KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Eser AKGÜL
Yayınlanma:
Dünya Bipolar Günü, kendisinin de Bipolar Bozukluğu olduğu kabul edilen ünlü ressam Vincent Van Gogh'un doğum günü olan 30 Mart olarak belirlendi. Uzmanlar bipolar bozukluk konusunda toplumsal ve bireysel farkındalığın, hastaların yaşam kalitesi açısından çok önemli olduğunu vurguluyor. Aksi halde bu hastalar çevreleri tarafından etiketleniyor, dışlanıyorlar ve sonunda giderek yalnızlaşıyorlar.
Hastalığın temel özellikleri ile ilgili bilgi veren Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emre Tolun Arıcı, “İki uçlu mizaç bozukluğu, manik depresif hastalık olarak da bilinen bipolar bozukluk, özellikle bahar aylarında atak dönemine geçiyor. ‘Mani/Hipomani’, ‘Depresyon’, ‘Karma’ gibi çeşitli dönemleri kapsayan duygudurum atakları ile karakterize olan hastalık, her dönemde farklı şekillerde kendini gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Bipolar bozukluk ataklarının özellikle bahar ayları, askerlik gibi stresli dönemlerde, gebelik, lohusalık gibi özel durumlarda tetiklenebileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Emre Tolun Arıcı, hastalığın 20'li yaşlarda başladığını, genel olarak görülme sıklığının % civarında olduğunu ifade etti ve bu atakların özelliklerini sıraladı.
Depresyon döneminde; çökkünlük, mutsuzluk, hayattan keyif alamama, değersizlik düşünceleri, karamsarlık, konsantrasyon güçlüğü, halsizlik, vücut ağrıları, uyku, iştah değişiklikleri, intihar düşünceleri gibi belirtilerin ortaya çıkıyor.
Mani/Hipomani döneminde ise taşkınlık, özgüvende abartılı artış, sinirlilik, konuşmada artış, fikir uçuşmaları, dikkatin çabuk dağılması, aşırı hareketlilik, çok para harcama, uygunsuz davranışlarda bulunma, kolay risk alma, uyuyamama, yemek yeme ihtiyacında azalma, kavgacılık gibi işlevselliği bozan davranışlar görülüyor.
seafoodplus.info‘nin sorularını yanıtlayan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir ise hastalığın psikolojik, nörolojik ve biyolojik özellikler taşıdığını belirtti ve hasta yakınlarının çaresiz kaldığı durumlar için rehber olabilecek bilgiler verdi.
Bipolar bozukluk nedir ?
Bir duygudurum düzensizliğidir. Duygu, düşünce, bilişsel işlev, uyku döngüsü, yeme davranışı ve cinsel istekte, enerji ve aktivite düzeyinde değişiklikler ve dürtü kontrolünde bozulmalar eşlik eder. Yineleyici, ataklarla seyreden ve kronik bir hastalıktır.
Bipolar bozukluk psikolojik bir rahatsızlık mı yoksa nörolojik bir bozukluk mu?
Psikolojiktir çünkü çocukluk çağı travmaları ve stresör diye nitelendirdiğimiz yaşam olayları ile ilişkilidir. Nörolojiktir çünkü beyin işleyişi ve yapısı üzerinde de etkileri vardır. Aynı zamanda biyolojiktir, endokrin –hormonal etkenlerle ilişkilidir ve genetiktir, çünkü nesiller arasında aktarımı vardır.
Bipolar bozukluğu tetikleyen faktörler nelerdir? Bu hastalık doğuştan mı yoksa sonradan mı ortaya çıkıyor? Kimler risk altında?
Hiçbirimizin bağışıklığı yok. Stres etkeni sayılabilecek ölüm gibi kayıplar, deprem gibi doğal afetlerden kaynaklanan travmalar, ilişki sorunları, herhangi bir madde kullanımı tarafından tetiklenir. Ancak illaki bir genetik yatkınlık, bir biyolojik duyarlılık söz konusudur. Bu iki etkenin bir araya geldiği kişiler en yüksek risk grubudur.
Bipolar hastalığının tedavisi konusunda gelinen nokta nedir? Kesin bir tedavisi mümkün mü?
Tedaviyi üç basamağa ayırırız. Akut dönem tedavisi, hastalık belirtilerinin ortadan kaldırılmasını hedefler. Bunu hastalık belirtisinin olmadığı bir iyilik dönemini tutarlı olarak gözlemek izler. Bu dönemde tedavi akut dönemdeki gibidir, yan etki varsa ortadan kaldırılması ve tedavi uyumu hedeflenir. Üçüncü olarak koruyucu tedavi başlar ki yineleyici diye tanımladığımız bu hastalıkta, yeniden bir atağın geçirilmesini önlemeye yöneliktir. Kesin tedaviden kasıt bir daha hastalanmamak ise koruyucu tedavinin amacı budur ve istisnalar dışında ömür boyu sürdürülür.
Erken teşhisin önemli bir etkisi var mı? Erken teşhis, daha iyi bir sosyal ve özel yaşam için yardımcı olabilir mi?
Elbette. Hastalık kontrol edildiği ölçüde kişi ailesel, okul ya da işte mesleki ve toplumsal işlevselliğini sürdürebilir, kayıpları olmaz, ilişkileri bozulmaz. Ayrıca tedavisiz geçen süre beyindeki bozulmaları da öngörecektir.
Bipolar bozukluk, fark edilmediğinde ve tedavi edilmediğinde sosyal yaşamı ve özel yaşantıyı nasıl etkiliyor? Bu hastalar çevrelerinden ve ailelerinden nasıl tepkiler alıyorlar?
Davranış bozuklukları, dürtüsellik ve bilişsel işlev bozukluğu hastalık fark edilip bilinmediği zaman, kişinin huyu suyu zannedilip yalnızlaşmasına, bulunduğu çevreden dışlanmasına; tedavi edilmediği zaman ise hasta diyerek damgalanmasına, sonuç olarak yine, dışlanıp yalnızlaşmasına neden oluyor.
Ailenin bilinçli olması hastalığın seyri açısından önemli bir etken mi?
Ailenin çocuğunu ya da aile üyesini iyi tanıması, “o böyle değildir” dedirterek, başlangıçta hastalığın fark edilmesine yarıyor. Tanı konulduktan sonra ailelere hastalıkla ilgili bir psiko-eğitimin verilmesi gerekiyor. Psiko-eğitim, hastalığın belirtilerinin, gidişinin, tedavisinin nasıl olduğu ve olması gerektiği üzerinedir. İlaç dışında gündelik hayatın, mesleki hayatın ve sosyal hayatın, kişiler arası ilişkilerin ve sosyal desteğin düzenlenmesi ile ilgilidir. İdeal yaşam koşulları ne ölçüde sağlanabilirse hastalığın seyri de o kadar iyi olacaktır.
Aileler, bipolar tanısı almış yakınlarına nasıl yaklaşmalı? Onları, kendilerine zarar verecek eylemler konusunda nasıl koruyabilirler? Bu eylemleri engellendiğinde sinirlenmemeleri için ya da onları ikna etmek için nasıl davranılmalı?
Bu kişiler ‘hasta’ diye damgalamamalı. Kendi arzuları ve kararları olan bir birey olarak görmeye devam etmeli. Nitekim hastalık dönemleri dışında bipolar bozukluk tanılı hastalar, bu bozukluğu olmayan bireyler gibi yaşamlarını sürdürebilirler. Bu noktada önem arz eden şey, iyilik hali ile hastalık dönemi arasındaki farkı ayırt etmektir. Hastalık belirtisi olduğu düşünülen bir eylemse karşı karşıya kalınan, bunun bir hastalık belirtisi olup olmadığı, kişinin kendisiyle konuşulmalı ve doktoruna danışılmalıdır. İkna edilemiyorsa, kendisi eşlik etmeksizin, aile durumu doktoruna danışmalıdır. Söz konusu eylem kendisi ya da çevresi için bir tehlike arz ediyorsa ve kişi bunun bir hastalık belirtisi olduğunu kabul etmeyip, müdahale ya da tedaviyi reddediyorsa, başka bir deyişle muhakeme yeteneği bozulmuşsa, kendisi ile bir tartışmaya girmeksizin, ambulans ve karakol ya da polis eşliğinde zorunlu tedavi gündeme gelmektedir.
BİR BİPOLAR HASTASININ YAKINI…
Bipolar bozukluk, hastanın yakınlarını da oldukça zorlayan bir hastalık. Prof. Dr. Sermin Kesebir, hasta yakınlarının genel olarak yaşadıkları sıkıntılara çözüm olacak nitelikte bilgiler verdi:
Çevremizdeki insanlara, bu hastalığı anlatmakta zorlanıyoruz. Yakınımızın böyle bir hastalığı olduğuna inandıramıyoruz. Onun bu durumunu kullanmak isteyen, dolandıran (maddi ve manevi) insanlara karşı onu nasıl koruyabiliriz ?
Kişi hastalık döneminde değilken, kredi kartı kullanmama konusunda uzlaşma sağlanabilir. Mali varlığına kayyum atanabilir. Ya da vasi tayini yoluyla tüm medeni hakları kısıtlanabilir.
Yapmak istediği pek çok şey oluyor. Hangilerine izin vermeliyiz, hangilerine vermemeliyiz bilemiyoruz. Onu eve hapsetmek de ne yazık ki çözüm olmuyor. Mesela yapmak istedikleri için bize duygusal bahaneler uyduruyor olabilir mi? Onun zarar görmeden mutlu olmasını nasıl sağlayabiliriz? Atak dönemlerinde çok zekice davrandığı ve planlar yaptığı için onu zapt etmekte çok zorlanıyoruz. Ama çok tehlikeli işlere bulaştığı için de korkuyoruz. Bu hastalar sürekli bakıcı eşliğinde ya da hastanede mi yaşamak zorunda?
Elbette hayır. Bugün sahip olduğumuz tedavi imkânları ile hiçbir hastamız böyle yaşamak zorunda değil. Etkin bir tedavi uygulanıyorsa ve tedavi uyumu sağlandığı sürece hastalarımız artık bu durumlara düşmüyorlar. Tedavi uyumundan kastım düzenli ilaç kullanımı ve düzenli doktor kontrollerinin sürdürülmesidir. Tedavi bırakıldığı için ya da herhangi bir sebeple etkisiz kaldığı için (genel tıbbi duruma bağlı bir neden ya da alkol ve madde kullanımı gibi) bir hastalık atağı tetiklenmişse, bunun bir hastalık belirtisi olup olmadığı, kişinin kendisiyle konuşulmalı ve doktoruna danışılmalıdır. İkna edilemiyorsa, kendisi eşlik etmeksizin, aile durumu doktoruna danışmalıdır. Söz konusu eylem kendisi ya da çevresi için bir tehlike arz ediyorsa ve kişi bunun bir hastalık belirtisi olduğunu kabul etmeyip, müdahale ya da tedaviyi reddediyorsa, başka bir deyişle muhakeme yeteneği bozulmuşsa, kendisi ile bir tartışmaya girmeksizin, yukarıda da belirttiğim zorunlu tedavi gündeme gelmektedir.
Bazen hastalık ikincil kazanç diye nitelendirdiğimiz, hastalığı kullanarak çıkar sağlama davranışı gösterebiliyorsa da hasta-aile-hekim işbirliği içerisinde bunun üstesinden gelinebiliyor.
Ağızdan alınan ilaçları vermek çok zor oluyor. Çünkü hasta olduğunu kabullenmiyor. Ne yapmalıyız? Ayrıca 15 günlük ve 1 aylık iğne tedavisi var. Hastanın lityum da alması gerekiyor fakat lityumun iğnesi ne yazık ki yok. Hastalar hap almak istemediği için lityum alımlarında düzensizlik oluyor.
İyilik döneminde iken, özellikle ilk hastalık döneminin ardından, hastalığı kabullenemeyip ilaç kullanımını reddeden hastalarımızla psikoeğitim yoluyla bunu aşabiliyoruz. Lityum, bipolar bozukluk tedavisinde halen altın standart olma özelliğini koruyor. Ancak tedavi uyumu bozuk olan hastalarda kullanımı sınırlı. Antikonvulzan ya da antiepileptik diye adlandırılan ilaçlar, antipsikotik grubundan duygudurum dengeleyiciler diğer tedavi seçeneklerimiz. Psikoeğitimi alamayacak düzeyde olan ya da kişilik özellikleri ve/veya alkol madde kullanımı gibi durumlarda depo iğne tabir ettiğimiz seçenekler sözkonusu ve doğru tanı ve tedavi eşleşmesinde etkinlikleri su götürmez.
İlginizi ÇekebilirDepresyona karşı 10 etkili reçeteaileaskerlikbeyindepremdepresyondoktorDünyaeylemgebelikintiharkayyumÖlümPolisSağlıkÜsküdarVan
Eskiden manik depresyon olarak adlandırılan bipolar bozukluk, duygusal yükselmeler (mani veya hipomani) ve düşüşleri (depresyon) içeren aşırı ruh hali değişimlerine neden olan bir zihinsel sağlık durumudur.
Depresyon varlığında, kendinizi üzgün veya umutsuz hissedebilir ve çoğu aktiviteye olan ilginizi veya zevkinizi kaybedebilirsiniz. Ruh haliniz mani veya hipomaniye (maniden daha az aşırı) geçtiğinde ise, öforik, enerji dolu veya alışılmadık derecede sinirli hissedebilirsiniz. Bu ruh hali değişimleri uykuyu, enerjiyi, aktiviteyi, yargıyı, davranışı ve net düşünme yeteneğini etkileyebilir.
Ruh hali değişimleri nadiren veya yılda birkaç kez meydana gelebilir. Çoğu insan bölümler arasında bazı duygusal semptomlar yaşarken, bazıları bu belirtileri hiç yaşamayabilir.
Bipolar bozukluk ömür boyu süren bir durum olmasına rağmen, bir tedavi planı izleyerek ruh hali değişimlerinizi ve diğer semptomlarınızı yönetebilirsiniz. Çoğu durumda, bipolar bozukluk ilaçları ve psikolojik danışmanlık (psikoterapi) ile tedavi edilir.
Bipolar bozukluğun kesin nedeni bilinmemektedir, ancak aşağıdakiler gibi birkaç faktörün bozukluğun oluşumunda rol oynadığı düşünülmektedir:
Bipolar bozukluk geliştirme riskini artırabilecek veya ilk bipolar dönem için tetikleyici olarak hareket edebilecek faktörler şunlardır:
Bipolar bozukluk ve bununla ilgili bozuklukların birkaç türü vardır. Mani, hipomani ve depresyon içerebilirler. Bipolar bozukluk belirtileri, ruh hali ve davranışta öngörülemeyen değişikliklere neden olabilir ve bu durum yaşamda önemli sıkıntı ve zorluklara neden olabilir.
Bipolar II bozukluk, bipolar I bozukluğun daha hafif bir formu değil, tamamen ayrı bir tanıdır. Bipolar I bozukluğunun manik dönemleri şiddetli ve tehlikeli olabilirken, bipolar II bozukluğu olan kişiler daha uzun süre depresyonda kalabilir ve bu da önemli düzeyde psikolojik hasara neden olabilir.
Bipolar bozukluk her yaşta ortaya çıkabilmesine rağmen, tipik olarak genç yaşlarda veya 20'li yaşların başında teşhis edilir. Bipolar bozukluk belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve belirtiler zaman içinde değişebilir.
Mani ve hipomani iki farklı epizod türüdür, ancak aynı semptomlara sahiptir. Mani, hipomaniden daha şiddetlidir ve işte, okulda ve sosyal aktivitelerde daha belirgin sorunlara ve ayrıca ilişki kurma güçlüklerine neden olur. Mani ayrıca gerçeklikten kopmayı (psikoz) tetikleyebilir ve hastaneye yatış gerektirebilir.
Hem manik hem de hipomanik dönem aşağıdaki bipolar bozukluk belirtileriden üç veya daha fazlasını içerir:
Majör bir depresif dönem, iş, okul, sosyal aktiviteler veya ilişkiler gibi günlük aktivitelerde gözle görülür zorluklara neden olacak kadar şiddetli semptomları içerir. Majör depresif dönem, aşağıdaki belirtilerden beş veya daha fazlasını içerir:
Bipolar I ve bipolar II bozukluklarının belirti ve semptomları, endişe, melankoli, psikoz veya diğer özellikleri içerebilir. Semptomların zamanlaması, karışık veya hızlı döngüleri tanıyı etkiler. Ayrıca hamilelik sırasında veya mevsimlere göre değişebilen bipolar semptomlar olabilir.
Bipolar bozukluğun belirtilerini çocuklarda ve gençlerde tanımlamak zor olabilir. Bunların normal iniş çıkışlar mı, stres veya travmanın sonuçları mı, yoksa bipolar bozukluk dışında bir zihin sağlığı sorununun belirtileri mi olduğunu söylemek genellikle zordur.
Çocuklar ve gençler belirgin majör depresif veya manik, hipomanik dönemlere sahip olabilir, ancak bu dönemlerin düzeni bipolar bozukluğu olan yetişkinlerden farklı olabilir. Ve ruh hali ataklar sırasında hızla değişebilir. Bazı çocuklar, dönemler arasında duygudurum belirtileri olmayan dönemlere sahip olabilir.
Çocuklarda ve gençlerde bipolar bozukluğun en belirgin belirtileri, normal ruh hali değişimlerinden farklı olan şiddetli ruh hali değişimlerini içerebilir.
Aşırı ruh hallerine rağmen, bipolar bozukluğu olan kişiler genellikle duygusal dengesizliklerinin kendi hayatlarını ve sevdiklerinin hayatlarını ne kadar bozduğunun farkına varmazlar ve ihtiyaç duydukları tedaviyi alamazlar.
Bipolar bozukluğu olan bazı insanlar, öfori ve daha üretken olma döngülerini sever. Bununla birlikte, bu coşkuyu her zaman sizi depresif, yıpranmış ve belki de finansal, yasal veya ilişki sorunları içinde bırakabilecek duygusal bir çöküş izler.
Herhangi bir depresyon veya mani semptomunuz varsa, doktorunuz veya psikoloğunuz ile görüşün. Bipolar bozukluk kendi kendine iyileşmez. Bipolar bozukluk deneyimi olan bir doktordan tedavi almak, belirtilerinizi kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır.
Bipolar bozukluğu olan kişilerde intihar düşünceleri ve davranışları yaygındır. Kendinize zarar verme düşünceleriniz varsa, hemen en yakın hastanenin acil servisine gidin veya güvenilir bir akraba veya arkadaşınıza ulaşın.
Tedavi edilmediği takdirde bipolar bozukluk, hayatınızın her alanını etkileyen ciddi sorunlara neden olabilir, örneğin:
Bipolar bozukluğunuz varsa, bipolar bozuklukla birlikte tedavi edilmesi gereken başka sağlık problemlerinin riski de artmış olabilir. Bazı durumlar bipolar bozukluk belirtilerini kötüleştirebilir veya tedaviyi daha az başarılı hale getirebilir. Örnekler şunları içerir:
Bipolar bozukluğu kesin önlemenin bir yolu yoktur. Bununla birlikte, bir zihinsel bozukluğunun en erken belirtisinde tedavi görmeye başlamak, bipolar bozukluğun veya diğer zihinsel koşullarının kötüleşmesini önlemeye yardımcı olabilir.
Bipolar bozukluk teşhisi konduysa, bazı stratejiler küçük belirtilerin tam mani veya depresyon atakları haline gelmesini önlemeye yardımcı olabilir:
Bipolar bozukluğunuz olup olmadığını belirlemek için aşağıdakiler gerçekleştirilebilir:
Doktorunuz ilk muayenenizde size aşağıdaki sorulardan bazılarını sorabilir:
Bipolar bozukluğu olan çocukların ve gençlerde tanı, yetişkinler için kullanılan kriterlerin aynısını içermesine rağmen, çocuklarda ve gençlerdeki semptomların genellikle farklı kalıpları vardır ve tanı kategorilerine tam olarak uymayabilir.
Ayrıca, bipolar bozukluğu olan çocuklara sıklıkla dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) veya davranış sorunları gibi diğer zihinsel sorunların teşhisi konur ve bu da tanıyı daha karmaşık hale getirebilir.
Tedavi en iyi şekilde, bipolar ve ilgili bozuklukların tedavisinde yetenekli, zihinsel sağlık durumlarının teşhis ve tedavisinde uzmanlaşmış bir tıp doktoru (psikiyatrist) tarafından yönlendirilmelidir.
Bipolar bozukluk ömür boyu süren bir durumdur. Tedavi semptomları yönetmeye yöneliktir. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak, tedavi şunları içerebilir:
Bipolar bozukluk için birincil tedaviler, semptomları kontrol etmek için ilaçları ve psikolojik danışmanlığı (psikoterapi) içerir.
Bipolar bozukluğu tedavi etmek için bir takım ilaçlar kullanılır. Reçete edilen ilaçların türleri ve dozları, belirli semptomlarınıza dayanmaktadır.
Bipolar bozukluk tedavisinde kullanılan ilaçlar şunları içerebilir:
Sizin için doğru ilacı veya ilaçları bulmak muhtemelen biraz deneme yanılma gerektirecektir.
Bazı ilaçların tam etki göstermesi için haftalar veya aylar gerektiğinden, tedavi süreci sabır gerektirir. Genellikle bir seferde yalnızca bir ilaç değiştirilir, böylece doktorunuz semptomlarınızı en az rahatsız edici yan etkilerle gidermek için hangi ilaçların işe yaradığını belirleyebilir. Belirtileriniz değiştikçe ilaçların da ayarlanması gerekebilir.
Sizin için işe yarayan doğru ilaç, dozları buldukça ve vücudunuz ilaçlara uyum sağladıkça, hafif yan etkiler genellikle iyileşir. Rahatsız edici yan etkileriniz varsa doktorunuzla konu hakkında konuşun.
Doktorunuza sormadan kullandığınız ilaçların dozunda değişiklik yapmayın veya ilaçlarınızı almayı bırakmayın. İlacınızı durdurursanız, geri çekilme etkileri yaşayabilirsiniz veya semptomlarınız kötüleşebilir, tekrarlayabilir. Çok depresyona girebilir, intihara meyilli hissedebilir veya manik, hipomanik bir döneme girebilirsiniz. Bir değişiklik yapmanız gerektiğini düşünüyorsanız, doktorunuz ile görüşün.
Bipolar bozukluk tedavisinde kullanılan bir takım ilaçlar doğum kusurlarıyla ilişkilendirilmektedir ve anne sütünden bebeğinize geçebilir. Valproik asit ve divalproex sodyum gibi bazı ilaçlar hamilelik sırasında kullanılmamalıdır. Ayrıca, doğum kontrol ilaçları, bazı bipolar bozukluk ilaçları ile birlikte alındığında etkinliğini kaybedebilir.
Mümkünse, hamile kalmadan önce tedavi seçeneklerini doktorunuzla tartışın. Bipolar bozukluğunuzu tedavi etmek için ilaç alıyorsanız ve hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız doktorunuzla bu konuyu konuşun.
Psikoterapi, bipolar bozukluk tedavisinin hayati bir parçasıdır ve bireysel, aile veya grup ortamlarında sağlanabilir. Birkaç terapi türü bipolar bozukluk tedavisinde kullanılabilir. Bunlar:
Çocuklar ve gençlerde bipolar bozukluk tedavileri genellikle belirtilere, ilaç yan etkilerine ve diğer faktörlere bağlı olarak vaka bazında karar verilir. Genel olarak, tedavi şunları içerir:
Bipolar bozukluğunuzu kötüleştiren davranış döngülerini durdurmak için muhtemelen yaşam tarzı değişiklikleri yapmanız gerekecektir. İşte atmanız gereken bazı adımlar:
Aşırı hareketli, enerjik, yerinde duramayan, sürekli konuşan, susmak bilmeyen, toplumsal baskılardan arınmış, alışveriş çılgınlığı yaşayan, kendine güveni artmış, seks dürtüleri doruğa tırmanmış öforik bir dönemden, içine kapalı, uyuklayan, güçsüz, enerjisi olmayan, üzüntü, kaygı, öfke, sinirlilik, ağlama krizleri, kapana kısılmış bir fare gibi çaresizlik hisleri, hayattan zevk alamama, libido kaybı, konsantrasyon eksikliği, kafa bulanıklığı yaşatan tamamen depresif bir ruh haline uzanan, ruh halindeki değişiklikler BİPOLAR BOZUKLUK olarak adlandırılır.
Bu tablolar bazen hastaların ayakta pek farkedilmeden üstüne düşmeyi gerektirmeyecek kadar hafif ataklar şeklinde geçirilebilirken, bazı hastalarda aylarca sürebilen dramatik, alevli, kırılgan, intiharı bile düşündürecek kadar ileri düzeyde manik- depresif periyodlar halinde olabilir.
Bipolar bozukluk sıklıkla yaş arasında ergenlik dönemi ve erken erişkinlikte ortaya çıkar ve ömür boyu sürer. İyi bir tedavi ve takip ile yıllarsüren mani veya depresif ataksız dönemler yaşanabilir.
Bipolar bozukluk sosyoekonomik ve çevresel etkenlere bakmaksızın tüm dünyada benzer oranlarda görülmektedir.
Hastalık kişinin genetik- biyolojik özelliklerinden kaynaklanır, ailesel genetik yapı çok önemlidir. Kişilik özellikleri hastalıkta rol oynamaz. Sıkıntı, stres, üzücü olaylar hastalıkta tetiklemeyi yapabilir, ancak şart değseafoodplus.infogi bir faktör olmadan da spontan tekrarlayıcı özelliği vardır.
Hastalığın temel tedavisi farmakoterapi yani ilaç tedavisidir. Psikiyatr takibinde ömür boyu ilaç kullanımı gerekebilir. Psikoterapiler ilaç tedavisini desteklemek amaçlı uygulanabilir.
Tedavide kullanılan ilaçlar bağımlılık yapmaz.
Hastalık ilk ve sonbaharda tekrarlama eğilimindedir.
Yaşla beraber mani nöbetleri azalarak depresif periyodlar artar.
Alkol ve madde kullanımı, uykusuzluk nöbetleri tetikleyebilir.
Bipolar hastalığa sahip olmak dünyanın sonu değildir. Koruyucu tedavisini ve takiplerini aksatmayan hastalarda bipolar bozukluktaki genetik özellikler kişide yaratıcılık ve liderlik dehası geliştirebilmektedir. Dünya tarihinde yerini almış birçok sanatçı, politikacı, bilim adamında bipolar özellikler bulunmaktadır.
İlaç tedavisi altında stabil durumda seyreden bir hastada; intihar veya şiddet hisleri uyanıyorsa, ilaç yan etkileri hissediyorsa, başka bir rahatsızlıktan ek ilaçlar alması gerekiyorsa, uyku düzeninde bir bozulma, enerjisinde azalma veya çoğalma hissediyorsa, cerrahi ameliyat yada dişle ilgili bir cerrahi girişim geçirecekse takipte olduğu doktoruyla temasa geçmesinde çok büyük fayda vardır.
Sonsöz: Bipolar bozukluk psikiyatrinin bir yönden en kolay ve yüz güldürücü hastalığıdır. Çünkü halk arasında deli denebilecek bir tablodan tamamen normal ve sağlıklı bir duruma geçilir.
Bipolar bozukluk bir yönden de psikiyatrinin en zor hastalıklarından biridir.
Hiçbir hastalık yoktur ki, sağlıklı iken sağlıksız durumu tanımak bu kadar zor olsun.