cinsel ilişki haftada kaç gün olmalı / Ne sıklıkla cinsel ilişkiye girilmeli? | Sedef Batı Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Cinsel Ilişki Haftada Kaç Gün Olmalı

cinsel ilişki haftada kaç gün olmalı

Düzenli cinsel ilişkinin bir standardı var mı? Haftada kaç kez olmalı, belirleyen etkenler nelerdir?

Cinsellik, biyolojik, psikolojik, sosyal boyutları olan bir kavramdır. Cinsellik, yaşamın doğal ve sağlıklı bir parçasıdır. Cinsellik, fiziksel, zihinsel ve duygusal olduğu kadar toplumsal ve sosyal öğeleri de kapsamaktadır. Unutulmamalıdır ki, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide, cinsellik daha doyurucu olmaktadır.

Mutlu ve sağlıklı cinselliğin ilk koşulu, karşılıklı saygı ve eşler arası etkin iletişim ve paylaşımdır. Mutlu bir cinsel yaşam, karşılıklı güven, dürüstlük, açıklık, paylaşım ve saygı üzerine temellendirilmelidir. Cinsellik, ilk önce kendini tanımakla başlar. Bireyin, cinsel haz noktalarını fark etmesi ve bunu cinsel eşiyle paylaşmaktan kaçınmaması daha doyumlu bir cinsel ilişki yaşamasını sağlayacaktır. Kişiler birbirlerine karşı sorumlu davranmalı, herkesin bir mahremiyeti ve değeri olduğunu unutmamalıdırlar. Hiç kimse hoşlanmadığı bir cinsel davranışı yaşamak ya da sürdürmek zorunda değildir. Cinsel ilişkinin sıklığı ne olmalıdır sorusunun ilk ve en önemli yanıtı; uygun zamanda, uygun yerde ve uygun partner ile yapılması gerektiğidir. İlişkinin sıklığı kişinin ve çiftin kendi normallerine göre değerlendirilmelidir. Cinsel ilişki sıklığı tıbbi beklentilere göre değil çiftin mutluluğuna, uzlaşmasına ve memnuniyetine göre belirlenir.

Gebelikte cinsel yaşam çocuk bekleyen çiftlerin dile getirdiği diğer önemli bir konudur. Gebelikte cinsel hayat durdurulmaz. Riskli bir gebelik olmadığı sürece cinsellik ve cinsel birleşme bebeğe zarar vermez, haz alan anne kendisini daha iyi hissedeceği ve cinsellik çifti birbirine yakınlaştıran bir eylem olduğu için annenin daha huzurlu olmasını sağlayabileceği düşünülmektedir.

Doğum sonrası cinsel ilişki ve cinsel birleşmenin ne zaman olacağı toplumdan topluma değişmektedir. Ülkemizde birçok bölgede bu süre 40 gün olarak kabul edilmektedir. Bu süre aslında kadının kendini doğum olayından fizyolojik olarak toparlanması ve psikolojik olarak yeni rolüne, anneliğe uyum sağlaması açısından önemlidir. Tıbbi olarak kadının kanaması durduktan ve doğum sırasında oluşan dikişler iyileştikten sonra cinsel birleşmede bulunulmasında sakınca yoktur.

Özetle cinsel ilişkinin sıklığı çiftin “normal”ine göre belirlenen bir unsurdur. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkide, cinselliğin daha doyurucu olacağını unutmamalısınız.

 

*Sağlıklı bir cinsel ilişkinin süresi ne kadar olmalı?* içeriğimizi incelemenizi öneriyoruz.

Haftada Ka&#; G&#;n Seks?

3

Biz de bu nedenle haftada iki idealdir diyoruz ama isteniyorsa tabii ki daha fazla birlikte olunabilir. Cinsellik sadece cinsel organların ilişkisi değil. Daha çok dokunarak, sevişerek, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek. Kişilerin yoğunlukları, stresleri, ruh durumları, ilişki problemleri cinsel birlikteliği de azaltabiliyor. Cinsel birlikteliğin azalması ise ilişkiyi zedeleyebiliyor” diyor.

4Ne yapılmalı

Ne yapılmalı?

Cinsel hayatı renklendirmek için aşk oyunları uzmanların ilk tavsiye ettikleri şeyler arasında geliyor. Çiftler ilk birlikte olmaya başladıklarında, evlenmeden önce birbirlerine nasıl davranıyorlardı, neler paylaşıyorlardı bunları hatırlamalı, daha sonra bunu bir liste haline getirmeli ve bunları evliliklerinde de uygulayıp, hayatlarına renk katmalılar. Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu, “Birbirleriyle tekrar randevulaşabilirler, evde birlikte olmak yerine otelde bir gece geçirebilirler. Bu tür paylaşımlar arttığında cinsel hayatları renklenebilir. Cinsel fanteziler kurabilir, yeni teknikler öğrenebilirler” diyor.

Cinsellikte Doğrular ve Yanlış Bilinenler

1- Cinsel ilişkide penis boyu önemli değildir. Kadınların yalnızca %1’lik kısmı penis boyunun “çok önemli” olduğunu söylemiştir. Dünya nüfusu ortalama penis boyu 13 cm olarak kabul edilmekte, 9 cm ve altı küçük, 16 cm ve üstü büyük kabul edilmektedir. Vajina kanalın dış 3’te birlik kısmı, yani ilk 4 cm’i uyarılacak sinirlere sahiptir yani büyük veya küçük, her erkek kadınların uyarılmasını sağlayabilmektedir. Burada önemli olan nereyi uyaracağını ve nasıl davranacağını bilmektir.

2- Erkeklerin kadınlardan daha çok sekse düşkün olduğu bilgisi yanlıştır. Kadın ve erkek aynı oranda seksi düşünür ve ister. Bu iki taraf için de ne ayıptır, ne de utanılacak bir şeydir. Cinsellik gayet doğal ve güzel bir şeydir.

3- Evlendikten sonra mastürbasyonun bitmesi veya azalması gerekmez. Erkeklerin %85’i kadınların %45’i evlendikten sonra daha sık mastürbasyon yaptıklarını ifade etmiştir. Mastürbasyon son derece doğal bir aktivite olup, utanılacak, ayıplanacak bir yanı yoktur. Çiftler cinsel yaşamlarını renklendirmek adına karşılıklı mastürbasyona yönlendirilebilir.

4- Erkekler her daim cinsel ilişkiye hazır makineler değildir. Erkek de cinsel ilişkiyi istememe, yorgun olma, üzgün olma, romantizm veya erotizm isteme hakkına sahiptir. Erkeklerin her daim cinsel ilişkiye hazır olduğu inancı erken boşalma ve iktidarsızlığın en büyük sebeplerindendir.

5- Erken boşalma genellikle psikolojik sebeplerle ortaya çıkan bir sorundur. Bir rahatsızlıktan, anormallikten, yetersizlikten ziyade yanlış bir alışkanlıktır. Cinsel birleşme öncesi gerçekleşen boşalma “ileri erken boşalma”, 3 dakika veya daha az süren birliktelik sonrası boşalma “erken boşalma” kabul edilmektedir. Normal bir cinsel birlikteliğin ortalama süresi 8–15 dakikadır. Erken boşalma belirli alıştırmalarla veya psikoterapiyle önlenebilen bir sorundur.

6- Pornografi her şey gibi aşırıya kaçmadığı sürece zararlı, sakıncalı ve kaçınılması gereken bir şey değildir. Cinselliğin diğer bütün alanları gibi utanılacak bir yanı yoktur. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki çiftlerin cinsel yaşantılarını renklendirmek amacıyla az ve orta sıklıkta kullanıldığında cinsel ilişki sıklığında ve kalitesinde artış gözlenmiştir. Ancak yine bütün diğer konularda olduğu gibi çiftlerden birinin zorlamasıyla yapıldığında yarardan çok zarar vermektedir.

7- Cinsel yaşantıda çıkıntılar yaşamak bir bozukluğun, anormalliğin, eksikliğin göstergesi değildir. Diğer birçok sağlık sorunu gibi herkesin yaşayabileceği sorunlardır. Kadınların %’si erkeklerin %’u cinsel sıkıntılar yaşamaktadır. 35–40 yaş sonrası yaşanan sıkıntılar çoğunlukla diyabet, hipertansiyon, damar hastalıkları, hormonal sorunlar gibi organik temellidir. Daha erken yaşlarda cinsel sıkıntılar ilişkideki sorunlar, performans kaygısı, depresyon, çirkin olduğunu düşünme, kendini güzel bulmama gibi psikolojik sebeplerle oluşur.

8- Cinsel hayatın ileri yaşlarda bittiği düşüncesi son derece yanlıştır. Cinsel ilişki bir çiftin birbirlerine olan sevgilerini göstermesinin en güzel yollarından biridir. Biyolojik sebeplerle cinsel ilişki sıklığı azalsa da cinsel ilişkinin tatminin ve kalitesi değişmemektedir. 60–80 yaş arası çiftlerde erkeklerin %60’ı kadınların %64’ü cinsel hayatından memnundur.

9- Cinsel ilişki esnasında partner yerine başka birini düşünmek çoğu zaman suçluluk, pişmanlık vs. gibi hisler uyandırmaktadır. Hâlbuki cinsel ilişki esnasında başka birisini düşünmek cinsel ilişkiyi canlandıracak ve renklendirecek birçok fanteziden bir tanesidir. Çift birbirini seviyorsa ve ilgi duyuyorsa utanılması sakınılması gereken bir durum değildir. Kişiler fiziksel olarak aldatmadıkları sürece bu tarz durumlar cinselliğe renk katacaktır.

Cinsel ilişki yalnızca erkeklerin zevk aldığı, istediği bir şey değildir. Kadınların da cinselliği düşünmesi, cinsel ilişki istemesi, bundan keyif alması son derece doğal ve normaldir. Bir kadının cinsel istekleri olması ayıp ve utanılacak bir şey değildir. Bu sebeple bir kadının cinsel ilişki başlatması onu arsız veya ahlaksız yapmaz. Cinsel ilişki iki tarafı olan bir eylemdir, bundan iki taraf da keyif almalı ve istemelidir.

Çok fazla cinsel ilişkinin kadını yıprattığı, bacak ve karın kaslarını gevşettiği, sağlıksız olduğu inancı yanlıştır. Bunun tam aksine düzenli bir cinsel hayat bağışıklığı güçlendirir, kalp-damar sağlığını korur, felç riskini azaltır, kemikleri güçlendirir, adet sancılarını azaltır ve adet günlerini düzenler, vücudu sıkılaştırır.

İlişki esnasında veya öncesinde erkeğin yaşadığı ereksiyon/sertleşme sorunları erkeğin partnerini çekici veya güzel bulmadığını göstermez. Sertleşme sorunları kalp ve damar hastalıkları gibi fizyolojik nedenlerle olabileceği gibi performans anksiyetesi, ilişkiye hazır olmamak gibi psikolojik nedenlerle olabilir.

Menopoz sonrasında cinsel hayat bitmez. Menopoz hormonlarda değişiklikler yapsa da cinsellik yalnızca hormonlarla açıklanabilecek bir şey değildir. Bu sebeple menopoz sonrası cinsel hayat biter diyemeyiz. 50 yaş üstü kadınların %70’inden fazlası istek azalması da dâhil olmak üzere cinsel hayatlarında hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını ifade etmişlerdir.

Cinsel ilişkinin yalnızca penisin vajinaya girmesi anlamına geldiği yanılgısı vardır. Hâlbuki cinsel ilişki penisin vajinaya girmesi ile birlikte içerisinde güzel sözler, oyunlar, dokunuşlar, öpücükler vs. gibi birçok öğeyi barındıran bir bütündür ve sağlıklı bir cinsel ilişki için bu öğelerin hepsi gerekli oranda kullanılmalıdır.

Cinselliğin içgüdüsel olduğu, sonradan öğrenilemeyeceği ve geliştirilemeyeceği düşüncesi yanlıştır. Cinsellik koşmak gibi, yüzmek gibi içgüdüsel bir aktivite olup, çalışarak ve öğrenerek daha başarılı olunabilecek bir aktivitedir.

Erkeklerin duygularını belli etmediği, kadınların erkeklerden daha duygusal olduğu fikri de yanlıştır. Cinsel ilişki iki tarafa için de hem fiziksel hem ruhsal bir aktivitedir. Cinsel ilişkinin doyurucu olabilmesi için iki boyutta da olması gerekir. İçerisinde his ve duygu barındırmayan cinsel ilişki iki taraf içinde mastürbasyondan farksızdır.

Cinsellik doğuştan ve içgüdüsel bir temele sahip olmasına rağmen öğrenilmez ve geliştirilmez değildir. Erkekler ve kadınlar doğuştan nasıl çocuk yapacaklarının bilirler ancak eşlerini nasıl tatmin edeceklerini sonradan öğrenirler. Cinsellik pratikle ve eşlerin birbirini daha iyi tanımasıyla gelişen ve güzelleşen bir şeydir. Bu sebeple bir erkeğin her koşulda bir kadını tatmin etmesini beklemek yanlıştır.

Cinsel fanteziler ayıp, yanlış veya ahlaksız değildir. Eşlerin cinsel hayatlarını renklendirmesine, birbirlerini daha iyi tanımasına, daha sağlıklı bir cinsel hayat yaşamalarına yardımcı olan, zararsız ve sağlıklı bir yöntemdir.

Oral seks herhangi bir zararı olmayan, sağlıklı ilişkilerde mevcut bir cinsel ilişki biçimidir. Cinsel hayat renklendirmek adına eşlerin birbirleriyle yapmaları tavsiye edilir.

Kadının cinsel ilişki esnasında pasif/edilgen olması gerektiği, erkeğinse aktif/yöneten konumda olması gerektiği inancı son derece yanlıştır. Kadın ve erkek iki rolde de olabilir ve roller zaman zaman değişebilir. Renkli ve sağlıklı bir cinsel hayat için kadın da erkek de aktif olmalıdır.

Cinsel hayat yani cinsel ilişki kalitesi ve sıklığı çiftlerin birbirlerine karşı duydukları sevginin bir göstergesi değildir. Birbirini çok seven çiftlerin kötü bir cinsel hayatı olabilir. Bu son derece doğal olmakla birlikte önlenecek ve düzeltilebilecek bir durumdur.

Kadınların hamileyken ve doğum sonrasında cinsel isteklerinin azaldığı ve cinsel hayatlarının bittiği inancı son derece yanlıştır. Doğumun hemen ardından hormonal değişimler nedeniyle istek azalması görülmesine rağmen bu durum kısa sürelidir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir