bozcaada bağbozumu festivali ekşi / Bozcaada | terralunabozcaada

Bozcaada Bağbozumu Festivali Ekşi

bozcaada bağbozumu festivali ekşi

 Son Güncelleme:

Adada yaşamın takvimini eskiden bağcılık belirlerdi, şimdi turizm belirliyor. Bağ bozumu şenlikleri bu ikisi arasında köprü kuruyor. Uzun bir süredir adada yaşayan, Bozcaada üzerine kitapları da bulunan, iletişimin duayenlerinden Profesör Doktor Haluk Şahin, mevsimi başlayan bağ bozumunu yazdı.

Bozcaada’nın merkezinde havada üzüm küspesi kokusu var. Çevredeki şarap fabrikalarına traktörler sepet sepet üzüm taşıyor. Hatıra eşyası satan stantların önünde sıra sıra üzüm sandıkları var. Allısı morlusu, sarışını, tombulu... Renk cümbüşü ortasında bir telaş bir telaş...
Hasat zamanı... Bağbozumu günleri...

Emeğin meyvesi alınıyor. Tam bir yıl sürmüş emeğin. Hatta daha fazlasının: Bağcılar için yılın 12 değil 13 ay olduğunu söylermiş eskiler. Dikilmesi, budanması, çapalanması, ilaçlanması vb. Hiç bitmeyen kaygısı da cabası: Acaba mahsul nasıl olacak?

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

İşte o sorunun yanıtının alındığı günlerdeyiz. Bağlarda insanlar var. Ellerindeki bağ bıçakları ya da makaslarıyla üzümleri kesip sepetlere ya da kutulara dolduruyorlar. Sonra başlıyor yolculuk: Sofralıksa pazaryerlerine, şaraplıksa fabrikalara...

Bu yıl yüzler gülüyor. Geçen yıl öyle değildi. Zamansız yağmurlar ve esmeyen rüzgârlar yüzünden bağlar hastalanmış, üzümler bozulmuştu. Özellikle beyazlar. Adanın efsanevi ‘çavuş üzümü’ mevsimi neredeyse boş geçirmişti.

NEYSE Kİ İYİ BİR YIL OLDU

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

“Bağbozumu değil, bağbozgunu” demiştim bir bağcı dostuma. “İnsan bozgunu” diye yanıtlamıştı. “Aile bozgunu” da diyebilirdik ya da adanın bağlarını tez elden arsaya çevirmek isteyenlerin bayramı...

O kadar para harca, soğukta poyraz ciğerini sökerken ya da sarı güneş beynini pişirirken çalış, didin, uğraş... Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır... Hatta sıfır bile değil, eksi. Bir sürü borç...

Neyse ki bu yıl ‘iyi bir yıl’ oluyor! Alınan önlemler ve uygulanan yöntemler sayesinde hastalığın etkisi sınırlandı, yağmurlar zamanında ve bol yağdı, rüzgârlar vaktinde ve güçlü esti. Bu yıl üzüm bol ve sağlıklı. Sofralıklarda da öyle, şaraplıklarda da. Şimdi hasat zamanı. Bağbozumu...

İLK KESİM DUALARLA

Bağbozumu, yani üzümlerin toplandığı dönem, ağustosun başından eylülün sonuna kadar uzanıyor. Ada Rumları, ilk kesimi 6 Ağustos’ta dualarla yapar ve onu kutlarlarmış. Şimdi de bazı firmalar, ilk kesimi yaptıkları günlerde kendi aralarında küçük kutlamalar düzenliyorlar. Hele mahsul iyi ise...

Evet, ‘iyi bir yıl’ olarak anılacak 2015. Adanın hemen tamamen bağcılık ve şarapçılıktan geçindiği, herkesin bağcı olduğu dönemlerde bile endermiş böyle yıllar. Hep bir şeyler ters gidermiş. Tam her şeyin yolunda gittiğine inanıldığı sırada bir şey, diyelim haziranda yağan iri taneli dolu, bağları mahvedermiş.

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

Adanın bir bilge bağcısı, İrfan Aral bundan 20 yıl kadar önce bana şöyle demişti: “Kırk yıllık bağcılık hayatımda her şeyin iyi gittiği yılların sayısı dördü geçmez. Ama gene de bağlardan umut kesilmez.” Bir başka bilgeden (Will Rogers) esinlenerek şöyle diyebiliriz: “Bağcının iyimser bir insan olması gerekir, yoksa bağcı olamaz!..”

ARTIK HERKES BAĞCI OLMUYOR

Adaya geldiğim yıllarda, yani 1980’lerin sonrasında, adada hayatın ritmini bağlar belirlerdi. Takvimi bağcılık takvimiydi: Budama zamanı, çapa zamanı, kükürt zamanı, bağbozumu... Hayat bir döngüydü. Her yıl aşağı yukarı aynı günlerde aynı şeyler yapılırdı. Herkes bağcıydı ya da bağlarla bir bağlantısı vardı.

Adaya gelmeden önce yabancı dilde bir dergi için yazacağım yazının araştırmasını yaparken bir ansiklopedide Bozcaada için şöyle yazıldığını görmüş ve gülmüştüm: “Bozcaada’ya insanlar farklı nedenlerle giderler ama sonunda hepsi bağcı olur.”
Artık öyle değil. Bozcaada’ya gelip yerleşenler artık otelci, pansiyoncu, lokantacı ya da garson oluyor. Adada hayatın ritmi turizm takvimine ayarlı: Bayramlar, tatiller, şenlikler, geziler... “İyi bir yıl” dediğinizde akıllara turizmin durumu geliyor.

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

BAŞKA BOZCADA YOK

Bu arada, bağcılık ve şarapçılığın geleceği konusunda derin kaygılar yaşanıyor. Kontrolsuz turizmin, rant tamahkârlığının, zevsizlik ve kültürsüzlüğün bu minicik pırlantayı yok etme olasılığı var. Aşırı yapılaşma, betonlaşma, kirlenme tehlikeleri sık sık adanın mendireklerini dövüyor. Biri bitti derken bir başkası geliyor. Oysa başka Bozcaada yok.

Yüzlerce yıl boyunca gezginler Ege’deki yüzlerce ada arasında en iyi şarapların Bozcaada’dan (Tenedos) çıktığını yaza yaza bitirememişler. Adanın insansızlaştırıldığı dönemlerde bile, ıssız adaya çıkanlar pek çok yerin asmalarla kaplı olduğunu keşfetmişler. 20’nci yüzyılın ilk yarısında, Rumlar adadayken, Bozcaada şarap üretiminde bugün hayal bile edilemeyecek rekorlar kırmış. Mesleği onlardan devralan Türkler de ayakta kalmayı başarmışlar. Bozcaada denince akla üzümler ve şaraplar gelmeye devam etmiş.

HER YER ARSA OLMAYI BEKLİYOR

Aslında, bu arada, Bozcaada’nın karşısına müthiş de bir fırsat çıkmış: Turizm ile şarapçılığı buluşturma ve ihya olma fırsatı. Son 25 yıldır dünyadaki en kârlı turizmin şarap bölgelerine yönelik turizm olduğu ortada: Toskana, Provence, NAPA Vadisi ve diğerleri...

Bozcaada’nın bunlardan eksiği yok, fazlası var. Peki, Bozcaada’nın bu potansiyeli desteklenmiş mi? Tam tersine, kösteklenmiş. Şarap üretimi ve tanıtımına getirilen engellerle, bir ara çok tutulan Şarap Tadım Günleri bile yapılamaz olmuş. Bunlara rağmen adalı firmalar çıtayı yükselterek adanın geleneğine ve şöhretine layık şaraplar yapma çabası içindeler...

Ancak adanın bağlık alanlarında ciddi bozulma emareleri var. 12 bin dönüm dolayındaki bağ alanlarının olsa olsa 4-5 bin dönümü için ‘bakımlı’ denebilir. İlk fırsatta arsa olmayı bekleyen bozulmuş bağlarla dolu her yer. Adanın has üzümü sayılan ‘kuntra’ ve ‘karalahna’ bağlarında yaşlanma dolayısı ile ürün azalıyor. Onların yenilenmesi şart.

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

Bağ alanlarının bozulmasını ve satılmasını kesin olarak engelleyecek yasalara ve kurallara ihtiyaç var. Adada sayfiye evleri olanların bağlarının bir üretim kooperatifince işletilmesi benim 20 yıl önce ortaya attığım ama hâlâ uygulanmamış olan bir proje. Bence canlandırmakta yarar var.

Bu yıl 4-6 Eylül tarihlerinde yapılan bağbozumu festivali, gelenlerin çoğunun bağlarla ilgisi ve bilgisi olmasa da, coşkulu geçti. Adanın eski patronu ‘bağcılık’ ile yeni patronu ‘turizm’ arasında bağlar kurmak üzere bu türden etkinlikler yararlı olabilir.
Çünkü şenlik nedeniyle adaya gelenlerden bir kısmı bağlara giderek, şarap fabrikalarını ziyaret ederek, bağcı sohbetlerine kulak misafiri olarak ilk kez bu zengin kültürle tanışıyorlar. Ve işte o zaman, Kuzey Ege’deki bu küçük adanın sıradan bir yer olmadığını anlıyorlar.

False

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

Bozcaada’da bağbozumu günleri bu yıl yüzler gülüyor

Seyahat

Haber Giriş: 11.01.2017 - 09:00 

19. bozcaada kültür sanat ve bağbozumu festivali

6-7-8-9 eylül'de bu yıl 19'uncusu düzenlenecek olan festival. ilk kez 4 gün sürecek olan etkinlikte konserler, üzüm yarışması, bağbozumu turu, imza ve söyleşiler, sergiler, yarışmalar düzenlenecek. edip akbayram, levent üzümcü, gallis, istanbul girl orchestra ve daha birçok ismin yer alacağı festival takvimi şu şekilde:

19. bozcaada kültür sanat ve bağbozumu festivali ( 6-9 eylül 2018 ) :

program:

6 eylül perşembe

saat 18:00

seminer : bozcaada çavuş üzümümün hasat olgunluğu, soğuk depo uygulamaları ve hasat sonrası teknolojisinde yeni yaklaşımlar” konulu bilgilendirme toplantısı

konuşmacı : çanakkale 18 mart üniversitesi ziraat fakültesi öğretim üyesi dr. mustafa sakaldaş

yer: zübeyde hanım park kahvesi

saat 20:30

konser : karşıyaka belediyesi oda orkestrası

orkestra şefi : rengim gökmen

yer : bozcaada kalesi

7 eylül cuma:

saat 17:00 - 18:00

misafirlerin traktörlerle bağ ziyaretleri

saat 18:30

temsili küfelerle üzümlerin festival korteji ile birlikte festival alanına getirilmesi

kortej hareket yeri : jandarma kavşağı

saat 19:00

festival resmi açılış töreni - konuşmalar

üzüm yarışması

yer: cumhuriyet meydanı

saat 19:30

tavla turnuvası

yer: aydo cafe / cumhuriyet meydanı

saat 20:30

konser : livaneli korosu

yer: bozcaada kalesi

saat 22:30

konser: ıstanbul gırls orchestra

yer: salhane sahnesi

8 eylül cumartesi

saat 12:00

bozcaadaspor & çanakkale fener spor klübü minikler yaş grupları dostluk turnuvası

yer: halı saha

saat 18:00

minikler futbol turnuvası ödül töreni

yer: halı saha

saat 21:00

konser: edip akbayram

yer: bozcaada kalesi

saat 23:00

konser: grup meydan

yer: salhane sahnesi

9 eylül pazar

saat 17:30

tavla turnuvası ödül töreni

yer: aydo cafe

saat 19:00

türkiye futbol federasyonu eski başkanı ve yazar mustafa kemal ulusu’nun “atatürk’ün yanıbaşında” isimli kitabının imza günü ve söyleşi

yer: bozcaada kitap fuarı

saat 20:00

tek kişilik tiyatro oyunu

levent üzümcü / anlatılan senin hikayendir

yer: bozcaada kalesi

saat 22:00

konser: gallis

yer: salhane sahnesi

resim sergileri:

- rengigül sanat galerisi ( şermin güner resim sergisi ). 9 eylül pazar günü saat 18:00’de şermin güner’i anma etkinliği

-resim evi yiğit başak resim sergisi

- bozcaada sanat galerisi : ayşegül apak / zamansız bahaneler isimli seramik sergisi

- karadana sanat galerisi resim sergisi

Adaya Genel Bakış

     Tarihi M.Ö 2000 uzanan üzüm bağları, enfes şarapları, doğal eko sistemi, pırıl pırıl denizi, eşsiz koyları, bembeyaz kumsalları, tarihsel mimari ve dokusuyla, Conde Nast Traveler okuyucuları tarafından dünyanın en güzel dördüncü adası seçilen Bozcaada, Çanakkale iline bağlı bir ilçedir.

 

     Geyikli iskelesinden yarım saatlik feribot yolculuğuyla ulaşacağınız adada sizi önce görkemli Bozcaada kalesi karşılar. Kalenin etrafında; yatlar için düzenlenmiş bir marina, ilçenin balıkçılarının teknelerini bağladıkları ufak bir liman daha, balıkçı barınakları, şirin balık lokantaları ve kafeler bulunur. 

 

     Rumlardan kalma iki katlı taş evleri ve Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla tarihi dokunun özenle korunduğu yerleşim merkezi, limanla kale civarında yoğunlaşmıştır. Sokaklar, kapı önleri, cam kenarları rengârenk ve adaya özgü çiçeklerle donatılmıştır. En az yüz yıllık olan bu evlerin bazıları otel, pansiyon, şarap butikleri, kitapçı, kafe, bar, restoran, sanat galerisi ve atölye olarak hizmet vermektedir. 

 

     Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmış olan adanın doğal plajları tek kelimeyle muhteşemdir. Dünyanın en iyi on beş plajından biri seçilen - Terra Luna Evlerinin kurulu olduğu tepeden seyredeceğiniz- Akvaryum Koy dışında, Ayazma, Habbele, Çayır, Mitos, Beylik, Sulubahçe yine adanın meşhur plajları arasındadır. Bu plajların bembeyaz kumları denizin içerisine doğru aynı sığlıkla metrelerce devam eder. Su altı zenginliğine sahip birbirinden güzel irili ufaklı yüzlerce koy, yüzme dışında, su sporları

ve dalış için de elverişlidir. 

 

     Adanın dinmeyen rüzgârı, özellikle yaz aylarında doğal bir klima oluşturur. Türkiye’nin ve dünyanın en güzel çavuş üzümünün burada yetişmesine neden olan da yine bu rüzgârdır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde Bozcaada’yı anlatırken; 

“ (…) Buradaki gibi güzel çavuş üzümü dünyanın hiçbir yerinde yetişmez” diye yazmıştır. 

 

     Habbele Koyundan çıkıp, Batı Fenerine doğru devam ettiğinizde, orman yolu sizi rüzgârgüllerine götürür. Türkiye’nin üçüncü büyük enerji santrali olan Bozcaada Rüzgâr Enerji Santrali görkemli bir tepe üzerinde kurulmuştur: Bir yandan denizin ve rüzgârın şekillendirdiği, katmalarına ayrılmış kayalıklar, diğer yandan az ötenizde dönen on yedi çelik pervane, el değmemiş bitki örtüsü, uzanıp giden bağlar, arkanızdaki orman ve önünüzdeki denizin üzerinde batan güneşle hayli etkileyici bir hava oluşturur. Adaya gelen konuklar gün batımını izlemek için özellikle burayı tercih etmektedir.

 

     Adanın çeşitli yerlerine dağılmış bağ evleri, gözlerden uzak yaşamayı, bakir koylarda, deniz kuşlarıyla birlikte denize girmeyi tercih edenlerin yerleşim alanlarıdır. Buralara diktiğiniz bağınızda üzüm yetiştirip, şarabınızı, pekmezinizi, sirkenizi yapabileceğiniz gibi, kendi sebze ve meyvenizi de yetiştirebilirsiniz. Doğal beslenmeyi önemseyenler için, kendi yumurtalarını, sütünü elde etmek yahut adanın yerlilerinden temin etmek de mümkün. Adanın meşhur “ekşi mayası” da yine kendi ekmeğini pişirmek isteyenler için biçilmiş kaftandır. Ayrıca, adada her Çarşamba günü yerel bir Pazar kurulmaktadır. Bu pazarda Çanakkale ilçelerinde yaşayan köylü halkın kendi tarlalarından, bahçelerinden yahut Kaz Dağlarından topladıkları sebze ve meyvelerle,

Ege otlarını, evlerinde hazırladıkları doğal ürünleri bulabilirsiniz.

 

     Hepsinden önemlisi bu ada, suç oranının sıfır olduğu, hala evlerin, arabaların üzerinde anahtarınızı bırakıp huzurla, keyifle kendi işinize bakabildiğiniz bir yerdir. Çocuğunuzu güvenle yetiştirebileceğiniz, doğanın içinde, sevgiyle, dostlukla, komşuluk ilişkileriyle, sürdürülen gelenekleri ve çok kültürlülüğüyle, dünya üzerinde örneklerinin maalesef çok az kaldığı nadide bir adadır.

 

     Her geçen gün daha fazla insanın yerleştiği ada; yaz kış sosyal hayatın var olduğu, kültür seviyesi hayli yüksek bir yerdir. Resim, seramik, cam atölyelerinden dünya mutfağına, biçki dikiş kurslarından yoga, pilates, yelken gibi beden ve ruh sağlığına yönelik aktivitelere hem yerel halk hem de gelen konuklar tarafından ilgi gösterilmektedir. Bunların dışında, yurt içinden ve yurt dışından pek çok katılımcının yer aldığı; Ekolojik Film Festivali, Yerel Tatlar Festivali, Uçurtma Festivali, New Balance Maratonu, Avrupa ve Türkiye Kite Surf  Şampiyonası, kimi Greenpeace etkinlikleri, Bağbozumu Festivali, Aya Paraskevi Rum Festivali, Türkiye Açık Deniz Yarış Kulübü Donanma Kupası başta gelen etkinlikler arasındadır. 

 

     Güzel bir yemekten sonra eğlenmek için gidebileceğiniz, ilçe içinde ve dışında şık mekânlar da mevcuttur ve gecenin geç saatlerine kadar hizmet vermektedir. Uzun kış akşamları da açık olan kimi mekânların bazıları, konserlere, film gösterimlerine, kimi toplantı ve faaliyetlere de ev sahipliği yapmaktadır. 

            

     Ulaşım hizmetleri; feribot, deniz otobüsü ve belediyenin sağladığı, her gün Çanakkale’ye gidip gelen servisle ve özel araçlarla gerçekleşmektedir. Ayrıca adaya araçsız gelenler için her türlü imkan mevcuttur; dilerseniz araba, dilerseniz motosiklet yahut bisiklet kiralamanız mümkündür. Yine tüm plaj ve koylara gün boyu minibüsler çalışmaktadır. Önemli sağlık durumlarında helikopter ve Sahil Güvenlik araçları adalıların hizmetindedir, ayrıca adada bir de hastane ve eczane mevcuttur.

              

     Dünyada ziyaret edilebilecek en iyi otuz ada belirlenirken adaların ortak özellikleri öncelikle imar konusundaki titizlikleri, doğal güzellik, turistik avantajlar ve ulaşım gibi kıstaslar göz önüne alınmıştır. Bozcaada bu adaların dördüncüsü olmayı fazlasıyla hak etmiştir. Burada kendinize kuracağınız hayatı, güvenlik, huzur, dostluk ve gülüşlerinizi hiçbir şeye değişmeyeceksiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.