deri duyu organımız / Duyu sistemi - Vikipedi

Deri Duyu Organımız

deri duyu organımız

Duyu Organları I: Deri ve Göz

Canlıların dış çevreden gelen uyarıların algılanmasını sağlayan ve bu uyarıları duyu nöronlarına ileten organlara duyu organları denir. Duyu nöronları organlardan almış olduğu uyarıyı merkezi sinir sistemindeki ilgili bölgeye ulaştırır. Dış çevredeki uyarıları, duyu organlarındaki özelleşmiş hücreler alır. Bu hücreler sinir uçlarından veya epitel hücrelerinden oluşur. Bu hücrelere reseptör (almaç) denir.

Reseptörler iç ve dış reseptör olmak üzere ikiye ayrılır. Dış reseptör; dış çevreden gelen uyarıları alan reseptörlere denir. İç reseptör; kan basıncı, vücut sıcaklığı, kandaki su yoğunluğu gibi içsel uyarıları algılayan reseptörlere denir. Farklı çeşit ve sayıdaki bu reseptörler işlevine göre vücuda dağılmıştır.

  • Tat, koku gibi kimyasal uyarıları kemoreseptörler alır.
  • Işığa duyarlı olanlar fotoreseptörler alır.
  • Sıcak ve soğuğa duyarlı olanlar termoreseptörler alır.
  • Basınç, hareket, ses, dokunma gibi uyarıları alanlar da mekanoreseptörlerdir.
  • Ağrı duygusunun algılanmasında ağrı reseptörleri görev alır.

Duyu organları; deri, göz, burun, kulak ve dil olmak üzere beşe ayrılır.

Deri

Deri tüm vücudu saran ve beyne en çok bilgi ileten duyu organı deridir. Yeni doğan bebeklerin dış ortamı özellikle dokunarak tanımaya başlama nedeni derinin bu özelliğidir. İşlevsel açıdan vücudun deri ile kaplanması sayesinde deri; vücut sıcaklığının düzenlenmesi, su kaybının önlenmesi, fiziksel ve kimyasal etkilerden vücudun korunması, solunuma ve boşaltıma yardımcı olma gibi pek çok fonksiyonda görev alır.

Derinin Yapısı

Derinin yapısı bağ doku ve çok katlı epitel dokudan oluşmuştur. Epitel dokunun yapısında, vücudun iç ve dış yüzeyini örten hücreler ile salgı yapabilen bez hücreleri vardır. Deride bulunan ve salgı yapan epitel hücreleri vücutta bulunduğu yere göre ter, tükürük, gözyaşı gibi maddeler salgılar. Deri; üst deri (epidermis) ve alt deri (dermis) kısımlarından oluşmaktadır.

Üst Deri (Epidermis)

Üst deri; ölü olan korun ve canlı olan malpighi tabakasından oluşmaktadır. Üst deriyi besleyen herhangi bir kılcal kan damarı veya sinir ağı yoktur. Üst derideki canlı hücrelerin besin ihtiyacı bir alt tabakadan difüzyon sayesinde giderilir. Üst deride bulunan melonosit hücrelerinin sitoplazmasında melanin pigmenti bulunur ve deri renginin oluşmasını sağlar.

  • Korun tabakası protein yapılı keratin içeren cansız hücrelerden oluşur. Zaman zaman parçalar halinde dökülerek yeniden oluşturulur. Korun tabakasından saç, tırnak gibi yapılar meydana gelir.
  • Malpighi tabakası çok katlı yassı epitel bir yapıdadır. Malpighi tabakasındaki hücreler canlıdır.

Alt Deri (Dermis)

Alt deride kan damarları, sinirler, duyu reseptörleri, kıl kökleri, lifler, ter-yağ bezleri ve düz kaslar bulunur.

  • Kan damarları derinin beslerken vücut sıcaklığının da ayarlanmasını sağlar.
  • Ter bezleri; terlemeyle vücut sıcaklığının ayarlanmasını sağlar. Hemen hemen tüm vücut yüzeyinde bulunur.
  • Serbest sinir uçları dokunmaya, aşırı sıcağa ve iltihaplanmaya karşı duyarlıdır. Ayrıca ağrı reseptörü olarak da görev yapar.
  • Yağ bezleri kılı saran keseciğe salgısını verip, derinin yumuşak kalmasını sağlar. Bu yüzden yağ bezleri yüzde, kafada ve alındaki deride daha fazla bulunurken ayak ve el ayasında bulunmaz.
  • Düz kaslar kıl köklerine yapışıktır ve kılın hareketini sağlar.
  • Meissner cisimciği, kılsız derinin dokunma duyusunu alan reseptörlerdir. Avuç içi, ayak tabanı ve dudaklarda bulunur.
  • Merkel cisimciği, kişinin derisi üzerinde sürekli temasta olan nesnelerin varlığını tespit eden, sabit durum sinyalleri vermekten sorumlu olan reseptörlerdir. Derinin hemen alt kısmında kabartı şeklinde gruplar hâlinde bulunur. Derinin kıllı kısımlarında ve parmak uçlarında yoğun olarak bulunur.
  • Pacini cisimciği, sinir akson uçlarının kendi etrafında kıvrılmasıyla meydana gelmiştir. Basınç ve gerilme duyusunu alan reseptördür. Ellerde ve ayak alt derisinde yoğun olarak bulunur.
  • Krause cisimciği soğuğu, ruffini cisimciği sıcağı algılar.
Alt Derideki Reseptörler

Derinin içerdiği duyu reseptörlerinin derideki konumu, duyarlı olduğu uyarana göre değişir. Örneğin, kuvvetli basınca duyarlı reseptörler derinde, hafif dokunmaya duyarlı reseptörler dermisin yüzeyine yakın yerde bulunur. Deride bulunan duyu reseptörleri; meissner cisimciği, merkel cisimciği, pacini cisimciği, krause cisimciği, ruffini cisimciği ve serbest sinir uçlarıdır.

Bağ Doku

Deride bulunan bağ doku çeşidi gevşek bağ dokudur. Gevşek bağ doku epitel dokuyu diğer dokulara bağlar. Bu dokunun hücreleri makrofajlar, mast hücreleri ve plazma hücreleridir.

  • Makrofajlar vücuda giren yabancı partikülleri fagosite eder.
  • Mast hücreleri kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparin ve kılcal damar geçirgenliğini sağlayan histamin salgılar.
  • Plazma hücreleri ise vücuda antijen girdiğinde antikor oluşumunu sağlar.

Göz

Göz ışığı algılayarak görmeyi sağlayan duyu organıdır. Işık, göz reseptörlerini uyarır ve impulslar oluşturur. İnsan gözü, yaklaşık olarak nanometre (nm) arasındaki dalga boyuna sahip ışığı görebilir. Göz; kaş, kirpik ve göz kapağı tarafından korunur.

  • Göz kapakları zararlı maddelerin göze girişini engeller.
  • Gözyaşı bezleri, gözyaşı üreterek gözün kurumasını önler ve gözü temizler.
  • Gözyaşında bulunan lizozim enzimleri, göze giren mikropları öldürür.
  • Göz kasları, göz küresinin hareketini sağlar ve iki gözü aynı anda hareket ettirir.

Gözün Yapısı

Gözün Yapısı

Göz dıştan içe doğru üç tabakadan oluşur: Bu tabakalar sert tabaka (sklera), damar tabaka (koroid) ve ağ tabakadır (retina).

Sert Tabaka (Sklera)

  • Gözün en dış tabakasını oluşturan tabakadır.
  • Gözün beyaz kısmıdır; bu nedenle göz akı olarak da bilinir. Kan damarı içermez.
  • Göz kaslarının bir ucu bu tabakaya tutunarak göz küresinin hareket etmesini sağlar.
  • Bağ dokudan oluşur ve gözü dış etkilere karşı korur.
  • Gözün şeklini veren tabakadır.
  • Gözün ön kısmında saydamlaşıp kubbeleşerek korneayı (saydam tabaka) oluşturur.
  • Kornea göze gelen ışığı kırarak ışığın göz merceğine ulaşmasını sağlar.

Damar Tabaka (Koroid)

  • Gözü besleyen kan damarlarının bulunduğu tabakadır.
  • İçerdiği melanin pigmentinden dolayı koyu renkte görünür. Bu nedenle gözün içi karanlık oda halini alır.
  • Karanlık oda sayesinde gözün içinde ışık yansıması olmaz yani net görüntü elde edilir.
  • Damar tabaka önde korneaya bakan kısmında kalınlaşarak irisi oluşturur ve merceği tutar.
  • İris göze rengini veren kısımdır ve ortasında siyah bir nokta hâlinde olan, ışık miktarına göre çapı değişen göz bebeği bulunur.
  • Göz bebeği, göze giren ışık miktarını ayarlar. Bu duruma ışık uyumu denir. Fazla ışıkta göz bebeği küçülür ve gözün fazla ışıktan zarar görmesini engeller. Az ışıkta da göz bebeği büyür.
  • Damar tabaka düz kaslarla birlikte kirpikli cisimi oluşturur. Uzaktaki ve yakındaki cisimlere bakılırken kirpikli cisim kasları kasıp-gevşeterek mercek kalınlığını ayarlar. Böylece gözün istenen uzaklığa odaklanması sağlanır. Bu duruma göz uyumu denir.
  • Gözde saydam tabaka ile iris arasındaki boşluğa ön oda, iris ile göz merceği arasındaki boşluğa ise arka oda dneir. Her iki odanın içi de kirpikli cisim tarafından salgılanan sıvıyla doludur.
  • Mercek ile ağ tabakası (retina) arasındaki boşluğa karanlık oda denir. Bu boşluk camsı cisim denen bir sıvıyla doludur. Gözün şeklinin sabit kalmasını sağlar.
  • Ön ve arka oda içerisindeki sıvının dengesinin bozulması ile sıvı basıncı değişebilir. Bu duruma göz tansiyonu denir.

Ağ Tabaka (Retina)

  • Gözün en iç kısmıdır. Bu kısımda fotoreseptörler ve görme sinirleri bulunur.
  • Mercekten kırılan ışınlar retina üzerine düşer.
  • Retinada ışığı algılayan reseptörler ve ağ şeklinde dağılmış sinir hücreleri bulunur.
  • Retinada fotoreseptörler bir bölgede yoğunlaşmıştır. Bu yoğun noktaya sarı benek denir. Retinaya ulaşan ışınların burada toplanır.
  • Görme sinirlerinin göz küresinden çıktığı bölgeye kör nokta adı verilir. Burada reseptör yoktur.
  • Retinada bulunan fotoreseptörler koni ve çubuk hücreleri olmak üzere ikiye ayrılır.

 Koni Reseptörler

  • Koni reseptörler renkli görmeyi sağlar.
  • Koni reseptörler renkleri algılamayı sağlar.
  • Renkli görmeyi sağlayan koni reseptörleri mavi, yeşil, kırmızı renklere duyarlıdır.
  • Bu üç çeşit koni reseptörü farklı renklerin görülmesini gerçekleştirebilmek için rengine göre birlikte çalışırlar.
  • Bu sayede tüm renklerin görülmesi sağlanır.
  • Koni reseptörlerinin herhangi birinin kalıtsal yapısının bozukluğu renk körlüğüne neden olur. Çünkü ara renklerin algısı için bu üç ana koni reseptörüne ihtiyaç duyulmaktadır.

Çubuk Reseptörler

  • Çubuk reseptörleri ışığa duyarlılık eşiği düşük olduğu
  • için az ışıkta bile görmeyi sağlar.
  • Çubuk reseptörler şekli görmeyi sağlar.
  • Çubuk reseptörlerinde rodopsin adı verilen protein bulunur.
  • Rodopsin proteini farklı ışık şiddetlerine karşı duyarlıdır ve düşük ışık şiddetinde bile görmenin sağlanabilmesi için impulsu başlatır.
  • Rodopsin, A vitamini ile birlikte çalıştığından, A vitamini yetersizliğinde gece körlüğü sorunu ortaya çıkar.

Görme Mekanizması

Görme olayı yukarıdaki gibi gerçekleşir. Ancak ışığın kırılması ve sarı benekte oluşan görüntünün bu kırılma sonucu ters bir görüntü oluşturması yüzünden görme sinirleri beynin optik kiyazma denilen bölgesinde çaprazlanır. Bu çaprazlanma sonucu beyinde görüntü düz oluşur.

Göz Kusurları

Doğuştan gelen veya sonradan çeşitli nedenlerle ortaya çıkan bazı göz kusurları, görüntünün retina üzerine tam düşmesini engeller. Bu durumda net görüntü sağlanamaz. Miyopi, hipermetropi, astigmatizm, presbitlik, glokom (göz tansiyonu) sıkça rastlanan göz kusurlarındandır.

  • Miyopi, göz küresinin önden arkaya doğru çapının uzun olması veya göz merceğinin normalden daha şişkin olması durumunda ortaya çıkan göz kusurudur. Görüntü, retinanın önüne düştüğü için uzak nesneler net görülemez. Bu görme kusuru, kalın kenarlı merceklerle düzeltilebilir.
  • Hipermetropi, göz küresi çapının normalden kısa olması veya göz merceğinin normalden ince olması nedeniyle görüntünün retinanın arkasına düşmesi durumudur. Yakını iyi görememe sorunu olan hipermetropi, ince kenarlı merceklerle düzeltilebilir.
  • Astigmatizm, kornea veya göz merceğindeki şekil bozuklukları sonucunda ışık farklı açılarda kırılır ve retina üzerine dağınık düşer. Retina üzerine dağınık düşen ışınlar nedeniyle net görüntü oluşmaz. Bu göz kusuru, iç içe geçmiş farklı kırma indisine sahip iki mercekten oluşan silindirik mercekle düzeltilebilir.
  • Presbitlik, yaşlanmaya bağlı olarak mercek esnekliğinin yitirilmesi sonucu ışığın az kırılması ile oluşan göz hastalığıdır. Görüntü retinanın arkasına düşer. İnce kenarlı mercek kullanılarak düzeltilir. Bu göz kusurunda, yakını net görememe problemi yaşanır.
  • Şaşılık, Göz kaslarının uyumlu kasılmamasından dolayı gözlerin farklı yönde hareket etmesiyle oluşur. Şaşılık ameliyatla düzeltilir.
  • Katarakt, Göz merceğinin saydamlığının kaybolmasıdır. Orta yaş üzeri bireylerde bulanık görmeye sebep olan bir kusurdur. Bu kusur ameliyatla düzeltilir
  • Göz tansiyonu, ön ve arka oda içerisindeki sıvının dengesinin bozulması ile sıvı basıncı değişebilir. Bu duruma göz tansiyonu denir. Normalde gözde göz sıvısı devamlı olarak üretilir ve dengeli bir şekilde sıvının fazlası göz kanalları aracılığıyla atılır. Böylece göz içi sıvı basıncı normal sınırlar içinde tutulur. Göz sıvısının boşaltılmasını sağlayan kanallarda bir tıkanıklık meydana gelirse gözün iç basıncı artar.

Göze Yardımcı Yapılar

Kaşlar, kirpikler, göz kapakları, göz kasları ve gözyaşı bezleri, göze yardımcı yapılardır. Kaşlar ve kirpikler, yabancı maddelere ve güneş ışığına karşı koruma sağlarken göz kapakları, mekanik etkilerden gözü korur. Gözyaşı bezleri ve gözyaşı, gözü nemlendirir. İçerdiği lizozim enzimiyle mikroorganizmalara karşı gözü korur. Gözün hareketi göz kasları sayesinde gerçekleşir.

kaynağı değiştir]

Duyu reseptörleri; ışık, ısı gibi herhangi bir haricî uyarıcıya tepki gösterebilen ve duyu sinirlerine sinyal gönderen organ ya da hücredir.[2] İşlevlerine göre üçe ayrılırlar:

Kemoreseptörler[değiştir

Fen ve Teknoloji Kavramlar

DERS PLANI
DERS ADI: FEN BİLİMLERİ
SINIF: 3
ÜNİTE ADI: DUYU ORGANLARI
KONU: BEŞ DUYU ORGANIMIZ

GÖZLEM:
Öğretmen sınıfa girer, öğrencilere selam verir ve nasıl olduklarını sorar. Bugün duyu organları konusunu işleyeceğiz der. Derse şu soruları sorarak giriş yapar. Kaç duyu organımız vardır? Duyu organlarımızın görevleri neler olabilir? Duyu organlarımızın sağlığını korumak için neler yapmalıyız? Çevremizdeki varlıkları duyu organları ile algılayabilir miyiz? Gibi sorular sorarak öğrencilerin konu ile ilgili düşüncelerini söylemelerini ister. Öğrenci görüşlerini aldıktan sonra etkinlikler yapılır. Örneğin, Sınıfta bir arkadaşımızın kulaklarını kısa bir süre kapatın. Ne gibi zorluklarla karşılaştığını ve neler hissettiğini arkadaşlarına anlatıralım.

SINIFLAMA:
Öğretmen konu anlatımına giriş yapar. Beş duyu organımız olduğunu söyler. Bunlar: göz, kulak, burun, dil ve deri olduğunu söyler. Her duyu organının farklı olduğunu ve her duyunun farklı görev ve işlevlerinin olduğunu söyler ve bunları açıklar. Beş duyu organımızdan olan deri duyu organını seçer ve anlatır. Örneğin: Deri vücudumuzun dış yüzeyini örten dokunma ve hissetme duyu organıdır. En büyük duyu organımızdır. Deri sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, ağrı, basınç, düzlük, pürüzsüzlük gibi çevreden gelen duyumları yani dış etkenleri algılar. Derinin önemi nedir? Deri olmasaydı ne olurdu? Gibi soruların cevaplarını yazmalarını ister.

İLETİŞİM:
sınıflama yapıldıktan sonra öğretmen şimdi hepinizin arkasına yaslanmasını ve beni dinlemenizi istiyorum. Öğretmen tahtaya kaldırdığı öğrencileri beş duyu organımızdan birini sorarak öğrenciden açıklama ister. Öğretmen öğrencinin açıklamasını dikkatle dinler. Duyu organlarımızın neler olduğunu bilen var mı? Sorunun cevabını doğru veren öğrencileri onaylar yanlış cevap veren öğrencileri cevaplarını düzeltme yapar. Ders anlatımına devam eder duyu organların farklı görevleri olduğunu söyleyerek etkinlikler yapar. Örneğin sınıfımızda bir arkadaşımızın gözlerinin kısa bir süre kapalı tutalım. Güvenlik önlemlerini alarak sınıfın içerisinde gezmesini sağlayalım. Bu aşamada canlıların gözleri ne kadar önemli olduğunun önemini vurgulayarak diğer duyu organlarımızın da gözlerimiz kadar önemli olduğunu kavratmalıyız.

ÖLÇME:
Öğretmen duyu organları arasındaki farkları ve ayırt edici özelliklerini göstermek için bir ölçme yapar. Sınıfa çeşitli meyveler ya da benzeri şeyler getirilir. Sınıfta birkaç öğrenci seçilir. Öğrencilerin gözleri kapatılır. Hazır getirilen meyveler öğrencilere dağıtılır. Öğrencilerden meyvelere dokunarak, koklayarak elindeki meyvelerin ne olduğunu tahmin etmelerini istenir. Tahminler yapıldıktan sonra öğrencilerin bağlı gözleri açılır ve tahminler karşılaştırılır.

KULLANILAN ARAÇ- GEREÇLER:
Çeşitli meyveler ( elma, armut, muz…..)

KAYNAKLAR:
öğretmenin konu anlatımı konu ile ilgili çocukların seviyesine göre aktaracağı bilgiler ders kitapları, internet, videolar, fen ve teknoloji kitapları, bilimsel dergilerde edinebilir.

SONUÇ ÇIKARMA:
Öğretmen öğrencilere soru sorarak yaptıkları etkinlikleri hatırlatarak neler anladıkları ve neler öğrendiklerini söylemelerini ister.

TAHMİN:
Geçmiş deneyimlere ve gözlem sonuçlarına hipotezlere ve teorilere dayalı olarak gelecekteki muhtemel olaylar ve bunların sonuçları üzerine fikir yürütmektir. Tahmin öngörüden farklıdır, çünkü verilere dayanır.

YAILACAK DENEYLER
SICAK, SOĞUK, ILIK
Kullanılan Araç ve Gereçler:
3 tane plastik bardak, (sıcak, soğuk, ılık su)
Etkinliğin Yapılışı:
1. Bardaklardan birine sıcak, diğerine ılık ve üçüncüsüne soğuk su koyalım.
2. Bir parmağımızı soğuk, diğerini de sıcak suya batıralım.
3. Biraz beklettikten sonra her iki parmağımızı birden ılık suya batıralım.
DEĞERLENDİRME:
1. Parmaklarınızı bulundukları sulardan çıkarıp farklı sıcaklıktaki sulara koyduğunuzda hangisini daha kuvvetli algıladınız? Nedenini açıklayınız.
2. Derimiz sıcak, soğuk, basınç, dokunma gibi duyuları nasıl algılıyor?

MEDIA ETKİNLİKLERİ
Öğretmen çeşitli video, animasyonlar ve resimler gösterir. Konuyu somutlaştırır.

TEKNOLOJİ İLE İLGİLİ BİR UYGULAMA
Materyalden bir göz ya da kulak örneği yapmalarını isteyebilir.

ÖYKÜ ANLATIMI VE YA DRAMA
Bir gün Beş duyu organlar kavga etmeye başlamış. Kulak,
-Ben sesleri çok iyi duyarım. Benden iyi kimse duyamaz !.Ben olmasaydım insanlar hiçbir ses duyamazdı.
Bu sözün üzerine Burun,
-Bende çok iyi koku alırım ne var yani. Kimse benden iyi koku alamaz. Ben olmasam o güzel yemeklerin kokusunu nasıl alacak bu insanlar?
Bu sözden sonra Göz,
-Ben olmazsan ne yapacak bu insanlar? Bende etrafı görmeye yarıyorum etrafı göremezlerse bu güzelliklerin farkına varamazlar. En sonunda sinirlenmiş Dil,
-Eee yeter ben olmazsam o güzel yemekleri nasıl yiyecekler? Bende tatmaya yarıyorum.
Son söz düşmüş Ten,
-En önemlisi benim arkadaşlarım. Ben olmazsam insanlar sevgiyi nasıl hissedecek, nasıl anlaşacaklar. Bende dokunmaya yarıyorum.
Beş duyu organlar anlamış ki: Hep bir ağızdan.
-Hepimiz bir işe yarıyoruz artık kavga etmeyelim demişler…

GÜNLÜK HAYATLA YA DA YAKIN ÇEVREYLE İLİŞKİLENDİRME
Yaşadığımız çevrede nelerin olduğunu gözlemlemek ( ev, araba, taş, ağaç vb. ) günlük yemekleri tatma çevremizdeki doğal ya da yapay nesneleri algılama ( taş ağaç vb. ) müzik dinleme, kuş seslerini işitme gibi.

BeğenBeğen

kaynağı değiştir]

Fotoreseptörler, gözde bulunan reseptörlerdir. Işığı algılarlar. Koni ve çomak hücreleri olmak üzere iki çeşidi vardır.

Mekanoreseptörler[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir