cenaze duasını bilmeyenler ne okur / Cenaze İlmihâli | UKBA

Cenaze Duasını Bilmeyenler Ne Okur

cenaze duasını bilmeyenler ne okur

Cenaze namazı, vefat eden din kardeÅŸlerimiz hakkında duâ olmak üzere bir farz-ı kifâyedir.

Cenaze namazının kılınması için aranan ÅŸartlar ÅŸunlardır:

Ölenin müslüman olması. Müslüman olduÄŸu bilinmeyen, bu hususta hâli gizli olan kimsenin Cenaze namazı kılınmaz. Ölenin müslüman olduÄŸuna muteber ÅŸâhid ve delil lâzımdır .
Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış olması.
Ölünün, imam ve cemaatin önünde olması.
Ölünün tamamının veya bedeninin çoÄŸunun mevcut olması. EÄŸer bedeninin çoÄŸu gitmiÅŸ veya baÅŸsız olarak yarısı varsa namazı kılınmaz, yıkanmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

Cenaze Namazının Kılınışı

Cenaze namazı dört tekbir ve kıyâmla edâ edilir. Bu namazda secde ve rükû yoktur.

Ä°mam, ölünün göÄŸsü hizasında durur. Cemâat da arkasında saf tutar. Cemâata ölünün erkek veya kadın olduÄŸu duyurulur, ona göre niyet edilir. Yâni "Allâh için namaza, meyyit için duâya, er kiÅŸi (veya hâtun kiÅŸi) niyetine uydum hâzır olan imâma" diye kalben niyet edip imamın arkasından tekbir alınır. Ä°lk tekbiri alırken eller kulak hizâsına kadar kaldırılıp göbek altında baÄŸlanır, Sübhâneke, "ve celle senâüke" ile okunur.

Bundan sonra eller kaldırılmadan ikinci bir tekbir alınır. Bu tekbirleri imam âÅŸikâr, cemâat ise gizli alır. "Allâhümme salli ve Allâhümme bârik..." okunur. Bundan sonra üçüncü tekbir alınır ve Cenaze duâsı okunur.

Cenaze duâsını bilmeyenler burada "Allâhümme innâ nesteıynüke..." yi yâni kunut duâsını veya duâ niyeti ile Fâtiha-i ÅŸerîfeyi okurlar. Daha sonra dördüncü tekbir alınır, eller yan tarafa bırakılıp selâm verilir.

Üçüncü tekbirden sonra okunacak Cenaze duâsı:


"AllâhümmaÄŸfir lihayyinâ ve meyyitinâ ve ÅŸâhidinâ ve gâibinâ ve kebîrinâ ve saÄŸîrinâ ve zekerinâ ve ünsânâ. Allâhümme men ahyeytehû minnâ feahyihî alel islâmi ve men teveffeytehû minnâ feteveffehû alel îmâni ve hussa hâzelmeyyite (*) birravhi verrâhati verrahmeti velmaÄŸfireti verrıdvân. Allâhümme in kâne muhsinen (**) fezid fî ihsânihî ve in kâne müsîen fetecâvez anhü ve lakkıhil' emne velbüÅŸrâ velkerâmete vezzülfâ birahmetike yâ erhamerrâhimîn." (***)

                        (*) Kadın ise "hâzihil meyyite" denir.
                        (**) Kadın ise "in kânet muhsineten fezid fî ihsânihâ ve in kânet müsîeten fetecâvez anhâ ve lakkıhel'emne" denir.
                        (***) Mânâsı: Allâh'ım! Bizim dirilerimizi, ölülerimizi, hâzır ve gâib olanlarımızı,                         büyüklerimizi ve küçüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı afv ü maÄŸfiret                        buyur. Yâ Rabb! Bizden yaÅŸattıklarını Ä°slâm üzere yaÅŸat. Bizden öldürdüklerini                        iman üzere öldür. Bilhassa bu ölüyü kolaylığa, rahatlığa, maÄŸfirete, rızâna                        erdir. Yâ Rabb! EÄŸer bu ölü, muhsin ise ihsanını artır; ve eÄŸer yaramaz bulunmuÅŸ                         ise affet. Kendisine emniyet, beÅŸâret, kerâmet ve kurbaniyet nasib buyur, rahmetinle,                        ey erhamerrâhimîn."

                        Cenaze erkek çocuk ise, yukarıdaki duâ "alel îmâni" den itibaren ÅŸöyle okunur: "Allâhümmec'alhü                        lenâ feratan vec'alhü lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhüm-mec'alhü lenâ ÅŸâfian ve                        müÅŸeffean."

                        Cenaze kız çocuk ise, yukarıdaki Cenaze duâsı "alel îmâni" den itibâren ÅŸöyle okunur: "Allâhümmec'alhâ                        lenâ feratan vec'alhâ lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhümmec'alhâ lenâ ÅŸâfiaten ve                        müÅŸeffeaten."

Mühim Hatırlatma

                        Bir çok kimseler, Cenaze namazının dördüncü tekbirinde, ya hiç ellerini bırakmadan selâm vermekte veya saÄŸ tarafa selâm verince saÄŸ elini, sol tarafa selâm verince de sol elini yana bırakmaktadır.
                        Bu hareketlerin her ikisi de yanlıştır. DoÄŸrusu, dördüncü tekbiri aldıktan                        sonra her iki eli yana bırakıp selâm vermektir. Çünkü kendisinde sünnet olan                        bir zikrin bulunduÄŸu kıyamlarda eller baÄŸlanır. Sünnet olan bir zikrin kalmadığı                         kıyamlarda ise, eller baÄŸlanmaz, yana salınır. (Dürer, 1/ 53)

Cenaze namazı içinde imam açıktan "Allâhü Ekber" diye tekbir aldıkça                        bazı kimseler kafalarını kaldırmaktadırlar. Bu da yanlış ve tehlikeli bir harekettir.                        DoÄŸrusu, ne kafa ile ve ne de baÅŸka bir azâ ile namaz müddetince hiçbir harekette                        bulunmamaktır.

Cenaze namazı kılınıcak yer veya ayakkabı temiz deÄŸilse, ayakkabıyı çıkarıp                        üzerine basmalıdır.

Kaynak: Muhtasar Ä°lmihal (Resimli                        Namaz Hocası) 67. Baskı,  Hasan Arıkan

Cenaze Namazında Okunan Dualar

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir