dedim bende gönlün varmı dediki yok / Türkan Hazal Dediki Yok Yok Mp3 İndir Dinle - Mp3 İndir Dur

Dedim Bende Gönlün Varmı Dediki Yok

dedim bende gönlün varmı dediki yok

Kullanıcı Yorumları (Türkan Hazal - Dediki Yok Yok )

Dediki Yok Yok Şarkı Sözü

Türkan Hazal Dediki Yok Yok Sözleri


Dedim kaşın zülfikar mı? dedi ki yay
Dedim cemalin ne güzel dedi ki ay
Dedim seni seviyorum dedi ki vay
Dedim bende gönlün var mı? dedi ki yok yok
Dedi ki yok yok, Söyledi yok yok
Dedim bende gönlün var mı? dedi ki yok yok
Dedi ki yok yok, Söyledi yok yokDedim senin işin nedir dedi seyran
Dedim sende sevda mı var dedi puyran
Dedim senin neyin vardır dedi üryan
Dedim elde gözün mü var? Dedi ki yok yok
Dedi ki yok yok, Söyledi yok yok
Dedim elde gözün mü var? Dedi ki yok yok
Dedi ki yok yok, Söyledi yok yokDedim senin koynun nedir dedi cennet
Dedim beni sever misin dedi elbet
Dedim senin yarin kimdir dedi kul ahmet


Dedim başka yarin var mı dedi ki yok yok
Dedi ki yok yok, söyledi yok yok





Bizimle iletişime geçmek, telif hakları, şikayet bildirimi, kaldırma isteği. Mp3 Eklemek, şarkı göndermek ve diğer tüm konularda iletişime geçmek için mp3kulisi @ gmail.com maili üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Sitemap

Deyişler ve Hayata Şerhleri-5

Tebriz’den ve sanki yüzyıllar ötesinden, zamansız bir renkte seslenen Nevid Müsmir’i dinleyişlerim giderek bir ritüele dönüştü. Bağlamayı çalışı, söyleyiş tarzı, sahih bir Türkçe ile gönüle hitap etmesi sadra şifadır benim için. Belli aralıklarla alınması gerek bir ilaç hükmündedir ezgileri. “Dem”, “Tarep”, “Mecnuna Dönmüşem”, “Yine Geldim”, “Ne Dadlıdır Senin Eşgın” ve diğerleri. Her dinleyiş geçmişte bir seyre çıkarır insanı ve durmadan hatırlatır şu güncel hayatın bir kenera atıp geçtiği her şeyi. Öyle bir ses öyle bir ezgi ki en derinlerde hüzünlere salar da öylece mutluluktan neredeyse öldürür insanı.

Türküler ve deyişler unutulmaması gereken şeyleri içinde saklayan eşyalar gibidir; hatıraları taşıyan, hatırlanmak isteyenlerin sevdiklerine verdikleri eşyalar. Kaybedegeldiğimiz hemen her şeyi bize hatırlatırlar böylece. Atalardan ve ötelerden, saklayalım diye bize emanet edilmiş eşyalar gibi.

Dinleyenin de dinlemekten kaçanın da sebebi budur. Kimi pişman kaybettiklerimiz için kimi hatırlamak bile istemiyor.

Kaybettiklerimizden ilki elbet aşktır. Türkülerde kalan aşk. Bilişim dünyasının dijital ağlarına, güncel hayatın koşuşturmacasına, hızına ve teknopolisin kaygılarına sığamayan aşk.

Bu defa deyişler listesindeki sırasından gelip kulağıma çalınan, gözlerime yerleşen Nevid Müsmir ezgisi Âşık Kul Ahmet’in bir deyişi oldu. Kaybettiğimiz hemen her şeyi hatırlatacak bir kapsamda, “dedim… dedi ki” diye ilerleyen lezzetli bir ezgi. Âşık Kul Ahmet’e kulak verirsek kaybettiğimiz ilkin aşktır ve takip edersek beyitleri, Zülfikârdır sonra ve cemâl, sonra maşukun nazı edası, sonra seyran sonra büryan ve püryan, sonra malın mülkün kıymet-i harbiyesi sonra cennet ve soyluluk ve sonra maşuğun kulu olmak ve sadece onun olmak… Şu birkaç kavramı kapsayabilen nice hayat kaldı ki âlemde. Bu birkaç kelimenin anlamlarına bile artık yabancıyız çoğumuz. Oysa daha 1996 yılında vefat etmiş Kul Ahmet, 1932 doğumlu. Geleneksel âşıklık erkânını hakkıyla yaşatanlardan. Düşünde gördüğü Şah Zeynep’i aramış yıllarca gezgin bir âşık olarak.

Dedim kaşın zülfikar mı dedi ki yay

Dedim cemalın ne güzel dedi ki ay

Dedim seni seviyorum dedi ki vay

Dedim ben de gönlün var mı dedi ki yok yok

Sevgilinin kaşlarında Zülfikârı görmek, eski bir adet şimdilerde. Zülfikâr ki Efendimizin Hz. Ali’ye emaneti, cennet indirilmiş bir kılıç, ucu çatal. Hakkı batıldan, dostu düşmandan ayıran kılı kırk yarabilen bu keskinlikte sevgilinin güzelliğini görmek ancak âşıklığın harcı işte. Aman dileyene zinhar kalkmayan bir kılıç. Adaletin, fedakârlığın çekip gittiği gibi dilimizden ve hayatımızdan kaybolan bir hatıra. Âşık coşkuyla, hüzünle soruyor “kaşın Zülfikâr mı” diye. Nice vuracak boynunu nefsimin, nasıl da çile yaşatacak aşkın der gibi. Neyse ki sevgili rahatlatıyor “kaşım keman” diyerek. Zülfikârı o da biliyor. Yine de, yaydan bir aşk oku atılacaktır kalbine âşığın, başka derde ne gerek.

“Cemalın ne güzel” diyor âşık, sevgili cemâli de biliyor. Cemâl yüz güzelliği demek değildir sadece. İnsanın yüzü, suratı başının ön tarafı en fazla bedene ait anlatımlardır fakat cemâl, yansıyan bir güzellik demektir; o ruhun yüzüdür belki, yüzde yansıyan Hakk’ın cemâli. Sevgili bunu da biliyor ve bundan sebeb güneş değil de “ay” diyor cemâli için. Çünkü ay, güneşten aldığı ziyayı yansıtır tıpkı insanın Tanrı nurunu yansıtması gibi. Sözün burası aşkın itirafına gelmiştir, buraya kadar ki sohbet cesaret vericidir. Seni seviyorum deyince âşık, sevgili “vay” diyor; sevgili aşkın nice bir dert olduğunu da biliyor. Sevilendeki naz aşkın cilvesidir de o yüzden “gönlün var mı” deyince âşık, o da “yok” diyor. Nice evetleri böğründe taşıyan bir yok; sevgili yokun yokluğunu da biliyor.

Sonra sevgili alıyor sözü sanki. “İşin nedir” deyince âşık “işim seyran” deyiveriyor. Cümle âlemden ve dünyaya gelmekten murad değil mi ki Hakk’ın cemâlini seyre dalmak. Sende baktığım Hakk’ın cemâli demesi bundandır âşığın. Sevgili bu sırrı da biliyor “o halde sende sevdalık var” demesi ondan. Âşık ise sevdalığın ahvalini “büryan” ve “püryan” ile açıklıyor. Biryan, Farsçadan, tavada yağsız susuz kızartılan et, kebap anlamında. Âşığın halini daha iyi ne anlatabilir ki, aşk yakar püryan eder içini onun. Ve bu durumda aşığın yegâne varlığı bu sevdası olacaktır, bundan başka malı mülkü olamaz.

Dedim senin işin nedir dedi seyran

Dedim sende sevdalık var dedi büryan

Dedim senin neyin vardır dedi püryan

Dedim senin malın var mı dedi ki yok yok

Âşık bütün bu sohbetin, güzelliğin, aşkın, marifetin kaynağını bilmektedir ki sorar soyunu sevgilinin, elbet cennettir soyu. Tanrının huzurundaki ilk hâl, mükemmellik hâli, varlık ve oluş ve bozuluş gailesiyle bozulmamış hâl. Artık sevgilinin de sevgisini açıklama zamanı gelmiştir. “Beni sever misin” sorusunun cevabı ezelden evettir zaten. Tek yâr Kul Ahmet’tir, sevgilinin kuludur o, onun da başka yâri yoktur, hiç olabilir miydi ki…

Dedim senin soyun nedir dedi cennet

Dedim beni sever misin dedi elbet

Dedim senin yarın kimdir dedi Kul Ahmet

Dedim başka yarin var mı dedi ki yok yok

İsmet Özel ne güzel demişti “Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?” Biz de sözü bundan ilham ile bağlamalıyız.

Türkülerde kalan aşklardaki gibi sevemeseydik, cemâli cennetin tezahürü sevgili, o biricik ruhdaş olmasaydı hiç dinleyebilir miydik bu türküleri, öyle hüzünle, öyle coşkuyla…

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir