Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yıkım ihalesini verdiği “taşeron çetelerin” silahlı sopalı saldırısına maruz kalan Dikmen Vadisi halkı, bir basın toplantısı ile 14 Mart günü yaşadıklarını anlattı. Saldırganların işçi değil, çete üyesi olduğunu söyleyen Vadililer, ellerindeki fotoğraflar ve videolar ile saldırganları ve suç aletlerini teşhir etti. Vadi halkı, defalarca aramalarına karşın olay yerine gelmeyen polisin kendilerini suçlu gibi göstermek istemesine de tepki gösterdi
Yaklaşık 8 yıldır AKP’nin ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm politikalarına karşı barınma hakkı mücadelesi veren Dikmen Vadisi halkı, 14 Mart günü belediyenin yıkım ihalesini devrettiği taşeron şirketin elemanları tarafından saldırıya uğramıştı. “Taşeron işçi” suretine bürünen mafya örgütlülüğü, Dikmen Vadisi halkına taşlarla, sopalarla ve son olarak pompalı tüfeklerle saldırmıştı. Saldırılar bununla da kalmamış, olayların ardından bazı yayın organlarına yaptırılan “sipariş haberler” ile bölge halkı ve onlara destek veren kurum temsilcileri hedef haline getirilmişti.
Dikmen Vadisi halkı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin mafya tipi taşeron örgütlülükler aracılığıyla yaptığı saldırılara ve 14 Mart günü yaşananlara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. “Rantçı Gökçek’e ve silahlı çetesine karşı evlerimizi ve yaşamımızı savunacağız” denilen toplantı, saat ’da Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlendi.
‘İşçi değil, Gökçek’in paralı, silahlı, sopalı çetesi’
Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi Temsilcisi Gülhan Yalnız
Basın açıklamasını Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi adına Gülhan Yalnız okudu. Daha önce de Melih Gökçek’in çeşitli saldırılarına maruz kaldıklarını hatırlatarak konuşmasına başlayan Yalnız, 13 Şubat ve 14 Martta saldıranların Büyükşehir Belediyesi’nin para karşılığı tuttuğu eli silahlı ve sopalı çete üyeleri olduğunun altını çizdi.
Emniyetin sükutu ikrarın göstergesi
Çete üyelerinin geldiği sabahın erken saatlerinden itibaren defalarca ’i aradıklarını söyleyen Yalnız, “Devletin mevki ve makam sahipleri, adli ve idari mercileri ve devletin emniyet güçleri ise günler öncesinden planlandığı belli olan bu saldırıyı yalnızca seyretmekle yetinmiştir. Yıldızevler Karakolu’na şikayetçi olmamıza rağmen emniyet teşkilatı bu durumu göz ardı etmiş, hiçbir önlem almamıştır. Daha da kaygı verici olanı, olayın sonrasında mağdur olan bizler suçlu ilan edilmeye çalışılıyoruz” dedi.
Vadi halkının can güvenliği var mı?
Yalnız, saldırı sırasında olayın hemen yakınındaki okulda çocukların mahsur kaldığını, okul yöneticilerinin başvurularına karşın polisin olay yerine gelmeye bile tenezzül etmediğini aktardı. Can güvenlikleri olmadığını vurgulayan Yalnız, çete üyelerinin yoldan geçen bir arabayı da kurşunladığını, Salih Yüce’nin, eşinin ve çocuğunun yara almamasının tamamen bir tesadüf olduğunu ifade etti.
Yalnız, “14 Mart günü saldırı öncesinde ve anında , Yıldızevler Karakolu, Valilik, Ankara Emniyet Müdürlüğü defalarca aranmıştır ama Dikmen Vadisi’ne o gün hukuk devleti uğramamıştır” dedi.
Cihan Haber Ajansı muhabirine geçmiş olsun dileği
Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi, basın emekçilerinin 8 yıllık direniş süresince halkın derdini anlatmasına vesile olduğunu söyledi. Silahlı çetenin pompalı tüfekli ve saçmalı saldırısı sonucunda yaralanan Cihan Haber Ajansı muhabirine geçmiş olsun dileklerini ileten Vadililer, yaralanan muhabir Bilal Oflaz’a en yakın zamanda geçmiş olsun ziyareti gerçekleştireceklerini de duyurdu.
Yetkili mercilere: ‘Canımıza kast edilirken, bizi mi suçlu çıkaracaksınız?’
Yalnız sözlerini şöyle sürdürdü:
Tüm basın emekçilerine soruyoruz; yıkıma gelen işçinin elinde silahlar, sopalar mı olur, yoksa kürek mi olur? Asıl niyet ortadadır Melih Gökçek’in taşeronluğunu yapan çete önce Dikmen Vadisi’ndeki insanları öldürmeye gelmiş daha sonrada alın terimizle yaptığımız evleri yıkmayı hedeflemiştir.
Emniyet teşkilatının önlem almak bir yana, çetelerden yana saf tuttuğunun altını çizen Yalnız, mücadelelerini haklarını kazanana kadar sürdüreceklerini söyledi. Emniyet, Valilik, Savcılık gibi tüm yetkili mercilere gideceklerini ifade eden Vadililer, “Silahlı saldırganlar canımıza kast ederken yoktunuz, şimdi de bizi mi suçlu çıkartmaya çalışıyorsunuz” diyeceklerini açıkladı.
Çete saldırısı, fotoğraf ve videolarla gösterildi
Avukat Deniz Özbilgin
Basın açıklamasının okunmasının ardından sözü Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi’nin avukatı Deniz Özbilgin aldı. Olay sırasında pompalı tüfekle ateş eden 4 farklı kişinin, tek tip hazırlanmış sopalarla Vadi’ye gelen çete üyelerinin fotoğraflarını basınla paylaştı. Özbilgin, yıkım ihalesini alan şirketin yetkilisinin hem 13 Şubat hem de 14 Mart’ta olay yerinde olduğunu, ikinci saldırıda elinde pompalı tüfekle saldırdığını ve “Mermi yok mu, mermi getirin” diye bağırdığını görüntülerle gösterdi.
Ankara Valiliği’nin ve polisin defalarca arandığını yineleyen Özbilgin, Ankara Valiliği’nin “Gereğini yapacağız” yanıtı verdiğini fakat bugüne kadar çete üyelerinden hiçbirisinin gözaltına alınmadığını ifade etti.
Özbilgin’in konuşmasının ardından farklı haber bültenlerinde yayımlanan görüntüler izlendi. Görüntülerde saldırı anı ve saldırganların silahları tek tek gösterildi.
Günay: ‘Halkevleri, Vadi halkının her daim yanındadır’
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay da tarafsızlık ilkesi doğrultusunda habercilik yapmayan bazı yayın kuruluşlarının, Dikmen Vadisi halkına ve halkın yanında olanların hedef alındığı haberlere dikkat çekti. Günay, Halkevleri’ni de hedef gösteren haberlere ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Halkevleri, hak mücadelelerinin yanında olan bir örgüttür ve 8 yıldır Dikmen Vadisi halkının yanına defalarca gitmiştir. Gerek yıkım saldırısında gerekse çete saldırılarında halkın yanında olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bu Halkevleri’nin asli görevidir. Nasıl Tekel işçilerinin yanında olduysa, nasıl eğitim hakkı gasp edilenlerin yanında olduysa, nasıl sağlık hakkı isteyenlerin yanında olduysa bundan sonra da olacaktır. Olayda başka kasıtlar, başka senaryolar aramaya gerek yoktur. Saldırı haberi geldiği andan itibaren uygun olan tüm arkadaşlarımız, oradaki insanların kılına, canına, malına zarar gelmesin diye Dikmen Vadisi’ne koşmuşlardır. Bundan sonra da gideceğiz.
‘İşçi yıkıma takım elbiseyle, ütülü pantolonla mı gelir?’
Hem Vadi sakini hem de bir işçi olan Hasan Karagülmez basın toplantısında söz aldı. Karagülmez şöyle dedi:
Vadi sakini Hasan Karagülmez
Yıkıma giden bir işçi takım elbiseyle, ütülü pantolonla gitmez, işçi kıyafetiyle gider. Aha böyle benim gibi gider. Bunlar işçi değil, Gökçek’in mafyası. Ben evimi, çoluğumu çocuğumu mafyaya, çeteye teslim etmem. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Melih Gökçek de duysun bunu, tüm Ankara yetkilileri de duysun.
‘Ya Gökçek hakkımızı verir ya da cenazemiz çıkar’
Bir başka Vadi sakini Hasan Irmak da olay günü torunlarıyla bahçede oynadığını, silah seslerinin gelmesi üzerine eve kapandıklarını söyledi. Eşine ’i aramasını söylediğini aktaran Irmak tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
Vadi sakini Hasan Irmak
Eşim defalarca aramasına rağmen polis gelmedi. Torunlarım okula gidemedi, evde mahsur kaldı. Okuldaki yaşındaki çocuklar okuldan çıkamadı. Adamlar ‘Ben mafyayım’ diye bas bas bağırıyor. Birbirlerine mermi veriyorlar. Ankara Valisi bunu görmüyor mu? Eşim iki defa aradı polisi, niye gelmiyor polis? Emniyet görmüyor mu silahları, mermileri? Anlaşma mı yaptılar? Başkentin ortasında nereye gideceğiz?
Biz o evlere yüzlerce fide diktik, bahçelerimizi yaptık. Yıllarımız geçti, anılarımız geçti. Evlerimizi bırakıp hiçbir yere gitmeyiz. Evlerimizi bizden alamazlar. Gelsin, anlaşsın, bana da bir ev versin, yapsın. Ama onu da yapmıyor. Mafyayla olacak iş değil bu. Almaları için ya evlerimizi bombalamaları gerekir. Bizim o evden cenazemiz çıkar.
Kurumlar yalnız bırakmadı
Dikmen Vadisi halkını basın toplantısında kurum temsilcileri de yalnız bırakmadı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Erkal Tülek, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Bulut, İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Adnan Vural ve Mülkiyeliler Birliği Genel Sekreteri Özgür Tüfekçi basın toplantısına katıldı.
Kurum temsilcileri, yaptıkları konuşmalarda Gökçek’in mafya ve çeteler ile Vadi halkına savaş açtığını, her türlü saldırıya karşı Dikmen Vadisi halkının yanında olduklarını söyledi.
Vadi halkı, fiili ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek basın toplantısını sonlandırdı.
seafoodplus.info Ankara
Ankara Dikmen’de polisle silahlı çatışmaya giren ve uyuşturucu çetesi lideri olduğu iddia edilen Bülent Aramaz, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Olay, saat sıralarında Huzur Mahallesi Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre polis ekipleri, mekan basma, tehdit ve şantaj suçlarından dolayı birkaç aydır teknik takibe aldığı ve uyuşturucu çetesi lideri olduğu öne sürülen Bülent Aramaz ile üç kişinin daha içerisinde bulunduğu 06 DT plakalı otomobil durdurdu. Kısa bir süre sonra araç içindekilerle polisler arasında silahlı çatışma başladı. Çatışmada, araç içerisindeki Elena G. (27), şüpheli Bülent Aramaz ve 3 polis memuru çeşitli yerlerinden yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Bülent Aramaz, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Öte yandan, diğer iki şüpheli ise yaya olarak kaçtı. Polis ekipleri ile kaçan şüpheli arasında binaların arasında silahlı çatışma yaşandı. Şüpheliler, daha sonra izini kaybetti. Hava destekli operasyona özel harekat polisleri de katıldı. Özel hareket ekipleri, çevrede bulunan evlerde arama yaptı. Binaya giren Özel Harekat ‘koçbaşı’ ile kapıyı kırarak, evde herhangi bir zanlıya rastlamadı. Şüphelilerin yakalanması için polis ekipleri mahalleyi abluka altına aldı. Çemberi genişleten ekiplere iki adet polis helikopteri havadan destek veriyor. Öte yandan zanlıların bulunduğu araçta yapılan aramada uzun namlulu silah bulunduğu öğrenildi.
Olay yeri inceleme ekipleri, olay yerinde çalışmalarını tamamlamasıyla otomobil olay yerinden kaldırıldı.
ÇATIŞMA SONRASI GÜVENLİK KAMERALARINA YANSIDI
Olayın yaşandığı an otomobil tamirciliği yapan iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı. Kamera görüntülerine, silahlı çatışmanın başlamasıyla birlikte yaralanan şahıslara yardım etmek isteyen vatandaşların olay yerine koşuşturması yansıdı.
Şüphelilerin yakalanması için operasyon devam ediyor.