Beykoz, yüzlerce yıllık geçmişten günümüze ulaşan en önemli tarihi mekanlara ev sahipliği yapmasıyla meşhur olan güzide bir ilçseafoodplus.info yüzdendir ki bu güzel ilçe, yerli yabancı tüm turistlerin oldukça ilgisini çekmektedir. Osmanlı Döneminin yansımalarının hala hissedildiği Beykoz'da mutlaka gezilip görülmeye değer çok fazla mimari, idari, dini merkezler gibi İstanbul'u İstanbul yapan nitelikler mevcuttur. Bizler de sizin için Beykoz'da görülmesi gereken yerleri bu içeriğimizde derledik. İşte, Beykoz'da mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz mekanlar;
Yoros Kalesi, Yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilmiştir. Yoros Kalesi, Anadolu Kavağı’nın sembolü haline gelmiştir. Mükemmel bir mimarisi bulunan Kale, doğa güzelliğinin içinde bir eserdir. Yerli ve yabancı turistin sıkça ziyaret ettiği mimari bir eserdir.
Adres: Anadolu Kavağı Mahallesi, Tuna Cd. No:5, Beykoz/İstanbul
İlgili İçerik;
► İstanbul Gezilecek Yerler
Anadolu Feneri, Fransızlar tarafından yapılan bir eserdir. Fener, Osmanlı döneminde yapılmıştır. Anadolu Feneri, yılında inşa edilmiştir. Çevresinde restoranlar ve plaj bulunmaktadır.
Adres: Anadolufeneri Mahallesi, Türbe Sk. No, Beykoz/İstanbul
Anadolu Hisarı, İstanbul’un mükemmel mimarisi ve manzarası olan tarihi eserlerindendir. Anadolu Hisarı, Yıldırım Beyazıt tarafında yaptırılmıştır. Amacı ise, boğazda ki hakimiyeti arttırmaktadır. Bu eser, Osmanlı mimarisine ait en güzel eserler arasındadır. Anadolu Hisarı, bulunduğu bölgeye adını vermektedir.
Adres: Anadolu Hisarı Mh., Beykoz/İstanbul
İlgili İçerik; Anadolu Hisarı Hakkında Bilgi
► İstanbul'a Yakın 10 Tatil Yeri
Deniz ve Su Ürünleri Müzesi, yılında ziyaretçilere açılmıştır. Müzede denizden çıkarılan ürünler sergilenmektedir. Hint Okyanusu, Pasifik Okyanusu, Kızıldeniz ve Türkiye’de bulunan denizlerden çıkarılan parçalar bulunmaktadır.
Adres:Gümüşsuyu Mahallesi, Beykoz/İstanbul
Aydınlatma ve Isıtma Araçları Müzesi, Mehmet Yaldız tarafından kurulmuştur. Mehmet Yaldız, 40 yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda biriktirdiği parçaları müzede sergilenmektedir. Müze, Beykoz ilçesine bağlı Çengeldere Mahallesinde yer almaktadır. Müzede elektrik bulunmadan önce kullanılan eşyalar sergilenmektedir. Müze, pazartesi günü dışında her gün – arası ziyaretçilere açıktır.
Adres: Çengeldere Mahallesi, Çengeldere Cd., Beykoz/İstanbul
İlgili İçerik;
► İstanbul'daki Müzeler
Polonezköy Arıcılık Müzesi, adını aldığı Beykoz ilçesine bağlı Polonezköy’de yer almaktadır. Arıcı olan Kemal Sayal tarafından kurulan bir müzedir. Müzede arıcılıkla alakalı tüm malzemeler ve ürünler sergilenmektedir. Polonezköy Arıcılık Müzesi’nde ziyaretçilerden ücret alınmamaktadır.
Adres: Polonez Mahallesi, Cumhuriyet Cad., Beykoz/İstanbul - Asya
Beykoz Kasrı, yılında inşa edilmiştir. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın istediği üzerine yapılmıştır. Mimarisi ve dekorasyonu ile göz dolduran, farklı bir yapıya sahiptir.
Adres: Yalıköy Mahallesi, Beykoz/İstanbul
Hidiv Kasrı, yılında inşa edilmiştir. Hidiv Abbas Hilmi Paşa’nın istediği üzerine yapılmıştır. yılında restore edilerek, otel olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise restoran ve sosyal tesis amacıyla kullanılmaktadır.
Adres: Çubuklu Mahallesi, Beykoz/İstanbul
Küçüksu Kasrı’nın yapımı yılında bitmiştir. Eski adı Göksu Kasrı olarak bilinmektedir. Zaman içinde restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Kabartmalarla süslenmiştir. Küçüksu Kasrı’nda bulunan odalar ve salonlarda sanat eserleri bulunmaktadır.
Adres: Göksu Mahallesi, Küçüksu Cd., Beykoz/İstanbul
Yuşa Tepesi, yüksek bir tepede deniz gören bir konumdadır. Yuşa Tepesi, Müslümanlar için önemli bir alandır. Yuşa Peygamberin mezarının burada olduğuna inanılmaktadır. Bu yüzden, önem taşımaktadır. İnsanlar buraya gelerek ziyarette bulunup, aynı zamanda dualar etmektedirler. Yuşa Peygamberin Türbesi, Sadrazam Çelebi Mehmet Sait Paşa tarafından inşa ettirilmiştir.
Adres: Anadolu Kavağı Mahallesi, Anadolu Kavağı, Beykoz/İstanbul
Otağtepe, mükemmel bir manzarası olan bölgedir. Burada birçok restoran ve kafe bulunmaktadır. Tarihe tanıklık eden, doğa güzelliği Otağtepe’de keyifli vakit geçirebilirsiniz. Burada tüm manzarayı izleyebilirsiniz.
Adres: Otağtepe Cd Beykoz/İstanbul
Göksu Deresi, yeşilliğin ve ağaçların arasında kalan sessiz sakin bir alandır. Doğa güzelliği ile dikkat çeken Göksu Deresi, huzurlu bir ortam sağlamaktadır. Derenin çevresinde bulunan restoranlarda kahvaltı yapabilir, akşam yemekleri yiyebilirsiniz.
Adres: AnadoluHisarı & RumeliHisarı – Göksu ve Küçüksu Deresi / İstanbul
Beykoz Korusu’nun bir diğer adı, Abraham Paşa Korusu’dur. Yemyeşil bir alana sahip olan bu koru, doğal ormanla buluşmaktadır. Koruda çınar, akasya, meşe ve erguvan ağaçları bulunmaktadır. Halka açık bir mekan olarak kullanılan koru da, restoran, kır bahçesi, açık spor alanları, çocuk parkları ve piknik alanları bulunmaktadır.
Adres: Merkez Mahallesi, Kelle İbrahim Cd. 30 A, Beykoz/İstanbul
İlgili İçerik;
► İstanbul'da Yer Alan Doğal Yerler
Geçmişte Polonyalı Köyü olarak bilinmektedir. yılında ise tabiat parkı olarak kabul edilmiştir. Polonezköy Tabiat Parkı’nın bahçesinde, pansiyon ve restoranlar bulunmaktadır. Hafta sonu sakin ve sessiz bir ortamda bulunmak istiyorsanız, Polonezköy Tabiat Parkı’nı tercih edebilirsiniz.
Adres: Beykoz cad:, Polonez Köyü/Beykoz/İstanbul
Elmasburnu Mesire Alanı, hafta sonları insanların piknik yapmak için tercih ettikleri bir alandır. Aynı zamanda kamp alanı olarak da kullanılan Elmasburnu Mesire Alanı’nnın mükemmel bir kumsalı bulunmaktadır.
Adres: Beykoz, Elmas Tabya Cd, Beykoz, İstanbul, Türkiye
Beykoz Gezilecek Yerler yazımızda İstanbul’un Anadolu Yakasında yer alan Beykoz ilçesinde Gezilecek Yerler ve Rotasını aktaracağız. Yazımıza başlamadan önce Beykoz ile ilgili birkaç genel bilgileri sizlere aktaralım.
Tarihi geçmişi 3 bin yıl öncesine dayanan Beykoz Osmanlı Devleti’nin fethettiği ilk yer olması ile dikkat çekmektedir. Boğazın en güzel noktasında yer alan Beykoz maviyi ve yeşili bir arada sunmaktadır. Ayrıca geçmişten günümüze ulaşan Hıdiv Kasrı, Anadolu Feneri, Küçüksu Kasrı, İshak Ağa Çeşmesi gibi birçok tarih eseri de bünyesinde barındırmaktadır.
Sizlerde Beykoz’u gezi rotanıza ekleyerek yeşilin farklı tonlarına sahip korularında doğa ile ç içe bir gün geçirebilir, bünyesinde ki tarihe ışık tutan eserlerini inceleyebilir, müze ziyareti yapabilir, tarihi çeşmeleri gezebilir ve birçok tarihi camisini gezerek ibadetinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Beykoz Gezilecek Yerler ve Rotası aşağıda yer almaktadır.
YAZI İÇERİĞİNİ
Otağtepe olarak da bilinen Fatih Korusu Beykoz’un Kavacık Semtinde yer almaktadır. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi yapılan koru 31 Mayıs tarihinde ziyarete açılmıştır. Erguvan ağacı, meşe, nilüfer, manolya, lale, atkestanesi gibi yaklaşık 15 bin bitki türünü içerisinde barındırmaktadır. Ayrıca alanda 10 bin metrekare yürüyüş yolu, 27 bin metrekare çim alanı ve seyir terasları da bulunmaktadır.
Fatih Korusu özellikle sahip olduğu manzarası ile hayranlık uyandırmaktadır. Boğazın en güzel gözüktüğü yerlerden olan koru Beykoz gezi rotanıza eklemeniz gereken yerler arasındadır. Belirtmekte fayda var ki Fatih Korusu saatleri arasında ziyarete açıktır.
Otağtepe-Fatih Korusu yol tarifi için tıklayınız.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Mısırlı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanıma yüz görümlüğü olarak hediye edilen koru yüzyıllarca padişahları ve sultanları ağırlamıştır.
Yaklaşık bin metrekare alan üzerine kurulan koru Ortaköy sahili, Rumeli Hisarı, İstin Koyu gibi eşsiz manzaralara ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde restaurant, cafe, özel davet ve organizasyon hizmeti veren yalının içerisinde çocuk oyun alanı, yürüyüş parkuru, anfi tiyatro, otopark gibi alanlarda bulunmaktadır. Mihribat korusuna gelerek boğazın eşsiz manzarası eşliğinde güzel bir yemek yiyebilir, yürüyüşünüzü yapabilir ve güzel bir günü sonlandırabilirsiniz.
Mihribat Korusu yol tarifi için tıklayınız.
dönüm alana sahip olan Beykoz Korusu Boğaziçi korularının en büyüklerinden bir tanesidir. Beykoz ile Paşabahçe arasındaki sırtlardan başlayarak Riva’ya kadar devam eden koruda iki büyük mağara, beş havuz ve bir adet saray kalıntısı mevcuttur.
Beykoz Korusu sahip olduğu boğaz manzarası, temiz havası, asırlık ağaçları ve muhteşem doğası ile sizlerin güzel bir gün geçirmenize olanak sağlıyor. Ayrıca içerisinde yılından beri hizmet veren Beykoz Sosyal Tesisleri de yer almaktadır. Dilerseniz burada güzel bir kahvaltı ile güne başlayabilir ve daha sonra manzaranın, doğanın keyfini sürebilirsiniz.
Beykoz Korusu yol tarifi için tıklayınız.
Toplam 17,2 hektar alana sahip olan koru Beykoz’un Çubuklu Mahallesinde konumlanmaktadır. Tarihi geçmişi Bizans Dönemine kadar uzanan koru Hıdiv Korusu olarak da bilinmektedir.
Koruda Bizans Döneminden kalma suyolları ve sarnıçları kalıntıları yer almaktadır. Bizans kaynaklarından ulaşılan bilgiye göre ise burası Aziz Aleksandır tarafından kurulan ve Akimitis olarak kesişlerin yaşamını sürdüğü bir manastır olarak kullanılırmış.
Sizlerde Çubuklu Korusuna gelerek sporunuzu, yürüyüşünüzü yapabilir ve doğa ile iç içe bir gün geçirebilirsiniz.
Çubuklu Korusu yol tarifi için tıklayınız.
Sahip olduğu bitki örtüsü, yeşil alanı, ve temiz havası İstanbulluların kaçış noktalarından olan Kaymakdonduran Mesire Alanında gerek ailevek eğlenebileceğiniz gerekse de yalnız doğanın tadını çıkartabileceğiniz bir çok alan bulunmaktadır.
Kaymakdonduran Mesire Alanına gelerek pikniğinizi yapabilir, sevdiklerinizle hoş sohbet vakit geçirirken çocuklarınız kendisi için ayrılan oyun alanında doyasıya eğlenebilir, trekking yapabilir, doğa fotoğrafları çekebilir, arkadaşlarınızla paintball, atv, pusula, telgraf, fener alanlarında eğlenebilirsiniz. Ayrıca alanda ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz kafeterya, doğal ürünler satış yeri, tuvalet ve mescit gibi alanlarda bulunmaktadır.
Kaymakdonduran Mesire Alanı yol tarifi için tıklayınız.
Yaklaşık bin metrekare alana sahip olan mesire alanı Beykoz’un Gümüşsuyu Bölgesinde bulunmaktadır. Özellikle İstanbul’da 3 köprünün en yüksekten izlendiği yer olması ile dikkatleri üzerine çeken mesire alanı sahip olduğu manzarası ile hayranlık uyandırmaktadır. İçerisinde piknik alanları, seyir terasları, yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, spor alanları, 2 amfi tiyatro, engelli çocuklarımızın oyun haklarını koruyan 1 adet engelsiz parkı yer almaktadır.
Karlıtepe Mesire Alanına gelerek manzara eşliğinde pikniğiniz yapabilir, temiz havasında yürüyüşe çıkabilir ve seyir teraslarında İstanbul’un doyumsuz manzarasını izleyebilirsiniz.
Karlıtepe Mesire Alanı yol tarifi için tıklayınız.
Türkiye’nin ilk kelebek çiftliği olan İstanbul Kelebek Çiftliğine giderek 20 dakika süren bir sinevizyon gösterisi ile kelebeğin hikayesini öğrenebilir böylelikle hem eğlenceli hem bilgili bir gün geçirebilirsiniz. Bu sinevizyon gösterisi sizlere kelebeğin biyolojik yapısı, kamuflaj ve “metamorfoz” ve yaşam döngüsü konusunda bilgiler sunmaktadır. Bu gösteriyi bitirdikten sonra rehberler eşliğinde iklim kontrollü kelebek serasında gezebilir ve kelebeğin yaşam döngüsüne ait her aşamaya canlı canlı şahitlik edebilirsiniz.
Serayı gezdikten sonra da tesis içerisinde yer alan Obur Tırtıl Cafe’de dinlenerek bir şeyler atıştırabilirsiniz.
İstanbul Kelebek Çiftliği yol tarifi için tıklayınız.
yılında tabiat parkı statüsüne kavuşan alan Beykoz’un Polonezköy’ünde yer almaktadır. Yaklaşık hektar alana sahip olan Polonezköy Tabiat Parkı İstanbul’un ilk ve yüzölçümü bakımından en büyük tabiat parkıdır. İçerisinde 5 kilometre yürüyüş parkurundan gözlem kulesine, bisiklet yolundan koşu parkuruna birçok alan mevcuttur. Sizlerde Polonezköy Tabiat Parkına gelerek piknik yapabilir, trekking yaparak doğayı keşfedebilirsiniz yada doğa ile iç içe bir gün geçirerek kamp kurabilirsiniz. Ayrıca tabiat parkı çevresinde konaklayabileceğiniz çok sayıda pansiyon otel yer alırken, farklı lezzetleri tadabileceğiniz birçok restoranda bulunmaktadır.
Polonezköy Tabiat Parkı yol tarifi için tıklayınız.
Toplam 13,34 hektar alana sahip olan Elmasburnu Parkı yılında tabiat parkı ilan edilmiştir. Yeşil ve mavinin buluştuğu yer olan Elmasburnu Tabiat Parkı sahip olduğu piknik alanları ve plajı ile oldukça ilgi görmektedir. İçerisinde 2 adet çocuk oyun alanı, restoran, büfe, loca gibi alanları da bulunmaktadır. Belirtmekte fayda var ki Plajı Salı, Çarşamba, Perşembe, ve Cuma günleri sadece kadınlara hizmet vermektedir.
Elmasburnu Tabiat Parkı yol tarifi için tıklayınız.
Yaklaşık 3 bin hektar alana sahip olan Doğal Yaşam Parkı sizlere İstanbul’un gürültülü hayatından uzaklaşıp ve birçok canlının yer aldığı alanda gerçek anlamda doğanın keyfini sürmenize olanak sağlamaktadır. Buraya ister gezmek ister de konaklamak için gelebilirsiniz. Kuşlar, memeliler, sürüngenler olmak üzere çok sayıda hayvanın bulunduğu doğal yaşam parkında çocuklarınızla birlikte hayvanlara iç içe bir gün geçirebilir, böylelikle çocuklarınıza hayvan sevgisini aşılayabilirsiniz. İsterlerse hayvanlarla vakit geçirebilir, isterlerse de kendileri için ayrılmış oyun alanında harika vakit geçirebilirler.
Konaklamak isterseniz tesisin doğal orman örtüsü altında ki muhteşem evlerinde kalabilirsiniz. Sabahları kuş sesleri eşliğinde uyanabilir ve bahçenizde doğa ile iç içe kahvaltı yapabilirsiniz. Kahvaltıdan sonra da hayvanların özgürce dolaştığı alanda yürüyüşünüz yapabilirsiniz.
Polonezköy Zoo-Doğal Yaşam Parkıyol tarifi için tıklayınız.
Önceleri atıl durumda bulunan alan Beykoz Belediyesi tarafından düzenlenerek dinlenme ve çocuk parkı alanına dönüştürülmüştür. Kaya Bahçesi tarzında tasarlanan parkta m2 sert zemin, m2 yeşil alan ve 60 m2 çocuk oyun alanı yer almaktadır. Orhan Veli Kanık Parkında çocuklar doyasıya eğlenirken, siz anne babalarda park içerisinde yer alan piknik masaları ve banklarda dinlenebilir ve ailecek harika vakit geçirebilirsiniz.
Orhan Veli Kanık Parkı yol tarifi için tıklayınız.
Oldukça büyük bir alana sahip olan parkta çocuk oyun alanları, gençler için basketbol sahası, spor alanları, yürüyüş yolları, soluklanıp dinlenebileceğiniz banklar bulunmaktadır.
Muhtar Hayrullah Ersayın Parkı yol tarifi için tıklayınız.
Göksu Deresinin kenarında konumlanan ve rengarenk bitkilerin süslediği parkta çocuklar için oyun alanları, spor sahası, fitness alanı, kameriyeler, iskeleler yer almaktadır.
Baruthane Parkı yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz’un Anadolu Kavağında yer alan Yuşa Tepesi denizden metre yükseklikte yer almaktadır. İstanbul’un denize yakın en yüksek tepelerindendir. Tepede Hz. Yuşa Türbesi ve Camisi yer almaktadır.
Yuşa Tepesi’nde Hz. Yuşa Peygamberin gömülü olduğu rivayet edilmektedir. Hz. Yuşa Peygamberin nerede yattığı tam olarak bilinemediğinden 17 metrelik alan koruma altına alınarak türbeye çevrilmiştir.
Tepede ilk mescit ise yılında Osmanlı döneminde Sadrazam Çelebizade Mehmet Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu mescitin yanması sonucu yılı Sultan Abdülaziz döneminde aslına uygun restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.
Yuşa Tepesi tarihin ilk zamanlarından beri kutsal kabul edilmiştir. Daha önceki zamanlarda Zeus tapınağına ve Hagios Michael kilisesine ev sahipliği yapmış, ancak bu yapılar deprem nedeni ile günümüze ulaşamamıştır.
yılları arasında da tepeye şadırvan, görevli lojmanları, kültür evi, kütüphane, yemekhane, gibi sosyal ve kültürel amaçlı yapılar inşa edilmiştir.
Yuşa tepesi gerek Hz. Yuşa’nın türbesinin bulunması gerek de sahip olduğu manzarası ile her yıl çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır.
Yuşa Tepesi yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz’un Çubuklu sahilinde yer alan tesis gerek konumu, gerek manzarası gerekte iç dekorasyonu ile dikkat çekmektedir. yılından günümüze dek hizmet veren tesis denizin hemen yanı başında konumlanmaktadır. İki katlı olarak inşa edilen yapı metrekare açık alana sahipken, metrekarede kapalı alana sahiptir.
Restorasyon ve kafeteryadan oluşan sosyal tesiste boğaza nazır kahvaltı ile güne başlayabilir yada eşsiz manzara eşliğinde Türk mutfağından farklı lezzetleri tadarak akşam yemeği yiyebilir ve kahvenizi yudumlayarak günü sonlandırabilirsiniz.
Beykoz Sahil Sosyal Tesisleri yol tarifi için tıklayınız.
Anadolu Yakasının Karadeniz’e açılan en son noktası olan liman gerek doğası gerekse de sessiz, sakin oluşuyla dikkat çekmektedir. İstanbul’un bozulmadan günümüze ulaşabilmiş nadir yerlerinden olan ve yeşilin her tonunu barındıran Poyrazköy Limanı hem boğaz manzarası hem de içerisinde yer alan balık restoranları ile her yıl gezginciler tarafından rotaya eklenmektedir.
Sizlerde Poyrazköy Limanına gelerek sahilinde yürüyebilir, harika doğa fotoğrafları çekebilir ve balık restoranlarında harika bir lezzet şöleni yaşayabilirsiniz.
Poyrazköy Limanı yol tarifi için tıklayınız.
Kendine has havası ile dikkatleri üzerine çeken Kanlıca Sahili harika görüntülere ev sahipliği yapmaktadır. Birbirinden güzel yalıların dizili olduğu sahilde birçok asırlık çınar ağacı da yer almaktadır. Kanlıca Sahiline gelerek deniz kokusu eşliğinde yürüyüşünüzü yapabilir, ya da sahil boyunca bulunan banklarda oturarak manzaranın keyfini sürebilirsiniz.
Kanlıca Sahili yol tarifi için tıklayınız.
Anadoluhisarı semtinde, kalenin hemen yanında boğaza dökülen Göksu Dere, Göztepenin güney yamaçlarından inen sel yataklarının birleşmesiyle oluşmaktadır.
Sizlerde Göksu Deresine gelerek dere kenarında yer alan restoranlarda kahvaltı yapabilir ve farklı lezzetleri tadarak manzaranın keyfini sürebilirsiniz. Ayrıca Göksu Deresini çevreleyen asırlık çınar ağaçları ve kış aylarında dahi yemyeşil kalan bitki örtüsü de derenin güzelliğine güzellik katmaktadır.
Göksu Deresi yol tarifi için tıklayınız.
Riva Çayı veya Çayağzı Deresi olarak da bilinen Riva Deresi Beykoz-Çekmeköy ilçelerinden geçer ve Beykoz’un Riva Deresi’nden Karadeniz’e dökülür.
Sizlerde Riva Deresine gelerek teknelerle turlayabilir ya da çevresinde pikniğinizi yaparak güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Riva Deresi yol tarifi için tıklayınız.
Genelde balıkçı teknelerinin yer aldığı alan, yüzmek için çok uygun olmasa da oturup dalgaların kıyıya vurmasını izlemek insanı gerçekten rahatlatıyor. Ayrıca küçük bir işletmeninde bulunduğu plajda ister yüzebilir, ister kamp sandalyelerinizi alıp manzaranın keyfini çıkartabilir, isterseniz de harika fotoğraflar çekilebilirsiniz.
Anadolu Feneri Plajı yol tarifi için tıklayınız.
Elmasburnu Tabiat Parkının içerisinde yer alan plaj Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma olmak üzere haftanın 4 günü kadınlara hizmet vermektedir. Ayrıca kadınlara özel günlerde tesiste çalışan personeller de kadınlardan oluşmaktadır. Sizlerde o günlerde ister kız arkadaşlarınızla isterseniz de çocuklarınızla gelerek deniz, kum ve güneşin keyfini rahat rahat çıkartabilir ve böylelikle harika bir gün geçirebilirsiniz.
Pazartesi, Cumartesi ve Pazar günleri de ortak kullanılan plaj yine ailecek tercih edebileceğiniz plajlar arasında yer almaktadır. Plaja giriş ücreti ise; Yetişkinler TL, yaş arası TL, yaş arası ise ücretsiz olarak tarifelendirilmektedir.
Elmasburnu Plajı yol tarifi için tıklayınız.
Riva’nın en büyük ve en çok tercih edilen plajı olan Halk plajı şezlong, şemsiye, duş, wc gibi imkânlar sunmaktadır. Girişi kişi başı TL arasında çok cüzi miktarda olan plaj özellikle yazları oldukça kalabalık olmaktadır. Plaj Karadeniz’e kıyısı olduğundan Ege ve Akdeniz’e göre daha dalgalı olmaktadır. Sizlerde halk plajını tercih ederek deniz, kum ve güneşin keyfini sürebilirsiniz.
Riva Halk Plajı yol tarifi için tıklayınız.
Halk plajına göre daha küçük bir kumsala sahip olan 2. Koy Plajı oldukça temiz ve berrak bir suya sahiptir. Riva’da yer alan diğer plajlara göre daha sakin olan bu plaj şemsiye, şezlong, wc, duş gibi imkânlarda sunmaktadır.
Köprünün çıkışında yer alan plaj metre uzunluğa ve 30 metre genişliğe sahiptir. Plajın çoğunluğu kayalık olsa da yer yer kumluk alanları da bulunmaktadır. Sığ olmasından dolayı genelde çocuklu aileler tarafından ziyaret edilen plajda şezlong, şemsiye, soyunma kabini, duş, tuvalet, gözetleme kulesi, cankurtaran, bayrak uyarısı ve otopark gibi hizmetlerde bulunmaktadır.
Poyrazköy Plajı yol tarifi için tıklayınız.
Yeşilin ve mavinin birleştiği yer olan plaj yaklaşık metre uzunluğa sahiptir, İnce kuma sahip kumsalı ile çocuklar için harika bir oyun alanı olan plajın denizi ise taşlıktır. Taşlık olmasından dolayı da su oldukça berrak ve sığdır. Çalışanların kadından oluştuğu bu plaj haftanın 7 günü kadınlara hizmet vermektedir. yaş çocuk girişinin ücretsiz olduğu yanınızda getirdiğiniz yiyeceklerle piknik yapmanıza da olanak sağlamaktadır. Sizler de dilerseniz pikniğinizi yapabilir, dilerseniz de deniz kum ve güneşin keyfini çıkartarak harika bir gün geçirebilirsiniz.
Poyrazköy Kadınlar Plajı yol tarifi için tıklayınız.
yılında Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminatiye yaptırılan kasır Beykoz’un Çubuklu sırtlarında konumlanmaktadır. Toplam dönüm arazi içine inşa edilen Hıdiv Kasrı ‘Art Nouveau’ tarzında yapılmıştır. Ayrıca kasır hem İstanbul Boğazını seyreden bir kulesi hem de buharla çalışan ilk asansöre sahip olmasıyla dikkat çekmektedir.
Kasrın ana girişinin ortasında mermerden yapılmış bir çeşme ve bunu takip eden çeşme ve havuzları yer almaktadır. Tavanları vitray ile kaplı olan Hıdiv Kasrının giriş katında şömineli bir salonu bulunurken, bir üst katta daire şeklinde iki büyük yatak odası iç tuvaleti ve banyoları yer almaktadır.
yılına kadar Hıdiv Abbas Hilmi Paşa ailesinin mülkiyetinde olan kasır, bu tarihten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınmış ve kamulaştırılmıştır. yılında ise Türkiye Turing Otomobil Kurumu adına Çelik Gülersoy tarafından restore edilmiş ve Hıdiv Kasrı bir ara otel olarak kullanılmıştır. yılında ikinci bir restorasyona tabi tutulan kasır İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki ile Beltur A.Ş.’ ye devredilmiştir.
Günümüzde lokanta ve sosyal tesis olarak hizmet veren yapıya giderek hem farklı lezzetleri tadabilir hem de kasrın mimarisini yakından inceleyebilirsiniz.
Hıdiv Kasrı yol tarifi için tıklayınız.
Küçüksu Kasrı’ndan önce burada bulunan ahşap yapı Sadrazam Divittar Mehmet Emin Paşa tarafından I. Mahmud’un konaklaması için inşa ettirilmiştir. yılında hizmete açılan konak yüzyıllar boyunca birçok padişahı ağırlamıştır. yılına gelindiğinde de iyice harap olan yapıyı Sultan Abdülmecit yıktırmış ve yerine de bugün ki Küçüksu Kasrını yaptırmıştır.
Nigoğos Balyan tarafından yapılan Küçüksu Kasrı bodrum dahil olmak üzere üç kattan meydana gelmektedir. Yığma tekniği ile kagir olarak yapılan kasrın iç dekorasyonu ise Dolmabahçe Sarayı’nın iç mekân tasarım sorumlu olan Paris Operası dekoratörü Sechan tarafından gerçekleştirilmiştir. Kasrın içerisinde ki alçı kabartmalı kalem işi süslemeli tavanlar, özenle döşenmiş parkeler, Batılı tarzda mobilyalar, duvarları süsleyen sanat eserleri ve değerli İtalyan mermerlerinden yapılmış şömineler dikkat çeken mimariler arasındadır.
Osmanlı padişahlarının dinlenme maksadıyla kullandığı biniş kasırlarından olan Küçüksu Kasrı yılında müze olarak hizmete açılmıştır. yılları arasında yapılan restorasyon sonucu da bugün ki görünüme kavuşan kasır günümüzde müze-saray ve mesire olarak hizmet vermektedir.
Küçüksu Kasrı yol tarifi için tıklayınız.
yılında Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa tarafından Sultan Abdülmecid’e armağan edilmek için yaptırılmaya başlanan kasrın inşaatı Mehmed Ali Paşa’nın yılında vefat etmesi üzerine oğlu Mısır Valisi Said Paşa tarafından yılında tamamlanmıştır. Beykoz Sarayı olarak da bilinen Mecidiye Kasrı İstanbul’un en eski kasırlarındandır.
Sultan Abdülaziz tarafından özellikle yazları sık sık ziyaret edilen kasır yapıldığı ilk zamanlarda bir biniş kasrı olarak kullanılmış, daha sonra ki zamanlarda da günlük konaklamalar ve resmi ağırlamalar için de kullanılan bir yere dönüşmüştür.
Simetrik kare plan üzerine inşa edilen kasır iki kattan oluşmaktadır. Hem iç hem dış mimarisi ile hayranlık uyandıran kasır XX. ve XXI. yüzyılları arasında farklı amaçlarla hizmet veren kasır son olarak 23 Aralık yılında Milli Saraylara bağlanmıştır.
yılları arasında yapılan restorasyon sonucu da bugün ki görünüme kavuşan kasır yılından beri müze-saray olarak hizmet vermektedir.
Beykoz Mecidiye Kasrı yol tarifi için tıklayınız.
yılında Sultan II. Abdülhamid dönemi sadrazamlarından İbrahim Ethem Paşa tarafından yaptırılan yalı Beykoz ilçesinin Çubuklu Caddesi üzerinde konumlanmaktadır.
Türkiye’nin ilk maden mühendisi olan Halil Ethem Bey. Sultan I. Abdülhamid ve Sultan I. Abdülaziz döneminde çeşitli görevlerde yer almıştır. yılında vefat edince de yalısı küçük oğlu Halil Ethem Bey’e kalmış ve bu isim ile anılmaya başlanmıştır.
Bağdadi ve ahşap olarak inşa edilen yalı taş giriş katı üstüne iki ahşap kattan oluşmaktadır. yılları arasında yapılan restorasyonla da içi ¾ oranında, dışı ise tamamen yenilenerek duvarları betona dönüştürülmüş, üzeri de ahşap ile kaplanmıştır. Yalıda yer alan hamam ise camla kaplanıp mutfağa dönüştürülmüştür. İki sofa, bir salon, altı oda, iki tuvalet ve banyodan oluşan yalı neo klasik tarzda yapılmış olup görmeniz gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Çubuklu Halil Ethem Bey Yalısı yol tarifi için tıklayınız.
İstanbul’un en eski konutu olan yalı yılında Köprülü ailesinden Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa için yaptırılmıştır. Anadolu Hisarı’nın biraz kuzeyinde konumlanan yalı iki katlı ve iki sofalı olup odadan meydana gelmekteydi. Rus Savaşı sırasında buraya yerleştirilen göçmenler nedeniyle harap olan yalıdan ne yazık ki günümüze sadece divanhanesi ulaşabilmiştir.
Amcazade Yalısı yol tarifi için tıklayınız.
yılında inşa edilen fabrika çok uzun yıllar civarında ki işçiye ekmek kapısı olmuştur. Türkiye’de ki tüm gemiler için halat üreten fabrika zamanla ucuz çin mallarının rekabeti nedeniyle küçülmüş ve sonunda da kapanmıştır. Özellikle fabrikanın mesai saatlerinde çalan o düdüğü, o anlara şahit olanların hala aklındadır.
Keten Kendir Halat Fabrikası yol tarifi için tıklayınız.
Tarihi geçmişi bir buçuk aşıra kadar uzanan İsmailağa kahvehanesi ilk hikâyesi yılında İsmail Hakkı Bey’in deniz kenarındaki önü bahçeli küçük kahvehaneyi almasıyla başlamaktadır. O zmanlar satın aldığı bu yapı İstanbul’un Pierre Loti’den sonra ikinci büyük kahvehanesiymiş. Yapı ilk kurulduğu zamanlarda kahvesiyle meşhur olmuştur.
yıları arasında Osmanlı – Rus Savaşı sırasında Balkan Türklerinin bir kısmı yaşadıkları zulümden dolayı Kanlıcaya gelmiştir. Kanlıcada ilk yoğurt üretimini yapanda Balkan Türkleri olmuştur. Zamanla İsmail Hakkı Beyde Bulgar Türkleri ile dost olmuş ve bu lezzetin herkes tarafından tadılması gerektiğini düşünmüştür. Böylelikle de kanlıca yoğurdu olarak ilk perakende satış İsmailağa’nın Kahvehanesinde başlamıştır.
Sizlerde meşhur Kanlıca yoğurdunu tarihi İsmailağa Kahvehanesinde tadabilir ve boğaz manzarasının keyfini sürebilirsiniz.
İsmailağa Kahvehanesi yol tarifi için tıklayınız.
Polonezköy’ün en eski evlerinden olan yapı yılları arasında Zofia Rizinin babası Wincenty Rıjı tarafından inşa edilmiştir. Dönemin klasik Polonya Köy Evi mimarisi ile yapılan ev günümüze kadar orijinalliğini kaybetmeden ulaşabilmiştir. İçerisinde hem Polonezköy hem de Rizi ailesiyle ilgili fotoğraf ve dokümanlar sergilenmektedir.
Polonezköy’e gelenlerin mutlaka uğradığı bu ev gerek mimarisi gerek yemyeşil bahçesi gerekte içerisinde sergilenen eserlerle dikkat çekmektedir.
Zofia Rizi Anı Evi yol tarifi için tıklayınız.
Toplam 5 bin metrekare alan üzerine kurulan yapı yılında Sabancı Vakfı tarafından restore edilerek Sabancı Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu’na dönüştürülmüş ve daha sonrada Milli Eğitime devredilmiştir. Sabancı Öğretmenevinde öğretmenlerin topluca eğitim, seminer, toplantı yapabilecekleri alanlar, öğretmenler için düzenlenen sempozyumlar ve geliştirme kursları ve yine bu amaç doğrultusunda toplantı ve sergi salonları bulunmaktadır.
Ayrıca bunun dışında biri açık havada olmak üzere 5 ayrı restoran, kişilik kafeterya, yemekhane, dinlenme salonu, kuaför salonu, yatak odaları, idari ofisler ve genişçe bir bahçesi de bulunmaktadır.
Sabancı Öğretmenevi yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz’un Anadolu Hisarı Semtinde bulunan nişangah, yılında Sultan II. Mahmut adına dikilmiştir.
II. Mahmut padişah okçularının en başarılı isimlerinden bir tanesidir. Yaşamı boyunca birçok kez rekor atışta gerçekleştirmiştir. Bu rekor atışlar ise gez (,5 m), gez (,48m) ve gez (,54 m) den oluşmaktadır.
Nişangah yol tarifi için tıklayınız.
Köye ismini veren fener İstanbul Boğazı’nın Karadeniz ile birleştiği kuzey ucunda Yon Burnu üzerinde konumlanmaktadır. Rumeli Fenerinden 2 mil uzaklıkta yer alan Anadolu Feneri15 Mayıs yılında Fransızlar tarafından, Kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz gemilerinin Boğazın ve Karadenizin girişlerini görebilmeleri için yapılmıştır. yılında da Fransızlardan alınarak Türklerin himayesine geçen fener günümüze dek orijinalliğini koruyarak ulaşabilmiştir.
Denizden 75 metre yüksekte konumlanan ve beyaz taştan inşa edilen fener 20 metre uzunluğa sahiptir. Orijinal görünümünü koruyan nadir yapılardan olan fener gezi rotanıza ekleyebileceğiniz yerler arasındadır.
Anadolu Feneri yol tarifi için tıklayınız.
Doğu Roma Döneminden kalma olan bu kale Beykoz’un Anadolukavağı sırtlarında yer almaktadır. Boğaz’a girişi kontrol etmek amacı ile inşa edilen kalenin uzunluğu , genişliği ise 60 ile metre arasında değişmektedir. Kale uzun bir süre Cenevizlilerin himayesinde bulunduğu için Ceneviz Kalesi olarak da bilinmektedir. yüzyıla kadar boğazı koruma görevini sürdüren Yoros Kalesi modern topçu birliklerinin oluşturulmasıyla terkedilmiş ve daha sonra turizme açılmıştır.
İstanbul’da yer alan kalelere göre daha büyük bir alana sahip olan Yoros Kalesinin özellikle iç kesimde yer alan kuleleri iyi durumda günümüze ulaşabilmiştir.
Yoros Kalesi yol tarifi için tıklayınız.
yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Göksu Deresinin İstanbul Boğazına döküldüğü yerde inşa edilmiştir. Beykoz’un Anadoluhisarı semtinde yer alan yapı iç kale, dış kale ve surlardan meydana gelmektedir.
Anadolu Hisarı gerek sahip olduğu manzarası, gerek doğası gerek de mimarisi ile doğa ve tarihi bir arada sunuyor. Anadolu Hisarına gelerek manzaranın keyfini çıkartabilir, yapının mimarisini yakından izleyebilir ve Anadolu Hisarı iskelesinin çevresi ve meydanında yer alan cafe ve restoranlarında soluklanarak çayınızı, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Cenevizliler dönemine ait olan bu kale yaklaşık yıllık tarihi geçmişe sahiptir. Kale Cenevizliler tarafından boğazın Karadenize açıldığı noktada boğazın güvenliği için inşa edilmiştir.
Kale Tarih boyunca Cenevizlilerin dışında Bizans ve Osmanlıların da kontrolü altına girmiştir. Kalenin Bizans ve Osmanlı Devletinde de amacı ise Karadenizden girişte boğazın güvenliğini sağlamak olmuştur. Günümüzde ise özellikle sahip olduğu manzarası ile yılda birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Eşsiz boğaz manzaralı ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü manzarasına sahip kale gezi rotanıza ekleyebileceğiniz yerler arasındadır.
Poyrazköy Kalesi yol tarifi için tıklayınız.
Riva Deresi’nin Karadeniz ile buluştuğu bir tepede konumlanan kalenin Cenevizliler tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Kale her ne kadar günümüze çok iyi ve sağlam bir şekilde ulaşamasa da halen Riva’nın sembollerinden birisidir.
Riva Kalesi yol tarifi için tıklayınız.
Kavacık ile Hisarüstü arasında yer alan köprü, Boğaziçi Köprüsünden sonra Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan ikinci köprü görevi görmektedir.
29 Mayıs yılında temeli atılan ve 4 Aralık yılında inşasına başlanan köprü 3 Temmuz yılında dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından hizmete açılmıştır. Dünya’nın en büyük çelik asma köprüleri arasında Sırada bulunan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü denizden 64 metre yükseklikte yer almaktadır. Ayrıca Ankraj blokları arasındaki uzunluğu metre, orta açıklığı metre, genişliği de 39 metredir.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yol tarifi için tıklayınız.
yılında Küçüksu Deresi üzerine inşa edilen köprü günümüzde Beykoz-Üsküdar ilçe sınırını oluşturmaktadır.
Küçüksu Köprüsü yol tarifi için tıklayınız.
yılında Sultan II. Selim Han tarafından annesi Mihrişah Sultan adına inşa edilen çeşme Küçüksu Caddesi üzerinde konumlanmaktadır. Küçüksu Kasrı Çeşmesi olarak da bilinen çeşme kendine özgü mimarisi ile günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Kareye yakın dikdörtgen planlı olan çeşme barok ve ampir üslupları arasında ki geçiş dönemini yansıtmaktadır. Dört yüzlü bir meydan çeşmesi olan Mihrişah Sultan Çeşmesi üç basamaklı bir platform üzerinde yer alan çeşme mimarisi ile mutlaka görmeniz gereken yerler arasındadır.
Küçüksu Mihrişah Sultan Çeşmesi yol tarifi için tıklayınız.
Mimar Sinan tarafından inşa edilen ve yaklaşık yıllık tarihi geçmişi olan çeşme Beykoz’un en önemli çeşmesidir. Türk çeşme mimarisinin en güzel örneği olan İshak Ağa Çeşmesi günümüze dek birkaç defa detaylı restorasyona tabi tutulmuştur. Bugün ki görünümünü ise yılında Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yapılan restorasyonla almıştır.
6 metre ene, 8 metre boya ve 4 metre yüksekliğe sahip olan çeşme 3 sıra halinde 8 mermer sütunla, sivri kemerlerin taşıdığı geniş saçaklı bir çatı altında, inşa edilmiştir. Çeşmenin ön kısmı yol seviyesinden aşağıda olduğundan mermer zemine yine mermer basamaklarla inilmektedir.
Çeşmede yer alan tunçtan yapılmış on lülesinde ise yıldan günümüze dek kesintisiz su akmaktadır. Bu lülelerin ortada ki iki tanesi büyükken iki yanında yer alan dörder lülesi küçüktür.
İshak Ağa Çeşmesi (Onçeşmeler) yol tarifi için tıklayınız.
Anadolu Kavağı iskelesinin tam karşısında konumlanan çeşme yılında inşa edilmiştir. Yapımında mermer kullanılan çeşmede 17 adet kurna yer almaktadır. Bunlardan iki tanesi arka ve ön yüzünde, diğer 15 tanesi ise yan yüzlerinde yer almaktadır.
Cevriye Hatun Çeşmesi yol tarifi için tıklayınız.
yılında İzzet Mehmet Paşa’nın torunu Şerife Hanım tarafından yaptırılan çeşme, Anadoluhisarı Semtinin Otağtepe Caddesi Sakabayrı girişinde konumlanmaktadır.
yılında hizmete açılan müzenin içerisinde şirketin kuruluşundan günümüze dek uzanan, Mustafa Kemal Atatürk’ün gemi hatıra defterine yazdığı el yazmaları, resimler, maketler, pusula, telgraf, fener gibi gemi objeleri bulunmaktadır.
Mehmet Yaldız tarafından kurulan müze Dünya’nın ve ülkemizin ilk ve tek özel müzesidir. Müzede çeşitli meşaleler ve kandiller, bin yıllık buğdayın ekmek olmasını anlatan araç ve gereçler, en eski örneklerden günümüze dek uzanan şamdanlar, ilk bulunan matkaptan günümüze dek uzanan matkaplar, kolza yağı, gaz yağı, ispirto, benzin, karpit ve çeşitli bitkisel yağlardan oluşan aydınlatma ve ısıtma araçları, Çekül, su terazisi ve bir çok eski buluşlara ait örnekler olmak üzere 2 bini aşkın eser sergilenmektedir.
Çağlar Boyu Aydınlatma ve Isıtma Araçları Müzesi yol tarifi için tıklayınız.
Tarihi yapı Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kapı kethüdası olan ve vezirliğe kadar yükseltilen Abraham Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu binada Milli Saraylar tarafından restore edilmiş ve müze olarak ziyarete açılmıştır.
İsmini Osmanlı döneminde bu semtte kurulan ve devrinin en önemli cam fabrikası olan Beykoz Cam ve Billurât Fabrika-i Hümâyûnu’ndan alan müze Türkiye’nin ilk ve en zengin cam müzesidir12 bölümden oluşan müzede Türk cam sanat gelişimi ve Avrupa camları sergilenmektedir.
Köyün meydanında yer alan müze Türkiye’de yer alan tek Arıcılık Müzesidir. İçerisinde bal üretimine ait çeşitli objeler, fotoğraflar, belgeler yer almaktadır. Buraya gelerek hem müzeyi gezebilir hem de köye özgü kestane balını satın alabilirsiniz.
Polonezköy Arıcılık Müzesi yol tarifi için tıklayınız.
Meydanın hemen arkasında anayolun kenarında konumlanan kültür evi Polart Gallery” ve “Polonezköy Kütüphanesi” olarak hizmet vermektedir. Polonezköy Kültür Evi yıl içerisinde birçok kültürel ve sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.
Polonezköy Kültür Evi yol tarifi için tıklayınız.
Türkiye’nin en büyük ve en donanımlı cam ve sanat merkezi olan yer Riva deresi kıyısında konumlanmaktadır. Ayrıca cam sanat merkezinde sizlerde kendi zevkinize göre birebir ders alabilir ve cam sanatının o inceliğini yakından yaşayabilirsiniz. Çocukları da düşünen cam sanat merkezinde yaz atölyeleri ve çocuk atölyelerde bulunmaktadır.
Riva Cam Sanat Merkezi yol tarifi için tıklayınız.
20 yıllık bir geçmişe sahip olan Polonezköy Cam Boncuk bünyesinde her çeşit cam boncuğu üretimini yapmaktadır.
Buraya gelerek dilerseniz hediyelik cam ürünleri satın alabilir, dilerseniz de tesiste yer alan atölye çalışmalarına katılabilir ve hem eğlenceli hem de farklı bir gün geçirebilirsiniz.
PolonezköyCam Sanat Merkezi ve Cam Atölyesi yol tarifi için tıklayınız.
Köyün girişinde ki Polonezköy Kültür Evi bahçesinde yer alan sergide farklı sanatçıların elinden çıkma heykeller sergilenmektedir. Bahçede yeşil alanda sergilenen bu sergi hem ağaç oyma sanatının güzel örneklerini yansıtmakta hem de bu güzel alanda dinlenmenize olanak sağlamaktadır.
52 metre uzunluğundaki minaresinde yer alan seyir terası ile dikkatleri üzerine çeken camii Beykoz’un Karlıtepe bölgesinde yer almaktadır. Türkiye’de ilk olan bu minare İstanbul manzarasını gören bir seyir terasını sahiptir. Ayrıca minarenin metresinde de 90 metrekarelik bir kütüphanesi bulunmaktadır. Bu camiye gelerek asansör ile seyir terasına çıkabilir ve İstanbul’un doyumsuz manzarasını izleyebilir ya da kütüphanesine gelerek kitaplarınızı okuyabilirsiniz.
Karlıtepe Merkez Camii yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz’da Dönence Sokakta konumlanan cami Sebostani Mustafa Ağa Cami ismi ile de binilmektedir. Bostancıbaşı Mustafa Ağa tarafından inşa edilen caminin yapım tarihi kesin olarak bilinemese de Evliya çelebinin bahsettiğine göre, yüzyıldan önce yapılmış olması gerekmektedir.
Kare planlı olan cami kâgir yapıya sahip olup kürsüsü, minderi, iç tavanı ve kadınlar mahfeli ahşaptandır. Ayrıca tek minareli ve tek şerefeli plan caminin bahçesinde de şadırvan yer almaktadır.
yılında Midilli Ali Reis Paşa tarafından yaptırılan caminin çatısı kiremit ile örtülü olup, kargir yapıda ve bodurca tuğla minarelidir. Şiddetli bir fırtınada asırlık çınar ağacının caminin üzerine yıkılması sonucu harap olan yıllık bu caminin restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir.
Ali Reis Paşa’nın türbesi de mescidin güneydoğusunda yer almaktadır. Şu anda camiyi ziyaret edemeseniz de türbesine gelip burada dua edebilirsiniz.
Caminin haziresinde (Mezarlığında) ise değişik dönemleri yansıtan, mermer malzemeli, Osmanlıca yazılı, baş kısımları eğrisel formlu, bitkisel bezemeli ve değişik kavuk formlarında bitirilmiş ve sütun formu verilmiş mezar taşları da bulunmakta olup bunlarda ziyaret sırasında görebileceğiniz eserler arasındadır.
Midilli Ali Reis Camii yol tarifi için tıklayınız.
Camii yılında III. Selim’in annesi Mihrişah Valide Sultan tarafından III. Selim’in Humbaracılar ve lağamcılar için yaptırdığı kışlanın ortasına inşa edilmiştir. İlk tek minareli yapılan cami daha sonraları III. Selim’in bir minare daha ilave etmesiyle ki minareli camii olmuştur. Halıcıoğlu Kışlası ile Haliç Köprüsü arasında yer alan cami Kumbarhane Camii veya Humbaracılar Kışlası Camii olarak da bilinmektedir.
Mihrişah Valide Sultan Camii yol tarifi için tıklayınız.
yılında Muhaşşi Sinan Efendi tarafından yaptırılan cami Cami Sokak ile Tepe Sokak’ın birleşiminde yer almaktadır. İlk mescit olarak inşa edilen yapı yılında Esseyid Mahmut Dede Efendi tarafından camiye çevrilmiştir.
Tek minareli ve tek şerefeli olan cami en dikkat çeken mimarisi ise minarenin çeşme üzerinde yükselmesi ve minaresinin üzerinde yer alan güneş saatidir.
Muhaşsi Sinan Camiiyol tarifi için tıklayınız.
İlk olarak yılında Peksimetçi Salih Ağa tarafından ahşap olarak yaptırılan mescit yılında Sultan II. Mahmut’un fermanı ile aslına uygun olarak yenilenmiştir. yılında ise etrafından taş duvarlarla genişletilerek bodrum ve mahfil katı eklenmiş ayrıca ahşap çatı ile örtülerek yenilenmiştir.
yılına gelindiğinde ise girişe üç katlı bir bölme eklenerek genişletilmiş ve betonarme kubbe ile üstü örtülmüştür. Duvarları seramikle kaplanan camiye ısıtma ve klima sistemi de eklenerek yılında yeniden ibadete açılmıştır. Tek minareli ve tek şerefeli olan cami görülmeye değer yapılar arasında bulunmaktadır.
Göksu Peksimetçi Salih Ağa Camii yol tarifi için tıklayınız.
Körfez Caddesi üzerinde Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan caminin yapım tarihi kesin olarak bilinememektedir. Yangın geçiren cami yılında Sultan II. Abdülhamid’in emri ile yeniden onarılmış ve ibadete açılmıştır.
yılı İstanbul Şehremini Emin Bey döneminde ise Anadolu Hisarı İskelesi önündeki meydan düzenleme projesinden dolayı yapı yıktırılmış ve bugün bulunduğu yere yeniden yaptırılmıştır. Tek minareli ve tek şerefeli olan Fatih Sultan Cami’ye yılında bir de şadırvan eklenmiştir.
Cami yılında Kanuni’nin Kazaskerliğini yapan Gazi İskender Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Kanlıca İskelesinin hemen önünde konumlanan yapı ilk olarak cami, medrese, türbe ve hamamdan meydana gelen külliye olarak inşa edilmiştir. Günümüze ise sadece cami ve türbesi ulaşabilmiştir. Cami dikdörtgen planlı olup harim ve ahşap duvarlarla çevrelenmiş son cemaat yerinden oluşmaktadır. Tek minareli ve tek şerefeli olan Kanlıca Gazi İskender Paşa CamiiMimar Sinan’ın çatılı camiler grubuna girmektedir.
Kanlıca Gazi İskender Paşa Camii yol tarifi için tıklayınız.
Kavacık halkının yardımları tarafından yaptırılan ve yılında ibadete açılan Mevlana Halidi Bağdadi Cami Osmanlı mimarisinden esinlenerek modern tarzda inşa edilmiştir. kişi kapasiteli olan bu camide ibadetinizi gerçekleştirebilir dilerseniz de Osmanlı mimarisinden esinlenerek yapılan bu camiyi yakından inceleyebilirsiniz.
Kavacık Mevlana Halidi Bağdadi Cami yol tarifi için tıklayınız.
yılında inşa edilen cami yılında yenilenerek günümüzde ki halini almıştır. Farklı bir atmosferi olan camiye giderek ibadetinizi gerçekleştirebilir ve bahçesinde yer alan çay ocağında çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Yıldırım Beyazıd Camii yol tarifi için tıklayınız.
Yaklaşık yıllık geçmişi olan cami edinilen bilgilere göre yılında inşa edilmiştir. Askeri Tabur tarafından yapıldığı düşünülen yapı toplam metre kare bir alanı kapsamaktadır. Üç bölümden oluşan cami kubbeli ve çinili ahşap döşemeli bir mimariye sahiptir. Günümüze kadar birçok kez onarımdan geçse de tüm ihtişamı ile halen ayaktadır. Ayrıca cami Poyrazköy de yer alan tek cami olma özelliğine sahiptir.
Poyrazköy Camii yol tarifi için tıklayınız.
Anadolu Hisarı Kalesinin önünde konumlanan namazgâh Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilmiştir. Topların önü yükselttiği zaman yapılan bu namazlık bu sebepten dolayı Toplarönü Namazgâhı olarak da adlandırılmaktadır. Etrafı duvarlarla çevrili OLAN Anadolu Hisarı Namazgâhı kıble yönünü gösteren mihraplı sütre taşı ve taş minberden oluşmaktadır. Yapımında düzgün kesme taş kullanılan namazgâh taşı da mihrap sivri kemerli bir niş olarak yapılmıştır.
yılında restorasyondan geçen namazgâh günümüzde ibadete açıktır.
Anadolu Hisarı Namazgâhı yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz’un Akbaba Köyü’nde yer alan türbe Hz Yuşa Türbesinden sonra en çok ziyaret edilen ikinci yerdir. Asıl ismi Akmehmet Efendi olan Akbaba Sultan Akşemseddin ile birlikte Fâtih Sultân Mehmed’e danışmanlık yapmıştır. Fetihten sonra da talebeleri ile Akbaba Köyü’ne yerleşmiştir. Öldükten sonrada kendi ile aynı ismi taşıyan Akbaba Köyüne gömülmüştür.
Akbaba Sultan Türbesi yol tarifi için tıklayınız.
Beykoz Polenezköyde ilk kilise Azize Anna adı ile yılında inşa edilmiştir yılında yaşanılan Büyük İstanbul Depremi sonrası harap olan kilise yerine de yılında bugün ki Czestochova Meryem Ana Kilisesi yapılmıştır.
Czestochova Meryem Ana Kilisesi yol tarifi için tıklayınız.
Tarihi yapı Kandilli Metemorfosis Hz. İsa Rum Ortodoks Kilisesi Vakfına ait olup Kültür Varlığı olarak Kültür Bakanlığınca koruma altına alınmıştır. Hatta ayazmada çıkan suyun şifalı olduğuna inanılmaktadır. Buraya gelerek bu tarihi yapıyı gezebilir ya da Rum Ortodoksları tarafından düzenlenen etkinliklere denk gelirseniz burasının mistik havasına şahitlik edebilirsiniz.
Tarihi Göksu Meryem Ana Ayazması yol tarifi için tıklayınız.
Yakın zamana kadar köy statüsünde olan Anadolu Kavağı günümüzde Beykoz ilçesinin mahallesi konumundadır. Çoğunlukla Bizans Dönemi eserlerin yer aldığı mahalle oldukça tarihi bir yerdir.
Özellikle İstanbul’un gürültülü hayatından uzaklaşarak doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenlerin de tercih ettiği mahalle muhteşem doğası ve manzarası ile de kendisine hayran bıraktırmaktadır.
Ayrıca taze balık ve midye yemek isteyenlerinde uğrak yerlerinden olan Anadolu Kavağı gün boyu hem güzel vakit geçirebileceğiniz hem de güzel lezzetleri tadabileceğiniz konuma sahiptir.
Anadolu Kavağı Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Semt ismini yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisarı Kalesinden almaktadır. Kuzeyinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Kanlıca, güneyinde Kandilli bulunan semt içerisinde birçok tarihi güzellik barındırmaktadır.
Göksu Deresinden Küçüksu Kasrına, Baruthane Parkından Amcazade Yalısına birçok tarihi ve doğal güzelliğe ev sahipliği yapan Anadolu Hisarı gezi rotanıza ekleyebileceğiniz semtler arasında bulunmaktadır.
Anadolu Hisarı Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Bir sahil kasabası olan Anadolu Feneri ismini içerisinde barındırdığı fenerden almıştır. Hem Beykoz’un hem köyün simgesel yapılarından olan fener buraya gelenlerin ilk olarak gezi rotasına eklediği yerlerdendir.
Anadolu Feneri sahip olduğu boğaz manzarası ve doğal güzellikleri ile İstanbul’un gürültülü hayatından uzaklaşarak keyifli ve sakin bir gün geçirmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerdendir.
Anadolu Feneri Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Polonezköy gerek sahip olduğu konumu gerek doğası gerek de manzarası ile bir tatil köyü olarak kullanılmaktadır. Hafta sonu İstanbul’un gürültüsünden uzaklaşarak doğa ile iç içe bir gün geçirmek isteyenlerin tercih ettiği Polonezköy bünyesinde barındırdığı tabiat parkı, arıcılık müzesi, cam atölyesi, doğal yaşam parkı, ağaç oyma heykel sergisi gibi hem doğa hem de kültürel değeri bir arada sunmaktadır.
Polonezköy Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Tarihi geçmişi yıl öncesine kadar uzanan Poyrazköy’e ilk yerleşenler Cenevizliler olmuştur. Hatta içerisinde yer alan kale de Cenevizlilere ait olup o dönemde inşa edilmiştir. Kale Cenevizlilerden sonra sırasıyla Bizans ve Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir. Poyrazköy Osmanlının hâkimiyetine geçmesi ile çevresi de değişmiş ve Türk nüfusu çoğunluk olmuştur.
Günümüzde Beykoz’un bir mahallesi konumunda olan Poyrazköy içerisinde barındırdığı limanı, plajları, deniz manzaralı evleri, camisi ile şirin mi şirin bir yerdir.
Poyrazköy Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Boğaza kıyısı olan Kavacık ilk zamanlar ormanlık, sessiz, sakin bir alana sahipti. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün kurulmasıyla gelişmeye başlayan ve günümüzde en önemli iş ve yaşam merkezlerinden birine dönüşen Kavacık bünyesinde hem doğal hem tarihi güzellik barındırmaktadır.
Kavacık Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Beykoz ilçesine bağlı bir mahalle olan Riva ismini daha önceleri burada yaşam süren Rumlardan almıştır. Bataklık, sulak alan anlamına gelen Riva, Riva Deresi’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde kurulmuştur.
Bir tatil beldesi olarak kullanılan Riva birçok plaja da ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen Riva gerek yeşil doğası, gerekse de masmavi denizi ile sizleri kendisine hayran bıraktırıyor.
Riva Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Beykoz ilçe merkezine 28 kilometre mesafede yer alan Bozhane’nin, edinilen bilgilere göre Yüzyılda kurulduğu düşünülmektedir. Bu mahallenin ilk yerleşimcileri ise Türkmen aşiretlerinden Bozhanlı Türkleridir.
Dört tarafı ormanlarla kaplı olan Bozhane, gerek doğası, gerek sahip olduğu tarihi yapıları ile görülmeye değer küçük şirin bir mahalledir.
Anadolu Hisarı ile Çubuklu arasında yer alan Kanlıca İstanbul’un ünlü semtlerinden bir tanesidir. Mihribat Korusu, yalıları ve yoğurdu ile meşhur olan Kanlıca gezi rotanıza eklemeniz gereken yerler arasındadır.
Kanlıca Gezilecek Yerler yazımız için tıklayınız.
Osmanlı Döneminden kalma birçok yapının yer aldığı Kanlıca Sokakları Balat ve Kuzguncuk Sokakları gibi harika görüntüler sunmaktadır. Sizlerde bu sokaklarda harika fotoğraflar çekilebilir ve tarihi yapıları yakından inceleyebilirsiniz.
İstanbul'un zümrüdü olan Beykoz'da gün boyu gezebileceğiniz mekanları sizler için derledik. İşte Beykoz'a gittiğinizde gezebileceğiniz adresler
İstanbul'un en gözde semtlerinden biri olan Beykoz, Anadolu yakasına geçtiğinizde muhakkak uğramanız gereken yerlerden biridir. Boğaz'ın muhteşem güzelliğini gözler önüne sunan Beykoz'a gittiğinizde gezip görebileceğiniz yerleri sizler için derledik
BEYKOZ'DA NERELER GEZİLİR VE NE YENİR?
ANADOLU HİSARI KALESİ
Anadolu yakasına geçtiğiniz zaman uğramanız gereken ilk durak seafoodplus.infoıd'in yaptırdığı Anadolu hisarı olmalıdır. Anadolu'nun en dar noktasında bulunan bu görkemli kalenin kuş bakışı manzarası sizi büyüleyecek
BEYKOZ SOSYAL TESİSLERİ
Uygun bütçesi ve deniz kenarında ailenizle beraber yapabileceğiniz lezzetli bir kahvaltı ya da akşam yemeği için tercih edebileceğiniz en özel yerlerden birisidir.
Pahalı olmayan fiyatları nedeniyle kalabalık olarak gidip gezebileceğiniz Beykoz sosyal tesislerinde yemek sonrası sahilde yürüyüş yapabilirsiniz.
HİDİV KASRI
Mimari yapısıyla herkesi kendine hayran bırakan Hidiv kasrında şık sunumlarla yemek yiyebilir ya da düğün çekimlerinizi burada yapabilirsiniz. Oldukça şık bir manzaraya sahip olan Hidiv kasrında eşsiz güzellikler sizi bekliyor olacak
RİVA CENNETİ
İstanbul kalabalığından kaçıp sakin ve huzurlu bir yer arıyorsanız burası tam size göre! Çevresi sık ağaçlarla sarılı ve hırçın dalgalarıyla Karadeniz sularını anımsatan deniz manzarası sizi kendine hayran bırakacak
EN SAKİN KAÇIŞ YERİ: POLENEZKÖY
Haftasonu keyfini güzel bir piknik organizasyonu ile taçlandırmak isteyen aileler için ideal yerlerden biridir.
Ormanda yürüyüş yapıp, keyifli aktiviteler düzenleyebilirsiniz.
EŞSİZ GÜZELLİK: OTAĞ TEPE
Manzarasını görür görmez gitmek isteyeceğiniz en huzurlu mekanlardan biridir. Daha çok dış çekim amacıyla tercih edilen bu koruda, dilediğiniz gibi gezebilir keyfili dakikalar geçirebilirsiniz.
Ancak, yiyecek ve içecek içeri sokmak yasak.
MİHRABAT KORUSU
Kanlıca tarafında kalan Mihrabat Korusunda manzara karşısında uygun fiyatlı kahvaltı yapabilirsiniz.
Kişi başı kahvaltı fiyatı: 40 TL. Yemek yedikten sonra koruda yürüyüş yapabilirsiniz.
ANADOLU FENERİ
İstanbul Boğazı'nın Karadeniz çıkış tarafında bulunan Anadolu Feneri çevresinde yer alan balıkçılarda ziyafet çekebilirsiniz.
YOROS KALESİ
İmros kalesiyle beraber Boğaz'a giriş kontrolleri için yapılmıştıseafoodplus.infoşil ile mavinin ortak noktası olan Yoros kalesinde muhteşem bir kahvaltı yapabilirsiniz.
KANLICA
Kanlıca tarafına geçipte yoğurdunu tatmamak olmaz! Meşhur kanlıca yoğurdunu yiyebileceğiniz adres ise: Cafe İsmailağa.
AKBABA TÜRBESİ
Akbaba'da bulunan Akbaba Türbesi, bilhassa İslam'daki özel aylarda turistlerin akın ettiği türbelerden birisi oluyor. İlçenin maneviyatını hissetmek isteyen kişiler bu türbeyi ziyaret edip dua ediyor.
İSHAK AĞA ÇEŞMESİ (ON ÇEŞMELER)
İstanbul'a ait kaynak su havzaların toplandığı önemli bir çeşme olan İshak Ağa Çeşmesi dünyanın sayılı mimari eserlerindendir.
KÜÇÜKSU KASRI
Osmanlı döneminde dikkat çeken“Kandil Bahçesi”ismiyle padişahın has bahçelerinden biri olarak kullanılır.
HZ. YUŞA TEPESİ
Tepede bir yerde mezarı bulunan Hz. Yuşa'nın nerede yattığı belli olmadığından dolayı 17 metre uzunluğuna sahip bir mezar yeri vardır. Bölgeye Yuşa (a.s) dergahı ya da Hz. Yuşa tepesi denir.