Zamanla artan şehirleşme, bunun getirdiği hızlı ve sıkışık yaşam şartları, küresel iklim değişiklikleri sonucu ortalama sıcaklıkların yükselmesi gibi sebeplerle daha sık karşımıza çıkan hastalıklardan biri de ‘İsilik’tir. Görünümü, yanma batma hissiyle kişiyi huzursuz etmesi, cinsel yaşamı olumsuz etkilemesi bakımından önemlidir.
Farklı tipleri olan isilik başka deri hastalıklarıyla da karıştırılabilir. Bu durum yanlış tanı ve tedavi ile hastalığın uzamasına ve komplikasyonların oluşmasına sebep olabilir.
Tüm yaş gruplarında görülebilmekle beraber bebek ve çocuklarda daha fazla görülen, yanma, batma, kaşıntı hissi veren, küçük pembe, kırmızı renkte döküntülerle kendini belli eden bir deri hastalığıdır. Bazen döküntüler saydam ya da irinli de olabilir.
Bütün coğrafi bölgelerde ve iklimlerde görülebilir. Ancak tropikal iklimin hakim olduğu bölgelerde, sıcak ve nemli havada görülme sıklığı artmaktadır.
İsilik doğumdan itibaren bütün vücut yüzeyinde faaliyet gösteren ve yaşam boyu çok önemli fonksiyonları olan ekrin ter bezlerinin deriye açılan boşaltma kanallarının tıkanması ile ter akımının önlenmesi sonucu oluşur. Ter bezi kanallarının tıkanması ya aşırı terleme ile ya da terin boşaltılmasını engelleyen sebeplerle gerçekleşir.
Ter bezi kanalındaki tıkanma farklı düzeylerde olabilir. Tıkanmanın düzeyine ve şiddetine göre 4 farklı türde isilik karşımıza çıkabilir;
Bebeklerde yaygın görülür. Çevresinde kızarıklık olmayan şeffaf kesecikler şeklindedir. En çok gövdede görülür. Hızla ortaya çıkan bu minik berrak kesecikler aynı hızda yırtılır ve ince soyulma ile sonlanır. Genellikle güneş yanığı ya da ateşli hastalıklar sonrası oluşur. Kaşıntı yapmaz.
Ter bezi kanalındaki tıkanma çok yüzeyseldir. Üst derinin en dışı olan korneum tabakasının altında içi su dolu kabarcıklar oluşur. ‘Sudamina’ adıyla da anılan bu tabloda mm çapında, ince duvarlı, su damlası gibi görünen kabarcıklar vardır.
Halk arasında isilik denince en çok bu tür akla gelir. Çocuklarda ve bebeklerde daha fazla rastlanır. Yanma, batma, bazen kaşıntı vardır. Vücut genelinde özellikle sürtünme ve kıvrım bölgelerine yerleşir. Bebeklerde en çok boyun, kasık ve koltuk altında rastlanır. Kırmızı, konik biçimli kabarıklıklar veya küçük içi su dolu kabarcıklar görülebilir.
Ter bezi kanalındaki tıkanma üst derinin (epidermisin) daha derin bölümündedir. Yırtılmayla kanal çevresinde içi su dolu kabarcık (vezikül) oluşur. Bu kabarcıklar pembe kırmızı renktedir.
Çok nadir görülür. Tropik bölgelerde daha sıktır. Fiziksel aktivite sırasında terleyen yetişkinlerde ortaya çıkar. Kırmızı isilik tekrarladıkça derinleşip derin isiliği oluşturur. Yanma hissi yoktur.
Ter bezi kanalları derin bölgede tıkandığından terleyememeye (anhidroz) sebep olur. mm çapında, tekdüze, ter bezleri kanal çıkışlarının olduğu bölgede kaz derisini andıran kırmızımsı kabarıklıklarla kendini belli eder.
Kırmızı isilik derinleşip ilaveten irin oluşursa cilt yüzeyinde içerisinde cerahat bulunan kabarcıklar oluşur. İmpetigo’ya benzeyen görüntüsü vardır.
İsilik bulaşıcı değildir. Ancak 4 isilik tipinden biri olan irinli isilikte tıkanıklığa ilave olarak bakteriyel enfeksiyon eklenebildiğinden bu durumda bulaşıcı olabilir.
Diğer yandan bebeklerde Miliaria Rubra (Kırmızı İsilik) üzerine yerleşen bakterilerin oluşturduğu apseler ‘Periporitis Stafilogenes’ adını alır ve daha derin olanları ise ‘Multipl Ter Bezi Apsesi’ adını alır ki bunlar bulaşıcıdırlar.
Ter bezi gözeneklerinin tıkanma nedeni her zaman anlaşılamayabilir ancak çoğunlukla belli bir sebebi vardır. Bazen birden çok sebep bir araya gelebilir. Aşağıdaki faktörler isiliğin oluşumunda hazırlayıcı rol oynarlar;
Bazı Giysiler: Sentetik, deriyi aşırı basınca maruz bırakan, cilde sürtünen giysiler terin buharlaşmasını engelleyerek ve cildi tahriş ederek isilik gelişmesini tetikler.
Aşırı Terlemek: Aşırı terlemeye yol açan enfeksiyon hastalıkları, metabolik hastalıklar, onkolojik hastalıklar isilik oluşumunu arttırır.
İklim: Aşırı sıcak ve nemli havanın hakim olduğu tropikal iklim bölgelerinde isilik görülme ihtimali artar.
Fiziksel Aktivite: Bazı sporlar ve sıcak ortamda aşırı fiziksel aktivite isilik oluşumuna yol açabilir.
Vücudun ya da Ortamın Aşırı Isınması: Üst üste giyinme, birkaç yorgan ya da battaniye altında uyuma, elektrikli battaniye, ısıtıcılara çok yakın oturma isiliğine neden olabilir.
Uzun Süreli Yatak İstirahati: Ateşli bir hastalık sebebiyle, felç geçirdiği için ya da ameliyat sonrası uzun süre yatmak zorunda kalan kişilerde isilik görülme ihtimali artar.
Bazı Kozmetikler: Yoğun vücut losyonları, bazı kremler, boya ve parfüm içeren kozmetikler isilik oluşumuna yol açabilir.
Obezite: Terlemeyi ve kıvrım bölgelerinde sürtünmeyi arttırarak isiliğe sebep olur.
Tozlu ve Kirli Ortam: Ter bezlerinin gözeneklerini tıkayarak isiliği arttırır ve derinleştirir.
Her yaş grubunda görülebilse de en çok bebek ve çocuklarda görülür. Yaş gruplarına göre bazı farklar olabilir. Bunlar aşağıda belirtilmiştir;
Bebek ve çocuklarda görülen isilik annelerin telaşlanmasına sebep olabilir. Daha çok sıcağa bağlı terleme ya da ateşli hastalık sonrasında oluşur. Kış aylarında da çok kalın giydirilen ya da çok sıcak ortamda uzun süre bulunan bebeklerde oluşabilir. Tüm vücutta görülebileceği gibi özellikle çok terleyen bölgelere yerleşir. En çok yüz, boyun, sırt, göğüs ve uyluk bölgesinde görülür. Bezli bebeklerde bez yeterli sıklıkta değiştirilmezse göbek, bel ve popo bölgelerinde sıkça görülür.
Bebeklerin derisi ince ve hassas olduğundan ısı değişimine kolay uyum sağlayamaz. Bu yüzden isilik daha fazla oluşur. Açık ten renkli bebekler daha riskli gruptadır. Özellikle aşırı kilolu bebek ve çocukların baş ve kıvrım bölgelerinde isilik daha çok görülür. En sık görülen şekiller Miliaria Kristalina (Saydam İsilik) ve Miliaria Rubra (Kırmızı İsilik)’dır. Nadiren Miliaria Püstüloza (İrinli İsilik) görülebilir. Genellikle saydam ya da kırmızı bazen irinli olan deri belirtileri yanma, batma ve kaşıntı oluşturabilir.
Daha çok boyun, sırt, göğüs, bacak arası ve kıvrım bölgelerinde oluşur. Sıcak iklim, aşırı kilo, terlemeyi arttıran hastalıklar, bazı ilaç kullanımları, aşırı spor, kadınlarda yanlış ped seçimi ve vaktinde ped değiştirmemek erişkinlerdeki isiliğin oluşumunu kolaylaştırır.
Genellikle Miliaria Rubra (Kırmızı İsilik) ya da Miliaria Püstüloza (İrinli İsilik) şeklinde belirtilerle karşımıza çıkan deri belirtilerine sıklıkla yanma batma ve kaşıntı hissi eşlik eder.
Tek başına isilik kişiye verdiği yanma, batma ve kaşıntı gibi rahatsızlıkların dışında önemli bir problem oluşturmaz. Ancak deri bütünlüğünü bozan bir durum olduğundan üzerine eklenen bakterilerle ciddi sonuçları olabilen bir enfeksiyon halini alabilir. Bu durumda aşağıdaki komplikasyonlar oluşabilir;
Sellülit: Deri ve deri altı lenf damarlarının iltihaplanmasıdır.
Böbrek Sorunları: Özellikle bir tür böbrek iltihabı olan glomerulonefrit hastalığı oluşabilir.
Yara İzi: Derin seyreden iltihaplar iz bırakabilir.
İsilik ter bezi boşaltım kanallarının tıkanmasıyla oluştuğundan terlemeyi arttıran faktörleri azaltmak ve terin boşalmasını sağlayan kanalın tıkanmasına yol açan unsurları hafifletmek isilik oluşumunu da azaltacaktır. Bunlar aşağıda belirtilmiştir;
Sürtünme ve terlemeye aşırı maruz kalan önemli bir isilik bölgesi olan kasık ve genital bölge açısından aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir;
Çok yüzeysel yerleşen ve kızarıklığın olmadığı Miliaria Kristalina (Saydam İsilik) başka hastalıklarla pek karıştırılmaz. Ancak kızarıklığın mevcut olduğu, deride kabarıklıklar ve irinle kendini belli eden diğer isilik türleri aşağıdaki hastalıklarla karıştırılabilir;
Temel prensipler aşırı terlemeyi azaltmak, terin akışını kolaylaştırmak ve kişisel hijyene dikkat etmektir. Yani hastalığın tedavisi aynı zamanda isiliği önleyici tedbirleri de içermektedir. Bunları sağlamak için aşağıdakilere dikkat edilmelidir;
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılabileceği gibi isilik çok yayılmamış ve yüzeysel haliyle basit önlemlerle kontrol altına alınabilir. Ancak ihmal edilip vücuda yayıldıkça ve deride derinleştikçe kontrolü ve tedavisi daha zor ve zaman alıcı bir durum alır. Bir de üzerine ikincil (sekonder) enfeksiyonlar da ilave olursa tedavi daha da zorlaşır. Bu yüzden isiliğin erken dönem belirtileri geçmez aksine deride sıcaklık, ödem, kızarıklık artışı ve cerahat oluşumu gözlenirse, ayrıca belirtilere ateş, halsizlik, iştahsızlık, lenf bezi şişlikleri ilave olursa mutlaka bir dermatoloji hekimine başvurulmalıdır.
Dr. Ahmet ACAR
Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı
silik zaman zaman pek çok kiide yaanan bir cilt sorunudur. Daha çok scak ve güneli günlerde insanlarda rahatsz eden isilik, kiileri uzun bir süre rahatsz etmektedir. silii tedavi etmek için çeitli ilaçlar kullanlr. laç kullanmak istemeyenler ise bitkisel tedavi yöntemleri ile bu sorunu çözmek ister.
silie doal çözüm arayanlar için bu sayfada faydal bilgiler derledik. Satrlardaki salk önerileri sizi isilik sorunundan kurtaracak!
Bebeklerde ve yetikinlerde görülen isilik rahatszl için en etkili yöntemleri bir arada bulabileceiniz bu yazmz sonuna kadar okumalsnz. Yaz aylarnda cildinizi korumak için imdi sizlere sunacamz bilgileri bir köeye not edebilirsiniz. Vücudunuzu isilikten korumann yollar imdi sizinle!
Cilt Mantar Nedir? Çeitleri, Belirtileri ve Tedavisi
Pamukçuk Nasl Geçer? Evde 5 Bitkisel Çözüm
Çay Aac Ya Faydalar Nelerdir?
Kil Maskesi Faydalar Nelerdir? Nasl Yaplr? 4 Doal Maske Tarifi
Hindistan Cevizi Ya Faydalar – Hiç Duymadnz Mucizevi Etkileri
Youn Nemlendirici Shea Yann 10 Faydas
Zerdeçaln Faydalar Nelerdir? Hiç Duymadnz ifal Özellikleri
7 Farkl htiyacnza Özel En yi Aloe Vera Maskesi Tarifleri
Elma Sirkesi Nasl Yaplr? Faydalar Nelerdir? Nasl Kullanlr?
Zeytinya Faydalar Nelerdir?
Kantaron Ya Faydalar Nelerdir? Nasl Kullanlr?
silik bebeklerin cilt problemi olarak bilinse de her yata görülebilir. Bebekler isilik oluma nedenlerini öyle ifade edelim.
Bebeklerde:
Yetikinlerde:
silik kendini birkaç belirti ile göstermektedir. Bu cilt problemini dier sorunlardan ayrt etmek için listedeki belirtileri inceleyebilirsiniz.
silik problemini ksa sürede çözmek için en yakn “Cildiye” doktoruna görünmelisiniz. Size uygulayaca tedavi yöntemleri öyle olacaktr.
Bebeklerde Piie yi Gelen 7 Bitkisel Çözüm
Zonaya yi Gelen 7 Doal Besin, Bitkisel Tedavi
Egzama Nedir? Neden Olur? Ne yi Gelir? Belirtileri ve Tedavisi
Yank Tedavisi Nasl Yaplr? Ne yi Gelir? Evde Bitkisel lk Yardm
Sedef Hastal Nedir? Belirtileri, Tedavisi, Bitkisel Çözüm Önerileri
İsilik, tıbben miliaria olarak isimlendirilen, derideki ter bezi kanallarının herhangi bir seviyede tıkanmasına bağlı olarak görülebilen çeşitli döküntülere denir. İsilik bebeklerde sıklıkla ateşli hastalık sonrası, sıcak ve nemli ortam, aşırı terleme ve hava almayan kıyafetlere bağlı görülmektedir. Normal şartlar altında vücut çevresel sıcaklığın artmasına karşı, ısı dengesini sağlamak için fazla ısıyı ter bezlerinden salgılanan ter ile birlikte dışarıya atar. Terin buharlaşması vücudun soğumasını sağlar. Ancak ter kanallarındaki tıkanıklık nedeniyle dışarıya atılamayan ter, cildin alt katmanlarından üst tabakasına sızarak kızarıklık ve devamında kabarıklıklarla seyreden döküntülere yol açar.
İsilik, ter bezi kanalı tıkanıklık seviyesine göre yüzeyelden derine sırayla miliaria kristallina, miliaria rubra, miliaria profunda olarak üçe ayrılır.
Miliaria kristallina, en sık görülen ve en hafif isilik tipidir. Ciltteki ter kanallarının üst tabakasındaki tıkanmaya bağlıdır. Cildin yüzeyinde sıvı ile dolu küçük şeffaf ter kabarcıkları ile seyreder. Kaşıntı veya ağrı görülmez. Özellikle yenidoğanlarda sık görülür.
Miliaria rubra, ciltteki ter kanallarının orta seviyede tıkanıklığına bağlı kırmızı kabarık döküntülerle seyreder. Bu tip isiliğin belirtileri arasında kaşıntı, batma ve karıncalanma hissi, etkilenen bölgede terleme olmaması ile ciltte iltihaplanma görülmesi sayılmaktadır. Lezyonların iltihaplanması durumunda bakteriyel enfeksiyon gelişmiş kabul edilir ve tabloya miliaria püstüloza denir.
Miliaria profunda ise isiliğin en nadir görülen tipidir. Bu isilik tipi, ter kanallarının cildin daha derin tabakasında, yani dermiste tıkanması ile görülür. Miliaria profunda tipik olarak bebeklerden çok yetişkinlerde görülür ve tıbbi müdahale gerektirir.
Görüntüde etrafı kırmızı içi sıvı dolu kabarcıklara ek olarak kaşıntı, batma ve karıncalanma hissi, terleyememe daha ciddi durumlarda iltihaplı döküntülere ek olarak ateş, titreme, bulantı ve ağrı gibi belirtiler gözlenebilir.
İsilik tedavisinde ilk adım hemen her zaman cildi serinletmek ve terlemeyi önleyici adımları atmaktır. Sık ılık duş aldırmak, cildi tahriş etmeyecek pamuklu ve ince kıyafetler giydirmek ve ortamı serin tutmak esastır.
İsilik normal şartlar altında kendiliğinden ve sorunsuz bir şekilde iyileşir. İsiliğin daha hafif türleri için isilik görülen bölgeyi serin ve temiz tutmak, aynı zamanda da aşırı ısınmayı önlemek bu iyileşme sürecini hızlandırabilir. Normal şartlar altında cildin soğumasıyla birlikte isilik hızla iyileşir. Ancak nadiren şiddetli vakalarda tıbbi topikal tedavilere başvurmak gerekir.
İsilik tedavi edilmezse tıkanıklık derinleşebilir, tablo giderek ciddileşebilir ve medikal tedavilere başvurmak gerekebilir.
Yenidoğanlarda da isilik gözlenebilir. Bunun nedeni, yenidoğan bebeklerin ter kanallarının tam olarak gelişmemiş olmasıdır. Olgunlaşmamış ter kanalları kolaylıkla tıkanabilir. Bebek özellikle ısı kaynaklarına çok yakın duruyorsa, çok sıkı ve kalın giydirilmiş ise veya ateşi varsa, yaşamın ilk haftasında isilik geliştirebilir.
İsilik belirtileri bebeklerde özellikle terlemenin çok yoğun olduğu baş boyun bölgesi, yüz ve goğüste görülür. Bez değişiminin yeterli sıklıkta yapılmadığı durumlarda bez bölgesinde de isilik gözlenebilir.
İsilikten etkin bir şekilde korunabilmek için öncelikle aşırı kalın giyimden kaçınmak gerekir. Yaz aylarında yumuşak, hafif ve pamuklu giysileri tercih etmek etkili olur. Kış aylarında ise özellikle çocuklara sadece bir yetişkinin ihtiyacı olacak kadar kalınlıkta kıyafetler giydirilmelidir. Bununla birlikte cildi tahriş edebilecek sıkılıkta ve sertlikte kıyafetlerden kaçınılmalıdır. Sıcak havalarda, doğrudan güneş ışığının etkisinden uzakta, gölgede veya serin bir odada vakit geçirilmelidir. Oda sıcaklığı C civarında, nem oranı ise yüzde 50 civarında tutulmalıdır. Aynı şekilde uyku alanı serin tutulmalı ve iyi havalandırılmalıdır. Gözenekleri tıkayabilen yağlı merhemler veya bebek yağları kullanmaktan kaçınmak önemlidir.
İsilik özellikle yenidoğan döneminde yenidoğan aknesi, su çiçeği, bakteriyel diğer enfeksiyonlar ile karışabilirken, daha ileriki yaşlarda infantil akne, toksik deri döküntüleri ve folikülit gibi durumlarla karışabilir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Yazın gelmesiyle birlikte havalar ısındı. Havalar ısınınca yaz aylarında sıklıkla karşımıza çıkan bir durum da isiliktir. Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür. Ter kanalının tıkanma derinliğine göre ciddiyeti de değişmektedir. Döküntü genellikle kendi kendine düzelebilir ve tedaviye gerek olmayabilir. Sizler için isilik hakkında ayrıntılı bir yazı hazırladık.
Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Tıp terimi olarak Miliaria olarak isimlendirilir. Tıkanma, terin deri içine veya deri üst tabakası içine geri akışına yol açar ve bu da deri altında terle dolu kabarcıklar oluşturan bir döküntü ile sonuçlanır. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür.
Ter kanalının tıkanma derinliğine göre 3 farklı isilik türü vardır. Döküntü genellikle kendi kendine düzelebilir ve tedaviye gerek olmayabilir. İsilik probleminde ter kanallarından ter dışarı akmaz ve bunun sonucu olarak ciltte kabarcıklar, kızarıklık ve kaşıntı ortaya çıkar. Ter kanallarının tıkanmasına bağlı ter birikmesi cildin en üst tabakasında, cilt içinde ve cilt altına kadar ter birikebilir. Bu terin biriktiği bölgelere göre isilik farklı isimlerle bilinir. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür. 3 ana miliaria türü kristallina, rubra ve profundadır olarak ayrılmaktadır. Döküntü genellikle kendi kendini sınırlar ve tedaviden bağımsız olarak düzelir.
İsilik tüm yaş gruplarını ve her iki cinsiyeti eşit olarak etkilemekle birlikte, ter bezi kanal olgunlaşmaması nedeniyle bebekler ve çocuklar daha yüksek risk altındadır. Terleme, isilik için en yaygın risk faktörüdür. Bu nedenle, sıcak veya nemli koşullar ve yüksek ateş, ter döküntüsü ile ilişkilidir. Ter döküntüsü nedenlerine bakılacak olursa:
Derinin tıkanması: Dar giysiler isilik ile ilişkilendirilmiştir.
Tip I psödohipoaldosteronizm: Mineralokortikoid direnci: Ekrin bezleri yoluyla sodyum kaybına neden olur ve isiliğe neden olur.
Yorucu fiziksel aktiviteler.
Morvan sendromu: Diğer anormalliklerin yanı sıra, isiliğe yatkınlık oluşturan aşırı terleme ile sonuçlanan, nadir görülen otozomal resesif bir hastalık.
İlaçlar: Bethanechol, klonidin ve neostigmin gibi terlemeye neden olan ilaçlar miliaria ile ilişkilendirilmiştir. Ek olarak, birkaç izotretinoin kaynaklı miliaria vakası bildirilmiştir.
İsilik, sıcak ve nemli iklimlerde yaşayanların yanı sıra yenidoğanları ve artan terlemeden muzdarip bireyleri sıklıkla etkiler. Ter döküntüsü her iki cinsiyette ve tüm ırklarda görülse de, her tip biraz farklı bir popülasyonu etkiler.
Cildin yüzeyel tabakasını etkileyen isilik (Miliaria crystallina veya sudamina), genellikle 2 haftalıktan küçük bebeklerde görülmektedir. Yenidoğan bebeklerden on bebekten birinde olabilir. Yakın zamanda daha sıcak bir iklime taşınan yetişkinlerde de görülebilir.
Deri tabakasını etkileyen Miliaria rubra, sıklıkla 1 ila 3 haftalık yenidoğanlarda görülür. İsiliğin en yaygın şeklidir. Ayrıca sıcak ve nemli koşullarda yaşayan yetişkinlerin %30unu etkileyebilir.
Miliaria profunda, isiliğin derinin en derin tabakasında görülen türdür. İsiliğin en nadir şeklidir. Bu tür genellikle sık tekrarlayan miliaria rubra atakları olan kişilerde veya tropik iklimlerde görev yapan askerler gibi sıcak iklimlere maruz kalan kişilerde görülür.
İsiliğin ana nedeni ter bezlerinin veya kanallarının tıkanmasıdır. Bunun nedeni ciltte kalıntılar veya biyofilm oluşumu ile Staphylococcus epidermidis gibi bakteriler olabilir. Tıkanma, terin epidermise veya dermise sızmasına neden olarak hücresel aşırı hidrasyon, şişme ve kanalların daha fazla tıkanmasına neden olur. Ekrin bezinin veya kanalının daha derin tutulumu yırtılmalarına neden olabilir.
Farklı isilik türleri, değişen deri tutulum derinliklerine sahiptir; miliaria crystallina, stratum corneumun duktal oklüzyonu ile oluşur, miliaria rubra, subkorneal tabakalarda epidermiste duktal oklüzyon ile oluşur ve miliaria profunda, dermal-epidermal bileşkedeki, özellikle papiller dermisteki duktal oklüzyondan kaynaklanır.
Doğru bir teşhise varmak için cildi, döküntü özellikleri ve yeri açısından yakından incelemek çok önemlidir.
İsiliğin bir türü olan Miliaria crystallina, genellikle 2 haftalıktan küçük hem yetişkinleri hem de yenidoğanları etkileyen 1 ila 2 mmlik yüzeysel veziküller olarak görünür. Patofizyoloji epidermisin en yüzeysel tabakası olan stratum corneumu içerdiğinden veziküller ince bir yüzeysel tabakaya sahiptir. Bunun sonucunda deride su damlacıklarına benzeyen ve kolayca yırtılan kesecikler oluşur. Kabarıklıklar yüzeyseldir; bu nedenle, bir inflamatuar yanıt tipik olarak yoktur. Üst gövde, boyun ve baş en sık etkilenen bölgelerdir. Döküntü genellikle risk faktörlerine maruz kaldıktan birkaç gün sonra ortaya çıkar ve yüzeysel cilt tabakasının silinmesinden sonraki bir gün içinde düzelir.
Miliaria rubra, isiliğin en yaygın şeklidir. Ekrin kanalların tıkanması derinin daha derin katmanlarında meydana gelir ve bir inflamatuar yanıtı içerir. Bu daha büyük, eritemli papüller ve veziküller ile sonuçlanır.
Püstüller varsa, miliaria rubra, miliaria püstülosa olarak adlandırılır ve bakteriyel bir enfeksiyona işaret edebilir. İnflamatuar bir yanıt söz konusu olduğundan, hastalar kaşıntılı ve ağrılı semptomlar yaşayabilir. Bu semptomlar terleme sırasında kötüleşerek daha fazla tahrişe neden olabilir. Genellikle 1 ila 3 hafta arasındaki yenidoğanlarda kasık, koltuk altı ve boyun en sık etkilenen bölgelerdir. Yetişkinlerde, miliaria rubra en çok giysilerin gövde ve ekstremiteler gibi cilde sürtündüğü yerlerde görülür. Yüz genellikle korunur.
Miliaria profunda, derinin dermal-epidermal bileşkedeki daha derin tutulumu nedeniyle, aynı zamanda foliküllerin etrafında ortalanmayan sert, büyük, ten rengi papüllerle sonuçlanır. Erüpsiyon, aşırı kaşıntılıdan asemptomatik semptomlara kadar değişebilir. Miliaria profunda, genellikle daha önce çok sayıda miliaria rubra atağı olan hastalarda görülür. Erişkinlerde döküntü dağılımı esas olarak gövdeyi içerir, ancak kollar ve bacaklar da tutulabilir.Deri döküntüsü genellikle terlemeden dakikalar ile saatler sonra ortaya çıkar ve terlemenin kesilmesinden bir saat sonra düzelir.
Hem miliaria rubra hem de miliaria profundada, tıkalı ter bezleri nedeniyle etkilenen bölgelerde anhidroz oluşabilir. Bu nedenle, büyük ölçüde etkilenen bölgeleri olan hastalarda etkisiz termoregülasyon nedeniyle ısı tükenmesi meydana gelebilir ve hiperterminin eşlik ettiği deri döküntüsü durumunda düşünülmelidir.
İsilik genellikle klinik olarak teşhis edilir. Laboratuvar testleri genellikle sonuç vermez ve yardımcı olmaz. Tanıda şüpheye düşülen durumlarda tanıya yardımcı olmak için zımba biyopsisi yapılabilir.
Sıcak, terli koşullar isilik için ana risk faktörleri olduğundan, isilik tedavisinde terlemeyi azaltmak için genel önlemler alınmalıdır. Bu, daha serin ortamları, nefes alabilen giysiler giymeyi, cildi eksfoliye etmeyi, yara bandı veya yamalar gibi cildi tıkayan nesnelerin çıkarılmasını ve ayrıca ateşli hastalıkların tedavisini içerir.
İsilik tedavisi için özel yöntemler, türüne bağlı olarak değişebilir. Miliaria crystallina, kendi kendini sınırladığı ve genellikle 24 saat içinde düzeldiği için genellikle tedavi edilmez. Miliaria rubra tedavisi inflamasyonu azaltmaya yöneliktir ve bu nedenle bazı kremler bir ile iki hafta süreyle uygulanabilir. Milaria püstüloza gelişirse, üst üste binen bakteriyel enfeksiyonu tedavi etmek için topikal antibiyotikler kullanılabilir.
İsilik vakalarının çoğu, risk faktörlerini azaltıp daha serin, daha az nemli bir ortama geçtikten sonra kendiliğinden düzelir.
İsilikten kaynaklanabilecek en ciddi komplikasyon, zayıf termoregülasyona ve ısı tükenmesine yol açan anhidrozdur. Bu, kişinin günlük rutinini etkileyebilir; cilt rahatsızlığından etkilenen epidermal tabakadaki değişiklikler nedeniyle fırsatçı bakteriyel süperenfeksiyonlar meydana gelebilir.