Dede Korkut Kitabı (Dresden yazmasının adıyla: Kitāb-ı Dedem Ḳorḳud Alā Lisān-ı Tāife-i Oġuzân; Vatikan yazmasının adıyla: Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı), Oğuz Türklerinin bilinen en eski epikdestansı hikâyeleridir. Hikâyeler, göçebe Türk halklarının sosyal yaşam tarzları ve İslam öncesi inançları için önemli olan ahlak ve değerleri taşır. Kitabın efsanevi anlatımı, başta Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan olmak üzere Oğuz kökenli halkların kültürel mirasının bir parçasıdır. Aslen sözlü bir edebî ürün olup, veya yüzyılda anonim bir yazar tarafından yazıya geçirilmiştir.[1]
Metnin Dresden yazması on iki, Vatikan yazması ise altı destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir.[2]Oğuzların yaşam biçimlerinden ekonomisine, inançlarından giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan üç el nüshası bulunmaktadır. Biri Vatikan'da ve biri Dresden'de olmak üzere yalnızca iki el yazması, Gonbad el yazmasının keşfedildiği yılına kadar biliniyordu.[3][4]
Dede Korkut Hikayeleri Özellikleri
Dede Korkut hikayelerinin özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Dede Korkut hikayeleri bir ön söz ve 12 hikayeden oluşur.
- Eser içerisinde olağanüstü olaylar gerçeğe uygun bir şekilde aktarılmıştır.
- Eser içerisinde Türklerin eski yaşam şekilleri anlatılmıştır. Ayrıca İslam dini ile ilgili özellikler de bulunmaktadır.
- Dede Korkut eser içerisinde geçmektedir. Eser içerisinde geçen Dede Korkut meçhul biri ve halk ozanıdır.
- Dede Korkut hikayelerinde Oğuzlar'ın boylar arasında yaptıkları savaşları ve kendi iç mücadeleleri anlatılmaktadır.
- Hikayedeki konular, aşk, yiğitlik, kahramanlık ve boylar arasında yapılan savaşlardır.
- Dede Korkut hikayeleri yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
- Dede Korkut hikayeleri eserinin yazarı ise belli değildir.
- Nesi ile nazım iç içedir.
- Eser Azeri Türkçesi ile oluşmuştur.
Dede Korkut Hikayeleri Sanatçıları
Dede Korkut hikayelerinin mimari Dede Korkut'tur. yüzyılda yazıya geçirilmiş olan Dede Korkut hikayelerinin yazarı belli değildir.
Dede Korkut Hikayeleri Eserleri
Dede Korkut hikayelerinin edebiyatımızdaki önemi oldukça büyüktür. yüzyılda yazıya geçirilmiş olan Dede Korkut hikayelerinden bazıları ise şunlardır:
- Dirse Han Oğlu Boğaç Han
- Salur Kazan'ın Evi Yağmalaması
- Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
- İç Oğuz'a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü
Dede Korkut hikayeleri sözlü edebiyat döneminin en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Bu hikayeler kulaktan kulağa yayılmış ve en sonunda yazılı hale getirilmiştir. Bu nedenle de nasıl oluştukları hakkında fazla bir bilgiye rastlanılmamaktadır.
DEDE KORKUT HİKAYELERİ NEDİR?
Dede Korkut Hikayeleri, destanlardan oluşmakta olup, Oğuz Türklerinin diğer boylarla yaptıkları savaşları konu edinmektedir. Bu hikayeler anonim olup, yazarı belli değildir. Tahminlere göre yüzyılda son halini alarak yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Dede Korkut Hikayelerinin gerçek anlamda iki adet yazılı kopyası bulunmaktadır. Bunlardan biri Almanya'da, diğeri ise Vatikan'da bulunmaktadır.
Dede Korkut hikayeleri, toplamda 12 hikayeyi içermektedir. Dede Korkut hikayelerinin en önemli özelliği, destan döneminden, halk edebiyata geçiş döneminin temsilcili olmasıdır. Dede korkut hikayeleri özeti genel olarak Oğuz Türklerinin yaşadıkları savaşlar, iç sorunlar, kahramanları ve göze çarpan aşk hikayeleridir.
DEDE KORKUT HİKAYELERİ ÖZELLİKLERİ
Dede Korkut hikayeleri özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür;
DEDE KORKUT HİKAYELERİ KAÇ HİKAYEDEN OLUŞUR?
Dede Korkut hikayeleri toplamda 12 hikayeden ve bir önsözden oluşmaktadır. Bu hikayelerin isimleri şunlardır;
DEDE KORKUT HİKAYELERİ KİME AİT?
Dede Korkut hikayelerinin yazarı bilinmemektedir. Bu hikayeler sözlü geleneğin bir ürünüdür. Bu nedenle de anonim bir eserdir.
DEDE KORKUT HİKAYELERİ NE ZAMAN YAZIYA GEÇİRİLDİ?
Dede Korkut hikayeleri sözlü geleneğin ürünüdür. Yani ilk ortaya çıktıklarında yazılı halde bulunmamaktadır. Dede Korkut hikayelerinin son halini alması yüzyılın sonlarında ancak mümkün olabilmiştir. Dede korkut hikayelerinin yazıya geçirilmesi ise ancak yüzyılda olabilmiştir.
Bilinen 12 hikayeye ek olarak hikayeyi (Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi) barındıran tek nüshadır. Diğer nüshalar yüzyıla aittir ancak bu nüshanın yüzyıla ait olduğu ifade edilmektedir. Kesinleştiği takdirde en eski nüsha olacaktır.[9]