Bomonti’deki eski bira fabrikasnda geçen hafta balayan inaat, sadece tarihi miras deil oradaki yaam biçimini de tehdit ettii için tepki çekiyor. Tepki gösterenler sonuna kadar hakllar. Hem kentin son tarihi endüstriyel yaplarndan biri zarar gördüü için, hem de son yllarda bu bölgede kvamn bulan kültürel dokuyu bozacak bir gerilim ufukta göründüü için. Hepimiz biliyoruz ki bu ykm ve inaat yapan kurum Diyanet leri Bakanl… Uzunca bir süredir bölgede tam da ad gibi, bir ‘kültür adas’ oluturan Bomontiada, hemen dibinde ina edilecek dini tesisler nedeniyle büyük baskya maruz kalacak. Artk slamc siyasetin hakimiyet kurduu Türkiye’de, bu basknn nasl sonuçlanacan ise tahmin etmek güç deil. te bu nedenlerle artk Bomonti Bira Fabrikas da içinde bulunduumuz kültürel ve siyasi iklimin, maruz kaldmz ayrmcln yeni bir kurban. Kültür Bakanl’ndan alnp Diyanet’e verilen Ayasofya gibi iktidarn tercihlerine dair bir simge…
Bomontiada açldnda nasl bir yer olacan duyuran ilk haber, bundan be yl önce Radikal gazetesinde, benim imzamla çkmt. Projenin bandaki üç isimden ikisi, Cem Yegül ve Vasf Kortun ‘yaratc kültür kampüsü’ diye tanmladklar kompleksi anlatm, ben de emalaryla filan yaymlamtm. Bu haberden hemen sonra tam da anlatld gibi faaliyete geçmiti Bomontiada. çinde daha büyük bir Babylon, Kilimanjaro adl k restaurant, Alt isimli sanat galerisi, Autoban tarafndan yönetilecek ofis ve çalma alanlar o günlerde ad belli olmayan gurme marketi ve butik bira imalathanesini de kapsayan bir elence-kültür-sanat alan… Bana projeyi anlatan, iin bandaki Pozitif ekibi artk görevde deil, Alt adl galeri Ara Güler Müzesi’ne dönütü, ilk planda olmayan bir meyhane kompleksin bir köesinde faaliyete geçti ve Bomontiada projesi irtifa kaybederek deil, tam tersine popülerliini artrarak günümüze kadar geldi. Buras baarl oldu çünkü Türkiye’nin artan muhafazakarlna, sokan elenceye ve içkiye kapatlmas eilimine kar buras korunakl bir ato gibi hemen kendi müdavimlerini oluturdu. Kemerli kapsndan girdiinizde bir tür ‘elence avlusu’na ulayorsunuz. Küçük oditoryumda bazen açk hava konserleri, film gösterimleri de oluyor ama insanlar en çok o avluda biralarn içip kendileri gibi insanlarla bir araya gelmek için oraya gidiyor. Adn tarihi bira fabrikalarndan alan Bomonti semti, her köesinden yükselen gökdelen-rezidanslar sayesinde deil ama, organik pazar, antika çars ve Bomontiadas ile ehrin yaratc insanlarn kendine çeken bir yaam alanna dönütü. te Diyanet’in bir oyunbozan gibi, pimi aa souk su misali iin içine katlmas da bu nedenle büyük tepki çekti.
Bomontiada’nn hemen yannda, geçen haftaya kadar duran metruk yaplarn örenci yurdu ve mescit yaplaca geçen yl duyulmu ve hepimiz hayretler içinde kalmtk. Meer Diyanet yllar önce buray sessiz sedasz devralm, içinde sergi ve toplant salonlar, sanat atölyeleri, kütüphane, kafe-kitapevi, örenci yurdu, mescit ve otoparkn bulunduu bir projeyi çoktan hazrlatm, izinleri alm. Projeyi çizen mimar da Gezi Park’na yaplmak istenen kla-AVM’nin mimar Halil Onur. Belediyenin hazrlad planlarda kültür alan olarak görünen bu yere hakikaten bir kültürel tesis yaplacak, ama Bomonti’de yeeren kültürün tam tersini temsil eden, slami düünceyi destekleyen bir kültür merkezi olacak bu. Duruma çoulculuk ve kültürel zenginlik gözlüüyle bakmak da mümkün olabilirdi, eer Türkiye’de uzunca bir süredir farkllklarn ortasndan fay hatlar geçmiyor olsayd. Ya da bu binay yapan Diyanet leri’nin bakan, elinde klç hutbeye çkp Atatürk’e hakaret tartmalarna konu olmasayd…
Bomonti’de yaadmz meselenin büyüü bu kültürel çatma ihtimali. Bu çatmadan kimin zarar göreceini de tahmin etmek güç deil. Ne de olsa hepimiz, yirmi yldr AKP Türkiyesi'nde yayoruz… Adeta oradaki nee birilerini rahatsz etti. Kendiliinden oluan kültürel ortam, Bomontiada’nn çevresinde saylar artan lokantalar, kafeler; bölgeyi hafta sonlar ya da akamlar urak haline getiren genç insanlar, hemen oradaki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi binasnn varlyla daha da varl hissedilen kültür-sanat atmosferi sanki bir an önce datlmas gereken bir görüntü arz etti. Üstelik o binalar Diyanet dnda bir baka bir kamu kurumunun nasl da çok istediini biliyoruz. Evet, Mimar Sinan Üniversitesi, hemen kendi yerlekesinin yanndaki bu tarihi yap kompleksini almak için aday oldu. Hatta devlet nezdinde son dakikaya kadar giriimlerini sürdürdü, ama naslsa Diyanet’i amay baaramad…
Ykmn kültür mirasnn korunmas bakmndan da sorunlu olduu aikar. Kentin endüstriyel mirasndan çok önemli bir parça kayboldu. Rekonstrüksiyon hakikaten, eski olan ykp, kartondan bir benzerini yapmann ad Türkiye’de. Eer o betonarme yaplar ayakta tutmann hiçbir baka yolu olmasa bile, incelikli bir kültürel yaklam güdülse, fabrikann d görünümünü, dokusunu yaatacak bir yöntem bulunabilirdi.
Birkaç sene sonra, Bomontiada’ya gelip giden genç-yal, kadn-erkek ya da deil, içkili ya da ayk elence ve sanat insanlar tek çk kapsnn karsndaki Diyanet Yurdu’nun talebeleriyle ayn soka hem de hiç ranatsz olmadan paylaacak. Ama acaba onlarn varlna, o binann yöneticileri de ayn rahatl gösterecek mi? te bütün mesele bu. O nedenle Bomonti’de vurulan kazma, bir tarih katliamndan çok daha fazlasn ifade ediyor. Bir yaam biçimine olan tahammülsüzlüü, Türkiye’deki kültürel farkllklar birbirine vurdurarak sürekli canl tutulmaya çallan gerilimi ve daha bizi bugün diken üstünde tutan pek çok eyi simgeliyor. Eski içki fabrikalarnn yklp, slami kültür merkezine dönütürülmesi bile tek bana iddial bir sembolizm tayor. Görülmemesi imkansz, yeni sahiplerinin de sorumluluunu artran ve buraya tamas zor anlamlar, sorumluluklar yükleyen bir sembolizm…
Diyanet işleribomontiadasiyasal İslambomonti bira fabrikası
Tüm yazılarını gösterSeyahat
İstanbul'un Kalbi Bomontiada Nerede, Nasıl Gidilir, Hangi Mekanlar Var?
Bomontiada sanat sergisi ya da açık hava konserleri, bar ve restoranlarıyla kültür merkezine çevrilmiş ünlü bir bira fabrikasıdır. Bomonti Ada, İstanbul'un Şişli ilçesinde yer alan bir proje ve yaşam alanıdır. Bu bölge, Türkiye'nin en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul'un merkezi bir konumunda bulunur ve tarihi Bomonti Bira Fabrikası'nın yeniden değerlendirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Eğer siz de İstanbul'da yaşıyor ya da gezmeye gidecekseniz Bomontiada'yı görmenizi öneriyoruz.
İşte Bomontiada'da gidebileceğiniz mekanlar
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Pozitif tarafından ’da progresif müziğin en iyi örneklerini İstanbul’un en yükselen bölgesinde müzikseverlerle buluşturma hedefiyle açılan Babylon, şehrin müzik anlayışını değiştirdi. Hem yerel hem de uluslararası müzik kültürünü yaşatan bir merkez haline geldi. Babylon, ’te yeni bir kültürel dönüşüm başlatmak ve kitlesini teknolojik altyapısı güçlü, çok amaçlı canlı performans merkezinde ağırlamak için bomontiada’ya taşındı. Katılımcılarını farklı sesler, yeni fikirler, yeni keşiflerle buluşturan Babylon’un programı her zaman olduğu gibi her türden müziğin en iyi yerli ve yabancı temsilcilerini ağırlıyor. Ulaşım Bilgileri: Toplu Taşıma: Osmanbey metro istasyonunda, Rumeli Cad. yönlendirmesini takip edip, Osmanbey-Bomonti çıkışından 15 dk’lık yürüyüş ile Babylon’a ulaşabilirsiniz. Otopark Bilgileri: Bomontiada çevresindeki ücretli otopark alternatiflerini tercih edebilirsiniz. Vale: Bomontiada Vale Parking hizmetinden faydalanabilirsiniz.
Bomontiada bizim için bir nevi Nuhun gemisi. ların başındaki Beyoğluna dair sevdiğimiz ne vardıysa, her birinin bir numunesi alınarak, kompakt bir versiyonunun kurulduğu yer.
Emek Sineması yok ama Başka Sinemanın küratörlüğünde harika açık hava sineması var,
Asmalımescitteki o civcivli meyhaneler sokağı yok ama Galatadaki Kivanın daha kalantor bir menü ile açtığı yeni şubesi var,
Dizi dizi galeriler, müzeler yok ama en kült fotoğraf makinası markası Leicanın, Ara Güler Müzesi ve Arşivi ve Alt Sanatın mekanı var,
Robinson ve Ada gibi kitapevi cafeler yok ama fotoğrafçılık ile özdeşleşmiş (ve çok güzel salatalar yapan!) Monochrome var,
Beyoğlunun azınlıklarından kalan nakış gibi işlenmiş binalar yok, ama tarihi Bomonti Bira Fabrikasının muhteşem atmosferi var,
Asmalımesciti tek başına transform eden, Türkiyede alternatif kültürün öncüsü Babylonun ta kendisi var,
Bizim ofisimiz olduğu kadar, paylaşım, eğlence ve büyüme yerimiz, bir ortak çalışma alanı olan Atölye var,
Aç karınlara, Populist, Kilimanjaro, Delimonti gibi her telden bir çare var,
Minik festivaller, panayırlar, tematik etkinlikler var da var
Neticede, her yaz akşamı Facebook sayfasına girip Acaba bugün ne varmış dediğimiz, İstanbuldaki vaktimizin %80ini geçirdiğimiz yer oldu (bizim evin de buralarda olduğunu söylemiş miydik?).
Kafanızda genel bir resim oluşturduysak, şimdi tek tek anlatmaya, önerilerimize başlıyoruz.
Not:
Önerilerimiz sübjektiftir, bizim kişisel zevklerimizi yansıtır. Oh, iyi ki bloguz. 🙂
Bomontiadanın resmi yazılışı küçük b ile olduğundan yazının geri kalanında böyle yazacağız.
Index
Bir Trivial Pursuit sorusu: Adını biradan alan İstanbul semti neresidir? Bomonti!
Gerçi son senelerde bomontiadanın ve Bomonti birasının epey ünlenmesi ile sanırım iyi bir bilgi yarışması sorusu olmaktan artık çıktı ama hala bizim kutuda kartı duruyor. 🙂 yılında İsviçreli Bomonti kardeşler tarafından Feriköyde kurulan Bomonti Bira Fabrikası Türkiyeye bira kültürünü getiren yer.
Burası, Osmanlının fabrika ölçeğinde bira üreten ilk fabrikası ve aynı zamanda bir üreticiden öte bir kültür elçisiymiş. Bomonti Bira Bahçeleri adı altında Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde oldukça yaygın olan biergarten yani birahaneler açarak bira kültürünü tanıtırır ve Osmanlı topraklarında yaşatırmış.
de Bomonti, aradan geçen süre içinde ortaya çıkan tek rakibi Nektar ile güçlerini birleştirerek Bomonti-Nektar olmuş. Üzerine bir de İzmirde rakı fabrikası da açarak Cumhuriyet öncesi içki pazarının tamamını ele geçirmişler.
Ne var ki fabrika, te Cumhuriyet döneminin ulusallaştırma ve millileştirme kararıyla Tekele devredilir. Tekel bir şekilde Bomonti Birasının üretim kalitesini tutturmaya çalışır ama larda özel sektörün dişli rakipleri çıkmaya başlar. Haliyle “Tekel Birası” üreten fabrika yılında tamamen kapanır.
Neyse ki bi yüzyıllık miras kaybolmaz; yıllar sonra Efes Pilsen Bomonti birayı terkar markalaştır, yılında Doğuş Grubu tarafından Bomonti Bira Fabrikası da içinde bir de güzel bira evi olan yaratıcı kültür kampüsü olarak tabir edilen bomontiadaya dönüştürülür.
Tarihe meraklıysanız, den beri varolmayı sürdüren komşusu Fransız Fakirhanesi de 2 dakika mesafede.
Bomontiadadaki mekanları ihtiyaca göre gruplayacak olursak:
Gece Hayatı: Babylon (performans alanı) & Populist (aslında Populist aynı zamanda bir restoran ama insanlar daha çok pub niyetiyle kullanıyor)
Yeme İçme: Kilimanjaro, Monochrome, The Populist, Kiva
Sanat: Leica Gallery, Ara Güler Müzesi
Ortak Çalışma Alanı: Atölye (Kullanabilmek için yaratıcı bir sektörde çalışmanız ve üye olmak lazım)
Kamusal Alan: Hespinin ortasındaki avlu (Burada ücretsiz oturabileceğiniz masalar ve yayılabileceğiniz çimler var)
Bize şahsi tercihlerimizi soracak olursanız;
Yemeklerini en sevdiğimiz:
Bilgehan: Populist & Kiva
Duygu: Kilimanjaro & (Ama Kiva ile başa baş gidiyor benim için)
Kahvaltı için:
Monochrome (hemfikiriz)
Bununla birlikte kahvaltının bomontiadanın en güçlü kası olduğunu söyleyemeyiz. İstanbulda kahvaltı için önerilerimizi duymak isterseniz: İstanbul Kahvaltı Mekanları
Arkadaşlarla iş çıkışı takılmak ve haftasonuna giriş için:
Populist (hemfikiriz)
Yani canınız a la turca çekiyorsa Bilgehanı, daha hafif bir şeyler çekiyorsa Duyguyu dinleyeceksiniz. Hangi restoranda neyi sevdik, şimdi başlıyoruz.
Bi de bomontiadada tek bir tane performans alanı var biz yine de sevgimizi Babylonu favori gece mekanı adayımız ilan ederek göstermeden geçemedik.
Kilimanjaro bomontiada gemisinin fine dining temsilcisi. Gerek tasarımı, gerek menüsü ile, diğer 4 mekana göre bir tık daha lüks kaldığını söyleyebiliriz. Burası için bomontiada’nın en göz doldurucu yeri desek abartmış olmayız.
İsmi itibariyle insan daha dünya mutfağı tadında bir menü bekliyor ama Antep yemekleri gibi Türk yemeklerinin biraz daha Orta Doğu etkileri ile harmanlanarak eğlence katılmış hali. Menüden örneklemek gerekirse ayva marmelatlı kuzu pirzola, humuslu ızgara köfte gibi. Akdeniz mutfağından da esinlenmeler var ama biz genel olarak Türk damak zevkine sadık gördük. Hatta bu uğurda güzelim şaraplı kum midyesini menüden çıkardılar hainler.
Ne yiyelim?
Yalvarırım, başlangıç için elmalı levrek söyleyin! Yemez olaydım, tadını bilmez olaydım
Kalabalık gidecekseniz, little little into the middle yapıp isli kuru et, çiçek kızartması, dana tartar ve tabi elmalı levrek gibi sıcaklı soğuklu mezeleri paylaşmak güzel bir fikir. Asma yaprağında sardalya (her mevsim bulunmayabilir) ve 8 saatte pişirilmiş dana kaburga da ana yemek önerilerimiz. Ağır ateşte pişmiş et zaten her zaman parmak yedirtiyor.
Aslında yeterince geniş bir alana sahip ama neredeyse her gün hınca hınç doluyor o yüzden rezervasyonsuz gitmek cidden sıkıntılı. Her gün arası açık. Websitesi Tel: Konum için tıklayın.
Populist sıcak ortamı sebebiyle muhtemelen bizim bomontiadada en çok vakit geçirdiğimiz yer. Bomonti Bira Fabrikasının bira kültür elçisi mirasını bugün Populist sürdürüyor. Zaten her şeyiyle insana yurt dışında modern bir pubdaymışsınız gibi. Scottish ale, Kölsch, pale ale, Indian ale, Torch, red ale ve kendi yaptıkları diğer değişik biralarının yanı sıra şişe bira çeşitleri de mevcut.
Ne yiyelim?
Biranın yanında atıştırmak için pub klasiklerinden baharatlı burgu patates, kızarmış tavuk, cips-guacamole, tütsülenmiş frankfurter sosisi gibi yoldan çıkaran fena seçenek var ama bizce barbekü soslu tavuktan şaşmayın. Ha, eğer açsanız, bira ve atıştırmalıklar anında şişerecektir, brisket sandviçe kendinizi saklayın deriz.
The Popülist, bomontiada içindeki en çok tutan mekan. Öyle ki burası hafta içi 13te bile acayip dolu olabiliyor. Rezervasyon yaparak gelin ki kafanız rahat olsun. Özellikle Cuma-Cumartesi akşamları rezervasyon için mutlaka birkaç gün öncesinden yapın. Özellikle Babylonda konser varsa ya da hava güzelse aşırı bir yoğunluk oluyor ve bir gün önceden bile yer bulmak zorlaşıyor. Genellikle mekanın önü açık alan ve çok popüler olduğundan bu bölüm için rezervasyon kabul edilmiyor ama terası için rezervasyon kabul ediyorlar. Menü internet sitesinde var. Websitesi Tel: Konum için tıklayın.
Kiva sanki annemin mekanıymışcasına burada ballandıra ballandıra anlatmak istiyorum. Önce Kivayı Galatadan tanıyanlara belirtmek isterim ki bu Kiva sizin bildiğiniz Kivalardan değil. 😀 Yeni nesil meyhane konseptini seviyorsanız (biz bayılıyoruz), rakının tadı her yerde aynı da böyle farklı ve lezziz mezeler her yerde yok. Meze çeşitleri daha çok Güneydoğu Anadoludan ama Egeden de, Balkanlardan da güzel lezzetler var.
Ne yemeli?
Of, seçim yapmak zor. Biz genelde kalabalık gittiğimizden ortaya çok şey alıp, tatma şansımız oluyor. Size de tavsiyemiz mezelere abanmanız olur. Sakatat departmanında da çok sağlamlar. Hatta tereyağlı ciğer, ciğer sevmeyen Bilgehanın menüdeki favori yemeği oldu. 🙂 Artık siz düşünün. Ana yemeklerden kül bastı, özellikle de halep işi şiddetle tavsiyemiz olur. Agora ve Sahrap da diğer iki favori meyhanemiz.
Daha çok rakı muhabbeti ağırlıklı olduğundan ortamın ambiyansı da ona ayak uyduruyor. Akşamları ud eşliğinde hafif bir canlı müzik de oluyor ama özel günlerde değişik programlar da yapılabildiği için gitmeden bir siteye uğrayın deriz. Kalabalık bir grupsanız üst katındaki minik odalarda oturmayı tercih edebilirsiniz, hatta yeterince kalabalıksanız resmen minik bir restoran kapatmış gibi rahat edersiniz. Fiyatlar bizce ortalamada seyrediyor. Kişi başı ortalama TL alkollü. Her gün arası açık. Websitesi Tel: Konum için tıklayın.
Leica Gallery ile neredeyse iç içe olan Monochrome cafe brasserie melezi bir yer. Görüntü olarak kahve tatlı yapmalık bir mekanıymış gibi dursa da çok geniş olmayan ama müthiş bir menüsü var. Hatta bizce yemekleri tatlılardan çok daha iddialı.
Ne yemeli?
Biz buharda somonuna ve salatalarına bayılıyoruz. Kahvaltı için favorimiz de eggs royal ve hellim & sucuk ragu.
Renk ama hemen yanıbaşındaki komşusu Leica Galleryden esinlenmiş olacak ki mekanda fotoğrafçılık teması esas alınmış. Yani duvarlarda siyah-beyaz veya rengarenk irili ufaklı fotoğraflar var, insanın saatlerce oturası, fotoğrafları inceleyesi gelmiyor değil.
Cuma-Cumartesi günleri arası, diğer günler ise arası açık. Websitesi Tel: Konum için tıklayın.
Bilenler bilir, Beyoğlu, kentsel dönüşümünün balyozunu henüz yememişken, haftanın her günü şehrin en sevilen bölgesiyken, her saati capcanlı, her zaman kaliteli vakit geçirebilinecek bir yerken, kısacası Beyoğlu o eski Beyoğlu iken, İstanbul kültür sanat ve eğlence dünyasının bel kemiği mekanı kesinlikle Babylondu. Hatta ve hatta çekim etkisi o kadar büyüktü ki, tüm Asmalımescit bölgesinin her daim canlı ve yaşayan bir eğlence sektörü hubına dönüşmesi de yine Babylon sayesinde oldu diyebiliriz. Ne yazık ki olanlar oldu, bitenler bitti. Yıllarca tüm yerli yabancı sanatçıların İstanbulda belki de ilk kez sahne aldığı Babylon da bu yaşananlardan nasibini aldı ve o eski yerinden taşınmak durumunda kaldı.
Elbette İstanbul eğlence sektörüne böylesine yön veren bir mekanın kendine acil yeni bir yuva bulması gerekiyordu. Sonunda aranan kan bulundu ve Babylon Bomontiadaya taşındı. Bizce tam isabet oldu. Şimdi yeni yerinde, yine eskisi gibi haftanın her gününe yayılan dolu programıyla, alternatif müziğin yerli / yabancı en iyi isimlerini canlı dinlemek için en doğru adres Babylon Bomonti. Tıpkı Asmalımescite ayrı bir çehre kazandırdığı günlerdeki gibi şimdi de Bomonti bölgesini etkisi altına almış durumda. İnsanlar hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın önce akıllarına yatan restoranda bir şeyler yiyip içip, sonrasında da Babylonda bir konsere kalıp kaliteli zaman geçirmeye buraya geliyorlar. Bizce bu kombo ideal cuma akşamı programı. Babylonnun sezonluk etkinlik programlarına Websitesinden kontrol edebilirsiniz. Tüm etkinlikler için biletler ise buradan satışa çıkıyor.
Bizim ofisimiz işte burada! En basit haliyle anlatmak gerekirse yaratıcı endüstrilerde (reklam, tv, görsel sanatlar, film, yeni medya, yayıncılık ve basılı medya, mimarlık, tasarım, moda, gösteri sanatları, el sanatları gibi) çalışanlar için ortak bir çalışma alanı. Freelancer ve küçük işletmelere ofis alanı, networking, feedback ve birbirinden beslenme fırsatı sağlaması.
Bunların dışında hafta içi ve hafta sonları sık sık etkinlik alanında ve maker lab adlı atölyesinde, dışarıdan katılıma açık çeşitli workshoplar, konferanslar, paneller, sunumlar, söyleşiler ve tematik buluşmalar hatta partiler de gerçekleşiyor.
Burada sabit üyelik ve yarı zamanlı üyelik olmak üzere iki tip üyelik tarzı var. Aylık olarak ödeniyor. Ama önce bir mülaketa girip, bu komüniteye uygun bir aday olduğunuuz ispatlamanız lazım çünkü Atölyenin amacı birlirinin işene ve gelişimine yardımcı olabilecek bireyleri aynı çatı altında toplamak. Hepsine Websitesinde bulabilirsiniz.
Dijital fotoğrafçılık patlamadan önce her 10 fotoğrafçının 9unun en sevdiği marka Leicadı. Sanat ile adı en çok özdeşleşen fotoğraf makinası oldu. Türkiyedeki tek yeri Leica Gallery bomontiadada bulunuyor.
Burada hem Leicanın üst düzey profesyonel cihazlarının satışı yapılıyor, hem de galerisinde yıl boyu dünyaca ünlü fotoğrafçıların fotoğraf sergileri oluyor. Ayrıca bazı üniversiteler ve kurumlarla anlaşmalar dahilinde fotoğrafçılığın çeşitli alanlarında fotoğraf meraklılarına eğitimler veriyorlar. Pazartesi günleri hariç her gün arası açık. Websitesi Tel:
Ara Gülerin yaşına girdiği gün olan 16 Ağustosta kapılarını açan Ara Güler Müzesi, Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ile çok kapsamlı bir fotoğraf müzesi ve arşivi bütününü oluşturuyor. Tamamen ücretsiz olarak gezilebilen müze, Alt Sanat Galerisinin komşusu. Müzede duayen fotoğrafçı Ara Gülerin kullandığı fotoğraf makinalarından, kişisel arşivinden fotoğraflara, ilk gençlik yıllarından ailevi belgelere birçok parça görülebiliyor.
Bomontiadanın avlusu kısaca avlu olarak geçiyor. Ama bu avlu her avluya benzemiyor. Yaz kış aktif olarak kullanılan yaşayan bir kamusal alan burası. Özellikle yaz aylarında şehrin en popüler buluşma noktası bu avlu oluyor. Çünkü bu avluda neredeyse haftanın her günü, ücretsiz bir konser, Avluda Caz etkinlikleri, Oktoberfest veya yeni yıl kış panayırı gibi tematik panayır ve festivaller, TV+ ve Başka Sinema işbirliği ile ücretsiz, çimlere minderlere yayılmacalı, patlamış mısırlı Açık Havada Başka Sinema günleri, sabah yogaları gibi insanda bomontiadaya bağımlılık yaratan etkinlikler gerçekleşiyor.
Özellikle altını çizmemiz gerekir ki yazın en popüler etkinliği avludaki açık hava konserleri ve açık hava sineması. Öyle ki sinema için saat 5 gibi gelip minderlerden yer kapmanız şiddetle tavsiye olunur yoksa poponuz yerde kalır. İş çıkışı oyalanmadan erkenden gelin, hem yerinizi kapın hem de sinema öncesi bir şeyler yiyip içip demlenin. Film nasılsa gibi başlıyor. Konserler içinse müziğin başlama saati civarları. Konserin pik yaptığı sularında tüm avlu full insan doluyor hatta bırakın dans etmeyi yürümek bile zorlaşıyor. Öyle canlı bir atmosfer var yani düşünün. Konserlerin akşam e hatta 00a kadar sürdüğü oluyor.
Adres: Merkez Mah., Silahşör Cad., Birahane Sok. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası No:1, Şişli Websitesi Tel: () 21 62 Konum için tıklayın.
Metro ile geleceklerin Osmanbey durağında inmeleri gerekiyor. Fakat Rumeli çıkışından çıkarsanız mesafeyi daha kısaltmış olursunuz. Rumeli durağından çıktıktan sonra navigasyonuzu kullanarak bir 10 dakika içinde yürüyerek kolayca mekana ulaşabiliyorsunuz. Yukarıdaki haritada Osmanbey metro durağı ve bomontiada arasındaki yolu açık şekilde görebilirsiniz.
Otobüsle gelecekler için de Bomonti durağından geçen tüm otobüslerin hat bilgilerine buradan ulaşabilirler.
Özel aracıyla gelecekler için çevrede açık ve kapalı birçok otopark hizmeti var.