cehennemden en son çıkacak kişi / Cehennem’den En Son Çıkan Mümin | İslam ve İhsan

Cehennemden En Son Çıkacak Kişi

cehennemden en son çıkacak kişi

Cehennemden çıkıp cennete giren insanların üzerinde cehennem izi olacak mı?

Cehennemden çıkıp cennete giren insanların üzerinde cehennem izi olacak mı?

Engin
Öncelikle Cennet üzüntü ve elem yeri değildir. Kesinlikle bu kimseler cehennemden çıktıkları bilinse dahi cennete girdiklerinde bir elem hissetmezler. Bundan dolayı üzüntü duymayacaklardır. Hadislerde cehennemden çıkanların üzerinde cehennemden kalan yanık izi olmayacağı bidirilmiştir.

1. Ebu Said’den: Resulullah (sav) buyurdular ki:

"Hakkıyla cehennemlik olan cehennemlikler var ya, onlar cehennemde ne ölürler ne de yaşarlar. Lakin günahları -yahut hataları denmiştir- sebebiyle ateşe duçar olan bir kısım kimseler vardır ki, ateş onları tamamen öldürür. Yanıp kömür olduktan sonra, kendilerine şefaat edilme izni verilir. Böylece grup grup getirilirler ve cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: "Ey cennet ehli! Bunların üzerlerine su dökün" denilir. Bunlar, sel yatağında biten bir ot gibi yeniden biterler."
Müslim, İman 306, (185)

2. Musa ibnu İsmail Vuheyb’den, o Amr ibnu Yahya’dan, o ba-basından o da Ebu Saîd el-Hudrî RadıyAllahü Anh’den Resulullah Aleyhisselâm’ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Cennet ehli cennete cehennem ehli de cehenneme girdiğinde Allahü Teala: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığında iman varsa onu çıkarın, diye buyurur. Bunlar kavrulmuş kömür olmuş bir halde çıkarılırlar. Hayat nehrine atılırlar. Selin getirdiği yığındaki tanenin bitmesi gibi bunlar orada biterler. Resulullah Aleyhisselâm ayrıca şöyle buyurdu: Onu görmez misiniz, nasıl sarı ve kıvrak bir vaziyette biter. Buharî: Rikak: 51

3. Bu hadisi Buharî, Kitabul-İman’ın, "İman Sahipleri-nin Ameller Yönünden Birbirlerine Üstünlüğü" başlıklı babında rivayet ediyor:

İsmail îbnu Ebi Uveys ibni Abdullah el-Esbahi el-Medeni (Daru’l-Hicre İmamı, İmam Malik’in kızkardeşinin oğlu), İmam Malik’den, o Amr ibnu’l-Yahha el-Mazinî’den, o babasından, o da Ebu Saîd el-Hudrî RadıyAllahü anh’den Resulullah Aleyhis-selâm’ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Cennet ehli cennete cehennem ehli de cehenneme girer. Al-lahü Teala: Kalbinde bir hardal tanesi ağırlığında iman olanı (ce-hennemden) çıkarın, diye buyurur. Bunlar kararmış vaziyette çıkarlar, Haya veya Hayat -burada imam Malik şüpheye düşmüş-tür- nehrine atılırlar. Selin kıyısındaki tanenin bitmesi gibi onlar da bu nehirde biterler. O tanenin nasıl sarı ve kıvrak bir şekilde bit-tiğini görmediniz mi?
Buharî: iman: 15

Hadislerin Şerhi:

"Kimin kalbinde bir hardal tanesi kadar iman varsa…" yani asıl tevhid inancına ilave olarak, yani kimin iyilik niteliğinde bir imanı varsa, demektir, iman maddi bir şey olmadığı için ağırlık veya ha-cimle hesab edilemez. Burada kastedilen ameldir. Ameller cevher-ler ile temsil edilirler. Buna göre, iyilik kefesindeki ameller, beyaz, parlak cevherler şeklinde, günah kefesindeki ameller ise siyah, ka-ranlık cevherler şeklinde görünürler.

"Kalbinde (hardal tanesi) kadar imanı olanı cehennemden çıkarın…" sözünden imam Gazali: "İmanın gerçeğini anlamış, ancak, şehadet kelimesini söylemesine ölümün engel olmuş olduğu kimselerin cehennemden çıkarılacağı" hükmünü çıkarmıştır.

İmam Gazali doyar ki: Ancak bir kimse, şehadet kelimesini söylemeye muktedir olur da ölünceye kadar söylemez, bununla bir-likte kalbiyle inanırsa bunun, şehadet kelimesini söylemekten kaçınması, namaz kılmaktan kaçınması gibi sayılır. Cehennemde ebedî olarak kalmaz. Ancak tersi de olabilir. Gazali’nin dışındakiler, diliyle söylememesinin ebedî cehennemde kalmasını gerektireceği görüşündedirler. Burada, yani bu görüşe göre, ha-diste geçen "kalbinde" sözünün teViline ihtiyaç vardır. Buna göre bu söz "gücü olursa kalbindeki imanı dili ile de söylemesi şartı ile" manasına alınır.

Bu iki ihtimal şundan kaynaklanıyor: imanı dil ile de söyleme-nin imandan sayılacağı ve dolayısıyla bu yapılmadan iman tamam olmayacağı görüşünde ihtilafa düşülmüştür. Alimlerden bir grup ou görüşü kabul etmektedir. İmam Şemsuddin ve Fahru’l-îslam görüşte olanlardandır. Yahut imanın dil ile söylenmesi dünyevi hükümlerin uygulanması için şarttır. Bu da tahkik ehli alimlerinin çoğunluğunun görüşüdür. Hadis ve ayet metinleri ise bu konuda biraz kapalı bir durum (müteşabih) arz etmektedir. Taftazanî de böyle söyleyen-lerdendir.

Bu hadisi Müslim, Kitabu’l-İman’da da rivayet etmiştir. Ancak Buharî’nin rivayetindeki senet Müslim’in rivayetindeki senetten daha kısadır. (Yani Buharî’nin rivayetinde ravi sayısı daha azdır ki, buna uluvv denmektedir. Çünkü bu durumda hadisin sıhhat derecesi artmaktadır. -Mütercim). Bu hadisi, Nesâî de rivayet etmiştir.

Bu hadis Mürcie’nin görüşünün yanlışlığını ortaya koyuyor. Çünkü hadiste iman olsa da, günahın kişiye zarar vereceği bildiri-liyor. (Mürcie ise imanla birlikte günahın zararı olmayacağı görü-şünü savunuyor). Hadis aynı zamanda, büyük günah işleyenlerin ebedî cehennemde kalacağını ileri süren Mutezile ve aynı görüşü paylaşanların iddiasının yanlışlığını da ortaya koyuyor.

4. Suveyd ibnu Saîd, Hafs ibnu Meysere’den, o Zeyd ibnu Es-lem’den, o Ata ibnu Yesar’dan, o da Ebu Saîd el- Hudrî’den rivayet eder ki:…….

……Sonra Yüce Allah: ‘Tekrar gi-din, kalbinde bir dinarın yarısı ağırlığında hayır bulduklarınızı çıkarın diye buyurur. Kalabalık bir topluluk daha çıkarırlar. Son-ra:

‘Ey Rabb’imiz, orada iyilik sahibi hiçbir kimse bırakmadık’ derler. Ebu Saîd RadıyAllahü Anh dedi ki; Eğer siz beni bu hadis hususunda doğrulamıyorsanız, isterseniz şu ayeti okuyun

"Allah bir zerre ağırlığınca bile zulmetmez, eğer iyilik olursa onu kat kat yapar, ve kendi, katından büyük bir karşılık verir". Allah Azze ve Celle bütün bunlardan sonra:

‘Melekler şefaat etti, Peygamberler şefaat etti, Mü’minler şefaat etti, sadece rahmet edicilerin en merhametlisinin şefaati kaldı’ diye buyurur. Bundan sonra cehen-nemden bir avuç (Kabza) alır, oradan hiç hayır nedir bilmeyen bir topluluk çıkarır. Bunlar kömürleşmiş bir haldedirler. Bunları cen-netin girişlerinde bir nehire atar. O nehire ‘hayat nehri denilmek-tedir. Selin getirdiği yığındaki tanenin çıkması gibi oradan çıkarlar. Görmez misiniz, taşın veya ağacın güneş yönüne gelen tarafı hafif sararmış ve yeşilimsi olarak görünür. Gölge tarafına gelen kısmı ise beyaz olur. Oradakiler:

‘Ey Allah’ın Resulü, sen âdeta, sahrada çobanlık yapmış gibisin dediler. (yani sahra ahalisi gibi her şeyi gayet güzel örneklendirerek ve sahradaki benzerleri ile açıklayarak anlatıyordu) Resulullah Aley-hisselâm sözüne şöyle devam etti:

İnci gibi çıkarlar. Boyunlarında mühürler vardır. Cennet ehli onları tanır. Bunlar Allah’ın azadlılarıdır, işledikleri bir amel olmaksızın, önden gönderdikleri bir hayır bulunmaksızın Allah onları cennete koymuştur. Sonra Cenab-ı Allah onlara:

‘Cennete girin, gördükleriniz sizindir diye buyurur. Onlar: ‘Ey Rabb’imiz, alemlerden kimseye vermedikleri-ni bize verdin’ derler. ‘Size Benim katımda bundan daha üstünü vardır’ denilir. Onlar: ‘Ey Rabb’imiz, bundan daha üstün ne olabilir’ derler. Yüce Allah: ‘Rızam, artık bundan sonra Ben ebediyen size kızmam’ diye buyurur"

Bir rivayette "Hiçbir amel işlemeksizin, hiçbir hayır göndermeksizin Allah bunları cennetine koydu. Onlara: ‘Bu gördükleriniz ve bir o kadarı sizindir’ denilir" diye ilave vardır.
Müslim: İman: 302

Hadislerde cehennemden çıkanların haya veya hayat nehrinde yıkandıktan sonra inci gibi parlayarak çıkacakları da ifade edilmektedir. Bunların üzerinde cehennem izi yoktur.

Üzerlerinde bir hatem bulunacağı ifadesi olan rivayet ise "Boyunlarında mühürler vardır". Et-Tahrir müellifi diyor ki: Burada mühürler ile kastedilenler, onların tanınması için boyun-larına asılan şeylerdir. Sadelikleri, temizlikleri, yüzlerindeki se-vinç ve güzellik dolayısıyla da "inci gibi" olarak vasfedilmişlerdir. Çünkü artık üzerlerinde ateş ve yanık izi kalmayacaktır. En doğru olanı Allah bilir.

"Bunlar Allah’ın azadlılarıdırlar". Yani bir kimsenin şefaati ile olmaksızın, Allahü Teala’nın kendi fazlı ve ihsanı ile çıkarılan bu kimselere cennettekiler "Bunlar Allah’ın azadlılandır" derler.

"İşledikleri bir amel, önden gönderdikleri bir hayır olmaksızın Allah onları cennete koymuştur". Yani Allahü Teala, onları sa-dece imanları dolayısıyla, iman dışında hiçbir güzel amelleri-bu-lunmamasına rağmen cennete koymuştur.

"Şu gördüklerinizin hepsi sizindir". Yani gördüklerinizin mülkiyeti ve ondan istifade hakkı size aittir. Onlar sadece kendile-rine ayrılan nimetleri göreceklerdir.

"Ey Rabb’imiz alemlerden kimseye vermediklerini bize verdin". Yani cehennemliklere vermediğini bize verdin. Ama kendilerin-den önce cennete girmiş olan cennetlikler, elbette onlardan daha çok nimete sahip olurlar. Onlar bu sözü zan üzere de söylemiş olurlar. Çünkü o anda kendilerine verilen şey gözlerine büyük görünür.

"Size benim katımda bundan daha üstünü vardır" sözünü du-yunca, kendilerine verilenin üstünde, hissedilir bir nimet nasıl olur diye hayret ederler. Allahü Teala da, kendilerinden razı olduğunu ve bir daha ebediyen onlara gazab etmeyeceğini bildirir. Elbetteki Allahü Teala’nın rızası nimetlerin en büyüğüdür. Nite-kim Kur’an-ı Kerim’de de: "Allah’ın onlardan razı olması ise hep-sinden büyüktür. îşte büyük kurtuluş budur" diye buyuruyor. (Nevevî’nin Sahih-i Müslim Şerhi).

İmam Müslim, Kastallanî’nin Hamişine göre C.2, s.l28’de, "Şefaatin İsbatı ve Tevhid Ehlinin Cehennemden Çıkarılması" başlıklı babda şöyle demektedir:

Harun ibnu Saîd el-Eyll, Abdullah ibnu Vehb’den, o Malik ibnu Enes’den, o Amr ibnu Yahya ibni İmare’den, o babasından o da Ebu Saîd el-Hudrî RadıyAllahü Anh’den Resulullah Aleyhis-selâm’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allahü Teala cennet ehlini cennete sokar, dilediğini de kendi rahmeti ile sokar. Cehennem ehlini de cehenneme sokar. Sonra: "Kalbinde bir hardal tanesi ağırlığında iman bulduğunuzu (cehen-nemden) çıkarın" diye buyurur. Bunlar kömürleşmiş, kavrulmuş bir vaziyette çıkarılırlar. Hayat ırmağına atılırlar. Selin ke-narındaki tanenin bitmesi gibi orada biterler ( hayat bulurlar ) Onu görmediniz mi nasıl sarı kıvrak bir şekilde çıkar". Müslim:Iman:304
Selam ve dua ile…


Cevap: Cehennemden çıkıp cennete giren insanların üzerinde cehennem izi olacak mı?

Hoca
cehenneme girenler cezasını çekip çıktıktan sonra yazıda anlatıldığı gibi alınlarında bir iz olmayacak. peki bu söylenti nerden çıktı? iz olayının bir kaynağı yok mudur?


Yanıt: Cehennemden çıkıp cennete giren insanların üzerinde cehennem izi olacak mı?

livasena
bende olacak diye biliyorum,anlımızda iz olacakmış,biz cennete gelince peygamber efendimiz elini sürüp gidecekmiş iz,bunu cami hacası anlatmıştı,yaz kur,an kursunda çocukken,hiç aklımdan çıkmıyor,rabbim hepimizi cennetine alsın,bilerek yada bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı af etsin.tövbelerimiz kabul olsun.amin af et ya rabbim.


Soru: Cehennemden çıkıp cennete giren insanların üzerinde cehennem izi olacak mı?

Ecrinim
Cehennemden çıkacak kişinin alnında iz olcak mı?

Soru

CEHENNEMDE BİR SÜRE KALIP CENNETE GEÇEN İNSANLARIN YÜZLERİNDE BİR İZ OLACAKMIŞ DOĞRU MU?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Cehennemden çıkacak kişilerin alnızda iz olacağını belirten bir rivayet bilmiyoruz. Eğer böyle bir rivayet olsa bile bu özellik, Cehennenmden en son çıkan kişiye ait olabilir. O da sadece Cehennemde inananlardan hiç kimsenin kalmadığını göstermek içindir. O kişinin yüzündeki siyahlık da geçici olacak, sonra Allah o siyahlığı yok edecek ve onu üzmeyecektir. Çünkü cennet saadet yeridir. Eğer alnında leke olarak cennette kalırsa bu durum onu üzecektir. Bu nedenle cehennemden en son çıkacak kişinin alnında bir leke olsa bile, o asla devam etmeyecek ve silinecektir.
Cehennemden en son çıkacak kimseyle ilgili bazı rivayetler :
1- Ebû Zerr -radıyallâhu anh- anlatıyor; Peygamber Efendimiz buyurdu ki, "Ben cehennemden en son çıkacak ve cennete en son girecek olan kimseyi yakînen bilirim. Bu öyle bir adamdır ki kıyâmet gününde, getirilir ve, «Küçük günahlarını kendisine gösterin, büyük günahlarını ise gizleyin.» denilir. Bunun üzerine ona küçük günahları gösterilir ve:
– Sen falan gün şunu şunu, falan günde şunları yaptın değil mi? denilir. Adamcağız da inkâr edemeyerek:
– Evet, der. Ancak bunların ardından büyük günahlarının da gösterilmesinden korkmaya başlar. Tam bu esnada ona:
– Senin için her kötülüğün yerine bir iyilik vardır, denilir. Bunun üzerine adam:
– Yâ Rabbî, ben bir kısım (günah) işler yaptım ki onları burada göremiyorum, der.”
Ebû Zerr -radıyallâhu anh-‘ın belirttiğine göre Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu haberi anlattıktan sonra azı dişleri görününceye kadar gülmüştür. (Müslim, İmân, 314)
2- Abdullah bin Mesûd’un naklettiği şu rivâyette de Efendimiz’in güldüğünü görmekteyiz; "Allâh Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle bir hâdise anlattı: «Ben cehennemden en son çıkacak olan insanın durumunu bilirim. O, cehennemden sürünerek çıkar. Kendisine:
– Haydi git, cennete gir! denilir. Bunun üzerine o adam cennetin yolunu tutar. Varıp kapısından içeri bakınca cennet ehlinin tamâmen yerlerini aldıklarını, her tarafın dopdolu olduğunu görür. Geri döner ve:
– Ya Rabbi, herkes yerini almış, her taraf tıklım tıklım dolu, girecek yer kalmamış! der. Kendisine denilir ki:
– Önceki bulunduğun zamanı (n yani dünyânın ne kadar geniş olduğunu) hatırlamıyor musun? O da:
– Evet ya Rabbi! der. Sonra ona:
– Öyle ise gönlünden ne geçiriyorsan dile, denilir. O da dilediğini ister. Neticede kendisine:
– Sana bu isteklerinin hepsi ve ayrıca dünyanın on katı daha verilecektir, denilir. Bunun üzerine adam:
– Yâ Rabbi, der. Benimle istihzâ mı ediyorsun! Sen ki şânı yüce bir Hükümdarsın!» ”
Abdullah bin Mesûd -radıyallâhu anh-, Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-‘in bu hâdiseyi anlattıktan sonra azı dişleri görülecek derecede güldüğünü ifâde eder. (Müslim, Îmân, 308; Tirmizî, Cehennem, 10)
3- Cehennemden en son çıkacak olan kimseyi Efendimiz (asv.) -manen- söyle tarif eder:
Bu adam kâh yerde sürüklenerek, kâh yürüyerek, kâh yüzünü ateş yalayarak cehennemden çikar. Geriye dönüp cehenneme bakarak söyle seslenir:
– Beni senden kurtaran Allah yücelerin en yücesidir. Andolsun ki Allah gelmiş geçmiş hiç kimseye vermedigi en büyük nimeti bana vermiştir. (Müslim, Iman 310)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet


cehennemde neler olacak, cehennemde ne olacak, cennete girecek son kişi

Bu kategoride yer alan Vaaz ve Sohbet Konuları: Allah'i sevmek ve Allah için sevmek sevgilerin en yücesidir başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Cehennem’den en son çıkacak kişi nasıl olacak?

- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Cehennemliklerden çıkışı son olan kimseyi biliyorum. Bir kimse ki Cehennem’den sürünerek çıkacak ve şöyle diyecek: Ey Rabbim Cennet’teki tüm yerleri insanlar kapıp yerleştiler. Ona şöyle denilecek git ve Cennete gir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: O kimse de Cennete girmek için gider bütün yerlerin insanlar tarafından işgal edildiğini görerek geri döner ve Ey Rabbim der insanlar tüm yerleri doldurmuşlar. Peygamberimiz şöyle devam etti: Ona denilecek ki eskiden içinde bulunduğun durumu hatırlıyor musun? O da evet diyecek sonra kendisine ne dilersen dile denilecek. O da bir şeyler isteyecek ve kendisine dilediğin şey ve dünyanın on katı senindir denilecek. Bunun üzerine O adam sen her şeyin hükümranı olduğun halde benimle şaka mı ediyorsun diyecek İbn Mes’ûd dedi ki: Bu arada Rasûlullah (s.a.v.)’in azı dişleri görünecek derecede güldüğünü gördüm.” (Buhârî, Rıkak: 27; Müslim, İman: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cehennemlik olanlardan ateşten en son çıkacak ve Cennete en son girecek kimseyi iyi biliyorum. Bir adam getirilecek ve Allah, ona küçük günahlarını sorunuz büyük günahlarını gizli tutunuz buyuracaktır. Bunun üzerine kendisine falan günde şöyle filan günde böyle yaptın denilecek. Rasûlullah (s.a.v.) sözüne şöyle devam etti: Kendisine şöyle denilecek senin her günahının yerine sana bir sevap verilecektir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle dedi. Bunun üzerine O kimse Ya Rabbi! Bir takım günahlar işlemiştim fakat onları burada göremiyorum... Ebû Zerr dedi ki: Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.)’i azı dişleri görünecek kadar güldüğünü gördüm.” (Müslim, İman: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tevhid inancına sahip fakat günahkar olanlar Cehennem’de azâb görecekler ve kömür gibi olacaklardır. Sonra kendilerine rahmet ulaşacak Cehennem’den çıkarılacak Cennetin kapıları önüne atılacaktır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: Cennetlikler onlar üzerine su serpeceklerdir. Sel birikintisinde çalı çırpının bitmesi gibi onlar da yeniden hayata geçecekler ve Cennete gireceklerdir.”(Müsned: 14665)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis değişik bir şekilde Câbir’den de rivâyet edilmiştir.

- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kalbinde zerre kadar imanı olan kişi Cehennem’den çıkacaktır. Ebû Saîd şöyle dedi: Kim bunun doğruluğunda şüphe ederse şu ayeti okusun: “Allah, kimseye zerre kadar haksızlık etmez.” (4 Nisa: 40) (Müsned: 10655)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cehenneme girenlerin iki kişinin çığlıkları şiddetli olacak ve Allah onları çıkarın buyuracaktır. Çıkarıldıklarında neden çığlıklarınız şiddetli oldu diye soracaktır. O ikisi de bize acıyasın diye böyle yaptık diyecekler. Allah’ta: Benim size rahmetim kendinizi Cehennem’deki olduğunuz yere atmanızdır buyuracak. Bunun üzerine gidecekler onlardan biri kendini atacak fakat cenabı hak ateşi ona soğuk ve selamet kılacaktır. Öbürü ise dikilecek ve kendisini atmayacaktır. Bunun üzerine Allah ona Arkadaşının attığı gibi senin de kendini ateşe atmana engel olan nedir? Buyuracak o kimse de Ya rabbi diyecek beni çıkardıktan sonra tekrar oraya atmamanı senden bekliyorum. Bunun üzerine Allah: Sende umduğuna erişeceksin diyecek ve her ikisi de Allah’ın Rahmetiyle Cennete girecektir.”(Tirmizî rivâyet etmiştir.)

ž Tirmizî: Bu hadisin senedi zayıftır, çünkü Rişdîn b. Sa’d’tan rivâyet edilmektedir. Rişdîn b. Sa’d’ın İbn Nu’m’dan rivâyeti hadisçiler yanında zayıftır. İbn Nu’m el Ifrikî’dir. İfrîkî’de hadisçiler yanında zayıftır.

- Imrân b. Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetimden bir gurup benim şefaatimle Cehennem’den çıkarılacaklardır. Kendilerine Cehennemlikler adı verilecektir.” (Buhârî, Rıkak: 17; İbn Mâce, Zühd: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebû Reca el Utaridî’nin ismi Imrân b. Teym’dir. İbn Milhan adı da verilir.

- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cehennemden kaçıp, ona karşı tedbir almayıp uyuyan; veya cenneti isteyip cennetlik ameller yapmamak suretiyle uyuyan kimseler gibisini görmedim.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

ž Tirmizî: Bu hadisi sadece Yahya b. Ubeydullah’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Yahya b. Ubeydullah hadisçiler yanında zayıftır. Şu’be onun hakkında söz etmiştir. Yahya b. Ubeydullah’ın adı İbn Mevhib olup Medînelidir

Sual: Müminun suresinin (Tartıları hafif gelenler, kendilerine yazık edendir, cehennemde ebedi kalırlar) mealindeki 103. ayeti, Cehenneme giren Müslümanların da ebedi cehennemde kalacağını göstermiyor mu?
CEVAP
Hayır, Cehennemde temelli kalan, kâfirlerdir. Günahı çok Müslümanlar, affa ve şefaate kavuşamazsa, cezası kadar Cehennemde kalacaktır. Bu, yanlış düşünce meal okumanın, Kur’an-ı kerime kendi görüşüne göre mana vermenin neticesidir.

Herkes Cehenneme girecek, kimi hiç azap çekmeden çıkacak; kimi az, kimi çok, kimi de sonsuz olarak kalacaktır. Bir âyet-i kerime meali:
(İçinizde Cehenneme uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin hükmüdür. Allah’tan sakınanları oradan kurtarır; zalimleri [kâfirleri] de dizüstü çökmüş olarak orada bırakırız.) [Meryem 71, 72]

(İman edip de imanlarını şirkle bulaştırmayanlar, Cehennemde ebedî kalmaktan emindirler. Onlar için, bu korku yoktur) [En’am 82]

Cehenneme girip, oradan çıkan kimse, ebedi Cennetliktir. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Cehennem ateşinden uzaklaştırılıp Cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur.) [Âl-i İmran 185]

Âyet-i kerimeleri açıklayan Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ iman sahiplerine, Cehennemde, günahlarıkadar azap eder. Sonra imanları sebebiyle ebedi olarak Cennete sevk eder.) [Ebu Nuaym]

(Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde sonsuz olarak kalmayacak, Cehennemden çıkarılacaktır.) [Buhari, Müslim]

(Cehennem ehlinin bir kısmı ne ölür, ne azaptan kurtulur, ne de hayata kavuşur. Bir kısmı da, ölür kömür halini alır. O zaman şefaat izni çıkar. Onlar Cennet kıyılarına kadar getirilir, Cennet ehline “Bunları hayat ırmaklarında yıkayın” denir. Yıkandıktan sonra yeni bitmiş taze ot gibi hayat bulurlar.) [Müslim, İbni Mace, Darimi]

(Tevhid ehlinden bazıları günahları sebebiyle Cehenneme girince, puta tapanların onlara, “Allah’a inanmanız size yarar sağlamadı” demeleri üzerine, Allahü teâlâ gazap eder. İman ehlini Cehennemden çıkarıp hayat ırmağında yıkatır. Temiz halde Cennete girerler.) [Ebu Nuaym]

(İyi kötü herkes Cehenneme girer. Yalnız mümine, serin ve selamet olur, İbrahim’e ateşin serin olduğu gibi. Allah takva ehlini kurtarır, zalimleri ise orada yüzüstü bırakır.) [İbni Mace]

(Şefaat etmeye devam ederim ve şefaatim de kabul olunur. Ya Rabbi lâ ilahe illallah Muhammedün Resulullah diyen herkese şefaatimi kabul et derim. Böylece zerre imanı olan hiç kimse Cehennemde kalmaz.) [Deylemi]

(Sayısız insan Cehenneme girer. Bana da şefaat izni verilir. Secdeye kapanıp şefaat isterim. O zaman “Kaldır başını, şefaatin kabul olundu” buyurulur.) [Taberani]

(Vallahi Cehenneme giren mümin, orada 80 yıl kalmayınca çıkamaz.) [Deylemi]

İmam-ı Rabbani hazretleri de, (İman ehli, günahları dolayısıyla Cehenneme girince yüzleri kara olmaz ve zincire vurulmaz. Cezalarını çekince Cehennemden çıkarılır) buyurdu. (2/67)

Cehennem yakmaz mı?
Sual:
(İtikadı düzgün mümin, Cehenneme girse de azap görmez) deniyor. Bu doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. İmam-ı Rabbânî hazretleri, itikadı düzgün yani Ehl-i sünnet itikadında ve küfre girmemiş olan müminlerin, günahı çok olsa da, Cehenneme hiç girmeyeceğini bildirmektedir. (1/266)

(Hiç girmeyecek) demek, (Girse de azap görmeyecek) demektir. Üç hadis-i şerif:
(İyi kötü herkes [Cehennem üzerine kurulmuş Sırat’tan] geçer. İbrahim aleyhisselama ateşin serin olduğu gibi, yalnız mümine, serin ve selamet olur. Cehennem, “Müminin nuru nârımı söndürüyor” diye bağırır. Bundan sonra Allahü teâlâ, takva ehlini kurtarır; zâlimleri ise, orada yüzüstü bırakır.) [İbni Mace]

(Kıyamette Cehennem mümine, “Çabuk geç ey mümin! Nurun nârımı [ateşimi] söndürecek” diye bağırır.) [Taberanî]

(Müminlere, Cehennemin sıcaklığı, hamam sıcağı gibi olacaktır.) [Ebu Nuaym]

İnanan ve itaat edene niçin azap edilsin?
Sual: İman edip emirleri yapıp, yasaklardan sakınanlara, ahirette azap olacak mıdır?
Cevap:
İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık icabıdır. İyilik edenlere hürmet edilir, nimet sahipleri, büyük bilinir. Bunun için, her nimetin hakiki sahibi olan Allahü teâlâya şükretmek, insanlık icabıdır. Nisâ sûresinin 147. âyetinde mealen;
(Allahın nimetlerine şükreder ve iman ederseniz, Allah size niçin azap etsin?) buyurulmaktadır.

Allahü teâlâ, kerim, rahim olduğu gibi, azabı da şiddetlidir. Bu dünyada, çoklarını fakirlik ve sıkıntılar içinde yaşattığı görülmektedir. Nice kullarını, hiç çekinmeden azaplar içinde yaşatıyor. Çok kerim ve rezzâk olduğu halde, çiftçilik sıkıntıları çekilmezse, bir lokma ekmek vermiyor. Herkesi yaşatan O olduğu halde, yemeyen, içmeyen insanı yaşatmıyor, ilaç kullanmayan hastaya şifa vermiyor. Yaşamak, hasta olmamak ve mal sahibi olabilmek gibi, dünya nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayanlara hiç acımayıp, dünya nimetlerinden mahrum bırakmıştır. Ahiret nimetlerine kavuşmak da böyledir. İnkar etmeyi, kalbi ve ruhu öldüren zehir yapmıştır. Tembellik de, ruhu hasta yapar. Bunlara ilaç yapılmazsa, ruh hastalanır, ölür. İnkarın ve cahilliğin biricik ilacı ise, ilimdir. Tembelliğin ilacı da, her ibadeti yapmaktır. Bir kimse, dünyada zehir içer ve Allah rahimdir, zehrin zararından beni korur derse, hastalanır, ölür. Şeker hastası da, tatlı ve hamur işi yerse, hastalığı artar. Mâ'ûn sûresinde mealen;
(Ey Resûlüm, kıyamet gününü inkar eden, yetimi sertlik ve sitemle defedip hakkını gasbeden, fakiri doyurmayan ve başkalarını da fakire iyilik yapmaya teşvik etmeyen o kimseyi gördün mü? Namazlarını gaflet ile kılanlara ve riya, gösteriş yapanlara ve zekatı vermeyenlere şiddetli azap vardır) buyurulmaktadır.

Allahü teâlânın bildirdiklerine iman edenler, emirleri yapıp, yasak ettiklerinden sakınanlar, dünyada da, ahirette de, rahat edecekler, inkar ve isyan edenler ise, azap göreceklerdir. Nahl sûresinin 33. âyetinde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, kullarına zulmetmez, haksızlık etmez. Onlar, kendilerini azaba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleri ile kendilerine zulüm ve işkence ediyorlar.)

İtikatları bozuk olanların durumu
Sual: İtikadında, imanında bozukluk olanlar, inkâr edenler gibi, sonsuz olarak mı Cehennemde kalacaktır?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Hadîs-i şerifte bu ümmetin yetmişüç fırkaya ayrılacağı, bunlardan yetmişiki fırkanın Cehenneme gidecekleri bildirildi. Bu hadîs-i şerif, yetmişiki fırkanın Cehennem ateşinde azap göreceklerini bildiriyor. Cehennemde sonsuz kalacaklarını bildirmiyor. Cehennem ateşinde sonsuz azapta kalmak, imanı olmayanlar yani kâfirler içindir. Yetmişiki fırka, itikatları bozuk olduğu için Cehenneme girecekler ve itikatlarının bozukluğu kadar kalacaklardır. Yetmişüçüncü olan bir fırkanın itikadı bozuk olmadığı için, Cehennem ateşinden kurtulacaklardır. Bu bir fırkada bulunanlar arasında kötü iş yapmış olanlar varsa ve bu kötü işleri tövbe ve istiğfar veya şefaat ile af olunmadı ise, bunların da günahları kadar Cehennemde kalmaları caizdir. Yetmişiki fırkada olanların hepsi Cehenneme girecektir. Fakat hiçbiri Cehennemde sonsuz kalmayacaktır. Bir fırkada bulunanların hepsi Cehenneme girmeyecektir. Bunlardan yalnız kötü iş yapanlar Cehenneme girecektir. Cehenneme girecekleri bildirilmiş olan yetmişiki bidat fırkaları, Ehl-i kıble oldukları için, bunların hepsine kâfir dememelidir. Fakat bunların, dinde inanması zaruri lazım olan şeylere inanmayanları ve Ahkâm-ı islamiyyeden her Müslümanın işittiği, bildiği şeyleri tevilini bilmeden reddedenleri kâfir olur. Ehl-i sünnet âlimleri bildiriyor ki: 'Bir Müslümanın bir sözünden veya bir işinden yüz şey anlaşılsa, bunlardan doksandokuzu küfre sebep olsa ve biri Müslüman olduğunu gösterse, bu bir şeyi anlamak, onu küfürden kurtarmak lazımdır.' Her şeyin doğrusunu Allahü teâlâ bilir. En sağlam söz Onun sözüdür.”

Cehennemde Hangi Azaplar Çekilecek?

<p><b>Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı:</b></p>    Bunlar ümmetinizde yetim malını haksız yere yiyenlerdir.    <p>Bir kavim gördüm, karınları dağlar gibi şişmişti. İçine yılanlar ve akreplerler dolmuştu. Orada hareket edip ıstırap veriyorlardı.</p>    Bunlar ayağa kalkmak istedikleri zaman, karınlarının büyüklüğünden ve yılanların, akreplerin hareketlerinden kalkmaya güçleri yetmiyordu. Yıkılıyorlardı. Sordum:    <p><b>Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı:</b></p>    Bunlar ümmetinizden faiz yiyenlerdir..

Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı:

Bunlar ümmetinizde yetim malını haksız yere yiyenlerdir.

Bir kavim gördüm, karınları dağlar gibi şişmişti. İçine yılanlar ve akreplerler dolmuştu. Orada hareket edip ıstırap veriyorlardı.

Bunlar ayağa kalkmak istedikleri zaman, karınlarının büyüklüğünden ve yılanların, akreplerin hareketlerinden kalkmaya güçleri yetmiyordu. Yıkılıyorlardı. Sordum:

Bunlar kimlerdir? Dedim; Malik şöyle anlattı:

Bunlar ümmetinizden faiz yiyenlerdir..

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir