Çoğunlukla kalp yetmezliği ile karıştırılan bu hastalarda, bu belirtilerin bir bölümünün diyafram yüksekliği adı verilen ve nadir görülen bir hastalık sonucu ortaya çıktığını söyleyen Şişli Kolan Hastanesi'nden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Özkan Demirhan “Hastalar zaman içinde eğilemezler ve kalp yetmezliğinde olduğu gibi yatarak uyuyamaz hâle gelirler. Tedavisi ameliyattır. Cerrahi operasyon sonrasında rahat nefes alıp vermeye başlarlar” dedi.
Daha çok yetişkinlerde ve erkeklerde rastlanan diyafram yüksekliğinin sebebinin tam olarak bilinmediğini belirten Doç.Dr. Özkan Demirhan “Diyafram, en önemli solunum kaslarımızdan biridir. Göğüs boşluğunu, karın boşluğundan ayıran yassı bir kas yapısıdır. Doğuştan ya da daha sonra gelişen kas hasarı sonrasında diyafram kasının tümü veya bir kısmı, kalıcı olarak yükselir. Diyafram yüksekliği ya da diyafram felci olan hastalarda diyaframın hareketsizliği sebebiyle nefes darlığı, başlıca belirti olarak karşımıza çıkar” diye tarif etti.
Özellikle sol hemidiyafram yüksekliği olan hastalarda karın ağrısı, şişkinlik, mide ekşimesi, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtilerin de gelişebileceğine dikkat çeken Doç.Dr. Özkan Demirhan “Bu şikayetler karakteristik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir. Orta ve ileri düzeyde yükselme olan hastaların muayenesinde, etkilenen tarafta göğüs kafesinin alt kısmında çöküklük oluşması, karın bölgesinde ise dolgunluk vardır. Eğilmekle veya yatar pozisyonda şiddetli ve ilerleyici nefes darlığı oluşması diyafram yüksekliği için teşhis koyduran en önemi belirtilerdir. Hastalar sonunda sürekli dik pozisyonda çalışmak ve oturur pozisyonda uyumak zorunda kalır” dedi.
Diyafram yüksekliğinin teşhisinin çoğu zaman tesadüfen konulduğunu ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini anlatan Doç.Dr. Özkan Demirhan “Obezite, akciğer hastalığı, konjestif kalp yetmezliği gibi hastalıkları ekarte ettikten sonra cerrahi metot tavsiye edilir. Önceleri açık cerrahi yapılırken günümüzde minimal invaziv denilen ve küçük deliklerden girilerek yapılan kapalı ameliyatla tedavi edilmektedir. Ameliyat sonrasında akciğerdeki baskı ortadan kalkar ve efor kapasitesi artar” dedi.
34 yaşındaki Fatma Taniş’e geçen şubatta halsizlik, yorgunluk ve iştahsızlık şikâyetiyle gittiği hastanede bir tür kan kanseri olan Akut Myeloid Lösemi (AML) teşhisi kondu. Hemen tedaviye başlandı ve hastalığı yenebilmek için erkek kardeşinden ilik nakli yapılması gündeme geldi. Ancak yorgunluk ve hâlsizliği bir türlü geçmiyordu. Biraz hareket etse nefes nefese kalıyordu. Gece uykuları bozulmuştu.
Doktoru durumdan şüphelenince yapılan radyolojik görüntüleme ile diyafram yüksekliği probleminin geliştiği ortaya çıktı. Doktorlar bu halde nakil yapılamayacağını söylediler. Bunun üzerine Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Özkan Demirhan’a ulaşan Fatma Taniş’e diyafram yüksekliği ameliyatı yapıldı. Kapalı olarak gerçekleştirilen ameliyat sonrasında nefes darlığı büyük ölçüde giderilen Fatma Taniş, şimdi kardeşinden ilik alacağı günü bekliyor.
Diyafram, göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kasa verilen isimdir.
Kas-kiriş karışımı bir organ olan diyafram, göğüs kafesine bağlıdır. Solunumda görev alır ve çalışması beynin iki diyafram siniri aracılığıyla yönlendirilir. Diyafram, üç delikle yemek borusuna, aorta ve alt ana toplardamara açılır. Diyafram, nefes aldığımızda kasılır ve düzleşir. Nefes verdiğimizde ise gevşer ve kubbeleşir.
Göğüs ve karın boşluğunu birbirinden ayıran diyaframın diğer bir adı da karın kasıdır.
Soluk verirken; diyafram kası yukarı doğru kubbeleşir, göğüs kafesinin hacmi azalır, iç basınç artar ve karbondioksit dışarı verilir.
Soluk alırken; diyafram kası düzleşir, göğüs boşluğunun hacmi artar, iç basınç düşer ve akciğere hava dolar.
Her nefes alıp verdiğimizde diyafram ile birlikte göğüs boşluğu da hareket eder.
Ayrıca diyafram kası çizgili bir kas çeşididir.
Diyafram kası kasıldığında göğüs genişler göğüs boşluğu bir vakum gibi işlev görerek akciğerlere hava dolmasını sağlar. İkinci derecedeki yardımcı kaslar olan omurgalar arasındaki kaslarda genişleyerek ve kasılarak bu nefes alıp verişe yardımcı olurlar. Ayrıca boyun kaslarının da bu fonksiyonda az derece payları vardır. Sadece göğsün üst kısmından akciğerleri çok zorlayarak nefes alıp vermek enerjiyi verimli kullanmada çok sıkıntılı durumlar yaratır. Akciğerlerin kapasitesi tam olarak kullanılamaz. Bu şekilde bir nefes almada cc hava akciğerlere dolar. Diyafram kası, omurga kasları ve boyun kasları tam fonksiyonel kullanıldığında akciğerlere cc - cc hava doldurulur. Bu da akciğerlerin alabildiği en yüksek hava miktarıdır.
Yayınlanma:
Yetişkinlerde nadir görülen bir durum olan diyafram yüksekliği, zamanla yürüyüş ve efor esnasında nefes darlığı ve taşikardi şikayetlerini ortaya çıkarabiliyor. Uzmanlar tanısının çoğu zaman tesadüfen tespit edildiğini belirterek diyafram yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna vurgu yapıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Şişli Kolan Hastanesinden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, önemli uyarılarda bulundu:
Diyafragma en önemli solunum kaslarımızdan olup karın boşluğunu göğüs boşluğundan ayıran yassı geniş kas yapısına verilen isimdir. Diyafram yüksekliği (Evantrasyon) diyafram kasının tümünün veya bir kısmının, kaburgaya bağlı olduğu kısımları ve organ bağlantıları bozulmamak kaydı ile kalıcı olarak yükselmesidir. Bu erişkinlerde nadir görülen bir durumdur. Diyafram yüksekliği primer ya da kazanılmış frenik sinir hasarı sonrası oluşabilir. Bu anomali genellikle sol diyaframda görülmekle birlikte diyaframda kas lifleri yoğunluğunda belirgin bir azalma ile karakterizedir. Buna karşın, diyaframda medyana gelen inme durumunda kasın görevi biraz zayıflamış olsa dahi, kas yoğunluğu normal sınırlara yakın durumda kalmaktadır. Diyafram felci genellikle frenik sinir (diyafragmayı uyaran sinir) hasarına bağlı olarak ortaya çıkmakta. Ancak diyafragma yüksekliği sıklıkla herhangi bir sinirsel hasar olmadan saf bir dejeneratif kas hastalığı olarak ortaya çıkar. Diyafram yüksekliği ve diyafram felcinin nedenleri farklı olsa da genellikle aynı radyolojik görünüm ve aynı klinik durumlara sebep olur. Diyafram yüksekliği erkek popülasyonunda daha yaygındır.
OTURUR POZİSYONDA UYUMAK ZORUNDA KALABİLİYORLAR
Diyafram yüksekliğinin neden olduğu belirtilere değinen Demirhan,” Diyafram yüksekliği ya da diyafram felci olan hastalarda nefes darlığı başlıca belirti olarak karşımıza çıkar. Diyafram yüksekliği ya da felci olan hastalarda, diyaframın hareketsizlik nedeniyle fonksiyonu azalmış ya da kaybolmuştur. Dolayısı ile akciğer ve toraks duvarının uyum bozukluğu nedeni ile solunumda önemli değişiklikler olur ya da solunum bozulur. Bu da nefes darlığı hissini arttıran faktörler arasındadır. Bazı hastalarda da hipoksemi denilen kanda oksijen azalması görülebilir. Hipoksemiyi düzeltmek için gelişen refleks hiperventilasyon yani kanın normal gaz seviyesini korumak için gerekli olan normal hava giriş- çıkışının normal düzeyin üzerinde gerçekleşmesi durumunda ise solunumsal alkaloza neden olur. Normal kişilerin aksine, yatar pozisyonda abdominal yani karın organlarının toraksa doğru yer değiştirmesi, akciğer hacimlerinde daha da azalmaya yol açacağından bazı hastalarda ileri derecede solunum bozukluğu görülebilir. Özellikle sol hemidiyafram yüksekliği olan hastalarda karın ağrısı, şişkinlik, mide ekşimesi, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler gelişebilir. Bu şikayetler karakteristik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir. Orta ve ileri düzeyde evantrasyonu olan hastaların muayenesinde, etkilenen tarafta göğüs kafesinin alt kısmında çöküklük oluşması, batında ise dolgunluk tespit edilebilir. Eğilmekle veya yatar pozisyonda şiddetli ve ilerleyici nefes darlığı oluşması diyafram yüksekliği için tanı koyduran en önemi nedendir. Hastalar sonunda sürekli dik pozisyonda çalışmak ve oturur pozisyonda uyumak zorunda kalmaktadır” şeklinde konuştu.
TESADÜFEN TESPİT EDİLİYOR
Diyafram yüksekliğinde tanı aşamasında dikkat edilmesi gereklere ve tedavi yöntemlerine değinen Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Diyafram yüksekliği ya da felci olan çoğu erişkin hastada şikayet yoktur. Diyafram yüksekliği genellikle akciğer grafisinde tesadüfen tespit edilir. Tomografi ile başka bir patolojik durum varsa ekarte edilir. Ultrasonografi ile diyafragma hareketinin olup olmadığı gözlenebilir. Nefes darlığı ya da ortopnenin, diyafram yüksekliği ya da felcine bağlı olduğunun kanıtlanması önemlidir. Bu nedenle, nefes darlığı ve ortopnenin süresi ve ilerlemesini değerlendirmek, nefes darlığına yol açan diğer potansiyel nedenleri dışlamak için (morbid obezite, akciğer hastalığı, konjestif kalp yetmezliği vb.) titiz bir öykü ve fizik muayene yapılmalıdır. Diğer nedenler dışlanmalıdır. Tedaviler ise eskiden açık yöntemler ile yapılmakta iken günümüzde minimal invaziv olmak üzere transtorasik ve transabdominal yöntemlerle diyafram plikasyon teknikleri geliştirilmiştir. Diyafragmanın normal pozisyonuna getirilmesi sonrası akciğerdeki baskı ortadan kalkar ve efor kapasitesi artar. Bilateral diyafram paralizisi olan kuadriplejik hastalarda diyafram pili (DPS) kullanılmaktadır ancak konumuz dışında kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
kabızlıknefes darlığıobezite
Mide şişkinliği, vücuttaki gazın artması nedeniyle karın bölgesinde rahatsız edici derecede şişlik hissedilmesi durumudur. Havanın çok yutulması, bağırsak bakterilerinde artış, çeşitli hastalıklar ve yiyecekler sebebiyle ortaya çıkabilir. Yaşanan ağrılar günlük iş akışını aksatabilir ve kişilerin hayat kalitesini düşürebilir. Kesin bir tedavi yöntemi olmasa bile, diyetin düzenlenmesi veya altta yatan sağlık probleminin çözülmesi ile rahatsızlık ortadan kalkabilir (2).
Mide şişkinliği fazla gıda tüketimi veya gaz birikimi sebebiyle olabilir. Bu durumu başka hastalıklarla karıştırmamak gerekir. Belirtileri iyi bilinmelidir. Kendiliğinden düzelen, geçici bir durum olabileceği gibi bazen ciddi durumlarda tıbbi müdahale gerekebilir. Mide şişkinliği belirtilerinin bazıları şunlardır (3):
Mide şişkinliğinin belirtileri başka hastalıklarla karışabilir. Mide bölgesinde yaşanan ağrı, ciddi hastalıkların göstergesi olabileceği gibi yalnızca aşırı gaz birikimi nedeniyle de olabilir. Göğüs bölgesine yansıyan kalp krizi kaynaklı ağrılar, gaz ağrısı ile karışabilir. Bu nedenle şişkinliğin teşhisinin iyi yapılması önemlidir (1). Fizik muayene ve hasta öyküsü sonucunda gastroenteroloji uzmanı tarafından tanı konulabilir. Ek olarak kan tahlili, endoskopi, dışkı testi, laktoz intolerans testi ve karın ultrasonu kesin tanı koymaya yardımcı olabilir (3)
Mide şişkinliği, karın bölgesinde hissedilen aşırı basınç nedeniyle duyulan rahatsızlıktır. Mide şişkinliği neden olur sorusuna cevap bulabilmek için kendinizi iyi takip etmelisiniz. Doktor muayenesi sonucu altta yatan farklı bir hastalık teşhis edilmezse şişkinliğin sebebi günlük yaşantıda saklı olabilir. Aşırı yeme ve içme, sindirim sistemi bozuklukları, bakteri sayısındaki düzensizlikler sonucu midenin genişlemesi ya da bağırsaklardaki gaz miktarının artması ile karın şişkinliği ortaya çıkabilir (3). Özellikle yeme ve içme alışkanlıklarındaki düzensizlik başlıca sebep olabilir. Mide şişkinliği nedenlerinin bir kısmı şunlardır (5):
Gün içinde çeşitli sebeplerle mideye gaz alınır. Besinlerin sindirimi sırasında da vücutta hidrojen, karbondioksit ve metan gazı üretilebilir. Normal miktarlarda gazın vücuda bir zararı yoktur. Gaz, düzenli olarak vücuttan atılmalıdır. Aksi durumlarda rahatsız edici mide şişkinliği ortaya çıkabilir. Karın bölgesinde geçici veya uzun süre devam eden ağrılar yaşanabilir. Apandisit ağrısıyla karışabileceği için insanları korkutabilir. Şişkinliğe neden olan gaz üretimini artıran besinlerden bazıları şunlardır (4):
Sıklıkla mide şişkinliği yaşıyorsanız bir doktora muayene olmalı ve tedaviye başlamalısınız. Altta yatan sebepler tespit edildikten sonra tedavi için gerekli planlama yapılabilir. Şişkinliğin sebebi gıdalara karşı aşırı duyarlılık ise doğru bir beslenme düzeni oluşturmak ve doktorun önerdiği diyeti uygulamak gerekebilir. İnce bağırsakta sindirimi zor olan karbonhidrat içerikli gıdaların tüketilmesinde dikkat edilmelidir. Bazı besinler sindirimi kolaylaştırarak karın şişkinliğinin düzelmesini sağlayabilir. Mide şişkinliği ne giderir sorusuna lif açısından zengin gıdalar, zencefil, probiyotikler, tam tahıllı gıdalar, bazı sebzeler yanıtı verilebilir (9).
Mide şişkinliğini engellemek için yaşam tarzında yapılan değişikliklerle fazla gaz oluşumu engellenebilir. Karın şişkinliğinin oluşmasını önlemek için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır (4):
Karın şişkinliği, kısa bir süre sonra kendiliğinden düzelebilir. Ancak altta yatan başka bir sebep olduğu durumlarda uzun süreli olarak hastaları rahatsız edecek seviyeye gelebilir. Böyle durumlarda tıbbi destek almak ve tedavi olmak gerekebilir. Öncelikle gastroenteroloji kliniklerine başvurarak uzman bir doktora muayene olmak gerekir. Sebepler tespit edildikten sonra bağırsak sağlığı için ne yapmalı sorusuna yanıt verilebilir. Karın şişliğine neden olan durumlar tespit edilerek buna yönelik tedavi uygulanmalıdır (8).
Yaşam tarzında değişiklik, egzersiz ve diyet programları bazı hastalarda yeterli olabilir. Gazı tetikleyen yiyeceklerden uzak durmak, vücuttan gaz çıkışını kolaylaştırabilen egzersizler yapmak gerekebilir. Ancak ciddi ve düzelmeyen karın şişliği yaşayan kişilerde ilaç tedavisi ya da cerrahi müdahale gerekebilir (8).
Bazı karın şişkinliği durumlarında tıbbi müdahaleye ihtiyaç olmayabilir. Beslenme değişiklikleri ya da düzenli spor ile karın şişkinliği geçebilir. Bağırsak sağlığı için besinler tedavide etkili olabilir. Ancak hastalıklar ya da yapısal bozukluklar nedeniyle oluşan sürekli mide şişkinliği için hastane ortamında tedaviye başvurmak gerekebilir. İlaç tedavisi ya da çeşitli operasyonlar uygulanabilir. Doğru tedavi için öncelikle karın şişkinliği neden olur sorusuna cevap bulmak gereklidir. Karın şişkinliği tedavi yöntemleri şöyle sıralanabilir (10):
İlaçlar sayesinde karın şişkinliğinin altında yatan sebep tedavi edilebilir. Ayrıca şişkinliğin ortaya çıkardığı rahatsız edici belirtiler ortadan kaldırılabilir. Doktor tarafından önerilen reçeteli veya reçetesiz ilaçlar kullanılabilir. Bazı besin takviyeleri, sebzelerde bulunan karbonhidratları parçalamaya yardımcı olabilir. Laktaz içerikli ilaçlar, süt ürünlerindeki şekerin sindirimini kolaylaştırabilir. Gazın sindirim sistemi boyunca ilerlemesini sağlayan gaz giderici ilaçlar kullanılabilir (11).
Şişkinlikten muzdarip kişiler, yeme bozuklukları nedeniyle gaz şikayetleri yaşıyorsa diyetlerin tıbbi destek ile düzenlenmesi gerekebilir. Diyetisyen ve doktor önerisiyle bazı yiyeceklerin tüketimi sınırlandırılabilir. Bazı karbonhidratlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca diyetinize lif içerikli besinler dahil edilebilir (11).
Bağırsak ve midede yapısal bozukluklardan kaynaklı sindirim sisteminde yaşanan aksaklıkların tedavisi için cerrahi işlemlere başvurmak gerekebilir. Ayrıca sindirim sisteminde meydana gelen kanser veya tümörler ameliyat ile tedavi edilebilir (11).
Akciğerler, karın bölgesinin üst kısmında bulunur. Karın şişkinliği nedeniyle mide üst duvarına gelen aşırı basınç, diyafram hareketlerini zorlaştırabilir ve akciğer hacmini azaltabilir. Bu nedenle nefes alışverişi güç hale gelebilir. Karın şişkinliği nefes darlığı yapabilir (6).
Karın şişliğine dair detayları öğrendiniz. Dilerseniz bağırsak hastalıklarının belirtileri hakkında da okuma yapabilirsiniz. Diğer yandan, “Sindirim Sistemi Nedir?” ya da “Kabızlık Neden Olur?” gibi sorularınızın yanıtları için de içeriklerimize göz atabilirsiniz.
Uyarı: Bu metin tüketicileri konu özelinde objektif bir şekilde bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.
Önerilen Bloglar