cemal kaşıkçı ses kaydı / Türkiye Kaşıkçı'nın öldürülme kayıtlarını nasıl elde etti - Güncel - ODATV

Cemal Kaşıkçı Ses Kaydı

cemal kaşıkçı ses kaydı

Son dakika: Her satırı dehşet! Cemal Kaşıkçı vahşetinin ses kaydı dava dosyasında

Saat 'de konsolosluk içerisinde Kaşıkçı'nın gelmesinden dakikalar önce Mahir Abdülaziz Mutreb ve Dr. Salah Muhammed Al Tubaigy arasında geçen konuşmada Mutreb, "Gövdeyi bir torbaya koymak mümkün müdür' diye sordu. Tubaigy ise ' Hayır çok ağır' şeklinde yanıt verdi. Tubaigy konuşmanın devamında, 'Kolay olacak. Eklemler ayrılmış olacak. Sorun yok. Bedeni ağır, ilk kez yerde kesiyorum. Eğer plastik torbalar alır ve parçalara ayırırsak iş bitmiş olacak. Her birini saracağız deri torbalara' şeklinde devam etti.

Son dakika Suudi Arabistan Konsolosluğu binasında vahşice katledilen Cemal Kaşıkçı davasında flaş gelişme

Cemal Kaşıkçı ses kaydı: New York Times'tan 'Kayıttaki ifadeler cinayeti Suudi Veliaht Prensi Bin Selman'a bağlıyor' iddiası

Kaşıkçı

Kaynak, Getty Images

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından 'suikast timinde' yer alan bir kişinin üstünü arayarak, "Patronunuza haber verin" dediğini ve bu ifadeyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı kastettiğini öne sürdü.

Gazete, Türk istihbaratının elindeki Kaşıkçı cinayetine ilişkin ses kaydını bilen üç kişiye dayandırdığı haberinde, İstanbul'a gelen 15 kişilik 'suikast timinden' Maher Abdulaziz Mutreb'in cinayetin ardından Arapça bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini aktardı.

Habere göre geçen ay CIA direktörü Gina Haspel ile paylaşılan bu ses kaydında, Türk istihbarat yetkilileri telefonun diğer ucunda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yardımcılarından birinin bulunduğunu düşünüyor.

Prens'in yardımcılarından birini arayan Mutreb'in, "işlemin tamamlandığını" aktararak "Patronuna haber ver" dediği öne sürülüyor.

Gazetenin haberine göre Amerikan istihbarat yetkilileri 'patron' ile kastedilen kişinin Prens Selman olduğu görüşünde.

Her ne kadar ses kaydında Veliaht Prens'in adı geçmese de Amerikan yetkililerine göre bu ses kaydı Kaşıkçı cinayetini Prens Selman'a bağlayan en büyük kanıt.

Ayrıca Mutreb'in Prens Muhammed ile sık ziyaret eden bir güvenlik görevlisi olduğu belirtiliyor.

Suudi Arabistan: Bizim dinlediğimiz kayıtta yok

Suudi Arabistan ise yayımladığı açıklamada Veliaht Prens'in Kaşıkçı cinayetine ilişkin hiçbir bilgisinin olmadığını öne sürdü. Aynı zamanda Türkiye'nin kendileriyle paylaştığı ses kaydında böyle bir ifadenin yer almadığını aktardı.

Bahsi geçen ses kaydının Ekim ayında Ankara'ya geldiğinde Haspel'e dinletilenlerden biri olduğunu belirten New York Times ise Türk yetkililerin elinde birden fazla ses kaydının olabileceğini ifade ediyor.

Haspel'in ses kaydını ABD'ye beraberinde getirmesine izin verilmediği öne sürülüyor.

Erdoğan gazetecilere konuştu: Kayıt gerçekten bir felaket

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, I. Dünya Savaşı'nı bitiren ateşkesin yıl dönümü törenleri için gittiği Paris dönüşünde gazetecilere ses kayıtlarıyla ilgili konuştu.

Hürriyet ve Habertürk gibi gazetelerde yer alan ifadelere göre Erdoğan, şunu söyledi:

"Biz bu cinayetle ilgili ses kayıtlarını bizden isteyenlerin hepsine dinlettik. İstihbarat örgütümüz hiçbir şeyi saklamadı. Suudiler dahil, ABD, Fransa, Kanada, Almanya, İngiltere kim istediyse hepsine dinlettik. Kayıt gerçekten bir felaket. Hatta Suudilerin istihbaratçısı, kaydı dinlediğinde, 'Herhalde bu eroin almış; bunu ancak eroin alan birisi yapar' diyecek kadar şok oldu."

Erdoğan aynı zamanda, "Veliaht Prens, benim özel temsilcilerime 'Ben olayı aydınlatacağım, gereğini de yapacağım' diyor. Biz de sabırla bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in bu cinayetten çok rahatsız olduğunu da sözlerine ekledi.

Kanada Başbakanı: İstihbaratımız dinledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu yaptığı açıklamada, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'nin elindeki tapeleri Suudi Arabistan, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere'ye verdiğini söylemişti:

Erdoğan, "Biz tapeleri verdik, Suudi Arabistan'a da verdik, Amerika'ya da verdik, Almanlara, Fransızlara, İngilizlere, hepsine verdik. Buradaki konuşmaları filan onlar da dinlediler, biliyorlar. Bunu sağa sola çarpıtmaya gerek yok" dedi.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau da dün yaptığı açıklamada istihbarat birimlerinin Türkiye'nin elindeki ses kayıtlarını dinlediğini, kendisinin ise kayıtları dinlemediğini ifade etti.

Fransa: Bizimle paylaşmalı

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ise dün katıldığı bir televizyon programında, "Bilgim yok. Erdoğan'ın elinde bize vereceği bilgiler varsa bunları bizimle paylaşmalı" dedi.

Sunucunun "Erdoğan yalan mı söylüyor?" sorusuna yanıtı ise "Demek ki bu bağlamda oynayacağı siyasi bir oyun var" oldu.

Fransız bakanın bu sözlerine Türkiye cephesinden sert bir yanıt geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "24 Ekim'de Kaşıkçı cinayetiyle ilgili tüm bilgiler Fransız istihbaratına onların talebi üzerine iletilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızı siyasi bir oyun oynamakla itham etmesi terbiyesizliktir. Dışişleri Bakanı ciddiyetine yakışmıyor." diye konuştu.

Kaşıkçı, evlilik için gereken bir belgeyi almak üzere 2 Ekim günü gittiği İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürüldü.

Türkiye, bunun planlı bir cinayet olduğunu savunurken Suudi Arabistan Kaşıkçı'nın geri dönmeye ikna konuşması sırasında yaşanan bir kaza sonucu hayatını kaybettiğini söylüyor.

Türkiye, Kaşıkçı'nın öldürülmesi için Suudi Arabistan'dan 15 kişinin İstanbul'a geldiğini belirtiyor.

Cemal Kaşıkçı cinayetinde kan donduran ses kaydı: Güldüklerini duyabiliyorsunuz

BBC'nin Panaroma Programı, 2 Ekim 'de öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yla ilgili özel dosya hazırladı. Cinayetin ses kayıtlarını dinleyen Barones Helena Kennedy, "Güldüklerini duyabiliyorsunuz. Bu kan donduran bir iş" dedi.
İngiliz kamu yayın kuruluşu BBC'nin Panaroma programı, 2 Ekim 'de öldürülen Suudi gazeteci Kaşıkçı'yla ilgili özel dosya hazırladı.Jane Corbin imzalı dosyada, Kaşıkçı cinayeti, öncesinde ve sonrasındaki gelişmelerle adım adım izlenirken, cinayet sürecini belgeleyen ses kayıtlarını dinleyen az sayıdaki kişi arasında yer alan Kennedy ile cinayeti soruşturan Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Agnes Callamard'ın da değerlendirmelerine yer verildi. Callamard'ın ekibinde yer alan Barones Kennedy, kayıtlarla ilgili olarak, "Birinin sesini dinlemenin dehşeti, birinin sesindeki korku ve bunu canlı dinlemeniz, tüylerinizi diken diken ediyor." yorumunda bulundu. Haber

seafoodplus.info

Türkiye Kaşıkçı'nın öldürülme kayıtlarını nasıl elde etti

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu binası ve kapısı arasındaki mesafe Bluetooth'un çekim alanının dışında kalıyor.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsoluğuna girdiği 2 Ekim'den bu yana kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğüne dair ses kaydı ve video görüntüleri bulunduğu iddia ediliyor. Bu iddiaların sahibi de isimlerini vermeden ABD basınına konuşan Türk yetkililer.

BBC Türkçe’den Çağıl Kasapoğlu’nun haberine göre; Washington Post'a konuşan bir yetkili ses kaydına ilişkin şunları söylemişti: "Ses kaydı, içeri girmesinin ardından Cemal'in başına neler geldiğini ortaya koyuyor (Kaşıkçı'nın) ve Arapça konuşan diğer başka adamların sesini duyabiliyorsunuz. Nasıl sorgulandığını, işkenceye uğradığını ve sonra da öldürüldüğünü dinliyorsunuz."

Ancak Türkiye, bu ses kaydı ve video görüntülerine ilişkin şimdiye kadar herhangi bir kanıt sunmadı.

Sabah gazetesi ise 13 Ekim tarihli haberinde, “Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anların ses kayıtları bulunduğunu”, bu kaydı da “Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saat Apple Watch ile kendisinin kaydettiğini” yazdı.

Haberde, Kaşıkçı'nın başkonsolosluğa girmeden önce kolundaki Apple Watch'la kendisine ait iPhone telefonunu eşleştirdiği ve bina içinde yaptığı kaydı da iPhone'u ve Apple'ın internet ortamında kayıt özelliği bulunan iCloud sistemine yedeklediği iddia ediliyor.

SİLİNMEDEN ELE GEÇİRİLDİ İDDİASI

Haberdeki bir iddia da, Suudi istihbaratçıların bu akıllı saati fark edip şifre denemeleriyle açmaya çalıştıkları, başaramayınca da Kaşıkçı'nın parmak izini kullanarak saate girip bazı dosyaları silmeye çalıştıkları ve başarılı oldukları, silinmeyen dosyaların da MİT ve Emniyet tarafından iCloud ve Kaşıkçı'nın telefonu üzerinden ele geçirildiği yönünde.

Ancak Apple Watch cihazlarında parmak izi özelliği olmadığı gibi, Apple Watch'ın ses kayıt özelliğine dair teknik altyapı da bu kayıtların Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saatten elde edildiğine ilişkin iddiaları zayıflatıyor.

Teknoloji uzmanları da bu konudaki soru işaretlerine dikkat çekip, Türk yetkililerin var olduğu söylenen bu ses ve görüntü kayıtlarını başka yöntemlerle elde etmiş olabileceklerini söylüyor.

APPLE WATCH PARMAK İZİYLE AÇILABİLİYOR MU

Akıllı saat Apple Watch'ın (iWatch) iPhone'lar gibi parmak iziyle ekran kilidini açma özelliği yok. Sabah gazetesi şifre girerek açılmaya çalışılan Apple Watch'ın sonunda parmak iziyle açıldığını öne sürmüştü.

Dolayısıyla parmak iziyle erişim imkânsız. BBC Teknoloji Muhabiri Rory Cellan-Jones'a göre Apple Watch'a “parmak iziyle girildiği” iddiasının tek dayanağı, saatin eşleştirildiği bina dışındaki iPhone'un kilidinin açılması olabilir. Telefon ise bina dışında Kaşıkçı'yı bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz'deydi.

APPLE WATCH'IN SES KAYDETME ÖZELLİĞİ VAR MI

Akıllı saat Apple Watch'ın (iWatch) kayıt cihazı olarak kullanılabilmesi ancak bazı uygulamaların (application) indirilmesiyle mümkün olabilir.

Cihazın kendisinde böyle bir özellik yok. Bu uygulamalardan biri Just Press Record. Bu tip uygulamalar Apple Watch'a yüklendikten sonra ekranda çıkan kırmızı tuşa basarak aktif hale getiriliyor ve internet kayıt sistemi iCloud ya da Bluetooth aracılığıyla iPhone cep telefonuyla paylaşılabiliyor.

APPLE WATCH'LARDAKİ SES KAYDI NASIL PAYLAŞILABİLİR

Uygulamayla yapılan ses kayıtları, Apple Watch'tan eşleştirilen iPhone cep telefonuna Bluetooth, iCloud ve ortak paylaşılan kablosuz internet ağı aracılığıyla gönderilebiliyor.

Kaşıkçı'nın kolundaki akıllı saati Apple Watch'ın modeli Mayıs ayında katıldığı AlSharq Forum'da verdiği mülakatta görülüyor.

GPS VE HÜCRESEL ÖZELLİK

Saatin yanında kırmızı tuş var. Bu da saatin Apple Watch 3 modeli olabileceğine işaret ediyor. Bu üçüncü nesil Apple Watch'lar cihazda GPS ve hücresel (Cellular) özelliği sunuyor.

Apple'ın internet sitesinde bu özellik için "iPhone'dan uzakta olduğunda hücresel özelliğine sorunsuz bir şekilde geçen eksiksiz bir LTE ve UMTS radyoya sahip (…) Müşteriler doğrudan Apple Watch Series 3 (GPS + Cellular) ile hücresel aramalar yapabilecekler" deniyor.

Ancak, iPhone olmadan arama, mesaj gönderebilme ve internete bağlanabilme imkânı sağlayan 3. nesil Apple Watch'ların bu özelliği Türkiye'de kullanılamıyor çünkü bu sistemi destekleyen cep telefonu şebekesi yok. Çünkü eSIM için Apple henüz Türkiye'deki iletişim operatörleriyle henüz bir anlaşma yapmadı.

Dolayısıyla Kaşıkçı, akıllı telefonunu kayıt amaçlı iPhone'u gibi kullanmış olamaz.

BLUETOOTH PAYLAŞIMI

Bir diğer ihtimal Bluetooth paylaşımı.

Bluetooth aracılığıyla bağlantı sağlayabilmek için için Apple Watch ile iPhone arasındaki mesafenin yaklaşık metre olması gerekiyor.

Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunun Levent Akasyalı Sokak'taki kapısından 2 Ekim civarında girdi. Birkaç saat sonra çıkmayınca, kendisinin girmeden önceki talebi doğrultusunda nişanlısı Cengiz yetkilileri ve AKP'li Yasin Aktay'ı aradı. O birkaç saat içinde harita ölçümüne bakıldığında başkonsolosluğa giren Kaşıkçı ile iPhone'unu taşıyan Cengiz arasında oluşan mesafenin metreden fazla olduğu da görülüyor.

Bu deneyi BBC teknoloji muhabiri Rory Cellan-Jones da yaptı: "Oturma odamdaki iPhone'umda podcast çaldım, Bluetooth'lu kulaklıkla podcast'ı dinleyerek ortalama büyüklükteki evin diğer ucuna gittim. Ses kayboldu. İstanbul'daki binada da sinyalin birkaç duvarı aşması zor görünüyor. Tek olasılık, nişanlısının sorgu odasının hemen yanında duruyor olması."

Ancak 2 Ekim'deki güvenlik kameraları görüntülerinde Cengiz'in binaya alınmadığı ve dışında Akasya sokaktaki kapıda görülüyor.

Dolayısıyla Bluetooth çekim alanı zayıf ve ses kaydının Kaşıkçı'nın Apple Watch'ından nişanlısının elindeki iPhone'a Bluetooth'la ulaşması neredeyse imkânsız.

ORTAK KABLOSUZ AĞ KULLANIMI

Bir diğer ihtimal de, iPhone ile Apple Watch'ın ortak kablosuz internet ağında olmaları.

Her iki cihaz da aynı sunucunun kablosuz internet ağındaysa karşılıklı paylaşım yapılabiliyor.

The Economist dergisinin editör yardımcısı ve teknoloji muhabiri Tom Standage, BBC Newshour radyo programına yaptığı yorumda bu ihtimalin de zayıf olduğunu söylüyor:

"Bir Suudi muhalif olarak, başkonsolosluk içindeki kablosuz internet ağına girip iletişim trafiğinin Suudiler tarafından gözetlenmesine izin vermiş olması çok olası bir ihtimal değil."

Bu ihtimal için nişanlısının da Kaşıkçı'nın iPhone'uyla aynı kablosuz ağa girmiş olması gerekiyor.

SES VE GÖRÜNTÜLERE NASIL ULAŞILDI

Teknoloji uzmanları, teknik olarak Apple Watch'tan sızdırılamayacağına göre var olduğu söylenen ses ve görüntü kayıtlarının ancak başkonsolosluk içinden elde edilmiş olabileceğine inanıyor.

Apple Watch'ın görüntü kaydetme özelliği bulunmadığını hatırlatan The Economist'ten Tom Standage'a göre "video olduğu iddiası, Türk yetkililerin başkonsolosluk içinde gözetleme sistemi kurduklarına işaret ediyor."

BBC Newshour'a konuşan Standage şu yorumu yapıyor:

"Apple Watch'la Kaşıkçı'nın sorgusuna, işkence gördüğüne veya cinayetine dair ses kaydı elde ettiklerini söylemeleri de, görüntüleri gerçekte nasıl elde ettiklerinin üzerini örtmek için bir sis perdesi oluşturma amaçlı olabilir.

Başkonsolosluk içinde ekipmanları olmadan ya da başkonsolosluk içindeki görüntü sistemine sızmadan nasıl video kaydı elde edebilirler bilmiyorum."

Gerçekte ne olduğunu anlatmak yerine teknik bir açıklama yapmaya çalışıyor olabilirler ama teknolojiden anlayanlar olarak değerlendirdiğimizde, ses ve görüntü kaydının Apple Watch'tan geldiği iddiası gerçeklerin üstüne örtme amaçlı ortaya atılmış gibi görünüyor."

BBC Teknoloji muhabiri Rory Cellan-Jones'ın yorumu da şöyle:

"Şimdi bilmediğimiz şey, Türk güvenlik servislerinin, Apple Watch'ı hack'leyip uzaktan kumandayla kontrol edilebilen bir cihaza dönüştürerek, Suudi başkonsolosluğuna girmeden Kaşıkçı'ya verip vermedikleri.

Ama (Türklerin), yabancı diplomatların yaptıklarını ortaya çıkarmak için başka yöntemleri var gibi görünüyor ve Apple Watch hikayesi de bunun için kullanışlı bir kılıf."

seafoodplus.info

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.