cin gören insan ne yapmalı / Böyle Şeylere İnanmazdım, Bizzat Yaşadım... Büyü ve Cin Musallatı Etkisinde Geçen Bir Senem

Cin Gören Insan Ne Yapmalı

cin gören insan ne yapmalı

Rüyada Üç Harfli Görmek Ne Anlama Gelir?

En korkulan rüyalar arasında üç harfli görmek geliyor. İnsanları önemli bir korkuya sürükleyen bu rüyanın ne anlama geldiği birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Peki, rüyada üç harfli görmek nedir? İnsan kılığında 3 harfli (cin) görmek ne demek? İşte öğrenmek istediğiniz farklı alimlerin yorumları.

Rüyada üç harfli görmek rüyanın nasıl ve ne şekilde görülmüş olduğuna bağlı olarak değişik yorumlar üzerinden ele alınır. Özellikle korkulan bir rüya olduğu için bu rüyanın ne manaya geldiği merak ediliyor. Gördüğünüz rüyanın anlamını öğrenebilmek için rüya alimlerinin yorumlarını okuyarak buna göre gelecek üzerine bilgiler elde edebilirsiniz.

Rüyada Üç Harfli Görmek

Rüyada üç harfli görmek rüya sahibinin hem iş hayatında hem de özel hayatında karışık durumlar yaşayacağını yorulur. Özellikle ruhsal açıdan çok zor bir dönem geçireceğini ve bunalım içerisine girebileceğine rivayet edilir. Ayrıca dünya nimetlerine fazla kaptıracağına, haram yoldan mal ve mülk elde edeceğini ve çok günah işleyeceği üzerine rivayet edilir.

Rüyada İnsan Kılığında 3 Harfli (Cin) Görmek

Rüyada insan kılığında 3 harfli (cin) görmek rüya sahibinin hem aşk hayatında hem de aile hayatında sorunlar ile karşı karşıya kalacağına yorulur. Bu sorunların üst üste geleceğini ve üstesinden gelemeyerek ciddi üzüntüler içerisinde gireceğine delalet eder. Beklemede insanlardan darbe alacağını, düşmanlarının hezimetine uğrayacağına ve maddi açıdan da ciddi zarar göreceğine delalet eder. Bazı kötü niyetli kimselerin oyununa gelerek maddi ve manevi çöküşün eşiğine geleceğine yorulur.

Rüyada Üç Harfli ile İlişkiye Girmek

Rüyada üç harfli ile ilişkiye girmek rüya sahibinin sıkıntılı, sorunlu ve kendisini zora sokan bazı durumlardan kurtulacağı üzerine yorumlanır. Ayrıca tüm sıkıntılarından yakın bir zamanda kurtularak alınmak suretiyle, rahat nefes alacağı üzerine rivayet edilir. Zarara uğradığı insanları tespit ederek onlardan uzaklaşacağına, maddi sorunları çözeceğine ve yakın bir zamanda başarılı bir iş hayatına döneceğine delalet eder.

Rüyada Üç Harfli Öldürmek

Rüyada üç harfli öldürmek insanların gözünün yaşına bakmayan ve iş hayatında haram yollara başvuran, pek çok insana zarar vermiş bir kişiye rüya sahibinin istemeden yardım edeceğine yorulur. Bu kişinin bir sıkıntısı olduğuna ve o sıkıntısını gidermek suretiyle Hem maddi hem de manevi açıdan yardım edeceği üzerine rivayet edilir. Bu yardım üzerinden rüya sahibinin zarar görebileceği, pusuya düşebileceği ve ciddi zararlar alabileceğini rivayet edilir. Bunun yaşanmaması için rüya sahibinin dikkat etmesi gerektiğine dair uyarı niteliği taşıyan bir rüyadır.

Rüyada Üç Harflinin Musallat Olduğunu Görmek

Rüyada üç harflinin musallat olduğunu görmek rüya sahibinin etrafında dolaşan, sürekli hileli işler yapan birinin yalan söyleyeceği üzerine yorumlanır. Bu sebepten dolayı rüya sahibine geri dönülemez şekilde çok ciddi zarar vereceğine delalet eder. Çok sıkıntılı ve zor durumlara düşeceğini, kendisine yiyebileceğine ve bunalıma gireceği üzerine işaret etmektedir.

Rüyada Üç Harfliyi Hissetmek

Rüyada üç harfli hissetmek rüya sahibinin çevresinde olan, etrafındaki insanları dolandıran ve onlara zarar veren bir kişiyi öğreneceği üzerine yorulur. Bunu ise eş ve dosttan öğreneceği, daha sonra bu kişiden zarar gören insanlara maddi ve manevi yardım edeceğine delalet eder. Aynı zamanda dolandırıcı kişinin arkasından beddua okuyacağına dair işaret etmektedir.

Rüyada Üç Harflilerle Uğraşmak

Rüyada üç harflilerle uğraşmak rüya sahibinin iş hayatında yaşadığı bazı durumlar üzerinden zarar göreceğine yorulur. Bu zararı uzun bir süre maddi açıdan ödemek suretiyle kurtulmaya çalışacağı üzerine işaret etmektedir. Ancak bunun için önemli bir zamana ihtiyacı olduğunu anlatan bir rüyadır.

İslam cinler için ne diyor?

Evreni göz önüne getirdiğimizde dünyanın büyüklüğü bir anda ortadan kalkmakta ve dünya evren içerisinde adeta bir noktaya dönüşmektedir. Peki, bu devasa büyüklük içerisinde yaşayan canlılar sadece bizler miyiz? Bilimin geldiği nokta en azından bugün için bu soruya evet cevabını vermekte. İyi ama bu sonsuz cansızlık neden? Ve canlılık niye bir noktaya “hapsedilmiş” durumda? Ya da öyle mi?

Bu sorular bir yerde kalsın ve biz şimdi yeniden dünyaya dönelim. Ve şu soruyu soralım: Görünen ve bilinen canlıların dışında, dünyada canlılar yaşamakta mıdır? Dinler ve kimi inançlar bu soruya evet cevabını vermekte. Onlara göre dünyada gözle görülmeyen ve duyularla algılanmayan gizli varlıklar da yaşamaktadır ve onlara cin denilmektedir. İşte şimdi bu yazıda biz cinlerin İslam külliyatındaki yerini görmeye ve anlatmaya çalışacağız. Lakin ona geçmeden önce cinlerle ilgili şu anlatıları da sizlerle paylaşmak istiyoruz. Tarih boyunca pek çok uygarlıkta görülmeyen gizli varlıklar olarak cinlere inanılmıştır. İbrani, Babil, Asur, Roma, Mısır, Hint ve Arap toplumları ile Yahudi ve Hristiyan inancında da cinlerin varlığı bir hakikat olarak kabul edilir. Dahası bu varlıklardan faydalanmak ve onları kendi amaçlarında kullanmak için kâhin, sihirbaz, müneccim, falcı gibi adlarla pek çok insan ortaya çıkmıştır.

İSLAMİYET ÖNCESİ ARAPLARDA DA CİN YAYGIN GÖREN BİR İNANÇTI

Tevrat ve İncil’de cinlerle ilgili pek çok bilgi/olay anlatılmaktadır. Yazımızın sınırları dâhilinde bu örnekleri aktarmayacağız, ama bu noktada şu kadarını söyleyelim ki; İncil’e göre, cinler insanların bedenlerinden ayrılmış kötü ruhlardır. İsa’nın amacı da bu kötü ruhları insanlardan uzaklaştırmaktır. İsa ayrıca bu yetkiyi havarilere vermiştir. Benzer biçimde kilise de bu yetkiyi kullanarak cin çıkarma ayinleri gerçekleştirmiştir.1 Öte yandan İslamiyet öncesi Araplarda da cin yaygın kabul gören bir inanç olgusu idi. Bedensiz varlıklar olduğu düşünülen cinlerin taş, ağaç, kuyu, mağara gibi yerlerde yaşadıklarına inanılırdı. Ayrıca Araplar, cinleri iyi ve kötü cinler diye gruplandırmış, kötü cinlere “şeytan”, iyi olanlara “melek” adını vermişlerdir. Kötü cinler, aynı zamanda insanlara musallat olan cinlerdir de.

Gelelim İslam dinindeki cin inancına. Cinler, İslam dininin de kabul ettiği görünmeyen ve duyulmayan varlıklardır. Yeme içme davranışlarının olduğu da kabul edilmekle birlikte, bunun nasıl olduğu konusunda fikir birliği yoktur. Bununla birlikte peygambere ait olduğu öne sürülen hadislerden yola çıkılarak tezek ve kemiği cinlerin yiyeceği olarak kabul eden görüşler bulunmaktadır.2

“KÂFİR” CİNLER DE BULUNMAKTA

Rivayetlere göre cinler Adem’den iki bin yıl önce yaratılmışlar, kimine göre yeryüzünü iki bin kimilerine göre de kırk yıl imar etmişlerdir.3 Öte yandan tıpkı insanlarda olduğu gibi cinlerde de mezhep ayrılıkları söz konusudur. Ahmed b.Hanbel’in “En-Nasih Vel-Mensuh” adlı kitabında konuyla ilgili şu bilgiler geçmektedir: “İnsanlarda olduğu gibi cinlerde de Kaderiye, Şia, Murcie taifeleri vardır.”4İslam dinine göre cinlerde irade ve şuur sahibi varlıklar olarak Allah’a karşı sorumludur. Dahası kimilerine göre, peygamber cinler bile bulunmaktadır. Bununla birlikte bütün cinler Müslüman değildir. Aksine “kâfir” cinler de bulunmaktadır. Ve bu kâfir cinler cehenneme gidecek olanlardır. Bununla birlikte Müslüman cinlerin cennete gideceğine de inanılmaktadır. Lakin konu bağlamında yine fikir birliği yoktur. Bir kısım Müslümanlar cinlerin cennete girmeyeceğini ama onun etrafında duracağını ifade ederken, diğer bir kısmı cinlerin Arafta bekleyeceğini ve yine az da olsa bir kitle bu konuda fikir beyan etmemenin doğru olmayacağını ifade etmişlerdir. Ayetlerden ve hadislerden çıkarılan görüşlere göre cinler karışık ateşten yaratılmıştır, kendilerine özgü bir bünyeye sahiptir ve bunlar Allah’ın izniyle çeşitli şekil ve bedenlere de girebilmektedir.

Cinlerin görülüp görülmeyeceği konusunda da bir fikir birliği bulunmamaktadır. Şöyle ki, kimi “âlimler” cinlerin görülebileceğini söylerken kimileri aksi yönde görüş beyan etmişlerdir. Bazı âlimler de anılan varlıkları yılan, siyah köpek ve uçan rüzgar şeklinde cinler olarak sınıflandırma yoluna gitmişlerdir.5 İslam Peygamberi’nin cinleri görüp görmediği hususu da benzer biçimde ihtilaflı bir konu olmuştur. Bununla birlikte Peygamberin cinlerle birlikte vakit geçirdiği yönünde bilgiler sunan hadisler bulunmaktadır. Bu hadislerden birine göre Peygamber cinlere Kur’an okumuş ve onlar Müslüman olmuştur.6 Bu vaka aynı zamanda Kur’an da cin suresinde de geçmektedir. Ve yine bir hadise göre de cinlerden biri de Peygambere saldırmıştır.7

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi İslam inancına göre, peygamberler cinler için de gelmiştir. Fakat cinlerden peygamber olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Öte yandan Kur’an da cinlerin (şeytanların) insanlarla uğraştığı, onların insanları yoldan çıkardığı ve hatta her peygambere düşman cin ve şeytan yaratıldığı ifade edilmektedir.8 Hal böyle olunca insanların cinlere karşı temkinli olması da inancın bir gereği olarak ortaya çıkacaktır. Nitekim literatüre giren bir “cin çarpma” hadisesi de söz konusudur. Buna göre, İbn Kayyım, Taftazani, el-Bikai, el-İskenderi gibi muteber kabul edilen kimi İslam âlimlerine göre cin çarpması bir vaka olarak gerçektir. O kadar ki, İbn Kayyım, cinlerin insanlara musallat olduğunu kaydettikten sonra, sara hastalığının da cin çarpması sonrasında ortaya çıktığını ifade eder ve şeyhi İbn Teymiyye’nin bu yolla birçok hastayı tedavi ettiğini açıklar.9 Bu tedavide yöntem olarak kimi zaman hastanın çokça dövülmesi gerektiğini savunur İbn Teymiye. Örneğin böyle durumlarda, “hastanın ayaklarına 300-400 sopa atılmalıdır” der İbn Teymiye.10

Diğer taraftan saralı bir hastada kötü ruh bulunmadığını iddia eden ve bunun tıbbi yollarla tedavisinin yapılmasını savunan düşünür ve doktorları dinsizlik ve cahillikle suçlar İbn Kayyım.11 İbn Teymiyye’de cin çıkarma işini işlerin en üstünü olarak görür çünkü peygamberler de bu alanda uğraş vermişlerdir.12 Yine Ahmed b.Hanbel, rivayet olunduğu öne sürülen bir hadisten yola çıkarak veba hastalığı, cin çarpmasının bir sonucu olarak açıklar.13 Bu arada hemen belirtelim ki, kimi rivayetlerde İslam Peygamberinin de “cin çıkardığı” anlatılmaktadır.14

Bunun dışında Kur’an, Süleyman Peygamberin cinlere hükmettiğini zira onun emrine cinler verildiğini aktarmaktadır. Dahası Süleyman Peygambere ait cinler, insanlar ve hayvanlardan oluşan bir ordu olduğu bilgisini de biz yine Kur’andan öğrenmekteyiz.15

İSLAM ÂLİMLERİNİN ÇOĞU BU GÖRÜŞE KATILMAZ

Kâhinlik ve cinlenme meselesi de bu noktada önem taşıyor. Zira yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi tarih boyunca bazı kimselerin cinlerle irtibat halinde olduğuna inanılmıştır. İşte Kureyşliler de böyle bir inanca sahipti, dahası İslam Peygamberini “cinlenmekle” itham ediyorlar, Kur’an’ı da şeytanlar tarafından kâhinlere telkin edilen sözler olarak görüyorlardı. Burada bir çarpıcı noktanın da altını çizmek gerekiyor. Şöyle ki, Kur’anda da şeytanların göklerde kulak hırsızlığı yaparak kimi bilgileri kâhinlere aktardığı ifade edilmektedir. Fakat bu durumun önüne geçmek için şeytanlara ateş şuleleri gönderildiği, yıldızlar atılarak taşlandığı ve dolayısıyla göklerdeki bilginin korunmaya çalışıldığı Kur’an da yer alan bilgiler arasındadır.16 İlk dönem İslam tarihçilerinden İbn İshak konu ile ilgili şu bilgileri nakletmiştir: “Yıldızlarla şeytanlar taşlanınca ilahi vahy selamet içinde inmiş olur. Çünkü bu, kat’illiğini isbat etme bakımından daha canlı bir delil teşkil eder.”17 Dahası kimi İslam âlimlerine göre cinlerin göklerden haber aşırması devam etmektedir. Fakat İslam âlimlerinin çoğu da bu görüşe katılmaz ve İslam Peygamberinin gelmesi ile bu bilgi akışının sonlandığını belirtir.18

Nihai olarak, İslam külliyatında cinlerin de evlenmek suretiyle çoğaldığı ve kendilerine özgür bir yaşayışın sürdüğü ifade edilmektedir. Bu evliliğin nasıl olduğu bilgisi farklı anlatılarda farklı biçimlerde aktarılmaktadır. Cinler konusunda en çarpıcı ve belki de ürpertici iddia ise cinlerin insanlarla evlendiği görüşüdür. Bir başka ifadeyle cinler insanlarla evlenmektedir ya da bu mümkün bir durumdur. Söz konusu görüşü savunanlar arasında İslam dünyasının muteber kabul ettiği isimler de bulunmaktadır. Buna göre “Katade, Hasan-i Basri, İmam Malik, İbn Teymiyye, Kurtubi Ebu Ya'la el Fen-a, Kemaleddin ed-Demiri, Bedreddin eş-Şibli gibi müfessir ve müellifler” bu isimlerden bazılarıdır.”19

Yazımızı bitirirken şunu ifade edelim ki; İslam külliyatında cin konusunun hacmi hiç şüphesiz bir yazının çok ötesindedir. Anılan konuyla ilgili yazılar pek çok eserde bulunmaktadır. Sadece Kur’an da bu konuyla ilgili otuzdan fazla ayet olduğu ve başlı başına bir “Cin” suresinin bulunduğu bilgisi bile İslam inancı içerisindeki “Cin” konusunun ağırlığını ortaya koymaktadır.

Aydın Tonga

Odatv.com

Kaynak

1 Süreyya Şahin Cin, DİA, 1993

2 Müslim, Salat,150

3 İmam Sibli, Cinlerin Esrarı,

4 A.g.e

5 A.g.e

6 Buhari, Ezan 105; Müslim, Salat, 149

7 Buhar, Salat 75; Müslim Mesacid, 39-40

8 Enam 128

9 İbn Teymiye, Mecmuu Fetava, Riyad 1961.

10 Takıyyuddin İbn Teymiyye, İzahu'd-Delâle fı Umûmi’rRisâle, Mısır, 1369, s. 48.

11 İbn Kayyimi'l-Cevziyye, e’t- Tıbbu'n-Nebevî, tahkik: Dr. Ab- dulmu'tî, Kahire, 1982,

12 Takıyyuddin İbn Teyniyye, a.g.e

13 İmam Sibli, Cinlerin Esrarı,

14 Müslim, Selam ve İbn mace tıp bölümleri

15 Sa’d, Enbiya, vb sureler

16 Hıcr, Saffat; Şuara sureleri.

17 İmam Sibli, a.g.e

18 Cin suresi, 72

19 İlyas Çelebi, Kur’an’ı Kerimde İnsan Cin Münasebeti,

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir