İddianamede, Keynes’in ifadesinde her şeyi anlatmadığı, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarda bulunduğu değerlendirilirken; Keynes’in ilk olarak yıllarında 8’inci sınıfta eğitim görürken örgüt evlerine yönlendirildiği, Ankara’da üniversite okurken örgüt evlerinde belletmen olarak kaldığı ve “Tarık” kod adı verilerek TSK mahrem yapılanmasında öğretmen (grup abisi) görevini yürüttüğünün altı çizildi.
'FETÖ' üyelerinin kendi aralarında kullandığı öne sürülen şifreli mesajlaşma programı ByLock’un kuruluşundan bu yana patentini elinde bulunduran David Keynes adlı Türk asıllı kişi, New York’ta yaşadığı ortaya çıktı. Keynes, ABD vatandaşlığına geçtikten sonra ismini değiştiren bir Türk. FEM Dershanesi’ne gitmiş, Işık Evi’nde kalmış. David Keynes, ByLock’u tasarlayan ‘Tilki’ lakaplı eski ev arkadaşının, 3 Aralık ’te programı App Store’a koyabilmek için kendisinden kredi kartını istediğini, o zamandan beri de patentin kendi üzerinde olduğunu anlatıyor. Türk kullanıcıların yüzde 90’ının cemaat üyesi olduğunu söyleyen David Keynes, cemaatle bağlantısı olan ‘Tilki’nin ise hâlâ Türkiye’de olduğunu belirtiyor. Öte yandan Keynes uygulamayı bugüne kadar bin kişinin indirdiğini belirtiyor.
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberi şöyle:
15 Temmuz darbe girişiminin en büyük gizemlerinden biri, 'FETÖ’cülerin kendi aralarında kullandığı iddia edilen ‘ByLock’ isimli mesajlaşma programı. ByLock’un darbeciler tarafından TÜBİTAK’ta tasarlandığı öne sürülüyor. Apple, Google gibi servislerde ise programın arkasında David Keynes adlı bir Amerikalı’nın olduğu bilgisi bulunuyor. Hürriyet, David Keynes’e New York’ta ulaştı. ByLock’un sahibi olduğunu iddia eden David Keynes, yazılımın Gülen Cemaati ile bağlantılı eski ev arkadaşına ait olduğunu söyledi.
David Keynes, yüksek lisans eğitimi için ABD’ye gittikten sonra vatandaşlık alıp ismini değiştiren bir Türk. Amerikan pasaportundaki adı, David Keynes.
Verdiği bilgilere göre ’te Türkiye’de dünyaya gelmiş. Babasının 13 yaşında Türk vatandaşlığına geçtiğini ifade ediyor. Annesi ise Giresunlu. Keynes, çocukluğunun geçtiği Ankara’da, lise yıllarında Gülen cemaatine bağlı FEM Dershanesi’ne gitmiş. Bu sırada Işık Evi’nde kalmış. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuduktan sonra ’de yüksek lisans eğitimi için ABD’ye gitmiş.
Aynı okulda üniversite öğrencisi olan (gerçek adını gizlediği) ‘Tilki’ lakaplı Türk arkadaşıyla tanışmış. ‘Tilki’ ile yılları arasında Oregon eyaletine bağlı Portland şehrinde aynı evde kalmış.
İkilinin üst katındaki ev, cemaat evi olarak kullanılıyormuş. ABD vatandaşlığına geçerken ismini İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes’ten esinlenerek ‘David Keynes’ olarak değiştirmiş. Keynes, Türk kimliğindeki ismini açıklamayı reddediyor. Halen Connecticut eyaletinde yeminli mali müşavir olarak çalıştığını anlatıyor. ABD pasaportunda taşıdığı isim, aynı zamanda Apple Store’da ByLock uygulamasının sahibi olarak geçiyor. Artık indirilemeyen uygulamanın Apple’daki kayıtları halen Keynes’in elinde.
Keynes, ByLock’un bin kişi tarafından indirildiğini, kullanıcıların çoğunluğunun Türkiye, Suudi Arabistan ve İran’da yaşadığını söylüyor. Türkiye’dekilerin yüzde 90’ının cemaatçi olduğunu ve ByLock’un cemaatin haberleşme aracına dönüştüğünü kabul ediyor. Fakat Ocak ’da itibaren ByLock’un kullanım dışı olduğunu, o tarih sonrasında ve darbede kullanılmadığını iddia ediyor. ByLock, Mart ’ten sonra Apple Store ve Google Play adlı online mağazalarda kullanıma açılmış. Uygulama için ayda 29 dolar ödediğini vurgulayan Keynes, altyapısı güçlendirilip sürümü yükseltilemediği için ByLock’un, 7 Eylül ’te App Store’dan kaldırıldığını, Google Play’de bir yıl kalabildiğini belirtiyor. ByLock’un Google Play’de yaklaşık bin, App Store’dan bin kişi tarafından indirildiğini vurguluyor. Ancak program, Apple Store ve Google Play’den kaldırıldıktan sonra da farklı internet sitelerinden indirilmeye devam etmiş.
David Keynes, şöyle devam ediyor: “15 Temmuz sonrası haberlerde ByLock’tan söz edilince Tilki’ye ‘Bu ne demek’ diye sordum. İzah edemedi. Cemaatçi olan ortağını ve cemaati kastederek, ‘Birkaç arkadaşa vermiştim, onlar başkalarına vermiş’ dedi. 15 Temmuz’dan sonra firar eden Tilki’nin ortağı, şu an yurtdışında olan bir gazeteci ile bağlantılı. Bu kişiler üzerinden cemaatin haberleşme ağına dönmüş. Cemaat örgütsel haberleşmesi için kullandı ama bana göre çok saçma. Uygulamanın kırılması çok kolay. Ben ABD’deki cemaatçilere sordum. ‘Ne yapıyorsunuz?’ dedim. ‘Birbirimize dualar ve sohbetler gönderiyorduk’ dediler.”
Keynes, ByLock’un başlangıçta cemaat haberleşmesi amacıyla tasarlanmadığını ancak zamanla bu şekilde kullanıldığını savunarak, “Tilki, Silikon Vadisi’nde ByLock’u satabilmek için kullanıcılarını yaygınlaştırmak istemiş olabilir” diyor.
Avrupa ve ABD’de neden kullanılmadığı sorusuna karşılık Keynes, “Çünkü reklamı yapılmadı. Reklamı sadece cemaate yapıldı” diye karşılık veriyor. ByLock’un cemaat üyeliğine kanıt sayıldığı görüşü için de “Katılıyorum” diyor. Kendisinin bu programı cep telefonuna yüklediğini ancak kimseyi eklemediği için kullanamadığını kaydediyor.
Keynes, Ekim itibariyle GoDaddy adlı server firmasına ücret ödemeyi kestiğini ve bu nedenle ByLock’un Ocak itibariyle kullanımdan çıktığını anlatıyor. O tarihten beri ve darbe teşebbüsünde ByLock’un kullanılmadığını iddia ediyor.
Keynes, ByLock’un şifrelerinin MİT tarafından kırılarak, kullanıcı bilgilerine ulaşılması nedeniyle GoDaddy’ye dava açacağını anlatıyor. Keynes, hakkında soruşturma açılması ve ifadesine başvurulması halinde, Tilki’nin kimlik bilgilerini verebileceğini söylüyor. Tilki’nin web tasarımı işleri yaptığını, Türkiye’de yaşadığını, 15 Temmuz’dan sonra Almanya’ya, oradan da ABD’ye kaçtığını ancak hakkında soruşturma bulunmadığı için döndüğünü ve halen Türkiye’de olduğunu ekliyor.
ByLock’un patenti Keynes’te. Peki, programı kendisi mi yazmış? David Keynes, ByLock’un üniversite yıllarından tanıdığı ‘Tilki’ lakaplı eski ev arkadaşı tarafından tasarlandığını belirtiyor. ‘Tilki’nin cemaatle bağlantısının bulunduğunu, babasının da grubun üyesi olduğunu vurguluyor. Keynes, ByLock’tan 3 Aralık günü ‘Breaking Bad’ adlı TV dizisini izlemek için Tilki’nin evinde buluştuklarında haberdar olduğunu savunuyor. Tilki’nin “Kredi kartını kullanabilir miyim” diye sorması üzerine ByLock’u öğrendiğini kaydeden Keynes, şöyle devam ediyor:
“Ne için kullanacaksın?’ dedim. ‘Böyle bir program yazacağım’ dedi. Ben de ‘Tamam’ dedim. Apple Store’a bir program koyabilmek için bu işlem gerekiyordu. Başlangıç böyle oldu. Tilki’nin amacı, ByLock’u San Francisco’daki Silikon Vadisi’ndeki teknoloji şirketlerine sunmaktı. Beğenilirse sermaye yatırılarak şirket büyütülecekti.”
15 Temmuz'da Türkiye'deymiş
Yılda en az iki kez Türkiye’de geldiğini vurgulayan Keynes, 15 Temmuz’da Türkiye’de olduğu halde hakkında işlem yapılmadığını kaydediyor. Keynes’in Amerikan pasaportunda da Türkiye’ye 12 Haziran’da gelip Hollanda’ya gittiği, 17 Haziran’da Türkiye’ye tekrar giriş yaptığı ve darbe teşebbüsünden sonra, 7 Ağustos ’da Türkiye’den ayrıldığı görülüyor. Keynes, “MİT’in bilmemesi imkansız. Pasaportumla senede iki kere girip çıktım. Ben darbede de darbe sonrasında da Türkiye’de bulunuyordum. Kendimi takip altında hissetmedim” diyor. Keynes, Apple Store’da ByLock’un sahibi olarak gözükmesine karşın MİT veya devlet tarafından kimsenin kendisine başvurmadığını savunuyor.
Keynes, kendisinin cemaat üyesi olmadığını ancak müşterileri arasında cemaatin tabanından insanlar bulunduğunu belirterek, “Ben Fetullah Gülen’in şizofren olduğunu ve rol yaptığını düşünüyorum. Çevresindeki insanların da para kaynaklarını kontrol ederek, garibanları ve alttakileri sömürdüğünü düşünüyorum. Tabanın masum ama üst tabakanın bir darbe örgütü olduğuna inanıyorum” diyor.
David Keynes, 12 Ekim Çarşamba günü gazetedeki masa telefonumdan aradı ve ‘İsmail Saymaz ile görüşmek istiyorum’ dedi. Arayanın gerçekten ByLock’un sahibi olduğunu teyit etmeye çalıştık. Apple’daki kayıtlardan bu kişi olduğu sonucuna vardık. Yine de doğrulamak için yüz yüze görüşme kararı aldık. Kendisi Türkiye’ye gelmediği için 16 Ekim Pazar günü New York’ta buluştuk. Görüşme sırasında New York temsilcimiz Razi Canikligil de hazır bulundu. Röportaj Brooklyn’de bir kafede gerçekleştirildi. Görüşmenin Amerika’da yapıldığını kanıtlamak için Brooklyn Köprüsü önünde fotoğraf çektirdik. Keynes güvenlik kaygısı nedeniyle sırtını dönerek fotoğraf çekilmesine izin verdi. Fotoğrafımızı da Razi Canikligil çekti.
David Keynes ismi ilk olarak İngiliz The Guardian gazetesinin ByLock hakkında yaptığı araştırmayla ortaya çıkmıştı. Gazetenin Reuters’la gerçekleştirdiği araştırmaya göre uygulamanın sertifikasının ‘David Keynes’ ismine kayıtlı olduğu açıklanmıştı. Ancak haberde David Keynes’in gerçek biri olup olmadığının bulunamadığı belirtilmişti.
Haber7 / Seda Vurucu
FETÖ’nün kriptolu mesaj programı Bylock’un lisans sahibi David Keynes,9 Haziran’da İstanbul’a gelip teslim olduve tutuklandı.
Bylock’un FETÖ için hazırlanmış bir program olduğunu ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra anladığını iddia etti.
Keynes, “etkin pişmanlık” hükümlerinden faydalanmak isteyerek Türkiye’ye döndü. Peki, bu sebep Keynes’in teslim olması için yeterli mi?
Bylock’un lisans sahibi David Keynes, bu ismi ABD vatandaşı olduktan sonra aldı. Asıl adı Alpaslan Demir.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Keynes orta okul döneminde örgütle tanıştı; üniversiteye de örgütün FEM dershanesinde hazırlandı.
Ankara’daki üniversite yıllarında örgütle bağlantısını koparmayan Keynes, FETÖ firarisi Tarık Toros’un sorumlu olduğu hücre evlerinde kaldı.
Örgütün en önemli yapılanması TSK’nın mahrem yapılanmasında “grup abisi” görevini yürüttü.
ABD’YE UZANAN YOLCULUĞU NASIL BAŞLADI?
Okulunun uzaması, kaydının silinmesi ve dershanelerine kayıt yapmamaları nedeniyle örgüte kızan Keynes,Cumhuriyet köşe yazarı Hikmet Çetinkaya’ya örgüt ile ilgili bilgiler verdi.
Başka bir soruşturmada müşteki olarak beyanı alınan Mehmet Candan, Keynes’in o dönemde Çetinkaya’ya verdiği bilgilerle örgüt içinde travma yaşattığını söyledi.
İfadeye göre bir intihar girişiminde bulunan Keynes, bu mesele için İstanbul’da FEM Dershanesi’nin Altunizade şubesinde elebaşı Fetullah Gülen ile görüştürüldü.
Gülen, Keynes’e araba tahsis edilmesi, burs verilmesi gibi önerilerde bulundu; ancak bu vaatler yerine getirilmedi.
Keynes’in örgüt tarafından verilen vaatlerin gerçekleştirilmemesi halinde başka gazetelere de bilgi vereceği yönündeki tehditleri devam edince Türkiye’de kalması“sakıncalı” görüldü ve ABD’ye gönderildi. ’de GreencardileSeattle’a gitti.
DAVID KEYNES NEDEN TESLİM OLDU?
Türk vatandaşlığının yanı sıra yılında ABD vatandaşlığına da sahip olan Alparslan Demir, ismini“David Keynes”olarak değiştirdi.
Keynes’in herhangi bir “iade” durumu söz konusu değilken ABD’deki hayatını geride bırakıp teslim olması ise şüpheli bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Peki, “etkin pişmanlık” olarak görünen sebep, Keynes’in teslim olması için yeterli mi?
Keynes’in verdiği bilgiler arasında kritik öneme sahip bir veri var mı yoksa teslim olması başka bir manipülasyonun habercisi mi?
‘FETÖ’CÜLERDEN KAZIK YEMİŞ BİR FETÖ’CÜ GİBİ GÖRÜNÜYOR’
FETÖ’cü David Keynes’in teslim olmasının arka planında neler olabileceğine ilişkin sorularımızı yanıtlayanGazeteci Nedim Şener,konuyla ilgili şunları söyledi:
“David Keynes eğer bir komplo kuruyor olsaydı, çok daha dezenformatif şeyler söyleyebilirdi. Ancak ifadelerini, iddianameyi okuduğunuz zaman “FETÖ’cülerden kazık yemiş bir FETÖ’cü” gibi görünüyor. En azından şu an için eldeki verilerle görünen o.
Yoksa ilk sorgulaması MİTCOM ve emniyet tarafından mülakat yapılmış; “Keynes’in niyeti nedir?” diye anlaşılmaya, çözülmeye çalışılmış. Bir komplo kurup Bylock gibi bir delili etkisiz hale mi getirmeye çalışıyor diye.”
'ÇOK KURNAZ VE KENDİNİ KURTARMAYA ODAKLANMIŞ’
Nedim Şener, David Keynes’in ifadesinde kendisini FETÖ’den ayrı tuttuğuna şu sözlerle vurgu yaptı:
“Ben bildiklerinin tamamını anlattığını düşünmüyorum. Kendini itina ile ayırıyor mesela şöyle bir yalan söylüyor “ yılından itibaren ben bu örgütle irtibatımı kestim” diyor. Ama anlattıkları tamamen sonrası zaten. Adı Alparslan, “Bana Alp diye seslenirlerdi" diyor ancak onu kodadı olarak kabul etmiyor. Bu anlamda çok kurnaz ve kendini kurtarmaya odaklanmış ama amacının ne olduğunu tam anlayamıyorum.
Şu olabilir; FETÖ’cüleri satan, FETÖ’cüleri satmak için buraya gelmiş. Hatta belki bir pazarlık yapmak istedi ama devletten o yaklaşımı görmedi.
Çünkü devlet öyle bir pazarlığa girmez belki öyle bir şey beklemiş olabilir ya da FETÖ’cüler göndermiş olabilir.”
DAVID KEYNES’İN TESLİM OLMASI FETÖ’NÜN BİR MANİPÜLASYONU MU?
Bu kadar sürenin ardından David Keynes’in ABD’deki hayatını geride bırakıp teslim olmasında FETÖ’nün bir manipülasyonu olup olmadığına ilişkin Nedim Şener şunları söyledi:
“David Keynes, manipülasyon amacıyla gönderilmiş de olabilir ama iddianame ve ifadesinde bunu görmüyoruz. Bu sezilmiş de olabilir, oraya yönelik herhangi bir şey göremiyorsunuz.
Tamamen bu konudaki sorumluluklarını anlatıyor ama kendini anlatırken de itinayla kendisinin suçsuz, bebekler kadar masum olduğunu anlatıyor.“97’den itibaren irtibatım yok” diyor ama darbe gecesi, belli isimlere kadar irtibatının olduğunu görüyorsunuz.
Tarık Toros’la aynı evde kalmış, Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Fatih Gürsul’la kalmış, bu konuda anlatmadığı şey yok. Tartışacağımız birkaç konu var ama devletin bilmediği bir şey anlatmıyor zaten.
Devlet zaten Keynes gizlerken, anlatmadan önce de bunlara vakıftı.Çünkü MİT bununla ilgili tüm verileri ele geçirmişti.”
‘MOR BEYİN VE BYLOCK MAĞDURİYETLERİNİ ANLATMIYOR’
Keynes’in lisans sahibi olduğu Bylock’un, FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı olarak kullanıldığından haberi olmadığını iddia etmesine ilişkin Şener, şunları vurguladı:
“Mesela Mor Beyin uygulaması üzerinden nasıl insanları aldattıklarını, Bylock üzerinden mağduriyet yarattıklarını anlatmıyor.“Ben kredi kartımı verdim, mail adresimi verdim onu kullandılar, benim haberim yoktu” gibi ifadeleri var, bu kadar kolay mı?
Google Play’dekimlik bilgilerinizi kullanarak uygulama indiriliyor, sürekli bu konudan haberdarsınız, her ay kredi kartınızdan da para kesiliyor vehaberim yok diyorsunuz.Candelen diye biri var ve onu sorumlu tutuyor. O da zaten baş FETÖ’cü. Bu kadar ilişki kendi aranızda nasıl gelişiyor?
Dolayısıyla şu ana kadar söylediklerinden bahsettiğimiz şey çıkmıyor ama hissiyat olarak bu kadar basit olamaz. Bu adam niye teslim olsun? Bir sürü FETÖ’cü bugüne kadar teslim olmamışken Bylock’un lisansını üzerinde tutan adam niye teslim oluyor? Neden daha önce teslim olmadı?
Darbenin üzerinden 5 yıl geçti. Bunun ne olduğunu hatta ifadesinde söylüyor “Darbeden sonra Bylock kullananlara yönelik operasyonları gördüm televizyonlarda” diye. Eğer yasa dışı bir şey yoksa 7 Ağustos ’da Türkiye’den çıkış yapmış. Çıkmasaydı ve gelseydi emniyete “bunun lisansı bana ait, ben böyle bir şey olduğunu bilmiyordum, bütün elimdeki bilgiler, belgeler neyse açıklayacağım, adalete yardımcı olacağım” demedi de neden 5 yıl sonra geliyor?”
‘ETKİN PİŞMANLIK İÇİN ÖRGÜTÜN ÇÖKMESİNİ SAĞLAYACAK BİLGİ VERMEK GEREKİR’
Nedim Şener, “etkin pişmanlık” kapsamında Türkiye’ye döndüğünü iddia eden Keynes’in örgütün çökmesini sağlayacak düzeyde bir bilgi vermediğine ise şu sözlerle dikkat çekti:
“En fazla şu olabilir; sahip çıkmıyorlardır, o yüzden itirafçı olmuş olabilir ama bu noktada da bir iki isim dışında bilmediğimiz bir şey anlatmıyor.
Burada “etkin pişmanlık” olacak bir şey yok; etkin pişmanlık için örgütün çökmesine yardımcı olacak bilgi vermeniz lazım. Bu anlatılanlarda böyle bir şey yok.
Verdiği isimler, ABD’de firari olan isimler ve küçük bir araştırmayla bunları, işin içinde kimler olduğunu herkes söyleyebilir.”
DAVID KEYNES’İN İFADESİNDEN SATIR BAŞLARI
KAYNAK: HABER7