Her şey ‘bor’ madeni ile başladı. Türkiye’nin bor madeni rezervlerinin trilyonlarca dolar değerinde olduğu, geçmişte ülkeyi yönetenlerin ya bunun ayırdında olmadıkları ya da vatana ihanet eden işbirlikçiler oldukları, dış güçlerin bor rezervlerimizi ele geçirmek için müthiş bir kumpas kurmuş oldukları söylendi. Hemen ardından ‘toryum’ efsanesi başladı. Bırakın dış borçlarımızı ödemeyi tüm dünyaya borç veren bir ülke olmamızı sağlayacak olan ‘toryum’umuza, yine kurulan kumpaslar ve ihanetler yüzünden ulaşamıyorduk!
Bor, Toryum efsaneleri ilginç bir şekilde “seküler” insanlarda karşılık bulurken, Lozan efsanesi ise ‘dinci/gericiler’ce kabul görüyor.
Bu mesajlardaki akıl yürütme tarzının ortak bir yanı var: Düşmanlarca ele geçirilmek istenen, farkında olmadığımız ama bizi çok güçlü/zengin kılacak gizli hazinelerimiz var!
***
Kendisi dışındaki dünyanın onu yok etmek isteyen, bu amaçla onu zayıf düşüren, yoksullaştıran, aptallaştıran kumpaslar tezgâhlayan düşmanlarla dolu olduğu; gerçekte göründüğünce güçsüz, yoksul olmadığı, içinde bulunduğu halin onu bu hale düşürenlerin eseri olduğu düşüncesi ne işe yarıyor?
İnsanın somut gündelik hayatında hissettiği yetersizlik duygusuyla, hayal dünyasında baş etmesine yarıyor. Yetersizlik korkuları insanda kendisine yönelik öfkeye neden olabilir. Bu öfkeden kaçınmanın yolu, ben zayıf değilim düşmanlar ahlaksız akıl yürütmesinin önünü açabilir. Düşman bir dünyada, haksızlığa uğradığını düşünmek yetersiz ve zayıfım demekten daha rahatlatıcı.
Yeraltında keşfedilmeyi bekleyen ve bizi dünyanın en güçlü ve zengin ülkesi yapacak hazine fantezisi, gerçeklikte hissedilen yetersizlik, yalnızlık duygularının ağırlığı altında ezilmekten koruyabilir. Dünyanın zenginliğine, gücüne, refahına karşı hissedilen haset duygusuyla baş etmenin yolu zalim ve düşman bir dünyanın komplosu nedeniyle güçsüz kaldığımız fikri olabiliyor.
Bizi ele geçirecekler, bölecek, parçalayacak ve kıymetini bilmediğimiz ya da farkına varmamızı engelledikleri gizil hazinemize el koyacaklar fikri, insanları bir arada olmaya, bütünleşmeye, tektipleşmeye çağırıyor.
***
Peki, yılında Lozan’ın gizli maddeleri olmadığı “ortaya çıkınca” ne olacak? İnsanlar, gizli madde yokmuş birileri bizi kandırmış mı, diyecekler? Tabi ki hayır. yılında bu kez, “içimizdeki ajanların” Lozan’ın lağvedilmesine karşı çıkarak bize ihanet ettikleri fikri yayılmaya başlayacak. Dışardaki düşmanların içerdeki işbirlikçilerine yönelecek öfke. Biz aslında çok üstünüz ama düşmanlarımız içimize sızan ajanlarıyla bizi güçsüz bırakmaya çalışıyorlar mesajı dolaşıma girecek.
Nazilerin yükselişi dış düşmanın yerli işbirlikçisi “Yahudilerin” hedefe konulması ve dışarıdaki düşmanı yenebilmek için içerdeki hainleri temizlemeliyiz kampanyası ile gelişmişti. Yoksul ve yoksun bırakılmış insan faşizme, “içini temizle”, “arın”, o zaman çok güçlü olacaksın diye çağırılır. Faşizm, yetersizlik duygusunu, ürettiği düşman kavramıyla bir üstünlük hissine çevirebileceği vaadidir.
yılının “Yahudileri” kimler? Şimdilik en büyük aday Lozan’ı savunanlar. Lozan’ı savunanların ortak noktalarının daha iyi eğitim almış, laik ve kısmen orta sınıf olduğu açık değil mi? Peki bugünün Türkiye’sinde iyi eğitimli, laik ve orta sınıfı en iyi temsil eden grupta kimler var desek aklımıza doktorlar gelmez mi? Doktora yönelik şiddetin onlarca nedeni var. Ama Muğla’daki doktora şiddet olayının “asker” e karşı gelen “doktor” olarak çarpıtılmasını ve sosyal medyada hızla yayılan linç dalgasını bu gözle de okumak gerekli galiba.
(Bu yazıda yılındaki “bizi güçlü kılacak hazinelerimiz var” yazımdan alıntılar yaptım.)
Tüm Yazıları
Güncelleme Tarihi:
İHA
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyan Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki bor karbür tesisi, bor madeninin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Başta savunma sanayii olmak üzere birçok sektörde kullanılacak olan bor madenin çıkarıldığı Eskişehir Kırka, Bursa Kestelek, Balıkesir Bigadiç ve Kütahya Emek bölgeleri dikkat çekti. ‘Cevherden mücevhere' sloganı ile yolculuğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile başlamıştı. Türkiye'de yaklaşık 3,3 milyar ton bor rezervinin olduğu açıklanırken, bu rezervin 5,3 milyon tonunun ise Bursa il sınırları içerisinde olduğunu belirtildi. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi Kestelek Mahallesinde Eti Maden tarafından çıkarılan bor konusunda açıklamalarda bulunan Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Doç. Dr. Nazlı Akçamlı Kaya, “Türkiye için bor gerçekten önemli bir mineral. Çünkü dünyadaki bilinen bor rezervlerinin yaklaşık olarak yüzde 76'sı Türkiye'de yer alıyor ve borun teknolojik olarak kullanımı da giderek yaygınlaşıyor. Çünkü şu ana kadar Türkiye bor uç ürünleri açısından bor oksit ve borikasit üretimi yapıyordu. Dolayısıyla bor karbür üretimine başlayarak önemli bir adım daha atmış oldu. Türkiye'de bor madenleri Eti Maden İşletmeleri tarafından işletiliyor. Bunlarda 4 ana sahada yürütülüyor. Bunlara baktığımız zaman Eskişehir Kırka, Bursa Kestelek, Balıkesir Bigadiç ve Kütahya Emek bölgelerinde gerçekleşiyor” dedi.
“TÜRKİYE'NİN BOR REZERVİ 3,3 MİLYAR TON”
Türkiye'nin bor rezervleri yaklaşık olarak 3,3 milyar ton civarında olduğunu ifade eden Kaya, “Genel olarak rezervlerimiz kolemanit, tinkal borax, üleksit dediğimiz tipte, bunlar sodyum ve kalsiyumdan oluşmuş borat hidratlı bileşiklerdir. En yaygın tip şu an için kolemanit esaslı cevherlerdir. Bunların bor oksit içeriği yüzde 50,8'dir. Dolayısıyla hem tenor olarak hem de bulunan rezerv açısından Türkiye'deki cevherlerin oldukça kaliteli olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
“BURSA'NIN KESTELEK İLÇESİNDE 5,5 MİLYON TON BOR REZERVİ VAR”
Bursa Kestelek bölgesinde, yine kolemanit esaslı cevherler olduğuna değinen Doç. Dr. Kaya, “Rezervlerimizin 5 ila 5,53 milyon tonu Bursa'nın Kestelek bölgesinden çıkartılıyor. Bor karbürü aslında bir ileri teknoloji olarak sarf malzemesi olarak söyleyebiliriz. Çünkü bir toz olarak üretiliyor ve sinterleme yoluyla son şekli veriliyor. Kullanım alanları olarak bakıldığında, balistik zırh en bilinenleridir. Dolayısıyla savunma sanayii için kritik öneme sahip” şeklinde konuştu.
“EN HAFİF ÜRÜN OLARAK İLK SIRADA”
Özellikle hafifliğiyle öne çıkan bor karbür, yoğunluk olarak 2,5 gram santimetre küp olduğunu ifade eden Kaya, “Ayrıca 3. en sert malzeme ve insan eliyle sentetik olarak, en fazla üretilen malzeme grubudur. Bunlar dışında sert aşındırıcı malzeme olarak sanayide, ileri teknoloji uygulaması olarak nükleer radyasyon kalkanlama uygulamalarında ve durdurma çubukları olarak kullanım özellikleri vardır. Bor mineralleri içerisinde en yaygın olanı kolemanittir. Türkiye'de özellikle Emet, Bigadiç ve Kestelek yataklarında, Dünya'da ise Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunur” diye konuştu.
Türkiye'nin dünya bor pazarının yaklaşık yüzde 62'sine hakim olduğu uzmanlar tarafından ifade edilirken, yılından beri bor madeni çıkartılan Kestelek bölgesinin Türkiye'nin en kaliteli bor madeni olduğu da açıklandı. Kestelek köyünün mezarlığının Maden sahasında kalması üzerine taşınmasına karar verilirken, köy mezarlığında bulunan mezarın maden sahasında kaldığı için taşındığını ifade eden Kestelek köyü muhtarı Kemal Doğru, "Köyümüzde bor maden ocağı var, yılından itibaren buradan bor madeni çıkartılıyor. Atık barajı dolduğu için belli bir süre çalışmasına ara verildi. Eski AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin sayesinde yeni atık barajı yatırımı yapıldı. Yaklaşık kişi burada istihdam ediliyor. Yapılan atık barajı sayesinde çevreye hiçbir şekilde zarar vermez. Bu baraj dünyada belki ikinci, Türkiye'de ise ikincisi olmuştur. Türkiye'deki en kaliteli yani tenör oranı en yüksek madeni burada çıkmaktadır. Bizden sonra da inşallah 4 neslin burada emekli olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Güncellenme Tarihi:
Türkiye’de uzun yıllardır; “Lozan Antlaşması yıl sürelidir. Gizli maddeler de, Türkiye’nin bor, altın ve petrol vb. madenlerini çıkarması yasaklanmış olduğu için çıkartamıyor ve yararlanamıyoruz. yılında bu antlaşmanın süresi dolacak ve yılında itibaren tüm madenleri çıkarıp kullanacağız ve ihraç ederek gelişmiş ülke statüsüne hızla geçeceğiz.” iddiası ortada dolaşmakta. Sıradan vatandaş neyse de koca koca Prf. olmuş akademisyenlerde bu iddialarını ısrarla dile getirmekte. Ve sadece muhafazakar cenahta bu iddia yapılmakta olması da ayrıca ilginç. Neden peki?
Peki bu iddia gerçekten doğru mu şehir efsanesi mi? Ve hakikaten doğru ise çıkaramadığımız tüm madenleri çıkartıp yılından sonra ülke olarak zenginler kervanında olacağız demektir. Peki şehir efsanesi ise o zaman artık bunu tarihin çöplüğüne atıp kurtulma vakti an itibari ile gelmiştir ve atalım.
LOZAN ANTLAŞMASI
Lozan antlaşma metnine seafoodplus.info yada seafoodplus.info adreslerinden veya Lozan Antlaşması hakkında yazılan kitap ve makalelerden ulaşabilirsiniz ve öncelikle süreli olup olmadığını petrol vb yeraltı zenginliklerinin çıkarılmasına mani engelleyici maddler olup olmadığını görebilir inceleyebilirsiniz. Uzun yıllardır Lozan Antlaşması gündem yapılmakta antlaşmaya ek gizli maddeler olduğu konuşulmakta yazılıp çizilmekte fakat ortaya bir şey koyup çıkartabilen olmamıştır. Peki bu maddelerin olup olmamasını tartışanlar Türkiye’de bor, petrol altın ve doğalgaz çıkarılıp çıkarılmadığını incelemişmidir.
MADENLER
Türkiye’de özellikle üç önemli madenin çıkarılıp çıkarılmadığını verilerine bakarak inceleyebiliriz; Bor, Petrol ve doğalgaz.
Bor madeni, cam, seramik ürünleri üretiminde, demir-çelik sektöründe, temizlik malzemeleri sektöründe vb daha birçok alanda kullanılan önemli bir madendir.
yılı itibari ile Dünya’da bor rezervi 1,3 trilyon ton olarak hesaplanmaktadır. Ve bu rezervin %73,2’si Türkiye’de, % 6,1’i ABD’de, % 3,6’sı Çin’dedir. Türkiye bor rezervinde açık ilk sıradadır. Yılda Dünya bor üretiminde 4,2 trilyon tondur. Türkiye bu üretimde % 48 ile birinci sırada ABD % 29 ile ikinci sırada ve Güney Amerika ülkeleri % 12 ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Türkiye, bor madenin ihtiyacında kendi iç talebini karşıladıktan sonra ihracat da yapmaktadır. Bor madeni üretimini Türkiye’de ETİ Maden işletmeleri yapmaktadır. Ve yılı verilerine baktığımızda satıştan gelirler toplamı milyon Dolardır. Bunun milyon doları ihracat geliridir. yılına baktığımızda Dünya bor üretiminde %62’lik payla dünya birincisi olmaya devam etmekte ve toplam bor ürünleri satışı 2,63 milyon ton karşılık 1,03 milyar dolar olarak gerçekleştirmiştir. Müthiş rakamlar ve üretim.
Dünya petrol rezervi 1,7 trilyon varil, doğalgaz rezervleri ,1 trilyon m3’dür. Türkiye’nin yılı itibari ile saptanmış ham petrol rezervi milyon varil, doğalgaz rezervi ise 4,2 milyar m3’dür. Türkiye yılında yaklaşık bin varil ham petrol tüketiminin bin varilini(% 10) kendi üretmiştir, kalan miktarı ithal etmiştir. Türkiye yıllık olarak tükettiği 59,8 milyar m3 doğalgazın milyon m3’ünü kendi üretmiştir.
Madenleri arma ve kullanma faaliyetleri ile ilgili bir engelleme olsa yukarıda saydığımız miktarlarda üretim ve satış yapılabilirmiydi? Buraya kadar yazdığımız ve isteyenin ilgili Bakanlıklar ve kurumların internet sitelerini incelediklerinde Türkiye’de bor, ham petrol ve doğalgazın bulunduğu ve herhangi bir engelleme yapılmaksızın çıkarılıp üretildiği ve satıldığını görecektir. İddia edildiği gibi Lozan Antlaşmasına bağlı gizli maddeler de doğal kaynaklarımızı aramamızı, bunlara ilişkin rezervleri saptamamızı engelleyen düzenlemeler var mı? Olup olmadığını görebileceğimiz gizli düzenlemelere bakamadığımız ve bu maddeleri bilmesi gerekenlerin dahi bilmediğine göre elimizdeki arama çıkarma faaliyetlerine bakmak kalıyor.
Sonuç olarak yukarıdan aşağıya yazdığımızda Türkiye’nin dünyada en büyük Bor rezervine ve üretimine sahip olduğunu, arama ve üretme konusunda herhangi bir engelle karşılaşmadığı ortaya çıkıyor. Yine ayrıca ham petrol ve doğalgaz arama ve üretme konusunda Avrupa’nın en fazla sondaj yapan ülkesi olduğu sektör raporlarında ortaya çıkmaktadır. Ham petrol ve doğalgaz arama, saptama ve çıkarma konusunda da herhangibir engelle karşılaşmadığı ortaya çıkmakta. Geçmiş yıllarda ki ve son yıllardaki asıl arama ve çıkarmadaki sorun teknolojik yetersizlikten kaynaklı sorunlar ve kalifiye eleman eksikliğinden kaynaklı olduğunu söylemek tam yerinde olacaktır.
Son söz olarak; Lozan Antlaşması’nın Türkiye’nin doğal kaynaklarını aramasını engelleyici gizli maddeleri olduğu ve antlaşmanın yıl süreli olması nedeniyle ’de sona ereceği ve yürürlükten kalkacağı, ondan sonra Türkiye’nin bu kaynakları çıkararak gelişmiş zengin ülke konumuna hızla geçeceği biçiminde ki iddiayı ele almış olduk. Lozan Antlaşması metnine bakıp incelediğimizde, antlaşmanın süreli olduğuna ilişkin hiçbir düzenlemenin ve maddenin olmadığını gördük. İsteyen seafoodplus.info veya seafoodplus.info adresinden antlaşmanın tam metnine ulaşabilir. Bor madeni, ham petrol ve ddoğalgaz gibi en kritik madenleri ele alıp devletin resmi raporlarından konuyu araştırdık. Ve bu resmi raporlarda gördük ki doğal kaynaklarımızı yeterince arıyoruz ve bulduklarımızı devreye sokup üretiyor fazla olanı satıyoruz. Yani kısacası ve son söz olarak; doğal kaynakları aramamıza engel olacak hiçbir düzenleme söz konusu değil. Engel anlayış ve inanışta, cehalette. İddia sadece şehir efsanesinden ibaret ve tarihin çöplüğüne atılmayı hakediyor.
Özlü Söz; "Bilgisiz birini, kanıtlarla yenmek olanaksızdır. -Mc Ador-"