contra gerilla ne demek / kontrgerilla - ekşi sözlük

Contra Gerilla Ne Demek

contra gerilla ne demek

Devletleşen kontrgerilla, kontrgerillalaşan devlet

PDF

Japonya’nın 15 Ağustos tarihinde teslim olmasının hemen ardından 2. Dünya Savaşı’nın sonlanması, ‘barış sarhoşluğu’ ile başlangıçta pek fark edilmese de dünyayı ikiye bölmüştü. Artık yerkürenin daha büyük bir parçasının başını ABD çekiyor, diğeri ise Sovyetler Birliği’nin liderliğinde dönüyordu.

İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in 05 Mart ’da ABD’nin Missauri Eyaletinde, ABD Başkanı Harry Truman’ın da bulunduğu bir platformda yaptığı konuşma, Batı ile Doğu arasında uzun yıllar sürecek olan ‘Soğuk Savaş’ın fitilini ateşledi. Churchill, ‘Baltık’taki Stettin’den, Adriyatik’teki Trieste’ye kadar Avrupa Kıtası üzerine boydan boya demir bir perde inmektedir’ demiş, bu sözlerin karşılığını da çok geçmeden Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin’den almıştı. Sonrası, dünya politik sahnesinde yılında Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar sürecek olan buzul çağı

Dünyanın tanımadığı bu yeni savaş biçimiyle birlikte düzenli ordular, uçaklar, tanklar, toplar, boğaz boğaza verilen meydan savaşları geri plana itildi. Tüm bunların yerine, güçlü istihbarat ağlarına dayalı, çok daha sofistike, provokasyon ile tehdit boyutlarıyla ürkütücü ve karşılıklı silahlanma yarışını son derece tehlikeli bir biçimde körükleyen bir itişme alanı açıldı. Tanklar, toplarla ülkelerin açıktan işgal edilmesiyle gerçekleştirilen sömürge politikaları da ağırlıklı olarak yerini işbirlikçi iktidarlar marifetiyle gerçekleştirilen gizli işgal metotlarına bıraktı.

Bu yeni savaş, karakterine uygun örgütlenme ve çalışma yöntemlerini de üretti. Önce hiçbir zaman aralarında kayda değer nitelikte sıcak bir çatışma yaşanmayacak olsa da karşılıklı olarak savaş paktları kuruldu. Dünya, askeri açıdan Sovyetler Birliği’nin liderliğindeki Varşova Paktı ve kapitalist bloğun Kuzey Atlantik Paktı (NATO) arasında pay edildi. Bu paktlar aracılığıyla öteki alanlarda istihbarat ve karşı istihbarat yöntemleri geliştirildi; ülkeler sonu gelmez bir kaosun içine sürüklendi. İç karışıklıklar asla durmadı, hükümetler yıkıldı, hükümetler kuruldu. Nükleer silahlanma yarışı büyük bir hız kazandı. Hiç ateşlenmese de karşılıklı olarak yerleştirilen nükleer füzeler büyük krizler doğurdu ve dünyanın içine yuvarlandığı akıldışı gerilim, diplomasiyi sertleştirdi; gizli operasyonlar birbirini kovaladı, iç savaşlar, binlerce insanın hayatına mal oldu. Tüm bu kanlı olayların arkasında, ’de Soğuk Savaş’ın bitimiyle Avrupa’nın NATO’ya bağlı pek çok ülkesinde açılan soruşturmalar sayesinde ‘Gladio’ (Kılıç) adlı derin devlet örgütlenmelerinin bulunduğu anlaşıldı.

Türkiye’nin tercihi

Dünya ölçeğindeki bu büyük kutuplaşma tüm şiddetiyle sürerken, Türkiye 2. Dünya Savaşı boyunca sürdürdüğü mesafeli politikasını değiştirdi. 8 Eylül tarihinde katıldığı NATO’nun peşinde, Sovyetler Birliği’ne karşı bir nevi koçbaşı vazifesini üstlendi, kısa bir zaman diliminde, topraklarında kurulan radar ve savaş üsleriyle baş başa kaldı. NATO ile yatağa girilmişti bir kez ve elbette ki istenenler yerine getirilecekti.

Sovyetler Birliği’nin Türkiye’de her an iç karışıklık çıkarabileceği, komünistleri, vatan hainlerini, azınlıkları kışkırtacağı propagandası ile devlet örgütlenmesi yeniden dizayn edildi. Yeni tipte devlet örgütlenmesi aslında, İttihatçı geleneğe sahip olan ‘müesses nizam’a çok uygundu. Ne de olsa, ellerinde çok sayıda karanlık operasyonu üretmiş bir Teşkilat-ı Mahsusa deneyimi vardı. Polis gücü, istihbarat örgütlenmesi, ordu kısa sürede ve hiç de zorlanmadan anti-komünist mücadele araçları haline dönüştürüldü. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin plan, strateji ve örgütlenmesi tümüyle NATO konseptine göre şekillendirildi. Buna diğer NATO ülkelerinde yaratılan Gladio benzeri örgütlenmeler de dahildi.

Genelkurmay’da bir dönem ‘Plan Harekat Dairesi’nde görev yapmış olan emekli topçu kurmay Yarbay Talat Turhan, bir röportajında maruz kaldıklarından da yola çıkarak ordudaki değişimi şu cümlelerle tanımlıyordu1: ‘Bizim ordu talimnameleri Amerikan talimnamelerinin tercümesidir. Amerika’da konrgerilla örgütünün talimname numarası FM yani fiel manuel bizde ST olarak tercüme edildi. Sahra Talimnamesi Bu talimnameye göre, gayri nizami harp unsurları iki gruptan oluşur. Bir yeraltı grubu, bir de yerüstü grubu. Yeraltı grubu işte bu bahsedilen ve tüm NATO ülkelerinde ortaya çıkarılmaya başlanan örgütün kendisidir. Baktığımız zaman bu örgütün içinde ne var? Köye kadar inmiş bir örgütlenme bu. İstihbarat birimleri, sabotaj birimleri, cinayet birimleri var. Resmi talimnameden okuyorum; ‘Adam öldürme, bombalama, silahlı soygunculuk, işkence, kötürüm haline getirme, adam kaçırma suretiyle tedhiş ve olayları tahrik, misilleme ve rehinelerin alıkonması, kundakçılık, sabotaj ve yalan haber yayma zorbalık ve şantaj’. Ve yine talimnameden okuyorum: Bir gayri nizami kuvvetin yeraltı unsurları kaide olarak kanuna sahip değillerdir.’

İlk tanışma Ziverbey’de

Türkiye’nin aydınları kontrgerillanın varlığından, ilk kez 12 Mart muhtırası sonrasında gözaltına alınarak götürüldükleri İstanbul Erenköy’deki Ziverbey Köşkü’ndeki işkence merkezinde haberdar oldu. Yazar İlhan Selçuk, bu kontrgerilla merkezinde kendisine söylenenleri daha sonra derlediği kitabında şu cümlelerle aktaracaktı2: ‘İlhan Selçuk, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı kontrgerilla örgütünün karşısında bulunuyorsun. Sen bizim tutsağımızsın. Burada anayasa, babayasa yoktur. Örgüt seni ölüme mahkûm etmiştir. Sana istediğimizi yapmaya yetkiliyiz.’

Kontrgerilla gizliydi, yasadışıydı ama devletin dışında örgütlenmiş de değildi.

Türkiye NATO’ya kabul edildikten sonra ’de ABD’de eğitim görmüş bir Tuğgeneral olan Daniş Karabelen tarafından kurulmuş olan Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) kontrgerilla örgütlenmesinin merkeziydi. Amacı da barış zamanında düşman işgaline karşı direniş ve ayaklanma örgütlemekti. Yani tam da soğuk savaş ile birlikte üretilmiş bir kavram olan ‘Düşük Yoğunluklu Savaş Konsepti’ne denk bir faaliyet tarzıydı bu. ABD Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nın geliştirdiği bu konseptin aynen benimsenmesi, karşı devrimci ayaklanmalar organize edilmesi, ülkenin çeşitli yerlerinde gizli silah ve mühimmat depoları kurulması3, muhalif hatta memnuniyetsiz yığınların provokasyonlar yoluyla sindirilmesi, kitle önderlerine suikastlar düzenlenmesi ve benzeri çok sayıda operasyon demekti. STK, hiyerarşik olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı’na, o da Genelkurmay İkinci Başkanı’na bağlıydı. Resmen ’de kurulmuş olsa da hazırlıkları yılına kadar uzanıyordu. ’de ABD’ye ‘özel harp’ kurumları ve ‘stay behind’ olarak adlandırılan strateji eğitimi için gönderilen 16 subay, Özel Kuvvetler’in çekirdeğini oluşturdu. Bu subaylar arasında Turgut Sunalp ve Alparslan Türkeş de vardı. Türkeş’in ordu ile ilişkisi kesildikten sonra, özellikle ’li yılların ortalarında tüm ilerici güçlerin üzerine salınacak olan paramiliter faşist güçleri bünyesinde eğitip örgütleyen Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) kurması4 ve Sunalp’in 12 Eylül darbesi sonrasında bizzat Kenan Evren’in desteğiyle kurulan Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin (MDP) liderliğini üstlenmesi tesadüf değildi.

Azınlıklara karabasan

STK’nin kayda değer ilk icraatı Eylül olayları olarak bilinen Türkiye’deki azınlıklara yönelik saldırılarda üstlendiği roldür. Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin bombalandığı yalan haberi üzerine Eylül tarihlerinde azınlıklara yönelik başlatılan saldırılarda 5 bin ev ve dükkân yağmalandı. 52 ayrı yerde zamandaş başlatılan saldırılar sonrasında Özel Harp Dairesi’nin eski komutanlarından emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, ‘ Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı’ diyecekti.5

STK, faaliyet alanı olarak Türkiye ile sınırlı kalmadı. 1 Ağustos tarihinde dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in direktifiyle Kıbrıs’ta ‘Türk Mukavemet Teşkilatı’ (TMT) adı altında gizli, illegal ve silahlı bir örgütlenme kurdu. TMT’nin Kıbrıs’taki faaliyet biçimini Habertürk gazetesine verdiği röportajda Sabri Yirmibeşoğlu ağzından kaçırdı. Yirmibeşoğlu, daha sonra ‘mesela dedik’ diyerek düzeltmeye çalıştığı tarihi itirafında,6 ‘Halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Mesela bir cami yakılır. Kıbrıs’ta biz bunu yaptık. Bir cami yaktık’ diyordu.

STK’nin ismi, yılında, o zamanki komutanı Tuğgeneral Cihat Ayol tarafından Özel Harp Dairesi’ne (ÖHD) dönüştürüldü. Gayri nizamî kuvvetlere karşı harekât konusunda uzmanlaşan ÖHD, ‘ordu içindeki gizli ordu’ olarak da anılmaya başladı.

Devletin yardımcı kuvvetleri

Siyasi hükümetlerin ÖHD’nin varlığından habersiz olduğu, Cumhuriyet Halk Partisi lideri Bülent Ecevit’in başbakanlığı sırasında ortaya çıktı. ’te ÖHD için örtülü ödenekten para istenince, Ecevit daha önce adını bile duymadığı bu resmi kurum hakkında brifing istedi. Yirmibeşoğlu’nun verdiği brifing sonrasında Ecevit, ÖHD’yi denetim altına almak istedi ama başarılı olamadı. Ecevit’in ÖHD’nin örgütlenmesi ve faaliyet alanı konusunda edindiği ikinci tecrübe ise yılına rastlar. Başbakan olarak Sarıkamış’a gittiğinde yine Tümgeneral Sabri Yirmibeşoğlu tarafından karşılandı ve Orduevi’ne eşiyle birlikte yemeğe davet edildi. Ecevit, yemek sırasında Yirmibeşoğlu’ndan ÖHD’nin sivil örgütlenmesinde yer alanlarla ilgili bilgi edinmeye çalıştı. Yirmibeşoğlu ile aralarında geçen diyalog şöyleydi:7

‘Ecevit: Farzımuhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi’nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?

Yirmibeşoğlu: Evet, öyledir ama kendisi çok güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır.’

O yıllarda Erzurum’da MHP’nin il başkanı olan kişi, daha sonra Abdi İpekçi suikastında ve suikastı düzenleyen Mehmet Ali Ağca’nın Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılmasında adı geçen ve ‘Doğu’nun başbuğu’ olarak bilinen Yılma Durak’tan başkası değildi.

Gladio kamyona çarptı

Ama Durak örneklerden sadece biriydi. ÖHD’nin içinde çok sayıda faşist katliama imza atan başka isimlerin de yer aldığı, 3 Kasım tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen bir trafik kazasının ardından artık herkesçe bilinir oldu. Bir kamyona çarpan siyah renkli Mercedes’in içinden çıkan üç ölüden biri Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi yedi genci Ankara’da boğarak öldürmekten aranan Abdullah Çatlı, diğeri ise polis şefi Hüseyin Kocadağ’dı. Şanlıurfalı aşiret lideri milletvekili Sedat Bucak ise kazadan ağır yaralı kurtulmuştu. Çatlı ile bir polis şefi ve milletvekilini aynı araçta neyin buluşturduğu sorusu, aylarca Türkiye’nin en önemli gündemini oluşturdu.

Ve nihayetinde devlet -siyaset-  mafya üçgeni diye tabir edilen bu karanlık ağın içinden yıllardır işlenen, üzeri hep örtülen kanlı cinayet ve katliamlar çıktı. Çatlı ve ülkücü arkadaşları yıllar boyunca sadece işçi kahvelerine, grev çadırlarına kurşun yağdırmakla, solcu, devrimci gençlere karanlık suikastler düzenlemekle yetinmemiş- ’li yılların sonlarında meydana gelen Çorum, Sivas, Malatya ve Kahramanmaraş katliamlarında da belirleyici rol oynamıştı. Tüm bu cinayet ve katliamları gerçekleştirirken de devletten destek görmüşlerdi.

12 Eylül darbesinden sonra ise bizzat cunta lideri Kenan Evren tarafından Ermeni örgütü ASALA’ya (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) karşı kullanılmak üzere bu ekip elde tutulmuş, ’lı yıllarda da Kürtlere karşı geliştirilen yüzlerce operasyonda görev almışlardı. Faili meçhul cinayetlerden, gözaltında kayıplara, Hizbullah’ın Kürtlere karşı seri cinayet şebekesi şeklinde örgütlenmesine, insanların diri diri asit kuyularına atılmasına, Kürt aydınlara ve işadamlarına yönelik kaçırma, suikast eylemlerine varıncaya kadar büyük bir çeşitlilik gösteren bu olaylarda, Susurluk kazası sonrasında yapılan araştırmalar ve hazırlanan raporlar sayesinde devletin parmak izlerine rastlandı. Ancak, sorumlularının yargılanmasına geçit verilmedi.

Ergenekon’la kaçırılan fırsat

Avrupa’da Soğuk Savaş’ın ardından tasfiye edilen Gladio örgütlenmesinin benzeri olan kontrgerillanın Türkiye’de de tarihe gömülebilmesi için yılında başlayan Ergenekon soruşturmaları yeni bir fırsat doğurdu. Öyle ki, Susurluk soruşturmaları sırasında kontrgerilla ile ilişkili olduğu belirlenen ama dokunulamayan derin devlet örgütü Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Birimi’nin (JİTEM) kurucuları Veli Küçük, Arif Doğan gibi isimler tutuklandı. Ne ki bu fırsat, Arif Doğan’dan çıkan JİTEM’in arşivinin Ergenekon davasının 2. iddianamesinin ek belgelerine sansürlenerek konulmasıyla kaçırıldı. Üstelik çok sayıda karanlık operasyonun planlanmasına dair bilgilerin yer aldığı bu arşivin gizlenmesiyle yetinilmedi, Ergenekon soruşturmaları ‘darbe girişimleri’ ile sınırlandırılarak faili meçhul cinayetler ve kayıpları da kapsayan çok sayıda karanlık operasyonun üzeri bir kez daha örtüldü.

Böylelikle anlaşıldı ki, NATO üyesi ülkelerde gözden çıkarılan Gladio, Türkiye’de çok farklı bir amaca daha hizmet ettiği için tasfiye edilmeyecekti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 17 Nisan tarihinde CNN Türk’te yayınlanan ‘Ankara Kulisi’ adlı programda söyledikleri bu bakımdan son derece açıklayıcıdır:

‘Derin devlet, devletin kendisidir. Askerdir derin devlet. Cumhuriyet’i kuran askerler, devletin yıkılmasından daima korku duyar. Halk bazen sağlanan hakları suistimal eder, yürüyüş hakkı verildiğinde gidip cam çerçeveyi indirerek, polisle çatışır. Derin devlete ülkenin muhtaç olması, ülkenin yönetilememesinden kaynaklanır.’

Çünkü ’lı yılların başından itibaren Kürtlere karşı etkin bir biçimde kullanılması ile elde edilen sonuçlar, asla meşru sınırlar içinde kalamadığı bu savaşta Türkiye devletini büyük bir açmazın içine sokmuştu. Kürtlerin haklarını teslim etmemekte ısrar eden ve bu nedenle meşru, hukuki bir zeminde yönetemeyen devlet, belli ki daha uzun bir süre ‘derin devlete muhtaç’ olacaktı.

Dipnot 

  1. Milliyet gazetesi, 16 Kasım
  2. İlhan Selçuk, Ziverbey Köşkü, Cumhuriyet Yayınları,
  3. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 29 Nisan ’da düzenlediği basın toplantısında bu silah depolarının varlığını ilk kez itiraf ederek, ‘ yılına kadar TSK’nın özellikle Özel Kuvvetler Komutanlığımıza ait Türkiye sathında gömülü silah ve mühimmatı vardır. yılında alınan o karar çerçevesinde silah ve mühimmatın tümünün toplatılarak depolara alınması emri verildi ve bu işlem yılında tamamlandı’ dedi.
  4. 12 Mart Muhtırası öncesinde CHP lideri İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’la yaptığı bir görüşmede, MHP’nin yan örgütü olan Ülkü Ocaklarına ilişkin uyarıda bulunur. Cevdet Sunay : ‘Canım onlar komünizme karşı mücadele eden gençler’ yanıtını alır. (Metin Toker, Solda ve Sağda Vuruşanlar sayfa ) Eski bir Genelkurmay Başkanı olan Sunay’ın bu yanıtı Ülkü Ocakları’nın paramiliter faşistleri yetiştirdiği komando kamplarının Özel Harekat Dairesi ile ilişkisi konusunda bilgisine dayanmaktadır.
  5. Fatih Güllapoğlu, Tanksız Topsuz Harekat, Tekin Yayınları
  6. Habertürk gazetesi, 23 Eylül
  7. Bülent Ecevit, Karşı Anılar, DSP, , s. 43

CIA Psikolojik Harp El Kitabı

21 Mayıs tsi
CIA Psikolojik Harp El KitabıY. Murat Yiğit Yazdı:CIA Psikolojik Harp El Kitabı

 

CIA Psikolojik Harp El Kitabı

  

Saygıdeğer Türk Ulusu,

 

Bu el kitabı, Ronald Reagan’ın ABD başkanlığı zamanında CIA’in Orta Amerika ülkelerinde iç karışıklık çıkarma ve bunun sonucu olarak da devlet rejimini devirme amacıyla kendi oluşturduğu silahlı gerilla birliklerini eğitmek üzere hazırladığı ve gerilla liderlerine dağıttığı psikolojik harp eğitim kitabıdır.

 

İçerikteki psikolojik harp yöntemlerini okuduğunda, birçok ülkenin geçmiş ve bugünkü siyasal alanından rahatlıkla güncel örnek eşleştirmeleri yapabileceksin. Bazı psikolojik harp yöntemleri:

***

1) Yerel ve ulusal tarihin saptırılarak devlet rejiminin:

a) Öz değerlere yabancılaştırdığı,

b) Baskı ve zulüm yaptığı,

c) Diğer uluslara emperyalist bir yaklaşımla işgal uyguladığı.

 

2) Milli davranan devlet adamlarının “dış güçlerin” kuklası olduğu.

3) Halkın zihninde oluşturulacak sahte bir “milli birlik” algısının, devlet rejiminin silahlı kuvvetlerinin yenilgisini bir ön şart olarak kabul etmesi.

4) Siyaset biliminde kitle toplamak için karşısında olmak, yanında olmaktan daha kolay olduğundan “Biz/Onlar” algısı oluşturulması. Halka devlet rejiminin “onlar”, Abd destekli gerilla kuvvetlerinin ise “biz” olarak algılatılması.

5) Militanların halk desteğini elde etmek üzere insanların karşısına çıktığında nazik, saygılı ve mütevazi olmaya özen göstermesi, halkın ortak ihtiyaç ve hizmetlerinde yardımcı olmaları.

***

 

yılında 43 yıldır ülkeyi yöneten Somoza hanedanlığının son başkanı, diktatör Anastasio Somoza, Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FSLN: Frente Sandinista de Liberacion Nacional) önünü çektiği bir halk devrimiyle devrildi. 

Ronald Reagan, ’de ABD başkanı olduktan sonra Sandinistlere karşı cephe aldı ve düşmanca bir politika izledi. 

Bu tarihten itibaren de CIA, Nikaragua’da devlet rejimine karşı gerilla savaşında kullanılmak üzere militanlar yetiştirdi. Çevirisini yaptığımız bu el kitabı da basımı olup, gerilla liderlerine dağıtılmıştır.

  

CIA

GERİLLA SAVAŞI İÇİN PSİKOLOJİK HARP

 

Devrimcinin taktik el kitabı. İlk basım CIA tarfından yapılmış olup Orta Amerika ülkelerindeki gerillalara dağıtılmıştır.

 

İçindekiler:

- Önsöz

- Giriş

- Savaşçı-Propagandacı Gerillalar

- Silahlı Gerillalar

- Silahlı Gerilla Takımları

- Ön Cephe Birliklerinin Yetiştirilmesi ve Yönetimi

- Kitlesel Toplanmaların Kontrolü

- Psikolojik Operasyonlarla Derinlikli Destek

- Ekler

 Önsöz

Gerilla savaşı, esasen bir politik savaştır. Aristo’nun insanı politik bir biçimde tanımladığı “politik hayvan”ın bizzat kendisini hedefleyerek operasyonlarını nizami savaşın bölgesel sınırlarının ötelerine taşır. 

Politik bir savaşta ana hedef, insanın kendisidir; yani gerilla harbin askeri hedefi, insan zihnidir.

İnsan beynine ulaşılıp ele geçirildiğinde artık “politik hayvan”, tek bir kurşun yemeden yenilmiş demektir. 

Gerilla savaşı, politik bir ortamda doğar ve gelişir. Amacı, bu politik ortamı oluşturan insanların siyasi görüşlerine egemen olarak zafer kazanmaktır. 

Gerilla savaşının siyasi bir savaş olarak tanımlanması, psikolojik operasyonları sonucu belirleyen karar verici etkenlere dönüştürür. Böylece hedef, tüm toplumdur: bizim silahlı kuvvetlerimizin, düşman silahlı kuvvetlerinin ve tüm sivil toplumların beyinleri. 

Giriş

 1. Genel Bakış 

Bu el kitabı, psikolojik operasyonlarda görev alacak gerillaların eğitilmesi ve bu yöntemlerin Nikaragua’da Özgürlük Savaşçılarımız tarafından yürütülen demokratik ve hıristiyan haçlı seferinde kullanılması amacıyla hazırlanmıştır. 

2. Savaşçı-Propagandacı Gerillalar 

Psikolojik operasyonlardan en yüksek verimi alabilmek için her aday, yüz yüze savaşta neden savaştığının bilincinde olan ve bu doğrultuda motive olmuş bir asker gibi, yüksek düzeyde bir politik farkındalık ile motive olmuş olmalıdır. 

Bu ölçüde bir politik farkındalık da grup dinamikleri ve özeleştiri mekanizması ile beslenir. Grup içi tartışmalar, adayın ruhunu diri tutar ve tek bir düşüncenin herkese hakim olmasına yardımcı olur; diğer yandan da zayıf adaylar üzerinde sosyal baskıyı artırarak onları psikolojikman güçlendirir. Hedef göreve yönelik bireysel olarak yapılan özeleştiriler ise amaca doğru gerçekleştirilen eylem zayıflıklarını ve hatalarını, diğer adayların de öğrenmesini sağlayarak grubun güçlenmesine olumlu katkı sağlar. 

Psikolojik operasyonları yürütecek gerillalardan beklentimiz, Nikaragua vatandaşlarıyla kurdukları her temasta hedeflerine giden eylemlerin tümünü, onların zihninde doğrulatmayı ve haklı çıkarmayı başarabilmeleri olacaktır. Bu da her gerillanın yüz yüze iletişimde 5 ila 10 arasında mantıksal sebep üretebilerek kendisine giysisi yırtıldığında dikmek için iğne iplik, aç kaldığında yemek için yiyecek, tehlikede olduğunda sığınacağı sığınak, soğukta kaldığında da ısınacağı barınak verilmesine yerli halkı ikna etmek demektir. Diğer yandan gerillanın aç kalması, soğukta kalması, yıpranması, vs. gibi durumlar da onun hedefine giderkenki karşılaştığı zorlukları, kensidi için psikolojik bir dayanıklılığa dönüştürmüş olacaktır.

Gerilla bunu başardığında, rejim güçlerinin propagandası halk nezdinde hiç bir zaman etkili olamayacaktır. 

3. Silahlı Propaganda 

Silahlı propaganda, gerçekleştirilecek her eylemi ve silahlı gücün halka karşı olumlu tutumundan doğacak olan iyi izlenimi kapsar; ancak zoraki beyin yıkama eylemlerini içermez. Dolayısıyla silahlı propaganda, halkın gerillalara karşı olan olumlu tutumunu güçlendirirken, bunu güç kullanarak yapmaz. 

Kırsaldaki ve kasabalardaki silahlı gerilla kuvvetleri, silahlarının yerli halka karşı olan bir güç değil, tam tersine baskıcı Sandinista hükümetine karşı yerli halkın yanında olan bir güç olduğunu vurgulayacaktır. Bu da insanlarla yakın ilişkiler kurmaktan geçer; şöyle ki: Kuvvetlerimiz silahlarını bir kenara asıp halka ekinlerini biçmekte, tahıl hasadında, balıkçılıkta, inşaat işlerinde, vs. yardım edecek, gençlere silahlar hakkında bilgi verecek, boş silahlar verip kendilerinin incelemesine izin verecek, yapılacak operasyonları onlara basitçe anlatacak, bu silahların onların özgürlüklerini kazanmalarına nasıl yardımcı olacağı propagandasını anlayacakları şekilde yapacak, hükemete karşı hastane, eğitim hizmetleri ile vergilerin düşürülmesi gibi isteklerinin yapılması hususunda yüreklendirecektir. 

Tüm bunların amacı, yerel halkın gerillalarla ve silahlarla beraber tek bir kimlik oluşturması ve böylece  silahların, baskıcı devlet rejimine karşı mücadelede kendilerini koruyan kendi silahları olduğuna inandırılmasıdır. 

4. Silahı Propaganda Birlikleri 

Propaganda birlikleri, halkın gerillalara destek vermesini sağlayacak ve milli direnişi kıracak şekilde, ikna kabiliyeti ve motivasyonu yüksek elemanların içinden seçilir. Seçim kriterinde elemanların halkın içinde günlük konuşmaları ikna edici biçimde yapabilmesi, eğitimli ve bilgili olmalarından çok daha fazla önemlidir. Birliklerin operasyonları, örtülü şekilde gerçekleştirilir ve sahadaki gerilla savaşının taktik amaçlarıyla da örtüşür. 

5. Ön Cephe Birliklerinin Yetiştirilmesi ve Yönetimi 

Psikolojik harbin “ön cephesi”, birbirinden kopuk ve habersiz hücre tipi sosyal grupların oluşturulup çekirdek ideal etrafında sürekli beslenerek, ana harekat zamanı geldiğinde birbirlerine füzyonu ile büyük bir psikolojik saldırı hattının oluşturulmasıyla kurulur.

Bu hücre tipi gruplar iş adamları, avukatlar, doktorlar, öğretmenler, siyasetçiler, kanaat önderleri, vs. gibi zararsız görünecek ve “sosyal haçlı seferi askerleri” olarak görevlendirilecek konumdaki kişilerden seçilerek oluşturulur. Nikaragua rejimine karşı başlatacağımız “demoktratik devrim”, uygulamaya geçtiğinde de birbirinden bağımsız ve habersiz bu hücreler, bizim planlarımız doğrultusunda birleştirilerek toplumun tümü üzerinde yoğun ve hızlı psikolojik harekatlar düzenlenebilmesine olanak sağlar. 

6. Kitlesel Toplanmaların Kontrolü 

Kitlesel hareketlerin ve mitinglerin kontrolü, içerden fedailerin, haberci ve ulakların, olayların ilk kıvılcımını yakan şoklama birimlerinin, aynı zamanda sinyalleşme amacıyla da kullanılan afiş taşıyıcılarının ve slogan atanların koordinasyonuyla sağlanır. 

Bu kadrolar gençlik gruplarının, öfkeli toplulukların veya profesyonel derneklerin içine yerleştirildiğinde, grupların kendi amaçlarını manipule ederek bizim amaçlarımıza hizmet etmeye başlayacaklardır. Gruplara hakim kılacağımız psikolojik etmen, belirlediğimiz zamanda ortaya çıkmasını planladığımız “haklı şiddet” tutumu olacaktır. 

Tüm bunlar, büyük kitleler içine yerleştireceğimiz küçük gruplarla yapılabilir: militanlarımız büyük kitlelere, sayılarının çok fazla olduğu ve arkalarının sağlam olduğu algısını yerleştirir. - kişilik tahrikçi gücü ile - kişiyi içine alabilecek bir kitle etki altına alınabilir. 

7. Yandaşlarımızın Desteklenmesi 

Hedef toplumun sosyal ve siyasal zayıflıklarının propagandacı-savaşçı gerillalarla, silahlı propagandayla, örtülü şebekelerle ve kitlesel eylemlerle kötüye kullanılmasıyla ve sömürülmesiyle, yandaşlarımız desteklenmiş olur. 

Savaşçı-propagandacı gerillalar, sürekli devam eden bir beyin yıkama ve motivasyon sürecinin ürünüdür. Hedefleri, tüm Nikaragua halkının ve tüm dünyanın gözünde, başlattığımız hareketin ne kadar adaletli ve yüce olduğunu göstermektir. Gerillalar, kendilerini halkın yanındaymış gibi göstererek hareketimize karşı doğacak olan ilgiyi artıracak, bu da devlet rejiminin elindeki gücü alarak bize aktarılmasını sağlayacaktır.

 Silahlı propaganda ise bu kimliklendirme sürecini  hıristiyan gerillalarla, onlara yakınsama noktaları (bir araya gelme, toplanma olanakaları) sağlayarak genişletecektir.

 Silahlı propaganda birimleri de gerilla savaşını ülkenin tümüne yaymak için kademeli bir ikna etme planı oluşturacak, böylece hareketimizin gözleri ve kulakları olacaktır.

 Gerilla savaşındaki örtülü şebekelerimiz, halkın içine yerleştirdiğimiz hücre tipi bağımsız grupların birleştirilmesi emri veriliğinde, içerde sosyolojik olarak kırbaçlama etkisi yapacaktır.  Gerilla eylemleriyle de paralel bir şekilde ilerlediğinde, bu sızma taktiği ile devlet rejimini sallayarak yönetimi ele geçirmiş olacağız.

 Halk arasındaki geniş taban desteğini doruklara çıkaracak olan kitlesel toplantılar ve mitingler, operasyonun daha sonraki aşamalarında devreye girecektir. İşte bu an, rejimi devirmenin ve kendi devrimimizi tüm halk tabanının desteğiyle beraber açık bir devrim haline getirmemizin anı olacaktır.

 Gerilla savaşının taktik amacı, düşmanın zayıflığı hedef alınarak askeri direnç kapasitesinin ve psikoloji harp eylemleriyle de paralel olacak şekilde aynı anda sosyopolitik gücünün yok edilmesidir. Gerilla savaşında belirlenen amaçlara ulaşılması için, diğer tüm askeri harekat türlerinden daha da yoğun olmak üzere, psikolojik harp eylemleri mutlaka askeri eylemlerle eşzamanlı olmalıdır.

 Savaşçı-Propagandacı Gerillalar 

1. Genel Durum 

Bu bölümün amacı, gerilla harekatının sosyal-psikolojik etkisini en yükseğe çıkaran, gerillayı savaşçılığının yanında ayrıca bir propagandacıya dönüştüren psikolojik harp tekniklerini tanıtmaktır. Gerilla harekatında koşullar, psikolojik savaş için çok yönlü hareket etmeye izin vermediğinden her gerillanın yüz-yüze ikna kabiliyetinde verimli olması esastır.

 2. Politik Farkındalık 

Gerillanın bireysel politik farkındalığı ve bu mücadelede neden yer aldığının önemini algılaması, savaşma yeteneği kadar önemlidir. Bu politik farkındalık ve motivasyon, şu şekilde sağlanacaktır:

* Savaşma kapasitesi, savaşma motivasyonunun artırılmasıyla geliştirilecektir.

* Kendisi, demokratik gerillalarla halk arasındaki kritik bir bağlantı noktası olduğunu bilecektir, ki halk desteği olmadan ne kendi, ne de diğer gerillalalar varlığını sürdürebilir.

* Yereldeki gerillalara destek verilerek halkın milli mücadeleye desteği artırılacaktır, ki bu destek, zafer elde edildikten sonraki siyaset düzleminde halkın gözünde psikolojik bir taban oluşturacaktır.

* Yerel ve milli bir hükümet inşaasında kullanılacak olan kamuoyu güveni, gerillalar ve halk içinde geliştirilecektir.

* İsyanın sivil işlerine ve milli programlara gerillaların ve halkın katkısının çok değerli olduğu vurgulanacaktır.

* Halkın desteğini almak için, yerel düzeyde her gerillanın yüz-yüze ikna kabiliyeti geliştirilecektir.

 3. Grup Dinamikleri 

Politik farkındalık ve motivasyon oluşturma, küçük birimler içindeki grup dinamikleri ile elde edilecektir. Grup tartışması ve özeleştiri, gerilla eğitimi yöntemlerindendir.

 Grup tartışmaları, küçük gerilla grupları içinde cesaret yükseltir ve düşünceleri bir araya toplayarak birleştirir. Diğer yandan en zayıf üyeler üzerinde sosyal baskı uygulayarak eğitimlerde ve gelecekte girecekleri çatışmalarda daha performanslı olmalarını sağlar. Bu grup tartışmalarında şu hususlara önem verilecektir:

* Bizim hareketimize yönelik genel bir olumlu görüş oluşturulacaktır. Yerel ve milli tarih kullanılarak Sandinista rejiminin “yabancılaştırdığı”, “baskıcı olduğu” ve “emperyalist olduğu”, hükümet içinde bazı Nikaragualılar olsa da bunların Sovyetlerin ve Kübalıların, yani yabancı güçlerin kuklaları olduğu belirtilecektir. 

*  Odak, her zaman yerelde olacaktır. Uluslararası olaylar ve konular da gerilla savaşındaki yerel tanışıklıklarla ilişkilendirildikten sonra anlatılacaktır.

* Amacımız, halkı birleştirmektir. Bu da, Sandinista silahlı kuvvetlerinin bozguna uğratılmasının esas önceliğimiz olduğu anlamına gelir. İsyan hareketimiz özgürlüğü, eşitliği, daha iyi bir ekonomiyi, daha iyi iş imkanlarını, yüksek yaşam standartlarını, kimseyi dışlamadan tüm Nikaragualılar için gerçek bir demokrasiyi sayesinde kazanacağımız çoğulcu bir politik platformdur.

* Her gerillanın kafasına, Sovyet-Küba emperyalizmine karşı ulusal egemenlik için savaşıldığı net amacı sokulacaktır. Tartışma kılavuzları gerillalara, Sandinista rejiminin adaletsizliklerini anlatacaktır.

* Halkın desteğini almak için her gerillaya, halka iyi davranmanın ne kadar önemli olduğu anlatılacaktır. Tartışma kılavuzları gerillalara, halkın tutumunun ve fikrinin belirleyici rol oynadığını, çünkü bu destek olmadan zaferimizin imkansız olduğunu belletecektir.

*  Özeleştiri, hareketimizin misyonuna katkı sağlayacak şekilde yapıcı olacaktır. Böylece gerillalar, grubun misyonu üzerinde sürekli ve olumlu bir bireysel sorumlulukları olduğuna ikna olacaktır. 

Gerilla gruplarında tartışma prensipleri:

* Ulusal ve yerel problemlerle dürüstçe yüz yüze gelinecek ve çözüm arayışlarına gidilecektir. Tartışmalar sırasında gerillalar, şu üç yöntemle yönlendirilecektir:

1) Düşünce özgürlüğü

2) İfade özgürlüğü

3) Demokratik savaşımızın amaçları doğrultusunda düşüncelerin birleştirilmesi.

 Tüm bunlardan beklediğimiz sonuç, her gerillanın yerel halkla karşılaştığında etkin yüz-yüze ikna gücünü kullanarak, mesela insanların kendisine ihtiyacı olduğunda giyecek veya giyeceklerini yamamak için iğne iplik vermesi için en az 5 ila 10 mantıksal neden üretebilmesidir. Halkın bu şekilde davranmasına ikna edilmesi başarıldığında, artık rejimin hiçbir propagandası bizim gerillalarımızı halkın gözünde “terörist” olarak tanımlayamaz.

Diğer yandan karşılaşılacak açlık, soğuk, yorgunluk, tehlike gibi durumlar da verilen savaşın amacı üzerinde gerillanın psikolojisinde ayrı bir bağlayıcı anlam yaratacaktır.

 4. Yerel Halkla Temas

 Halk desteğini almak için  gerilla liderleri,“sivillerle beraber yaşa, yemek ye ve çalış” prensibi doğrultusunda gerillalar ile siviller arasında yapıcı bir etkileşim köprüsü kuracak ve yapılan işleri kontrol edecektir.

 Sivillerle askeri taktik planları hakkında asla konuşulmayacaktır. Komünistler, halkın birincil düşmanı olarak gösterilecektir.

 Sivil halka yardımcı olacak işlerde görevlendirilecek gerillalar, silahlı propagandayı yönetmek üzere gönderilecekleri bölgelerde karşılaştıkları insanları yüz yüze ikna etmek amacıyla politik farkındalığı ve disiplini yüksek olanlardan seçilecektir. Bunlar, şu prensipleri takip edecektir:

* İnsan haklarına ve kişilerin mülklerinden doğan haklarına saygılı olunacaktır.

* İnsanların toplu halde yaptıkları çalışmalara ve işlere yardımcı olunacaktır.

* Komünist kışkırtmalara karşı kişiler korunacaktır.

* Kişilere çevre hijyeni, okuma-yazma, vb. gibi faydalı işler öğretilerek güvenleri kazanılacak ve bu güven de daha iyi bir ideolojik hazırlığın temelini oluşturacaktır.

 Bu tutumlar, insanların bizim hareketimize karşı sempatisini kazanacak ve savaşımızda düşmana yönelik istihbarat toplama, saklanma ve lojistik destek gibi yardımlarla adeta bizden biri gibi olacaklardır. Gerillalar güzel sözlerle ikna edecekler, asla silahlarını kullarak diktatörce bir biçimde ikna etmeye çalışmayacaklardır. Böyle olursa insanlar kendilerine saygı gösterildiğini hisseder ve sözlerimizi daha fazla dikkate alarak destek olmaya çalışır.

 Kalabalık alanlarda gerçekleştirilecek taktik gerilla operasyonlarının her adımında psikolojik harp adımları da bunlarla paralel olacak şekilde ilerleyecek, halka hareketimizin ana amacının barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi getirmek olduğu anlatılacak, milliyetçilere karşı değil, Rus emperyalistlerine karşı olduğumuz vurgulanacaktır.

 5. Sonuç 

Gerilla savaşı, çok yönlü psikolojik harekatlar için uygun şartlara sahip olmadığından, savaşçı-propagandacı gerillaların insanları yüz-yüze ikna etme yolunu seçmesi, hareketimiz süresince kullanacağımız etkin bir araç olacaktır.

 Devam edecek

 

Y. Murat Yiğit



Bu haber 3, defa okundu.


Türkçe sözlükte "kontrgerillâ" sözcüğünün anlamı

«KONTRGERILL» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

kontrgerillâsözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. kontrgerillâile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

1

6/7 Eylül olayları - Sayfa

Bebek, sübek, köpek, metres dâvaları ile havanda su dövenler, asıl suç kovanını çomakladıkça, altından eski deyimle ÇAPANOĞLU yeni adı ile KONTRGERÎLLA çıktığından ve ucundan, kulpundan karıştıranlara bulaştığından, SUÇLAR 

2

Millı̂ kültürümüz ve meselelerimiz - Sayfa

kuvvetlerinin, jandarmanın ve millî emniyetin, Marxistlerin dilindeki adıdır. Ötesini okuyucular düşünüp, anlasın — 21 — KADRO HAREKETİ VE KADROCULAR Millî mücadelemizin sona «KARŞI DEVRİM» VE «KONTRGERİLL»

Polis ve köntrgerilla kullanılarak her ku- - çağa çektirilen acılar anlatılmalıdır. 12 Mart'ta çekenlerin yazarları bir çok kitaplar yazarak kendi huşkları- nın çektiklerini anlattılar. Bunlar kitaplara mal olmuştur. Bizimkiler bir kıyıda kalsın mı? Gönlüm 

4

Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir - Sayfa

Öyleyse bildiğimiz yeteneklerinin gücüyle, 'Ne Avrupa'sı, ne azınlık hakları; yeni bir Kontrgerılla kurulur, biz de orada yerimizi alırız' diyorlar. Birçok kez, birçok saldırıyla karşı karşıya kalmış bir STK olduğumuz halde, bu yazıdaki ifadelerde bize 

5

Fotogr̆aflar, belgeler, tanıklar, anılarla dönemi - Sayfa

Köntrgerilla ifadelerinde "darbeci" olarak adı geçen Korgeneral İhsan Över, şu anda 2'nci Kolordu Komutanlığı yapmaktadır. Yıne ihtilâlciler arasında sayılan Kurmay Albay Kenan Güven 2'nci Ordu Lojistik Başkanı, Kurmay Albay Orhan Üstün 

6

Kontrgerilla kıskacında Türkiye

Bu karma kuvvetlerin koordinasyonu da, kontrgerılla örgütlenmesi tarafından yapılıyor. "Polis tipi kontroller ile kısıtlamaların neler olduğunu ise kontrgerilla mevzuatının ST belgesi şöyle "örnekliyor": 1) Kanuna aykın siyasi toplantı ve 


REFERANS

« EDUCALINGO. Kontrgerillâ [çevrimiçi]. Bulunduğu yer: <seafoodplus.info>. Haz ».

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir