diş kökü iltihabı röntgen / Diş Apsesi - Ankara - Dr. Dt. Ömer Bayar

Diş Kökü Iltihabı Röntgen

diş kökü iltihabı röntgen

Diş kistlerinin tedavisi

Diş kistlerinin tedavisi

Diş kistleri, sessiz bir şekilde diş köklerine ya da diş etlerine ilerleyen bir diş hastalığı türüdür. Dişte oluşan bu enfeksiyon, çevre dokulara, diş köklerine ve çevre kemiklerine kadar yayılabilir. Bu durumda abse denilen problemle karşılaşılır. Bu enfeksiyon kemiğe kadar ulaştığında diş kaybı yaşanmaktadır.

Diş köklerinde şişme, ağrı gibi şikayetler, bu rahatsızlığı açığa çıkarabilir. Oluşan enfeksiyon diş kökünü öldürürse ağrı hissi yaşanmamaktadır. Fakat hastalık yavaş yavaş ilerleyerek yanındaki kemiği zedeleyebilir. Ayrıca enfeksiyonlu bölgenin bir bölümünde irin oluşarak çene zedelenmesi gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabilmektedir.

Dişte genellikle bir ağrı oluşturmadığından, hastalığın erken tanınması mümkün olmamaktadır. Çene kemiğinin ya da diş köklerinin herhangi bir bölgesinde gelişen, normalin dışındaki patojen yapı olan kistlerin, ilaç tedavisiyle iyileşme sağlanamadığı için cerrahi yöntemlerle çıkarılması gerekmektedir. Kist keseciğinde bulunan sıvı zamanla kana karışarak, enfeksiyonun iç organlara kadar yayılmasına neden olmaktadır. Bu durumla birlikte çok ciddi sağlık problemleri meydana gelmektedir. Bu yüzden diş kistine geç kalınmadan tedaviyle müdahale edilmelidir. Cerrahi işlem sona erdikten sonra belli aralıklarla diş kontrollerinin yapılması çok önemlidir.

Böylece diş kistinin neden olduğu kemiğin kaybının iyileşme süreci izlenmektedir. Bazı kistler çok büyük olduğu için çenenin kırılmasına neden olabilirler. Bu yüzden işlem öncesinde volumetrik tomogrofi istenilmektedir. Çekilen tomogrofi sayesinde kistin neden olduğu kemik kaybının önceden tespiti sağlanmaktadır. Üç boyutlu tomogrofi sayesinde çene kistlerinin çok net bir şekilde belirlenmesi, cerrahinin çok daha güvenli yapılması sağlanmaktadır.

İlk olarak, diş kistinin oluştuğu yerde gelişim eğilimi gösterdikçe köklerin etrafındaki yumuşak dokularda şişliklerin oluşmaya başlamasıyla kendini gösteren diş kisti, oluşan şişliklerin beraberinde ağrıya yol açmaktadır. Ağrıların şiddetlenmesiyle birlikte, dışarıdan fark edilecek kadar şişikler oluşur. Bu aşamadan sonra kistli bölgedeki diş daha da hassaslaşmaya başlar. Diş kistinin dolayısıyla ağız kokusunun ortaya çıkmasıyla birlikte, ağrıda belirgin bir artış gözlenmektedir. Ayrıca dişte sallanma hissedilir. Kistin oluşturduğu irinin akması, ağrının hafiflemesine, kişinin ise halsizleşmesine yol açar.

Diş kistlerinin kendi içinde beş farklı türü gözlemlenmektedir.

  • Periapikal Kistler: Diş köklerinin ucunda meydana gelen kistler diye tanımlanan periapikal kistler; dişte oluşan enfeksiyonla oluşmaktadır. Anında tedavi edilmesi gereklidir, çünkü tedavi edilmezse diş kistleri meydana gelir. Tedavi edilmeyen periapikal kistler, diş köklerinde kemik kaybı oluşturmaktadır. Bu yüzden diş ya çekilmeli ya da dişe kanal tedavisi uygulanmalıdır.

 

  • Dentijeröz Kistler: Yirmi yaş dişleri gibi çıkmayan dişlerin etrafında oluşan dentijeröz kistler kemik kaybına sebebiyet vermektedir. Bu yüzden, çıkmayan dişle birlikte kist oluşan bölge alınmalıdır. Çene kistlerinin %20’sini oluşturan bu kistler, en çok gözlemlenen kistlerdir. En çok alt üçüncü büyük azı dişlerinde meydana gelen dentijeröz kistler, 20 ve yaşları arasındaki bireylerde görülmektedir.

 

  • Lateral Periodontal Kistler: Ağrı yapmayan lateral periodontal kistlerde klinik belirtiler görülmemektedir, genelde röntgende ortaya çıkmaktadır. En çok 50 yaşın üzerindeki bireylerde meydana gelir ve bu kistler diş kaybına neden olmaktadır.

 

  • Rezidüel Kist: Artık kist olarakta bilinen rezidüel kistler, kronik enfeksiyonlu diş çekimlerinden sonra, lezyonlu bölgenin temizlenmediği takdirde zamanla oluşan kistlerdir. Dişçi koltuğunda operasyonla alınabilen kistlerdir.

 

  • Döküntü Kist: Süt dişlerinde oluşan döküntü kistler, çocukları etkileyen bir türdür. Süt dişleri çıkarıldığında, dişle birlikte düşebilirler fakat diş düştüğünde diş etinde kalabilirler. Genellikle düşen diş sonrasında, kistte düştüğünden, tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır.

Diş çürükleri, diş sağlığının zarar görmesinin başlıca nedenlerindendir. Sağlıksız beslenme ve beslenme sonrasında diş temizliğinin dikkat edilmemesi sonucunda, dişlerde zamanla plağa dönüşür ve bu plaklar asit üretir. Bu asidin, diş minesini eritmesi ve diş özüne kadar ilerlemesi sonucunda çukurlar meydana gelir, kist oluşur. Diş ipi kullanımı ve diş fırçalamak, diş kistinin oluşmasını engellemektedir.

Diş kistlerinin oluşumu çok sık rastlanan yapıdadır. Bazı kistler ağrıya neden olurken, bazıları hiçbir belirtiye yol açmamaktadır. Bu yüzden diş kontrolü yapılması sağlıklı ve sağlıksız bütün dişler için kaçınılmazdır. Çünkü diş eti kistlerinden kaynaklı enfeksiyonlarının önüne geçilmezse, iltihabın kana karışarak iç organlara kadar yayılıp, ölüme kadar büyük riskler taşımaktadır.

DİŞ KİSTLERİNİN TEDAVİSİ

Diş kistlerinin tedavisinde yapılacak ilk şey, dişteki iltihabın kurutulmasıdır. İltihabın neden olduğu şiddetli, dayanılamaz ağrılar da olmaktadır. Bu ağrılar için, hastaya bir müddet antibiyotik kullandırılır. Daha sonra, apsenin olduğu bölge, aletlerle tam olarak temizlenir.

Dişe yapılan kanal tedavisiyle, diş içindeki sinirler alınır ve diş kapatılır. Küçük olan kistlerde, kist ameliyatları oldukça kolaydır. Diş çekildiğinde, ağızdan çıkabilir. Bazen diş çekilse de çenenin içinde gizli kalabilir. Bu da ileri zamanlarda çene kistine dönüşebilir. Bu yüzden kistin dişten tamamen temizlendiğinden emin olunmalıdır.

Diş kistlerinin çözümü sadece ilaç tedavisine dayalı olmadığından, mutlaka cerrahi müdahale şarttır. Cerrahi işlemin sonrasında düzenli olarak kontroller büyük önem taşımaktadır.

Diş apsesi oluşumu, ağız içerisinde yer alan bakterilerin belirli bölgelerde enfeksiyon oluşturması olarak açıklanmaktadır. Diş apsesi oluşumu, diş kökünde ya da diş etleri üzerinde yer alabilmektedir.

Diş apsesi oluşumu, bakterilerden kaynaklanan bir problem olması sebebiyle ağız ve diş sağlığının yeterli düzeyde yapılmadığını gösterebilmektedir. Düzenli diş fırçalanmaması ya da diş fırçasının hijyeninin sağlanmadığı gibi durumlarda apse oluşabilmektedir.

Diş apseleri diş çevresinde oluşan içi dolu şişlikler olarak fark edilmektedir. Bu şişlikler bulunduğu kısımlarda boyun, baş, kulak ağrıları gibi etkilerle fark edilebilmektedirler. İçlerinin enfeksiyon dolması sebebiyle etkileri geniş bir alana yayılmaktadır.

Diş Apsesi Belirtileri Nelerdir?

Diş apsesi belirtileri, ağız içerisinde ve baş bölgesinde kendisini gösterebilmektedir. Bilinen bazı belirtiler şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Boyun ve baş bölgesine kadar uzanan şiddetli çene ağrısı
  • Dişlerde sıcak ve soğuk hassasiyetinin oluşması
  • Çiğneme durumunda hassasiyet ve ağrı oluşması
  • Yüksek ateş
  • Ağrının hissedildiği yüz bölgesinde şişlik
  • Boğaz şişliği, yutmada zorluk
  • Normal dışı ağız kokusu

Diş etinde ya da diş kökünde oluşan apse hem dişler üzerinde hem de yüz bölgesinde ağrılar oluşturmaktadır. Bu belirtilerin oluşmasının akabinde mutlaka bir diş hekimine başvurulması gerekmektedir.

Diş apsesi oluşumları tedavi sürecinde genellikle antibiyotikler kullanılmaktadır. Tedavisi tamamlanmayan apseler kist oluşumuna kaynaklık edebileceği için bu tedavilerde hassasiyet gösterilmesi önem arz etmektedir.

Diş Apsesine Ne İyi Gelir?

Diş apsesine iyi gelen uygulamalar, diş hekimi tarafından tedavinin başlatılması akabinde ya da apsenin yeni oluşma sürecinde evde yapılacak uygulamalar olarak sunulmaktadır. Bilinen bazı uygulamalardan şöyle bahsedilmektedir:

  • Tuzlu su ile günde en az bir kere gargara yapmak, ağız içi mikroplarla baş etmektedir.
  • Sirkeli su ile gargara yapmak hem mikroplarla başa çıkmakta hem de ağız içi hijyeni sağlamaktadır.
  • Yüzde oluşan şişliklerin giderilmesi için buz kompres uygulaması yapılabilmektedir. Bu uygulama şişliklerin ve morlukların geçmesine yardımcı olmaktadır.
  • Tuz ile ovulan salatalığı apsenin oluştuğu bölgede bekletmek, o bölgede oluşan apsenin emilmesine yardımcı olmaktadır.
  • Su ile çözeltisi sağlanan oksijenle de gargara uygulaması haftada bir olacak şekilde yapılarak, bakterilerin yok edilmesi sağlanmaktadır.
  • Karanfil yağı ve karanfilin doğrudan uygulanması da apselerin yok olmasında tedavi edici rol oynamaktadır.
  • Karbonatlı su ile he akşam uyku öncesinde gargara yapmak var olan bakterilerin giderilmesini sağlayan iyi bir hijyen yöntemi olarak bilinmektedir.

Diş apsesi tedavi sürecinde bu yöntemler, destekleyici olarak sunulmaktadır. Mutlaka bir diş hekimi gözetiminde ilaç tedavisine başlanarak apsenin tamamen yok olduğundan emin olunması gerekmektedir.

Diş Apselerinin Türleri Nelerdir?

Diş apsesinin çeşitlerine bakıldığında; diş kökünde biriken ve diş aralarında oluşan olmak üzere iki farklı çeşidi bulunmaktadır. Hastanın ağız bakımına özen göstermemesi ve çürüklerini tedavi ettirmemesi durumunda diş köklerin apse birikimi olabilmektedir. Gün içerisinde diş aralarında kalan yiyeceklerin temizlenmemesi durumunda ise, diş aralarında oluşan apse görülebilmektedir.

Diş Apsesi Risk Faktörleri Nelerdir?

Diş apsesi riskini arttıran durumlar aşağıda verilmiştir:

  • Kötü ağız alışkanlıkları olan ve ağız bakımına özen göstermeyen kişilerin diş apsesi riski bulunmaktadır. Gün içerisinde en az 2 kere dişlerin fırçalanması ve diş ipi ile de temizlenmesi gerekmektedir. Ancak ağız temizliğine özen gösterilmemesi durumunda; diş apsesinin yanı sıra, diş eti hastalığı ve diş çürüğü riski de artmaktadır.
  • Fazla şeker tüketimi hem vücut için hem de dişler için oldukça zararlı olmaktadır. Asitli yiyecekler, şekerlemeler, aşırı şeker içeren besinler diş çürüklerine neden olabilmektedir. Bu diş çürükleri ise diş apsesine dönüşebilmektedir.
  • Diyabet gibi otoimmün rahatsızlıkları olanların diş apsesi problemi yaşama ihtimalleri oldukça yüksek olmaktadır. Rutin olarak ağız ve diş bakımlarını aksatmamaları gerektiği gibi doktor kontrollerine de gitmelilerdir.

Diş Apsesi İçin Ne Zaman Doktora Gidilmelidir?

Diş apsesinin tedavi gerektirdiği zamanın anlaşılabilmesi için belirtilerinin gösteriliyor olması gerekmektedir. Özellikle yüzünde şişlik oluşan ve ateşi yükselen hastalar, mutlaka bir diş hekimini ziyaret etmelilerdir. Hissedilen ağrıdan ve diş apsesinden kurtulmak isteyenlerin tek alternatifi, diş tedavisi görmektir. Apsenin rüptüre olması durumunda, ağrıda azalma hissedilebilmesi de mümkündür. Enfeksiyonun çenenin diğer kısımlarına yayılmaması, vücudu tehlikeye atmaması ve sepsise yol açmaması için önlem alınarak tedavi olunması gerekmektedir.

Diş Apsesi Tanısı Nasıl Konur?

Diş apsesi teşhisi için doktorların uyguladıkları yöntemler aşağıdaki gibidir:

  • Apseli dişler dokunmaya ve basınca duyarlı oldukları için diş hekimi dişe hafifçe vurarak tanı koyabilmektedir. Ağrı düzeyini tespit edebilmek için dokunma ve basınç duyarlılığını ölçmektedir.
  • Diş apsesinin görülebilmesi ve apsenin olduğundan emin olunması için röntgen veya görüntüleme testi uygulanabilmektedir.
  • Antibiyotikler ile enfeksiyon önlenemiyor ise; bu durumda laboratuar testlerine başvurulabilmektedir. Diş apsesine neden olan bakterinin türünün keşfedilmesi için testler yapılmaktadır. Bu sayede daha etkin bir tedavi planının hazırlanması mümkün olmaktadır.

Diş Apsesi İçin Tedavi Uygulamaları Nasıldır?

Diş apsesi tedavisi; apsenin içerisinin boşaltılması ve enfeksiyonlu bölgenin temizlenmesi mantığına dayanmaktadır. Kök kanal tedavisi ile diş kurtarılabileceği gibi dişin çekilmesini gerektiren durumlar da oluşabilmektedir. Uygulanabilecek diş apsesi tedavileri ise şu şekildedir:

  • Kök kanal tedavisi ile apseli diş kurtarılabilmektedir. Bunun için öncelikle diş temizlenmektedir ve sonrasında dışı dezenfekte edilmektedir. İçi ise frezle delinmektedir ve sonrasında apseli kısım boşaltılmaktadır. Kök kanal işlemi ile bakımı yapılmış olan bir dişin ömür boyu kullanılması mümkün olmaktadır.
  • Diş hekimleri en son çare olarak dişi çekmektedir. Uygulanabilecek bir tedavi kalmadığında, diş kurtarılamadığında çekilmektedir. Başka enfeksiyonun oluşmaması, ağız ve diş sağlığının korunması için diş çekme işlemi yapılmaktadır.
  • Enfeksiyonun sadece apseli bölgenin etrafında olması durumunda, hastanın antibiyotik kullanmasına gerek olmamaktadır. Ancak enfeksiyonun yayılması halinde, enfeksiyonun yavaşlatılması adına antibiyotik kullanılması gerekmektedir. Özellikle zayıf bir bağışıklık sistemi olanlar için uygulanan bir tedavidir.

Diş Apsesi Probleminin Tekrarlamaması İçin Ne Yapılmalıdır?

Diş apsesinin tekrar etmemesi için ağız bakımının aksatılmaması gerekmektedir. Diş apsesi problemini atlatmış olanların ağız gargarası yapması, diş ipi ile diş aralarındaki kalıntıları temizlemesi ve diş hekimi randevularını aksatmamaları durumunda diş apsesinin tekrarlaması önlenebilmektedir. Ayrıca diş apsesi olanların da yemek yerken apsenin olduğu bölümü kullanmaması gerekmektedir.

Diş Kökü İltihabı Neden Olur? Belirtileri nelerdir?

Diş Kökü İltihabı, Bakterilerin diş köküne ulaşıp çoğalması sonucu oluşan enfeksiyona diş kökü iltihabı denir. Diş kökü iltihabı ölü doku, akyuvar ve bakterilerden oluşan kötü kokulu bir sıvıdır ve tedavi edilmediği takdirde dişlere ciddi bir zarar verir. Şiddetli ağrılara sebep olan diş kökü iltihabının sonuçları diş kayıplarına kadar götürebilir.

Diş Kökü İltihabı Neden Olur?

Diş kökü iltihabının nedeni olarak dentin ve mine tabakasının aşınması ve bütünlüğünün bozulması gösterilebilir. Bu yapılarda meydana gelen çeşitli deformasyonlar, sağlık bütünlüğünün bozulmasına ve zararlı bakterilerin diş köklerine ulaşmasına yardımcı olur. Enfeksiyonla kaplanan diş kökleri de bu şekilde iltihaplanır. Bozulma ve aşınmaya sebep olan etkenler ise şunlardır:

 

  • Ağız ve diş temizliğine gereken önemin verilmemesi.
  • Tedavi edilmeyen çürük dişler.
  • Diş minesinde oluşan olan kırık ve çatlaklar.
  • Bağışıklık sisteminde gözlenen zayıflıklar.
  • Dişte oluşan boşlular ve çürümeler.
  • Çeşitli nedenlerden dolayı zayıflayan dolgular
  • Dişte yaşanan yaralanma ve zedelenmeler
  • Bruksizm, yani diş gıcırdatma rahatsızlığı

Diş Kökü İltihabı Belirtileri Nelerdir?

Diş kökü iltihabı  yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden ötürü ortaya çıkan diş kökü iltihaplanmalarının belirtileri aşağıdaki gibidir:

  • Diş kökünde hissedilen şişlikler
  • Ağız kokusu
  • Ağızda oluşan kötü tat oluşumu
  • Yüzde, yanakta, boyunda ve kulak altında meydana gelebilen şişlikler
  • Soğuk ya da sıcak gıdaların tüketimine karşı oluşan hassasiyet
  • Halsizlik ya da ateş
  • Diş eti kanamaları
  • Diş eti çekilmesi
  • Ağzı açmada zorluk yaşama, yutkunmada zorluk yaşanması

Bu belirtilerden bir kaçına sahipseniz uzman bir diş hekimine görünerek diş muayenesi yaptırmanız ağız ve diş sağlığı açısından iyi olacaktır.

Görünmen Diş Teli

 

Diş Kökü İltihabı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Diş kökü iltihabı, ağız ve diş sağlığı açısından ciddi problemler oluşturabilecek bir rahatsızlıktır ve ertelenmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Belirtileri ve neden olacağı sonuçlar göz önüne alındığında erken aşamada fark edilmesi önemlidir. Bu noktada iltihaba sebep olan enfeksiyonu durdurmak için ilk olarak yapılacak şey antibiyotik kullanımıdır.  Uzman diş hekimin iltihaplanmaya neden olan durumu belirlemesi ve enfeksiyonu durdurabilmek için antibiyotik tedavisine başlamasıyla gerçekleştirilir. Eğer çok ilerlemiş bir vakaya sahipseniz iltihabın olduğu dokuya iğne yardımıyla antibiyotik de verilir. İltihaplanma durdurulduktan sonra diş kökü temizlenerek tedavi tamamlanır.

 

Diş Kökü İltihabına Ne İyi Gelir?

Diş kökü iltihabı erken aşamada belirlemek çok önemlidir. Bu nedenle diş kayıplarına yol açmadan tedavi ettirme imkanına sahip olunur. Düzenli olarak ağız ve diş sağlığınız için uzman hekimlere rutin kontrollere gitmeniz ağız ve diş sağlığı açısından önem kazanır. Diş kökü iltihabı da bu kontrollerde belirlenerek tedavi edilebilir. Çünkü diş kökü iltihaplanmalarının uzman hekimler yardımı olmadan tedavi edilebilmesi çok zor bir durumdur. Diş kökü iltihabı tedavisi için uzman diş hekimlerine gidene kadar oluşan ağrı ve sızıyı hafifletmek için çeşitli ağrı kesiler kullanabilirsiniz.

 

Diş Kökü İltihabı Nasıl Önlenir?

Diş kökü iltihabının önlenmesi konusunda çoğu diş hekimi ve uzman diş sağlığı için yapılması gereken temel şeyleri önermektedir. Bu sayede dişlerinizi koruyarak mine ve dentin tabakasının zarar görmesini de engellemiş olursunuz.

  • Dişler günde en az iki defa fırçalanmalıdır.
  • Diş ağrısı ve diş etinde kanama gibi durumlarda ihmal edilmeden bir diş hekimi ile iletişime geçilmelidir.
  • Doktorunuza düzenli olarak diş kontrollerinizi yaptırmalısınız.
  • Şekerli yiyecek ve içeceklerin yanında çok soğuk ya da çok sıcak yiyecek ve içeceklerin de fazla tüketilmemesi gereklidir.

Bu önlemleri aldığınız takdirde dişlerinizi koruyan mine ve dentin tabakasında herhangi bir sorun meydana gelmeyecektir. Her halükarda diş köklerinizde bir iltihap meydana gelse bile fark edilmesi erken olacağından diş kaybı gibi bir sorunla karşılaşmazsınız.

Dişin farklı bölgelerinde oluşabilen bir tür irinli bakteriyel enfeksiyon olan diş apsesi; tedavi edilmediği takdirde tüm vücudu etkileyebilen ciddi bir soruna dönüşür ve bir an önce müdahale edilmelidir. Peki diş apsesi nasıl patlatılır? Hazırlamış olduğumuz bu makalede diş apsesi boşaltılması nasıl yapılır, kendiliğinden patlarsa nolur, ne yapılmalı, öldürür mü gibi sorularının cevapları yer almaktadır.

Dişlerde meydana gelen apseler 3 farklı türde görülür: 

  • Periapikal apse; bakterilerin, dişin yumuşak bir iç katmanı olan pulpaya çürük veya travma gibi nedenlerle ulaşarak; kan, sinir, damar yapılarını enfekte etmesi sonucu oluşur.
  • Periodontal apse, ise dişi destekleyen periodontal dokuların enfekte olması sonucu gelişir
  • Diş eti apsesi ise diş kılı fırçası, kuruyemiş kabuğu gibi yabancı cisimlerin diş etlerine girmesiyle ilişkilendirilir.

Apse olmuş dişin tedavisinde öncelikli hedef sebep olan etkenin uzaklaştırılması ve apsenin bir an önce boşaltılmasıdır. 

Diş apsesi boşaltılması öncesi

Diş hekimleri sıklıkla enfeksiyonu kontrol altına almak ve lokalize etmek için antibiyotik tedavisine başvururlar. Ancak ortaya çıkan şişliğin kenarları belirgin ve düzensiz yayılım göstermiyorsa sıklıkla antibiyotik tercih edilmez.

Klinikte diş apsesinin cerrahi olarak boşaltılmasını engelleyebilecek bazı kontrendikasyonlar mevcuttur:

  • Yüksek ateş ve taşikardi gibi bulguların eşlik ettiği enfeksiyon hızlı bir yayılım gösteriyorsa
  • Hastanın nefes alıp vermesini zorlaştıracak derecede üsy havayolu tıkanlıklığı varsa
  • Cilt altı ve geniş yayılım gösteren şişlik varsa,

Bu tür hastaların acil servis veya hastane ortamında tedavisine devam edilmesi daha uygundur. Ayrıca hamileliğin 1 nci trimesterinde bu tür cerrahi girişimler için mutlaka aciliyet değerlendirilmesi ve hastayı takip eden hekimle konsültasyon yapılmalıdır.

Kalp rahatsızlıkları bulunan ve risk teşkil eden hastalarda apsenin boşaltılmasından önce endokardit gelişimi için antibiyotik profilaksisi yapılır.

Diş apsesinin boşaltılması için şişlik nasıl patlatılır?

Apsenin tam olarak lokalizasyonunu, sınırlarını ve yayılım gösterdiği dokuları incelemek için diş hekiminiz panoramik röntgen alabilir. Prosedür ise şu aşamaları içerir:

  • Uygun lokal anestezi yöntemi ile ilgili bölge uyuşturulur. Apsenin daha derin dokulara yayılımı gerçekleşebileceği için genellikle bölgesel anesteziler tercih edilir. Anestezinin etki süresi standart prosedürlerden farklı olduğu için genellikle dakika kadar uzunca bir süre beklemek gerekir.
  • Bu bekleme esnasında povidon iyot veya klorhexidin solüsyonları ile hastaya ağız çalkalaması yapması istenir.
  • Diş hekimi parmakları vasıtası ile apseyi palpe ederek fluktuasyonu yani hareketlerini inceler. 
  • Apsenin en dalgalı hareekt gösterdiği tepe noktasından cm genişliğinde bir kesi yapılır. Kesi dik olarak yapılır ve alttaki kemik dokusuna kadar ulaşılır.
  • Açılan boşluktan apse dışarı doğru boşalmaya başlar. Gerekli olgularda el aletleri vasıtası ile apsenin patlatıldığı drenaj sahası serbestleştirilir ve iltihabın rahatça akması sağlanır.
  • Büyük bir enjektör ile iltihabın boşaltıldığı alan serum fizyolojik ile yıkanır ve temizlenir.
  • İnatçı ve büyük enfeksiyonlarda yineleyen iltihabın akmaya devam etmesi için bir drenaj kauçuk takılır ve bölgeye dikilerek sabitlenir. Bu şekilde dışarı akan iltihabın kuruması kolaylaşır.

Tamamlayıcı tedavi

Hastadan işlemden sonra; sık sık sıcak ve nemli kompres uygulaması yapması istenir.

Bir sonraki randevuya kadar geçen süreçte ağrıyı azaltmak için hekimin önerdiği ilaçlar düzenli bir şekilde kullanılmalıdır. Diş hekimi bı süreçteki ilk bir kaç gün tuzlu su ile ağız gargarası yapmanızı isteyebilir. 

Diyabet gibi bir sistemiz rahatsızlığınız varsa kan şekerinizi bu süreçte daha dikkatli takip etmeniz gereklidir. İşlemden sonraki günlerde sıvı gıdalar tüketmeye gayret edin. Bu sayede daha fazla gıda tüketebilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz.

Ayrıca diş apsesi için doğal antibiyotik etkisi gösteren ve evde uygulayabileceğiniz bitkisel yöntemlerle ilgili makalemizi inceleyebilirsiniz.

diş apsesi nasıl patlatılır

Diş apsesi kendiliğinden patlarsa ne yapılmalı?

Dişlerde meydana gelen apseler ancak ve ancak enfeksiyona neden olan etkenin ortadan kaldırılması ile tedavi edilebilirler. Diş kök ucundaki apseler kendiliğinden patlarsa ağrı azalmaya başlar ancak iyileşme olmaz. Sebep olan dişin çekilmesi veya kök kanal tedavisi ile iltihaplı dokuların temizlenmesi gereklidir.

Diş apsesi patlarsa öldürür mü?

Apse problemi yaşayan hastaların büyük çoğunluğunun en sık yaptığı internet aramalarından biriside diş apsesi kendiliğinden patlarsa nolur, öldürür mü sorusudur. Sorunun cevabı ise basit, apse patlarsa öldürmez, kronikleşir. Uzun dönemde bu kronik iltihap; vücutta zararlara ve başka hastalıklara zemin hazırlar. Bu nedenle apse kendiliğinden patlasın yada patlamasın en kısa zamanda bir diş hekimini ziyaret etmek ve apsenin tedavisinin gerçekleştirilmesini sağlamak gerekir.

Umarız hazırlamış olduğumuz makalede diş apsesi boşaltılması süreci ve nasıl patlatılır sorusuna cevap bulabilmişizdir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir