değişim nedir felsefe / Değişim, Dönüşüm ve Tekamül Yolu | felsefe taşı

Değişim Nedir Felsefe

değişim nedir felsefe

Değişim Erdemsel Özelliği, Değişim Nedir? Değişimin Felsefi Tanımı

Değişim, bir durumun başka bir duruma dönüşmesi, başkalaşım haline geçmesi anlamına gelir ve bu durum değişen şeylerin yapısına göre bazen kolay bazen de zor bir süreç olmaktadır. Her şeyin bilgi olduğu yaşamda bilgilerin değişmesi ve bu sebeple oluşumları değiştirmesi ve bu değişim sırasında bir çok yeni bilgilerin oluşumlarda yapılanması, eski bilgilerin etkilerinin gitmesi şeklinde örneklendirilebilecek bir süreci ifade eder değişim genel olarak. Değişmek, gerekli olması söz konusu olunca ancak doğru bir uygulama halidir. 

Değişmek aynı zamanda değişen durumdan artık olayları algılamak ve yorumlamak anlamlarını da taşır. Gelişen toplumlar, içeriğinde varlıkların gelişimi ve yaşamı gibi düzenin yapılandığı yaşam halleri içeriğinde değişimi yaşamak zorunda kalan, ancak bunun her zaman pozitif ve kendi istedikleri şekilde gerçekleşmesi gibi bir yönlendirmenin de hakimi olması şekliyle, gelişen ve büyüyen toplumların gözlemlenebilen özelliği olarak değişim, yaşamın kendisini geliştirmesi ile ilintili şekilde ortaya çıkar. 

Yeni bilgiler yeni imkanları ve olanakları da yanında getirerek, eski bilgilerin düzenlerini değiştirmek gibi bir oluşum sağlama özelliklidir ve bu yolla değişim yaşanmak zorunda olan bir erdem olur. Ancak varlıklar için ve varlıksal alanlarımız söz konusu olduğunda değişimde sevgiye olan uyumluluğu ile gözlemlenerek gerçekleşir. 

Değişim sonucunda sevgiye ters şeyler ortaya çıkarsa bu değişim zarar vericidir sonucu çıkarılabilir. Değişim yaşam halinde kendi amacına ve sevgi ile ilgili içeriğine uygun olacak şekilde yaşananlar ile ilgili söz konusu ancak olabilir. Değişimin bilgiler yoluyla olması sırasında eski bilgilerin her hangi bir şekilde alışkanlık yada değişime direnmesi gibi bir durumu söz konusu olmadan, yeni kabul edilen bilgilerin uygulanması hemen yapılır.

Sevgiyi uygulayan varlıklar için değişim, istenilen alanlarda tüm hatları ile hemen gerçekleştirilebilen bir durumdadır. Ve varlıksal alanlarımızın ve varlıkların temel direği olan sevgi ve içeriğindeki bilgiler asla değiştirilmeden, ona uyumlu değişimler ancak yaşayacağı durumlar olarak bilinir. 

Bu erdem, değişimler söz konusu olduğunda ve bununla ilgili sorunlar ortaya çıkarsa bu sorunları inceler, değişen alan ve nedenlerinin sevgiye olan uyumlarını kontrol eder, değişimin çok kolay sağlanması için özel etkilerde bulunur ve değişmek, bu erdemsel özellik sayesinde yaşam halinde kolay bir süreç olarak yaşanır. 

Değişimin bütün kanunlarını, yapılanmalarını görebilen değişim bilgisi, olması gereken ilgili alanların istenilen şekilde değişmesi için ona özel etkilerde bulunur ve o alan, uzun zamandır eski durumunda değilmiş gibi hemen değişimi onaylar, yaşar. Sevginin içindeki yerini alan erdem gereken şekilde çalışır.

DEĞİŞİM KAVRAMI DEĞİŞİM NEDİR?.

konulu sunumlar: "DEĞİŞİM KAVRAMI DEĞİŞİM NEDİR?."— Sunum transkripti:

1 DEĞİŞİM KAVRAMIDEĞİŞİM NEDİR?

2 Değişim (change) kavram olarak sürekliliğin (permanence) kavramının karşıtıdır.

3 Değişim bir. bütünün. öğelerinde,. öğelerin. birbirleriyle
Değişim bir bütünün öğelerinde, öğelerin birbirleriyle ilişkilerinde öncekine göre nitelik ve nicelik bakımından gözlenebilir farklılıklardır.

4 Değişim kullanılışı bakımından iki ayrı anlam taşır
Değişim kullanılışı bakımından iki ayrı anlam taşır. Başkalaşım ve artarda gelme.

5 Başkalaşım bir dizi değişim ya da bir evreden ötekine geçiştir.
Artarda gelme ise, bir nesnenin ya da bir durumun diğerinin yerini almasıdır.

6 Değişimin türleri Büyüme (Growth) Yenilik (Innovation)
Gelişme (Development)İyileştirme (Reform)ÇağdaşlaştırmaKalkınma

7 Değişimin niteliği Yavaş, adım adım (incremental) değişim
Hızlı, ani (radikal) değişimKısmi değişimBütünsel değişim (transformation)

8 Değişim felsefesi Herakleitos ve Değişim Parmenides ve Değişim
Platon ve DeğişimAristo ve DeğişimHegel ve Değişim

9 Herakleitos der ki: Her şey akıştadır. Hiçbir şey duruşta değildir.
Aynı ırmakta iki kez yıkanamazsınız

10 Parmenides der ki:Değişim yalnızca illüzyondur ve mantıki olarak imkansızdır.

11 Platon der ki:Değişim vardır; ancak maddi alandadır. İnsan aklını aşan dünyada ise değişim yoktur.

12 Aristo der ki:Değişim vardır; ancak geçici dünyanın bir görünümüdür.

13 Hegel der ki;Değişim vardır; hem maddi alanda, hem de idealar alanıseafoodplus.info maddi öğeler değil tözler de değişebilir.


Felsefi sorgulamanın başlamasıyla, tüm diğer Yunan düşünürleri gibi, Aristo da varoluş ve oluş, istikrar/devamlılık/kalıcılık ve değişim sorununu çözümlenmesi gereken bir problem olarak gördü: Değişim sürekliydi, ama şeyler bu değişime dayanıyor, var oluyorlardı. Değişen ile değişmeyen; olmak ile var olmak arasındaki ilişki, Yunan spekülatif düşüncesinde türlü sorun ve karmaşalar yaratmaktaydı. Bu durum, Sokrat öncesi Yunan felsefesinin açmazı olup Aristo’nun değişim sorununu her yönüyle ve sistematik olarak irdelemesi, hatta tüm felsefi çalışmalarının merkezine koymasını getirdi. Aristo’nun Fizik‘ten alınan aşağıdaki açıklama ve yorumları, insanoğlunun evren veya dünya hakkında ne bildiğinin izahı için gerekli bir dizi nihai doğunun etrafında yürütülen uzun Yunan tartışmasının sonlandırılması mahiyetindedir.

Fizik(1)*

Aristo

Bu şekilde ilerleyerek ilkin oluşun (değişimin/dönüşümün29) bütünü üzerinde konuşalım; çünkü önce genel olanları söylemek, sonra tekler üzerinde özel durumlara bakmak doğal. İster yalın nesnelerden söz edelim ister bileşik, “bir nesne bir başka nesneden, bir nesne değişik bir nesneden oluşuyor,” deriz. Bununla kastettiğim şu: “Bir insan eğitimli oluyor”; “eğitimli olmayan insan eğitimli oluyor” önermelerini alalım: Burada yalın dediğim, oluşan açısından “insan” ile “eğitimli olmayan”; oluşan nesne açısından yalın olan dediğim ise “eğitimli”. Bileşik olansa “eğitimli olmayan insan eğitimli oluyor” dediğimizde hem olunan hem de oluşan (yani değişime uğrayan30) nesne. Bunların bazılarında yalnızca “belli bir nesnenin oluştuğu” değil, “neden oluştuğu” da söylenmektedir: Sözgelişi “eğitimli olmayandan eğitimli”; ama bu her durumda söylenemez, çünkü “bir eğitimli”, “bir insandan” oluşmamıştır, bir insan eğitimli olmuştur. Yalın olarak oluşturulduğunu söylediğimiz nesneler içinde kimi, oluşma sürecinde kendini korur, kimiyse korumaz. Nitekim insan, eğitimli insan olunca da yine insan olarak kalıyor ama “eğitimli olmayan” ve “eğitimsiz” ne yalın ne de bileşik olarak kalıyor.

Bunlar belirlendikten sonra, dediğimiz gibi bakılınca bütün oluşanlardan şunu çıkarmak olanaklı: Her zaman bir şeyin oluşan (değişen/dönüşen) olarak taşıyıcı olması gerekiyor ve bu da sayıca bir olsa bile biçimce kesinlikle bir değil – “biçimce” ve “kavramca” ile aynı şeyi kastediyorum. İnsan olmakla eğitimsiz olmak aynı şey değil; biri kalıyor, öteki kalmıyor. Çelişkili olmayan kalıyor (insan kalıyor), “eğitimli olmayan” ile “eğitimsiz” ise kalmıyor; her ikisinden bileşik olan da yani “eğitimsiz insan” da kalmıyor. “Belli bir şeyin bir şey olması değil”, “bir şeyden bir şey olması” daha çok (oluşma/değişme sonrasında) kalmayanlarda söz konusu. Sözgelişi, bir eğitimli, bir insandan değil, bir eğitimsizden olur. Ama kimi zaman kalanlarda da böyle söylenir: Nitekim “bronzdan bir heykel oldu” deriz ama “bronz heykel oldu” demeyiz. Bir karşıtlıktan ve bir kalmayandan bir oluş söz konusu olduğunda her iki kullanım da olanaklı: hem “şundan şu oldu” hem de “şu, şu oldu”. Nitekim hem eğitimsizden eğitimli olur hem de eğitimsiz eğitimli olur. Bunun için bileşikte de böyle: Hem “eğitimsiz insandan eğitimli oldu,” hem de, “Eğitimsiz insan eğitimli oldu,” denir. “Oluşmak” (değişmek/dönüşmek) çok anlamda kullanıldığına göre mutlak anlamda oluşmak (değişmek) sadece tözlere özgüdür. Öteki şeylerde bir şeyin oluşan olarak taşıyıcı olması zorunlu, bu açık (nitekim bir nicelik, bir nitelik, bir başka şeyle ilgi, bir zaman ve bir yer değişikliği bir taşıyıcıda oluşur; çünkü yalnızca töz bir başka taşıyıcıya yüklenemez, bütün ötekiler töze yüklenir.) İyi bir araştırmacı için şu da açık olsa gerek: Tözler ve mutlak anlamda var olan bütün öteki nesneler bir taşıyıcıdan oluşur; çünkü her zaman oluşan nesnenin ondan oluştuğu bir şey var. Sözgelişi bitkiler, hayvanlar tohumdan oluşur. Genel olarak oluşanlardan kimi şekil değişikliği ile oluşur, sözgelişi heykel; kimi eklentiyle, sözgelişi büyüyen nesneler; kimi eksilmeyle, sözgelişi taştan Hermes heykeli; kimi birleştirmeyle, sözgelişi bir ev; kimi de nitelik değişikliğiyle, sözgelişi maddelerdeki değişmeler.

Dolayısıyla söylediklerimizden çıkan şu oluyor: Oluşan her şey her zaman bir bileşiktir: Bir oluşan bir şey, bir de bu oluşan nesne haline gelen bir şey var: Bu oluşan da ikili: Ya taşıyıcı ya karşıt. Karşı olmakla “eğitimsiz”i; taşıyıcı olmakla “insan”ı kastediyorum; şekil almamışlığı, biçimden bağımsızlığı, düzenden bağımsızlığı karşıtlık olarak; bronzu, taşı ya da altını taşıyıcı olarak alıyorum.

Fizik, ii.7, Çeviri: Saffet Babür, Yapı Kredi Yayınları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir