celal bayar başbakanlık dönemi / Mahmut Celâl Bayar () - Atatürk Ansiklopedisi

Celal Bayar Başbakanlık Dönemi

celal bayar başbakanlık dönemi

Celal BAYAR

Görev Süresi: 22 Mayıs - 27 Mayıs

yılında Bursa’nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğdu. Bursa’da İpek Meslek Yüksek Okulu ve College Francais de l’Assomption’da eğitim gördü ve memuriyet yaşamına atıldı. Hukuk ve bankacılık alanlarında çalıştı. ’de İttihat ve Terakki’nin Bursa’daki gizli kolu olan Küme adlı örgüte girdi. Ardından Cemiyet tarafından İzmir’e gönderildi.

Mütareke döneminde İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti’ne girdi. İzmir’in işgali tehlikesi belirince, Galip Hoca takma adıyla zeybek ve köy hocası kılığında bölgeyi dolaşarak işgale karşı propaganda yaptı. İzmir’in işgalinden sonra Aydın’ın geri alınması mücadelesine katıldı. Balıkesir Kongresi kararıyla Akhisar Cephesi Komutanlığına getirildi.

12 Ocak ’de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Saruhan Sancağı milletvekili olarak katıldı. Millî Mücadele’nin başlaması ile birlikte Anadolu’ya geçerek bu hareketteki yerini aldı. Birinci Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olarak görev alan Mahmut Celal Bey, ’de İktisat Bakanı oldu.

Lozan Barış Konferansı’na danışman göreviyle katıldı. seçimlerinden sonra II. Büyük Millet Meclisi’ne İzmir milletvekili olarak girdi. Mart ’te Mübadele, İmar ve İskan Bakanlığına atandı. Temmuz ’te bu görevinden istifa etti.

yılında İş Bankası’nın kurulmasında önemli rol oynadı ve ’ye kadar genel müdürlüğünü yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda politika becerisi ve iktisatçı kimliği ile parladı. ’de İktisat Bakanlığı’na getirilen Bayar, ’ye kadar bu görevde kaldı. Ayrıca – yılları arasında başbakanlık yaptı. Daha sonra siyasî yaşamını İzmir milletvekili olarak sürdürdü.

Çok partili siyasî yaşamın başlaması üzerine yılında Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti’yi kurdu ve başkanlığa getirildi. Partisinin seçimlerini kazanmasından sonra 22 Mayıs ’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi.

10 yıl boyunca sürdürdüğü bu görevden 27 Mayıs askerî müdahalesi ile yılında uzaklaştırılan Mahmut Celal Bayar, 15 Eylül ’de Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. Cezası daha sonra müebbet hapse çevrilerek Yassıada’dan Kayseri Bölge Cezaevi’ne nakledilen Bayar, 7 Kasım ’te rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı.

yılında Reşide Hanım’la evlenen ve üç çocuğu olan Celal Bayar 22 Ağustos günü İstanbul’da vefat etti.

Celal Bayar Biyografisi

Celal Bayar Kimdir ?

yılında Bursa'nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğmuştur. Ailesi, şimdi Bulgaristan'a ait olan Plevne şehrinden göç etmiştir. Celâl Bayar'ın babası, ilmiye sınıfına mensup bir fıkıh bilgini olan Abdullah Fehmi Efendi'dir. 93 Harbi'nden sonra muhacir olarak geldiği Bursa'nın Umurbey köyündeki rüştiyede müdürlük ve bir ara Gemlik'te müftülük yapmıştır.

Celâl Bayar, ilk ve orta öğreniminden sonra memuriyet hayatına atıldı. Adliye, reji ve bankacılık sahasında memuriyet görevlerinde bulundu. Gemlik Mahkeme ve Reji Kalemleri'nde memur olarak çalışma hayatına başlamıştır. Ardından Bursa'ya giderek Ziraat Bankası'nda görev almış ve bu sırada Harir Darüttalimi ve Collège français de l'Assomption isimli okullara devam etmiştir. Bursa'daki çalışmalarını Deutsche Orientbank 'ta sürdürmüştür. Daha sonra İttihad-ı Milli bankasında çalışmıştır. Bu sırada İnegöllü Refet Bey'in kızı Reşide ile evlenmiştir.

yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı. Bu cemiyetin Bursa Şubesi Genel Sekreterliğini yaptı. yılında Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti'ne girmiştir.
yılı sonunda İzmir'e gelen Celâl Bayar, İttihat Terakki Cemiyeti'ne katmak için spor yapan Altay'lı gençleri davet etti ve yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. Celâl Bayar, Şark İdadisinde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için para yardımında bulundu.

12 Ocak 'de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne Saruhan Sancağı milletvekili olarak katıldı. Millî Mücadele'nin başlaması ile birlikte Anadolu'ya geçerek bu harekete fiilen Galip Hoca olarak katıldı.
Bu mücadelenin kazanılması sırasında Batı Anadolu'da faaliyet gösterdi. Aynı zamanda Birinci Büyük Millet Meclisi'nde Saruhan (Manisa) Milletvekili olarak görev aldı. 'de İktisat Vekili oldu.
Lozan Barış Konferansı'na müşavir göreviyle katıldı. seçimlerinden sonra İkinci Büyük Millet Meclisi'ne İzmir Milletvekili olarak girdi.

yılında Türkiye İş Bankası'nın kurulmasında önemli rol oynadı. İktisat Vekilliği görevinde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda mücadele adamı, politikacı ve iktisatçı olarak temayüz etti. tarihleri arasında İktisat Vekilliği, yılları arasında Başvekillik yaptı. yılına kadar İzmir Milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürdü.

Çok partili siyasi hayata geçilmesi üzerine yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu ve başkanlığına getirildi. Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar'ın, yılında, dönemin "Milli Şef"i İsmet İnönü'nün demokratik seçimlere izin vermesi için "Devr-i Sabık yaratmayacağız" demesinden sonra bazı DPliler partilerinden istifa ederek, 19 Temmuz 'de Mareşal Fevzi Çakmak önderliğinde, Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi'ni kurdular. Demokrat Parti'nin seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. On yıl cumhurbaşkanlığı yapan Celal Bayar, 27 Mayıs darbesiyle askeri cunta tarafından iktidardan indirildi.

Cuntacıların kurduğu özel mahkeme olan Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi (15 Eylül ). Yaşı nedeniyle idam cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi. Yassıada'dan Kayseri bölge cezaevine nakledilen Bayar, 7 Kasım tarihinde rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı. 7 Temmuz 'da da dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından, Anayasa'nın maddesinde yazılı sebeplere dayanılarak "affedildi".

22 Ağustos tarihinde, yaşında İstanbul'da vefat etti ve memleketi olan Bursa-Umurbey'de toprağa seafoodplus.infoğduğu ev, Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Kazım Taşkent'in katkılarıyla restore edilmiştir.

Celal Bayar Haberleri İçin Tıklayınız!

16 Mayıs tarihinde Bursa’nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğmuştur. Babası, ilmiye sınıfına mensup bir fıkıh bilgini olan Abdullah Fehmi Efendi’dir. Osmanlı Rus Savaşı’ndan (93 Harbi) sonra göçmen olarak geldiği Bursa’nın Umurbey köyündeki rüştiyede müdürlük ve Gemlik’te müftülük yapmıştır.

Mahmut Celâl, babasının okulunda ilk ve orta öğreniminden sonra Gemlik Mahkeme ve Reji Kalemlerinde memur olarak çalışma hayatına başlamıştır. Ardından Bursa’ya giderek Ziraat Bankası’nda görev almış ve bu sırada Harir Darü’t Talimi ve Collège Français de l’Assomption’a devam etmiş, Bursa’daki çalışmalarını Deutsche Orientbank’ta sürdürmüştür. Daha sonra İttihad-ı Millî Bankası’nda çalışmış, bu sırada İnegöllü Refet Bey’in kızı Reşide Hanım ile ’te evlenmiş, bu evlilikten Refii (),Turgut (), Nilüfer () adlarında üç çocuğu olmuştur.

yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyetine katılmış, ’da Cemiyet’in Bursa Sorumlu Saymanı olmuştur. yılında Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti’ne girmiş, yılı sonunda İzmir’e gelen Celâl Bey, İttihat Terakki Cemiyeti’ne katmak için spor yapan ve aralarında Adnan Menderes’in de olduğu Altaylı gençleri davet etmiştir. yılının 16 Ocak ayında Altay Spor Kulübünü fiilen kurmuş, Şark İdadisinde etkinlik gösteren Altay’ın kuruluşu için parasal destek sağlamıştır.

12 Ocak ’de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisine Saruhan Sancağı milletvekili olarak katılmış, ancak Meclis-i Mebusanın Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası Batı Anadolu’daki emperyalist işgale karşı yeterli önlem almadığı ve bu nedenle Müslüman ve Türklere bir kurtuluş ümidi olmak gerekçesiyle Galip Hoca kimliğiyle Anadolu Hareketi’ne katılmıştır. Bu mücadelenin kazanılması sırasında Batı Anadolu’da faaliyet göstermiştir. M. Kemal Atatürk de Nutuk’ta Celâl Bey’in Kurtuluş Savaşı’na yaptığı hizmetlerden övgüyle söz etmektedir. Bu arada Bolşevizm’in İslamiyet uygunluğunu öne sürerek kurulan Yeşil Ordu örgütüne karşı M. Kemal Paşa tarafından ’de kurulan yasal Türkiye Komünist Fırkasının kurucuları arasında yer almıştır. Aynı zamanda 1. Dönem BMM’de Saruhan (Manisa) Milletvekili olarak görev yapmış, Fevzi Çakmak başkanlığındaki II. İcra Vekilleri Heyetinde de (24 Ocak Mayıs ) İktisat Vekili olmuştur. Bu Vekâlete getirildikten sonra Hakimiyet-i Milliye gazetesine yaptığı açıklamada ekonomi politikası hakkında şunları söylemiştir:

“…Tanzimat-ı Hayriye’den beri uygun olmayan koşullar altında Avrupa kapitalizminin memleketimize seçkin bir biçimde girmesinin ve ekonomik kaynaklarımıza egemen olmasının acı sonuçları ortadadır. Devlet sosyalizminin birçok yararlarını görmek mümkündür… Almanya’da devlet sosyalizmi, pek güzel sonuçlar vermiştir.”

Lozan Barış Konferansı’na danışman olarak katılan M. Celâl Bey, seçimlerinden sonra 2. Dönem TBMM’ye İzmir Milletvekili olarak girmiştir. İzmir İktisat Kongresi’nden sonra “…Ben sermayenin düşmanı değilim, yalnızca ülkemize siyasal amaçla gelenlerin istisnasız düşmanıyım” diyen M. Celâl Bey, kapitalizme olan yakınlığını açıklamış, böylece M. Kemal Paşa’nın isteği üzerine Mübadele İmar ve İskân Bakanlığı görevinden istifa ederek 26 Ağustos ’te kurulan İş Bankası Genel Müdürlüğü’ne getirilmiştir. 22 Kasım Okyar Hükûmetinden 4 Mayıs İnönü Hükûmetinin 19 ayı boyunca M. Celâl Bey, hiçbir kabinede yer almamış, 10 Kasım’de yeniden beş yıl aralıksız İktisat Vekilliği görevi yapmıştır. Bu arada iki kez çok partili siyasal yaşama geçiş denemesinin her ikisinin de dışında kalmıştır. Tüm zamanını ekonomi politikasına ayıran M. Celâl Bey, CHP Kurultayı’nda benimsenen devletçilik ilkesiyle “devlet sosyalizminden” “devlet kapitalizmine” bir geçiş yapma zorunluluğunu, özel sermayenin başarısızlığıyla gerekçelendirmiştir.

Bu dönem, millileştirme, kamulaştırma ve devletleştirme çalışmalarına ek olarak devlet eliyle 1. Beş Yıllık Sanayi Planı çerçevesinde dokuma, maden, selüloz, seramik ve kimya sanayi kolları kurulmuştur. İstediği yönde sürdürdüğü ekonomi politikası sonucu ’te hayranlığa varan takdirinin bir ifadesi olarak Atatürk tarafından “yüksek” anlamına gelen Bayar soyadı verilmiştir. Bayar’ı asıl değerli kılan ise 10 Aralık ’da yaptığı uzun bir doğu illeri gezisinden sonra kaleme aldığı Şark Raporu’dur.

Doğu illeri bizim rejimimize gelinceye kadar kesin bir biçimde egemenliğimize girememiştir. Geçmiş hükûmetler, halk üzerindeki egemenliklerini halkı soyan ağalar ve şeyhler üzerinden yürütmek istemiştir… Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarından sonra Türklük ve Kürtlük ihtirası, karşılıklı şahlanmıştır… İsyan edenlerin cezalandırılması için şiddetin manası, anlaşılır ve yerindedir… saptamalarıyla başlayan rapor, II. Beş yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde yalnız, doğu ve güneydoğu illerini değil, Samsun’dan Mersin, hatta İstanbul’u da içeren imar, yumurtacılık, silo yapımı, taze ve kuru meyvecilik, madenlerin araştırılması ve işletilmesi, toprak dağıtımı, el sanayi ve İran’dan alınacak petrol alımı konularına yer verilerek bölgenin kalkınması konusunda ayrıntılı öneriler içermektedir.

İsmet İnönü’nün başbakanlıktan istifa et(tiril)mesinden sonra 1 Kasım ’de başbakanlığa getirilen Bayar’ın hükûmet programında, ağırlıklı olarak ekonomik alanda yapılacak işlere değinilmiş, topraksız köylüye toprak dağıtımı, hayvancılık, tarımda sanayileşme, ormancılık ve madenciliğin geliştirilmesi dillendirilmiştir. Programı okuyan Bayar, 32 kez “şef” sözcüğünü kullanmıştır. “Millî tüccar”, “millî kültür” ve “sınıfların çıkarı” yine sıkça kullanılan kavramlardır.

Programda Şark raporunun etkisi fazlaca görülmektedir. I. Bayar Hükûmeti dönemine damgasını vuran siyasal olaylar ise Harp Okulu ve Donanma Davaları, Cemiyetler Kanunu ve Basın Birliği Kanunu, başta ’likler olmak üzere rejim karşıtlarına çıkarılan Af Kanunu ve Dersim Olayları’dır. Dış politik gelişmelerinin başlıcaları ise Hatay Sorunu’nun çözümü, Hatay’ın Türkiye’ye katılımı, Türk Sovyet Ticaret Antlaşması (6 Mayıs), Türk-Yunan Antlaşması (27 Nisan ), Balkan Paktı Devletleri’yle Bulgaristan arasında Antlaşma (31 Temmuz ), Türk-İngiliz Mali Antlaşması (27Mayıs ), Türk-Alman Mali Antlaşması (25 Temmuz )’dır. Ayrıca bu dönemde Denizbank’ın ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de kurulmuş olmalarını da belirtmek gerekir.

I. Bayar Hükûmetinin çıkardığı ve dönemin Avrupa politikalarından etkilenen baskıcı ve özgürlükleri kısıtlayan Basın Birliği Kanunu ve Cemiyetler Kanunu ile ’da çıkarılan İş Kanunu’na 28 Haziran ’de çıkarılan ek kanundan söz edilebilir.

Hastalığı boyunca Atatürk için karaciğer hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Fissinger’i Fransa’dan getirtmiş, hastalık ilerleyince 20 Eylül ’de Dolmabahçe Sarayı’nda bakanlar kurulunu toplamıştır.

Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında siyasi çevrelerde, basında, Mecliste ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde oluşan Çakmak-İnönü gerilimiyle kendisine yapılan baskılar karşısında ise “Rusya’da Lenin’in doğal halefi Troçki iken Stalin’in seçilmesi milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. Bu bir rejim davasıdır ve benim gözümde o kadar önemlidir ki, tehlike gördüğümde önce asar, sonra yargılarım” kararlı açıklamasında bulunmuş ve yaptığı geniş çaplı nabız yoklamalarıyla tercihini İsmet İnönü lehinde kullanmıştır.

Ne var ki, 11 Kasım Ocak tarihleri arasında görev yapan II. Bayar Hükûmeti, I. Hükûmet kadar başarılı olamamıştır. Cumhurbaşkanı seçilmesi sonucu, özellikle basının İnönü’yü öne çıkarma çabası sonrası 26 Aralık ’de toplanan CHP Olağanüstü Kurultayı’nda Bayar’ın girişimiyle hem İnönü’nün “Millî Şeflik” kurumunun resmileşmenin hem de “Değişmez Genel Başkan”lığını sağlayan tüzük değişikliğinin önü açılmıştır.

11 Kasım ’de kurulan II. Bayar Hükûmetinin göreve başlamasından hemen sonra basında, partide tadilat yapılacağı haberleri görülmeye başlamış ve ardından Bayar Hükûmetini yıpratacak olan Üstündağ Olayı, Uçak Kaçakçılığı, İmpex Olayı, Gemi Usulsüzlükleri ve Satie Binası Olayı başlığı altında Deniz Bank skandalları basın gündemine girince 25 Ocak ’da II. Bayar Hükûmeti istifa etmiş ve böylece Bayar, yılına kadar İzmir Milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürmüştür.

II. Dünya Savaşı sonrası özellikle dış konjonktür gereği Cumhurbaşkanı İnönü’nün, “çok partili siyasi hayata geçilmesi gerektiği”ni belirtmesi, ancak kurulacak yeni partinin başına “Atatürk sana inanmak millî bir ibadettir” diyen ve laiklik ilkesinden asla ödün vermeyeceğine inandığı Celâl Bayar’ın geçmesiyle bu geçişin sağlanmasına izin vereceğini bizzat bildirmesi sonucu 10 Ocak yılında Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü ile birlikte Demokrat Parti’yi (DP) kurmuş ve Parti başkanlığına getirilmiştir.

seçimlerine karıştırılan hile sonucu,  TBMM’de ancak muhalif parti olarak örgütlenmesini sürdüren Demokrat Parti’nin seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Bayar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

10 yıl Cumhurbaşkanlığı yapan Celâl Bayar’ın bu döneme vurduğu en önemli siyasal damga, onun millî iradeyi tanımlama ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı izlediği politik duruş noktalarında oluşmuştur. Anayasası’na aykırı bir biçimde “millî irade” kavramını yorumlayan Bayar’a göre milletin temsilcisi, milletin kendisi olan TBMM’dir. Böylece bu meclisteki çoğunluk, egemenlik yetkisini kayıtsız şartsız kullanır. Dolayısıyla başta anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı, denetimi ve anayasa yargısı gibi mekanizmalar bu yetkiyi kısıtlamaz.

Millî iradeye getirdiği bu yorum nedeniyle özellikle seçimleri sonrası yıpranan DP Başbakanı Menderes’in muhalif kesimlerim çok yönlü eleştirisi karşısında istifa etmesini de Bayar engellemiştir.

DP’nin 27 Mayıs Askerî Darbesi’yle iktidarına son verilince Bayar, özel olarak kurulan Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiştir (15 Eylül ). Yaşı nedeniyle idam cezası daha sonra müebbet hapse çevrilerek Yassıada’dan Kayseri Bölge Cezaevi’ne nakledilen Bayar, 7 Kasım tarihinde rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakılmıştır. 7 Temmuz ’da da dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Anayasa’nın Maddesi nedenlerine dayanılarak affedilmiştir.

Türkiye’nin hem ilk sivil başbakanı, hem de ilk sivil cumhurbaşkanı olan Bayar’ın ilklerinden bir başkası da kişisel olarak adının herhangi bir yüz kızartıcı suçla (yolsuzluk, yakınlarını kayırma, tutarsızlık, rüşvet vb.) anılmayan dürüst bir sivil siyasetçi ve devlet adamı olmasıdır.

Bayar’ın “ilk olma” özelliklerinden birisi de, askere karşı direnen hem cumhurbaşkanı hem de siyasetçi olmasıdır. Bayar’a göre 27 Mayıs Askeri Darbesi, “…Osmanlı’dan kalma geleneksel yönetimimizdeki ordu-medrese işbirliğinin kanun yapma ve yürütme gücüne karşı direnişi ve müdahalesidir.” Ne var ki, 12 Eylül Askerî Darbesi için “12 Eylül yapılmasaydı, Türkiye’ye komünizm gelecekti… bunun için desteklenmesi gerekir” ve “CHP, kendini Atatürk ve orduyla özdeş görüyor, kapatılması iyi olur”, diyerek antidemokratik bir yaklaşım göstermiştir.

’ten ölüm yılı olan ’ya değin Bayar, ağırlıklı olarak zamanını kitap yazmaya ayırmıştır. Bu kitaplar içinde, yakın tarihe ışık tutan ve oldukça nesnel ölçütlerde yazıldığı kabul gören sekiz ciltlik Ben de Yazdım, başlıklı anı kitabıdır. Celal Bayar, Ben de Yazdım’da; Osmanlı İmparatorluğu’nun son ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını; I. Meşrutiyet’i, II. Meşrutiyet’i, Mondros Mütarekesi ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunu ve ilk çalışmalarını, ilk meclis hükûmetlerini, Atatürk’ü ve devrimlerini; anılarına, yaşadıklarına yer vermiştir. Ayrıca bu çalışmasını belgelere dayandırarak, Türkiye’nin yüzyıldaki siyasal tarihine önemli bir tanıklık yapmaktadır. Bayar, bir yandan da, kendi deyişiyle, “genç nesiller için faydalı olacağı düşüncesi ile özellikle inkılapların meydana gelmesini zorunlu kılan tarihî sebep ve etkenler” üzerinde durmaktadır.

Bu yapıtın sekizinci cildinde; Yunan işgali altındaki Aydın’da Kuvayımilliye örgütlenmesi, iç çekişmeler, Denizli’nin efeler tarafından yakılmak istenmesi, Akhisar Millî Alayı’nın kurulması, Menemen’in, Manisa’nın, Akhisar’ın ve Turgutlu’nun Yunanlılar tarafından işgali, katliamlar ve ulusal güçlerin gerilla taktikleriyle düzenledikleri saldırılar, Mustafa Kemal’in İstanbul’a gelişi, padişahla görüşmeleri, padişahın damatlık teklifi, Mustafa Kemal’in padişahın emriyle Samsun’a gönderilişi, Samsun yolculuğunun ayrıntıları, Karadeniz’de Rum çeteleri ve etkinlikleri yer almaktadır. Ayrıca  Amasya Genelgesi’nin hazırlanışı, alınan gizli kararlar, İstanbul Hükûmetinin Erzurum ve Sivas Kongrelerini engelleme girişimleri ve İngiltere’nin baskısı, Mustafa Kemal’in ordudan azledilmesi, asi ilan edilmesi ve tutuklanması kararı, Erzurum Kongresi’nin temel ilkeleri, Anayasası ile Anayasası’nın karşılaştırılması gibi konulara da yer verilmektedir. Diğer kitapları ise, Atatürk Gibi Düşünmek; Ayhan Songar, Cemil Meriç, Erol Güngör, Malik Aksel, Mehmet Kaplan, Necip Fazıl Kısakürek, Necmettin Hacıeminoğlu, Tahsin Banguoğlu, Yavuz Bülent Bakiler ile birlikte yazdığı Devler Konuşuyor ile Şark Raporu, Cumhuriyet Gözüyle Kürt Meselesi-1, Kayseri Cezaevi Günlüğü ve Başvekilim Adnan Menderes’tir. Günümüze değin başta İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası olmak üzere çeşitli yayınevleri tarafından basılan Bayar’ın eserleri, yakın dönem siyasi tarihi üzerine çalışanlar için hâlâ kaynak eser olarak kullanılmaktadır. Doçentlik tez çalışması olarak Nurşen Mazıcı’nın Celal Bayar: Başbakanlık Dönemi künyeli çalışmasında ele aldığı Şark Raporu ilk kez yayınlanmıştır.

Ayrıca, Özel Şahingiray tarafından derlenen ve altı ciltten oluşan Celâl Bayar’ın Söylev ve Demeçleri , Bayar’ın siyasal yaşama aktif katılığı günden başlayıp, başbakanlık döneminin sonuna değin yaptığı açıklamalar, verdiği demeçler ve TBMM’de yaptığı konuşmalardan oluşmaktadır. İhsan Fuat Özgen tarafından yazılan Galip Hoca Celâl Bayar başlıklı bir kitap ve İsmet Bozdağ’ın Celâl Bayar’la yaptığı röportajdan derlenen Bir Darbenin Anatomisi Celâl Bayar Anlatıyor başlıklı çalışma da 27 Mayıs Askerî Darbesi’nin öncesi ve sonrasının Bayar tarafından analizi ve darbe hakkındaki yorumlarını içermektedir. Ayrıca yine İsmet Bozdağ tarafından Celâl Bayar Anlatıyor Bilinmeyen Atatürk, Burhanettin Bilmez’in kaleme aldığı Galip Hoca Komitacı Celâl Bayar ve Cemal Kutay’ın Üç Devirden Hakikatler, başlıklı çalışmalardan da söz edilebilir. yılında Utkan Kocatürk’ün Bayar’la yaptığı röportaj da anılmaya değer.

yılında hala İttihatçı olduğunu söyleyen, dürüst ve tutarlı bir devlet adamı olan Bayar, 22 Ağustos tarihinde, yaşında İstanbul’da vefat etmiş, kendi isteği üzerine doğduğu yer olan Bursa-Umurbey’de toprağa verilmiştir. Hâlen Celal Bayar Vakıf Müzesi olan doğduğu ev, Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Kâzım Taşkent’in katkılarıyla restore edilmiştir.

Nurşen MAZICI

KAYNAKÇA

Kitaplar

ATATÜRK, M. Kemal, Nutuk, Cilt III, MEB Basımevi, İstanbul

BAYKARA, Barbaros, Dersim , Ümit  Mat., İstanbul

BİLA, Hikmet, CHP , Doğan Kitapçılık, İstanbul

EROĞUL, Cem, Demokrat Parti (Tarihi ve İdeolojisi), Sevinç Mat., Ankara

GÜRTUNCA, M. Faruk, 23 Nisanı Hızlandıran Türk, Tan Mat., İstanbul

KOÇAK, Cemil, Türk-Alman İlişkileri (), TTK Basımevi, Ankara

KUTAY, Cemal, Üç Devirden Hakikatler, Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul

MAZICI, Nurşen, Celal Bayar: Başbakanlık Dönemi , Der Yay., İstanbul

MAZICI, Nurşen, Türkiye’de Askerî Darbelerin Sivil Rejime Etkileri, Gür Yayınevi, İstanbul

ŞAHİNGİRAY, Özel, Celâl Bayar’ın Söylev ve Demeçleri , Doğuş LDT Ortaklığı Mat., Ankara

Süreli Yayınlar

Cumhuriyet, 26 Ekim ,

Cumhuriyet,30 Haziran ,

Cumhuriyet, 28 Ocak

Düstur, seafoodplus.info, Cilt: 19 Teşrinsani Teşrinevvel , Başvekâlet Mat., Ankara

Düstur, seafoodplus.info, Cilt: 20 Teşrinsani Teşrinevvel , Devlet Mat., Ankara

TBMM Zabıt Ceridesi, D,Cilt

İnternet Kaynakları

seafoodplus.info, Erişim Tarihi: 21 Mayıs

seafoodplus.info, Erişim Tarihi: 21 Mayıs

seafoodplus.info?kisiid=19, Erişim Tarihi: 21 Mayıs

seafoodplus.info, Erişim Tarihi: 21 Mayıs

seafoodplus.info, Erişim Tarihi: 21 Mayıs

25/06/ tarihinde seafoodplus.info adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir