Boşnakların Tarihi
Bosna ve Boşnakların tarihi ile ilgili olarak, bugüne kadar yazılanların çok önemli bölümü Sırp ve Hırvatlar tarafından yazılmış olup, iki yüzyıldan bu yana, Bosna ve Boşnakları kendilerine ait ilan ettikleri, ya da yok saydıkları, tahrif edilmiş tarih yazıcılığının açık kanıtlarıdırlar. Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı ve Tarih Vakfı’nın ortak yayını olarak, Türk tarih okurları ve uzman kamuoyu ile bu ay buluşacak olan, Mustafa Imamović’in Historija Bosnjaka - Boşnakların Tarihi kitabı, bir Boşnak tarafından, bilimsel tarafsızlıkla kaleme alınmış, Boşnak tarihinin önemli tüm dönemlerini anlatan ilk temel eseri olma özelliği taşıyor.
Sevgi Gözüyle Bosna Hersek
Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı tarafından Türkçeye kazandırılan, tarihinde Marmara Üniversitesi Sultanahmet Yerleşkesi'nde Bosna Sancak Kültür Günleri 'nin açılışında yapılan tören ve aynı adlı sergi ile tanıtımı yapılan Samir Sinanović'in "Sevgi Gözüyle Bosna-Hersek" adlı fotomonografi kitabının Vakfımız'da satışına başlandı.
Balkan Coğrafyasında Müslümanlara Karşı İşlenen Soykırımın Meşrulaştırılmasında Sırp Oryantalistlerin Rolü
“Soykırım failleri, en azından birlikte hareket ederken, davranışlarını meşrulaştırmak için bir ideolojiye ihtiyaç duyarlar çünkü bunlar olmaksızın kendilerini ve diğerlerini, gerçekten de oldukları gibi, adi hırsız ve katiller olarak görmek zorunda kalırlar.” Soykırımlar üzerine özelleşmiş sosyolog Leo Kuper’in, sözünü ettiği desteği Boşnak Soykırımı’nı gerçekleştirenler, Sırp Oryantalistlerde bulmuşlardır.
Dr. Norman Cigar’ın Sırp Oryantalistlerin Balkan Coğrafyasında Müslümanlara Karşı İşlenen Soykırımın Meşrulaştırılmasındaki Rolü adlı kitabı Vakıf Mütevelli Heyeti üyelerimiz Leyla Orak Çelikboya ve Kerem Orak tarafından Türkçe’ye kazandırıldı. 19 Ekim gününden itibaren Türk okurlar ile buluştu
Dayton Antlaşmasının Meşrulaştırdığı
Boşnak Soykırımı
Boşnaklar, toplama kampları veya diğer nezarethanelerdeki mağdurlar, ulusal, etnik ve dini kökenlerine göre seçilmişlerdi. "Erkeklerin hapsedilmeleri kararının alınmasının altında yatan tek şahsi nitelikleri Sırp olmamalarıydı” diğer bir ifadeyle "sırf Müslüman olmalarıydı”.
Mezarlarda bulunan el ve ayak bağları, göz bantları ve kıyafetler, öldürme yöntemine (hemen yakınından) ve soykırım kurbanlarının ne kadar savunmasız olduklarına işaret ederken, mağdurların sivil olduğunu da teyit etmektedir. Parçalanmış vücutlar, cenazelerin bir mezardan diğerine nakledildiğine delalet etmektedir. Aralarında birkaç kilometreden fazla mesafe olan iki, üç, dört hatta beş farklı mezarda aynı vücuda ait parçalar bulunabiliyordu.
Biz Boşnaklar Kimiz ?
Günümüz Bosna-Hersek'inin en önemli tarihçisi, felsefe ve düşünce adamlarından biri, Prof. Dr. Muhamed Filipović.
Bosna Sancak Akademik Grubu üyelerinin davetiyle 23 Ekim günü Anadolu Yakası Bosna-Sancak Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği salonunda Prof. Dr. Muhamed Filipović'in "Ko smo mi Bošnjaci/ Biz Boşnaklar Kimiz ?" konulu konferansında Boşnakların tarihi hakkında değerli bilgiler veriyor.
Suze Majki Srebrenice
Srebrenica'lı anaya gözyaşları
Bosna-Hersek’li usta şair- yazar Abdulah Sidran’ın 11Temmuz tarihinde Saraybosna’da kaleme aldığı duygu yüklü ‘’Srebrenica’lı Anaya Gözyaşları’’ isimli ‘’ağıt şiirinin’’ Türkçe çevirisini, Srebrenica Soykırımı’nın acısını yüreklerinde hisseden Türk okurlarına sunmaktayız.
Srebrenica Soykırımı
Srebrenica’nın 11 Temmuz günü ‘’Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu’’ ve beraberlerindeki Sırbistan İçişleri Bakanlığı desteğindeki Sırp çetnik çeteleri tarafından işgal edildikten sonraki bir hafta içinde yaşadığı Büyük Soykırım,tarih boyunca yaşadığı tüm acılarının toplamından büyüktür.
Srebrenica Soykırımı'nın 19 yılı anma etkinlikleri kapsamında Vakfımız tarafından hazırlanmış olan bu kitapçık Srebrenica'ya götüren günleri ve Soykırım'ı; Uygar Dünya'nın bu konudaki yaklaşımını ele almaktadır.
Yılında Srebrenica Soykırımı
"Uygar Batı’nın başka bir din başka bir inanç başka bir etnik gruba tahammül edemeyişinin
örneğidir Bosna. Avrupa’nın yanı başında bunun bir örneğidir. Küçücük bir Bosna’ya bile
tahammül edemeyişlerinin büyük örneğidir. "
Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı, Srebrenica Soykırımı'nın unutturulmaması bilinci içinde, Soykırım'ın 19 yılında bir toplantı düzenledi. İstanbul Ticaret Üniversitesi konferans salonunda 5 Temmuz günü yapılan toplantıda konuşmacı savaş yıllarının Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sn Hikmet Çetin'di.
Bosna'nın Kültürel ve Ulusal Dirilişi
Prof Dr. Senadin LAVIĆ
Avrupa’nın kadim uluslarından birinin, Boşnaklar’ın; Ortaçağ’dan günümüze uzanan zorlu tarihinin detayları kanlı Bosna Savaşı’nın nedenlerini de içinde barındırmaktadır.
Vakfımızın geleneksel konferanslarından dördüncüsünde
BZK Preporod Başkanı Prof Dr. Senadin Lavic’in yaptığı konuşmanın tam metninin Türkçe çevirisini bulacaksınız.
Dizi & Film
Bosna Savaşı'nı Farklı Açılardan Görmek İsteyen Herkesin Mutlaka İzlemesi Gereken Filmler
Yakın dönemin en kanlı savaşlarından biri olan Bosna Savaşı'nı toplumun farklı kesimlerinin gözünden tanımak için izlemeniz gereken 11 filmi sizler için derledik.
Film açıklamaları seafoodplus.info ve seafoodplus.info'dan alınmıştır.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Srebrenitsa: Batı medeniyeti ve BM’nin tarihin çöplüğüne gömüldüğü şehir.
Birleşmiş Milletler tarafından Güvenli Bölge ilan edilen Srebrenitsa’da 11 Temmuz 'te binlerce insan, BM’nin ve tüm dünyanın gözü önünde Sırplar tarafından katledildi ve yaşadığı yerleri terk etmeye zorlandı. Üstelik Sırp askerlerin konvoyunun benzini Hollandalı askerler tarafından karşılanmıştı. Geriye insanlık tarihinin en büyük utanç tablolarından biri kaldı
Hala tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamayan Srebrenitsa katliamı, insanoğlunun gördüğü en büyük kıyımlardan biri ve bugün katliamın yılında hala mezarlardan insan iskeletleri ve tüyler ürpertici yeni belgeler ortaya çıkmaya devam etmekte..
Şubatında Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenitsa’da yaşananların soykırım olduğu yönünde karar aldı, ama, "Suç var, suçlu yok" dedi ve tutuklanacak kimseyi bulamadı.
Balkan edebiyatının en büyük isimlerinden Isnam Taljic, Srebrenitsa’nın öyküsü ve dramını anlatıyor. Derdini anlatacak kimseyi bulamayan, yıkılmış, bitik insanların öyküsü bu. Çaresizliğin resmi
Merhaba, daha önce de bahsetmiştim ‘savaşa ilk tanıklığımdı Bosna’ diye. Aradan 20 yılı aşkın süre geçmesine rağmen Bosna savaşına dair bildiklerimin ‘hiç’ olduğunu anlıyorum okudukça.
Daha sonra şahit olduğum savaşlarda niceleri yaşanıyordur da biz bilmiyoruz’ diye düşündükçe de kahroluyorum..
Son okuduğum kitap olan Srebrenitsa’nın Öyküsü Isnam Taljic adlı Bosna’lı bir gazeteci tarafından kaleme alınmış. Kitabı okumama vesile olan ve kitabını okumam için bana gönderen Yaprak’a yine çok teşekkür ederim.
Bosna savaşına dair okuduğum ‘Leyla’ ve ‘İncir Kuşları’ savaştaki kadınların dramını anlatıyordu, okudukça ‘bu kadar olamaz, olmamalı’ diyordum. Sonra Zlata’nın Günlüğü’nü okumuş ve bir çocuğun gözünden savaşı görmüş ‘bunu çocuklara nasıl yapabildiler’ diye yanmıştım.
Srebrenitsa’nın Öyküsü’nde ise erkeklerin neler yaşadığına şahit oldum. Okuduklarım karşısında dehşete düştüm, yaşananları yaşatanların ve seyredenlerin insan olamayacağına kanaatim pekişti; yaşananları yaşayıp hayatta kalanların akıllarını nasıl muhafaza ettiklerine hayret ettim. Bosna halkı iyi ki Müslüman diye düşündüm sonra. İnançları olmasaydı ne yaparlardı bunca insanlık dışı muameleye karşı düşünemiyorum. Allahım iyi ki o halkı İslam ile şereflendirmişsin .Okuduklarım bir kez daha gösterdi ki savaşın mağdurlarına nasip ettiğin iman kuvveti ile o günler geride kaldı ve onca yaşananlara , binlerce kayıplara rağmen bu insanlar hayatlarını sürdürebiliyorlar.
Evet yaşananlar geride kaldı ama öyle şeyler yaşanmış ki bunları bilmek bir daha tekrarlanmaması için bilinç oluşturmak lazım. Sadece Bosna savaşını bilmek , anlamak dahi bütün savaşlara var gücümüzle karşı çıkmamızı sağlayacak düşüncesindeyim . Zira bu kitapta okuduklarım dehşetti . Aliya nın haklılığını bir kez daha gördüm ki asla nefret etmemeli ama yaşananları da asla unutmamalıyız.
Srebrenitsa katliamından kaçanların ölüm yürüyüşü yaptığı yollardan geçerek Marş Mira etkinliği ile barış yürüyüşü yapmıştık biz (Yaprak ve Rukiye ile) bu yıl. Şayet o yürüyüşü bu kitabı okumadan önce yapsaydım anlamı çok daha farklı olurdu bende.
Yürürken geçtiğimiz derelerin bir zamanlar kan ve ölü gölü olduğunu bilmiyordum ben. Yürürken bize su ve bisküvi dağıtılıyordu ki ölüm yürüyüşünde zehirli su dağıtıldığını hiç bilmiyordum. O yürüyüşte Çetniklerin de olduğunu ve kılık değiştirip insanları ölüme yönlendirdiklerini de bilmiyordum . Sadece kurşunlar ve bombalar konuşuyordu sanıyordum ki öldürmek yetmiyormuş canavar insanlara, parça parça doğruyorlarmış bir de:(
Bunca vahşette akıl nasıl baştan gitmez diye düşünürken çıldıran insanları okuduğumda aklın başta kalmadığını da gördüm. BM nin yardım paketlerinden çıkan domuz tozları, tarihi geçmiş yiyecekler ve kimyasal zehirlerle insanları nasıl mahvettiklerini, bebeklerin kendi anneleri tarafından komyonlardan atıldığını okudum. Daha neler neler…
Anlatamıyorum, nefesim kesiliyor … Ama n’olur okusun tüm dünya bu yaşananları. Okusun ve bitirsinler artık devam eden vahşetleri de…
Bir yerde okumuştum Bosnalılar tarihte dokuz katliam görmüş diye. Bu kitapta üç kuşağın yaşadığı savaşları Srebrenitsa katliamına şahit olan birinden okudum. Ne bitmez çilen varmış senin be Bosnam, seni defalarca öldürmüşler meğer…
Bosna’nın öldüğü yetmedi mi ? Bosna’yı yaşatma vaktidir artık. Rabbim sulhu ve selameti kardeşlerimin üzerinden eksik etme. Amin…
Kitapta bahsedilen Yusuf Suresini okudum bugün yeniden. Ne diyordu Hz. Allah:
“Rabbi, onun duasını kabul etti de onların hilesini ondan savdı. Çünkü o, hakkıyla işiten ve (her şeyi) bilenin ta kendisidir.” Yusuf Suresi/34
“İnananlar ve ‘Allah’ın emirlerine uygun yaşayanlar’ için, âhiret mükâfatı elbet daha hayırlıdır.” Yusuf Suresi /57
Bosna’nın öldüğü yetmedi mi artık Bosna’yı yaşatma vaktidir. Rabbim sulhu ve selameti kardeşlerimin üzerinden eksik etme. Amin…
Bosna’ savaşına dair okuduğum diğer kitaplar:
Sarajevo Marlboro
Zlata ‘nın Günlüğü
İncir Kuşları
Bosna Hersek ve Leyla