılları

Burayı kaça aldınız?

Şuradan gidelim.

Oranın suyu nasıldır?

Yukarıdaki cümlelerde “bura, şura, ora” sözcükleri yer anlamlı birer işaret adılıdır . -ra ekiyle türeyen bu adıllar, daha çok, -si ekiyle kullanılmaktadır:

Burası bizimdir.

Şurasını yeni aldık.

Orasını satacağız

Yer anlamlı adıllar da öbür adıllar gibi eklerle çekimlenir ve cümlede adların bütün görevlerinde kullanılabilir:

Ben ölürsem bayrağımın altında ölürüm, şuradan şuraya kımıldamam.

(Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Yer anlamlı adıllar; önceden geçmiş kavramların, cümlelerin de yerlerini tutar:

Beyin mühim bir işi var mı? Ciddi bir adamla mı konuşuyor? Kafası yorgun mu? Hiç burasını düşünen yok.

(Billur Kalp, Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Tarz Anlamlı İşaret Sözcükleri

“Bu, şu, o”dan gelişen böyle, şöyle, öyle sözcükleri; Böyle elma gördünüz mü? Şöyle bir düşünce ileri sürdü. cümlelerinde birer işaret sıfatıdır.

Böylesini görmedim. Öylesiyle konuşulmaz. cümlelerinde işaret adılıdır.

Herkes fırsat düştükçe çeşni değiştirmeye can atıyor. Ben de böyleyim, sen de böylesin.

(Billur Kalp, Hüseyin Rahmi Gürpınar)

örneğinde ek eylemle yüklem olmuştur.

Böyle tuttum. fiöyle kırdım. Öyle konuşmayınız Siyasi havayı öyle bir karıştırmıştı ki

(Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Yukarıdaki cümlelerde eylemlerdeki oluş ve kılışın nasıl yapıldığını, nasıl olduğunu gösterdikleri için birer belirteçtir.

“Böyle, şöyle, öyle” sözcükleri”; -sine ekiyle de sıfat ya da belirteç olurlar:

Ben böylesine bir gönül acısı ömrümde görmedim. (Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Öylesine yalancı ki doğru söylediği zaman yüzü kızarır. (Falih Rıfkı Atay)

Ad Tamlamalarında İşaret Adılları

Şunun defteri nerededir? Öylesinin evine gidilir mi? Ötekinin sözü

Bunun anlatışı ile onun okuyuşu birbirine benzemez

Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi işaret adılları, ad tamlamalarında ancak tümleyen olur. Kişi adıllarında olduğu gibi anlamda bir eksiklik bırakmıyorsa işaret adılları da düşer:

Bu kitapları kaça aldınız? Paralarını verdiniz mi? (bunların paraları)

Belgisiz Adıllar

Ödevlerinizi gözden geçirdim. Birçoğu pekiyi, birtakımı orta, birkaçı da başarısızdır.

Hepinizi başarılı görmek isterim.

Başkalarına değil, kendi aklınıza uyunuz.

Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için

Yukarıdaki cümlelerde adların yerlerine kullanılan sözcükler birer adıldır. Bu adılların hangi adların yerlerini tuttukları açıkça belli olmadığından bunlara belgisiz adıl adı verilir. Belgisiz adılların çoğu, aynı zamanda belgisiz sıfattır. Ancak arada şu ayrım vardır:

Belgisiz sıfatlar adları tamlar: başka insanlar, birkaç kişi

Belgisiz sıfatlarla kurulmuş tamlamalardan adlar düşünce;

Başkalarına yardım borcumuzdur.

Birkaçı içeri girdi.

Öbürleri de içeri girsin. cümlelerinde olduğu gibi belgisiz adıl olur.

Belgisiz sıfatlardan adıllaşanlar iyelik eki alır; yani ad tamlamalarında tümlenen olur: bunların hepsi, birkaçı, birçoğu, bazısı, kimisi

Herkes, öte, beri, şey; söylemek istemediğimiz, söyleyemediğimiz, adını unuttuğumuz varlıkların yerlerini tutar:

Öteden saikalar parçalıyor âfakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor âmakı.

(Mehmet Akif Ersoy)

Öte beri almak için pazara gittim.

Sahibine söylenmeden bir şey alınmaz

Kimse, kimi, kimisi sözcükleri de belgisiz adıl olarak kullanılır:

Ne sen bir kimseden incin ne kimse senden incinsin.

Dünya talebiyle kimisi halkın emekte

Kimi oturup zevk ile dünyayı yemekte.

(Ruhi XVI.)

Herkesin zevki başkadır: Kimi okumayı sever, kimi gezmeyi sever; kimi musikiden hoşlanır, kimi eğlenceden

Falan sözcüğünün belgisiz adıl gibi kullanıldığı örnekler vardır. Bir addan sonra kullanılınca da o adın benzerleri anlamında belgisiz adıl olur:

Canım, dedi, sen bana son defa paramı kurtarmak için bir dava açacağım, bundan bir şey çıkmazsa meclise istida vereceğim, filan falan demiştin hani? (Panorama, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Para falan istemem.

Toplantıya çocuk falan getirilmesin

Soru Adılları

Sessiz yaşadım; kim beni nerden bilecektir? (Mehmet Akif Ersoy)

Ne var, dedim, nereden geldin ihtiyar? Ne adın? (Orhan Seyfi Orhon)

Bir zindanda bir mahpus, kasvetin manasını benden daha iyi bilemez. Ne istiyorum, ne arıyorum? Bugünü de nasıl geçireceğim? (Bir Mektup, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Hanginiz anlatacaksınız?

Kaça aldınız?

Niçin söylemiyorsunuz?

Yukarıdaki örneklerde soru sözcükleri hem soru anlamındadır hem de diğer adıllar gibi adların yerlerini tutmaktadır. Bunlara soru adılı denir.

Soru adıllarının başlıcaları şunlardır:

• Ne, kim gibi asıl adıllar,

Çekim eki almış hangi, kaç gibi soru sıfatları.

Kim adılı, insanları sormak için kullanılır. Ne; insandan başka varlıkları, kavramları sormak içindir. Hangisi adılıyla insanlar da nesneler de sorulur. Kaç, nicelikleri sormaya yarar.

Ne adılı, dilek-şart kipiyle öbekleşir. Öbek soru anlamından sıyrılarak -diği (-diğinin hepsi) ortacının anlamını verir:

Ne söylese (= söylediğine, söylediğinin hepsine) kimse inanmaz.

Ne verdimse (= verdiğimi, verdiklerimin hepsini) az buldu.

Ne isteseniz (= istediklerinizi, istediklerinizin hepsini) yaparım

Nereye, nereden, nerede; neden türemiş yer anlamlı sözcüklerdir. “Ne” soru adılı ad tamlamalarının eklerini “su” sözcüğünde olduğu gibi daha çok araya /y/ sesi getirerek alır:

Neyi varsa ona atalardan kalmıştır. (Zoraki Diplomat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Samimi konuşmalarda şöyle de kullanılır: Benim nem, senin nen, onun nesi; bizim nemiz, sizin neniz, onların neleri.

Soru adılı “ne”, yer anlamlı -re ekini alır ve durum ekleriyle çekimlenir: nereyi, nereden (nerden), nereye, nerede (nerde), nerdeki

Diğer Soru Adılları

Çekim eki almış soru sıfatları da belgisiz sıfatlar gibi soru adılı olur ve cümlede çeşitli görevlerde kullanılır:

Bu kalemi kaça aldınız? Hangisi daha ucuz? Hangisini beğeniyorsunuz?

İlgi ve İyelik Adılları

İlgi Adılı

Orhan’ın boyu uzun, Erdem’inki kısadır.

Komşunun kuzusu bizimkinden iri.

Kalemimi evde unutmuşum; sizinkini alabilir miyim?

Yukarıdaki cümlelerde;

Erdem’inki = Erdem’in boyu,

Bizimki = bizim kuzumuz,

Sizinki = sizin kaleminiz

anlamındadır. Örneklerin hepsinde de -ki, belirtili ad tamlamalarında tümleyenin sonuna gelmiş ve tümlenenin yerini tutmuştur. Adların yerlerini tutan bu -ki’ ler adıl sayılır. Belirtili ad tamlamalarında mal, daha geniş anlamıyla iyelik ve ilgi kavramı vardır:

Anne: “Benimki benden gitti. Ellerinki yaşasın.” (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Tümlenen görevinde olan -ki, tümleyenin malı olan varlığın yerini tutar; ilgi anlamı taşır.

İlgi Adılının Çekimi

İlgi adılı -ki’nin eklendiği sözcüklerde çekim özellikleri şöyledir:

-ki, çoğul eki almış tümleyenlerin de sonuna eklenir: komşularınki, sizlerinki, arkadaşlarınki

• Çoğul eki, -ki’den sonra da gelir; böylece -ki adılı anlamca çoğullanır: benimkiler, komşununkiler, arkadaşlarınkiler

• Çoğullanmış -ki’ler, iyelik eki -i ile de biçimlenir ve türlü eklerle çekimlenir: benimkileri, Orhan’ınkileri, sizinkilerini, komşununkilerinden, seninkilerine

Durum ekleri araya /n/ sesi alarak gelir: benimkini, bizimkini, onlarınkinde, komşularınkinden

İyelik Adılı

İlgi adılı -ki’nin ek-adıl oluşundan örnekseme yoluyla, kişi adıllarıyla kurulan benim başım, senin gözün, bizim evimiz, sizin bahçeniz tamlamalarındaki tümlenen eklerini (-(i)m, -(i)n, -(i)miz, -(i)niz) iyelik adılı sayan görüşler de vardır.

Zamirlerin Cümledeki Görevleri

Adıllar adların yerlerini tutar. Cümledeki görevleri de adlarda olduğu gibidir:

Özne olur:

O kaça satıldı? Kimse bilmiyor. Birkaçı çalışıyor.

Hepimiz oturuyorduk. Hanginiz gördünüz? Kim söyledi?

Ben söyledim, siz dinlediniz, o okudu.

Bu satılacak; şu, biraz daha bekleyecek.

Bizim ev uzakta; sizinki yakın mı?

Nesne olur:

Sizi arıyorlar. fiunu gösteriniz. Kimseyi görmedim.

Neyi bekliyordunuz?

Orhan kendi kalemini değil benimkini aldı

Tümleç olur:

Bana anlatınız. Bundan alalım. Nerede beklediniz?

Orhan’ın evi bizimkinden güzelmiş. Birçoğunuzla anlaştık

Ad tamlamalarında tümleyen olur:

Bunun değeri Herkesin arkadaşı

Kimin evini arıyorsunuz? Hangisinin kitabı?

Ad tamlamalarında tümlenen görevli adıllar da vardır:

Kitaplarımın hepsi öğretmenlerin birkaçı sizin birçoğunuz

Onun nesi kırıldı? Zavallı yavrucağın kimsesi yoktur.

Ek eylem alarak yüklem olur:

Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden.

(Yahya Kemal Beyatlı)

Tarihi yazan benim; yapan siz.

(Abdülhak Hâmit Tarhan)

Varlıkları ifade etmek istediğimizde onların ismini söyleriz: Ahmet, kalem, masa, çiçek vb.
&#;Hasan kalemi aldı.&#; cümlesini bazen varlığın yerine farklı kelimeler kullanarak ifade ederiz, örneğin &#;Hasan onu aldı.&#; deriz. &#;Hasan onu aldı.&#; dediğimizde &#;onu&#; sözcüğünün &#;kalem&#; sözcüğü yerine kullanıldığını anlarız. Bu şekilde ismin yerine kullanılan kelimelere zamir (adıl) adı verilir.

 >  Zamirler, yerini tuttukları varlıklara ve özelliklerine göre 2 ana başlıkta incelenir:

Zamir Kavram Haritası

1. Sözcük Durumundaki Zamirler

Kişi (Şahıs) Zamirleri

İnsan isminin yerini tutan kelimelere kişi zamiri denir. Üç tekil, üç de çoğul olmak üzere toplam altı tane şahıs zamiri vardır:

1. tekil kişi → ben
2. tekil kişi → sen
3. tekil kişi → o

1. çoğul kişi → biz
2. çoğul kişi → siz
3. çoğul kişi → onlar

 

 UYARI  Zamirler isim çekim eklerini alabilirler. Bu yüzden kişi zamirleri karşımıza çekim eki almış şekilde çıkabilir.

ben + e → bene → bana
sen + i → seni
o + (n)dan → ondan
biz + im → bizim
siz + de → sizde
onlar + ı → onları

Örnek(ler)

» Pikniğe sadece Enes katılmadı. → Pikniğe sadece o katılmadı.
»Benim taşıdığım kutu çok ağır, senin taşıdığın kutu çok hafif.
» Annem bana hediye almış.
»Sizi ben de görmek istiyorum.
» Taraftar olarak biz onlardan çok farklıyız.

 

 NOT  &#;Kendi&#; sözcüğü de şahıs zamirleri içinde değerlendirilir ve bu zamire &#;dönüşlülük zamiri&#; adı verilir.

Örnek(ler)

» Bırakın tüm işleri kendi yapsın.
» İnsan kendini düşünmeli bazen.

 

 İşaret (Gösterme) Zamirleri

Varlıkların adını söylemeden, onları işaretle göstermeye yarayan sözcüklere işaret zamiri denir. &#;Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, buraya, şuraya, oraya, burası, şurası, orası, öteki vb.&#; işaret zamirleridir.

Örnek(ler)

»Şunları arkadaşlarım için alayım.
» Ahmet Beyler buraya on yıl önce taşınmış.
» Size ait olan kitaplar orada.
»Bu, yapılacak işlerin listesi.

 

 NOT  &#;O&#; ve &#;onlar&#; sözcükleri hem işaret hem de kişi zamiri olarak kullanılabilirler. Bu kelimeler insan isminin yerini tutuyorsa şahıs zamiri, insan dışı varlıkların yerini tutuyorsa işaret zamiridir.

Örnek(ler)

»Onu kütüphanede çalışırken görmüşler. (İnsan ismi yerine kullanıldığı için kişi zamiri)
»Onu cüzdanıma koyarken düşürmüşüm. (İnsan dışı varlık (para, fotoğraf vb.) yerine kullanıldığı için işaret zamiri)

 

 NOT  &#;Bu, şu, o&#; sözcükleri bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler zamir olmaktan çıkar, işaret sıfatı olurlar.

Örnek(ler)

»Bu telefon babama ait. (&#;telefon&#; sözcüğünü işaret ettiği için işaret sıfatı)
»Bu babama ait. (bir ismin yerini tuttuğu için işaret zamiri)

 

Belgisiz Zamirler

Varlıkların yerini tutmalarına rağmen hangi varlığın yerine kullanıldığı tam ve açıkça belli olmayan sözcüklere belgisiz zamir denir. &#;Bazıları, biri, kimi, hepsi, herkes, kimse, birçoğu, birkaçı, şey vb.&#; sözcükler belgisiz zamirlerdir.

Örnek(ler)

» Testteki sorulardan birkaçı çok kolaydı.
» Olanları kimse anlamıyordu.
»Biri telefonuma çağrı bırakmış.

Belgisiz zamir karikatürü

 

 NOT  Belirsizlik bildiren sözcükler bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler belgisiz sıfat, bir ismin yerini tutuyorsa belgisiz zamir olur.

Örnek(ler)

»Bazı veliler toplantıya katılmadı. (&#;veliler&#; sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfat)
»Bazıları toplantıya katılmadı. (bir ismin yerini tuttuğu için belgisiz zamir)

 

Soru Zamirleri

İsimlerin yerini soru yoluyla tutan sözcüklere soru zamiri denir. &#;Ne, kim, kimi, hangisi, kaçı, nereye, nerede, nereden vb.&#; sözcükler soru zamirleridir.

Örnek(ler)

» Dolaptaki karpuzu kim yedi?
» Marketten neler aldınız?
» Bu saate kadar nerede kaldın?

 

 NOT  Soru bildiren sözcükler bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler soru sıfatı, bir ismin yerini tutuyorsa soru zamiri olur.

Örnek(ler)

»Hangi soruyu yanlış yaptın? (&#;soru&#; sözcüğünü belirttiği için soru sıfatı)
»Hangisini yanlış yaptın? (bir ismin yerini tuttuğu için soru zamiri)

 

2. Ek Durumundaki Zamirler

İyelik (Aitlik) Zamirleri

Ek halinde olup getirildiği ismin hangi şahsa ait olduğunu bildirir. Bunlar aynı zamanda iyelik ekleridir.

1. tekil şahıs iyelik eki → -(i)m
2. tekil şahıs iyelik eki → -(i)n
3. tekil şahıs iyelik eki → -ı, -i, -u, -ü, -(s)ı, -(s)i, -(s)u, -(s)ü

1. çoğul şahıs iyelik eki → -(ı)mız, -(i)miz, -(u)muz, -(ü)müz
2. çoğul şahıs iyelik eki → -(ı)nız, -(i)niz, -(u)nuz, -(ü)nüz
3. çoğul şahıs iyelik eki → -ları, leri

» (benim) defterim
» (senin) defterin
» (onun) defteri
» (bizim) defterimiz
» (sizin) defteriniz
» (onların) defterleri

» Kalemim kırılmış.
» Dün evlerine misafir oldum.

 

 UYARI  3. tekil şahıs iyelik eki &#;ı, i, u, ü&#; ile belirtme hal eki olan &#;ı, i, u, ü&#; birbiriyle karıştırılmamalıdır.

Bu iki eki karıştırmamak için eki alan kelimenin başına “onun, onların” kelimelerinden uygun olanı getiririz. Cümlenin anlamında herhangi bir bozulma olmuyorsa o ek iyelik ekidir, cümlenin anlamında bozulma oluyorsa hal ekidir.

Örnek(ler)

» Telefonu benim telefonumdan hızlıydı.
Bu cümlede &#;telefonu&#; sözcüğünün başına &#;onun&#; getirebiliyoruz: &#;Onun telefonu benim telefonumdan hızlıydı.&#; Bu yüzden &#;-u&#; eki iyelik ekidir.
» Telefonu yere düşürdü.
Bu cümlede &#;telefonu&#; sözcüğünün başına &#;onun&#; getiremiyoruz: &#;Onun telefonu yere düşürdü.&#; Bu yüzden &#;-u&#; eki hal ekidir.

 

İlgi Zamirleri

Cümlede daha önce geçmiş bir ismin yerini tutan &#;-ki&#;  eki ilgi zamiridir. Bu zamir kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır.

Örnek(ler)

»Benim kalemim kırmızı, seninkisiyah.
Bu cümlede &#;kalem&#; sözcüğü iki kere tekrarlanmayarak &#;-ki&#; eki &#;kalem&#; sözcüğünün yerine kullanılmıştır. &#;-ki&#; eki ismin yerine kullanıldığı için ilgi zamiridir.

» Benimki kırıldı, senin bardağını kullanabilir miyim?
» Senin notların benimkinden yüksek.

 

 UYARI  İlgi zamiri olan &#;-ki&#;, bağlaç olan &#;ki&#; ve sıfat yapan &#;-ki&#; eki ile karıştırılmamalıdır.

Örnek(ler)

»Evdeki hesap çarşıya uymaz. (&#;hesap&#; sözcüğünü nitelediği için sıfat yapan &#;-ki&#;)
» Şemsiyen yoksa benimkini alabilirsin. (&#;şemsiye&#; sözcüğü yerine kullanıldığı için ilgi zamiri)
» O kadar geveze ki hiç susmayacak sandım. (cümleleri birbirne bağladığı için bağlaç)

SÖZCÜK TÜRLERİ KONUSUNUN TÜM BAŞLIKLARI
İsim Konu Anlatımı
Zamir Konu Anlatımı
⇒ Sıfat Konu Anlatımı
Zarf Konu Anlatımı
Edat Konu Anlatımı
Bağlaç Konu Anlatımı
Ünlem Konu Anlatımı
Fiil Konu Anlatımı
Fiilimsi Konu Anlatımı

Belgisiz Zamir Nedir? &#;rnek C&#;mleler İle Belgisiz Zamir Konu Anlatımı

Haberin Devamı

Belgisiz Zamir Nedir?

Belgisiz zamirler hangi varlığın yerini tuttuğu tam olarak bilinmeyen zamirlerdir. Sayıları, ölçüleri ve miktarları tam olarak bilinemez. Çoğu belgisiz zamirler belgisiz sıfatların iyelik ekiş almış şeklidir. İyelik ekleri '' ı, i, u, ü'' harfleridir. Sıklıkla kullanılan pek çok belgisiz zamir bulunmaktadır. Bu belgisiz zamirler şunlardır;

- Kimi, kimileri, kimse, biri, hepsi, birileri, başkası, başkaları, birkaçı, bazısı, bir takım, herkes, birazı, hepimiz, hepsi, hiçbiri, herhangi biri, her biri gibi kelimeler cümle içerisinde belgisiz zamir olarak kullanılmaktadır.

Belgisiz zamirler isim tamlamasında tamlayanı veya tamlananı olarak kullanılabilir. Ayrıca kişi zamirleri ve işaret zamirleri cümle içerisinde ikileme kullanılabilmektedir. Böyle bir durumda cümlede belgisizlik anlamı kazandırdıkları için belgisiz zamir görevi üstlenirler. Buna bir örnek vermek gerekir ise;

Haberin Devamı

- Onun bunun sözlerine inanıp bana kızma. 

 O ve bu işaret zamirleridir. Kişi zamirleri eki alarak cümle içerisinde ikileme şeklinde kullanılmıştır. Böylece bu kelimeler cümle içerisinde belgisiz zamir olarak görev almaktadır.

Örnek Cümleler İle Belgisiz Zamir Konu Anlatımı

Zamirler kendi aralarında birçok çeşide ayrılmaktadır. Zamir türleri; şahıs zamirleri, dönüşlülük zamiri, işaret zamirleri, Belgisiz zamirler, soru zamirleri, ilgi zamiri ve iyelik zamirleridir. Ayrıca yapıları bakımından zamirler 4 çeşide ayrılmaktadır. Bunlar; basit zamirler, birleşik zamirler, öbekleşmiş zamirler ve ek halindeki zamirlerdir. 

Zamir türlerinden olan belgisiz zamirler birden fazla ismin yerini tutan veya hangi isimlerin yerini tuttuğu belli olmayan zamirlerdir. Bu zamirlerin birçoğu sıfatlara üçüncü şahıs iyelik eki getirilerek yapılmaktadır. Fakat sıfatlar ile ilgisi olmayanlar da bulunur. Pek çok belgisiz zamir olduğundan bu zamirlere birçok örnek de verebiliriz. Belgisiz zamirlere örnekler şunlardır:

- Her biri ayrı özelliklere sahipler.

 Burada kullanılan her biri kelimesi belgisiz zamirdir. Bunun sebebi her biri kelimesi ile kimden bahsedildiği bilinmemektedir. 

Haberin Devamı

- Bazısı da hep ağlamaktadır.

 Burada kullanılan bazısı kelimesi belgisiz zamirdir. Çünkü bazısı kelimesi ile cümle içerisinde kimden bahsedildiği tam ve net olarak bilinmemektedir. 

- Elindekilerin tümünü masaya bırak.

 Tümünü kelimesi belgisiz zamirdir. Tümü derken ne olduğu ve miktarı belli değildir. Bu sebeple belgisiz zamirdir. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir