böbrekte lezyon / Böbrek Kanseri Belirtileri, Tanısı, Evreleri ve Tedavisi

Böbrekte Lezyon

böbrekte lezyon

Böbrek Tümörleri ve Tedavisi

BÖBREK TÜMÖRLERİ ve TEDAVİSİ

            Böbrekler karın arkasındaki boşluğun üst kısımlarında sağ ve solda yerleşmiş fasülye şeklinde, yaklaşık 150 gram ağırlığında, 12x6x3 cm ebatlarında organlarımızdır. Görevleri vücutta oluşmuş zehirli maddeleri idrarla beraber atmak, vücuttaki su ve elektrolit dengesini sağlayan bir organımızdır. Böbrek fonksiyon bozukluğuna kronik böbrek yetmezliği denir. Tedavi edilmez ise hasta yaşamını yitirir. Bu durumda tedavi diyaliz yada böbrek naklidir.

            Böbreğin kötü huylu tümörleri ikiye ayrılır. İdrarı yapan kısmından gelişen böbrek hücreli kanser ve böbreğin havuzcuk kısmından kaynaklanan değişici epitel hücreli kanserlerdir. Böbreğin kötü huylu kanserlerinin çoğunu böbrek hücreli kanser oluşturur. Değişici epitel hücreli kanserler, mesane kanserinin böbreğin havuzcuk kısmında yada üreter dediğimiz idrar yolundan gelişmiş kanser tipindendir. Mikroskopik olarak mesane kanseri ile aynıdır ve mesane kanserinin özelliklerini gösterir. 

            Adenom, onkositom, anjiyomyolipom kanser olmayan iyi huylu böbrek tümörleridir. Böbreğin iyi huylu tümörleri çok nadirdir. Ancak kesin tanı konulana kadar böbrekte görülen kitleler kanser olarak kabul edilmelidir. 

            Böbrekte tesadüfi olarak en sık rastlanan kitleler böbrek kistleridir. 50 yaşın üzerinde her üç kişiden birisinde basit böbrek kistleri görülebilir. Bu basit kistler kanser değillerdir ve kanserleşmezler. Ancak bazı böbrek kanserleri kistik kanser şeklinde başlayabilir yada sonradan kistik hale gelebilirler. Kistin tomografideki görüntülerini inceleyerek basit kist yada kanserli kist olduğunu anlarız. Bu şekilde basit kist ise takip edilir, kanserli bir kist görüntüsü varsa ameliyat edilir.

            Böbrek kanseri tanısı için tıp kitaplarında klasik üçlü olarak bilinen idrarda kanama, yan ağrısı ve ele gelen şişlik vakaların ancak %10-15 inde görülür. Vakaların çoğunluğu başka nedenlerle yapılan görüntüleme yöntemlerinde tesadüfen tespit edilir. Böbrek kanserlerinin %75 i tesadüfen tespit edilir. Genelde ultrasonografi ile  tespit edilen solid kitle mr ve tomografi ile daha ayrıntılı değerlendirilir. Hastaların daha az kısmında tümörün büyüyüp basıya bağlı yada metastaza bağlı semptomları ile karşımıza çıkar.

Böbrek kanserleri ürogenital kanserler içerisinde prostat ve mesane kanserinden sonra 3. Sıklıkta görülen tümörlerdir. Böbrek kanserleri tüm yetişkin kanserlerin %3’ünü oluşturur. Erkeklerde kadınlara göre iki kat daha fazla görülür. 50-60 yaş arası en çok görüldüğü dönemdir. Gelişmiş ve endüstrileşmiş ülkelerde daha sık görülür. Dünyada her yıl 100 binden fazla insan böbrek kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünyada son on yılda böbrek kanseri görülme sıklığı artmıştır ve artmaya da devam etmektedir. Buna rağmen böbrek kanserinden ölüm oranı gelişen teknoloji ve gelişen tıp sayesinde düşmüş ve düşmeye de devam etmektedir.

            Böbrek kanseri çok sinsi seyreden bir hastalıktır. Hiçbir şikayet yapmadan büyük hacimlere ulaşabilir. Büyük hacimlere ulaştığı zaman kitle, yan ağrısı ve kanlı idrar yapma klasik kitaplarda yazan üçlü böbrek kanseri semptom triyadıdır. Eskiden bu şekilde fizik muayene bulguları olurdu. Çünkü hastalık çok ileri hale geldiği zaman tespit edilebilirdi. Ancak gelişen teknoloji, insanların bilinçlenmesi, tarama tetkiklerinin artması, check up programlarının artması ile hastalık çok erken halde tespit edilebilmektedir. Bu yüzden böbrek kanseri gelişen hastalarda artık bu şikayetleri görmüyoruz. Çünkü böbrek tümörleri artık küçük hacimde iken tesadüfen yakalanmaktadır. Bu yüzden böbrek tümöründen şüphelenmek için hastada bir semptom ve şikayet olması gerekmiyor.

            Sigara içimi, obezite ve hipertansiyon, kronik böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyaliz tedavisi gören hastalar, fenasetin içeren ağrı kesiciler, asbest ve kadmiyum işinde çalışanlar, ailesel yatkınlığı olanlar böbrek kanserinin sebepleridir. Hemodiyaliz gören hastalarda 8-10 yıl geçtikten sonra bu risk ortaya çıkabilir. Genetik geçişli böbrek kanserleri tuberoskleroz ve von-hippel lindau hastalığı gibi hastalıklarla beraber bulunur. Ancak genetik geçişli hastalıklar çok sık görülmez,  tüm böbrek kanserlerinin %5 ini geçmez. Genetik geçişli hastalıklara bağlı böbrek kanserleri 40 yaşından önce başlayabilir ve her iki böbreği tutabilir, aynı böbreğin değişik yerlerinde birden çok odaklarda başlayabilir. Böyle böbrek tümörü tespit edilenlerde genetik geçişli hastalıklar yönünden hasta araştırılmalıdır. Bu tip tümörler daha agresifdir ve seyirleri daha kötüdür bu tip tümörlerde mümkünse parsiyel nefrektomi yapılmalıdır.

            Böbrek tümörleri sinsi büyüyen tümörlerdir. Büyük hacimlere ulaşana kadar hiçbir bulgu vermeyebilir. Tümör hacminin büyük olduğu böbrek tümörlerinde paraneoplastik sendrom denilen bir sendrom yapabilme özelliğine sahiptir. Büyümüş tümör hacmi fizyolojik işlevi olan hormon benzeri maddeler üretip bu maddeleri kana vererek vücutta bu maddelere bağlı değişikliklere sebep olabilirler. Bunlar kanda kalsiyumun aşırı artması, kansızlık veya kan hücrelerinde aşırı artış, metastaz olmadan karaciğerin fonksiyonlarında bozulma başlıcalarıdır. Bazen böbrek tümörü bu hastalıkların sebebini araştırırken ortaya çıkabilmektedir.  Böbrek kanserinin diğer bir özelliği böbrek toplardamarına, oradan vücudun ana toplardamarına hatta daha da büyüyerek kalbin sağ odasına kadar ilerleyen tümör trombüsü dediğimiz tümör pıhtısı yapabilme özelliğine sahiptir.

            Çocuklarda da böbreğin kötü huylu tümörü görülebilir. Bu tümörlere Wilms tümörü veya nefroblastom adı verilir. Cinsi,  büyüklerde görülen böbrek tümörlerinden farklıdır. En sık görüldüğü yaş 2-4 yaş arasıdır.

            Böbrek kanserleri en sık akciğere yayılım yapar. Tümör hacmi büyüdükçe metastaz yapma riski artar. Akciğer, bölgesel lenf bezleri, karaciğer, beyin ve kemikler böbrek kanserinin metastaz bölgeleridir. Ancak böbrek kanserinin bir özelliği de nefrektomi yapılsa bile hiç beklenmedik zamanlarda hiç beklenmedik bir organda metastaz potansiyelinin her zaman olmasıdır. Diğer kanserlerde tedaviden sonra hasta hastalık belirtisi olmadan 5 yıl geçirdiği zaman artık hastalıktan kurtulduğu düşünülür. Ancak böbrek kanserleri için farklıdır. 20 yıl hastalıksız geçen bir süreden sonra hiç tahmin edilmeyen ve beklenmeyen bir organda metastaz çıkabilir.

            Böbrek tümörlerinde diğer organ tümörlerinde olduğu gibi biyopsinin yeri yoktur. Ancak sınırlı ve radyolojik olarak tam tanı koyulamayan vakalarda yapılabilir. Kanser tanısı tomografi veya MR da görünen görüntüye göre konulur.

            Böbrek kanseri doğal seyrine bırakılırsa ölümcül bir hastalıktır. Ancak tarama testlerinin yaygınlaşması ve check up protokolleri ile hastalık erken tespit edilmekte ve cerrahi ile hastalar tam şifa bulmaktadırlar.

            Böbrek kanserinin tek tedavisi cerrahidir. Cerrahinin şekli tümörün büyüklüğü ve lokalizasyonuna bağlıdır. Büyük tümörlerde böbrek tamamen çıkarılır. Bu ameliyata radikal nefrektomi ameliyatı denilir. Küçük tümörlerde ve yerleşim yeri uygun olan tümörlerde sadece tümörlü bölge çıkarılır ve böbreğin geri kalan kısmı bırakılır. Bu ameliyata parsiyel nefrektomi denilir. Her iki ameliyatta açık, laparoskopik ve robotik olarak yapılabilir. Bu hastanın genel durumuna ve cerrahın tecrübesine bağlıdır.

            Cerrahi tedavi sonucunda çıkarılan materyal patolojiye gönderilir. Çıkarılan parça incelenerek kanserin tipi ve evresi belirlenir. Bu tipe göre hastaya başka tedavi yapılıp yapılmayacağı ve kontrollerin ne sıklıkta yapılması gerektiği hakkında bilgi verir.

Hastalığın evreleri şunlardır:  

Evre 1 de tümör 7 cm çapında veya daha küçüktür. Diğer organlarda tutulum yoktur

Evre 2 de kanser 7 cm den büyüktür ancak böbrek içinde sınırlıdır. Diğer organlarda tutulum yoktur

Evre 3 de kanser bölgesel olarak yayılmıştır. Böbrek üstü bezine, böbrek toplar damarına, bölgesel lenf bezlerine yayılmıştır. Uzak organlara gidememiştir. Bu evrede tümör her boyutta olabilir.

Evre 4 de kanser artık başka uzak organlara yayılmıştır. Akciğer, kemik, karaciğer, beyin e metastaz olur.

Ameliyattan önce bu evreleme radyolojik tetkiklerle yapılırsa klinik evreleme

Ameliyattan sonra bu evreleme patolojik incelemeye göre yapılırsa patolojik evreleme ismi verilir.

            Tümör hücrelerinin saldırganlığını gösteren derecelendirme sistemi de mevcuttur. Buna Fuhrman derecelendirme sistemi denilir. Bu sistemde tümör hücreleri 1 den 4 e kadar grade lendirilir. En az saldırgan hücre tipi grade I, en fazla saldırgan hücre tipi ise grade IV dür.

            Böbrek tümörlerinde diğer tümörlerde olduğu gibi kemoterapi ve radyoterapi etkili değildir tedavide bunların yeri yoktur. Ameliyatı kaldıramayacak hastalarda ve seçilmiş hastalarda radyofrekans ablasyon, kriyoterapi diğer bir tedavi seçenekleridir.

            Eğer hastanın genel durumu iyi ise bu hastalarda da böbrek alınmalıdır, ancak burada böbreğin alınması hastayı hastalıktan kurtarmaz sadece sürviyi artırır. Buradaki amaç kanserin dağıldığı pirimer odağın vücuttan atılmasıdır. Bu sayede metastazlardaki büyümenin de yavaşlayacağı ve bu sayede sürviyi artıracağına inanılmaktadır.

            Ayrıca bu hastalarda sadece semptomları azaltmaya yönelik hormon tedavisi (progesteron), vücut direncini artırıcı tedavi interferon ve interlökin II kullanılmaktadır. Bu tedavilerin yan etkileri çok fazladır. Hasta sürvisini sadece ortalama 3 ay artırdığı bildirilmektedir. Ayrıca çok pahalı tedavilerdir. Yan etkileri, hastanın genel durumu göz önüne alınarak yarar zarar oranı iyi değerlendirilerek bu hastalara bu tedaviler verilebilir.

            Havuzcuk kısmından gelişen tümörlerin tedavisi tümör büyükse nefroüreterektomi dediğimiz böbreğin ve üreter dediğimiz böbrek ile mesane arasındaki idrar yolunun çıkarılması şeklinde yapılır. Daha küçük tömürlerde ise endoskopik olarak böbreğin havuzcuk kısmına girilerek lazer ile tümörün yakılması şeklinde yapılır.

            Böbrek alındıktan sonra kalan tek böbrek hastada herhangi bir şikayete sebep olmaz, hayat kalitesini azaltmaz veya hayatında kısalmaya sebep olmaz. Kaldı ki tek böbrekli doğan bir çok insan vardır. Bunlar tek böbrekli olduğunu bile bilmeden normal iki böbrekli insanlar gibi yaşarlar. Hastaya ameliyattan sonra tümör takibi yapılırken aynı zamanda periyodik aralıklarla kalan böbreğinin fonksiyonları üroloji uzmanı tarafından takip edilmelidir. Kalan böbreğini koruması için bilgilendirilmelidir.

            Kronik böbrek yetmezliğinin en önemli sebebi hipertansiyondur. Bu hastalarda tansiyon kesinlikle yükselmemelidir. Yüksek tansiyon bu böbreğin fonksiyonlarının bitmesine ve hastanın diyaliz hastası olmasına sebep olur. Tansiyon ilacı kullanıyorsa düzenli olarak alması, kullanmıyor ise uygun bir tansiyon ilacı başlanması gerekir. Evinde de kendi tansiyonuna bakabileceği bir tansiyon aleti bulundurması ve sık sık tansiyonuna bakması gerekir. Bunun yanında gereksiz ve böbreğe zarar veren ilaçlardan kaçınması gerekir. İlaç kullanması gerektiği zaman, bu ilaçların kalan böbreğine zararlı olup olmadığını ameliyatını yapan doktoruna danışması gerekir. Diyabetli ise ilaçlarını düzenli kullanması ve kan şekeri değerlerine sık sık bakması gereklidir. Diyabetli değilse kontrollerde böbrek fonksiyonları ile beraber açlık kan şekeri seviyelerine de bakılması gerekir.

            Takip için hastalar ameliyattan sonra ilk yıl üç ayda bir daha sonra altı ayda bir üroloji uzmanına gelmesi gereklidir.

            Sonuçta böbrek kanseri çok sinsi seyreden bir hastalıktır. Hiçbir bulgu vermeden hiçbir şikayet yapmadan büyük boyutlara ulaşabilen bir tümör cinsidir. Erken yakalandığı zaman hasta bu hastalıktan tamamen kurtarılabilir. Bu hastalığın tek tedavisi üroloji uzmanı tarafından tümörün büyüklüğüne göre böbreğin tamamının veya bir kısmının ameliyatla alınmasıdır. Böbrek kanserleri için alternatif tedavi veya bitki tedavi diye bir şey yoktur. Bunlar tedavi değildir. Bunlarla tedavi olduğunu zannedenler zaman kaybederler, bu sürede tümör büyür ve başka organlara sıçrar, hastanın tam şifa bulması imkansız hale gelir.

                                                                                   Prof. Dr. Mete Kilciler

                                                                                   Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi

                                                                                   Üroloji Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi

                                                                                   VM Medicalpark Bursa Hastanesi

                                                                                   Üroloji Uzmanı

                                                                                   0.538.6920596

[email protected]

Böbrek Kanseri

Böbrek kanseri, mesane ve prostat kanserleri ile birlikte en yaygın olarak görülen ürolojik kanserlerden biridir. Genel olarak erken evrede belirti göstermemesi nedeniyle, teşhis çoğu vakada geç konsa da idrarda kan görülmesi gibi yaygın semptomlar ayırt edici olabilir. Erken dönemde tanı konan hastalarda cerrahi yöntemlerin yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Böbrek Kanseri Nedir?

Karnın üst arka kısmında yer alan böbrekler, vücutta iki adet bulunan, sırt kasları ve kaburga kemikleri sayesinde korunan ve kandaki yabancı maddeleri süzerek idrar üreten organlardır. Görevi vücuttaki fazla tuz gibi mineralleri ve suyu temizlemek olan böbreklerde kötü huylu tümörlerin büyümesi böbrek kanseri olarak adlandırılmaktadır.

Böbrek Kanserinin Türleri Nelerdir?

Tıpta böbrek hücreli karsinom olarak da bilinen böbrek kanseri, genel bir tanımdır. Böbrek kanserinin en yaygın görülen türü renal hücreli kanserdir. Renal hücreli karsinom (RHK) olarak da bilinen böbrek kanseri türü tüm vakaların ortalama %90’ını oluşturmaktadır. Bu türde genel olarak tek böbrekte tek bir tümör oluşumu gözlense de bazı durumlarda tek böbrekte birden çok tümör ya da iki böbrekte de tümör görülür. Bu tür iki alt gruba ayrılır.

Berrak Hücreli Karsinom

Kanserli hücrelerin şeffaf ve berrak görünümünden adını alan bu alt tür, genel olarak Evre I ve Evre II’de teşhis edilir. İlerleyen dönemlerde ise akciğer ve karaciğer gibi yakın çevrede bulunan organlara metastaz yapabilir. Renal hücreli karsinom vakalarının büyük çoğunluğunu berrak hücreli karsinom oluşturur.

Papiller Renal Hücreli Karsinom

Genel olarak Evre I ve Evre II’de teşhis edilen papiller renal hücreli karsinom, genetik yatkınlık ya da kalıtsal hastalıklardan ziyade, daha çok böbrek yetmezliği ya da renal kisti bulunan hastalarda görülür. Erken evrede teşhisin kolay olması sayesinde toplam vakalarda hayatta kalma oranı yaklaşık %90’dır. Bu anlamda tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir.

Bu türlerin yanı sıra renal hücreli karsinomun nadir görülen alt türleri de vardır. Nadir görülen bu türler arasında en sık rastlanan kromofob renal hücreli karsinomda başarı oranı, papiller ve berrak hücreli karsinoma oranla çok daha yüksektir. Yetişkinlerde multiloküler kistik renal hücreli kanser, değişici epitelyum hücreli kanser, kanal karsinomu; çocuklarda ise renal sarkom ve nefroblastom gibi %1’in altında görülen renal hücreli karsinom alt türleri de bulunur.

Böbrek Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Böbrek kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte risk faktörleri aşağıdaki gibidir:

    • Kalıtımsal faktörler
    • Aşırı kilo (obezite)
    • Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
    • Sigara kullanımı
    • Kimyasal maddelere maruz kalmak
    • İleri yaşta erkek olmak
    • Genetik hastalıklar
    • Böbrek yetmezliği
    • Aşırı radyasyona maruz kalmak

İleri yaş, böbrek kanserine yakalanma olasılığını oldukça artırmaktadır. Yapılan araştırmalar bu hastalığın çoğunlukla 50-60 yaş üzeri bireylerde ortaya çıktığını gösterir. Aynı zamanda, hastalık erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha yaygın şekilde görülür. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı da bu hastalığın oluşma riskini kayda değer derecede artırır.

Tuberöz Skleroz Kompleksi, Birt Hogg Dube (BHD) ve Von Hippel-Lindau gibi kalıtımsal hastalıklara sahip olanlarda ve ailelerinde böbrek kanseri öyküsü bulunanlarda da risk daha yüksektir. Bununla birlikte, kadmiyum ve asbest gibi kimyasallara maruz kalan petrol, çelik, tekstil gibi endüstri çalışanlarının da böbrek kanserine yakalanma olasılığı bulunur.

Hem tedaviler sırasında hem de farklı bir nedenle yoğun radyasyona maruz kalan bireyler ve düzenli diyalize giren böbrek yetmezliği hastaları da risk grubunda yer alır. Aynı zamanda, sağlıklı bireylere oranla hipertansiyon hastalarının böbrek kanserine yakalanma olasılığı da üç kat daha fazladır.

Böbrek Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Böbrek kanserinin yaygın olarak görülen belirtileri şu şekildedir:

    • İdrarda koyu kırmızı ya da kahverengi kan görülmesi (hematuri)
    • Yorgun ve halsiz hissetmek
    • İştahsızlık ve kilo kaybı
    • Bel bölgesinde şişlik
    • Karın bölgesinde elle hissedilen şişlik ya da kitle
    • Ani gelişen ve nedeni bilinmeyen bel ağrıları
    • Kansızlık
    • Nedeni belli olmayan yüksek ateş

Hematuri, böbrek kanserinin erken ve yaygın belirtilerinin başında gelir. Bu belirtiler böbrek taşı ya da idrar yolu enfeksiyonu gibi diğer rahatsızlıklarda da görülse de erken teşhis için tüm belirtilerin dikkate alınması önemlidir.

Özellikle bel bölgesinde görülen ağrılar yüksek olasılıkla böbrek kanserinin ileri bir seviyede olduğuna işaret eder. Tedavinin başarılı olabilmesi için kanserin ağrı gibi ileri seviye semptomlardan önce teşhis edilmesi büyük önem taşır. Bu nedenle başta idrardan kan gelmesi olmak üzere karın ve bel ağrısı ile sindirim sistemi şikayetlerinde mutlaka bir hekime danışmak gereklidir. Bu belirtilere bağlı olarak yapılan tetkikler sayesinde çoğu böbrek kanseri teşhisi tesadüfen konmaktadır.

Böbrek kanserinin belirti vermeden ileri seviyeye geldiği ve metastaz yaptığı bazı durumlarda farklı belirtiler de görülür. Kanserli hücrelerin yayıldığı bölgelere göre nefes darlığı, kemiklerde ağrı, bilinç kayıpları, baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda akciğer, kemikler ve beyin gibi bölgelere metastazdan şüphelenilir.

Böbrek Kanseri Evreleri

Böbrek kanserine işaret eden lezyonun belirlenmesinin ardından, BT ve diğer görüntüleme yöntemleri ile kanserin evresi belirlenir ve kanserli hücrelerin yayılım alanına göre tedavi planı yapılır.

Evre I

Bu evrede yalnızca böbrek içinde bulunan tümörün boyutu 7 cm'den küçüktür. Genellikle hastalarda herhangi bir belirtinin görülmediği bu evrede tümörün büyüme hızı yavaştır.

Evre II

Genel olarak böbrek içinde bulunan tümör, bazı durumlarda böbrek çevresindeki dokularda da görülebilir. Tümörlerin boyutları 7 cm'den büyüktür.

Evre III

Kanserli hücrelerin böbrek dışına ve lenf nodlarına doğru yayılmaya başladığı bu evrede, tümörün boyutları belli değildir. Bu evredeki hastalarda ağrı ve ateş gibi belirtiler görülebilir.

Evre IV

Metastazın görüldüğü bu evrede, kanserli hücreler böbrek dışındaki dokular ve pek çok lenf nodunun yanı sıra karaciğer, akciğer ve kemikler gibi bölgelere de yayılmıştır. Vücudun böbrek dışındaki alanlarına yayılan tümör, hastalarda ağır rahatsızlıklara neden olabilir.

Böbrek Kanserinde Nasıl Tanı Konur?

Böbrek kanseri teşhisinde öncelikle hastaların tıbbi öyküsü dinlenir ve fiziki muayene yapılır. Doktor, fiziki muayene sırasında genellikle karın bölgesinde ve böbrek çevresinde elle hissedilen bir kitle olup olmadığını kontrol eder.

Fiziksel muayenenin ardından kan testi, idrar tahlili ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Bazı hastaların idrarları içinde gizli kan görülebildiği için idrar tahlili yapılması önemlidir.

Görüntüleme yöntemleri ise özellikle çok küçük tümörlerin teşhisinde etkilidir. Farklı bir nedenle görüntüleme yöntemlerini kullanan çoğu hastada böbrek kanseri tesadüfen ve erken evrede teşhis edilebilir. Bu anlamda düzenli sağlık kontrolü erken teşhis için son derece önemlidir.

Böbrek kanserinin teşhisinde kullanılan görüntüleme yöntemleri ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR)’tır. Bazı durumlarda kontrast madde verilerek çekilen görüntülerin yanı sıra uzman doktorlar anjiyografi, kemik taraması, pozitron emisyon tomografi (PET), intravenöz piyelografi (IVP) ve göğüs röntgeni de isteyebilir.

Bu yöntemler sayesinde tümörün boyutları, şekli, konumu ve metastaz yapıp yapmadığı gibi bilgiler edinilir.

Böbrek Kanseri Tedavi Yöntemleri

Böbrek kanserinde tedavi planı kanserin evresi, tümörün yayılım alanı, büyüklüğü ve hastaların genel sağlık durumuna göre yapılır. Genel olarak öncelikle tercih edilen yöntem cerrahidir. Tümörün çıkarılmasını amaçlayan cerrahi yöntemler, hastaların sağlık durumlarının yeterince iyi olmaması nedeniyle uygulanamayabilir. Bu durumda ilaç tedavisi gibi alternatif yöntemlerden yararlanılır.

Cerrahi Yöntemler

Cerrahi yöntem günümüzde farklı tekniklerle uygulanmaktadır. Tedavinin amacı tümörü ya tamamen ya da kısmen çıkarmaktır. Ameliyat açık olarak yapılabilse de genellikle kapalı (laparoskopi) yöntem tercih edilmektedir.

Parsiyel ya da kısmi nekrektomi genel olarak tümör boyutlarının küçük olduğu erken evrede uygulanır. Kısmi nekrektomi 4 cm'den küçük olan tümörler için tercih edilse de bazı durumlarda ve uzman hekimlerin deneyimine göre boyutu 7 cm'e kadar ulaşan tümörlerin çıkarılması için de uygulanabilir. Bu yöntemde yalnızca tümör ya da tümörün bulunduğu bölüm çıkarılır.

Radikal nefrektomide ise böbreğin tamamı, böbreğin çevresinde bulunan dokular, lenf nodları ve böbrek üstü bezleri çıkarılır.

Kriyoablasyon ya da ablasyon yöntemi ise diğer cerrahi yöntemlerin sınırlı böbrek fonksiyonlarına yol açması ve özellikle ileri yaşta bireylerde ameliyatın riskli olması gibi durumlarda tercih edilen yeni yöntemlerden biridir. Küçük bir kesi açılması ve ardından tümörün bu kesiden çok hızlı bir şekilde dondurulmasıyla gerçekleştirilir. Genel olarak 4 cm'den küçük tümörler üzerinde oldukça etkili olan ablasyon yöntemi, yalnızca belli hasta gruplarına uygulanır.

Kanserli hücrelerin böbrekle sınırlı kaldığı bu durumlarda cerrahi yöntemlerin dışında yöntem genellikle kullanılmamaktadır. Metastaz durumunda ya da ameliyat gerektirmeyen çok küçük boyutlu tümörlerde cerrahi olmayan tekniklerden yararlanılır. Akciğer, karaciğer ve kemik dokularına yayılan kanserli hücreler için ameliyat bir seçenek olsa da cerrahi müdahaleyle birlikte kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi de uygulanabilir.

Böbrek Kanseri Ameliyatı Riskleri

Tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi böbrek kanseri ameliyatlarının da bazı riskleri bulunur. Bu riskler şu şekilde sıralanabilir:

    • Böbrek yetmezliği
    • Çevre iç organlarının, dokularının ve kan damarlarının hasar görmesi
    • İdrar yolu hasarları
    • Göğüs boşluğunda hava birikmesi

Cerrahi Olmayan Yöntemler

Böbrek kanserinin ana tedavi yöntemi cerrahidir. Çünkü, başta radyoterapi olmak üzere cerrahi olmayan yöntemler diğer kanser türlerinde etkili olsa da böbrek kanseri tedavisinde fazla etkili olmamaktadır. Bununla birlikte, özellikle metastaz görülen hastalarda bu yöntemlerden de yararlanılır.

Biyolojik tedavi olarak da bilinen immünoterapi, hastaların bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin amaçlandığı bir yöntemdir. Böbrekte bulunan sağlıklı hücrelerin dışarıdan müdahale ile güçlendirilmesiyle kanserli hücrelerin yok edilmesi amaçlanır. Bu yöntem, özellikle kanserli hücrelerin yayılma gösterdiği hastaların ortalama %20’sinde başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlar. Bu yöntemle kanserli hücrelerin daha fazla yayılmasının da önüne geçilebilir.

İlaçlı tedavi olan kemoterapi de radyoterapi gibi böbrek kanseri üzerinde kısıtlı etkiye sahiptir. Genellikle immünoterapiden yanıt alınamadığı durumlarda uygulanır. Özellikle kanserli hücrelerin böbrek dışında geniş bir alana metastaz yaptığı ileri evre hastalarda kemoterapi tercih edilen yöntemlerden biridir.

Böbrek Kanserinden Korunma Yolları Nelerdir?

Genetik faktörlere müdahalede bulunmak imkânsız olsa da bireyler çevresel faktörleri ve yaşam tarzlarını değiştirerek böbrek kanseri riskini azaltabilir. Bu hedefle alabileceğiniz önlemler şu şekildedir:

    • Sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durmak
    • Yaşa ve boya göre sağlıklı kiloda olmak
    • Düzenli egzersiz yapmak
    • Dengeli ve düzenli beslenmek
    • Düzenli uyumak
    • Takviye ilaçları doktor kontrolünde almak

Plus de 300 guitares
exposées dans notre magasin

Voir notre gamme

Et encore plus sur notre site internet !

Découvrez notre gamme DJ

Voir notre gamme

De la platine au contrôleur,
en passant par les logiciels !

Abonnez-vous à notre newsletter

Inscrivez-vous à notre liste de diffusion pour obtenir les dernières informations et promotions

  • Livraison en 48 à 72h
  • Frais de ports offert à partir de 149 €
  • Service client au 03 88 92 13 74

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir