Yazı Ayrıntıları
Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra meydana gelen yazılı edebiyat; yani Divan Edebiyatı, modernleşmeye birlikte giderek daha fazla unutuluyor. Hatta birçoğumuz için bu kelime grubu, lise yıllarında kaldı. Bu yüzdendir ki; Arapça ve Farsça kelimelerle dolu beyitleri duyduğumuzda; önce hönk diye kalıyor; bir süre sonra ise güzel bir şeyler söylendiğini seziyoruz. 🙂
Biz de sizler için, unutulmaya yüz tutmuş ama edebiyat tarihimizin aslında önemli bir kısmını oluşturan Divan Edebiyatının tozlu sayfalarını araladık ve dönemin ünlü şairlerinden çok anlamlı alıntıları bir araya getirdik. İşte, okuduğunuzda muhtemelen bir şey anlamayacağınız; ancak alttaki açıklamaları gördüğünüzde ifade ettikleri derin anlamlar karşısında çok şaşıracağız o beyitler.
Anlamı: Sen gittin; fakat canı, yani beni, özleminle beraber bırakıp da gittin. Ben, sensiz dostlar sohbetini bile istemiyorum
Anlamı: Adama adam gerekir, adam etsin adamı. Adam, adam olmayınca, adam ne yapsın adamı?
Anlamı: Nezaket, kuyumcuların altını tel halinde incelttiği araçtan (haddeden) geçerek, senin boyunu posunu oluşturmuş. Şarap, şişeden süzülerek yanağındaki allığı oluşturmuş.
Anlamı: Aşk derdiyle hoşnudum, ey doktor! Bana ilaç verme ki, benim helak olmam; senin derman olsun diye vereceğin zehrindedir.
Anlamı: Yaratılanlar bu dünyanın içindedir dünyayı bilmezler, balıklar koca denizin içindeler de denizi bilmezler.
Anlamı: Sen benim Efendimsin, benim bu cihanda itibarım varsa sendendir. Aşıklar arasında bir şöhretim varsa yine sendendir.
Anlamı: Sevgilinin gönül varlığını yağma eyleyen aşk mıdır? Ve sonrasında cansız göğsüm içinde, gelişi ile bana tekrar can veren aşk mıdır?
Anlamı: Bir nefescik olsun o güzel yüzü görmek için bin canım olsa da kurban etsem yeridir. Gönül nice zamandır onun arzusuyla yana tutuşa esiri olmuştur.
Anlamı: Bağırdım; Ah sevgilim canımı kurban etmem gerek senin için. Sevgili, bin öfkeyle yüzüme baktı ve dedi ki; Canın! Senin daha harcanmayan canın mı var?.
Anlamı: Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lûtfetti. O gün bugündür, o bakışın mestliğiyle başka birinin merhabasını hiç tanımadım.
Anlamı: Sevgilim! Halimi, yani aşkından dolayı başıma gelenleri ve isteklerimi, arz etmek için seni tenha bulamıyorum. Seni tenha bulunca da kendimi asla bulamıyorum.
Anlamı: Aşk derdini başkalarından sormayın. Aşkı çekmeyen onun ne olduğunu ne bilsin? Siz onu yine inleyen aşığa sorun ki, size hepsini bir bir anlatıversin.
GaribNâme'den Birkaç Beyit
VAHİT TÜRK
Gaziantep Üniversitesi
ÖZET
Eski Anadolu Türkçesinin önemli eserlerinden biri olan Garib-nâme 'nin yayınında, Türkçe kelimelerle ilgili olarak bazı farklı aktarma önerileri yapıldı. Bu farklılığın sebebinin hemen hepsinin Türkiye Türkçesinde bugün de kullanılan bazı kelimelerdeki anlam değişmeleri olduğu görülmektedir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Eski Anadolu Türkçesi, Garib-name, Aşık Paşa
(Alındığı tarih 12 Eylül )
(Kabul edildiği tarih 30 Ekim )
(E-Yayın tarihi 27 Aralık )
Yazışma:
Yazışma Adresi: Vahit Türk, Doç.Dr., Gaziantep Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Gaziantep
E-posta: [email protected]
Tel: . Faks:
On some distichs in Garib-Nâme
VAHİT TÜRK
Gaziantep University
ABSTRACT
In the publication of Garib-nâme, an important work of Old Anatolian Turkish, some different transliteration suggestions regarding Turkish words have been made. It is obvious that the reasons for this differences is the shift on the meaning of the words that are used in modern Turkish.
KEY WORDS
Old Anatolian Turkish, Garib-name, Aık Paa
(Received September 12 )
(Accepted October 30 )
(Published Online December 27 )
Correspondence:
Address for correspondence: Vahit Türk, seafoodplus.info, Gaziantep University, Faculty of Science and Letters, Department of Turkish Language and Literature. Gaziantep
E-mail: [email protected]
Tel: . Fax: