binalar kaç şiddetinde depreme dayanır / Binalar Kaç Büyüklüğündeki Depreme Karşı Tasarlanıyor? - Sanal Şantiye

Binalar Kaç Şiddetinde Depreme Dayanır

binalar kaç şiddetinde depreme dayanır

Binanın onaylı projesine uygun olup olmadığı veya projesinin olup olmadığı;

Binalar mimarlar tarafından tasarlanır, İnşaat mühendisleri tarafından statik hesaplamaları yapılmak sureti ile taşıyıcı sistem kesitleri tespit edilir ve betonarme projesi çizilir. Daha sonra bu projeler ilgili belediye tarafından onaylanarak ruhsat verilir. Ruhsatsız bir bina kaçak yapılmış demektir. Dolayısı ile herhangi bir hesap kitap işine bağlı olmadan yapıldığından depreme dayanıklı olması beklenemez. Ayrıca binanın farklı bir durumu da olabilir. Örneğin sayılı imar affına girdiğinden belediyede röleve projeleri bulunabilir. Bu binalar iskanlı da olsalar, depreme karşı dayanıksızdırlar. İmar kanunundan çok önce yapıldıkları için ruhsatlı sayılan binalardan olabilirler. Bu durum da risk teşkil eder. Veya en çok rastlananı ruhsatı ve projesi bulunduğu halde buna uygunsuz yapılmış olabilirler. Fazladan yapılmış bir kat, çıkma vs. riskin var olduğunun belirtileridir. Dışarı çıkıp binanıza karşıdan bir bakın. Şayet en üst katın taban hizasında önceki kat tavan saçaklarını görüyorsanız kaçak bir katınız var demektir. Ancak bütün bunların tespitini ancak bir danışman aracılığı ile belirleyebilirsiniz. Genelde konut kredileri ile yapılan satışlarda hazırlanan ekspertiz raporlarında bu gibi durumlar belirlenebilmektedir.

Kolon ve kirişlerde çatlakların olması;

Depremlerde kolon ve kirişler hasara uğradığı zaman taşıyıcı özellikleri zayıflamaktadır. Dolayısı ile oturduğumuz binada kolon ve kirişlerde bulunan çatlaklar bize alarm sinyali vermektedir. Ancak bunu net bir şekilde ayırt etmek gereklidir. Özellikle kiriş altında ve kolon yanlarında kirişe veya kolona paralel olarak giden ve kiriş-kolon ile bölücü duvar arasında bulunan çatlaklar, zeminin zamanla oturmasından kaynaklıdırlar ve yanıltıcı çatlaklardır. Bu çatlaklar duvar üzerinde bulunurlar ve taşıyıcı sistemin zayıflığı ile ilgileri yoktur. Ayrıca kiriş-kolon üzerinde gözüken her çatlak da ciddi olmayabilir. Özellikle sıva çatlakları yanıltıcı olabilmektedir. Bu çatlaklar incedir ve derinlikleri yoktur.

Bina cephesinde pencere kapı köşelerinde 45 derecelik çatlakların olması;

Binanın pencere ve kapılarında diyagonal çatlaklar olması (özellikle farklı pencerelerin alt ve üst köşelerini birleştiren diyagonal çatlaklar) bu binanın daha evvel ciddi bir burulmaya maruz kaldığının göstergesidir. Deprem bina zeminini farklı açılardan salladığından, bu çatlakların mevcut olduğu binaların yeni bir burulmaya dayanamama ihtimali yüksektir.

Bodrum katta, taşıyıcı sistemde rutubete bağlı korozyonların bulunması;

Bir binada korozyona (paslanma) en çok bodrum katlarda rastlanır. Çünkü bodrum katlar rutubete maruzdur. Binanın bodrum katındaki kolonlara ve kirişlere baktığımızda donatıları paslı bir şekilde açığa çıkmış görürsek bu şu anlamı taşımaktadır; donatıyı oluşturan inşaat demirleri paslanmış ve pastan dolayı genişleyerek kendilerini çevreleyen betonu kırarak ortaya çıkmışlardır. Dolayısı ile dirençleri olması gerektiğinden az hale gelmiştir. Bu nedenle binaların bodrum katları depreme dayanıklılığının en bariz ipuçlarını verir ve bu nedenle genelde depreme dayanıklılıkla ilgili test numuneleri genellikle bodrum katlardan alınır.

Bina yüksekliğinin taban kısa kenarının iki katı veya daha fazla olması;

Binalar yükseldikçe risk artmaktadır. Dolayısı ile az katlı binalarda risk daha düşüktür. Örneğin 2 katlı bir bina ile 30 katlı bir binayı karşılaştırırsak (her katın 3 mt. kabulü ile) İki katlı bina 6 mt. yükseklikte, 30 katlı bina 90 mt. yüksekliktedir. İki binanın da %02 lik bir eğilmeye neden olacak şekilde sallanmaya maruz kaldığı durumda 2 katlı binanın üst katında oturan bir kişi 1,5 cm. sallantıya maruz kalırken, binanın saçak seviyesi 3cm. sallanacaktır. 30 Katlı binanın en üst katında oturan bir kişi ise 43,5 cm. sallantıya maruz kalacak, bu binanın saçak seviyesinde ise bu sallantı 45cm olacaktır. Çift yönlü bir sallantıda bu binanın en üst katındaki kişi yaklaşık 1 mt. sallanacaktır. Ancak asıl tehlike binaların taşıyıcı sistem kesitlerinin gerektiğinden ince olması veya oturum alanının küçük olmasıdır.

Bodrum katın yapısı;

Bodrum katta küçülme olması, deprem sırasında dengesiz salanıma neden olacaktır. Zemin katta taşkın kısımla bodrum kattaki küçülen kısım arasındaki kesitte kırılmalar olma ihtimali yüksektir. Ancak bodrum kat küçülmeden devam ediyorsa bu bir avantajdır ve taşıyıcı sistem kesitleri yeterli kalınlıklara ve donatılara sahipse bodrum katlar salanımı azaltır. Özellikle bodrum kat arttıkça risk azalır. Ancak taşıyıcı sistem zayıfsa bu bir dezavantaj haline de dönüşebilmektedir.

Bodrum katta kuyu, sarnıç, vs. bulunması;

Bodrum katlarda kuyu, sarnıç vb. boşluklar bulunması, sert zemin yapısını bozan ve deprem anında binada dengesiz salanıma neden olan faktörlerdendir. Özellikle Beyazıt gibi tarihi bölgelerde bodrum kat zemini altında bulunan tarihi tüneller, tonozlar vs. risk taşıyan unsurlardır.

Binanın herhangi bir katında %20 den büyük çıkma bulunması;

Binalarda özellikle 1. kat seviyesinde çıkma bulunması son derece normaldir. Ancak bu çıkmanın deprem anında momentoyu arttırarak dengeyi bozan bir unsur olarak etken olacağı unutulmamalıdır. Şayet bu çıkma alanı, alt katın alanından %20 nin üzerinde büyükse risk var demektir. Özellikle bu çıkma bina çevresinde eşit olarak dağılmamış, bir yönde yapılmışsa daha da büyük bir risk var demektir.

Binada merdiven, asansör, havalandırma vb. boşlukları toplamının, kat brüt alanının 1/3 ünden büyük olması;

Bu tip alanlar, mevcut imar kanununa göre brüt inşaat alanı içinde sayılmazlar. Bu nedenle inşaat alanını düşüren mahaller değillerdir. Ancak yapımları bir maliyet getirdiğinden müteahhit tarafından oldukça küçük alanlar içinde çözülmeye çalışılır. Gene de bazı projelerde bu alanların çok büyük yapıldıklarına da tanık oluruz. Ne yazık ki bu durum da negatif etkenlerden biridir.

Binanın bitişik nizam olması;

Bitişik nizam binalarda (Binaların birbirine yapışık olarak yan yana bulunması durumunda); bina az katlı ve yeni yapılmış güvenli bir bina olsa dahi yanındaki binaların yüksekliği önem kazanmaktadır. Çünkü herhangi bir sallanma anında, yüksek binalar; birleşik konumdaki alçak bina tavan döşeme seviyesi birleşiminden kırılma eğilimlidirler. Özellikle bitişik nizam binalarda yan yana katların döşeme seviyeleri farklı seviyelerde ise bu durum riski arttırmaktadır. Bu nedenle aynı adada bulunan bitişik nizam binalara farklı kat yükseklikleri verilmez. Ancak yanınızdaki bina kaçak olarak yükselmişse, kendi binanızın değil ama yandaki kaçak binanın enkazı altında kalma riskiniz mevcuttur.

Binada yumuşak kat bulunması;

Yumuşak katlar; cepheler dâhil tuğlasız, ara bölmesiz, sırf kolon ve kirişlerden oluşan katlardır. Örneğin Erenköy civarında zemin katı sadece kolon ve kirişlerden oluşan pek çok bina bulunmaktadır. Ayrıca pek çok binanın zemin katındaki dükkanlar, ara bölmesiz ve tüm cepheleri de cam vitrin şeklindedir. Bölücü duvarlar her ne kadar "bölücü" vasıflı olsalar da, belli bir oranda taşıyıcılık ve bağlayıcılıkları vardır. (Alçıpan duvarlar hariç) Bu nedenle özellikle zemin katların taşıyıcı ve bölücü sistemleri, duvar yapıları çok önem taşımaktadır. Özellikle deprem anında kırılmalar bu katlarda gerçekleşmektedir. Marmara depreminde Avcılar'da yıkılan binaların birçoğunda zemin katlardaki dükkanların alan açmak için orta kolonları keserek çıkarttıkları ve bu yüzden çöktükleri görülmüştür.

Binada kısa kolon etkisi olması;

Ana binanın dış cephesinde iki kolon arasında boydan boya dar pencere varsa bu gruba girer ve risk gurubu içindedir. Binaların taşıyıcı sistemleri bir statik hesaplama sonucu belirlenmektedir. Genellikle mecbur olmadıkça taşıyıcı sistem içinde stabil duruşu bozan hareketlerden kaçınılır. Ancak mimari estetik kaygısı veya fonksiyon gereği bazen farklı yaklaşımlar olabilir. Bu durumda statik hesapların dengeleyici biçimde yapılması gereklidir. Dolayısı ile bu tip sorunlar, yasal yollarla yapılmış binalarda taşıyıcı sisteme olumsuz etkisi absorbe edilecek şekilde hesaplamalarla inşa edildiğinden rahatsız edici değildir. Ancak projesinde olmayan bir aydınlık vs. nin yaratabileceği sıkıntı, ne yazık ki ancak risk gerçekleştiğinde belli olacaktır.
Sonuç olarak, binanızın yasal durumunu ve projeye uygun olup olmadığını kendiniz anlayamasanız da tanıdık bir mimar-mühendise göstererek veya herhangi bir danışman firmaya başvurarak öğrenebilirsiniz. Ancak kesin olarak analizler; bodrum katlardaki kolonlardan numune alınarak yapılmaktadır ve bunun için birçok danışman firma bulunmaktadır.

Bina yoğunluğuna bağlı salınım frekansı ile deprem frekansının örtüşmesi;

seafoodplus.info?v=H4VQul_SmCg

Evinizin Sağlamlığının Tespitinde Mühendisler Odasının Hizmetleri

Yüseafoodplus.infoÖ.Önder Neşeli / Gayrimenkul Değerleme Uzmanı SPK Lisans No Bu yazı tarafımızca hazırlanmış olup, alıntı kaynağı bildirilmeden bir bütün olarak yayınlanması yasaktır. Güncelleme

Depreme dayanıklı olması gereken binalar neden çöktü?

Jake Horton & William Armstrong

BBC Reality Check & BBC İzleme Servisi

İskenderun'da çöken bina

Türkiye’deki depremlerde, yeni inşa edilen binaların çökmesi öfke yarattı. BBC, ülkedeki bina güvenliği konusunda ne gibi ipuçları verdiklerini bulmak için, enkaza dönüşen üç yeni binayı inceledi.

7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük sarsıntı, Türkiye’de ve Suriye’nin kuzeyinde, her tür binayı yıktı ve on binlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Ancak en yeni apartmanların bile yerle bir olması, ülkedeki bina güvenliği standartlarıyla ilgili soruları gündeme getirdi.

Modern inşaat teknikleri, binaların bu büyüklükte depremlere dayanabilmesini sağlıyor.

BBC’nin tespit ettiği, yıkılan üç yeni binanın ilkine dair sosyal medyadaki görüntüler insanların çığlık çığlığa kaçtıklarını gösteriyor.

Malatya’daki apartmanın alt yarısının çöktüğü görülüyor ve binanın üst yarısı, toz ve moloz yığınının üzerinde eğik bir şekilde ayakta kalıyor.

Bu apartmanlar, geçen yıl inşa edilmişti ve sosyal medyada görülen reklamlarda binanın “son deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı” söyleniyordu.

Reklamda tüm malzemelerin ve işçiliğin “birinci sınıf kalite” olduğu iddia ediliyordu.

Orijinal reklam şu anda internette bulunamıyor, ancak sosyal medyada dolaşan ekran görüntüleri ve videolar, aynı şirketin benzer reklamlarıyla örtüşüyor.

Binanın yeni inşa edilmiş olması, ’de güncellenen yönetmeliğe uygun yapılmış olması gerektiği anlamına geliyor.

Bu yönetmelikte, deprem riski olan bölgelerdeki yapılarda, çelik çubuklarla güçlendirilmiş yüksek kaliteli beton kullanılması gerektiği belirtiliyor.

Sütunların ve kirişlerin de depremin etkisini karşılaması için, etkin bir şekilde dağıtılması öngörülüyor.

Ancak BBC, bu apartmanda kullanılan inşaat standartlarını teyit edemedi.

Fotoğraflar, İskenderun’da yeni inşa edilen bir apartmanın da büyük ölçüde yıkıldığını gösteriyor. 16 katlı binanın yanı ve arkası tamamen göçtü ve küçük bir kısmı ayakta kaldı.

BBC, binanın fotoğraflarını, inşaat şirketi tarafından yayımlanan ve ’da tamamlandığını gösteren bir reklam fotoğrafıyla eşleştirdi.

Bu da, binanın en son standartlara göre inşa edilmesi gerektiği anlamına geliyor.

BBC, binayı yapan inşaat şirketiyle temasa geçti, ancak herhangi bir yanıt alamadı.

BBC’nin teyit ettiği Antakya’dan gelen bir fotoğraftaysa, dokuz katlı bir apartmanın enkaza dönüştüğü görülüyor. Enkazın önünde sitenin adı olan Güçlü Bahçe de seçiliyor.

Binanın açılış törenini gösteren bir videoya ulaştık ve görüntüler, inşaatın Kasım ’da bittiğine işaret ediyor.

Görüntülerde Ser-Al inşaat şirketinin sahibi Servet Altaş “Güçlü Bahçe projesi hem konumu hem de inşaat kalitesi anlamında diğerlerine kıyasla çok özel” diyor.

BBC’nin sorularını yanıtlayan Altaş “Hatay’da inşa ettiğim yüzlerce bina içinde maalesef iki apartman çöktü” dedi.

Altaş, depremin çok büyük olduğunu ve kentte neredeyse hiçbir binanın ayakta kalamadığını da ekledi ve “Bazı medya kuruluşlarının algıları değiştirdiğine ve haber yapma kisvesiyle günah keçileri bulmaya çalıştığına üzülerek şahit oluyoruz” dedi.

Depremden etkilenen bölgede bu kadar çok sayıda binanın çökmesinden sonra, Türkiye’de birçok kişi, inşaat yönetmeliklerini sorgulamaya başladı.

Depremler şiddetli olsa da, uzmanlar düzgün bir şekilde inşa edilmiş binaların ayakta kalması gerektiğini söylüyor.

Acil Durum Planlaması ve Yönetimi Uzmanı Prof. David Alexander, “Depremin maksimum yoğunluğu şiddetliydi ama iyi inşa edilmiş binaları yakacak kadar da değildi” diyor:

“Birçok yerde sallantı maksimum derecenin altındaydı, dolayısıyla yıkılan binlerce binanın neredeyse tamamının makul deprem inşaat yönetmeliğine uygun olmadığı sonucuna varabiliriz.”

İnşaat yönetmeliklerinin uygulanmaması

İnşaat yönetmelikleri, ’da 17 bin kişinin hayatını kaybettiği İzmit depreminin ardından sıkılaştırıldı.

Ancak, son olarak ’de güncellenen yönetmelikler pek uygulanmıyor.

Prof. Alexander “Sorun kısmen, mevcut binaların çok az güçlendirilmesi, ancak bir de yeni inşaatlarda kurallar da çok az uygulanıyor” diyor.

BBC Ortadoğu Muhabiri Tom Bateman’ın Adana’da konuştuğu insanlar, çöken bir binanın 25 yıl önceki depremde hasar aldığını, ancak herhangi bir güçlendirme yapılmadığını söyledi.

Ülkenin ağır deprem geçmişine karşın milyonlarca kişinin yoğun nüfuslu, yüksek katlı binalarda yaşadığı Japonya gibi ülkeler, inşaat yönetmeliklerinin insanları felaketlere karşı nasıl koruyabildiğini gösteriyor.

İnşaat güvenliği kuralları, binanın kullanım amacı, deprem riski en yüksek bölgelere olan yakınlığına göre değişiyor.

Basit güçlendirmeden, hareket sürgülerine, binayı yer hareketlerinden izole etmek için dev bir şok emici üzerine inşaya kadar değişiyor.

Kuralların uygulanması neden zayıf?

Ancak Türkiye’de hükümet belirli aralıklarla “imar afları” ilan etti. Bu da uygulamada, gerekli güvenlik sertifikaları olmadan inşa edilen binaların hukuken cezadan muaf tutulması anlamına geliyor.

İmar afları ’lı yıllardan beri çıkartılıyor ve sonuncusu ’deydi.

Karşıtları, uzun süredir bu tür afların büyük bir depremde felakete yol açacağı uyarısı yapıyordu.

Türkiye Mimar ve Mühendisler Odasına bağlı, Şehir Plancıları Odası’nın İstanbul Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, deprem bölgesinde 75 bin kadar binanın imar affından yararlandığını söylüyor.

Felaketten sadece bir kaç gün önce, Türk medyası yeni bir imar barışı yasasının parlamentoda onay beklediği haberini geçmişti.

Jeolog Celal Şengör de geçtiğimiz aylarda, fay hatlarıyla dolu bir ülkede bu tür imar barışı yasalarının “suç” olduğunu söylemişti.

BBC Türkçe’nin İzmir’de ’de meydana gelen depremden sonra yaptığı haberde, kentte bin binanın son imar barışından faydalandığı belirtiliyordu.

Aynı haberde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ’de Türkiye’deki binaların yüzde 50’sinin, yani neredeyse 13 milyon binanın, inşaat yönetmeliklerine uygun yapılmadığını söyleyen raporundan bahsediliyordu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, son depremlerin ardından inşaat yönetmelikleriyle ilgili soruya “Bizim inşa ettiğimiz hiçbir bina yıkılmadı. Sahadaki hasar değerlendirme çalışmalarımız hızla devam ediyor” yanıtını verdi.

Katkıda bulunanlar: Olga Smirnova, Alex Murray, Richard Irvine-Brown ve Dilay Yalçın.

Oturulan evler depreme ne kadar dayanıklı Testler nasıl yaptırılır İlk nereye başvurulmalı" width="" height="%" width="" height="%">

'HER BİNANIN DEPREM KİMLİK BELGESİ OLMALI'

Hakan Çatalkaya: Eğer oturduğunuz binanın sahibi iseniz zaten yukarıda bahsettiğim bina sağlamlık raporunu alabilirsiniz. Mülk satın almak ya da kiralamak istiyorsanız da bunu talep edebilirsiniz. Bina kaç yılında yapıldı, hangi beton kullanıldı, kat mülkiyetli tapu mu? Bunlara baktığınız zaman üç aşağı beş yukarı bina ile ilgili bilginiz olacaktır.

Aslında bizim dernek olarak yeni yapılmış binalar, eski binalar, fabrika binaları, kamu binaları ile ilgili bir önerimiz var. Biz dernek olarak dedik ki, "İster tek katlı olsun ister katlı, her binanın her deprem kimlik belgesi olsun. Bu konunun uzmanları gidip bu binaların tespitlerini yapsın. 'A sınıfı, B sınıfı, C sınıfı ya da oturulmaz' diye sınıflandırılsın. Ev satın almak isteyen e-Devlet'ten o binanın adresini girdiğinde şeffaf bir şekilde binanın ısı yalıtımından deprem dayanıklılığına, bina yaşından kullanılan betonuna kadar görebilsin."

Bu şekilde ev sahibi iseniz ve evi satmak ya da kiralamak istiyorsanız daha kolay satabilirsiniz. Binanız A sınıfı ise daha çok tercih edilecek, binanızın puanı düşükse ya kentsel dönüşümle yenilenecek ya da bina güçlendirme yapılarak deprem kimlik belgesinde alt sınırda kalmış puanı üst seviyelere çekecek. Aslında bu kadar basit bir sistemle bu sorunların tamamı çözülebilir.

İnşaat Mühendisleri Odası, Türkiye'nin en büyük odasıdır, içerisinde çok ciddi anlamda deprem uzmanları var, bin üyesi var. Bunların bini yapı ve deprem konusunda uzman. Özellikle Marmara Bölgesi'nde ve depremin yaşandığı bölgedeki bütün binaların durumunun, hangi binaların riskli olduğunun, hangi binaların olası depremde göçeceğinin belirlenip ağır hasarlı binaların hızlı bir şekilde tahliyesinin yapılmasını sağlayabilir. Şu an bu tüm kanallarda gördüğümüz içimizi yakan manzaraları bir daha yaşamamış oluruz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir