Araştırmalara göre Gin (Cin), yüzyılın ortalarında, ilaç olarak, Hollanda’da üretilmeye başlanmıştır. Hazırlanışında ardıç meyvesi kullanıldığı için Hollanda’da Genever ismini alan Gin’in en popüler olduğu yer ise İngiltere’dir.
İspanya Kralı ile savaşmak için Hollanda’ya giden İngiliz askerler tarafından tarifi İngiltere’ye getirilen Gin için İngiltere’de büyük bir endüstri kurulmuştur. Bu da Gin’in İngiliz tekeline geçmesini sağlamıştır.
’lü yıllardan bugüne, en büyük Gin üreticilerinden ve ithalatçılarından biri İngiltere’dir.
Gin, arpa ve buğday gibi tahıllardan elde edilen alkolün ardıç meyvesi başta olmak üzere bitkilerle damıtılmasından elde edilir.
Anason, kişniş, mekelotu, meyankökü, tarçın, rezene, turunç kabukları gibi bitkilerle tahıl birlikte damıtılır. Kullanılan bitkiler Gin’in aromasını belirler. Bazı Ginlerde 50’nin üzerinde bitki kullanılır.
Her Gin üreticisinin kendine özgü bir tarifi vardır. Bu yüzden her birinin tadı diğerlerinden farklıdır.
Gin, yoğun aromalı ve renksiz bir içkidir.
Viski, konyak ve şarap gibi içkilerin aksine Gin dinlendirilmez. Damıtıldıktan hemen sonra şişelenir.
Gin Çeşitleri
Dry Gin: Sek Cin. Şekersizdir.
London Dry Gin: Sek Cin. Şekersizdir.
Old Tom Gin: Şekerli, tatlandırılmış cindir.
Plymouth Gin: İngiltere’nin Plymouth şehrinde üretilir. Popüler değildir. Sek cin türlerinden biridir.
Sloe Gin: Karadiken ağacı ile karıştırılmıştır.
Gin, karıştırıldığı bitkilerin ismini alır.
Apple Gin, Almond Gin, Lemon Gin, vb.
Steinhager: Alman cini olarak da anılır. Ezilmiş tohumlardan üretilir. Cinden farklı olarak aromalı değildir.
Amerikan cinleri, İngiliz cinlerine oranla daha yüksek sıcaklıkta damıtılır. Bu yüzden hububat özelliği taşımazlar. İngiliz cinleri daha yoğun aromalıdır ve su oranları daha azdır.
Hollanda cinleri ise Amerikan ve İngiliz cinlerinden daha aromalı bir tada sahiptirler ve beyaz cin özelliği taşımadıkları için genellikle sek içilir, kokteyl yapımında kullanılmazlar.
Kokteyllerin ana içkisi olarak da tanınan Gin, sek olarak ya da yalnızca buz eklenerek de içilebilir.
En fazla tüketilme şekli Gin Tonik ve Gin Sodadır. Bir dilim limon ile, tonik ya da soda eklenerek servis edilir.
Gordon’s,
Beefeater,
Bombay,
Tanqueray,
Martin Miller’s,
Blue Ribbon,
Hendrick’s
Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
Cin kokteylleri ve tarifleri yazımız, genel olarak en çok sorulan merak edilen, popüler ve ikonik kokteylleri kapsıyor.
Bir cin sevdalısıyım diyorsanız ve cin tonikdışında bir alternatif arıyorsanız doğru yerdesiniz! Hangimiz sevmedik ki 🙂
Cin tonik benim de en sevdiğim karışımlardan biridir. Kokteyllerin güncel tanımına baktığımızda: En az iki bileşenden oluşan, alkollü karışımlar olarak çok özet bir tanım yapabiliriz.
Detaylı bir tanım okumak isterseniz de: Kokteyl Nedir Kokteyl Tarihi Hakkında yazımı okumanızı öneririm.
Bu tarz karışımlar highball cocktail kategorisine girer ve hazırlanırlarken basit önemsiz gibi gözüken küçük detaylarlar göz ardı edilirse keyifsiz bir içim deneyimi kaçınılmaz olur.
O zaman, cin tonik de anlatılır mı? ön yargısını kırarak, nasıl mükemmel bir cin tonik hazırlayabiliriz? kısaca anlatalım.
Cin tonik nasıl türemiş öncelikli olarak kısaca hikayesini aktaralım;
yy başlarında Hindistan İngiliz sömürgesi altındaydı. Hindistanda yaygın olarak görülen sıtma hastalığından etkilenen İngiliz askerleri hastalığın tedavisi için kinin kullanıyordu.
İngiliz askerleri kumanya olarak yiyecek dışında cin ve tonik de alıyorlar ve tonik sadece sıtmaya deva amaçlı tüketiliyordu. O dönem sıtma hastalığı için kullanılan tonikler yüksek oranda kinin içeriyordu ve tatları çok acıydı.
Günümüzde tonik çok farklı bir formda, çeşitli aromalarda, eser miktarda kinin ve şeker ilavesiyle artık sıtma tedavisi için değil günlük tüketime uygun olacak şekilde üretiliyor. Bildiğiniz üzere de sıtma hastalığı ise artık modern tıp çatısı altında kolayca tedavi edilebiliyor.
Günlük kumanyalarında cin ve tonik haklarını ayrı ayrı içen askerler, toniklerinde yüksek oranda kullanılan kinin tadının kabul edilemezliği karşısında daha fazla dayanamayıp toniklerini içkilerine katarak, acımsı tadını da maskelemek amacıyla biraz su, şeker ve limon ekleyerek içmeye başlamalarıyla cin tonik tarihin sahnesine ilk adımını atıyor.
Çok basit gibi gözüken bu iki ana bileşenli karışımımızı kusursuz yapabileceğimiz bazı cin tonik hazırlama detaylarıdan bahsedelim:
Hem en popüler olanlar hem de en sevdiklerimden öne çıkan kokteyl tariflerini yazarken liste başı kokteyllerimden Negroni ile devam edelim.
Sizlere denge ve sadeliğin tanımı yapmak isteseydim bu tanım kesinlikle Negroni olurdu!
İyi bir aperitif olan Negroni, kötü yapması oldukça zor olan kokteyllerdendir. Eşit miktarlarda cin, campari ve vermut stir yöntemi ile karıştırılarak hazırlanır.
Not: Stir yöntemi, mixing glass adı verilen geniş ve uzunca bir karıştırma bardağında, bir bar kaşığı ile kokteylin soğutulması ve karıştırılmasını temel alır.
Yarı İngiliz yarı İtalyan bir aristokrat olan Kont Camillo Negroni, yy başlarında gençlik yıllarını Kuzey Amerikada geçirdi ve yılında birkaç yıl için Manhattana yerleşti.
Bu dönemler Amerikada kokteyllerin altın çağı olarak tanımlanıyordu.
Bu yıllarda Martinez, Manhattan ve Martini gibi vermutbazlı kokteyller yaygın olarak tüketiliyorken Kont Negroni, kokteyl deneyimlerini burada tecrübe etti ve genellikle Americano kokteyli içiyordu.
Not: Americano kokteyli tatlı vermut, amaro ve soda ile yapılır ve Negroni kokteylinin atasıdır.
yılında Floransaya dönen Negroni, Caffè Casoni isimli barın müdavimi olmuştu ve burada da kokteylini içmeye devam etti.
Kont Negroni bir gün Casoninin barmeni olan Fosco Scarselliye Americano kokteylini hazırlarken soda yerine cin kullanmasını ve kokteyli bu şekilde daha sert yapmasını istedi.
Bu tarifiyle Kont Negroninin günde 40 kadeh içkisinden içtiği söylenir.
Tabii o dönemde kokteyller şimdiye oranla 1/4 ölçeğindeki kokteyl bardaklarında servis ediliyordu. Bu bilgi ile de günde 40 kadeh kokteyl tüketimi bir nebze olsun makul bir sayıya denk gelebiliyor.
Barmen Fosco Scarsellinin bu yeni tarifi benimsemesi, kokteyli yeni müşterilerine de önermesine ve diğer barmenler arasında da yaygınlaşmasına sebep oldu. Kokteyl ise ismini Kont Negroniden alarak günümüzün de en popüler İtalyan klasiği oldu.
Bu kadar bahsetmişken kendisini takdim de edelim,
Kokteylimiz 3 alkol bileşeninden oluşuyor:
Martini kokteyli, kendi bardağıyla anılan dünyanın en popüler kokteyllerinden biridir. Bana göre kokteyl sınıfının aristokratı olan Martini, günün birçok saat dilimininşık ve stil sahibi bir tamamlayıcısıdır.
Martini kokteylini gin (cin) ile olduğu gibi votka ile de yapmak mümkün ve birkaç farklı çeşiti bulunuyor.
Martini kokteylinin kökeni tam olarak bilinmiyor. Ancak çoğu araştırmacının kabul ettiği genel bir teori: Martininin Martinez kokteylinden türediğini ve bunun da Manhattandan geldiğini gösteriyor.
Martininin bilinen ilk yazılı tarifi O.H Bryonun tarihli kokteyl kitabı olan The Modern Bartenderiçeriğinde Martinezin bir çeşiti olarak adlandırıldı.
yy da basılmış herhangi bir kokteyl kitabı ya da rehbere bakarsanız çoğunlukla tatlı notaların bütün reçeteleri domine ettiğini görürsünüz. Martini de o tarihlerde Martinezin bir versiyonu olarak başladığı popülerlik yolculuğunda tatlı vermut ile yapılıyor ve eşit miktarda cin ile vermut karıştırılıyordu.
Martini kokteyli, kendi tarihsel yolculuğunda geçen her bir dönemde üzerindeki tatlı notaların yükünden kurtulmuş, değişen tüketim alışkanlıklarının sonucunda geliştirilen yeni reçeteler ile şu an dry vermut ile ve vermut oranı sadece parfüm etkisi verecek miktarda kullanılmaktadır.
Amerikadaki içki yasağı döneminde ( ), yasa dışı cin üretiminin kolaylığı Martini kokteylinin ve diğer cin bazlı kokteyllerin bilinirlik kazanmasına ek olarak katkı sağladı ve cin kokteylleri o dönemin en popüler içkileri oldu.
Ayrıca, Ian Flemingin James Bond kitaplarında Bond karakterinin sadece bir kez Martini içmesine rağmen filmlerinde Martini kurgusu üzerine yoğunlaşılması ve shaken not stirredifadesinin neredeyse bir slogana evrilmesiyle kokteylin dünya çapında bir üne ulaşmasını sağladı.
Not: Martini kokteyli, kendi kadehinde buzsuz olarak servis edilir ve buzsuz servis edilen kokteyller için ideal içim süresi 7 dakikadır. Bu sürenin üzerine çıktığınız her dakika için kokteyl canlılığını ve soğukluğunu kaybedecek, ek olarak içim kalitesi de oldukça düşecektir. Bu sebeple eğer hazır olarak soğutulmuş bir kadehiniz yoksa kokteylin yapımına başlarken ilk adım olarak kadehi soğutmak ile başlamak gerekir.
Kokteylimiz iki alkol bileşeninden oluşuyor.
Not: Dash terimini açıklamak için bitter şişesinin içeriğe bir boşaltma hareketi tanımını kullanabiliriz. Bittersler şişelerinin ağız kısmı tasarımı dolayısıyla damlalar şeklinde dökülülürler
Dash terimi ise bir boşaltma harekinden içeriğe düşecek damlalar olarak hesaplanır.
Opsiyonel olarak belirttiğim bitters kullanımını kokteylinizde narenciye aromaları seviyorsanız çekinmeden kullanabilirsiniz. Bittersler ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Bitters Nedir? Evde Bittters Nasıl Yapılır? yazımı okumanızı öneririm.
Not: Zest, narenciyelerden alınan kabukların kokteyl üzerine sıkılarak, narenciyedeki yağ ve aromaların kokteyle geçmesini sağlamaktır. Bu inanılmaz parfüm etkisini mutlaka denemelisiniz. Sonuç sizi hem çok şaşırtacak hem de muhteşem bir tat koku dengesi sunacaktır.
İçecek tarihçileri Martinezin Manhattan kokteylinden evrildiğini ve Martini kokteylinin de atası olduğu yönünde fikir birliği gösteriyorlar.
Martinez, klasik rozeti taşıyan kokteyllerin arasında yanmış bal rengi ile en sevdiğim kokteyllerden biridir.
Tatlı vermut ve maraschino kirazı aromaları gin (cin) ile muhteşem bir uyum sunar. Bitters olarak adlandıralan yüksek alkollü aroma verici bileşenin de katkısıyla bitkisel alt notaları katmanlı bir lezzet paleti ile eşsiz bir deneyimi yudumlamanızı sağlar.
Bu kokteylleri ilk kez duyuyorsanız kokteyller arasındaki bu bağlantılar kulağa biraz karmaşık gelebilir. Ancak tasarlanmış bir kokteylin baz temel içkisinin değiştirilmesi sonucu yeni bir isim ve karakterde kendine özgü kokteyller oluşturulması oldukça yaygın bir durumdur ve bunların örneklerini sıkça göreceğiz.
Martinez kokteylinin tarihi ne yazık ki çok spesifik değil ve hikayeler söylenti ön kabulu ile değerlendiriliyor.
Yine de bazı yol haritalarını takip ettiğimizde kokteylimiz için bir varoluş hikayesi sunabiliyoruz:
Martinez kokteyli birçok kaynakta – yılları arasında yaşanan The California Gold Rush döneminde Californianın Martinez kasabasında icat edildiği yönünde fikir birliği gösteriyor.
Martinez, ilk olarak O.H. Byron’s The Modern Barender klavuzunda hiçbir tarifi listelenmeden yayınladı:
Manhattan ile aynı, sadece viski yerine gin (cin) ekleyinifadesi ile listeleniyor.
Bir kokteyl aile ağacı olduğunu düşünürsek; klasik Martini, Martinez kokteylinden türemiştir ve DNAsında Manhattan kokteyli bulunmaktadır.
Kokteylimiz üç alkol bileşeni ve bir aroma verici bittersden oluşuyor.
İhtiyaçlarımız gereksinimlerimiz ne kadar farkında olup olmadığımız konusundan bağımsız olarak çoğu zaman bizi inşa eden yapı taşları oluyor.
Gimlet kokteyli, bu durumu tarif etmemize yardım edebilecek nitelikte bir hikayeye sahip olan, oldukça basit ve bir o kadar da dengeli bir kokteyldir.
Denge unsuru bir kokteylin kabul edilebilir olması için aranan en temel kriter ve özelliktir.
Gimlet kokteyli, dengeli ve fresh karakteri ile sadeliğin her dönem için kabul gören ve geniş kitlelere hitap eden bir lezzet profili olduğunun temsilidir.
Genel kabul görmüş tat notalarını referans alacak olursak; 1 ölçü birimiekşi içeriğe yarısı oranda tatlı bir içerik eklediğimizde elde ettiğimiz denge profili geniş kitlelerce kabul görüyor.
Bu formül ile ekşi ve tatlı bileşeni istediğiniz hammaddeden alıp dengeli ve damak tadınıza uygun bir kokteyl yaratabilirsiniz.
Bütün damıtık içkiler ve türevleri olan kokteyllerin tarihlerinin temelinde deniz ticaretinin gelişmesi ile üretilen damıtık içkilerin satışı ve pazarlanmasında yaşanan gelişim süreci birçok kokteyl hikayesinin dinamiklerini oluşturan en temel faktördür.
Denizcilerin kendi tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçlarından türeyen birçok içki karışımı -kokteyl reçetesi türemiş, hatta bu reçetelerden bazıları tescillenerek günümüzdeki klasik kokteyller arasında yerini almıştır.
Denizci kokteyli olarak örneklendirilebilecek en ünlü kokteyllerden biri olan Gimlet; İngiliz Kraliyet donanmasında Cerrah-Amiral olan Sir Thomas Gimlette () tarafından denizci hastalığı olarak bilinen iskorbüte (c vitamini eksikliği) bir deva arayışından türemiştir.
Elinde bulunun narenciyeler ile bir gin (cin) karışımı hazırlayan Gimlette, temelde donanmasının c vitamini ihtiyacını karşılamayı, ayrıca karışımında gin (cin) kullanarak mürettebatının güçlü ve korkusuz kalmasını amaçlamıştır.
Gimlet, günümüzde her barmen tarafından bilinen ve neredeyse her barda içebileceğiniz, evde kendinizin de kolayca yapabileceği, son derece sade ve bir o kadar da etkileyici klasik bir kokteyldir.
Kokteylimiz tek baz alkol ve aroma verici bileşenlerden oluşuyor.
Bramble kokteyli, böğürtlen sevenlerin her zaman için favori kokteyli olmuştur. Ben de bir böğürtlen sever olarak bu meyve ile üretilen her ürünü tüketim alışkanlıklarımın vazgeçilmezi yapmaktan mutluluk duyarım.
Çoçuk yaşlarımızda çalısından topladığımız, ellerimizi mora boyayan bu mucize meyve, eşsiz bir tatlı ekşi dengesi ve doğallığı ile bizlere muhteşem bir kokteyl armağan ediyor.
Bramble, yılında Dick Bradsell tarafından Londrada tasarlandı.
Bradsell, Sohoda Freds Club adlı bir barda çalışıyordu ve bir İngiliz kokteyli yaratmak istiyordu. Wight Adasındaki çocukluk döneminde böğürtlene olan sevgisi, bu kokteyli tasarlarken referans aldığı nokta oldu.
Kokteyl, ismini böğürtlen çalısı anlamına gelen bramble kelimesinden alıyor.
Brambel kokteyli iki alkol ve aroma verici ek bileşenlerden oluşuyor.
Not: Şeker şurubu yapmak için, 1 ölçü şekere 1 ölçü su ekleyerek 80 derece ısıda şeker tamamen çözülene kadar karıştırıyoruz ve oda sıcaklığında soğumaya bıraktıktan sonra şişeleyerek buzdolabında muhafaza ediyoruz.
Crème de mure bulamazsanız alternatif olarak Crème de casis kullanabilirsiniz.
Bu likörlerin her ikisine de ulaşamazsanız, adet böğürtleni shaker (çalkalayıcı) içerisinde muddle ederek (ezerek) diğer malzemeleri buz ile birlikte ekleyerek de kokteyli hazırlayabilirsiniz.
Southside Fizz kokteylinin reçetesi ve hikayesi, yine gereksinimler doğrultusunda ortaya çıkmıştır diyebiliriz.
Oldukça fresh bir yapıda olan kokteylimiz, lime ve nanenin muhteşem uyumunu sergileyen klasik bir kokteyldir.
Al Capone olarak bilinen Alphonse Gabriel Capone, ticaret ile uğraşmadan ve suç dünyasına girmeden önce gençlik yıllarında barmen olarak çalışıyordu. Çalıştığı bar müdavimleri arasında dönemin kaçakçılık işleri ile uğraşan çete üyeleri ile tanışan Al Capone, birçok ürünün ticaretini yapmasının yanı sıra gin (cin) kaçakçılığı da yapmaya başladı.
O dönemde Chicagonun Kuzey ve Güney bölgeleri iki farklı çetenin yönetimindeydi. Al Caponeun rakiplerinin Kuzey bölgesinde ticaretini yaptığı gin daha yumuşak içimliydi ve çoğunlukla bölgede zencefilli gazoz ile birlikte tüketiliyordu.
Güney bölgesine hakim olan Al Caponeun ticaretini yaptığı gin ise göreceli olarak Kuzey bölgesindekine göre daha sert ve dik notalara sahipti.
Dolayısıyla, bölge halkı bir tüketim davranışı olarak daha yumuşak ve keyifli bir içim hedefleyip cinlerine şeker, lime, nane ve soda ekleyrek Southside Fizz kokteylinin reçetesini oluşturmuş oldular.
Southside Fizz kokteyli tek ana içki bileşeni ve yardımcı aroma verici malzemelerden oluşur.
Bu tariflerin dışında kalan en popüler cin kokteylleri:
BeğenYükleniyor