Congresium Sahne
Şehrin önemli ulaşım arterlerinden biri olan Eskişehir Yolu üzerinde bulunan Congresium'a merkezden Söğütözü semtine giden dolmuş ve EGO otobüslerinin yanı sıra M2 Metrosu kullanılarak da ulaşılabilmektedir.
Kaynakça[değiştir Fransız müzisyen ZAZ belki de Fransa’nın en gizemli ve en parlak yıldızlarından biri 14 Haziran'da CONGRESİUM konser salonunda “Organique Tour” kapsamında büyük bit solo konserle sahne alacak.
Dünya çapında satılan 'den fazla plak, beş kıtada 'den fazla gösteri.
Gözlerini kapat ve orijinal Fransa / Fransız caz popunun sesini hissettin.
Canlı ses, duyusal vokallerle doğrudan kişisel ve samimi metinler.
Keyifli paylaşın, eski ve yeni şarkıları dinleyin, birlikte gülümseyerek bu çözümlenemeyen Fransız kadının büyüsüne yakalanacaksınız ZAZ.
Belki de ZAZ’ın kendisini sınayamayacağı bir müzik türü yok. Ancak buna şaşmamalı. Kendisi en sevdiği müzisyenler arasında besteci Antonio Vivaldi; şarkıcı Ella Fitzgerald ve Edith Piaf; ve İspanyol, Çingene ve Arap ezgilerini seslendiren müzisyenleri sayıyor.
ZAZ'ın puslu ve duygu yüklü sesi "Je veux", "Qué vendrà", "Si jamais j'oublie" ve "On ira" şarkılarının baş döndürücü başarısından sonra çoğalan dünya çapında binlerce hayranı büyüledi.
Kendisi, yıldız olmadan önce konservatuarda eğitim alırken keman, gitar ve piyano çalmayı öğrendi ve koro müziğine dahil oldu. Müzikte başlangıcınıysa folk, soul, caz ve blues müzik gruplarıyla yaptı.
ZAZ’ın yolu festivallerden geçerken bir çok ödülün ve platinum ve elmas plağın sahibi oldu. Dünya; parlak, cesur ve her türlü sanatsal deneye hazır bir müzisyen keşfetmişti.
Atlantik okyanusunun ötesindeki devasa konser salonlarında, içinden kabarecilerin geçtiği Paris’in efsanevi kafelerinde, Londra’nın ve Paris’in meşhur sahnelerinde performans gösteren müzisyen aynı zamanda bir çok prestijli müzik ödülünün de sahibi.
ZAZ toplamda 5 albüm yayınladı. ’de çıkan son albümüneyse arkadaşlarının ona taktığı “Isa” ismini verdi. Albüm bir öze ve içe dönüş idi. Herkes için zor bir dönem olan pandemi sürecinde sanatçının özdüşünümünün meyvesiydi. Bu albüm, mecburi bir aradan sonra ’de başlayıp aylarca sürecek olan bir turneye yol açtı. Parlak bir müzik paleti oluşturan sanatçı, Edith Piaf’ın meşhur şarkısı “La vie en rose’a” (yani “Pembe hayat”) canlı yeşil bir renk kattı. Aynı zamanda tutkulu bir çevreci olan müzisyen, kendi kurduğu vakfı ve söylediği şarkılar ile dünyadaki hayat için savaşıyor ve ona olan sevgisini gösteriyor.
ZAZ, turnesini “Organik Turne” olarak adlandırıyor. Hakikaten de tıpkı repertuvarındaki şarkılar gibi organik bir turne. Seyirciler, şarkıcının kendine has imgesini hissedecek, onun yaratıcılığının yeni derinliklerini keşfedecek ve bu gizeme biraz daha yaklaşacak.
Zaz'ın sesi, ilk sahneye başladığı Bordeaux bölgesinin şarabı kadar sıcak ve doygun… o, kaygısız çekicilikle dolu bir şarkıcı.
ZAZ. Sevgi, samimiyet, içtenlik.
kaynağı değiştir]
Fransız müzisyen ZAZ belki de Fransa’nın en gizemli ve en parlak yıldızlarından biri 14 Haziran'da CONGRESİUM konser salonunda “Organique Tour” kapsamında büyük bit solo konserle sahne alacak.
Dünya çapında satılan 'den fazla plak, beş kıtada 'den fazla gösteri.
Gözlerini kapat ve orijinal Fransa / Fransız caz popunun sesini hissettin.
Canlı ses, duyusal vokallerle doğrudan kişisel ve samimi metinler.
Keyifli paylaşın, eski ve yeni şarkıları dinleyin, birlikte gülümseyerek bu çözümlenemeyen Fransız kadının büyüsüne yakalanacaksınız ZAZ.
Belki de ZAZ’ın kendisini sınayamayacağı bir müzik türü yok. Ancak buna şaşmamalı. Kendisi en sevdiği müzisyenler arasında besteci Antonio Vivaldi; şarkıcı Ella Fitzgerald ve Edith Piaf; ve İspanyol, Çingene ve Arap ezgilerini seslendiren müzisyenleri sayıyor.
ZAZ'ın puslu ve duygu yüklü sesi "Je veux", "Qué vendrà", "Si jamais j'oublie" ve "On ira" şarkılarının baş döndürücü başarısından sonra çoğalan dünya çapında binlerce hayranı büyüledi.
Kendisi, yıldız olmadan önce konservatuarda eğitim alırken keman, gitar ve piyano çalmayı öğrendi ve koro müziğine dahil oldu. Müzikte başlangıcınıysa folk, soul, caz ve blues müzik gruplarıyla yaptı.
ZAZ’ın yolu festivallerden geçerken bir çok ödülün ve platinum ve elmas plağın sahibi oldu. Dünya; parlak, cesur ve her türlü sanatsal deneye hazır bir müzisyen keşfetmişti.
Atlantik okyanusunun ötesindeki devasa konser salonlarında, içinden kabarecilerin geçtiği Paris’in efsanevi kafelerinde, Londra’nın ve Paris’in meşhur sahnelerinde performans gösteren müzisyen aynı zamanda bir çok prestijli müzik ödülünün de sahibi.
ZAZ toplamda 5 albüm yayınladı. ’de çıkan son albümüneyse arkadaşlarının ona taktığı “Isa” ismini verdi. Albüm bir öze ve içe dönüş idi. Herkes için zor bir dönem olan pandemi sürecinde sanatçının özdüşünümünün meyvesiydi. Bu albüm, mecburi bir aradan sonra ’de başlayıp aylarca sürecek olan bir turneye yol açtı. Parlak bir müzik paleti oluşturan sanatçı, Edith Piaf’ın meşhur şarkısı “La vie en rose’a” (yani “Pembe hayat”) canlı yeşil bir renk kattı. Aynı zamanda tutkulu bir çevreci olan müzisyen, kendi kurduğu vakfı ve söylediği şarkılar ile dünyadaki hayat için savaşıyor ve ona olan sevgisini gösteriyor.
ZAZ, turnesini “Organik Turne” olarak adlandırıyor. Hakikaten de tıpkı repertuvarındaki şarkılar gibi organik bir turne. Seyirciler, şarkıcının kendine has imgesini hissedecek, onun yaratıcılığının yeni derinliklerini keşfedecek ve bu gizeme biraz daha yaklaşacak.
Zaz'ın sesi, ilk sahneye başladığı Bordeaux bölgesinin şarabı kadar sıcak ve doygun… o, kaygısız çekicilikle dolu bir şarkıcı.
ZAZ. Sevgi, samimiyet, içtenlik.
Kongreler, fuarlar, sergiler, sahne gösterileri ve toplantılar gibi çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapması amacıyla inşa edilen ve tasarlanan yapıda bulunan tüm salonlar çok amaçlı kullanılabilmek adına hareketli bölme duvarlar kullanılarak oluşturulmuştur. Bu sayede düzenlenecek etkinliğe ve seyirci kapasitesine göre alanlar yaratılabilmektedir. Yapı içine bir adet oditoryum, balo salonu ve toplantı odaları yer almaktadır. Yaklaşık kişilik kapasitesi ile şehirdeki en büyük oditoryumlardan biri olan salona taraçalı yapısı sayesinde farklı katlardan giriş yapılabilmektedir.[2]
Genel olarak binanın iç ve dış tasarımında ise doğal taşlar, cam ve çelik malzemeler kullanılmıştır. Bu sayede dıştan içe doğru devam eden bir sirkülasyon ve düzen yakalanmıştır. Binanın dış cephelerinde şeffaf ve renkli camlar kullanılarak estetik bir örüntü oluşturulmuş, iç avluda zemine döşenen renkli mermerler ile de bu örüntü devam ettirilmiştir.[2]