Yazar:Emine Işınsu
Yayın Evi: Bilge Kültür Sanat
İSBN:
Sayfa Sayısı:
Bilenler derler ki tasavvufu anlamak için derviş olmak lazımdır. Emine Işınsu'nun "Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri"si, okuyana tasavvufu, yaşamışçasına hissettiren bir eser. Kültürümüzü anlamak için tasavvufu, tasavvufu anlamak için de Yunus'u anlamak gerek. Tasavvufu yakından bilmenin tek yolu, onu yaşamaktır. Edebiyatta, bir hayatı ilk elden yaşamaya en yakın şekil, muhakkak ki roman türüdür. Bu yüzdendir ki derin sezgiye dayanan mesajları, büyük duyuşları, büyük aşkları iletmek isteyen yazar, daha çok romanı tercih etmiştir.
Bu romanda Emine Işınsu'nun güçlü kalemi, binlerce yıldır sufi kültürüne dayanarak bize bir Yunus Emre anlatıyor. İnsan olarak, derviş olarak, ermiş olarak Yunus'un yolculuğunu adım adım izliyoruz. Yaşamıyoruz Bu mümkün değil. Ama yaşamış kadar oluyoruz.
(Arka Kapak)
Bu kitabı okurken ne kadar zorlandıysam bu yazıyı yazarken de en az o kadar, hatta daha da fazla zorlanıyorum. Emine Işınsu sayamadığım kadar çok ödülleri olan başarılı bir yazar ama ben bu kitaptan nefret ettim. Neden? 1) Okumak ZORUNDA bırakıldığım bir kitaptı. Ki bu berbat bir şey. Kimseye zorla kitap okutmayın. 2) Kitabı, "Okuyana tasavvufu yaşamışcasına hissettiren bir eser." olarak nitelendirmişler. Kitapta sürekli 'Tanrı' kelimesi geçiyordu. Eğer bu kadar iddialı bir cümle kuruluyorsa 'Tanrı' yerine 'Allah' (c. c.) yazılmasını isterdim. 'Tanrı' kelimesinin Öz Türkçe olduğunu ve Yunus Emre'nin bir Türkmen olduğunu biliyorum. Eğer illa ki Öz Türkçe bir karşılık kullanılacaksa bunun 'Çalap' olmasını yeğlerdim. Yunus Emre'nin şiirlerinde 'Tanrı' değil 'Çalap' diye geçer. 3) "Hayalinde soyardı, kızı kendine yar ederdi." gibi bir cümle geçiyordu kitapta. Evet, bir kitapta bunda bahsedilebilir ama 'tasavvufu yaşamışcasına hissettiren bir eser' deniyorsa o kitaba daha farklı kelimelerle, daha örtülü anlatılmalıydı. 4) Kitap Yunus Emre'nin hayatını anlatıyor. Daha önce İskender Pala'nın Od kitabını okumuştum bu konuyla ilgili ve iki kitap arasında uçurum var. Olaylar tamamen farklı, bir kitapta -Od- iki oğlu olduğu yazılırken, diğer kitapta bir oğlu bir kızı olduğu yazıyordu ve bu da beni kitaptan bayağı bir soğuttu. Yine de yazarın dili hoş. Başka bir kitabına da şans vereceğim, dini içerikli olmayan birine. Siz okudunuz mu, neler düşünüyorsunuz? P. S. Bildiğin bütün nefretimi kusmuşum, yine de siz bana aldırmayın ve kendinizi hazır hissettiğinizde kitaba bir şans verin. (Ruta S.)
Garip Yunus'tan, Derviş Yunus'a Tasavvuf, ilmî olarak değilse de o yolda ilerleyenlerin şâhsiyeti olarak hep ilgimi cezbetmiştir. Yunus Emre ismi tabii ki bunların başında geliyor. Belki de şiirlerinden mütevellit, bilemiyorum. Edindiğim adet üzere genellikle Ramazan'ı Sepetçioğlu'nun kitapları ile geçiririm, tabii bu sene biraz kısır geçti. Hem de bir değişiklik yaparak Ramazan'ı "Bizim Yunus"a ayırmak istedim. Dîvânını okuyayım, okurkende hayatını birlikte götüreyim istedim ama maalesef hayat meşgalesinden pek yerine getiremedim. Ramazan, Yunus hakkında yazılmış iki roman bir de yarım kalmış dîvân ile bitti. Kitabımızın ismi Yunus'un meşhûr şiirinden bir mısra. Belki de hayatın anlamını gizlediği mısra Kitap bölümler hâlinde yazılmış. Tabii ki şunu belirtmek gerekir: Yunus'un hayatını bugün net olarak bilmiyoruz yani kitap yazarın hayâl dünyâsını yansıtmakta. Bununla birlikte Yunus'a dâir anlatılagelen pek çok hikâye de güzel bir şekilde romanda işlenmiş, kitabın en güzel ve güçlü yanı ise şiirler ve kitapta yerleştirildiği yerlerin çok güzel seçilmiş olması. İnsânın içine işliyor adeta. Kitap, Yunus'un çocukluğu ile başlayıp çokça kavuşmak istediği "Dîdar"ı görmesiyle son buluyor. İçinde alınacak çok öğüt var, ibretlik hikâyeler mevcut. Özellikle Tapduk'un yaptığı sohbetler tekrar tekrar okunası güzellikte. Diğer yandan yazarımızın tasavvuf lugatına ne kadar hâkim olduğu belli oluyor. Kelimeler ustalıkla kullanılmış. Tanıyanlar bilir, tabii ki Emine Işınsu ustalığı da diyebiliriz. Yazarımız Işınsu Hanım'ın hakka kavuştuğu sıralarda kitabı okuyor olmam da kitapla aramda daha kuvvetli bir bağ oluşturdu diyebilirim. Işınsu Hanım için Allah'tan tekrar tekrar râhmet dilerim. Allah gittiği yerde utandırmasın, çok sevdiği Yunus'una komşu eylesin (Martali Matyas)
insan bazen anlam veremediği davranışlarda bulunur. ağlamak istemeden ağlar, çığlık atmak ister susar, gülmek ister somurtur ve bunun gibi bütün karşıtlıkları bünyesinden taşırır. şimdi bu insan deli midir? hayır. salak mıdır? hayır. şizofren midir? kesinlikle hayır. bu insanın içinde kendisini tutan bir şey vardır. bu insanın içindeki kendisi sürekli bu insanı tutmaktadır. benin içindeki ben insanı tutar, sıkıştırır, hezeyanlara sürükler sonra da bir çöp gibi fırlatır atar. ondan sonra benin dışındaki ben ne yapsın? kendini alkollere mi vursun, gidip yunus emre mi okusun, kederli şarkılarda mı dem bulsun? öylece teslim eder kendini ve şöyle der ki, bende bir ben var benden içeri. (Alıntı) Yunus Emre'nin Tapduk Emre'ye ulaşmasını ve onun yanında edindiği eğitimi akıcı ve sade bir şekilde anlatmış ve tasavvufu, yaşamışcasına hissettirmiştir. Aşk tan sevgiden iyilikten kötülükten bahsetmiş bu kitapta Yunus Emre hakkında bir şeyler okumak isteyenlere tavsiye edilir. (Rahmi Tice)
Emine Işınsu - Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Emine Işınsu (Öksüz), çağdaş Türk yazarı. Gazete köşe yazarlığı, dergi editörlüğü ve yayıncılığı yapan, ödüllü oyunları bulunan yazar, en çok romancılığıyla tanınmıştır.
Işınsu, 17 Mayıs ’de babasının Tümen Komutanı olarak görev yaptığı Kars’ta doğdu. Cumhuriyet döneminin tanınmış şair ve yazarı Halide Nusret Zorlutuna ile Tümgeneral Aziz Vecihi Zorlutuna’nın kızıdır. Annesinden dolaylı sürekli edebiyattan söz edilen, şiir okunan bir çevrede, babasının görevlerinden ötürü de Sarıkamış, Urfa, Karaman gibi yurdun çeşitli yerlerinde ve her birinde birkaç yıl yaşayarak büyüdü.
Yetiştiği okullar, bu sık yer değiştirmeleri yansıtır. İlk okulu Urfa, Sarıkamış ve Ankara’da okudu. Liseden mezun olduğu okul TED Ankara Koleji’dir. Bir yarı yıl AFS bursiyeri olarak ABD’de bulundu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, aynı fakültenin Felsefe bölümlerinde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nde bir süre okudu. İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okurken bir yarı yıl AFS bursuyla A. B. D.’ne gitti.
İlk eseri 17 yaşında iken basılan şiir kitabı İki Nokta’dır. ’de ödül kazanan Küçük Dünya’dan sonra yoğun şekilde romana yöneldi. Roman yazmanın dışında ’lerin önemli fikir ve sanat süreli yayınlarından Töre Dergisi’ni yılları arasında çıkardı. Birçok dergi ve gazetede yazıları yayınlandı; Yeni İstanbul ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 'den beri Alzheimer hastalığı ile mücadele etmekte olan yazarın yazdığı son kitabı "Kendimden Kendime" adıyla yılında yayınlanmıştır.
Yazar evli ve üç çocuk annesidir.
Işınsu’nun romanlarında mekân tasvirlerinden çok insan psikolojisi öne çıkar. Birinci tekil şahıs anlatımıyla yazılan ilk romanı Küçük Dünya’da her şey romanın kahramanın ruh halinden süzülerek aktarılır. Diğer romanlarında birinci tekil şahıs terkedilse de yine olayları ve mekânları kahramanların duygu süzgecinden geçtikten sonra ve onların algılamalarıyla görürüz. Bu psikolojik ağırlık zaman zaman şuur akımını andırır.
Roman konuları arasında kadının tutsaklığı, Türklerin tutsaklığı (Bulgaristan, Kerkük, Batı Trakya), Türkiye’nin sancıları öne çıkar. Son dönem eserlerinde Türk tasavvufunun zirveleri Yunus Emre,Niyazi Mısri, Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaş Veli’nin hayatları ele alınmıştır.
Ödüller:
• ‘’’Küçük Dünya’’’ ile T. C. Turizm Bakanlığı Sanat Armağanı
• ‘’’Ak Topraklar’’’ ile Türk Edebiyatı Vakfı Roman Ödülü
• ‘’’Bir Yürek Satıldı” oyunu ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Radyofonik Oyun Yarışması’nda dram dalı birinciliği.
• ‘’’Sancı’’’ ile Türkiye Millî Kültür Vakfı Roman Ödülü
• ‘’’Canbaz’’’ ile Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü
• Türk Ocakları Hamdullah Suphi Tanrıöver Armağanı
• Karaman Türk Dili Ödülleri, “Türkçeyi Doğru ve Güzel Kullanan Yazar Ödülü”
• İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), “Şeref Ödülü”
• Türkiye Yazarlar Birliği- İstanbul Şubesi, “Ömür Boyu Roman Ödülü”
Üyelikler:
• Türk Edebiyatı Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi
• İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Merkez Birliği (İLESAM) üyesi
• Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi
© Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. seafoodplus.info ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.
Cumhuriyet döneminin ünlü edebiyatçılarından Behçet Kemal Çağların yaşam öyküsünü sizler için derledik…
Behçet Kemal Çağlar kimdir,nereli, hangi dönemde yaşadı, hangi görevlerde bulundu, hangi yayın organlarında çalıştı ve yazılar yazdı, Atatürk’ün dikkatini nasıl çekti, milletvekilliğinden neden istifa etti, eserleri nelerdir?
İşte cevabı:
Behçet Kemal Çağlar aslen Kayserilidir. Babasının memuriyeti sırasında bulunduğu Erzincan'ın Tepecik köyünde yılında doğdu. Kayseri'nin Şabanbeyzadeler namıyla bilinen ünlü bir ailesinden Şaban Hamdi Bey'in oğludur. Babası Kayseri'nin Bünyan Çağlayanı kıyısında yerleşmiş Burunguz isimli Türkmen oymağındandır, annesi Balıkesir'in Çepni Yörüklerinden Kolağası Ahmet Ağa'nın kızıdır. Behçet ismi babasının amcasının ismi olarak, Kemal'de hürriyet kahramanı Namık Kemal'e izafeten verilmiştir. yılında Bolu'da İmaret İlkokuluna başladı. İlk okul yıllarında bile dedesinden kendisine geçen yeteneğiyle şiir ezberlemeye ve okumaya meraklı olan Behçet Kemal'e öğretmenleri okulun bahçesinde yüksek bir yere çıkararak babasının ezberlettiği şiirleri okuttular.
Behçet Kemal normal tahsiline yılında Konya'da başlamış, ilk olarak Mevlana türbesinin arkasındaki Numune Mektebi'ne devam etmiş, ertesi yıl, Konya Sultanisi'nin ilk kısmına başlamıştır. senesinin sonbaharında babası Kudüs Ziraat Müdürlüğü'ne tayin edildiğinden birkaç ay Kudüs'te kaldı.
BABA OCAĞINA DÖNÜYOR
Bir müddet sonra Kudüs'ten memleketi Kayseri'ye gelen Behçet Kemal Çağlar, ilk, orta ve lise tahsilini Kayseri'de tamamlamıştır. senesinde sınavla Zonguldak Maden Mühendis mektebine girmiş ve senesinde yüksek madem mühendisi olarak birincilikle bu okuldan mezun olmuştur. Staj için Belçika’ya gitti. Sonra Fransa’ya gönderildi. Maden Tarama Enstitüsü merkez mühendisi olarak Ankara'da göreve başladı.
ATATÜRK’ÜN DİKKATİNİ ÇEKİYOR
Halkevlerinin açılışında yazdığı ve şahsen rol aldığı Çoban Piyesi ve ardından yazdığı ve oynadığı Ergenekon Piyesi dolayısıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dikkatini çekti. Ünlü yazarlar ve politikacılar ile yakın münasebetler kurmuş, ancak kişisel hiçbir karşılık beklemeyen derin vatan ve Atatürk devrimleri hayranlığıyla hepsinin sevgi ve takdirini kazanmıştır. Halk edebiyatı ve gazetecilik incelemeleri yapmak için Londra’ya gönderildi. senesinde yurda döndü. Halkevleri müfettişliğinde görev aldı. senesinde Yücel Dergisinde çıkan bazı yazıları ve radyodaki konuşmaları yüzünden müfettişlikten ve radyo evinden ayrıldı. Daha sonra İstanbul’a yerleşerek Vatan Gazetesinde makaleler yazdı. Şadırvan ismiyle haftalık bir dergi çıkardı.
MUSTAFA KEMAL’E ADANAN BİR HAYAT
Behçet Kemal Çağlar, Atatürk ve milli şiir temasında tanınmış, derin yurt sevgisi olan edebi bir şahsiyetti. Çağdaşlaşma konularında çaba harcamış, haftalık dergiler ve günlük gazetelerde bu konularda makaleler yazmıştır. Atatürk'ün ölümü Behçet Kemal'in ruhunda derin izler bırakmış, memleketin ve milletin kurtulmasında Atatürk'ün başarılarının hayranı olarak, kendisini Atatürk'e ve O'nun devrimlerine adamıştır.
TRT’Lİ DÖNEMLER BAŞLIYOR
Büyük Millet Meclisi'nde Erzincan milletvekili olarak 25 Ocak tarihine kadar hizmet etmiştir. Atatürk devrimlerinden ödün verildiği gerekçesiyle partisinden de milletvekilliğinden de istifa etmiştir. Daha sonra sırasıyla Robert Kolej'de öğretmenlik, Kurucu Meclis üyeliği, TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı, Akbank Neşriyat Müdürlüğü, TRT Program Uzmanlığı görevlerinde bulundu. Behçet Kemal Çağlar, 24 Ekim ’da vefat etti.
ESERLERİ
Şiir
•Erciyes'ten Kopan Çığ,
•Burada Bir Kalp Çarpıyor,
•Benden İçeri.
Oyunları
•Çoban (),
•Atilla (),
•Deniz Abdal.
Diğer eserleri
•Halkevler (inceleme ),
•Hasan Ali Yücel ve Eserleri (),
•Hür Mavilikte Gezi (),
•Dolmabahçe'den Anıtkabir'e Kadar (Gözlemler ),
•Kur'an-ı Kerim'den İlhamlar (),
•Atatürk Deniz'inden Damlalar (antoloji ),
•Battal Gazi Destanı (),
•Bugünün Diliyle Atatürk'ün Söylevleri ().
•Yeğeni Selcan Teoman tarafından yayına hazırlanan 4 adet eseri Destanlar (),
•Bitmez Tükenmez Anadolu ()
•Benden İçeri () ve
Kur’an-ı Kerim'den İlhamlar () TC Kültür Bakanlığı tarafından basılmıştır.
ESERLERİ:
Şiirleri:
Erciyas'tan Kopan Çığ, Burda Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri, Battal Gazi Destanı, Malazgirt Zaferinden İstanbul Fethine, Oyun, Çoban, Attila. Ayrıca Hür Mavilikte nesir eserleri arasında yer alır.
seafoodplus.info