Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
Ahmet Kutsi Tecer
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli bir eseri… Tutkuyla bağlanmanın yalın bir anlatımı bu. Bitmek bilmeyen bir arayışın macerası… Buldum sandığın anda yeniden kaybedip başa dönmenin…
NERDESİN?
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Ben ve o. O kim, ya da ne? Bilmiyoruz. Bilebildiğimiz “bir ses”. İyi de kimin sesi? Sevgilinin mi? Olabilir? Ölmüş, ya da uzaklardaki bir sevgili mi? Belki.. Şair, uykulardan fırlayıp kalkıyor. Bir ses onu çağırıyor: Nerdesin? Aşkla, tutkuyla bağlandığı bu ses onu ürperişler içinde bırakmaktadır. Buradaki ses bir “iç ses” tir.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Kimi zaman onu peşinden sürüklemektedir. Zihni meşgul eden bu arayış rüzgârlara karışıp yok olmaktadır. Gün olur onu izlemektedir. Bu dizelerdeki ses ise bir “dış ses” tir. Seslenir: Nerdesin? Bu ses özgürlüğün, adaletin, kendini arayışın, yarım kalan ya da yitirilen bir aşkın, belki de Tanrı’nın ilahi sesidir… Bilemiyoruz.
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
Bildiğimiz, diğer bütün sevgilere yer bırakmayacak kadar şairin içini kapladığıdır. Bu, öylesine güçlü bir sevgi ve bağlılıktır ki; şair, bir işaretle her şeyi bırakıp ona koşmaya hazır bir ruh hali içindedir. Yeter ki “gel” desin.
Kimi insanın şöhret için yapmayacağı şey yoktur, kimisinin de para için, kimi Allah’a adamıştır kendini… Belki de 'kara sevda' dedikleri bu'dur. Düşünme ve sorgulama kalmamıştır. Sakin duran bu insan, gerilmiş yay gibidir…Bir işaretle fırlamaya hazır…
Sedat Demirkaya© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
- Son Güncellenme:
NERDESİN
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
şıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben.
Elverir ki bir gün bana, derinden,
Ta derinden, bir gün bana “Gel” desin.
AHMET KUTSİ TECER
Trkiye'den ve Dnya’dan son dakika haberler, kşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate btn konuların tek adresi seafoodplus.info; seafoodplus.info haber ierikleri izin alınmadan, kaynak gsterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Geceleyin bir ses böler uykumu
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana Gel desin.
Ahmet Kutsi Tecer
Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi
Şiirin nazım birimi: Şiir dörtlükler halinde yazılmıştır.
Şiirin ölçüsü: 6+5= 11li hece ölçüsüdür.
Uyak şeması: abab / cccb / dddb
Şiirin türü: Şiir koşma nazım biçimiyle yazılmıştır.
Şiirin Ahenk Unsurları (Uyak ve Redifler)
1. dörtlük
a uykumu
a onu -u yarım uyak
b nerdesin
b sesin
b nerdesin
b desin -esin zengin uyak
2. dörtlük
c derbeder
c gider
c beraber -er tam uyak
3. dörtlük
d içimden
d ben
d derinden -en tam uyak
Diğer Ahenk Unsurları
Şiirde geçenses ve nerdesin kelimelerinin tekrarı şiire hem ahenk hem de bütünlük kazandırıyor.
Şiirde a, e, ü ünlülerinin tekrarıyla asonans; s, r, n ünsüzlerinin tekrarıyla da aliterasyon yapılmıştır.
Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi (Açıklama Yorum)
Ahmet Kutsi Tecerin Nerdesin adlı şiiri Türk edebiyatının en sevilen şiirleri arasındadır. Bugüne kadar bu şiiri ve şiirde geçen ses ile ilgili birçok yorum ve değerlendirme yapılmasına rağmen bu sesin kaynağı hakkında net ve kesin bir yargıda bulunulamamıştır.
İnsan hayatı boyunca pek çok şey bekler. Bu bir sevgili, bir zafer ya da bir meselenin çözümü olabilir. Herkesin bir sıkıntısı, bir bekleyişi vardır. Bu şiir aslında onu anlatıyor. Ancak bu şiirde öne çıkan duygunun aşk olduğu anlaşılıyor.
Bu ses, şairin uykularını bölüp ona sürekli Nerdesin? diye sormaktadır. Aslında bu şiir, şairin içinde ses ögesi bulunan tek şiiri de değildir. Şairin Kaybolan Ses (Keremin İlhamıyla) ve Çıngırak başlıklı şiirlerinde de ses motifine rastlarız. Ancak bu ses, diğer şiirlerdeki sesten farklıdır.
Şiirdeki ses edebiyatın ana konularından biri olan aşkın sesidir. Günümüzde ancak masallarda rastlayabileceğimiz, uğrunda pek çok şeyin feda edildiği, peşinden bilinmeyen diyarlara gidilen bir aşktır bu.
Şairin yıllarca aradığı ve aşığı olduğu bu gizemli ses ona sadece nerdesin? diye sormaktadır. Şair, içindeki tüm sevgileri atıp varlığını sadece bu sese adamıştır. Bu ses şaire bir gün gel derse, tıpkı masallardaki gibi her şeyi ardında bırakıp o sesin, yani aşkının peşinden gidecektir.
Bu şiirde şairin, masallardan esinlenerek aşkın sesini aradığı sonucu çıkmaktadır. Bu öyle bir aşktır ki geceleri uykusunu böler, ondan başka hiçbir şey düşünemez olur, varlığını ve sahip olduğu her şeyi ona adamıştır.
Ancak unutulmaması gereken bir şey vardır; şiirler her zaman yoruma açıktır. Bu sesin anlamı kişiden kişiye değişebilir. Farklı yapıdaki kişiler bu sesten farklı anlamlar çıkarıp farklı duygulara kapılabilirler
Şiirdeki Edebi Sanatlar
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben dizesinde mübalağa (abartma) sanatı vardır.
Şiirin teması: Sestir. Ancak bu sesin ne olduğu ve ne anlama geldiği okuyucunun yorumuna bırakılmıştır. Bu ses büyük olasılıkla aşkın sesidir.
Dil ve Anlatım
Şiirde açık, yalın ve sade bir Türkçe kullanılmıştır. Şair, duygu ve düşüncelerini doğrudan değil, dolaylı bir yoldan, kaynağı bilinmeyen bir ses yoluyla anlatmaya, söylemek istediklerini çağrışımlar yoluyla hissettirmeye çalışmıştır. Şiirdeki anlatım, anlam noktasında okuyucunun hayallerini harekete geçiren, farklı çağrışımlarla şiirin anlamını kişinin anlayışına göre genişleten bir yapıdadır.
Genel Değerlendirme
Türk edebiyatının en sevilen şiirleri arasında yer alan Nerdesin şiiri, hiç kuşkusuz aşkın gizemli yönünü en iyi yansıtan şiirlerden biridir. Okuyan herkeste farklı duygular ve farklı çağrışımlar uyandıran şiir, herkesin anlatmak isteyip de anlatamadığı duyguları yansıtmaktadır.
Ahmet Kutsi Tecer
Hayatı
Ahmet Kutsi, de Kudüste dünyaya geldi. Babası, Kudüste memurluk yapan Abdurrahman Bey, annesi Hatice Hanımdır. Ahmet, dört çocuklu ailenin en küçüğüydü. Kutsi adı kendisine Kudüste doğduğu için verildi.
İlköğrenimine bir Fransız Okulu olan Kudüs Freres Okulunda başladı. Babasının tayini nedeniyle Kırklarelinde ilk ve ortaöğrenimini tamamladıktan sonra liseyi İstanbulda Kadıköy Sultanisinde yatılı olarak okudu. Liseden sonra iki yıllık Halkalı Ziraat Yüksekokulunu bitirdi. Ardından Yüksek Öğretmen Okulunu kazanarak iki yıl da Darülfünun Felsefe Bölümüne devam etti. Öğrencilik yıllarında bazı şiirleri Dergâh dergisinde yayınlandı.
te Darülfünundaki öğrenimine ara vererek Yüksek Öğretmen Okulu bursuyla biyoloji öğrenimi için Fransaya gitti. Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi felsefe derslerini takip etti. Paris Milli Kütüphanesinde araştırmalar yaptı. Pariste yaşadığı hayatı Paris Acıları adlı şiirinde yansıttı.
yılında yurda dönen Ahmet Kutsi, araştırmalarını Halk Bilgisi Mecmuasında yayınladı. da Darülfünundan mezun oldu. Sivas Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandı ve burada dört yıl kaldı. Çalıştığı okulda Toplantı adıyla bir öğrenci dergisi çıkaran şair, arkadaşlarıyla birlikte de Halk Şairleri Bayramını gerçekleştirdi. Şenlikler sırasında yapılan yarışmada Âşık Veyselle tanıştı ve dostlukları başladı. Halk Şairleri Koruma Derneğini kurarak halk şiiri ve halk müziğinin tanınması için çalıştı. Sivas Maarif Müdürlüğüne atandı. Sivas Halkevinin başına geçti.
Ahmet Kutsi, soyadı kanunu çıkınca Sivasta bulunan Tecer Dağından esinlenerek Tecer soyadını aldı. te Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim Şube Müdürü olarak atandı. Bu görevini beş yıl sürdürdü. Bir yandan Gazi Eğitim Enstitüsünde kompozisyon derslerine, diğer taraftan Gazi Lisesinin felsefe derslerine girdi. Devlet Konservatuarının kurucuları arasında yer aldı.
de öğretmen Meliha Hanımla evlendi. Bu evlilikten iki çocukları oldu. de Yüksek Öğrenim Genel Müdürü olarak atandı. de Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atanan Ahmet Kutsi Tecer, bu görevinin ardından Adana ve Urfa milletvekili olarak iki dönem TBMMde yer aldı. Milletvekilliği esnasında kültür ağırlıklı siyasi çalışmalarda bulundu.
Ahmet Kutsi Tecer, yılları arasında Ülkü mecmuasının ve Halkevlerinin yönetimini üstlendi. Bu dönemde Tecerin yazı ve şiirleri Ülkü, Yücel dergilerinde ve Ulus gazetesinde yayınlandı.
yılları arasında Paris Kültür Ataşesi ve öğrenci müfettişi olarak görevlendirildi. yılında Ankarada kurulan geçici UNESCO Komitesinde yer alan Tecer, de UNESCO Yürütme Komitesinde Türk delege olarak görev aldı. Topluluk içinde Türk kültürünün gelişmesine hizmet etti. Türkiyeye döndükten sonra İstanbul Belediye Konservatuarında Türk tarihi ve geleneksel tiyatro, Galatasaray Lisesinde edebiyat dersleri verdi. Türk Dil Kurumu üyeliği yaptı.
yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde estetik, Gazetecilik Enstitüsünde halk edebiyatı dersleri verdi. İstanbul Eğitim Enstitüsü öğretmeniyken yılında emekli oldu. 23 Temmuz de Vakıf Gureba Hastanesinde hayata gözlerini yumdu.
Edebi Kişiliği
Ahmet Kutsi Tecer, Beş Hececilerden sonra halk şiirine yeni ses ve söyleyiş olanakları kazandıran Necip Fazıl, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Muhip Dıranas kuşağındandır.
Önceleri bireysel temaları, özellikle de aşk, ölüm, ıstırap gibi konuları işledikten sonra türkülere ve âşıklarda yaşayan memleket şiirlerine yöneldi. Kimisi bir ülküye bağlı, kimisi de Anadolunun eski efsanelerine dayanan bu şiirler Ahmet Kutsinin asıl kişiliğini göstermesi bakımından önemlidir.
Türk şiirini sade, saf ve arı hale getirenlerin başında Ahmet Kutsi gelir. Duygularını benzetmelerden ve sıfatlardan ayıklayıp, ayrıntıya değil öze önem verdiği üslubu yapmacıksız, doğal ve halkın konuştuğu günlük konuşma diline uygundur.
Şiirlerini tema bakımından; bireysel konuları işlediği şiirler ve yurt sevgisini dile getirdiği şiirler olarak iki ana başlık altında toplayabiliriz.
Şiirlerinin kaynağı halktır. Bu nedenle saz şiirinin ve âşık tarzının bütün inceliklerini sabırla araştırıp folklor değerleriyle birleştirmiş, milli şiir anlayışının kurulmasında önemli bir rol oynamıştır. Genellikle hece ölçüsüne ve halk şiirinin nazım birimi olan dörtlüğe bağlı kalmış, bazen de heceyi yeni ölçülerle denemiştir. Yalnız halk şiiri sınırları içinde kalmamış, divan edebiyatı nazım şekillerinden müstezatı da hece ölçüsüne uygulamayı başarmıştır. Şiirin dış yapısını kurarken, daha çok zengin uyakları kullanmıştır.
Ahmet Kutsi, Milli Eğitim Müdürü olarak Sivasta bulunduğu yıllarda folklor konusunda çok sağlam bir zemin bulmuş, halk kültürünün ortaya çıkması için bütün kuruluşlardan faydalanmıştır.
Ahmet Kutsi, tiyatro dalında da eserler verdi. Pariste çağdaş Avrupa tiyatrosunu tanımış, yurda dönünce Batı tekniğiyle folklor ve halk edebiyatını birleştirerek milli tiyatroya ulaşmak istemiştir. Tiyatro türünde adını duyurduğu ilk eseri, geleneksel tiyatromuzdan esinlenerek yazdığı Köşebaşı adlı oyunudur.
Tiyatro eserlerinde biçim yönünden halk tiyatrosu geleneğinden, halk kültüründen ve halk motiflerinden faydalanmış, eserlerini halkın konuştuğu bir Türkçeyle dile getirmiştir. İçerik yönünden ise geçmişten geleceğe uzanan bir süreç içinde gözlemlediği toplumsal değişmeleri, özüne yabancılaşma ve tezatlarıyla birlikte işlemiştir.
Ahmet Kutsi, Avrupada öğrendiklerini memleket sevgisiyle birleştiren, eserleri kadar halk şiiri ve geleneksel tiyatro üzerine yaptığı araştırmalarla da öne çıkan bir aydın, şair ve eğitimcidir.
Eserleri
Şiir
Şiirler ()
Tüm Şiirleri (, ölümünden sonra)
Tiyatro
Yazılan Bozulmadan ()
Köşebaşı ()
Köroğlu ()
Beş Mevsim ()
Bir Pazar Günü ()
Satılık Ev ()
İnceleme
Sivas Halk Şairleri Bayramı ()
Köylü Temsilleri (, köy seyirlik oyunları derlemesi)
Türk Folklorunda Sosyal Mesele ()