buda gelir geçer / Buda Gelir Buda Geçer Ağlama - song and lyrics by Şevket Bakır | Spotify

Buda Gelir Geçer

buda gelir geçer

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” Türküsünün Aşık Veysel&#;e Ait Olduğu İddiası

23,5K

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” Türküsünün Aşık Veysel&#;e Ait Olduğu İddiası Doğru Değil

&#;Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım&#; adlı türkünün sözleri Âşık Veysel tarafından değil, İsmail Aydın yani Âşık Daimi tarafından yazılmıştır.

Yanlış İddia

 

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” türküsünün Aşık Daimi tarafından oğlunun ölümü üzerine eşine yazıldığı iddiası hakkındaki incelememizde dile getirmiştik, ancak ayrı bir yazıda ele almak gerektiğini anladık. Biz, Âşık Daimi&#;nin türkü sözlerini yazdığı motivasyonu araştırırken, daha absürt bir yanlış bilgi sosyal medyada paylaşılır hâle gelmiş.

&#;Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım&#; adlı türkü sözleri Aşık Veysel&#;e atfedilerek paylaşıldığını görüyoruz.

Twitter Dili ve Edebiyatı&#;nın önde gelen isimlerinden (!) dahi bu hataya düşenlere rastlamak mümkün.

 

"Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım" adlı türkünün sözlerinin Aşık Veysel&#;a ait olduğunu sanan paylaşım

&#;Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım&#; adlı türkünün sözlerinin Aşık Veysel&#;a ait olduğunu sanan paylaşım

 

"Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım" adlı türkünün sözlerinin Aşık Veysel&#;a ait olduğunu sanan paylaşım

&#;Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım&#; adlı türkünün sözlerinin Aşık Veysel&#;a ait olduğunu sanan paylaşım

 

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” türküsünün söz yazarı Erzincan yöresinden İsmail Aydın, bilinen adıyla Âşık Daimi&#;dir. Sözleri arasındaki &#;Daimi&#;yem her can ermez bu sırra&#; mısrası bunun en büyük delilidir.

Âşık Daimi’nin kızı Yadigar Aydın Orhan, türkünün babası tarafından yılında annesi için kaleme alındığını belirtmiştir.

Türkünün düzenlemesi yılında Mine Yalçın tarafından yapılmıştır.

 

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Kimin İçin Yazıldı

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Türküsü Nota Dökümü

 

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” Türküsünün Aşık Veysel&#;e Ait Olduğunu Sanan Yazarlar

seafoodplus.info&#;teki &#;Poşetteki -Pardon- Torbadaki Bir Ceza&#; başlıklı 16 Ocak tarihli yazısında Uğur Tarıman bu hataya düşmüş:

Bakmayın siz Aşık Veysel’in“Ne ağlarsın benim zülfü siyahımBu da gelir bu da geçer  ağlamaGöklere erişti feryadım ahımBu da gelir bu da geçer ağlama”Dediğine, o  ve onun gibilerinin feryatları dinlenseydi bugün  cehaletle mücadele düşünülmezdi.

 

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” Türküsünün Sözlerinin Sahibi Hakkında Diğer Yanlışlar

Konya Postası&#;ndaki &#;Gül &#; Bülbül &#; Gönül &#; Aşk&#; başlıklı 28 Aralık tarihli yazısında Abdullah Uçar, &#;Ne ağlarsın benim zülfü siyahım&#; türküsünün sahibini Âşık Mahsunî Şerif olarak aktarmış:

"Teselli mısralarını Âşık Mahsunî Şerif’ten dinleyelim: Bir gülün çevresi dikendir hardır Bülbül har elinde ah ile zardır Ne de olsa kışın sonu bahardır Bu da gelir bu da geçer ağlama"

seafoodplus.info&#;daki &#;Kış dizeleri&#;&#; başlıklı 27 Ocak tarihli yazısında Hüseyin Aksakal ise bahsi geçen dizeleri Aşık Nesimi&#;ye atfetmiş:

"Aşık Nesimi'nin dediği gibi: "Bir gülün çevresi dikendir hardır, Bülbül har elinde ah ile zardır, Ne de olsa kışın sonu bahardır, Bu da gelir, bu da geçer ağlama."

 

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Aşık Daimi

&#;Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım&#; Türkü Sözleri

 

“Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım” adlı türkünün sözleri ile kapatalım&#;

 

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti figanım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül har elinde(n) ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Daimi&#;yem her can ermez bu sırra
Gerçek aşık olan yeter (erer) o nura
Yusuf sabır ile vardı Mısır&#;a
Bu da gelir bu da geçer ağlama

 

aşık veysel ne ağlarsın benim zülfü siyahım

 

Bu da gelir, bu da geçer, ağlama!..

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Daimiyem her can ermez bu sırra
Eyüp sabır ile gitti Mısır'a
Koyun oldum, ağladım ardı sıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama


En sevdiğim halk ozanlarındandır Daimi.. "Bu da gelir, bu da geçerağlama"yı, çocukken ailenin masa başında toplandığı akşam yemekleri ve pazar kahvaltılarında, babam hem divandan hem de halk şiirinden okurdu bize. Minnacık asker maaşı ile oluşturduğu koca kitaplıkta şiir kitapları başköşedeydi.
Daimi'yi ben dinleye dinleye ezberledim. Sonra Sezen o muhteşem yorumu ile tüm Türk âlemine ezberletti..
Bugün niye aldım, köşeme..
Üç tane "Geçecek" yazısı var da ondan..
İlki Tarkan üzerine.. "Geççek" diye bir şarkı yazdı. Lafı iki kez düzeltip kabul ettirebildim bilgisayarıma.. "Geçecek" diye otomatik düzeltiyor çünkü.. Şarkı bugün piyasaya çıkıyor ama, daha kimse dinlemeden kıyamet koptu. Arada eksik "e" harfi yüzünden Tarkan'a denmedik bırakılmadı, sanki hepsi Türkçe'yi iyi bilir, iyi yazar, iyi konuşurlarmış gibi..
İkincisi, efsane olacak bir Kış Oyunları hikâyesi..
Üçüncüsü, ısrarla, inatla aşı yaptırmayan ve kurallara uymayan, ama öte yandan her yazıları ile insanda panik yaratmak için ne lazımsa yazanlara inat, Doktor Erdoğan "Tünelin ucu göründü" dedi.. "Geçecek" dedi..
Ben de öyle diyorum işte..
Geççek!.

***


PANDEMİDE SONA DOĞRU MU?..
Hem aşı yaptırmayıp hem de insanımızda panik havası yaratmak için felaket tellallığı yapanlar, bu yazıyı sakın okumasın. Çünkü Kovid yayılmaya başladığından beri, bilime ve doktor olarak Kovid'le 7/24 boğuştuğu için, kişisel deneyimlerine dayanarak, bu köşede yazdığı her şey doğru çıkan Dr. Erdoğan, dün elime geçen mailinde "Tünelin ucunda ışık var" dedi.
Buyurun, "Bilimin hem deuygulayıcı sesi"ni okuyun!.

*

Defalarca vurguladığım ve insanları uyardığım gibi, yine diyorum ki..
"Artık pandemide sonadoğru yaklaşıyoruz, tünelinucunda ışık göründü. Bukâbustan daha çabuk uyanmamıziçin hâlâ hepimize büyükgörev düşüyor, biraz dahasabır, kurallara bir süre dahaciddi olarak uyma ve aşılamayıhızlandırma."
Omicron varyantı, insanlık içinbüyük şans. Pandeminin bitmesinebüyük katkısı olacak. Kovid, gripgibi endemik olacak, yani belli mevsimlerde,belli bölgelerde görülecek. Bakınız, geçenlerde Omicron'un bir alt varyantına rastlandı, yani yeni bir mutasyon. Omicron'a çok benziyor, daha hızlı bulaşıyor, ama hastalık daha hafif geçiriliyor. Şimdilik çok çok az görüldü. Zaten Omicron son olacak asla demedik, bundan sonra da varyantlar elbet olacak. İki yıldır yazdığım gibi..



"Virüsler asla ölmek iste
mez,yaşamak ister, yaşamakiçin mutlaka bir konağa ihtiyaçduyar. Kovid'da konakinsandır. İnsan ölürse virüsde ölür. Bu Kovid da diğervirüsler gibi, konağını öldürmeyiponunla yaşamayı öğrenecek,mutasyonlara uğrayacak!"
Yine Nisan 'de bu köşedeşöyle yazdım:
"Peki yazdan sonra ne olacak? Asıl püf nokta bu! Virüslüinsan sayısı yine artacak, ancakasla şimdiki gibi bir ölü sayısıgörülmeyecek!"
Nitekim yaşadığım ve çalıştığımAlmanya'dan örnek verecek olursam,günlük vaka sayıları binleriaştı, ancak kayıp sayıları geçen yıllaasla kıyaslanamaz. Bu bulaş sayılarınıgeçen yıl, örneğin Delta varyantındayaşasaydık, kesinlikle on, belkiyüz misli insanımızı kaybederdik.
Ben bilim insanıyım, müneccim değilim. Daha önceki pandemilerde de durum hep böyle oldu. Ben tıbbın tecrübelerine dayanarak bunları yazdım.
Gezegenimizdeki virüs sayısını hayal bile edemezsiniz, bizim bildiklerimiz, tanıdıklarımız devede kulak bile değil. Bu nedenle, dönem dönem Kovid'da olduğu gibi daha baskın virüsler ortaya çıkıp pandemiler yapabilecektir.
Bilim o kadar ilerledi ki, son zamanlarda bin yeni RNA virüsü bulundu yeni tıbbi teknolojilerle. Şimdiye kadar bilinen virüs sayısının 10 katı! Üstelik bunların içinde 9 yeni Kovid akrabası da var.
Bu virüslerle ilgili araştırmalar devam ediyor, önemli olan bunları tanıyıp gözaltında bulundurmak. Örneğin, bir hastada hiç tanınmayan bir virüs bulunsa, yeni dijital yöntemle iki dakikada virüs bankasına girilerek, orada bulunup bulunmadığı anlaşılacak, aynı parmak izi bankası gibi.

*

ABD'de son yapılan araştırma gösterdi ki, aşılarınıtamamlamış olanlar, olmayanlardan97 kat daha azölüyor! Hiç aşı olmamış insanlarda Kovid'dan ölümoranı binde 10 kişi,iki aşı olmuş olanlardabu oran binde kişi, hatırlatma aşısını yaptırmışolanlarda ise bu oran binde ! Farkı görüyor musunuz?
Aşıyı karalamak isteyenler, akıl almaz hikâyeler uyduruyorlar. Önce 5G teknolojisiyle koronayı ilişkilendirdiler, sonra "mRNA teknolojisiyle içimize çip takacaklar, hatta bununla insanları öldürecekler" dediler.
Bu palavralara inananlar başlangıçta vardı, bunların sayıları azalınca "Kadınları kısır, erkekleri iktidarsız yapıyor bu aşı" dediler.
Dediler de dediler ve hâlâ demeye devam ediyorlar. mRNA teknolojisiyle değil de klasik aşı bulunsaydı bu kadar çabuk, ona da bir kulp takarlardı emin olun.
mRNA aşısının da amacı, insan vücudunda bu virüse karşı antikor oluşmasını sağlayarak, insana virüs bulaştığında hastalıkla kolayca mücadele edebilecek durumu yaratmak.
Sadece teknoloji farklı, ama yeni değil. Bu teknolojiyi biz yaklaşık 20 yıldır tanıyoruz. Yakın bir gelecekte kanser tedavisindeçok önemli ve başarılıbir yer tutacak mRNAteknolojisi. İyi ki bu teknoloji var, iyi ki bilim insanları bu teknolojiyi kullanarak bu kadar kısa sürede aşıyı bulup insanlığın hizmetine sunabildiler. Aksini, yani klasik aşı üreteceğiz diye, 10 yıl beklediğimizi düşünmek bile istemiyorum.

*

Ben, artık vaka sayılarının düşüşe geçeceğine, hastaneye yatış oranlarının çok ama çok azalacağına inanıyorum, dolayısıyla ölüm sayıları da azalacaktır. Dünya Omicron sayesinde sürü bağışıklığına doğru giderken, aşılamalar da hızla devam ediyor.
Biraz daha sabır ve kurallara uymakla, insanoğlu Kovid'u da yenecektir elbet.
Gelecek yazıda daha güzel haberler verebilmek umuduyla, sağlıklı kalın, mutlu kalın..

***


BUGÜN 'TEEKRAN BAŞINDA OLUN!..
Yani başlığa dikkat.. Kış Oyunları'nı canlı izleyebiliyorsanız, mutlak.. İş durumu varsa, o zaman TRT Spor Yıldız veya Eurosport'ta tekrarını arayın ve Kamila Valieva'yı kaçırmayın.. Tek Bayanlar Finali var, bugün 'te ve dünyada Dörtlü Salçov, Üçlü Aksel ve 4+3 bağlantılı Toeloop'u ilk yapan kadın patenci o.. Ama onu bugün spor dünyasının bir numaralı konuşulanı yapan, fiziksel güzelliğinin yanında muhteşem sporculuğu değil.. 15 (On beş) yaşındaki bu genç kız başka sebeplerle konuşuluyor.
Mesela açık ara favori olduğu bugünkü yarışmayı kazanırsa, ödül töreni yapılmayacak.
Neden?.
Kamila, Rus Olimpiyat Komitesi adına yarışıyor. Ruslar Olimpiyatlar'da büyük çapta dopingli sporcu ile yakalandığı için, IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Rusya'yı Olimpiyatlar'dan men etti.. Ama ülkeye verdikleri bu ceza yüzünden, masum sporcuların da yasaklanmasına razı olamadılar ve masum sporcuların ROC (Rus Olimpiyat Komitesi)adına, madalya töreninde Rus bayrağıçekilmeden ve Rus milli marşı çalınmadanyarışmasına karar verdi.
Ve doping cezalısı Rusya'nın 15 yaşındaki muhteşem kadın patinajcısı Kamila, birkaç ay evvel İsveç'te yapılan Avrupa Şampiyonası'nda dopingli çıktı. Kanında bulunan doping maddesi, bir kadın rahatsızlığı için devamlı aldığı ilaçta da vardı. Bu yüzden itiraz edildi. Ama Kamila başka sebeple çalışmalarına devam edebildi. 16 yaşından küçükler reşit olmadıkları için doping konusunda korumada idiler. Cezayı onlar değil, antrenörleri ve yöneticileri alıyordu. Ancak ITA (Uluslararası Test Ajansı), Spor Mahkemesi CAS'a başvurup itiraz etti.. CAS, Kamila'nın yaşı dolayısı ile koruma altında olduğu kararını onayladı ve genç kız, Beijing'e geldi. Önce takım yarışmasında harikalar yarattı ve birinci oldular.
Salı günü, onu Bayanlar Serbest Program'da izledim. Gene harikaydı. Birinci oldu.
Bugün 'te işte, "SerbestProgram"da, final yarışacak. Harika bir güzellik,hem fiziksel hem de sportif güzellik izleyeceksiniz. Ama madalya töreni yapılmayacak. Takım yarışmalarında da yapılmayacak. Çünkü WADA, kararında ısrarlı. Olimpiyat sonrası Kamila'nın durumu tekrar elden geçirilecek.
Karar Kamila aleyhine kesin sonuca bağlanırsa, "Madalyaları geri isteme ve değiştirme" durumları olmasın diye IOC, bu kararı aldı.
Bugüne dek Olimpiyat tarihinde görülmemiş şeyler yaşıyoruz yani..
Ama bana sorarsanız..
Hepsini boşverin ve bugün Olimpiyatlar'dan Kamila geçecek. Canlı izleyin..
Değer.

***


ALDIRMA TARKANSAKIN ALDIRMA!..
Dünya medyası "yıldız"yaratmak içinelinden geleni yapar.. Çünkü "yıldız", tirajdır, reytingdir. Tirajın ve reytingin getirdiği reklamdır. Ve o medya, maaşını, gelirini o yıldızın sağladığı reklamlarla kazandığının farkındadır. Bizde durum tam tersi.. Olan yıldızı bile karalamak, yıkmak için elinden geleni yapar, medyamız.. Yazılısı, sözlüsü, görüntülüsü ve sosyaliyle her türlüsü.
İlk parlamaya başladığı günlerden beri Tarkan'ın başına gelenler, roman olur, film olur..
Bugün piyasaya çıkacak şarkısının adını açıkladı geçen hafta..
"Geççek!."
seafoodplus.info kıyamet koptu. Türkçe'yi bozmuş, rezil etmiş, gençlere kötü örnek olmuş.. Türk Dil Kurumu ona verdiği ödülü geri almalıymış, vesaire vesaire..
Yahu bu ülkede şive, lehçe, hatta anadil diye kendi dillerini konuşan milyonlarca insan var.. Tarkan bir şarkısında "Geççek" diyemez mi?.
Hele tüm lafları bir görelim, anlayalım bakalım niye böyle demiş, o zaman konuşsak olmaz mı?.
Olmaz.. O zaman Tarkan'ı yaralamaz, hırpalamaz, yıkamaz, bezdiremeyiz ki!.
Adam ülkesinin en ünlü bulvarına yıldızının adını, bir yıldız içinde törenle çakar ve ölümsüzleştirir. Los Angeles'ta o kaldırımda yürüdüm.. GaryCooper'ı, MarilynMonroe, Meryl Streep,Gene Kelly'yi gördüm, ufak ufak yağan yağmur altında yürürken.
Onlar, yaşarken "ölümsüz" yapıyorlar.. Biz ölmeden gömüyoruz.. Farka bakar mısınız?.
Aldırma Tarkan, bu sosyal medyaya da, bu sosyal medyadan "beğeni" işareti almak için, onların huyuna suyuna göre yazı yazan, gazete çıkaranlara..
Seni Los Angeles'tan Paris'e, Moskova'ya dünya tanıyor.. Bu ülkede, Süper de değil, Mega Star'sın.
Açıkhava'yı 7 gece arka arkaya dolduran adamsın senelerden beri..
Sen Mega Yıldız'dan, Güneş'ten fazlasın.. Sen Samanyolu'sun Tarkan!.
Aldırma ve üzülme sakın!.
Bu yazı çıktığında şarkını dinlemiş olurum inşallah!.

***


TEBESSÜM
Yıl , 29 yaşında ve fakir bir bekâr anneyim.. Yazdığım kitabı 12 yayınevi reddetti.
Yıl 54 yaşındayım. Yazdığım kitap dünya üzerinde milyonun üstünde sattı ve beni ilk kitap milyarderi yazar yaptı.
(Kadının adı.. J.K. Rowling / Kitabın adı.. Harry Potter)

***


SEVDİĞİM LAFLAR
Hayatında olmuş hiçbir şey için pişmanlık duyma. Çünkü olanı değiştiremez, olmamış ya da unutulmuş yapamazsın. Ondan ders al, öğren ve yürümeye devam et!.
Anonim

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Bu Da Gelir Bu Da Geçer Ağlama Sözleri

Deyişler & Nefesler, Müzik Haberleri, Şarkı Sözleri Lyrics

Sabahat Akkiraz &#; Ne Ağlarsın

YouTube player

Şarkı tekrar edecek

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Sözleri

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül har elinde ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Daimiyem her can ermez bu sırra
Gerçek aşık olan erer o nura
Yusuf sabır ile vardı mısıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama

Aşık Daimi

AŞIK DAİMİ KİMDİR ?

yılında İstanbul&#;da doğdu. Asıl adı İsmail Aydın&#;dır. Kökleri Erzincan&#;ın Tercan ilçesinden gelmektedir. Her iki dedesinin de saz şairi olmasının etkisiyle küçük yaşta bağlama çalmayı ve Davut Sulari&#;den aşıklık geleneğini öğrenmiştir.

Fotoğraf & Video galerisi devam ediyor&#;

Continued

Sayfalar: 1 23Sonraki sayfa

İlgili

Pages: 123

  • Şarkı Sözleri, Şarkı Sözü, Türkü Sözleri, Sözleri, Deyiş Sözleri, Semah Sözleri, Şarkısı Sözleri, Şarkı Sözü, Sözler, Şarkısı Kimin, Yeni Klibi, Son Şarkısı, Son Klibi, Albümü, Single, Müzikleri, Şarkıları, Lyric, Lyrics, Songtext, Song anhören, Şarkısı Sözü, Dinle, Şarkısını Kim Okuyor

  • Deyişler &#; Nefesler

  • SON DAKİKA

 

BUDA GELİR :: BUDA GEÇER

 

 

"ne ağlarsın benim zülfü siyahım / buda gelir buda geçer ağlama;
göklere erişdi feryadım ahım /buda gelir buda geçer ağlama"

Nurettin Dadaloğlu

 

  

Geçmez deme! Bu da geçer

Ağlama sen Buda gelir , buda geçer

Zalim gider, zulüm biter..

Mevsim gider, mevsim gelir

Gün gelir devran döner

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner

Kimsenin hakkı kimsede kalmaz

Adalet yerini bulur

Gözyaşları biter

Hayat son bulur

 

BİR HİKAYE:

Seyyahın yolu uzak bir diyarda şirin bir köye düşer. Köylülere, tanrı misafirini ağırlayacak biri var mı diye sorar.

Köylüler, seyyaha, ancak çiftlik sahibi Süleyman diye birinin yardımcı olacağını ve oraya gitmesini söylerler.

Seyyah yoldayken birkaç köylüyle daha sohbet eder. Köylülerden Süleyman’ın, o yörenin en zenginlerinden biri olduğunu birde Hasan isimli bir başka çiftlik sahibi olduğunu öğrenir.

Seyyah, Süleyman’ın çiftliğine ulaşır. Köylülerin dedikleri gibi Süleyman misafirini çok iyi karşılar. Seyyah çiftlikte yer, içer ve dinlenir. Süleyman’a ve ailesine kendisini çok iyi ağırladıkları için teşekkür eder ve tekrar yola çıkmadan önce der ki:

– Böyle nimetlerle ödüllendirildiğin ve zengin olduğun için hep şükretmelisin.

Süleyman de seyyaha der ki:

– Zenginlik dediğin nedir ki, hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen gerçek, görünen değildir. Bu da geçer…

Seyyah, Süleyman’ın yanıtını uzun uzun düşünür… Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, seyyahın yolu yine aynı köye düşer. Süleyman’ı ziyaret ederim, beni yine güzelce ağırlar diye düşünür. Köylülerle konuşurken Süleyman’ın fakirleştiğini Hasan’ın yanında çalışmaya başladığını öğrenir.  

Seyyah, Süleyman’ı merak eder ve Hasan’ın çiftliğine gider. Süleyman’ı eski püskü elbiseli, birazda yaşlanmış halde bulur. Nasıl oldu da hizmetkar olduğunu sorar. Süleyman çiftliğinin bir sel felaketinde yıkıldığını, tüm hayvanlarının telef olduğunu, topraklarının da işlenemez hale geldiğini, tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Hasanın yanında çalışmak zorunda kaldığını anlatır. Seyyah, Süleyman’ in haline üzülür.

Süleyman, yine de seyyahı bir yere bırakmaz, son derece mütevazi olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır.

Seyyah, vedalaşırken, Süleyman’a olup bitenlerden ne kadar çok üzgün olduğunu söyler ve Süleyman’dan su yanıtı alır:

– Üzülme… Unutma, bu da geçer…

Uzun yıllar geçtikten sonra, seyyahın yolu yine aynı bölgeye düşer. Eski dostuna ziyarete gider. Bir süre önce ölen Hasan, ailesi olmadığından, bütün varını yoğunu, en sadık hizmetkarı ve eski dostu Süleyman’a bırakmıştır. Süleyman, Hasan’ın konağında oturmaktadır. Büyük arazileri ve binlerce sığırı ile yine o yörenin en zengin insanı olmuştur. Seyyah, eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar çok sevindiğini dile getirdiğinde yine aynı yanıtı alır:

– Bu da geçer…

Birkaç yıl sonra Seyyah yine Süleyman’ı arar. Ona bir tepe gösterirler. Tepede Süleyman’ın mezarı vardır ve mezar taşında şöyle yazmaktadır:

Bu da geçer…

Seyyah, üzgün bir şekilde, “Allah Allah, ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider.

Ertesi yıl, Seyyah, Süleyman’ın mezarını ziyaret etmek için geri döner ama ortalıklarda mezar falan kalmamıştır. Büyük bir sel gelmiş, bütün tepeyi silmiş süpürmüş ve Süleyman’ın mezarından geriye hiç eser kalmamıştır.

O yıllarda, ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Bu öyle bir yüzük olacaktır ki, sultan mutsuz olduğunda umudunu tazeleyecek, mutlu olduğunda da, mutluluğun rehavetine kendini kaptırmasını önleyecektir.

Hiç kimse, sultanın istediği gibi bir yüzük yapamaz. Sultanın kuyumcusu seyyahın eski bir dostudur, ondan yardım ister. Seyyah, nasıl bir yüzük yapacağını dostuna söyler.

Kuyumcu yüzüğü hazırlar ve yüzük sultana sunulur. Son derece sade bir yüzüktür bu, Sultan yüzüğü inceler ve gözü üzerindeki yazıya takılır. Üzerinde biraz düşünür ve yüzü aydınlanır. Tam da istediği gibi bir yüzük olduğu için mutlu olur.  

Yüzüğün üzerinde ne mi yazıyor?

Bu da geçer…”

 

ÜZÜLME HEPSİ GEÇER!

Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,

Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer,

Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,

Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,

Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer,

Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi,

Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?

İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi?

Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun fili mi,

Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer,

İbret aldın, okudunsa şu yaman dünyadan,

Nefsini kurtara gör masyad-ı mafihadan.

Niyyet-i hilkatı bul aşk-ı cihan aradan,

Önü yoktan, sonu boktan, bu kuru da'vadan

Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer.

Ne şeriat, ne tarikat, ne hakikat, ne türe,

Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre

Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre!

Ma'rifet mahkemesinde verilen hükme göre,

Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer.

Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,

Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne.

Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne.

Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne,

Hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer.

Neyzen Tevfik

 

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir