dilamed urfa / Şapkacı Sercan - Istanbul - WorldPlaces

Dilamed Urfa

dilamed urfa

How to get to Urfa Plus Avm in Karaköprü by Bus?

Public Transit to Urfa Plus Avm in Karaköprü

Wondering how to get to Urfa Plus Avm in Karaköprü, Turkey? Moovit helps you find the best way to get to Urfa Plus Avm with step-by-step directions from the nearest public transit station.

Moovit provides free maps and live directions to help you navigate through your city. View schedules, routes, timetables, and find out how long does it take to get to Urfa Plus Avm in real time.

Looking for the nearest stop or station to Urfa Plus Avm? Check out this list of stops closest to your destination: Çırağan Sitesi; Yeşiloğlu Bulvarı; Fatma Zehra Kız Anadolu Lisesi.

BusKARAKÖPRÜ 35

Want to see if there’s another route that gets you there at an earlier time? Moovit helps you find alternative routes or times. Get directions from and directions to Urfa Plus Avm easily from the Moovit App or Website.

We make riding to Urfa Plus Avm easy, which is why over million users, including users in Karaköprü, trust Moovit as the best app for public transit. You don’t need to download an individual bus app or train app, Moovit is your all-in-one transit app that helps you find the best bus time or train time available.

For information on prices of Bus, costs and ride fares to Urfa Plus Avm, please check the Moovit app.

Use the app to navigate to popular places including to the airport, hospital, stadium, grocery store, mall, coffee shop, school, college, and university.

Urfa Plus Avm Address: Kara köprü street in Karaköprü

Kutuplaştırılmış, barış ümidini kaybetmekte olan bir ülkede, insanlar nasıl huzur içinde yaşayacak?

Doğusu-batısı keskin bıçakla birbirinden ayrılmış bir ülkede barış nasıl sağlanacak? Birbirini sadece medya üzerinden, devletin konuştuğu dil ile tanıyan komşu iki halk; Kürt ve Türk halkı nasıl barışacak?

En basitinden başlayalım… Diyarbakır, Kürtlerin başkenti Amed’tir. Sanıldığının aksine sadece filolojik bir ayrım değil bu, tarihsel, kültürel ve sosyolojik bağlamda bir halkın yaşama biçimidir Amed. Kürtlerin kendi yaşadıkları kaderin adıdır Amed. Diyarbakır ise devletin onlara reva gördüğü kaderin adıdır.

Batıdan bakanlar için Diyarbakır’dır orası, kahvaltıları meşhurdur, tarihi çok eskidir ama yine de turist olarak gidilmesi pek önerilmez. Sonuçta bir Mardin gibi, Urfa gibi, Antep gibi dizilere konu olmuş aşiretleri, tarihsel hanları hamamları, lezzetli yemekleri, çok kültürlü bir yapısı, yakışıklı aşiret ağaları, farklı dinlerden dolayı imkânsız aşkların yuvası değildir. Diyarbakır’dan baktığınızda, sonsuzluğa uzanan berrak bir güneş göremezsiniz.

Diyarbakır hep gridir. Gökyüzünde savaş helikopterleri ve teröristlerin yaptıkları eylemlerden yükselen dumanlar birbirine karışır hep. Diyarbakır’ın adı belgesel kanallarında, kültür turlarında geçmez, sıra geceleri yoktur, eğlencesi, kültürü, sanatı yoktur. Adı hep haber kanallarında, terörist eylemlerin yuvası olarak geçer.

Aslında terör olmasa turistik olarak gidilecek yerdir ama işte… Zavallı halkını terörize etmişler. Daha küçücük yaşta çocukları taş atmaya alıştırıyorlar, hendek kazdırıyorlar. Siyaset öğretiyorlar o zavallı minicik çocuklara. PKK’lı olmayı öğretiyorlar. Vatan haini yetiştiriyorlar. Devletten ne istediler de yapılmadı, onları teröristlerden korumak için devlet yığınla polis, asker göndermiyor mu? Vergiler hep oraya akmıyor mu? Okul mu yok? Yol mu yok? Ne istediler de verilmedi? Bıktık artık Diyarbakır’dan şehit haberi almaktan. Caaanım Diyarbakır’a, kendi halkı çok yazık ediyor.  

Amed; güneşin en berrak doğduğu yer…Medeniyetlerin bin yıllık beşiği, çok kültürlü, farklılıkların bir arada kardeşçe yaşadığı güneydoğunun başkenti. Surun sokaklarında yüründün mü, tarihin nimetlerinden büyülenirsin kendini bambaşka bir diyarda hissedersin. Keldani, Süryani, Ermeni kilisesi yan yanadır, herkes komşudur. Dağ kapı meydanında bir kürsüde oturup kaçak çay içmekten keyifli hiçbir şey yoktur. Nefes aldığını hissedersin…Havada asılı bir korku vardır hep, yine de yaşamak güzeldir bu kadim şehirde.  

Balıkçılar başında oturuyorsan evden okula giderken, her köşe başında bir TOMA, her sokakta ellerinde kalaşnikofla gezen polisler görmekten kaçamazsın. Akrabanın, eşin, dostun birbirlerini her gün arayıp “polis sizin mahalleye girmiş kimsede bişi var mı?” diye sorduğu bir yerdir Amed.

Küçük çocukların mahallesinde ilk öğrendiği kelimeler “anne-baba-agu- teletabis” değildir maalesef, iki buçuk yaşındaki Şerwan gibi “toma ditti toma- piber gazı- pkk- ypg” kelimelerini öğrenirler. Sokakta hayat böyledir çünkü. yaş arası gençler dünyanın bütün çocukları gibi oyun ister, meraklıdırlar eğer etraflarındaki tek oyun, polisin müdahalesine karşı mücadele ise ve başka oyun seçme şansı yoksa bunu oynar hem de en iyi şekilde. Cegerxwîn akademide gençler sanatsal aktiviteler yapar, bütün o ateş hattının içinde sanatla ilgilenir, çok kitap okur, memleket meselelerini konuşur, sonra bir haber gelir mutlaka bir arkadaşları bir yerde vurulmuştur ve yarım kalır her şey… Ve her gün yarım kalır.

Her gün cenaze taşımaktan bıkmış, lakin yorgunluk nedir bilmeden kalabalık bir kitle oluşturmak için sabah çocuklarını yedirip yürüyüşlere koşan genç annelerin çantalarında hep limon vardır… Amed ’de bir şey söylemek istiyorsan, cenazeni gömmek istiyorsan kalabalık olmak zorundasın, kendini devlete karşı koruyamazsan eğer bir faili meçhul olabilirsin. Yine Amedliler bilir, ola ki sokağında bir çatışma çıkarsa apartmanın kapısını ne olursa olsun polise açmayacaksın…

Neden mi? Bırakalım o da Amedli olanlar bilsin nasılsa Diyarbakır olarak gördüğünüz sürece anlamayacaksınız, gerçeği kabul etmeyeceksiniz…

Şehrin yazılı olmayan bir dili vardır, bu dil Türkçe veya Kürtçe değildir. Lacan’cı bir değildir bu toplumsala düştüğümüz an sözlü olarak öğrenilmez. Toplumsala düştüğümüz an tesir olarak öğrenilir. Acının, korkunun, yaşama umudunun, kendini koruma içgüdüsünün tesiridir bu. Bu dil Amed’te, Derik’te, Cizre’de doğdunuz anda öğrenilir.

Bütün bu günlük rutin yaşamın aslında demagojik bir anlatım olmasını çok isterdim. Lakin gerçek.

Yine de sorarsan yoldan çevirdiğin bir Amedliye “Amed dünyanın başkentidir bavo, burası cennettir” diyecektir sana. Toprak sevilmez mi hiç?

Diyarbakır’ın neden Amed olduğunu anladığımız gün, toplumsal barış için umutlanabiliriz demektir. (SDA/NV)

Kürtçe resmi dil olsun

  • “Dil Haritası Projesi”nin ilk bulgularına göre; Kürtlerin yaşadığı bölgede nüfusun yüzde 73,8’i Kürtçenin resmi dil olmasını istiyor. 

 

Kürt Çalışmaları Merkezi, Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Temsilciliği’nin iş birliği ve Rawest Araştırma’nın saha desteğiyle başlattığı “Dil Haritası Projesi”nin ilk bulgularını paylaştı. Projenin ilk ayağı kapsamında, Amed, Mardin, Urfa ve Van’da, ana dili Kürtçe ve Arapça olan toplam 5 bin 96 kişiyle görüşüldü.

Araştırmanın “Genel” bölümünde, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi gerektiğini savunanların oranı yüzde 73,8 oldu. Ayrıca ana dili Türkçe olmayan çocuklar için okullarda ana dilin öğretildiği derslerin olması gerektiğini savunanların oranı yüzde 79,8 oldu.

Belediyelerde Kürtçe hizmet verilmesini isteyenlerin oranı yüzde 80,8 olarak belirlendi.

Araştırmada ayrıca şu tespitlere yer verildi: 

* Ana dili konuşma ve anlama becerisi büyük ölçüde sürmekle birlikte dilin gündelik hayatta kullanımı zayıf.

*  Dilin bilinmesi ve kullanılması oranları erkeklerde kadınlara nazaran daha yüksek.

*  Katılımcıların ebeveynleriyle konuşma ile çocuklarla konuşma arasında ana dili kullanma oranları dörtte üçe yakın azalıyor.

*   Dilin kullanımı merkezde kırsaldan daha düşük.

*  Eğitim düzeyi yükseldikçe dilin bilinme ve kullanılma oranı azalıyor.

*   Dili bilme ve kullanma oranının en yüksek olduğu seçmen grubu HDP’liler.

*  Kürtlerin en büyük ortak talebi ana dil.  AMED

payla&#;

Twitter Facebook LinkedIn Whatsapp

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir