Sırt ve boyun bölgesine oluşan kulunç masa başı çalışanlar, uzun süre bilgisayar kullanmak zorunda olanlar, masada iş yapanlar ve ders çalışanlarda daha fazla olmaktadır. Diğer yandan sıcak soğuk geçişleri de kuluncu olumsuz etkilemektedir. Bu şekilde çeşitli nedenleri sıralanan kuluncun aslında kesin bir sebebi yoktur. Boyunda ve sırtta dokunulduğunda ele gelen taşlaşma ve ağrılar kulunç olarak bilinir. Stres, çalışma şartları, gündelik hayat, kişideki hastalıklar, travmalar da kuluncun oluşmasına neden olabilir. Kulunç kendisini her zaman geçmeyen ağrılarla göstermektedir.
Boyun ağrı, omuz ve sırt ağrısı olan kişilerin neredeyse hepsinde mutlaka kulunç vardır. Kulunç gündelik yaşımı olumsuz etkileyen ve ağrı veren bir rahatsızlık olduğundan tedavisi de çok merak edilmektedir. Kuluncun çeşitli tedavi yöntemleri vardır.
Örneğin düzenli egzersiz yapmak, düzenli masaj, aromaterapi yağları ve kas gevşetici kremler ile sıcak fizik tedavi kulunç olan bölgeleri açabilir. Ancak kulunç çoğunlukla tekrar etme eğilimi gösterir. Tekrar etmemesi için kulunca neden olan her şeyin yaşamdan uzaklaştırılması gerekir. Bu içeriğimizde kulunç neden olur, nasıl geçer? Kulunç ağrısına ne iyi gelir? Konularında ayrıntılı bilgileri sizler için bir araya getirdik. İşte kulunç hakkında merak edilenler…
Kulunç Nedir?
Kulunç pek çok kişiye zor zamanlar yaşatan ciddi ağrı veren bir durumdur. Peki kulunç nedir? sırt, boyun ve omuzda bulunan kasların gerilmesi ve gevşeyememesi sonucunda oluşan kaslardaki düğümlenme kulunç olarak adlandırılır. Kişi ne yaparsa yapsın ağrı geçmez. Çünkü kaslardaki bu düğümlenmenin açılması gerekmektedir. Halk arasında bu duruma kuluncun kırılması da denir. Ancak bu şekilde kişi rahatlar ve ağrıları diner.
Kulunç Neden Olur?
Kulunçlar çoğunlukla sırtta, boyunda ve omuzda görülmektedir. Çok fazla ağrıya neden olan kulunç neden olur? Sorusu pek çok kişi tarafından sorulur. Kuluncun kesin bir nedeni olmamakla beraber bazı nedenler tahmin edilmektedir. Örneğin masa başı işte uzun saatler hareketsiz çalışmak, soğukta kalma, sıcak soğuk geçişi, stres, hareketsiz durmak gibi çeşitli nedenleri olduğu düşünülmektedir. Kulunç kasların kasılması ve adeta bir yumru haline gelmesidir. Bu yumrular açılmadığı sürece ağrımaya ve kişinin gündelik yaşamını olumsuz etkilemeye devam eder. Dolayısıyla ağrı kesici ve kas gevşeticiler kulunç olduğunda çok fazla kişi tarafından kullanılmaktadır. Çünkü ağrı bazen dayanılmaz olabilir.
Kulunç Nasıl Geçer?
Kulunç oluştuğu zaman kişinin yaşamını olumsuz etkilediğinden kulunç nasıl geçer? Diye mutlaka merak edilmektedir. Kuluncun geçmesi için çeşitli yöntemler vardır. Bunların başında kuluncun açılması için masaj yağlarıyla yapılan masaj gelmektedir. Sıcak su torbaları ve fizik tedavi de kulunca faydalıdır. Bazı durumlarda kulunç çok ağrırsa kas gevşetici ve ağrı kesici de alınması gerekebilir.
Kulunç Ağrısına Ne İyi Gelir?
Kulunç ağrısına ne iyi gelir? Diye merak edenler için sıraladık;
Kulunç Ağrısı Kesin Çözüm Yolları
Kulunç ağrısı kesin çözüm yolları arasında bölgenin sıcak tutulması ve ağrı kesici yağlarla ovulması ilk sırada gelmektedir. Böylece kulunç açılır ve bölge rahatlamış olur.
Yel girmesi; genel olarak gövdede, bacaklarda ya da kollarda oluşan ve nedeni tam olarak bilinmeyen ağrılı durumlara halk arasında verilen addır. Yaygın olarak sırt ve boyun bölgesinde de görülür. Başlı başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Ancak soğuğa maruz kalmanın bu problemi tetiklediği düşünülmektedir.
Yel girmesi, kişilerin yaşam kalitesinin büyük oranda düşüren bir sağlık sorunudur. Bu nedenle ihmal edilmemesi ve küçük uygulamalardan yardım alarak ağrının en aza indirgenmesi önemlidir. Yel girmesi sorununun özellikle düzenli egzersiz yapmayan kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir. Çoğunlukla aniden ortaya çıkan bu problemin en sık karşılaşılan belirtisi sancı ve hareket kısıtlamalarına yol açmasıdır.
Yel girmesi problemi hayati organlarda oluşmadığı için büyük tehlikeler yaratmaz. Ancak sırt, kol ve boyun gibi bölgelerde oluşan ağrılar kişilerin günlük yaşamlarında rahat hareket etmelerini engelleyerek yaşam kalitelerini düşürür. Özellikle göğse yel girmesi, kalp hastalıklarında görülen semptomlar ile benzer belirtiler göstererek endişeye sebep olabilir. Bu yüzden görmezden gelinmemeli ve kesinlikle tedavi edilmelidir.
Mevsim geçişlerinde soğuyan havanın etkisi de yel girmesi sorununa sıklıkla yol açmaktadır. Özellikle uyurken pike ya da battaniye kullanmamak, pencereleri açık bırakarak uyumak, cereyanda kalmak ve hava durumuna uygun kıyafetler giymemek yel girmesi sorununu kaçınılmaz kılar. Bu problemi yaşamamak için cereyanda kalmamaya ve vücut sıcaklığını korumaya özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Yel girmesi sorunu, genel olarak şiddetli ağrı duyumu ve sancı şeklinde kramplarla kendini gösterir. Ancak belirtiler bu sorunun görüldüğü bölgeye, şiddetine ve kişiden kişiye bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Yel girmesinin belirtileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Yel girmesi nedeniyle oluşan ağrılar, eklemler ve kaslarda baskıya yol açan bir ağrı hissine de yol açabilir. Ağrı hissinin kaynağını doğru şekilde belirleyebilmek ve en uygun müdahalede bulunmak için mutlaka tıbbi yardım alınması gerekmektedir.
Yel girmesi çoğunlukla bel, göğüs, kol, boyun ve omuzların soğuk hava akımına maruz kalması ile ortaya çıkar. Fakat her zaman tek sebep bu olmayabilir.
Yel girmesi sorununun görülmesinin nedenleri şu şekilde sıralanır:
Yel girmesi problemini basit önlemler alarak engellemek mümkündür. Bu sorun bağışıklık kazanılan bir hastalık olmadığı için, iyileştikten sonra aynı hataların tekrarlanması halinde ağrı yeniden ortaya çıkabilir. Bu yüzden kişiler düzenli egzersiz yapmalı ve vücut sıcaklıklarını korumalılardır.
Yel girmesi sorunu soğuk hava akımına maruz kalınması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Kişi cereyanda kaldıktan sonra gövde, kol ya da bacaklarında şiddetli kas ağrıları yaşamaya başladıysa yel girmesinden şüphelenilir.
Kesin teşhis için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanır:
Yel girmesi sorunu kas ağrısına sebep olan bir hastalık olduğu için kan ve idrar tahlili yapılmasına gerek yoktur. Bu yüzden teşhis Aile Sağlık Merkezinde de konulabilir. Ancak radyolojik görüntüleme tetkiklerine ihtiyaç duyulursa, hastanın radyoloji bölümü olan bir hastaneye sevk edilmesi gerekir.
Yel girmesi problemi, şiddetli ağrı duyumu ve iyileşme görülene kadar geçen sürede hareket kapasitesinin sınırlanması haricinde bir tehlike oluşturmamaktadır. Bu yüzden panik ile hareket edip, yanlış uygulamalar yapmak sorunun ilerlemesine sebep olmamak gerekir. Uygulanabilecek çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Bu yöntemlerden yalnızca biri kullanılabileceği gibi, birden fazlası aynı anda kullanılarak sorunun daha hızlı çözülmesi de sağlanabilir.
Yel girmesinin tedavi yöntemleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Tekrarlayan yel girmesi sorunu yaşayan kişilere kaslarını güçlendirmeleri tavsiye edilir. Bunun için düzenli egzersiz yapmak yeterlidir. Özellikle yüzme, vücutta çok sayıdaki kası aynı anda çalıştırdığı için sıklıkla önerilmektedir. Alternatif olarak reformer pilates ve ip atlamak gibi sporlar da tercih edilebilir.
Yel girmesi sorunu, hayati tehlike yaratacak kadar ciddi etkileri olan bir sağlık sorunu değildir. Ancak son derece ağrılı bir durum olduğu için, kişilerin hayat kalitelerinin düşmesine ve günlük işlerini yaparken zorlanmalarına yol açar. Bu nedenle kısa süre içinde tedavi edilmesi ve hasta konforunun en kısa sürede sağlanması gerekir.
Tedavi edilmeyen yel girmesi sorunu kendiliğinden de iyileşme gösterecektir. Ancak tıbbi yardım alınmadığında iyileşme süreci biraz daha uzun ve sancılı geçebilir. Normalde bir iki gün içerisinde iyileşme görülürken, tedavi uygulanmadığında tamamen iyileşmek dört ya da beş günü bulabilir.
Yel girmesi sorunu karşısında herhangi bir tedavi uygulanmıyorsa ve soğuk hava akımına maruz kalmak gibi zararlı alışkanlıklar devam ettiriliyorsa, en sık karşılaşılan problem ağrının komşu bölgelere yayılması olacaktır. Örneğin; boyunda başlayan ağrı zamanla sırta kadar inebilir. Bu durum kişinin hareketlerinin giderek sınırlanmasına sebep olur. Aynı zamanda hissedilen ağrının şiddeti de artar. Bu yüzden tedavi yöntemleri uygulanmasa bile, vücudu sıcak tutmak ve kesinlikle cereyanda kalmamak önemlidir.
Yel girmesi sorununu önlemek, her zaman için tedavi etmekten daha kolaydır. Bu yüzden ilk olarak önlem alınmalıdır. Ancak buna rağmen ağrı başladıysa tedaviye ek olarak yapılabilecek bazı uygulamalar bulunur.
Yel girmesine iyi gelen uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:
Yel girmesi sorununu çözmek için evde yapılabilecek birçok uygulama vardır. Ancak doğru yapılmayan uygulamalar, yarardan çok zarar verecektir. Bu nedenle bilginin doğruluğundan emin olunamıyorsa bir uzmana danışılması ya da bu uygulamanın yapılmaması gerekir. Böylece birkaç gün içerisinde iyileşecek bir sorun, ilerleyerek daha büyük problemlere yol açmamış olur.
Yel girmesi problemine iyi gelmeyen uygulamalar, aslında ona sebep olan davranışların devam ettirilmesidir. Bu davranışların tekrarlanması ağrıları arttırarak dayanılmaz hale gelmesine neden olabilir.
Yel girmesi sorununun ilerlemesine sebep olan hatalı davranışlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Yel girmesi tedavisinde kişilere istirahat etmeleri önerilir. Ancak ağrılı bölgeyi hiç hareket ettirmeyip, basit işlerin dahi yapılmaması sonucunda kaslar daha çok kasılacak ve ağrı artacaktır. Bu yüzden hatalı davranışlardan kaçınılmalı ve doktor tavsiyelerine harfiyen uyulması büyük önem taşır.
Yel girmesi sorununda genel olarak ağrıyı gidermeye yönelik ilaçların kullanımı tavsiye edilir. Reçete edilecek olan ilaçlar, muayene bulguları sonucunda kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Yani tedavide tek tip bir ilaç kullanılmaz. Kullanılacak ilaç seçimi kişilerin genel sağlık durumuna, yaşına, ağrının bulunduğu bölgeye ve başka ilaçlar kullanıp kullanmadığına göre değişir.
Yel girmesi sorununda sıklıkla kullanılan ilaçlar şunlardır:
Yel girmesi problemi sadece ilaç kullanımı ile çözülemez. Sorunun çözülebilmesi için kişilerin hastalığa sebep olan davranışlarını tekrarlamaması gerekir. İlaç kullanımına rağmen soğuk hava akımına maruz kalmaya devam etmek ve vücudu zorlamak, tedavinin gecikmesine sebep olur. Bu yüzden kişiler vücutlarını sıcak tutmalı, dinlenmeli ve reçete edilen ilaçları önerilen doz ve sıklıkta kullanmalılardır.
Hamilelikte yel girmesi problemi yaşamak, hayatın diğer tüm dönemlerde olduğu gibi görülmesi muhtemel bir durumdur. Boyun ve sırt bölgesinde görülen yel girmeleri masum kabul edilirler. Ancak belde meydana ağrılar, gebelikle alakalı farklı problemlerin habercisi olabileceği için zaman kaybetmeden bir uzmana muayene olunması gerekir. Hamilelikte ilaç kullanımı sakıncalı olabileceği için doktorun önerdiği ilaçların dışında herhangi bir farmakolojik ürün kullanılmaması da oldukça önemlidir.
Gebelik döneminde hamam ve kaplıca gibi sıcak ortamlara girmek sakıncalı olduğundan dolayı anne adayları sıcak uygulamayı havlu ya da sıcak su torbası kullanarak yapmalılardır. Uzmanlarının önerdikleri basit egzersizleri uygulamak da ağrının giderilmesinde oldukça etkilidir. Bu uygulamalar sırasında en ufak bir anormallik hissedilirse işlem hemen sonlandırılmalı ve en kısa süre içerisinde tıbbi yardım alınmalıdır.
Küçük çocuklarda yel girmesi çok sık yaşanan bir sağlık sorunu değildir. Çoğunlukla 15 yaşından sonra karşılaşılan bir durumdur. Çünkü gençler ıslak saçla gezmek, ince kıyafetler giymek, vantilatör karşısında durmak ve pencere açıkken uyumak gibi hatalı davranışları uygulamaya daha eğilimlilerdir. Evde yapılabilecek en kolay 2 yöntem masaj ve sıcak uygulamadır. Eğer bu uygulamalar sorunu çözmezse aile sağlık hekimi ile görüşülerek kas gevşetici ilaçlar alınabilir.
Çocuklarda ortaya çıkan yel girmelerinde de belirtiler, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi aniden ortaya çıkan ve bıçak saplanması tarzında tanımlanan kas ağrılarıdır. Çocukların bünyeleri daha zayıf olduğu için ilaç kullanırken doz ayarı çok daha önemlidir. Bu nedenle doktor tarafından reçete edilmeyen hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. Aile sağlık hekimi muayene sırasında başka bir sorundan şüphelenirse, hastayı çocuk ortopedisine yönlendirebilir. Böylece sorun daha detaylı araştırılır ve kesin teşhis konularak tedaviye başlanır.
Yel girmesinde ilk belirti aniden gelen kas ağrısıdır. Bu ağrı farklı bölgelerde olabilir. Eğer cereyana maruz kalındığı düşünülüyorsa ve ağrı haricinde bir şikayet yoksa o bölgeye sıcak uygulama yapmak çoğunlukla yeterli olur. Eğer sıcak uygulamalar yetersiz kalırsa ilk olarak Aile Sağlık Merkezine başvurulmalıdır. Aile hekimi gerekli muayeneyi yapar ve yel girmesi teşhisi kesinleşirse gerekli ilaçları reçete eder. Sorunun farklı bir hastalıktan kaynaklandığı düşünülüyorsa radyolojik tetkiklerin yapılabilmesi için, hastayı Ortopedi ve Travmatoloji bölümüne sevk ederler. Ortopedi uzmanları gereken tetkikleri yaparak kesin teşhisi koyar ve hastanın tedavisini planlar.
Yel girmesi sorununun ilk evresinde ağrıların 10 günden uzun sürmesi ya da göğüs bölgesinde görülmesi, altta yatan başka hastalıkların habercisi olabileceği için ciddiye alınmalıdır. Ayrıca öksürük ve solunum güçlüğü gibi belirtiler de varsa aile hekimine değil, direkt olarak hastaneye gidilmesi gerekir. Göğüs bölgesinde meydana gelen ağrılar, kalp krizi ve akciğer hastalıklarının habercisi olabilecekleri için erken teşhis edilmeleri hayati önem taşır.
Günlük hayatımızda çok sık karşılaştığımız sorunlardan birisi de kulunç ağrılarıdır. Kulunç kas içerisinde sert nodüller diyebiliriz. Kasın kasılıp tekrar gevşeyememesi sonucu oluşan nodüllerdir. Genellikle sabah tutukluğu ve genel vücut ağrıları ile karakterize bir sendrom diyebiliriz. Hem kadınlarda hem erkeklerde her yaşta görülebilen bir sağlık problemidir.
Kulunç ağrısı çekiyorsanız önemsemeniz gerekmektedir. İlerleyen zamanlarda kulunç ağrısı kronikleşir iyileşmesi de zorlaşır.
Şunlara da göz atın;
Yel girmesine bitkisel çözüm için gerekli olan ve olumlu etkisini gösteren doğal bitkiler şunlardır;