Sizde sorunun cevabını biliyorsanız, yorum kısmına yazın hemen yayınlayalım.
A:Ağız
B:Mide
C:İnce Bağırsak
D:Kalın Bağırsak
Cevap: İnce Bağırsak
Dışarıdan alınan büyük parçalı besinlerin, ağız, mide ve az da olsa ince bağırsaklarda fiziksel olarak daha küçük parçalara ayrılmasına mekanik sindirim denir. Alınan büyük moleküllü besinlerin enzimler yardımıyla, daha küçük moleküllere parçalanması olayına ise kimyasal sindirim denir. Yediğimiz besin maddelerinde bulunan, su, madensel tuzlar, vitaminler, glikoz, fruktoz, galaktoz, amino asitler, alkol gibi küçük maddeler sindirime uğramaz. Yağlar, disakkarit, polysakkarit gibi karbonhidratlar, proteinler ve nukleik asitler (DNA ve RNA) kimyasal sindirim ile hücre zarından geçebilecek küçük moleküllere parçalanırlar. Kimyasal sindirim, ağız, mide, ince bağırsaklarda olur.
Karbonhidratlar, bütün canlılar tarafından birinci dereceden enerji verici olarak kullanılır. Disakkarit ya da polisakkarit halinde alındıklarında, sindirilerek monosakkaritlere ayrılırlar. Polisakkaritler önce disakkaritlere daha sonra da monosakkaritlerine ayrılır.
Karbonhidratlar; glikoz, fruktoz ve galaktoz gibi monosakkaritlere dönüştükten sonra emilebilirler.
Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar. Tükürük içinde bulunan amilaz (pityalin) enzimi pişmiş nişasta ve glikojene etki ederek onları maltoz ve dekstrinlere parçalar. Tükürük, nötre çok yakın asidik bir salgıdır ve ağızda amilaz enziminin aktifliğini sağlar.
Amilaz
Nişasta + Su → Maltoz + Dekstrin
Glikojen
Yemek borusundan mideye gelen karbonhidratlar, midede kimyasal sindirime uğramazlar. Mide içindeki HCI sayesinde ortam asidik olduğu için karbonhidratların sindirimini sağlayan enzimler midede görev yapamazlar. Ayrıca mideden karbonhidratların sindirimi için enzim salgılanmaz. Asitli besin karışımı mideden ince bağırsağa geçerken oniki parmak bağırsağı kana salgıladığı sekretin hormonu ile de pankreas bezini uyarır. Pankreastan wirsung kanalı ile oniki parmak bağırsağına gönderilen pankreas özsuyundaki amilaz enzimi, ağızda olduğu gibi nişasta ve glikojeni maltozlara ve dekstrinlere parçalar.
Amilaz
Nişasta + Su → Maltoz + Dekstrin
Disakkaritleri sindiren enzimler ince bağırsak tarafından üretilir. Ağızda ve ince bağırsakta polisakkaritlerin sindirimi sonucu oluşan maltozlar ve disakkaritler ince bağırsakta monosakkaritlerine parçalanırlar.
Maltaz
Maltoz + Su → Glikoz + Glikoz
Sükraz
Sükroz+ Su → Glikoz + Fruktoz
Laktaz
Laktoz + Su → Glikoz + Galaktoz
Ağız ve midede yağ sindirimi olmaz. yağ sindirimi onikiparmak bağırsağında başlar, ince bağırsaklarda devam eder. Karaciğerin salgısı olan safra tuzları (öd tuzları) yağları, küçük yağ damlacıkları haline getirir. Bu durum yağların sindirimini kolaylaştırır. Yağlar, pankreastan salgılanan lipaz enzimi ile;
Lipaz
Yağ + 3 Su ——-> Gliserol + 3 Yağ asiti
biçiminde sindirime uğrar.
Sıvı ya da katı olarak sindirim sistemine alınan yağlar, organizmada yapı ve enerji maddesi olarak kullanılır. Yağların kimyasal sindirimi ince bağırsakta başlar ve tamamlanır. Besin karışımı (kimüs) mideden ince bağırsağa geçerken oniki parmak bağırsağından sekretin ve kolesistokinin hormonları salgılanır. Sekretinin uyarmasıyla pankreastan yağların sindirimi için lipaz enzimi salgılanır. Kolesistokinin hormonu ise kan yoluyla karaciğeri uyararak, oniki parmak bağırsağına safra sıvısının (öd sıvısı) salgılanmasını sağlar. Safra salgısı, yağları daha küçük parçalara ayırarak bir çeşit mekanik sindirim gerçekleştirir. Bu sayede yağ çeşit mekanik sindirim gerçekleştirir. Bu sayede yağ damlacıklarının yüzeyi genişletilerek lipaz enziminin etkinliği artırılmış olur. Lipaz enzimi, su ile birlikte yağların, yağ asitleri ve gliserole parçalanmasını sağlar.
Yağ + Safra sıvısı → Küçük yağ tanecikleri
Lipaz
Yağ tanecikleri + Su → Yağ asitleri + Gliserol
Yağların sindirimi sonucu oluşan monomerler, ince bağırsak villuslarındaki lenf kılcalları ile emilerek kan dolaşımına katılır.
Proteinlerin sindirimi, mide ve ince bağırsaklarda proteaz denilen enzimler ile olur.
Proteazlar
Protein + Su ————-> Amino asitler
Proteazlar, genellikle inaktif durumda salgılanır. Sindirim kanalında aktif duruma geçerler. Proteinlerin ağızda sindirimi olmaz. Mide bezleri mide özsuyunu salgılar. Mide özsuyunda, pepsinojen, HCI, mukus bulunur.
Yapıcı ve onarıcı olarak kullanılan proteinler, gerek duyulduğunda enerji verici olarak da kullanılır. Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar. Midede belirli bir basamağa kadar sindirimi yapılan proteinlerin sindirimi daha sonra ince bağırsakta devam eder.
Ağızdan gelen besinler yemek borusundan mideye geçerken midenin pilor bölgesindeki bazı bezleri uyarır. Bu bezlerden salgılanan gastrin hormonu kan yoluyla taşınarak diğer mide bezlerini uyarır. Mide boşluğuna bezlerden salgılanan mide özsuyundaki enzimler, proteinlerin sindirimini başlatır. Mide özsuyunda pepsinojen, HCI ve süt çocuklarında lap enzimi (renin) bulunur. Ayrıca mide duvarını, enzimler ve hidrolik asitten sürekli olarak koruyan mukus salgısının da gastrin hormonu etkisiyle salgılanması artar.
Pepsinojen aktif bir enzim değildir. Pasif (inaktif) olan pesinojen, önce HCI etkisiyle aktif enzim olan pepsine dönüştürülür. Pepsin enzimi proteinleri, pepton da denilen polipeptitlere (protein parçacıklarına) parçalar.
Pepsinojen + HCI → Pepsin
(Pasif enzim) (Aktif enzim)
Pepsin
Protein + Su → Polipeptit (Pepton)
Süt çocuklarında midede proteinlerin sindirimi için önceden lap enzimi (renin) ile, sütteki proteinler kazein haline dönüştürülür. Daha sonra pepsin, kazeinleri polipeptit ve amino asitlere parçalar.
Lap (renin)
Süt proteinleri → Kazein + Su
Pepsin
Kazein → Polipeptit + Aminoasit
Bu işlemlerden sonra midedeki besinler kimüs denilen bulamaç haline getirilerek ince bağırsağa geçerken, ince bağırsaktan salgılanan sekretin hormonu ile pankreas bezi uyarılır. Panreas özsuyundaki tripsinojen ve kimotripsinojen, proteinlerin sindirimini devam ettirir. Pepsinojen gibi pasif halde olan tripsinojen ve kimotripsinojen ince bağırsaktan salgılanan entekrokinaz enzimi ile aktif enzim olan tripsine ve kimotripsine dönüştürülür. Tripsin ve kimotripsin enzimleri mideden gelen polipeptitleri daha küçük olan dipeptitlere parçalar.
Tripsinojen + Enterokinaz → Tripsin
(Pasif enzim)
Tripsin
Polipeptit + Su → Dipeptit + Aminoasit
Oluşan dipeptitler yine ince bağırsak bezleri tarafından salgılanan erepsin enzimi ile amino asitlere ayrışırlar.
Erepsin
Peptit + Su → Aminoasit
Proteinlerin sindirimi tamamlandıktan sonra meydana gelen aminoasitler, ince bağırsak villusları tarafından emilerek kan yoluyla önce karaciğere daha sonra da hücrelere ulaştırılır.
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli maddeleri vücutlarına veya hücrelerine almaları olayına beslenme denir. Beslenme olayında, dışarıdan alınan maddelere besin denir. Besinler, inorganik besinler (su ve madensel tuzlar) ve organik besinler (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asit ve vitaminler) olarak iki grupta toplanabilirler. Ototrof (üretici) canlılar, dışarıdan sadece inorganik besin (karbondioksit, su ve madensel tuzlar) alırlar. Aldıkları inorganik maddelerden, yaşamları için gerekli organik maddeleri fotosentez veya kemosentezle kendileri yaparlar. Bu nedenle sindirim sistemleri bulunmaz. Heterotrof (tüketici) canlılar, hem inorganik hem de organik besinleri hazır olarak alırlar. Heterotrof canlıların, kompleks organik bileşikleri (protein, yağ, karbonhidrat ve nükleik asit), hücrelerine alabilmeleri için onları daha küçük yapı taşlarına enzimler yardımıyla) parçalanmaları olayına sindirim denir. Sindirim bir hidroliz olayıdır. Hidroliz sindirim enzimleriyle gerçekleşir.
Hidrolaz (x) + (n-1) su ———> nX
n Sindirim, gerçekleştiği yere göre, hücre dışı sindirim ve hücre içi sindirim olarak ikiye ayrılır. Hücre dışı sindirim, hücre dışına salgılanan enzimlerle, hücre dışında olur. Sindirim sonucu oluşan küçük moleküller hücre içine alınıp kullanılır. Hayvanlar, saprofitler, böcekçil bitkilerde görülen hücre dışı sindirim, hücreye alınamayan çok büyük moleküllü besinlerden yararlanma imkanı sağlar. Hücre içi sindirim, fagositoz ya da pinositozla hücre içine besin kofulu halinde alınan büyük moleküller, Lizozomlarla besin kofulunun birleşmesiyle oluşan sindirim kofullarında sindirilir. Sindirilen kofuldan stoplazmaya geçer ve gerekli yerlerde kullanılırlar. Hücre içi sindirim, amipler, akyuvarlar, bazı mantarlar (cıvık mantarlar), terliksi hayvan süngerler gibi organizmalarda görülür. Çok hücreli heterotrof canlılarda (hayvanlarda) sindirim olayının gerçekleştiği sindirim sistemleri gelişmiştir. Hayvanlarda Sindirim Sistemleri Sünger ve sölentelerde sindirim organları bulunmaz. Süngerler vücut boşluğuna alınan sudaki küçük molekülleri hücrelerine difüzyon, osmoz veya aktif taşıma ile alırlar. Büyük moleküllü besinleri ise pinositozla hücrelere alınıp hücre içinde sindirilir. Bir kısmı da vücut boşluğuna salgılanan enzimlerle sindirildikten sonra hücrelere alınır. Diğer hayvanlarda, ağızla başlayıp anüsle biten bir sindirim kanalı ile, bu kanala bağlı sindirim bezlerinden oluşmuş sindirim sistemleri bulunur. Hayvan gruplarında, beslenme biçimlerine bağlı olarak sindirim sistemlerinde farklar vardır. Yassı solucanlardan planaryalarda anüs bulunmaz. Artıklar ağızdan dışarı verilir. Bazı hayvan gruplarında diş bulunur. Kuşlarda diş bulunmaz. Sadece memelilerin dişler çiğnemede görev alırlar. Otçul memelilerin bağırsakları uzundur. Parçalayıcı dişleri bulunmaz. Körbağırsakları gelişmiştir. Mide ve bağırsaklarında selüloz sindirici simbiyont bakteriler yaşar. Etçil memelilerin diş yüzeyleri sivridir. Bağırsakları biraz kısadır. Körbağırsakları körelmiştir. Parazit yaşayan hayvanların sindirim sistemleri az gelişmiştir. Ya da hiç bulunmaz. Hücre içinde ve bağırsaklarda yaşayan parazitler sindirilmiş besinleri hücre zarlarıyla veya vücut yüzeyleriyle alırlar
İnsanın sindirim sistemi, ağızla başlayıp anüsle biten sindirim borusu ile sindirim bezlerinden oluşur.
Sindirim borusu ağızla başlar. Ağzın gerisinde yutak bulunur. Sonra yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsaklar ve anüs gelir. Ağızda kesici, parçalayıcı ve öğütücü olarak üç çeşit diş bulunur. Sindirim borusu, üç tabakadan oluşur. Dışta bağ dokusu (periton), ortada düz kaslar, en içte epitel (mukoza) bulunur. Yemek borusunda periton bulunmaz. Düz kas dokusundan oluşan sindirim kanalı istem dışı çalışır. Yemek borusu ve bağırsakların peristaltik hareketleri ile besin maddelerinin hareketi sağlanır. * Peristaltik harekette önce bir bölüm daha sonra arkasından gelen diğer bölüm kasılır.
Sindirim bezleri, tükrük bezleri, pankreas, karaciğer ile mide ve ince bağırsak bezlerinden oluşur. Tükrük Bezleri Kulak altı, dil altı ve çene altı olarak üç çeşit tükrük bezi vardır. Tükrük bezleri, tükrüğü salgılar. Tükrükte, su, amilaz (pityalin), mukus, Ca ve Na iyonları bulunur. Tükrük salgısı, sindirime yardımcı olduğu gibi, yutma ve konuşmada da rol oynar. Pankreas Midenin altında, yaprak biçiminde bir bezdir. Pankreas, karma bezdir. Dış salgısını bir kanalla onikiparmak bağırsağına (Duodenuma) salgılar. Dış salgısında (pankreas öz suyunda) su ve sindirim enzimleri (tripsinojen, kimotripsinojen, amilaz, lipaz ve nukleazlar) bulunur. Bu enzimler pankreastaki acini adacaklarından salgılanır. Pankreas, iç salgı olarak insülin ve glukagon hormonlarını salgılar. Bu hormonlar kan şekerinin düzenlenmesinde görev alır. Karaciğer Midenin sağ üst kısmında bulunan, 1,5 kg. kadar ağırlığı olan bir organımızdır. Karaciğerlere, hem aorttan karaciğer atardamarı ile hem de bağırsaklardan kapı toplardamarı ile kan gelir. Gelen kan milyonlarca hücreden oluşan karaciğerlere dağılır. Karaciğerlere gelen kan, karaciğer üstü toplardamarı ile alt ana toplardamarına geçer. Karaciğerin çok önemli görevleri vardır. Sindirimle ilgili olarak safrayı salgılar. Safra karaciğer hücrelerinden salgılanır. Safra, safra kanalları ile safra kesesinde toplanır. Gerektiğinde Koledok kanalı ile onikiparmak bağırsağına aktarılır. Safra, safra tuzları (öd tuzları), kolesterol ve safra boyalarından oluşur. Sindirim kanalına geçen safra tuzları kalın bağırsaklardan geri emilir. Safra yağ sindiriminde görev alır. Ayrıca bağırsakların dezenfekte edilmesini sağlar.
Karaciğerin Diğer Görevleri Şunlardır:
1-) Safrayı salgılamak.
2-) Kemikler oluşuncaya kadar alyuvarları oluşturmak.
3-) Yaşlanmış alyuvarları kupfer hücreleri ile (akyuvarlarla) yok etmek ve hemoglobinden demiri üretmek.
4-) Kan şekerini düzenlemek.
5-) Zararlı (zehirli) maddeleri etkisiz duruma getirmek.
6-) Amonyağı üre ve ürik asite dönüştürmek.
7-) A, D, K B12 vitaminlerini, Fe, Cu, amino asit, yağ, glikojeni depolamak.
Provitamin A’dan A vitaminini oluşturmak.
9-) Pıhtılaşma için gerekli olan protrombin ve fibrinojeni üretmek.
) Pıhtılaşmayı önleyen Heparin’i üretmek.
) Proteinleri karbonhidrat ve yağlara dönüştürmek.
) Vücut sıcaklığını düzenlemek.
EğitimProteinlerin Kimyasal Sindirimi Nerede Başlar Ve Nerede Biter?
5, görüntülenme
Cevap Ver
Merhabalar. Karbonhidratlar ağız ve ince bağırsakta, proteinler mide ve ince bağırsakta, yağlar ise yalnızca ince bağırsakta sindirilirler. Karbonhidratların sindirimi ağızdan salgılanan amilaz enzimi (pityalin) ile başlar, içinde bulunan disakkarit çeşidine göre maltoz, laktoz, sükroz ve dekstrin'e kadar parçalanır. İnce bağırsakta sindirime uğramayan karbonhidratlar tekrardan amilaz ile maltoz, laktoz, sükroz ve dekstrin'e parçalanır. Aynı zamanda ince bağırsaktaki maltaz, laktaz, sükraz ve destrinaz enzimleri ile bu maddeler glikoz'a kadar parçalanır. Proteinler ise mideye ulaştıkları anda, pepsinojen HCl ile aktive olarak pepsin'e dönüşür ve aktive olan bu enzim proteinleri daha küçük olan polipeptitlere parçalar. İnce bağırsağa ulaşan bu küçük polipeptitler, tripsin ve kimotripsin enzimleri ile dipeptit ve tripeptitlere parçalanırlar ve daha sonra erepsin enziminin etkisiyle aminoasitlere dönüşürler. Bu dönüşüm sırasında metabolik bir atık olan amonyak açığa çıkar. Yağların sindirimi ise ince bağırsakta başlar ve biter. Karaciğer'de sentezlenen ve safra kesesinde depo edilen safra sıvısı Koledok Kanalı ile Water Kabarcığı'na gelir ve onikiparmak bağırsağına geçer. Büyük yağ molekülleri bu sayede daha küçük yağ damlacıklarına dönüşür. İnce bağırsakta bulunan lipaz enzimi ile bu yağ damlacıkları yağ asidi ve gliserol'e parçalanarak sindirim tamamlandır.
görüntülenme
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Sorulara DönEvrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'nın % okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.
Popüler Yazılar
EA Akademi
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
Aklımdan Geçen
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki
Bugün Öğrendim ki
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Kafana takılan neler var?
yılında da Evrim Ağacı'nın yanında olacak mısınız?
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Evrim Ağacı, Türkiye'nin en büyük, en çok ziyaret edilen, en güvenilir popüler bilim sitesi. Ancak bulunduğumuz noktaya oturduğumuz yerden gelmedik: yılından beri gece gündüz demeden çalışıyoruz. yılı sitemizi ve diğer tüm iletişim araçlarımızı baştan yarattığımız müthiş bir yıl olacak. Ancak bunu sürdürülebilir kılmamız için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü biz bu işi hobi olarak yapmıyoruz; Evrim Ağacı bizim yegane mesleğimiz, tek görevimiz. yılında da bunu yapmaya devam edebilmek için bize yardımcı olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.
Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler
Evrim Ağacı
Türkiye'deki bilimseverlerin buluşma noktasına hoşgeldiniz!
Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
“ Bir tutam onur, her türlü kariyere yeğdir.”
Ralph W. Emerson
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu. Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda avantajından biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak reklamların %'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş yapmanızı tavsiye ederiz).
Üye Ol
Giriş Yap
Üyeliğin Avantajları