beyin ölümünden sonra hasta kaç gün yaşar / Hastanın bir kolundan biz diğerinden Azrail tutuyor - Magazin Haberleri

Beyin Ölümünden Sonra Hasta Kaç Gün Yaşar

beyin ölümünden sonra hasta kaç gün yaşar

BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞEN HASTADA PROTOKOL ÖNERİSİ

       HekimHastadan sorumlu hekim.

       Hasta YakınlarıHastanın yasal velisi ya da vasisi, birinci dereceden yakınları, eğer bunlar yoksa hastanın bakım sorumluluğunu üstlenmiş bulunan yakınları, arkadaşları.

       Hekim KuruluOrgan ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun, III. Bölüm, Madde 11'de tanımlanan kurul.

       Tıbbi DestekBeyin ölümü gerçekleşen hastaya uygulanan her türlü tıbbi destek.

İLK 24 SAAT

       Hastaya, sorumlu hekim tarafından beyin ölümü öntanısı konmasıyla başlayan süreçte yapılması gerekenlerle ilgili olarak, aşağıda bir protokol önerilmektedir

       Tüm klinik belirti ve bulguları, muayene ayrıntıları ve tanıya yardımcı tetkikler, zaman ayrıntılarıyla birlikte belgelendirilmelidir. Hastanın beyin ölümü tablosuna girmesine neden olan durum bilinmiyorsa, bu durum söz konusu belgede önemle vurgulanmalıdır.

       Olanaklıysa, bir başka hekimin (Örneğin olanaklıysa nöroloji, nöroşirürji, anestezi uzmanları gibi) görüşü alınmalıdır. İkinci hekimin muayenesi de belgelenmelidir.

       Hasta 24 saat boyunca, 6 saatlik aralarla, durumunda değişiklik olup olmadığının saptanması amacıyla değerlendirilmeli ve bulgular hastanın dosyasına ayrıntılandırılarak kaydedilmelidir.

       Bu arada, hastada beyin ölümü ön tanısı konduktan hemen sonra, hasta yakınları bilgilendirilmelidir. Her 6 saatte bir yenilenen değerlendirmelerde bu işlem yinelenmelidir.(Bu bilgilendirmede, hastanın durumu, ön tanısı, beyin ölümü durumunun koma, kalıcı bitkisel yaşam gibi durumlardan ayrımları, beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin duygu, düşünce, acı çekmek gibi açılardan durumu, açık, anlaşılır ve doğru bir biçimde açıklanmalıdır. Hasta yakınlarına 24 saat içinde hastanın durumunda bir değişiklik olmaması durumunda, hastaya sağlanan tıbbi desteğin kesilmesinin planlandığı bildirilmelidir). Bu bilgilendirme sürecinin belgelendirilmesi yararlı olacaktır(Ek1).

       Bu bilgilendirme sürecinde ailenin desteklenmesi amacıyla, olanaklıysa konsültan psikiyatristten yardım alınmalıdır.

       Bu bilgilendirmenin son bölümünde, organ aktarımı sürecine ilişkin bilgiler yeralmalıdır. Hasta yakınlarına, hastanın organ aktarımı konusunda bir vasiyetinin olup olmadığı, eğer yoksa hasta yakınlarının organ aktarımı konusunda onam verip vermeyecekleri sorulur.

       Aile organ aktarımına onam verecek olursa, bu işlemle ilgili süreç başlatılır; Hekim Kurulu'nun toplanması ve hastayı derhal değerlendirmesi sağlanmalıdır. Bu süreçle ilgili ayrıntı yasa ve yönergelerde saptanmıştır. Organ aktarımı için uygun koşullar sağlanana dek hastaya sağlanan tıbbi destek sürdürülür.

       Hasta yakınları organ aktarımına onam vermezse, Saatte hasta son kez değerlendirilir. Hastanın durumunda beyin ölümü tanısının ortadan kalkmasını sağlayacak bir değişiklik görülmezse tanı kesinleşmiş kabul edilir. Ancak beyin ölümüne yol açan neden bilinmiyorsa, tanının kesinleşmesi için aceleci davranılmamalıdır. Ayırıcı tanıyla ilgili tüm tetkik, konsültasyon ve muayeneler titizlikle tamamlanmalıdır. Bu gibi durumlarda hastanın tıbbi desteğinin Saate dek sürdürülmesi önerilebilir.

       Beyin ölümünün nedeni biliniyorsa ve hasta yakınlarının herhangi bir karşı çıkması yoksa, değerlendirmenin son aşaması olarak uygulanan apne testi sonunda hasta yeniden solunum cihazına bağlanmaz. Bu sırada hasta yakınlarının odadan çıkarılması gerekir, çünkü spinal nöronal hipoksinin yol açtığı spontan kol hareketleri gözlenebilir.

       Ancak, hasta yakınları solunum cihazının kapatılmasına karşı çıkacak olursa, beyin ölümü nedeni bilinsin ya da bilinmesin, cihaz kapatılmaz ve yeni bir süreç başlatılır.

SAATTEN SONRA

       İlk aşamada hastanın durumu ve beyin ölümü ile ilgili bilgilendirme yenilenir. Bu görüşmelerde konsültan psikolog, psikiyatrist ya da sosyal hizmet uzmanının bulunması önerilebilir. Hasta yakınlarının bu görüşme sonucunda düşüncelerinde değişiklik olmazsa, hastane yönetiminden bu uyuşmazlığın çözümü için bir etik ya da konsültasyon kurulu oluşturması istenir.

       Hastane yönetimi bu isteği 48 saat içinde karşılamakla yükümlüdür.

       Beyin ölümü ön tanısından 72, tanının kesinleşmesinden 48 saat sonra toplanan ve daha önce hastayı değerlendirmemiş hekimlerden oluşan etik kurul ya da konsültasyon kurulu tanıyı onaylarsa, bu muayenede uygulanan apne testinden sonra hasta yeniden solunum cihazına bağlanma(yabilir).

       Organ aktarımı konusunda bu aşamada onam verilecek olursa, organ aktarımına ilişkin süreç derhal başlatılır. Organ aktarımı için uygun koşullar sağlanana dek hastaya tıbbi destek sürdürülür.


Beyin ölümü kesin olarak tam bir ölümü ifade eder. Bunun şüpheye mahal bırakmadan anlaşılması herkes için büyük önem taşır. Bir yakınımızı kaybettiğimizde, bazen toprağa verdikten sonra bile öldüğüne inanamıyoruz. Dolayısıyla böyle bir kavramla karşılaştığımızda aklımızda soru işaretlerinin kalmamış olması gerekiyor.
 

 

Beyin ölümü kesin olarak tam bir ölümü ifade eder. Bunun şüpheye mahal bırakmadan anlaşılması herkes için büyük önem taşır. Bir yakınımızı kaybettiğimizde, bazen toprağa verdikten sonra bile öldüğüne inanamıyoruz. Dolayısıyla böyle bir kavramla karşılaştığımızda aklımızda soru işaretlerinin kalmamış olması gerekiyor.

 

Ölümün ruhsal anlamda tanımını yapmak biz hekimlere düşmez. Bu son derece derin ve felsefi bir konudur. Biz ancak ölümün biyolojik yönü üzerinde konuşabiliriz. Bunu yapabildiğimiz içindir ki, bedenleri öldükten sonra toprağa gömebiliyoruz. Eğer bu biyolojik sonlanmayı bilemeseydik ve tanımlayamasaydık hiç kimseyi gömmememiz gerekirdi.

Kesin tanımını kazanmadan önce ölümün tanımı, tarih içinde bazı değişiklikler geçirmiş ve uzun yıllar boyu kalbin durması şeklinde tanımlanmıştı. Ama kalp durmasının artık ölüme delalet etmediğini sadece doktorlar değil pek çok insan bugün biliyor. Belli bir zaman içinde müdahale edildiğinde kalbin durduktan sonra tekrar çalıştırılması ve yaşama geri dönüş artık filmlerde ve romanlarda bile pek çok olaya konu oluyor…

İnsanın ölümü tamamıyla beyinde vuku bulan bir olaydır. İnsanı tanımlayan ve insan yapan her şey; aklı, zekası, duyguları, kişiliği hepsi beyninde saklıdır ve diğer tüm organlar bir bütün halinde onu var etmek için çalışırlar. Beyin de bir ana kontrol merkezi gibi tüm bu organların birbiriyle uyum içinde çalışmasını sağlar. Bu ana kontrol ortadan kalktığında, her organın kendi otonom bir ömrü vardır. Koordinasyon ortadan kalktığından ortaklık bozulur ve hepsi belli bir süre içinde biyolojik canlılığını yitirir. Bu süre maksimum 72 saattir. Bu nedenle bugün artık kesin olarak biliyoruz ki beyin ölümü tam anlamıyla ölümü ifade eder. Bu 72 saatlik süre içinde organların canlılığını koruyabilmesi için çok yoğun bir tıbbi bakımın yanında bedenin solunum cihazına da bağlı olması gerekir. Bu bakım süreci hastayı yaşatmaya yönelik değildir. Hasta kaybedilmiştir. Bu bakımdan amaçlanan organ bağışında bulunulursa organların bir süre daha yaşatılmasıdır. ( 72 saat ). Organ bağışında bulunulmadığında beden solunum cihazından ayrılır. Dünyanın her yerindeki hukuki uygulama da bu şekildedir. Ülkemizde de bu süre içinde organ bağışı olmadığında bile vakanın yakınları isterlerse cenazelerini alabilirler.

 

 

« Geri Dön

kaynağı değiştir]
  1. Derin tendon reflekslerinin alınması,
  2. Yüzeyel reflekslerin alınması,
  3. Babinski işaretinin bulunması,
  4. Spinal refleks ve otomatizmaların olması,
  5. Terleme, kızarma, ateş ve taşikardi bulunması,
  6. Diabetesinsipitus olmaması.

Beyin ölümü tanısı ve yaş ilişkisi[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir