bu bağlamda eş anlamlısı / Sesli Sözlük - bu bağlamda

Bu Bağlamda Eş Anlamlısı

bu bağlamda eş anlamlısı

Lider Eş Anlamlısı Nedir? Lider Kelimesinin Eş Anlamlıları Nelerdir?

 Lider Eş Anlamlısı Nedir? 

 Lider kelimesi için Türkçede eş anlamlı olarak kullanılabilecek birden fazla sözcük bulunuyor. Bu sözcüklerin her biri taşımış olduğu anlam ile beraber eş anlamlı olarak değişik amaçlara altında değerlendirilebilir.

 - Önder

 - Reis

 - Şef

 - Kösem

 Yukarıda verilen örnek kelimeler eş anlamlı olarak lider sözcüğünün karşılığı kullanım imkanı tanıyor. Ancak günlük yaşamda daha çok önder kelimesinin yaygın olduğunu söylemek mümkündür.

 Lider Kelimesinin Eş Anlamlıları Nelerdir?

 Lider kelimesi için eş anlamlı olarak birçok farklı karşı sözcük bulunmaktadır. Bu bağlamda başta Önder olmak üzere aynı zamanda reis, şef ve kösem gibi sözcükler bulunmaktadır. Bu sözcükler taşımış olduğu anlamları ile aynı biçimde öne çıkarken, değişik alanlarda değerlendirme imkanı tanır.

 TDK’ya Göre Lider Kelimesinin Eş Anlamları

 Türk Dil Kurumu açısından lider kelimesi için kullanılabilecek sözcük özellikle önder kelimesidir. Ancak alternatif olarak eş anlamlı şekilde reis, şef ile beraber kösem gibi kelimelerin de öne çıktığını ifade etmek mümkün.

 Lider Kelimesinin Eş Anlamlısı ile Örnek Cümleler

 Lider kelimesine karşılık özellikle Türk Dil Kurumu üzerinden önder sözcüğünün daha fazla kullanılmış olduğunu ifade etmek mümkün. Halk arasında daha yaygın bir şekilde kullanıldığı için cümle içerisinde aynı anlam üzerinden değerlendirilir.

 ‘’Onun bu gruba önderlik etmesini istiyorum.’’

 ‘’Bu grubun bir reisi var.’’

 ‘’Şef bugün bizi işe gelmeyin dedi.’’

 Bu şekilde yukarıdaki örneklerde olduğu gibi eş anlamlı sözcükler amaca uygun kullanılabilir.

Yetenek Eş Anlamlısı Nedir? Yetenek Kelimesinin Eş Anlamlısı Olan Sözcük Ve TDK Anlamı

Bulmaca meraklılarının sıkça karşılaştığı eş anlamlı kelimelerden biri olan yetenek kelimesi araştırılıyor. Dilimizde yetenek kelimesine karşılık gelen pek çok sözcük vardır. Bu kelimeler birbiri yerine kullanıldığı için günlük dilde sıkça karşımıza çıkar. Yetenek eş anlamlısı nedir sorusuna yanıt arayan vatandaşlar, bu kelimenin kökeni hakkında da araştırma yapıyor. İşte yetenek kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük ve etimolojisi!

YETENEK KELİMESİNİN ANLAMI

Türk Dil Kurumu, bu kelimenin karşılığı olarak "Bir kimsenin bir şeyi anlama, yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücü" anlamını vermiştir. Ayrıca yetenek kelimesi Ruhbilim terimi olarak "Öğrenme olmaksızın kişinin zihin ve devinim alanlarındaki iş başarma gücü" anlamına gelir. Bir diğer anlamı ise "Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite" şeklindedir. Özetle bu sözcük öğrenilmeden kazanılan gücü ifade eder.

YETENEK KELİMESİNİN KÖKENİ

Yetenek Eski Türkçe'deki yet- kökünden gelmektedir. Kelime bu haliyle yeterlik, kifayet, kabiliyet anlamlarına gelir.

YETENEK EŞ ANLAMLISI

Yetenek eş anlamlısı nedir sorusuna verilebilecek ilk cevap "kabiliyet" sözcüğüdür. Birbiri yerine kullanılan bu kelimelerin yanı sıra beceri, iktidar, güç, istidat ve kudret sözcükleri de aynı anlama gelir.

YETENEKLİNİN EŞ ANLAMLISI

Bu kelimenin sıfatlaşmış hali olan yetenekli sözünün de eş anlamlısı vardır. Bu kelimeyi de "kabiliyetli" olarak gösterebiliriz. Bu kelimeler de birbiri yerine kullanılır fakat aynı cümlede bir arada kullanılmaları anlatım bozukluğuna yol açacaktır.

YETENEK KELİMESİNİN CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIMI

Her bir dönemin incelenmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi ulusal yeteneklerimizi, eksiklerimizi anlamak bakımından uyarıcıdır.

Futbol yetenekli olduğum spor dallarından birisidir.

Resim yapmaya yeteneğimin olduğunu söyleyemem.

Yetenek sahibi bir usta olduğu için herkes onu çağırıyor.

Herkesin bir yeteneği olması söz konusu olamaz.

Yeteneklerimiz bizim zekâmızla doğru orantılı değildir.

Sen de yetenek sahibi bir insan olduğun için benim için kıymetlisin.

Eş Anlam (Anlamdaş), Eş Anlamlılık, Eş Anlamlı Sözcükler Sözlüğü

Eş Anlam Nedir?

Yazılışları farklı, fakat anlamları aynı olan sözcükler arasındaki anlamsal ilişkiye &#;eş anlam (=anlamdaş=sinonim)&#; denir. (beyaz-ak, siyah-kara, al-kırmızı vb&#;)

Eş anlamı oluşturan sözcüklerden bir tanesi genellikle yabancı dillerden Türkçemize girmiş olan sözcüklerdir.

Eş Anlamlılık:

&#;Farklı sesletilen ve yazılan ancak aynı kavramsal içeriği ve anlamsal özellikleri olan iki sözcük arasındaki ilişki eş anlamlılık olarak adlandırılır.

Türkçede ‘ak ve beyaz’; yürek ve kalp’ sözcükleri; İngilizcede ‘deep ve profound’; ‘mature ve ripe’ sözcükleri aynı kavramsal içeriğe ve anlamsal özelliklere sahiptir, dolayısıyla eşanlamlıdır.

Eş anlamlılık: Eğer X sözcüğü Y sözcüğü ile aynı kavramsal içeriğe sahipse aralarında eş anlamlılık ilişkisi vardır.

Peki, bu sözcükler aynı anlama sahip olduklarına göre belli bir bağlamda birbirlerinin yerine kullanılabilirler mi? Eş anlamlılık ile ilgili sorun bu noktada ortaya çıkmaktadır. Eşdizisel anlam eşanlamlılığı etkileyen ve sözcüklerin birbiri yerine geçmesini engelleyen özelliklerden biridir.

Örneğin Türkçede ‘anamın ak sütü’ deyiminde eşdizisel olarak ‘süt’ün yalnızca ‘ak’ ile kullanılabildiğini ve ‘anamın beyaz sütü&#; ifadesinin kabul edilemez olduğunu görüyoruz.

Benzer biçimde ‘yürekli adam’ ifadesinde yürekli yerine ‘kalpli’ sözcüğü kullanılamaz. İngilizcede de ‘derin düşünce&#; anlamında ‘profound thoughts’ kullanılabilirken ‘deep thougts’ kullanılmaz. Benzer biçimde ‘the river is very deep’ denebilir ancak nehrin derinliğini tanımlamak için ‘the river is very profound&#; denemez.

Öyleyse eş anlamlılık bağlamdan ve herhangi bir eşdizisel ilişkiden bağımsız olarak sözlük düzeyinde ele alındığında olası görünürken belli bir bağlamda ve dizilimde olası olmayabilir. Bu nedenle gerçek eş anlamlılık dillerde çok az düzeyde vardır.&#; (Genel Dilbilim, Anadolu Üniv. Yay.)

» Eş anlamlı sözcüklerin cümlede birlikte kullanılmaları anlatım bozukluğuna yol açar.

  • Beni eleştirip tenkit etmekten bıkıp usanmayacak mısın? (eleştiri=tenkit)

» Eş anlamlı sözcükler her zaman birbirinin yerine kullanılamaz. Özellikle deyimler ve atasözleri kalıplaşmış söz grupları olduğundan bunlarda yapılacak bir değişiklik anlatım bozukluğuna yol açar.

  • &#;Ak akçe kara gün içindir.&#; atasözünü &#;Beyaz akçe siyah gün içindir.&#; şeklinde değiştiremeyiz.

EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER SÖZLÜĞÜ

&#; A &#;

  • aba &#; üstlük
  • abartı &#; mübalağa
  • abece &#; alfabe
  • abecesel &#; alfabetik
  • abes &#; boş &#; gereksiz
  • abide &#; anıt
  • abluka &#; kuşatma
  • abuk sabuk &#; anlamsız
  • abullabut &#; hantal, kaba
  • abus &#; somurtkan
  • acar &#; cesur, becerikli
  • acaba -acep
  • acayip &#; garip
  • acele &#; çabuk &#; ivedi
  • Acemce &#; Farsça
  • acemi &#; toy, bilgisiz
  • acı &#; üzüntü &#; ıstırap
  • acıma &#; merhamet
  • acımasız &#; gaddar
  • açıkgöz &#; kurnaz
  • ad &#; isim
  • adale &#; kas
  • adalet &#; hak
  • adet &#; tane
  • âdet &#; gelenek &#; töre
  • adıl &#; zamir
  • ak &#; beyaz
  • anlam &#; mana
  • anlamdaş &#; eş anlamlı
  • anlatım &#; ifade
  • ant &#; yemin
  • apse &#; iltihap
  • ara &#; fasıla
  • araç &#; vasıta
  • arıza &#; bozukluk
  • arka &#; geri
  • armağan &#; hediye
  • art &#; arka
  • arzu &#; istek
  • asır &#; yüzyıl
  • asil &#; soylu
  • aş &#; yemek
  • aşırmak &#; çalmak
  • ata &#; cet
  • atak &#; girişken
  • atamak &#; tayin etmek
  • atölye &#; işlik
  • avare &#; serseri
  • ayakkabı &#; pabuç
  • ayakyolu &#; hela
  • aylak &#; serseri
  • ayraç &#; parantez
  • ayrıcalık &#; imtiyaz
  • aza &#; üye &#;

&#; B &#;

  • bacı &#; kız kardeş
  • bağışlamak &#; affetmek
  • bağnaz &#; yobaz
  • bakış &#; nazar
  • barış &#; sulh
  • basımevi &#; matbaa
  • basit &#; yalın
  • baş &#; kafa
  • başkaldırı &#; isyan
  • başkan &#; reis
  • başkent &#; başşehir
  • başvuru &#; müracaat
  • batı &#; garp
  • bayağı &#; adi &#; aşağılık
  • bayındır &#; mamur
  • bayındırlık &#; imar
  • baytar &#; veteriner
  • bazı &#; kimi
  • bedava &#; parasız
  • beden &#; gövde
  • beğeni &#; zevk
  • belde &#; şehir
  • belge &#; vesika
  • bellek &#; hafıza
  • bencil &#; egoist
  • benlik &#; kişilik
  • benzer &#; eş
  • beraber &#; birlikte
  • bereket &#; bolluk
  • berrak &#; duru
  • besin &#; gıda
  • beyanat &#; demeç
  • beyaz &#; ak
  • beygir &#; at
  • beyhude &#; boşuna
  • biçare &#; zavallı
  • biçim &#; şekil
  • bilakis &#; tersine
  • bilgin &#; alim
  • bilgisiz &#; cahil
  • bilhassa &#; özellikle
  • bilim &#; ilim
  • bilgisiz &#; cahil
  • bilinç &#; şuur
  • bina &#; yapı
  • bir &#; tek
  • birden &#; ani
  • birdenbire &#; aniden
  • birey &#; fert
  • biricik &#; tek
  • bitki &#; nebat
  • bol &#; geniş
  • boylam &#; meridyen
  • bozkır &#; step
  • bucak &#; nahiye
  • buğu &#; buhar
  • buhran &#; bunalım
  • buyruk – emir
  • büro – ofis – yazıhane &#;

 &#; C &#;

  • cahil – bilgisiz
  • caka – gösteriş
  • camekan – vitrin
  • canlı – diri
  • cazibe – çekim
  • cehalet – bilgisizlik
  • celse – oturum
  • cenk – savaş
  • cenup – güney
  • cerahat – irin
  • cerrah – operatör
  • cesur – yürekli
  • cet – ata
  • cevap – yanıt
  • ceviz – koz
  • cılız – sıska
  • ciddi – ağırbaşlı
  • cihaz – aygıt
  • cihet – yön
  • cilt – ten
  • cimri – pinti
  • cimri – hasis
  • cins – tür
  • civar – yöre
  • cömert – eli açık
  • cümle – tümce &#;

&#; Ç &#;

  • çabuk – acele
  • çağ – devir
  • çağdaş – modern – uygar
  • çağrı – davet
  • çamur – balçık
  • çare – deva
  • çehre – yüz
  • çeşit – tür
  • çeviri – tercüme
  • çığlık – feryat
  • çılgın – deli
  • çizelge – cetvel
  • çoğunluk – ekseriyet
  • çok – fazla &#;.

&#; D &#;

  • dahil – iç
  • daimi – sürekli
  • darbe – vuruş
  • dargın – küs
  • darılmak – küsmek
  • davet – çağrı
  • defa – kez
  • değer – kıymet
  • değerli – kıymetli
  • değnek – sopa
  • deli – çılgın
  • delil – kanıt
  • deneme – tecrübe
  • denetim – kontrol
  • deneyim – tecrübe
  • deprem – zerzele
  • dergi – mecmua
  • derhal – hemen
  • deri – ten
  • derslik – sınıf
  • devamlı – sürekli
  • devinim – hareket
  • devir – çağ
  • devir – tur
  • devre – dönem
  • dışalım – ithalat
  • dışsatım – ihracat
  • diğer – başka
  • dil – lisan
  • dilek – istek
  • diri – canlı
  • dize – mısra
  • dizi – sıra
  • doğa – tabiat
  • doğal – tabii
  • doğu – şark
  • doktor – hekim
  • donuk – mat
  • doruk – zirve
  • dönemeç – viraj
  • döşek – yatak
  • duru – berrak
  • durum – vaziyet
  • duygu – his
  • düş – rüya
  • düşünce – fikir
  • düzey – seviye
  • düzmece – sahte
  • düzyazı – nesir &#;

&#; E &#;

  • ebat – boyut
  • ebedi – sonsuz
  • ebeveyn – anne-baba
  • eda – naz
  • edat – ilgeç
  • edebiyat – yazın
  • efe – zeybek
  • egoist – bencil
  • ehemmiyet – önem
  • ek – ilave
  • eklem – mafsal
  • ekonomi – iktisat
  • elbise – giysi
  • emir – buyruk
  • emniyet – güvenlik
  • ender – nadir
  • endişe – kaygı
  • endüstri – sanayi
  • enkaz – yıkıntı
  • enlem – paralel
  • entari – giysi
  • enteresan – ilginç
  • erek – amaç
  • esas – temel
  • eser – yapıt
  • esir – tutsak
  • etki – tesir
  • etraf – çevre

-F-

  • faaliyet – etkinlik
  • faiz – nema
  • fakat – ama – lakin
  • fakir – yoksul – fukara
  • faktör – unsur
  • fare – sıçan
  • fark – ayrım
  • fasıla – ara
  • fayda – yarar
  • fazla – çok
  • felç – nüzul
  • fena – kötü
  • fer – ışık
  • fert – birey
  • feza – uzay
  • fiil – eylem
  • fikir – düşünce
  • file – ağ
  • füze – roket

-G-

  • garip – acayip
  • garp – batı
  • gaye – amaç
  • gayret – çaba
  • gebe – hamile
  • gelecek – istikbal – ati
  • gelenek – anane
  • gene – yine
  • genel – umumi
  • geri – art
  • gezmek – dolaşmak
  • gıda – besin
  • giysi – elbise
  • giz – sır
  • gizli – saklı
  • gökyüzü – sema
  • görev – vazife
  • gövde – beden
  • gözlem – rasat
  • güç – kuvvet – zor
  • güçlü – kuvvetli
  • güldürü – komedi
  • gülünç – komik
  • güney – cenup
  • güven – itimat
  • güz – sonbahar

-H-

  • haber – havadis, bilgi, salık
  • hadise – olay
  • hal – durum
  • halbuki – oysa
  • ham – olmamış
  • hane – ev
  • hareket – devinim
  • hariç – dış
  • harp – savaş
  • hasım – düşman
  • hasis – cimri – pinti
  • hasret – özlem
  • hassas – duygulu
  • hatıra – anı
  • hayal – düş
  • hayat – yaşam
  • haysiyet – onur
  • hediye – armağan
  • hekim – doktor
  • hela – tuvalet
  • hemen – derhal
  • hısım – akraba
  • hiddet – öfke
  • hikaye – öykü
  • hisse – pay
  • hudut – sınır
  • hususi – özel
  • hür – özgür

-I-

  • ılgım – serap
  • ılıca – kaplıca
  • ırak – uzak
  • ırgat – rençber
  • ırk – soy
  • ıra – karakter
  • ırmak – nehir
  • ısı – hararet
  • ısırmak – dişlemek
  • ısıölçer – kalorimetre
  • ıslah – düzeltme – iyileştirme
  • ıslahat – devrim – inkılap
  • ıslak – yaş
  • ıssız – tenha
  • ışık – ziya
  • ıtır – koku

-İ-

  • icat – buluş
  • iç – dahil
  • içten – samimi
  • idadi – lise
  • idare – yönetim
  • ihracat – dışsatım
  • ihtiyar – yaşlı
  • ihtiyaç – gereksinim
  • ikaz – uyarı
  • iktisat – ekonomi
  • ilan – duyuru
  • ilave – ek
  • ilgeç – edat
  • ilgi – alaka
  • ilginç – enteresan
  • ilim – bilim
  • ilişki – münasebet
  • imar – bayındır
  • imkan – olanak
  • imtihan – sınav
  • isim – ad
  • iskemle – sandalye
  • ithalat – dışalım
  • itibar – saygınlık
  • itimat – güven
  • itina – özen
  • izah – açıklama

&#; J &#;

  • jale – kırağı
  • jandarma – zaptiye
  • janjan – yanar döner
  • jant – ispit
  • japongülü – kamelya
  • jenerasyon – kuşak
  • jeolog – yer bilimci
  • jeoloji – yer bilimi
  • jest – çalım
  • jimnastik – idman – kültürfizik
  • jips – alçıtaşı
  • jurnal – kötüleme – ihbar yazısı
  • jurnalci – gammaz – muhbir
  • jülide – karışık – dağınık
  • Jüpiter – Erendiz
  • Jüri – seçici kurul &#;

-K-

  • kabiliyet – yetenek
  • kabus – karabasan
  • kafa – baş
  • kafi – yeter
  • kafiye – uyak
  • kalite – nitelik
  • kalp – yürek
  • kamu – halk
  • kanıt – delil
  • kapital – sermaye, ana mal
  • kanun – yasa
  • kara – siyah
  • karşın – rağmen
  • karşıt – zıt
  • kas – adale
  • katı – sert
  • kati – kesin
  • kayıp – yitik
  • keder – acı
  • kelime –sözcük
  • kenar – kıyı
  • kent – şehir
  • kere – defa – kez
  • kesin – kati
  • kılavuz – rehber
  • kırmızı – al
  • kıyı – sahil
  • kir – pislik
  • kirli – pis
  • kişi – şahıs
  • kocaman – iri
  • kolay – basit
  • komedi – güldürü
  • komik – gülünç
  • kontrol – denetim
  • konu – mevzu, bahis
  • konuk – misafir
  • konut – ev
  • koşul – şart
  • kural – kaide
  • kuruluş – müessese
  • kurum – kuruluş
  • kuşku – şüphe
  • kutsal – mukaddes
  • kuvvet – güç
  • kuzey – şimal
  • küme – grup
  • küs – dargın

-L-

  • laf – söz
  • lafazan – geveze
  • lahza – an
  • lakayıt – ilgisiz
  • lakin – ama, fakat
  • lal – dilsiz
  • latif – yumuşak, hoş
  • latife – şaka
  • leke – iz
  • lens – mercek
  • lider – önder
  • linet – sürgün
  • lisan – dil
  • logo -arma
  • löp – yumuşak
  • lüzumlu – gerekli
  • lüzumsuz – gereksiz

-M-

  • mabet – tapınak
  • macera – serüven
  • mafsal – eklem
  • mağlup – yenik
  • mahalli – yerel
  • mahcup – utangaç
  • mahluk – yaratık
  • mahpushane – cezaevi
  • mahsul – ürün
  • mana – anlam
  • mani – engel
  • manzara – görünüm
  • matbaa – basımevi
  • matem – yas
  • mebus – milletvekili
  • mecbur – zorunlu
  • mecmua – dergi
  • medeni – uygar
  • medeniyet – uygarlık
  • mektep – okul
  • mektup – name
  • melodi – ezgi
  • menfaat – çıkar
  • menfi – olumsuz
  • menkul – taşınır
  • meridyen – boylam
  • merkep – eşek
  • mesafe – ara
  • mesela – örneğin
  • mesele – sorun
  • mesken – konuk
  • meslek – iş
  • mesul – sorumlu
  • mesut – mutlu
  • meşhur – ünlü
  • meşrubat – içecek
  • merasim – tören
  • mevcut – var
  • meydan – alan
  • millet – ulus
  • milletvekili – mebus
  • milli – ulusal
  • misafir – konuk
  • misal – örnek
  • misli – katı
  • muallim – öğretmen
  • muavin – yardımcı
  • muharebe – savaş
  • muhtelif – çeşitli
  • muştu – müjde
  • mübarek – kutsal
  • müessese – kuruluş
  • mühim – önemli
  • mükafat – ödül
  • müsabaka – yarışma
  • müsait – uygun
  • müspet – olumlu
  • müstahsil – üretici
  • müstakil – bağımsız
  • müşteri – alıcı

-N-

  • nadir – ender
  • nakil – atama – taşıma
  • nakit – para – akça
  • nakliyeci – taşımacı
  • namzet – aday
  • nasihat – öğüt
  • nebat – bitki
  • neden – sebep
  • nefes – soluk
  • nehir – ırmak
  • nem – rutubet
  • nesil – kuşak
  • nesir – düzyazı
  • neşe – sevinç
  • netice – sonuç
  • nispet – oran
  • nitelik – kalite
  • noksan – eksik
  • numune – örnek
  • nutuk – söylev

-O-

  • okul – mektep
  • olanak – imkan
  • olası – mümkün
  • olay – vaka
  • olumlu – müspet
  • olumsuz – menfi
  • onarım – tamir
  • onay – tasdik
  • onur – şeref
  • oran – nispet
  • otlak – mera
  • oy – rey
  • ozan – şair

-Ö-

  • öbek – grup
  • öbür – diğer
  • ödenti – aidat
  • ödlek – korkak
  • ödül – mükafat
  • ödün – taviz
  • öfke – hiddet
  • öge – unsur
  • öğrenci – talebe
  • öğrenim – tahsil
  • öğüt – nasihat
  • ömür – hayat – yaşam
  • önce – evvel
  • önder – lider
  • önemli – mühim
  • öneri – teklif
  • önlem – tedbir
  • örgüt – teşkilat
  • örneğin – mesele
  • örnek – misal
  • öteki – diğeri
  • ötürü – dolayı
  • öykü – hikaye
  • özel – hususi
  • özen – itina
  • özgün – orijinal
  • özgür – hür
  • özlem – hasret

-P-

  • pabuç – ayakkabı
  • padişah – hükümdar – sultan
  • paha – değer – eder – fiyat
  • pak – temiz
  • pakt – anlaşma
  • parantez – ayraç
  • pasak – kir
  • pasaklı – kirli
  • pasif – tepkisiz – edilgen
  • pinti – cimri
  • pis – kirli
  • politika – siyaset
  • problem – sorun

-R-

  • Rab – Tanrı
  • radde – derece
  • radyatör – petek
  • rağmen – karşın
  • raket – tokaç
  • rakım – yükselti
  • rastlantı – tesadüf
  • rey – oy
  • risale – kitapçık
  • riya – ikiyüzlülük
  • romantik – duygusal
  • rötar – gecikme
  • rötuş – düzeltme
  • ruhsat – izin
  • rulo – tomar
  • rutubet – nem
  • rüya – düş
  • rüzgar – yel

-S-

  • saadet – mutluluk
  • sade – yalın
  • sağlık – sıhhat
  • saha – alan
  • sahil – kıyı – kumsal
  • saldırı – hücum
  • samimi – içten
  • sanayi – endüstri
  • sandalye – iskemle
  • savaş – harp
  • saz – çalgı
  • sebep – neden
  • sene – yıl
  • sermaye – kapital
  • serüven – macera
  • sevinç – mutluluk
  • sıçan – fare
  • sıhhat – sağlık
  • sınav – imtihan
  • sınıf – derslik
  • sır – giz
  • sima – yüz
  • siyah – kara
  • siyaset – politika
  • soluk – nefes
  • son – nihayet
  • sonbahar – güz
  • sonuç – netice
  • sorumluluk – mesuliyet
  • sorun – mesele
  • soylu – asil
  • sömestir – yarıyıl
  • söylev – nutuk
  • söz – laf – kelam – lakırdı
  • sözcük – kelime
  • sözlük – lügat
  • sulh – barış
  • suni – yapay
  • surat – yüz
  • sürat – hız
  • sürekli – devamlı

-Ş-

  • şafak – tan
  • şahıs – kişi
  • şahit – tanık
  • şair – ozan
  • şaka – latife
  • şans – talih
  • şark – doğu
  • şart – koşul
  • şayet – eğer
  • şef – lider – önder
  • şehir – kent
  • şekil – biçim
  • şen – neşeli
  • şeref – onur
  • şöhret – ün
  • şuur – bilinç
  • şüphe – kuşku

-T-

  • tabiat – doğa
  • tabii – doğal
  • tabip – hekim – doktor
  • talebe – öğrenci
  • talih – şans
  • tamir – onarım
  • tane – adet
  • tanım – tarif
  • tapınak – mabet
  • taraf – yan
  • tarım – ziraat
  • tarif – tanım
  • tartışma – münakaşa
  • tasdik – onay
  • taviz – ödün
  • tebrik – kutlama
  • tecrübe – deneyim
  • tedbir – önlem
  • teklif – öneri
  • tekrar – yine
  • temel – esas
  • tercüme – çeviri
  • tertip – düzen
  • tesadüf – rastlantı
  • tesir – etki
  • toplum – cemiyet
  • tören –merasim
  • tren – şimendifer
  • tuhaf – garip
  • tutsak – esir
  • tuvalet – hela – wc
  • tüm – bütün
  • tümör – ur
  • tümce – cümle

-U-

  • uçak – tayyare
  • uçurum – yar
  • ufak – küçük
  • uğraş – iş
  • ulaşmak &#; varmak
  • ulu – yüce
  • ulus – millet
  • umumi – genel
  • umut – ümit
  • unsur – öğe
  • us – akıl
  • usta – ehil
  • uyarı – ikaz
  • uygar – medeni
  • uyum – ahenk
  • uzak – ırak
  • uzay – feza

-Ü-

  • ücra – sapa
  • üçkağıtçı – dolandırıcı
  • ülke – diyar – memleket
  • ülkü – ideal
  • üleş – pay
  • üleşmek – bölüşmek – paylaşmak
  • ülke – memleket – devlet
  • Ülker – Süreyya
  • ümit – umut
  • ünite – birim
  • ünlü – meşhur
  • üstat – usta
  • üstün – faik
  • ürem – faiz
  • ürün – mahsul – yapıt
  • üye – aza

-V-

  • vaka – olay
  • vakit – zaman
  • varmak -ulaşmak
  • varlıklı – zengin
  • varsıl – zengin
  • vasıta – araç
  • vatan – yurt
  • vazife – görev
  • vaziyet – durum
  • vesika – belge
  • veteriner – baytar
  • vilayet – il
  • viraj – dönemeç
  • vücut – gövde

-Y-

  • yalın – sade
  • yan – taraf
  • yanıt – cevap
  • yapay – suni
  • yapıt – eser
  • yar – uçurum
  • yaratık – mahluk
  • yardımcı – muavin
  • yargıç – hakim
  • yarıyıl – sömestri
  • yas – matem
  • yasa – kanun
  • yaş – ıslak
  • yaşam – hayat – ömür
  • yaşlı – ihtiyar
  • yazı – ova
  • yazım – imla
  • yekün – toplam
  • yel – rüzgar
  • yemek – aş
  • yerel – mahalli
  • yetenek – kabiliyet
  • yıl – sene
  • yine – tekrar
  • yitik – kayıp
  • yoksul – fakir – fukara
  • yöntem – metot
  • yurt – vatan
  • yüce – ulu
  • yürek – kalp
  • yüz – surat – sima – çehre
  • yüzyıl – asır

-Z-

  • zabit – subay
  • zaman – vakit
  • zarar – ziyan
  • zehir – agu
  • zengin – varlıklı – varsıl
  • zeybek – efe
  • zırnık – metelik
  • zıt – karşıt
  • ziraat – tarım
  • ziyan – zarar
  • zor – güç
  • zorunlu – mecburi &#;

Benzer Diğer Konular

Ses kelimesinin eş anlamlısı nedir? Sesin eş anlamı ile &#;rnek c&#;mleler (TDK)

Haberin Devamı

Arapça kökenli olan ses kelimesi aynı zamanda Türkçede yaygın şekilde kullanılır. Yerleşik olarak birçok farklı alanda değerlendirilmesi ile beraber, eş anlamlı bir sözcüğü ile öne çıkıyor. İşitme organının duyabildiği titreşim olarak ifade edilen ses sözcüğü, taşıdığı bu aynı anlam ile eş anlamlı sözcüğü üzerinden de yaygın kullanılır.

Ses Kelimesinin Eş Anlamlısı Nedir?

 Ses kelimesinin Eş Anlamlısı 2 farklı sözcük üzerinden öne çıkmaktadır.

 - Seda

 - Rey

 Özellikle seda kelimesinin daha fazla değerlendirildiğini söylemek mümkündür. Ancak aynı zamanda rey kelimesi ve yine amaca uygun olarak farklı yerlerde kullanılabilir.

Sesin Eş Anlamı İle Örnek Cümleler (TDK)

 Türk Dil Kurumu açısından bakıldığı vakit ses kelimesine karşılık olarak öncelikle seda sözcüğü öne çıkmaktadır. Aynı zamanda alternatif olarak yine rey kelimesi aynı anlam üzerinden kullanım imkanı vermektedir. Bu bağlamda eş anlamlı sözcükler üzerinden aynı anlam ile cümle kurmak mümkün.

Haberin Devamı

 ‘’Kaç gündür ondan ne ses var ne de seda.’’

 ‘’Bugün şehirden sedasız bir şekilde ayrılıp gitti.’’

 Bu şekilde yukarıda verilen cümlelerin içerisinde seda kelimesi yerine aynı zamanda ses sözcüğü kullanılabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir