Buğday Başağı Anlamı
Rüyada Başak Görmek: Anlamı ve Yorumu
Bakınız; Buğday. Rüyada başak görmek rüyası, hayra işaret eder. Eğer evladınız veya torununuz yoksa, hayırlı bir evlada ve toruna kavuşacağınıza işarettir. Başak, bolluk, kısmet ve para anlamlarına gelir. Rüyada bir tarlada buğday veya arpa başağı görmek, hayırlı bir evlada sahip olacağınıza işarettir.
Tarlada başakları demet haline getirmek, çocuklarınızdan bir veya birkaçının askerlik veya evlenme işleriyle uğraştığınıza yorumlanır. Tarladan başak toplayarak bir araca yüklediğinizi görmek, çocuklarınızdan birisinin askerlik, evlenme veya memuriyet sebebiyle evden ayrılacağına işarettir.
Rüyada başak görmek, hayra işaret eder. Eğer evladınız veya torununuz yoksa, hayırlı bir evlada ve toruna kavuşacağınıza işarettir. Rüyada başak görmek, uzun ömre ve torun sahibi olmaya delâlet eder. Rüyada başak topladığını görmek, bir miras peşinde koşmaya işarettir. Buğday veya arpa başağı görmek ise, hayırlı bir evlat ile tabir olunur.
Falda Buğday Başağı Görmek Ne Anlama Gelir
Kahve Falında Buğday Başağı Görmek Ne Demektir?
Birçok falcı, kahve falında çıkan buğday başağı şeklini şu şekilde yorumlar:
Kahve falında buğday başağı görmek, en güzel işaretlerden biri olarak yorumlanmaktadır. Kahve falında buğday başağı çıkması, fal sahibinin yaşamında çok mühim ve iyi havadisler alacağına delalet eder. Bu fal, kişinin faydalı ve bereketli rızık elde edeceği anlamına da gelir.
Kahve falı yorumcularına göre falda görülen buğday başağı, bekar fal sahipleri için zengin biriyle izdivaç kuracağına işarettir. Kahve falında birden çok buğday başağı belirmişse bu da fal baktıran bireyin borçlarını vererek yakın zamanda feraha kavuşacağı anlamına gelir. Falda çıkan buğday başağı sembolü, falına bakılan kimsenin yaşamındaki rahat sürece yorulur.
Falda buğday başağı görmek, fal sahibinin çalışma yaşamıyla alakalı çok mühim ve iyi gelişmelerin habercisidir. Falına bakılan şahsın, sevindirici havadisler alacağı ve aile huzurunun artacağı rivayet olunmaktadır. Bu fal, kişinin yüklü bir mirasa konacağına da delalet etmektedir. Kahve falı baktıran kimsenin yaşmındaki olumlu hadiseler art arda gelecek ve tüm problemleri yok olacaktır.
seafoodplus.info / Özel Haber
Kahve Falı Klişeleri
Senin İçin Kabarmış
Kahve fincanının açılmasından sonra sıkça söylenen yorumlardan biridir. Kahve telvesinin fincanın dibinde birikmesi ile görülen ve genellikle "ayy evet kız bu aralar çok sıkıntılıyım" cevabı alınan klişe cümlelerdendir.
At Çıkmış, murattır
Kahve falında at görmek, kişinin dileğinin olacağı anlamına gelmektedir. Hemen hemen her falda görülür ve "Ay Hadi Hayırlısı" cevabı ile sonlanır.
Üç Vakte Kadar
Türk kadınlarının vazgeçilmez kahve yorumlarından bir tanesidir. Üç vakte kadar istediğine ulaşılacağı söylenir. Üç gün mü, üç ay mı veya üç yıl mı olacağı asla bilinmez.
Sana Bir Yol Görünüyor
Kahve falında yol görmek, seyahatin habercisidir. "Halamlarla tatile gideceğiz, acaba o mu?" gibi sorularla karşılaşmak an meselesidir.
Sana Bir Kısmet Görünüyor
Kahve falında kısmet görmek, güzel bir döneme gireceğiniz anlamına gelmektedir. Genellikle karşı taraftan alınan tepki ise "Neredee" şeklindedir.
Kem Gözlü Biri Çıkmış
Kahve falında göz gibi çıkan ufak bir halkadır. Nazar olarak yorumlanır ve "gözü olanın gözü çıksın" diyerek, parmak yardımı ile göz patlatılır.
Yılan gibi biri dikkat etmelisin
Falda görülen yılan, bir düşmanının olduğuna işaret eder. "Bak bak şurada yılanın başı var" gibi sözlerin ardından, "yılanın başını ez kız" gibi cümleler eşliğinde devam eder.
Balıklar Görünüyor
Kahve falında görülen balıklar, olumlu anlam taşımaktadır. Maddi anlamdaki bolluğu simgeleyen balıklar görünen bir fal, "eline bir şey geçecek. Anahtar mı desem, para mı desem" şeklinde paylaşılır.
Kalabalık Ortamda Bulunacaksın
Falda görülen irili ufaklı insanların çevrede görülmesi, kalabalık bir ortamda bulunulacağı anlamına gelmektedir. "Düğün mü desem, cenaze mi desem" şeklinde işitilir.
Başına Talih Kuşu Konuyor
Fal baktıran kişinin başına talih kuşu konması, zengin olması anlamına gelmektedir. "Hadi inşallah" tepkisi ile karşılaşılmaması mümkün değil
Uzun Boylu Bir Oğlan Görünüyor
Aşk hayatınızın yoluna gireceğini temsil eden, uzun boylu adam sembolüdür. "Biliyordum beni sevdiğini" diyerek, sevinç çığlıkları atılarak, fala devam edilir.
Kahve Falında Kısmet Taşması
Kahve telvesinin, fincanın dışına süzülmesi ile yorumlanır. Kısmetlerinin bollaşacağı anlamına gelir ve "ay kız ağzın bal yesin" gibi sözler işitilebilir.
Bu başlığı okuyanlar yazımızı coğrafya, ekonomi ya da tarım yazısı zannetmesinler. Yaz aylarının bütün sıcaklığıyla devam ettiği bu günlerde ürünlerinin hasadıyla meşgul olan çiftçilerin yanında bir de öğrencilerin hasadı var. O da “eğitim, imtihan ve ders hasadı.”
Yine böyle bir yaz dönemindeydik. Karadeniz bölgesinin serin atmosferinde eğitim semineri yapıyorduk. Seminer sırasında dilimin döndüğünce verimli ders çalışma kaidelerini ve hedef belirlemenin ehemmiyetini eğitimciler, veliler, öğrencilerden oluşan bir grupla paylaşıyordum. Öğrencilerin seviyesine inmeye uğraşıyor, kendi okul hayatımdan misaller vererek mesajlarımı müşahhaslaştırmaya çalışıyordum. Anlattığım bilgilerin öğrencilerin akıllarında kalmasını temin için somutlaştırma yapmam gerekiyordu. Diğer arkadaşlarım da benim gibi anlattıklarını öğrencilerin zihninde canlandırmada zorlanıyorlardı. Günler öncesinden hazırlanıyor, misaller buluyor, semineri daha güncel hale getirmeye çalışıyorduk.
Bu seminerlerimden birine, o yıllarda eğitim hizmetleri veren bizim de tanıdığımız, Rahmetli Yunus Köse Bey de katılmıştı. Bizi sonuna kadar dinlemiş. Arkasından söz alarak “Bu mevzua benim de katkım olabilir mi?” diye sormuştu. Biz de “Tabi ki seviniriz.” dedik ve kürsüye davet ettik.
Olaylara ferasetle bakmak
Önce talebelere dönerek “Siz buğdayı bilir misiniz?” diye sordu. Öğrencilerin hepsi bu soruya şaşkın bir şekilde “Evet biliriz, buğdayı bilmeyen mi var?” dediler. Yunus Bey devam ederek “Peki, buğdayın macerasını bilir misiniz?” diye sordu. O zaman öğrenciler sustular. “Çocuklar, bakmak ayrı şeydir, görmek ayrı. Birçok insan etrafına bakar ama göremez. Şimdi size buğdayın macerasını anlatayım da buğdayın hayat hikayesi ile talebelik arasındaki benzerlikleri ve tahsilin ne kadar önemli olduğuna dair ipuçlarını siz bulun bakalım.” diyerek anlatmaya başladı.
Hasattan devşirilen eğitim mesajları
Gençler bir buğday tanesinin değeri var mıdır? Belki içinizden “Vardır.” diyenler çıkabilir ama birisine onu verseniz size karşılığında ne verir? Ama çiftçi o buğday tanesine değer verir, onu bereketlendirmek için toprağa eker ve üzerini örter. Kışın yağmur ve kar sonrasında buğday önce ıslanır, ardından çamura karışır; ama hiç sesini çıkarmaz. Kış bitip de bahar gelince buğday sevinçle başını topraktan çıkarır. Yeşerdiğini görünce; “kuruydum yeşillendim, adam oldum artık.” der. Ama çiftçiye göre, o yeşil bir başaktır ve daha bir değer kazanmamıştır. Diğer yeşilliğin içerisinde bir ot olmaktan farkı yoktur. Maceraya devam eder.
Günler geçtikçe büyür başak verir buğday. Başaklarda buğday taneleri bir iken 20 olur, 30 olur. Buğday “Çoğaldım, kıymetlendim.” diye düşünür. Ama çiftçiye göre, hala o bir avuç buğdağ olmaktan öteye gidememiştir. Değeri bir hükmü ifade etmediği için yoluna devam eder. Yaz başlar, güneş tepeden vurur, sapsarı altın gibi olur. Bu defa da renginin sarılığına aldanan buğday; “Altın gibi oldum. Herhalde şimdi kıymetlendim.” der. Altın gibi olmuştur; lakin altın değil. Kıymet kazanma yolunda macerasına devam eder.
Hasat mevsiminde tarlaya biçerdöverler, oraklarla çiftçiler girer. Sapla samanı ayırarak buğdayı çuvala doldururlar. Çiftçi için bu aşamada buğday bir değer olmuştur; fakat kendi başına buğday hala bir değer olamamıştır.
Yolculuğuna devam ederek oradan aynı hedef için uğraşan diğer buğdaylarla birlikte değirmene gelirler. Değirmen taşının arasında iyice ezilirler. Un ufak olurlar. Kiri pası, kepeği bir yere, nur gibi bembeyaz un olarak başka bir yere ayrılırlar. Buğday bu defa “nur gibi olduk, beklediğimiz değere nihayet kavuştuk” der. Heyhat henüz macera bitmemiştir, biraz daha sabretmesi gerekir.
Çuvallara doldurulan unlar, fırıncının yanına varır. Önce güzelce su, tuz&#; ile yoğrulup hamur haline gelirler. Oradan da ateşin içerisine girerler. Nar gibi pişen, pişip de olgunlaşan buğday, nihayet ekmek olarak fırından çıkar. Ancak hak ettiği değere ulaşamamıştır. Ne zaman ki insanların faydasına arz edilir, işte o zaman büyük kıymete ulaşır.
Evet, buğday uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra ekmek olmuş, kendince bir değere ulaşmıştır. Fakat buğday asıl değeri Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in mübarek dilinden almıştır. “Ekmeğe hürmet ediniz. Ekmek semavat ve arzın bereketindendir. Kim ki sofradaki ekmek kırıntısını yerse affolunur.”
O zaman dinlediğim bu hikâyeyi diğer bütün seminerlerimde öğrencilerle paylaştım. Bu hikaye zihinlerde somutlaştı ve daha manidar seminerler vermeme sebep oldu.
“Oldum” demekle değerli olunmuyor
Ne dersiniz buğdayın uzun ve meşakkatli macerası ile bir öğrencinin eğitim yolculuğu arasında benzerlikler var mıdır?
Eğitim de küçükken başlıyor. Buğday gibi zorluklar, sıkıntılar, badireler atlatıldıktan sonra netice alınabiliyor. Ama hedefi olan insanlar için bu merhalelerin olması dezavantaj değil tecrübemizi arttırmak ve kendimizi geliştirmek için birer fırsattır. Çünkü buğday bitki olduğu halde hedefine varan bir yolculuktan sonra Peygamberimiz’den iltifat gördüyse, zor bir yolculuktan sonra gösterilen hedefine varan insanoğlu da muhakkak daha fazlasını görecektir. Yolda düşüp kaybolan, bir değer olamadan zayi olan buğday misali akılda tutularak meseleyi sahiplenmek ve öylece Peygamberimiz’in iltifatına odaklanmak daha manidar olacaktır.