böbrek taşı eriten ilaç / rowatinex - ekşi sözlük

Böbrek Taşı Eriten Ilaç

böbrek taşı eriten ilaç

B&#;brek Taşı Hastalıklarında Medikal Tedavi

Kalsiyum İçeren Taşlar

Kalsiyum içeren taşların tünm taşların % kadarını oluşturan ve en sık ratstlanılan taş tipidir. Tekrarlayan kalsiyum taşı olan hastaların medikal tedavisindeki temel amaç idrar bileşiminde yer alan anormalliklerin düzeltilmesi, taş oluşumunda rol oynayan risk faktörlerinin elimine edilmesi ve yeni taş oluşumlarının engellenmesidir. Bu yolla böbrekteki rezidüel taşların büyümesinin engellenmesi de mümkün olacaktır. Bu amaçla üriner sistem taşı olan hastalara konservatif tedavi ve spesifik tedaviden oluşan medikal tedavi uygulanır.

Konservatif Medikal Tedavi

Artmış Sıvı Alımı (Bol su içilmesi)

Hastalar taşın içeriği ne olursa olsun mutlaka yüksek miktarda sıvı almaları konusunda bilgilendirilmelidir. Artmış sıvı alımı, artmış idrar akımına neden olmakta ve bundan dolayı taş oluşumunda önemli olan bütün tuzların idrardaki konsantrasyonlarında azalmaya neden olmaktadır. Her şeyden önce günde ,5 L sıvı alımı ve bunun sirkadiyen bir ritimde olması gerektiği vurgulanmalıdır. Çeşme suyu, meyve suları ve bitkisel çayların bu amaçla uygun olacağını belirten otörler, kahve, çay ve alkol alımından uzak durulması gerektiğini vurgulamıştır.

Kalsiyum Alımı

Fazla kalsiyum atılımı idrar bileşiminde en sık karşılaşılan anormalliktir. Kalsiyum alımını azaltma özellikle yeme içmeye bağlı hiperkalsiürisi olan hastalarda olmak üzere idrarla kalsiyum atılımını azaltmak amacıyla geçmişte sıkça tavsiye edilmiş bir girişimdir. Bu yolla kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfatın aşırı yoğunluğunun önlenmesi öngörülmektedir. Ancak günde mg’dan düşük kalsiyum alımı negatif bir kalsiyum dengesine neden olarak kemik kaybına yol açabilecektir. Genel tavsiye ise günde 1 g’dır.

Kalsiyum alımı barsakta oksalatla kompleks oluşturarak oksalat emilimini azaltmak açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle kalsiyum alımı kalsiyum içerikli taş oluşum riskini azaltmak açısından önemli bir metot olarak tavsiye edilmiştir. Diyet ile kalsiyum alımının artması oranında idrar ile atılan oksalat oranının anlamlı ölçüde azaldığı gösterilmiştir.

Lifli Gıdalar

Diyetle yüksek lifli gıdaların (meyve ve sebze) alımı ile taş hastalığı oluşumunu sınıseafoodplus.info konu ile ilgili olarak çeşitli mekanizmalar öne sürülmüştür; meyve ve sebzeler yüksek miktarda su içe- rirler, K ve Mg bakımından zengindirler. Ayrıca HCO3 ve sitrat içerikleri nedeniyle alkali bakımından da zengindirler. Bu faktörlerin etkisi ile idrarda oksalat, kalsiyum ve ürat atılımı azalmakta ve idrardaki kalsiyum tuzlarının oluşumu sınırlanmaktadır.

Oksalat Kısıtlaması

Her ne kadar idrardaki oksalatın %’inden azı diyet kökenli ise de oksalatın kalsiyum oksalatın iyon aktivitesi üzerine olan güçlü etkisi nedeniyle oksalattan zengin olan gıdaların sınırlı alımı etkili görünmektedir. Hastalara oksalattan zengin yiyeceklerin tüketiminden kaçınması tavsiye edilmelidir (örneğin; kuzukulağı, pancar, ıspanak, çukulata, buğday, fındık ve siyah çay,kola,kahve).

Azalmış Vitamin C Alımı

C vitamini desteği son yıllarda Batı toplumlarında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Askorbik asit (vitamin C) bir oksalat prekürsörüdür. Kalsiyum oksalat taşlı olgularda aşırı oranda vitamin C alımının kısıtlanmasını tavsiye etmenin mantığını bu durum teşkil etmektedir. Kalsiyum oksalat taşı olan hastalara C vitamininin aşırı alınmamasını önermek akıllıcadır (< mg/gün).

Azalmış Protein Alımı

Hayvansal proteinin aşırı alımı idrar kompozisyonunu kalsiyum ve oksalat atılımını artırarak ve sitrat atılımı ile idrar pH’sını azaltarak değiştirmekte ve taş oluşumunda yüksek risk oluşturan önemli bir faktör olarak suçlanmaktadır.

Özetle:

Fazla sıvı alımı (,5 L/gün) tüm taş hastaları için önemli bir temel tedavidir.

Tuz alımı kesinlikle sınırlanmalıdır.

Diyetle düşük kalsiyum alımı zararlı iken, diyetle normal veya orta derecede kalsiyum alımı klinik açıdan faydalı olarak gözükmektedir.

Yüksek lif içeren gıdaların (meyve ve sebzeler) alımı faydalı olup, aynı zamanda oksalat açısından zengin olan lifli gıdalardan kaçınılmalıdır.

Vitamin C’nin 4 g’a kadar yüksek dozlarda alımının kalsiyum taş hastalığında tekrarlama üzerine negatif etkisini gösteren bir kanıt yoktur.

Aşırı hayvansal protein alımından kaçınılması ve günlük hayvansal protein alımın 0, g/kg ile sınırlandırılmasıdır.

Spesifik Medikal Tedavi

Tiazidler

Thiazid tedavisinin esas etkisi (hidroklorotiazid, bendroflumetiazid, triklorotiazid ve indapamid) hiperkalsiüriyi azaltmasıdır ve bu nedenle hiperkalsiürik kalsiyum taş hastalığının tedavisinde kullanılır. Tiazid uygulaması sırasında idrar kalsiyumunda % oranında bir azalma beklenebilir. Tiazidler aynı zamanda kemik koruması da sağlamaktadır ve bu yolla hiperkalsiürik taş hastalarında saptanmış azalmış kemik dansitesi bu tedavi ile önlenebilmektedir.
Tiazid tedavisi alan hastaları tekrarlayan serum kalsiyum, potasyum, ürat ve şeker analizleri ile yakından takip etmek gerek- lidir. Yan etkiler % gibi oldukça yüksek oranda tedaviden uzaklaşmaya neden olmaktadır.

Ortofosfatlar

Kalsiyum taşlı hastaların klinik tedavisinde kullanılmış olan ortofosfatlar asidik ve nötral ortofosfatlar olmak üzere iki çeşittir. Ortofosfatların 1,25 (OH)2 D vitamini sentezinin azaltılmasında etkili olduğu kabul edilmektedir. Sonuçta oluşan azalmış kalsiyum emilimi sonucunda, kalsiyum atılımı azalmakta olup, ek olarak kemik rezorpsiyonu da azalmaktadır. Söz konusu etkiller nötral ortofosfatlar için daha belirgin olup, azalmış kalsiyum atılımına ve artmış fosfat atılımına ek olarak üriner sitrat seviyeleri de artmaktadır. Artmış pirofosfat ve sitrat ekskresyonunun kombine etkisi idrarın kristalizasyonunu inhibe edici özelliklerini artırmaktadır.

Diyare, abdominal kramplar, bulantı ve kusma or- tofosfat alımına bağlı genel yan etkilerdir. Paratiroid hormonu üzerine olabilecek etkisi dikkat gerektirir. Yan etkileri çoğu hastada doz azaltımıyla tedavi edilebilmektedir.

SelülozFosfat

Selüloz fosfat (sodyum selüloz fosfat dâhil) idrar kompozisyonu üzerine selüloz fosfat ve kalsiyum arasında bileşikler oluşturmak suretiyle kalsiyum emilimini azaltarak etki eder. Absorptif hiperkalsiürili taş oluşturan hastaların tedavisinde kullanılabilir.

Diyare, selüloz fosfat tedavisinin sık rastlanan yan etkisidir. Barsakta oluşan bileşiklerin sonucu olarak bu hastalar hiperoksalüri ve hipomagnezüri geliştirmektedirler.

Bu konu ile ilgli yapılan çalışmaların birinde hastaların tümünde, diğerinde ise %78 oranında taş tekrarı izlenmemiştir.

Alkalen Sitrat

Alkalin sitrat tübüler hücrelerin pH’ını yükselterek sitrat atılımını artırmaktadır. Absorbe edilen sitratın küçük bir kısmı idrarla atılırken uygulanan sitratın önemli bir kısmı metabolize edilmektedir. Alkalen sitrat, kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat süpersatürasyonunu azaltarak, eşlik eden kristal fazlarının büyüme ve agregasyonun inhibisyonunu artırarak etki eder. Hafif yan etkiler %42, orta %26, şiddetli yan etkiler (genellikle diyare) ise %12 olarak kaydedilmiştir.

Alkalin sitrat tedavisi ile ilgili yapılan çalışmalarda üç yıllık takip sonucunda K sitrat, Na-K sitrat ve K-Mg sitrat kullanan olgularda saptanan taştan yoksunluk oranları sırasıyla %72, %81 ve %87’dir. Tedavi edilmeyen kontrollerde ise bu değerler %20, %27, %36 olarak bildirilmiştir. Alkalin sitrat ile tedavi edilen üç grupta taş oluşum sıklığı sırasıyla 1,2’den 0,1’e, 2,1’den 0,9’a, 0,57’den de 0,08’e inmiştir.

Magnezyum

Taş oluşturma riski olan hastalarda magnezyumun etkisi, magnezyum ve oksalat arasında kompleksler oluşturması ve bu şekilde kalsiyum oksalat süpersatürasyonunda azalmaya yol açmasıyla açıklanmaktadır. Dahası kalsiyum-oksalat kristallerinin büyümesinin inhibisyonunu da sağlayabilmektedir. Artmış magnezyum atılımına ek olarak idrar sitrat ve pH’ı da artmaktadır. Magnezyum aynı zamanda Ca-fosfat kristal büyümesi üzerine direkt inhibitör etkiye sahiptir.

Diyare, santral sinir sistemi bozukluğu, yorgunluk, uykusuzluk ve parezi yaygın olarak saptanan şikâyetler- dir. Mg alımı artmış kalsiyum atılımına neden olmaktadır.

Allopürinol

Allopürinol ürat üretimini, serum ürat konsantrasyonunu ve idrarla ürat atılımını azaltmaktadır. Yüksek idrar ürat atılımı, ürik asit ve/veya Na ürat kristalizasyonunu indükleyebilir. Allopürinol ürik asit taş oluşumu ve yüksek ürat atılımıyla birlikte seyreden kalsiyum oksalat taş oluşumunun engellenmesinde kullanılır.

Allopürinolün yüksek dozlarıyla şiddetli yan etkiler bildirilmiş olmasına rağmen bu tedavi şekli genellikle iyi tolere edilmektedir.

Özetle:

Sık tekrarlayan hiperkalsiürik kalsiyum taşlı olgularda tiazid tedavisi ispatlanmış bir tedavi alternatifi olarak kabul edilmektedir.

Ortofosfatlar ise bu grup olgularda düşük tercih sebebi olabilecek bir alternatiftir.

Alkali sitrat kalsiyum taşlı hastalarda tekrarlama oranlarını azaltmada oldukça etkilidir. Alkalin sitrat en çok hipositratürik hastalara yararlı olmasına rağmen, en- dikasyonu idrardaki bulgulardan bağımsız olarak tüm kalsiyum taş oluşturan hastaları içerecek şekilde genişletilebilir.

Sitrat içermeyen Mg tuzları, tekrarlayan kalsiyum taş oluşumunu önlemede monoterapi olarak tavsiye edi- lemez.

Allopürinol, hiperürikozüri ile birlikte seyreden kalsiyum-oksalat taş hastalarında veya ürik asit taşlı has- talarda tavsiye edilmektedir.

Kalsiyum Dışı Taşlar

Üriner sistem taş hastalığı kapsamında kalsiyum içeren taşların haricinde en sık rastlananlar ürik asit, sistin ve strüvit taşlarıdır. Batı ülkelerinde; bu üç grup taş üriner sistem taşlarının küçük bir grubunu (%20’den az) oluşturmasından dolayı ilaçla tedavinin bu taşlar üzerindeki rolünü belirleyen çalışmaların sayısı daha sınırlıdır.

Ürik Asit Taşları

Ürik asit taşları tipik olarak düşük idrar pH’ı ve/veya yüksek idrar ürik asit seviyelerinin varlığında oluşmaktadır.

Çok sıvı alımı, yüksek hacimlerde idrar sağlamak (günde en az 2 L idrar) ve diyetle pürin ve protein alı- mını azaltmak (90 g/gün) gibi konservatif önlemlere ilave olarak, idrar pH’ını 6, değerleri arasında tuta- cak şekilde değişik ajanlar kullanılarak idrarın alkalinize edilmesi gerekmektedir.

Bu amaçla sodyum bikarbonat mg dozlarında (her altı-sekiz saatte bir olmak üzere) başarı ile uygulanmış ve tatmin edici sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca, potasyum bikarbonat ve potasyum sitrat da bu amaçla oral yoldan kullanılmış ajanlardır. İdrar pH değeri çok düzenli olarak test edilmeli ve 6,,0 değerleri arasında tutulmalıdır. Bu uygulamalar ile ürik asit taşlarını tamamen eritmek mümkün olup, bu tedavinin etkili olarak en az üç-dört ay süreyle uygulanması gereklidir.

Son olarak bu grup hastalarda başarı ile uygulanan bir diğer ajan ise allopürinol olarak karşımıza çıkmakta- dır. Hiperürisemik tabloya sahip olgular ile yukarıda sözünü ettiğimiz tedavilere cevap vermeyen olgularda bir ksantin oksidaz inhibitörü olan allopürinol günde mg dozlarda verilmek suretiyle başarılı olarak uygulanmaktadır. Bu ajan, ürik asit oluşumunu azaltmak suretiyle, hem serum hem de idrar ürik asit düzeylerini anlamlı ölçüde azaltmaktadır.

Sistin Taşları

Sistin taşları çocuklarda doğuştan itibaren ortaya çıkabilen, genetik bir bozukluk sonucu şekllllenen ve ömür boyu yakın takip ve tedvi gerektiren taş grubudur. İdrar sistin atılımı mg/gün seviyelerini aştığında sistinürik hastalar oluşmaktadır. Homozigot sistinürik olgular günde mg sistin atarken, heterozigot olanlar günde mg, normal olgular ise mg/gün değerinin altında sistin atmaktadır.

Medikal tedavinin üç ana prensibi; idrarda total sistin konsantrasyonunu azaltmak, idrardaki sistinin çözünürlüğünü artırmak ve idrar ile sistin atılımını azaltmak şeklinde özetlenebilmektedir. Bu amaçla hidrasyon, idrar alkalinizasyonu, metionin alımının kısıtlanması ve sistin bağlayıcı ilaçlar kullanılır.

Tedavinin temelini sıvı diürezi oluşturmaktadır. Hafif ve orta derecede sistinürili olguların çoğu (günde mg değerinin altında) dakikada 2 mL idrar çıkışını sağlamak yoluyla başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

İdrar pH değerini 7,5 seviyesine çıkararak sistinin çözünürlüğünü iki katına kadar artırmak mümkündür. Bu amaçla sodyum bikarbonat günde g dozlarda, sod- yum-potasyum sitrat mL günde dört kez ve potas- yum sitrat mEq/gün dozlarda olmak üzere başarı ile uygulanmaktadır. Ancak yine de gün boyunca idrar pH değerini 7,,0 değerleri arasında tutabilmek oldukça zordur.

Metionin diyetle alınan direkt sistin prekürsörü olması nedeniyle bu maddeden zengin gıdaların alımının kısıtlanması ile idrar sistin seviyelerinin azaltılabileceği ileri sürülmüştür.

D-penisilamin ve alfa merkapto-propiyonil glisin gibi ajanlar idrarda yer alan sistini değişik yollardan bağ- layarak seviyesini azaltmak amacıyla kullanılmıştır. Günlük g penisillamin dozları mevcut taşları eritmek amacıyla başarılı olarak uygulanmış, ancak belirgin yan etkileri nedeniyle bu tedavi yaygın kullanım alanı bula- mamıştır.

Enfeksiyon Taşları

Enfeksiyon taşları için tedavi prensiplerinin başında herhangi bir cerrahi girişim ile taşların tam temizlenmesi gelir. Diğer tedavi prensipleri arasında; yüksek sıvı alımına ek olarak uygun olan durumlarda uzun süreli antibiyotik tedavisi, üreaz inhibitörü olan asetohidroksia- mik asit (AHA) uygulaması ve L-methionin ile pH’ı düşürmek sayılabilir.

Medikal tedavi ajanları arasında asetohidroksiamik asit uygulanması ile idrarın pH’ı azaltılarak bakteriyel üreaz enziminin etkinliği sınırlanır ve kristal presipitasyon riski minimuma indirilir. Yine Hemiacridine (Renacidin) solüsyonları irrigasyon amaçlı olarak enfeksiyon taşlarının eritilmesinde kullanılan ajanlar olup, negatif idrar kültürü varlığı ile ilaç ekstravazasyonunun olmadığı garanti altına alınmalıdır.

Özetle

Ürik asit taşlarının medikal tedavisinde idrar alkalinizasyonu, diyette protein ve pürin alımının kısıt- lanması ve allopürinol en sık uygulanan metotlardır.

Sistin taşlarında idrar alkalinizasyonu, sistin bağlayıcı ilaçlar (D-penisilamin ve alfa merkapto-pro- piyonil glisin) ve metionin alımının kısıtlanması etkilidir

B&#;brek taşına iyi gelen bitkiler nelerdir? B&#;brek taşına iyi gelen bitki &#;ayları ve tarifleri

Haberin Devamı

Böbrek taşı için süt, elam sirkesi, nar ya da ısırgan otu tüketmek gerekir. Bunun dışında kırkkilit otu, fesleğen ya da kara hindiba da önerilir.

Böbrek Taşına İyi Gelen Bitkiler Nelerdir?

Böbrek taşı, orta yaşlarda görülen bir rahatsızlıktır. Farklı birçok hastalığın yan etkisi olarak ortaya çıkması mümkündür. Bunun dışında düzensiz beslenme de böbrek taşı sebepleri arasındadır. Bunun giderilmesi için bazı bitkisel yöntemler vardır. Genellikle protein ve kalsiyum eksikliği ile ortaya çıktığı için beslenmede buna özen göstermek gerekir. Böbrek taşı düşürmek isteyenlere kalsiyum ve protein ağırlıklı beslenmeleri önerilir. Böbrek taşına iyi gelen bitkiler:

Isırgan otu: Böbrek taşı oluşumunu engelleyen bitkilerin başında gelen ısırgan otu aynı zamanda faydalı bir besin kaynağıdır. Böbrek sağlığı için etkili olan ısırgan otu idrar yolu iltihaplarının da engellenmesini sağlar. Bu sayede böbrek taşının vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Haberin Devamı

Nar: Böbrek taşının oluşumunu engelleyen en etkili meyve Nardır. Besin değeri açısından da oldukça zengin olan Nar şifa kaynağı olarak bilinir. Nar suyu ile nar tohumu da böbrek taşı tedavisinde kullanılan bir besindir. Böbrek taşı kaynaklı ağrıların giderilmesi ve böbrek taşının düşürülmesi için birçok kişiye Nar suyu önerilir.

Kara hindiba: Kara hindiba kökü böbrek taşını düşüren ve böbrek taşı oluşumunu da engelleyen bir bitkidir. Fakat kara hindibanın organik olmasına dikkat etmek gerekir. Böbrek ağrılarının önüne kara hindiba ile geçmek ve bundan kaynaklı ağrıları da gidermek mümkün olur.

Fesleğen: İnsan vücudu için sağlıklı olan fesleğen böbrek sağlığı açısından da önem taşır. Fesleğen tüketimini üst düzeyde tutarak böbrek taşı oluşumunu engelleyebilirsiniz. Aynı zamanda böbrek taşının vücuttan atılması da fesleğen tüketerek mümkün olabilir. Salatalarda kullanarak ya da fesleğen çayı yaparak fesleğen tüketimini gerçekleştirebilir. Fesleğen çayının yalnızca ay tüketilmesi önerilmektedir.

Böbrek Taşına İyi Gelen Bitki Çayları ve Tarifleri

Haberin Devamı

Limon suyu: C vitamini bakımından zengin olan limon böbreklere de iyi gelir. Limonu direkt olarak yiyerek ya da suyunu içerek tüketebilir ve bu sayede böbrek taşını daha kolay düşürebilirsiniz.

Kereviz suyu: Böbrek ağrılarını kereviz suyu tüketerek gidermek mümkün olabilir. Şifa deposu olan kereviz suyu özellikle böbrek ağrısı çeken kişilere önerilen bir sudur. Böbrek yollarında oluşan iltihaplanmalar ve taş oluşumlarına bağlı olan böbrek ağrılarını kereviz suyu ile doğal bir şekilde geçirmek mümkündür.

Fesleğen suyu: Bitkisel sulardan biri olan fesleğen suyu böbrek ağrıları için etkili bir sıvıdır. Kaynar suyun içerisine bir demet fesleğen suyu eklemek ve demlenmesini beklemek gerekir. Evde bunu kolay bir şekilde yaparak günde iki kez tüketebilir ve böbrek taşına bağlı ağrıları yok edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Su: Böbreklerin temizlenmesi için en sağlıklı ve doğal yöntem bol sıvı tüketmenin yanı sıra bol su içmektir. Gün içerisinde bolca su içerek böbrek ağrılarını azaltabilir ve böbrek taşını da daha kolay düşürebilirsiniz. Suyun birçok faydası olduğu gibi böbrek için de su tüketimi önemli bir detaydır.

Sıcak su torbası: Böbrek ağrısı ve Böbrek taşı düşürme durumunda sıcak su torbası kullanarak ağrıları azaltmak ve daha kolay böbrek taşı düşürmek mümkündür.

Böbrek taşı, idrarınızdaki kimyasal ve minerallerin sertleşerek kristalize olduğunda oluşan katı kütlelerdir. Böbrek taşları boyut olarak oldukça değişken olabilirler. Bazı böbrek taşı formları bir nokta gibi küçücük olabilir. Bazıları ise birkaç santim arasında büyüyebilir. Bazı durumlarda böbrek taşı böbreğin tamamını kaplayacak boyutta olabilir.

Böbrek taşı oluşumu birçok nedene sahiptir ve böbreklerden mesaneye kadar idrar yolunun herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Çoğu zaman, idrarın konsantre hale gelmesiyle minerallerin kristalleşmesi ve birbirlerine yapışması sonucu oluşur.

Böbreklerde oluşan taşların;

Böbrek Taşı Ne Sıklıkla Görülür?

Ülkemiz taş hastalığının sık görüldüğü bir ülkedir. Ülkemizde yaşayan her kişinin ’ü bu hastalıktan muzdariptir.

Böbrek taşları eskiden erkeklerde daha sık görülürdü, günümüzde ise dünyanın her yerinde böbrek taşlarının kadınlarda görülme sıklığı arttı. Türkiye'de erkek ve kadınlarda böbrekte taşı görülme oranı eşittir.

Böbrek Taşı Sebepleri Nelerdir?

Böbrek taşı oluşumuna nelerin sebep olduğunu tam olarak bilmiyoruz, ancak bazı yaşam tarzı ve sağlık faktörleri bunları geliştirme olasılığınızı arttırabilir. Örneğin:

Böbrek Taşı Belirtileri Nelerdir?

Böbrek taşları, böbreğiniz içinde hareket edene veya üretere (idrar kanalı) girene kadar herhangi bir şikayete neden olmayabilir. Her 10 hastanın birinde ağrı olmaz.

Eğer taş kanala girerse veya böbrekte şişmeye neden olursa, aşağıdaki belirtileri ve semptomları yaşayabilirsiniz:

Böbrek Taşı Düşürme

Böbrek içinde oluşan taşlar daha sonra zamanla üretere geçer. Üreter, böbreği mesaneye bağlayan ve idrarın akmasını sağlayan kanaldır.

Küçük boyutlu taşlar (<5 mm) genellikle doğal olarak üretere düşebilir, ancak yukarıdaki belirtilere neden olarak daha büyük taşlar üreterde sıkışabilir.

Böbrek Taşı Düşmesi Ne Kadar Sürer?

Bir taşın düşmesi için ne kadar süre bekleyeceğinizi belirleyen birden fazla faktör vardır.

Taşın büyüklüğü

Taşın büyüklüğü doğal olarak taşın düşüp düşemeyeceği konusunda önemli bir faktördür. 4 milimetreden (mm) daha küçük olan taşların yüzde 80'i kendiliğinden geçerler.

4–6 mm olan taşların bir tür tedavi gerektirme olasılığı daha yüksektir, ancak yaklaşık yüzde 60'ı doğal olarak kendiliğinden düşer.

6 mm'den büyük taşlar genellikle tıbbi tedaviye ihtiyaç duyarlar. Sadece yüzde 10 civarında doğal olarak düşerler.

Taşın yeri

Taşların kendiliğinden düşüp düşmeyeceğinde ana faktörlerden birisi de, üreterdeki taş konumudur.

Üreterin mesane ile birleştiği yere yakın olan taşların kendiliğinden düşme olasılıkları daha yüksektir. Araştırmalar bu taşların yüzde 79'unun kendi başına düştüğünü göstermektedir. Üreter sonunda mesaneye daha yakın olan taşlar için bu taşların yaklaşık yüzde 48'i herhangi bir tıbbi tedavi olmaksızın geçer.

Böbrekteki şişme düzeyi (Hidronefroz)

İdrar kanalından taş düşerken, oluşturduğu tıkanıklığa bağlı olarak böbrek içinde basınç artışı olur. Böbrekte basınç artışı sonucu böbrek genişler.

Taşları Daha Hızlı Düşürmenin Bir Yolu Var Mı?

Ürik asit taşları eriyebilen taşlardır. Ne yazık ki tüm böbrek taşı hastalarının % ini oluşturur. Eğer doktorunuz sizde ürik asit taşı olduğunu düşünüyorsa ilaç tedavisiyle taşınızı eritebilir.

Taşınız düşebilecek büyüklükteyse, yani 5 mm den küçükse; düşürülmeye çalışılabilir. Bol su içmek (günde en az 3 litre), sıcak küvete oturmak, ağrı kesiciler ve prostat ilaçları taş düşürmek için önerilen yöntemlerdir. Bunların dışında bitkisel tedavilerde (Gilaburu suyu; Rovatinex) taş düşürmede yardımcı olabilir.

Böbrek taşı düşürmeye çalışmak üroloji uzmanı kontrolünde yapılmalıdır. Büyük bir taşı düşürmeye çalışmak, böbreğinizi kaybetmenize neden olabilir.

Taşı düşürmeye çalışırken idrar yollarınızdaki tıkanıklığa bağlı ateş yükselmesi hatta ciddi böbrek enfeksiyonu olabilir. Bu durumda hemen hastaneye gidip bir üroloji uzmanı tarafından değerlendirilmeniz gerekir.

Böbrekteki taşı düşürmeye çalışmak çok ağrı verici olabilir. Ağrı kesici ilaçları kullanmak taş düşürmeyi hızlandırmaz, ancak taş hareket ettikçe oluşan ağrıyı hafifletir ve sizi daha rahat ettirebilir. Bir ısıtma yastığı veya sıcak su torbası da taş düşürmeye yardımcı olabilir. Öte yandan ağrınızın olması vücudun önemli bir uyarı mekanizmasıdır. Taş düşürürken ağrınız geçtiyse; ya taşı düşürmüş yada böbreğinizin çalışması durmuş olabilir. Taşı düşürdüğünüzden emin olmak için mutlaka doktor kontrolünden geçin.

Her insanın idrar kanallarının çapı ve elastikiyeti farklı olabilir. Bazı taş hastaları mm taşları da düşürebilir fakat insanların sadece %5’i bu kadar şanslıdır. Bu yüzden 5 mm üzerindeki taşları doğal yolla düşürmeye çalışmanızı ÖNERMİYORUZ!

Böbrek Taşı Tedavisi

Hasta için uygun böbrek taşı tedavisi seçilirken böbrekteki taşın türüne göre karar verilir. Tedavi seçeneklerinden birine karar vermek için idrar testleri ve görüntüleme testleri yapılabilir.

Böbrek taşının tedavisinde hastaların dikkat etmesi gereken en önemli şey yeterli miktarda sıvı tüketmektir. Günde bardak su içmek idrar akışını artırır ve taşların doğal yollardan atılmasını kolaylaştırır. Böbrek taşlarının tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri şunları içerir:

1- İlaç Tedavisi

Böbreklerde oluşan taşların tedavisinde ağrı kesici ilaçlar ve narkotik etkili ilaçlar kullanılabilir. Hastadaki enfeksiyonun tedavisi için antibiyotikler kullanılır. İlaç tedavisinde doktor kontrolünden sonra taşın oluşum nedenine ve türüne göre ilaçlar tavsiye edilir.

Ürik asit taşlarının tedavisinde allopurinol, kalsiyum taşlarında tiazid diüretikler, kalsiyum taşlarında fosfor çözeltileri uygulanır. 

2- Taş Kırma

Ekstrakorporeal şok dalgası litotripsi (ESWL) yönteminde büyük taşları parçalamak için ses dalgaları kullanılır. Parçalanan taşlar doğal yollarla daha kolay atılır. ESWL prosedürü hastada bazı komplikasyonlara neden olabilir,  sırt ile karında morarmalar ve böbrek çevresinde kanamalar gibi.

3- Tünel Cerrahisi (Perkütan Nefrolitotomi)

Doktor, böbrek taşlarına ulaşmak için hastanın sırtında küçük bir kesi açar ve buradan girerek böbrekteki taşları parçalar. Taş, tıkanmalara, enfeksiyonlara sebep oluyor ve böbreklere zarar veriyorsa bu yöntem tercih edilir. Taşın doğal yollardan atılması mümkün değilse de perkütan nefrolitotomi tercih edilir.

Tedavi sürecinine henüz başında iken doktor derhal perkütan nefrolitotomi önererek taşın alınmasını isteyebilir. Bu demektir ki, böbrekteki taşın başka yollarla düşürülmesi mümkün değildir. Taşın boyutu 6 mm'den fazladır.

4- Üreteroskopi

Böbrekten düşen taş hastanın üreterine yada mesanesine takılı kalabilir. Bu takılan taşın alınması için üreteroskop isimli bir alet kullanılır.

Üreteroskop ucunda kamera takılı bir teldir. Bu tel hastanınn üreterinden mesaneye kadar uzatılır. Takılı kalan taş yakalanıp tutularak alınır.

Artık böbrek taşlarının tedavisinde açık cerrahi ile ameliyat yapılmamaktadır ve önerilmemektedir.

Böbrek taşı tedavisinde ses dalgasıyla taş kırma (ESWL) en fazla 3 kez denenmelidir. ESWL masum ve zararsız bir tedavi değildir.

Hangi yöntemle tedavi yapılırsa yapılsın; tedaviye başlamadan önce idrar kültürü yapılarak hastada idrar yolu enfeksiyonu olmadığı kanıtlanmalıdır.

Böbrek taşı tedavi yöntemleri nelerdir?

Gün içerisinde yeterince sıvı almamak, genetik faktörler, aile öyküsü, yaş, cinsiyet, ırk, az hareket veya hareketsizlik ve diyet gibi faktörlerin oluşum riskini artırdığı böbrek taşı nasıl tedavi edilir? İşte böbrek taşı tedavi yöntemleri..

Yayınlanma:

Böbrek taşı tedavisi </p>
            <span class=nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir