diyalektik davranış terapisi pdf / DİYALEKTİK DAVRANIŞ TERAPİSİ NEDİR? - Diyalektik Terapi

Diyalektik Davranış Terapisi Pdf

diyalektik davranış terapisi pdf

ISSN:2528-9527 E-ISSN : 2528-9535 Yıl Year : 9 Cilt Volume:14 Sayı Issue :20 Aralık December 2019 Makalenin Geliş Tarihi Received Date: 08/08/2019 Makalenin Kabul Tarihi Accepted Date: 12/12/2019 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi DOI: 10.26466/opus.604025 * Mehmet Akif Karaman * * Dr. Öğr Üyesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi, Kilis / Türkiye E-Posta: [email protected] ORCID: 0000-0001-7405-5133 Öz Diyalektik Davranış Terapisi (DDT) üçüncü dalga terapiler içinde yer alan ve deneysel olarak farklı gruplarla sınanmış yaklaşımlardan biridir. Marsha Linehan tarafından 1990’ların başında sınırda kişi- lik bozukluğu tanısı konmuş hastaların iyileştirilmesi amacı ile geliştirilen bu yaklaşım daha sonra farklı problem ve davranış sorunlarıyla da baş etmek için kullanılmıştır. Son yıllarda DDT’nin ergenlerle kullanımı ve ergenlerle çalışan uzmanlara yönelik geliştirilen kaynaklar açısından önemli artış vardır. Biyososyal teoriye göre ergenlerin beyni biyolojik olarak farklı çalışmaktadır; bu yüzden, geçici duygular konusunda diğer insanlardan daha kırılgandırlar. Bu çalışma da DDT’nin gelişiminin yanı sıra ergen- lerle kullanım alanları, DDT’nin uygulanması ve terapinin basamakları üzerinde durulmuştur. DDT’de danışmaya başlamadan önce danışanın hangi basamakta olduğu tanılanır; bu, daha sonra uy- gulanacak olan teknik ve yöntemlerin ve terapi süresinin belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. DDT dört farklı modül (Bireysel terapi, Beceri eğitimleri, Telefon görüşmeleri, Konsültasyon ekibi top- lantıları) halinde uygulanabilmektedir. Ergenlerle en sık kullanılan modül beceri eğitimleri modülüdür. Bunun yanı sıra “standart DDT” olarak adlandırılan ve bireysel terapi ve beceri eğitimlerinin aynı anda kullanıldığı yöntem de çok yaygındır. Ayrıca bu çalışmada alanyazında son yıllarda yapılmış ça- lışmaların taraması yapılmış ve DDT’nin ergenler üzerindeki etkililiği tartışılmıştır. Çalışmanın, Tür- kiye’de filizlenmekte olan DDT ve DDT yaklaşımını benimseyen alan uzmanlarına, ruh sağlığı çalışan- larına ve yetişmekte olan öğrencilere kaynak olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Diyalektik davranış terapisi, Ergenlik, Biyososyal teori, Üçüncü dalga terapi- leri. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi-International Journal of Society Researches ISSN:2528-9527 E-ISSN : 2528-9535 http://opusjournal.This approach, which was developed by Marsha Linehan in the early 1990s to improve patients with borderline personality disorder, was later used to deal with different problems and behavioral issues. In recent years, there has been a significant increase in the use of DBT with adolescents and the resources developed for specialists working with adolescents. According to the bio- social theory, the brain of adolescents work biologically differently; therefore, they are more vulnerable to temporary emotions than other people. In this study, the developments of DBT, as well as its use with adolescents, implementation of DBT and the stages of therapy were emphasized. Before starting coun- seling in DBT, it is determined which step the client is in. This is important for determining the tech- niques and methods to be applied and the duration of therapy. DBT can be implemented in four different modules (Individual therapy, Skill trainings, Phone calls, Consultation team meetings). The most com- monly used module with adolescents is the skill training module. In addition, the so-called standard DBT, which uses individual therapy and skills training at the same time, is very common. In addition, recent studies in the literature were reviewed and the effectiveness of DDT on adolescents was discussed. It is thought that the study will be a resource for field experts, mental health workers and students who adopt DDT approach. Keywords: Dialectical behavior therapy, Adolescent, Biosocial theory, Third wave therapies OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi-International Journal of Society Researches ISSN:2528-9527 E-ISSN : 2528-9535 http://opusjournal.net Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi Giriş Ergenlik genel anlamda birçok biyolojik, sosyal ve psikolojik değişimin yaşandığı bir dönemdir. İnsan hayatında önemli bir yeri olmakla beraber biran da olup biten değişimleri değil süreç içerisine yayılan ve bireylerin (ergenlerin), farklı duyguları aynı anda yaşamasına neden olan bir zaman dilimi olarak karakterize edilebilir. Bu süreç içerisinde birey, kimliğinin farklı yönleri ile karşılaşır. Ergenin, duygu, düşünce ve davranışları ara- sında yaşadığı gel-gitler, sıkıntıya gösterdiği tolerans, farkındalık, insan- larla olan ilişkileri ve verdiği kararlar hayata olan bakışını ve durduğu yeri de göstermektedir. Son yıllarda ergenlerin psikolojik dayanaklılığını ve koruyucu ruh sağ- lığı becerilerini arttırmaya yönelik –özellikle yurt dışında- programlar (bakınız Brink ve Wissing, 2012; Edwards, Mumford ve Serra-Roldan, 2007; Ricard ve diğerleri, 2018) geliştirilmekte, farklı terapi modelleri kul- lanılmaktadır. Terapi model ve yaklaşımlarının beslendikleri kuramsal te- mel, uygulayıcıların profesyonel hazır oluş düzeyleri ve ergenlerin danı- şan olarak psikolojik danışmaya yaklaşımları uygulamaların etkililiğinde belirleyici olabilmektedir. Alanyazın incelendiğinde, son dönemler de er- genlerle kullanılan, üzerinde birçok çalışma ve yayın yapılan terapilerden biri de Diyalektik Davranış Terapisidir (DDT; bakınız Lenz ve Del Conte, 2018; Rathus ve Miller, 2015; Ricard, Lerma ve Heard, 2013). Diyalektik Davranış Terapisi denince akla ilk gelen kavramlar bilinçli farkındalık (mindfulness) ve onaylamadır (validation). Bilinçli farkındalık, içinde bu- lunulan anın farkında olma ve o an da duygu ve düşüncelerin sağlıklı bir şekilde yönetilmesini içerir (Hunnicutt Hollenbaugh, 2018). Onaylama ise ergenin içinde bulunduğu çevre ile alakalıdır. Düşünce ve duygulara karşı çıkmak yerine onları radikal bir biçimde kabullenmeyi içerir (Rathus ve Miller, 2015). Diyalektik Davranış Terapisi, her şeyin karşıtlardan oluş- tuğu (Tez-Antitez) kavramını ifade eden “diyalektiği” kullanır ve deği- şim, bir karşıt kuvvet diğerinden daha güçlü olduğunda meydana gelir. Bu noktada, DDT’nin temel amacı, bireye stresle başa çıkabilmeleri için ihtiyaç duyacakları becerileri öğretmektir (Bass, van Nevel ve Swart, 2014). 2100 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman Ergenlerle farklı ortamlarda (klinikler, okul rehberlik servisleri, psiki- yatri servisleri, aile danışmanlığı) etkili bir şekilde kullanılan DDT’nin, in- tihara meyilli olan ve kendine zarar veren ergenlerde de etkili olduğu ya- pılan çalışmalar da kanıtlanmıştır (Harvey ve Rathbone, 2013). Diyalektik Davranış Terapisinin, düzensiz ergenlerin tipik olarak ihtiyaç duyulan davranışsal başa çıkma becerilerinin eksikliğini, gerçeği olduğu gibi kabul etmeyi ve değişime olan bağlılığı sürdürmeyi sağlama konusunda yar- dıma ihtiyaç duydukları üç güçlü alanda davranışı iyileştirdiği kanıtlan- mıştır (Arch ve diğerleri, 2012). Bu anlamda, mevcut çalışmanın amacı, geniş kullanım yelpazesine sahip olan DDT’nin temel kavramlarının tanı- tılmasının yanı sıra ergenlerle nasıl kullanılabileceğini anlatan ve örnek uygulama planı ile ruh sağlığı profesyonellerinin, DDT’ye ilgi duyan uz- manların ve ruh sağlığı alanında yetişen öğrencilerin yararlanabileceği bir referans kaynağını alanyazına kazandırmaktır. Diyalektik Davranış Terapisinin Gelişimi Diyalektik Davranış Terapisi, Bilişsel Davranış Terapi (BDT) ekolü içeri- sinde yer alan ve temeline bilinçli farkındalığın ve diyalektlerin yerleşti- rildiği üçüncü dalga terapilerindendir. Marsha Linehan tarafından 1990’ların başında sınırda kişilik bozukluğu (SKB) tanısı konmuş hastala- rın (daha çok kadınlar için) iyileştirilmesi amacı ile geliştirilmiştir (Line- han, 1993). Ancak ilerleyen zaman içerisinde DDT farklı konumlarda (has- tane, okul, özel klinikler), farklı gruplarda (örn., ergenler, yetişkinler) ve farklı cinsiyetlerde kullanılmaya başlanmıştır. Diyalektik Davranış Tera- pisinin gelişim sürecine bakıldığında Linehan’ın kişisel deneyimlerinin çok etkili olduğu göze çarpmaktadır. Marsha Linehan zor geçen bir ergen- lik ve genç yetişkinlik döneminden sonra (18 yaşında şizofreni tanısı, 26 ay hastane de yatış, kendine zarar verme, en az iki intihar girişimi) psiko- lojiye merak sarmış ve psikoloji eğitimi almıştır. Daha sonraki yıllarda kendi gençlik dönemiyle özdeşleştirdiği SKB tanısı konmuş bireylerle ça- lışmaya başlamıştır (Sargın ve Sargın, 2015). Diyalektik Davranış Terapisi’nin doğuşuna neden olan ve Linehan’ın önemle vurguladığı nokta, SKB tanısı konmuş danışanların terapide tutu- nabilmesi için danışanın diğer insanlardan daha yoğun yaşadığı öfke, boş- luk ve kaygı duygularını kabullenmesi (validation) idi (Sargın ve Sargın, OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2101 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi 2015). Sınırda kişilik bozukluğu olan danışanlarda en sık görülen sorun- ların başında intihar girişimleri, kendine zarar verme ve sürekli zihni meş- gul eden intihar düşünceleri gelmektedir (Üstündağ Budak ve Özeke Ko- cabaş, 2019). Sürecin başında DDT, ifade edilen bu problemlerle ve özel- likle yetişkinlerle etkili bir şekilde kullanılmıştır. Ancak daha sonraları, terapi kaynaklı fazla olan ücret yükünün azaltılması ve zamandan tasar- ruf edebilme açısından DDT, önleyici/koruyucu bir ruh sağlığı modeli ola- rak dönüştürülmüş, sorunların temeline gitmek amacıyla problemlerin fi- lizlendiği ergenlik ve çocukluk döneminde olan bireylere ulaşılmış ve ge- niş kitlelere yayılabilmek için beceri temelli modüller geliştirilmiştir. Diğer üçüncü dalga terapi türleri (MOD Terapisi, Kabul ve Kararlılık Terapisi) ile karşılaştırıldığında, DDT ergenlerle kullanılan ve deneysel olarak en çok sınanan terapi türüdür (Bass ve diğerleri, 2014). Ancak, hiç- bir üçüncü dalga terapisi kaynağından beslendiği BDT kadar yaygın kul- lanıma sahip değildir. Bunun birkaç nedeni vardır. BDT çok uzun süreden beri kullanılmakta ve eğitim ağını güçlü bir şekilde oluşturmuştur. Diğer taraftan akla şu sorular gelebilir: BDT var iken neden DDT kullanmalı- yım? BDT ve DDT arasındaki fark nedir? Bu sorulara cevap verebilmek için Tablo 1’de de belirtildiği gibi BDT ve DDT’nin farklılaşan temel felse- fesine, amacına, uygulama alanlarına bakmak gerekir. En başta DDT’nin neden ve hangi şartlar altında ortaya çıktığına bakacak olursak, DDT kla- sik hale gelen BDT’den odaklandığı danışan kitlesi bakımından ayrışmış- tır. DDT daha çok duygusal ve sosyal yönlere odaklanmış, bilinçli farkın- dalık ve onaylama gibi iki önemli kavram ile insanların düzensiz olan duyguları ve kendilerine zarar veren davranışları ile mücadele edebilme- nin önünü açmıştır. BDT ve DDT arasındaki ana farklılıklar onaylama ve ilişkilerdir (Canadian Mental Health Association [CMHA], t.y.). DDT da- nışanlara, deneyimlerinin gerçek olduğunu ve zorluklardan veya zor de- neyimlerden bağımsız olarak kim olduklarını kabul etmelerini öğretir (CMHA, t.y.). DDT’de danışan ve danışman arasında BDT’nin yapılandı- rılmış ilişkisinin aksine danışanın danışmana ulaşabileceği ve her an prob- lemlerini ve başarılarını konuşabileceği bir ilişki vardır. BDT becerilerine ek olarak danışan, duygularını düzenlemeyi, diğerleriyle ilişkilerini geliş- tirmeyi, problemlerle ve sıkıntılarla baş edebilmeyi, kabulü ve bilinçli far- kındalığı öğrenir (Bass ve diğerleri, 2014; Hunnicutt Hollenbaugh, 2018). 2102 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman Ergenlik duygu düzensizliklerinin en yoğun olduğu ve bazı kişiler için kendini olduğu gibi kabul etmenin en zor olduğu dönemlerden biridir. Bu dönemin yoğun duygularla geçmesinin en önemli nedenleri yaşanan bi- yolojik, psikolojik ve sosyal değişikliklerdir. Daha genel bir ifade ile biyo- lojik ve çevresel faktörlerdir. Linehan (1993) bu kavramlara özel önem ver- miş ve zaman içinde biyososyal teori terimi kullanılmaya başlanmıştır. Biyososyal Teori ve Duygu Düzensizliği Linehan (1993), duygusal olarak düzensiz olan bireylerin sorunlu davra- nışlarının bir dizi biyolojik ve çevresel faktörden etkilendiğini iddia etmiş- tir. Özel olarak, kişinin biyolojik zayıflığı ve içinde bulunduğu çevre Tablo 1. BDT ve DDT’nin karşılaştırılması (Bass ve diğerleri, 2014, s. Duygusal düzensizlik “kişi- nin en iyi çabasına rağmen, duygusal ipuçları, deneyimler, eylemler, sözlü cevaplar ve / veya normatif koşullar altında sözsüz ifadeleri değiştirme veya düzenleme konusundaki yetersizliğidir” (Koerner, 2012, s.4; akt. Hunnicutt Hollenbaugh, 2018). Bu noktada biyolojik yatkınlık devreye girmektedir. Biyolojik yatkınlığa göre, ergenlerin beyni biyolojik olarak farklı çalışmaktadır; bu yüzden, geçici duygular konusunda diğer insan- lardan daha kırılgandırlar (Harvey ve Rathbone, 2013; Hunnicutt Hollen- baugh, 2018; Rathus ve Miller, 2018). Bu ergenler duyguları daha yoğun ve sık yaşayabilirler; bu yüzden duygularını yönetmekte de zorlanabilir- ler. Şekil 1. Biyososyal Teori (Hunnicutt Hollenbaugh, 2018) Diyalektik ve Onaylama DDT’nin kendine has bir terim bilgisi vardır ve bu terimleri anlamak DDT’nin anlaşılması için kilit öneme sahiptir. DDT’de en sık kullanılan ve terapiye adını veren “diyalektik” terimidir. Bir diğer terim ise daha önce ifade edilen ve kısaca açıklanan onaylama (validation) terimidir. Diyalektik Yunancadan gelir ve “tartışma, söyleşi” anlamlarına gelmektedir. Terapi 2104 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman ortamında ise iki zıt düşüncenin ya da olgunun doğru olabileceği ve sen- tezlenip yeni bir düşünce oluşturulabileceği anlamlarına gelmektedir (Li- nehan, 1993). Linehan’ın (1993) bu terimi kullanmasındaki neden ise SKB’ye sahip bireylerde görülen iki düşünce arasında kalmışlık duygusu- dur. Linehan (1993) SKB’li bireylere hayatın tek renkten oluşmadığını ve aynı anda farklı düşüncelerinde doğru olabileceğini de göstermeye çalış- mıştır. Sargın ve Sargının da (2015) vurguladığı gibi DDT bardağın ne boş ne de dolu tarafına vurgu yapar. Çünkü bardak hem boştur hem de dolu- dur. Değişimin başlayabilmesi ve bireyin DDT’den faydalanabilmesi için içinde bulunduğu durumu kabul etmesi gerekir. Danışma ortamında di- yalektik danışanları onaylamak için kullanılır. Çünkü DDT varsayım ola- rak bir danışanın elinden gelenin en iyisini yaptığına ve yapmaya da de- vam edeceğine inanıyordur. Örneğin annesine öfkelenen bir ergene danış- manın vereceği “Hem annene kızgınsın hem de onu çok seviyorsun. Kız- gın olsan da onunla konuşmak istemen anlaşılabilir bir durum” tepkisi bir diyalektik ve onaylama örneğidir. Onaylamanın bir diğer fonksiyonu ise da- nışanın kabullenmekte zorlandığı olay ve durumların danışma ortamında danışmanın desteği ile normalleştirilmesidir. Örneğin, yeni matematik öğretmeni ile iletişim kurmaktan sürekli kaçan bir lise öğrencisine “yeni matematik öğretmenin sana eski Türkçe öğretmenini hatırlatıyor ve sen onunla hiç iyi şeyler yaşamadın. Bu yüzden Matematik öğretmeninden neden korktuğunu ve onunla iletişim kurmakta zorlandığını anlayabili- yorum” tepkisi danışanı cesaretlendirecek ve anlaşıldığını hissettirecektir. DDT’de hangi kelimenin ne zaman ve nasıl kullanılacağı önemlidir. Özellikle ergenlere diyalektik düşünme ve cevap verme öğretilirken kul- lanılan kelimelere vurgu yapılır. Ergenlerin bir olay karşısında tepki ver- meden önce o olayı zihinlerinde canlandırmaları ve kendilerinin lehine olacak şekilde nasıl ifade edebilecekleri öğretilir. Bu noktada, cümle ku- rarken “ya/ya da” gibi zıtlık bildiren kelimelerin yerine onaylama ve sen- tez bildiren “ve/ hem de” kelimelerinden faydalanılır (Linehan, 2015a). Bu anlamda, terimler kullanıldıkça hem danışman hem de danışan için an- lamlı hale gelir. Zaman içerisinde diyalektik düşünme hayatın diğer alan- larına da yayılarak yaşanılan duygu düzensizliklerine denge getirir. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2105 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi Terapinin Yapısı ve Uygulanması Alanyazın incelendiğinde, yeni başlayanlar için DDT’nin uygulanması kafa karıştırıcı olabilir; ancak terapinin yapısı anlaşıldığı zaman DDT’nin nasıl uygulandığı da açıklık kazanır. Seçilecek yöntem danışmanın kendi- sine ve danışanın yönteme yaklaşımına bağlıdır. DDT dört farklı şekilde uygulanabilir: a) bireysel terapi, b) beceri eğitimini esas alan psikoeğitim grupları, c) telefon görüşmeleri ve d) konsültasyon ekibi toplantıları (Li- nehan, 2015a). DDT’nin dört basamaktan (evre) oluşan bir tedavi süreci vardır. Her bir evre kendine has amaçlara sahiptir. Basamaklar danışanın sahip ol- duğu sorunların ciddiyetine göre 1 ve 4 arasında numaralandırılmıştır. Bir danışan sadece bir evre de tanı alabileceği gibi aynı anda iki evrede de tanılanabilir. Bu kararı verecek olan danışman ve konsültasyon ekibidir. 1. Basamak: Bu basamak da bulunan ergenler davranışsal kontrolsüzlük yaşayan, temel iletişim becerilerinden yoksun ve kendine zarar verme potansiyeli yüksek danışanlardır. Bu basamakta bireysel danışmanın hedefleri yaşamı tehdit eden, terapi sürecine zarar veren ve hayat ka- litesini düşüren davranışsal sorunların azaltılmasıdır. Bunu yapabil- mek için de sağlıklı davranış becerilerinin arttırılması gerekir (Rathus ve Miller, 2018). Bu basamak danışanlarla en çok çalışılan basamaktır. Bu basamakta bireysel terapiye ek olarak veya sadece beceri eğitimi de verilebilir. Linehan (1993) bu basamakta bulunan ergenelerin her bir beceri eğitimini en az iki kez bitirmesi gerektiğini iddia etmiştir. Bu durumda bu basamakta yer alan bir ergen danışanın terapide ge- çireceği süre bir yılı bulabilir. 2. Basamak: Bu basamak da tanılanan danışanlar genellikle travma ve yas gibi acı duygusal deneyimlere sahip ergenlerdir. Bu basamaktaki ergenler birinci basamaktaki ergenlerden farklı olarak davranışlarını kontrol edebilirler. Bu evrede uygulanan bireysel danışma oturumları yoğun bir şekilde yapılandırılmıştır. Bu yüzden, psikolojik danışma- nın ana hedefi şiddetli duygusal deneyimlerden ve travma sonrası stresten kaynaklı acıdan kaçınmayı azaltıcı becerilerin öğretilmesidir (Linehan, 1993; Rathus ve Miller, 2018). 3. Basamak: Ergenler bazen hayatın akışı ile alakalı sorunlar yaşayabi- lirler. Örneğin üniversite hayallerini bir yıl ertelemek acı gelebilir, 2106 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman mutsuzluğa ve bazı hafif düzey kişilik bozukluklarına neden olabilir. Bu basamak, ergenin mutsuzluğuna neden olan durumlara odaklanır. Terapinin ana amaçları ergenin kendine saygısını arttırmak ve birey- sel hedeflerinin gerçekleşmesi için destek olmaktır (Linehan, 1993; Sargın ve Sargın, 2015). 4. Basamak: Son basamak hayata dair anlamsızlık hissi taşıyan ve ya- şamdan doyum alamadığını ifade eden ergenler için uygun görülen basamaktır. Bu basamakta bireysel terapinin ana amaçları boşluk ve anlamsızlık hislerinin bir çözüme kavuşturulması ve ruhun özgürleş- tirilip danışanın huzura kavuşturulmasıdır (Linehan, 1993; Rathus ve Miller, 2018; Sargın ve Sargın, 2015). DDT Terapi Modülleri Bireysel Terapi Bireysel terapi standart DDT uygulamasının ana unsurlarından birdir. Bi- reysel terapi oturumları haftada bir yapılır ve gerekli görüldüğünde aynı hafta içinde tekrarlanabilir. Yetişkinlerde terapi süresi 50-60 dakika ara- sında iken ergenlerde bu süre 40-50 dakika arası olarak tanımlanmaktadır (Linehan, 2015a). Bireysel oturumlar da sık sık danışanın terapiye düzenli gelmesi gibi konuların yanı sıra yaşamı tehdit eden olaylara müdahale etme, hayat kalitesi ile ilgili davranışları yönetme ve müdahale yöntemleri ile ilgili konular da değerlendirilir (Hunnicutt Hollenbaugh, 2018). Beceri eğitimi gruplarında verilen ev ödevleri ve günlük kartların ayrıntılı de- ğerlendirilmesi yapılır. DDT danışma teknik ve yöntemleri problem du- rumuna göre uygulanır. Ayrıca, aile süreç içerisine dâhil edilir. Ailenin oturumlara katılması belli haftalarda olacağı gibi ihtiyaç halinde de ayar- lanabilir. Beceri Eğitimleri DDT beceri eğitimleri standart DDT’nin önemli bir parçası olduğu gibi, bireysel terapiden bağımsız olarak kendi başlarına da kullanılabilirler. Ye- tişkinlere verilen dört beceri eğitimine (farkındalık, duygusal düzenleme, OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2107 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi sıkıntıya tolerans, kişilerarası etkililik) ek olarak, ergenlerin bulunduğu gruplarda “orta yoldan yürüme” (walking the middle path) beşinci beceri eğitimi (bakınız Tablo 2) olarak uygulanmaktadır (Harvey ve Rathbone, 2013; Hunnicutt Hollenbaugh, 2018; Miller, Rathus ve Linehan, 2007; Rat- hus ve Miller, 2018). Geleneksel olarak beceri eğitimleri grup danışması olarak verilir, en az dört en fazla 10 danışandan oluşur, haftalık düzenle- nir ve ortalama iki saat sürer (Hunnicutt Hollenbaugh, 2018). Eğitimlerin ilk saati ev ödevlerinin ve günlük kartların kontrol edilmesi ile geçer. İkinci saatte ise yeni becerilerin öğretilmesine geçilir. Her oturum bir far- kındalık etkinliği ile başlar ve biter. Grup lideri farkındalık etkinliklerini kendi yapabileceği gibi grup üyelerinden gönüllü olanlara da yaptırabilir. Telefon Görüşmeleri Bu yöntem de amaç, danışanın öğrenmekte güçlük çektiği becerileri ihti- yaç duyduğu anda danışmanını arayarak bilgi ve cesaret alabilmesidir. Linehan (1993), düşünülenin aksine danışanların danışmanlarını sık sık rahatsız etmeyeceklerini ve ilgi çekmek için sürekli aramayacaklarını id- dia etmiştir. Ancak, burada danışan ve danışman arasında bir taahhüt de konulmuştur. Eğer danışan telefon görüşmesinden önce kendisine zarar vermişse 24 saat boyunca danışmanıyla görüşemez. Buradaki mantık da- nışanın danışmana bağımlı olmasını engellemektir (Sargın ve Sargın, 2015). Telefon desteği sadece danışana değil ergenlerin ailelerine de veri- lebilir. Bu sayede aileler de becerilerini geliştirebilirler. Konsültasyon Ekibi Toplantıları Konsültasyon grup toplantıları DDT’de önemli yere sahiptir. Danışanla- rın kendilerine zarar verme davranışları, intihara eğilimli olmaları ve duy- gusal düzensizlikleri danışmanları süreç içerisinde yıpratabilmektedir(Li- nehan, 1993). Konsültasyon ekibi danışmanlara destek sağlar. Grup içerisinde DDT terapistleri olduğu kadar doktorlar, hemşireler, program yöneticileri ve diğer çalışanlar da olabilir. Grubun mevcut üyeleri anlaşılacağı üzere DDT’nin uygulandığı kuruma göre değişebilir. Örneğin, okul ortamında 2108 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman uygulandığı zaman konsültasyon ekibinde okul psikolojik danış- manı(ları), idareyi temsilen müdür veya müdür yardımcısı, sınıf öğret- meni, okul aile birliği temsilcisi ve varsa okul hemşiresi yer alır. Tablo 2. DDT Beceri Grupları (Linehan, 2015a; Miller ve diğerleri, 2007) Farkındalık Duygusal Sıkıntıya Kişilerarası Orta Düzenleme Tolerans Etkililik Yoldan Yürüme -DDT’nin - Sadece duygu- - Sadece ergenin -Ergenlerin -Daha çok ergen- temelini larla baş et- hemen uğraşmakta lere has diyalek- oluşturur ve her menin yollarını değiştiremey- zorlandıkları tik ikilemlere oturumda uy- değil onların eceği değişken ilişkilere odaklanmak- gulanır biyolojik köken- durumlarla odaklanmaktadır. tadır (Duygusal - Mevcut andaki lerini de öğretir karşı karşıya - Temelde, kişinin kırılganlığa karşı bilinçliliği ve - Hem fiziksel kaldığında nasıl bir ilişkide kendisine kendi gücünü kişinin duygu hem de zihinsel baş edeceğini saygıya, başkalarına azaltma. Aşırı ve düşün- olarak farkında içermektedir saygıya, atılgan esnekliğe karşı celerini olabilecekleri - Bu durumlar olarak ihtiyaçlarını otoriter kontrol. yönetebilme yollar öğretir kriz anları, inti- karşılamaya Sürekli krize becerisini art- -Sadece har anları ve ve sağlıklı karşı çekingen tırmayı hedefler kendilerinin yaşamı tehdit ilişkileri başarılı ve yaşama. Aktif - Hedef, bir şeye değil eden diğer du- bir şekilde pasifliğe karşı yargılamadan başkalarının da rumlar olabilir değerlendirmeyi ve belirgin yeter- ve etkili bir duygularına -Problem yönlendirmeye lilik. Gruplar ihtiyaca binaen hafta da bir toplanır ve beceri eğitimlerindeki düzen içerisinde ilerler. Danışma gruplarında veya oturumlarında problem yaşayan danışmanlara destek sağlanır. Her grup farkındalık etkinliği ile başlar ve bitirilir. Bu sayede DDT danışman-danışan-aile/yakın çevre zincirinde topluma yayılmış bir “felsefe” haline dönüşür. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2109 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi Ergenlerle DDT Üzerine Yapılan Çalışmalar Son yıllarda DDT’nin ergenlerle kullanımı ve etkililiği üzerine birçok araş- tırma yapılmıştır. Ancak, Türkiye’de DDT’nin kullanımı henüz yaygınlaş- madığı için bu alanda yapılan çalışmalara pek rastlanılmamaktadır. Diya- lektik Davranış Terapisi’nin Türkiye’de yaygınlığını etkileyen birçok ne- den vardır. Bunlardan en önemlileri, eğitim verecek kurum ve uzmanların az olması, Türkçe yazılmış kaynakların çalışma ve uygulama yapmayı destekleyecek düzeyde olmaması ve DDT sürecinde süpervizyon hizmeti verecek uzmanların sayı olarak yetersizliği gösterilebilir. Birçok veri taba- nının incelenmesi sonucunda, Gülgez ve Gündüz (2015) tarafından üni- versite öğrencileri ile yapılan DDT temelli duygu düzenleme programının Türkiye’de DDT ile yapılmış tek araştırma olduğu bulunmuştur. Ergen- lerle yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Türkiye dışında özellikle de Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) son on yılda DDT’nin kullanımı hızla yayılmıştır. Marsha M. Linehan’ın ön- cülüğünde başlayan bu terapi ardı ardına yayınlanan kitaplar, kullanım kılavuzları ve deneysel çalışma sonuçları ile büyümesine devam etmekte- dir. Ergenlerle DDT üzerine çalışma ve uygulama yapmak isteyen uzman- lar için Hunnicutt Hollenbaugh ve Lewis (2018), Linehan (2015a, 2015b), ve Rathus ve Miller (2018) tarafından yazılan kitaplar önemli kaynaklar olarak gösterilebilir. Ergenlerle DDT’nin etkililiğini gösteren birçok çalışma vardır. Bu ça- lışmalardan ilki Goldstein, Axelson, Birmaher ve Brent (2007) tarafından yapılmıştır. Goldstein ve arkadaşları (2007) bipolar bozukluk tanısı kon- muş 12 ve 18 yaş arası 10 ergene 36 oturumdan (18 oturum beceri eğitimi, 18 oturum bireysel danışma) oluşan DDT programını uygulamış ve sürece aileleri de katarak psikoeğitimler vermişlerdir. Program boyunca bireysel terapi ve beceri eğitimlerinin yanı sıra becerilerin kullanılmasını teşvik eden telefon görüşmeleri ve uyku düzenini, intihar durumunu, ilaç kulla- nımını değerlendiren günlük kartlar kullanılmıştır. Terapi, ilaç kullanı- mını da içermiş ve çalışma sonunda intihar düşüncesi, kendine zarar verme davranışı, duygusal düzensizlik ve depresif belirtilerde tedavi ön- cesinden tedavi sonrasına belirgin iyileşmeler tespit edilmiştir. 2110 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman Groves, Backer, van den Bosch ve Miller (2012) tarafından yapılan ça- lışma da DDT’yi içeren ve 1997-2008 arasında yayınlanmış 12 makale in- celenmiştir. Bulgular, DDT’nin ergenler için çeşitli terapötik etkileri oldu- ğunu göstermiştir. Groves ve arkadaşlarının (2012) dikkat çektikleri önemli bir nokta ise intihara meyilli olan ve bipolar bozukluk tanısı kon- muş ergenlerin DDT programından veya tedavi sürecinden daha erken ayrıldığıydı. Bunun bir sonucu olarak da programdan ayrılmayan ergen- lere göre hastaneye yatışlarında bir artma olduğu ve intihar dâhil olmak üzere birçok olumsuz sonuçla karşı karşıya kaldıklarını belirtmişlerdir. Bir başka meta-analiz çalışmasında Hunnicutt Hollenbaugh ve Lenz (2018) ergenler için DDT’nin etkinliğine ilişkin ön kanıtları incelemiştir. Çalışmada DDT’nin depresyon, kaygı, kendine zarar verme ve intihar riski belirtilerinin azaltılmasını hedefleyen toplamda 834 katılımcının ol- duğu 12 adet deneysel çalışma incelenmiştir. Çalışma da bahsi geçen be- lirtilerin hepsinde ergenlerde bir azalma görüldüğü ancak bunun etkisi- nin küçükten orta düzeye değiştiği belirtilmiştir. Önemli bulgulardan biri de DDT’nin ergenlerdeki depresyon belirtilerini azaltma açısından diğer tedavi yöntemleri ile karşılaştırıldığında daha etkili olduğudur. Bulgulara ek olarak yazarlar DDT beceri eğitimlerinin standart DDT tedavi yönte- mine göre daha çok tercih edildiğini belirtmişlerdir. Bunun nedenlerine bakıldığında DDT beceri modüllerinin uygulanabilirlik açısından daha anlaşılabilir ve kolay olduğu ve standart DDT tedavisine göre daha az masraflı olduğu söylenebilir. Ergenlerle yapılan çalışmalar sadece ABD ile sınırlı kalmamıştır. Hjal- marsson, Kåver, Perseius, Cederberg, ve Ghaderi (2008) İsveç’de 15-40 yaş arasında olan 27 ergen ve genç yetişkin kadın ile iki yıl süren bir pilot ça- lışma yapmışlardır. Katılımcıların hepsi sınırda kişilik bozukluk (SKB) ta- nısı almış vakalardı. Ayrıca çalışma, SKB ile yakından alakalı olan depres- yon, kaygı ve obsesif kompulsif gibi duygusal rahatsızlık veren rahatsız- lıkların belirtilerindeki azalmaları da ele almıştır. Bir yılın sonunda yapı- lan analizlerde adı geçen rahatsızlıkların tümünün ölçek puanlarında te- davi öncesine nazaran önemli düşüşler ve güçlü etkiler tespit edilmiştir. Sonuçlar depresyon ve SKB ölçeğinin alt ölçeklerinde (kişiler arası hassa- siyet, kaygı, korku endişesi, paranoya düşünceleri) istatistiki düzeyde an- lamlı düşüşler olduğunu göstermiştir. Bunlara ek olarak, intihar eğilimli OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2111 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi davranışlarda da tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında önemli düşüşler ol- duğu 12 aylık değerlendirmelerde bulunmuştur. 2000’li yılların başında ve sonlarına doğru yapılan birçok çalışma katı- lımcı grup olarak kadınları almıştır. Bunda Lineha’nın ergenliği ve genç yetişkinliği süresince kendi kişisel tecrübelerinden ve teorisini geliştirir- ken kadın katılımcılardan faydalanmış olmasının etkisi olduğu düşünüle- bilir. Yukarıda bahsi geçen çalışmalara ek olarak James, Taylor, Winmill ve Alfoadari (2008) tarafından yapılan çalışma da bu duruma örnek gös- terilebilir. James ve arkadaşları, ısrarlı kasıtlı kendine zarar verme (IKKZ) davranışlarına ve yoğun intihar düşüncelerine sahip kız ergenlerle DDT’nin etkililiğini incelemiştir. Çalışma da beceri eğitimini esas alan grup danışması uygulanmış ve DDT farkındalık, sıkıntıya tolerans, kişiler arası etkililik ve duygu düzenleme modülleri kullanılmıştır. Sonuçlar tüm katılımcıların ısrarlı IKKZ davranışlarında anlamlı düzeyde düşüş oldu- ğunu göstermiştir. Ayrıca depresyon ve umutsuzluk puanlarında da an- lamlı düzeyde düşüşler bulunmuştur. İfade edilmeye değer bir başka çalışma ise Johnston, O'Gara, Koman, Baker ve Anderson (2015) tarafından yeme bozukluğu tanısı konmuş er- genlerin DDT beceri eğitimleri ve Maudsley aile terapisi (MAT) yaklaşımı kullanılarak 8 haftalık yoğunlaştırılmış programa alındığı araştırmadır. Bu çalışmanın temelini aile temelli terapi yaklaşımı oluşturmaktadır. Araştırma da kullanılan ana yaklaşım MAT’dir. Diyalektik Davranış Te- rapisi beceri eğitimleri, ergenlere yeme bozukluğu davranışlarının yerine koyabilecekleri etkili baş etme becerileri sağlamak ve düzenli ve sağlıklı beslenememe sıkıntısına katlanacak yöntemleri hazırlamak amacıyla kul- lanılmıştır. Çalışmanın ana hedefleri, kilo alma / sağlıklı kilo verme kont- rolünün sağlanması ve kısıtlama, aşırı yeme ve kendini kusturma gibi yeme bozukluğu davranışlarının azaltılmasıydı. Çalışmada DDT beceri grupları farkındalık, duygu düzenleme, sıkıntıya tolerans, kişilerarası et- kililik ve orta yoldan yürüme becerilerinin yeme bozukluğu kavramı içe- risinde öğretilmesine ve uygulanmasına odaklanmıştır. Çalışma da ergen- ler ve aileleri farklı farklı gruplara katılmış ve aileler çocuklarına verilen beceri eğitimlerinin aynısını almışlardır. Her bir modül 2 hafta sürmüştür. Sonuçlar, kilo alma problemi olan danışanların tedavi süresince önemli miktarda kilo aldıklarını ve sonraki yıl boyunca kilo almaya devam ettik- 2112 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman lerini göstermiştir. Programı tamamlayan ergenlerin yeme bozukluğu dü- şüncelerinde, tutumlarında ve davranışlarında da önemli düşüş yaşandığı rapor edilmiştir. Ancak, Johnston ve diğerleri (2015) aşırı yeme ve bilinçli kusma davranışlarında çalışma sonunda ve takip eden yıl içerisinde an- lamlı bir gelişme bulamadıklarını ifade etmişlerdir. Bahsi geçen çalışmaların çoğu ya bir hastanenin psikiyatri servisinde ya da ayakta tedavi veren kliniklerde gerçekleştirilmiştir. Ancak son yıl- larda üniversitelerin psikolojik danışma birimlerinde, okul psikolojik da- nışma servislerinde ya da proje destekli hastane ve klinik dışı ortamlarda da DDT kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin, Ricard ve arkadaşları (2013) ABD’nin Teksas eyaletinde, ağırlıklı olarak Latin Amerika kökenli ortao- kul ve lise öğrencilerinden oluşan ve disiplin temelli alternatif eğitim programının uygulandığı bir okulda DDT beceri modüllerinin kullanıl- dığı, grupla psikolojik danışma yapmışlardır. Kullanılan DDT beceri mo- düllerinin amacı duygusal ve davranışsal kendini koruma becerilerinin öğretilmesidir. Ricard ve diğerleri (2013) bunu, ergenlerin kendi davranış- larını kontrol etmeyi öğrenirken aynı zamanda davranışlarının çevreleri üzerindeki etkilerinin farkında olmalarını sağlamak olarak da açıklamış- lardır. Ortalama bir oturum 2,5 saat sürmüş ve terapi 4 hafta boyunca ger- çekleştirilmiştir. Bu çalışmada kullanılan yöntem ve süre standart DDT yaklaşımının (6 ay süren ve haftalık grup danışmalarının yapıldığı sistem) uyarlanmış halidir. Ricard ve arkadaşları programın dört hafta şeklinde düzenlenmesinin sebebi olarak okul sistemindeki öğrencilerin geçici süre ile bu okula aktarıldıklarını ve kendilerine verilen disiplin cezasının süresi dolduktan sonra kendi okullarına geri gönderilmeleri olarak ifade etmiş- lerdir. Çalışma da DDT’nin somatik şikâyetler, sosyal dışlanma, saldır- ganlık, çatışma, hiperaktivite ve depresyon üzerindeki etkililiği deneysel olarak sınanmıştır. Çalışmaya 70’i erkek 55’i kız olmak üzere toplamda 178 öğrenci katılmıştır. Sonuçlar, deney grubunda olan öğrencilerin sal- dırganlık, çatışma ve hiperaktivite puanlarında kontrol grubunda olan- lara nazaran anlamlı düzeyde düşüş olduğunu göstermiştir. Bu çalışmayı diğer çalışmalardan ayıran özelliklerden biri de ergenlere verilen ölçme araçlarının uyarlanmış hali ailelerine de verilmiş ve ergenlerin rapor et- tikleri değişimlerle ailelerinin çocuklarında gözlemledikleri değişimler karşılaştırılmıştır. Aileler de araştırma sonuçlarına benzer geri dönütlerde OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2113 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi bulunmuş, ek olarak çocuklarının sosyal izolasyon, depresyon ve somatik puanlarında da anlamlı düzeyde düşüş bildirmişlerdir. Bahsi geçen çalışmaların hepsinde DDT’nin istatistiki olarak etkililiği vurgulanmıştır. Ancak, alanyazında aksi sonuçların rapor edildiği çalış- malar da mevcuttur. Bir diğer ifade ile DDT’nin etkili olmadığı ya da diğer terapi türleri ile karşılaştırıldığında daha az etkili olduğunu vurgulayan çalışmalara da rastlanmıştır. Örneğin Apsche, Bass ve Houston (2006) ta- rafından saldırganlık, davranış ve kişilik problemlerine sahip 20 erkek er- gen üzerinde yapılan deneysel çalışma da MOD terapisi ve DDT’nin etki- liliği karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, uygulanan yönteme bakılmaksızın tüm katılımcıların tedaviden olumlu yönden etkilendiğini göstermiştir. Ancak, veriler MOD terapisinin depresyon ve saldırganlık belirtilerinin azalma- sında DDT’den daha etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca Apsche ve ar- kadaşları (2006) MOD terapisinin DDT’ye göre, çalışmada ele alınan tüm davranışsal ve psikolojik sıkıntıların anlamlı düzeyde düşürülmesinde daha etkili olduğunu ifade etmişlerdir. Bir meta-analiz çalışmasında Brausch ve Girresch (2012), ergenlerde kendine zarar verme davranışlarının tedavi edilme başarısını gözden ge- çirmişlerdir. Çalışmalarında 2001-2011 yılları arasında yayınlanmış maka- leleri incelemişler ve tedavi yöntemi olarak DDT ve Bilişsel Davranış Te- rapisini (BDT) ele almışlardır. Yazarlar, son yıllarda ergenler arasında kendine zarar verme davranışlarında bir artış olduğunu ve DDT’nin de bunu azaltmak için en sık kullanılan yöntemlerden biri olduğunu iddia emişlerdir. Analiz sonuçları DDT’nin ergenlerde kendine zarar verme davranışlarını azaltma da yetersiz olduğunu göstermiştir. Brausch ve Gir- resch (2012) her ne kadar DDT’nin etkili olduğunu gösteren çalışmalar varsa da bu çalışmaların sonuçlarının etkisinin yok denecek kadar az ol- duğunu iddia etmişlerdir. Bu çalışmada DDT’ye getirilen bir eleştiri de DDT’nin tarihsel olarak Psikiyatri servislerinde çalışmaya daha müsait ol- duğu ama hastane dışı ortamlarda etkililiğinin azaldığı ya da olmadığı yönündeydi. Hiç şüphesiz, bu tür yargılara varabilmek için DDT ile ilgili daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan, son yıllarda DDT’nin gösterdiği gelişim, oluşturulan kaynaklar ve çalışma sonuçları DDT’nin ergenlerle gelecekte daha çok kullanılacak bir yaklaşım olaca- ğına işaret etmektedir. 2114 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman Sonuç Bu çalışmanın amacı üçüncü dalga terapileri içinde yer alan ve son yıl- larda ergenlerle kullanımı hızla yayılan DDT’nin teori, kavram ve uygu- lama alanlarının tanıtılması ve ileride ergenlerle yapılacak çalışmalara uz- manların yararlanabileceği bir referans kaynak oluşturmaktır. DDT, özel- likle intihara meyilli, kendine zarar verme davranışları sergileyen, depres- yon da olan, iletişim becerileri zayıf, öfke kontrolü ve davranış problem- leri yaşayan ve duygu düzensizliği sergileyen ergenlerle başarılı bir şe- kilde kullanıldığı kanıta dayalı çalışmalarda gösterilmektedir. Ergenlerle DDT’yi kullanmak isteyen ve DDT terapisti olmak isteyen bir ruh sağlığı uzmanının bilmesi gereken önemli noktaların başında DDT’nin dört ba- samaklı tanı sistemine sahip olduğu ve uygulanmasının dört farklı (Birey- sel terapi, beceri eğitimi, telefon görüşmeleri, konsültasyon ekibi toplantı- ları) şekilde yapılabildiği gelmektedir. DDT ergenlerle kullanılırken en sık kullanılan uygulaması beceri eğitimi modülüdür. Beceri eğitimleri ergen- ler için beş farklı başlıktan oluşmakta ve altı aylık bir süre içerisinde biti- rilebilmektedir. Birinci basamakta tanılanmış danışanların beceriler mo- dülünü bir yıllık süre içerisinde iki defa üst üste tekrarlamaları tavsiye edilmektedir (Linehan, 1993). Ergenlerle çalışırken DDT’nin başarı şansını arttırmanın yollarından biri de ailelerinin de sürece dâhil edilmesidir. İncelenen birçok çalışma da ergenlerle çalışılırken DDT ve aile terapisi yaklaşımlarının beraber kulla- nıldığı görülmüştür. Burada göze çarpan nokta DDT’nin ergenin sahip ol- duğu davranış problemini veya problemlerini salt ergene mal etmemesi, aynı zaman da ailenin de bir problemi olarak görmesidir. Henüz Türkiye de ergenlerle yapılmış kanıta dayalı bir çalışma mevcut değildir. İleriki dönemler de bu tür çalışmanın yapılması önemle tavsiye edilmektedir. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2115 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi EXTENDED ABSTRACT Dialectical Behavior Therapy with Adolescents * Mehmet Akif Karaman 7 Aralık University Adolescence is a period in which biological, social and psychological changes occur. Although it has an important place in human life, it can be characterized as a period of time that diffuses into the process and causes individuals (adolescents) to experience different emotions at the same time, not the changes that take place. In recent years, programs to increase adolescents' psychological resili- ence and preventive mental health skills - especially abroad - have been developed (see Brink and Wissing, 2012; Edwards, Mumford and Serra- Roldan, 2007; Ricard et al., 2018) and different models of therapy have been used. When the literature is examined, it has been noted that DBT is one of the therapies used with adolescents in experimental studies. Vali- dation and mindfulness are the core values of DBT. Mindfulness means being aware of the present and managing the emotions and thoughts in a healthy way. Validation is related to the environment in which the ado- lescent lives. It means accepting thoughts and feelings radically instead of opposing them. Dialectic Behavior Therapy (DBT) is one of the third wave therapies and has been experimentally tested with different groups. This approach, which was developed by Marsha Linehan in the early 1990s to improve patients with borderline personality disorder, was later used to deal with different problems and behavioral issues. In the course of time, DBT was used in different settings (hospitals, schools, private clinics), groups (ado- lescents, adults), and gender. When we look at the development process of DBT, we can see that Linehan's personal experiences are very effective. After a difficult adolescence and young adulthood (18 years old, diag- nosed with schizophrenia, hospitalization for 26 months, self-harm, at least two suicide attempts), Marsha Linehan became interested in psychol- ogy and received psychology education. In the following years, she 2116 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman started working with individuals diagnosed with borderline personality disorder (Sargın and Sargın, 2015). Linehan (1993) argued that problematic behavior of individuals who are emotionally disturbed is affected by a number of biological and envi- ronmental factors. Specifically, the person's biological weakness and the environment in which he or she is (who does not approve of anything, does not value) paves the way for emotional disorder and triggers possi- ble future problems (Rathus and Miller, 2018). The word of dialectic comes from Greek and means “discussion, con- versation.” In the therapy, it means that two opposing ideas or phenom- ena can be correct and that a new thought can be synthesized (Linehan, 1993). The adolescent has to accept the situation in order to change and benefit from DBT. The function of approval is to normalize the events and situations in which the client has difficulty accepting with the support of the counselor in the counseling. DBT can be implemented in four different ways: a) individual therapy, b) psychoeducation groups based on skills training, c) telephone inter- views and d) consultation team meetings (Linehan, 2015a). DBT has a four-stage treatment process. Each stage has its own goals. The steps are numbered 1 through 4 depending on the severity of the problems the cli- ent has. A client can be diagnosed in only one stage or in two stages at the same time. It is the consultant and consultation team that will make this decision. The aim of this study is to introduce the theory, concepts and applica- tion areas of DBT, which is included in third wave therapies and whose usage has been rapidly spreading with adolescents in recent years. An- other goal of the study is to provide a reference resource for future studies with adolescents. DBT has been shown to be successful in evidence-based studies, especially with suicidal, self-injurious behavior, depression, ado- lescents with poor communication skills, anger control and behavioral problems, and emotion disorder. There is no evidence-based study using DBT conducted with adolescents in Turkey yet. It is strongly recom- mended that this kind of study be done in the future. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2117 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi Kaynakça / References Apsche, J. A., Bass, C. K., ve Houston, M. (2006). A one year study of adoles- cent males with aggression and problems of conduct and personality: A comparison of MDT and DBT. International Journal of Behavioral Con- sultation and Therapy, 2, 544-552. doi:10.1037/h0101006 Arch, J. J., Eifert, G. H., Davies, C., Vilardaga, J. C. P., Rose, R. D., ve Craske, M. G. (2012). Randomized clinical trial of cognitive behavioral ther- apy (CBT) versus acceptance and commitment therapy (ACT) for mixed anxiety disorders. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 80, 750-765. doi:10.1037/a0028310 Bass, C., van Nevel, J. ve Swart, J. (2014). A comparison between dialectical behavior therapy, mode deactivation therapy, cognitive behavioral therapy, and acceptance and commitment therapy in the treatment of adolescents. International Journal of Behavioral Consultation and Therapy, 9, 4-8. doi:10.1037/h0100991 Brausch, A. M., ve Girresch, S. K. (2012). A review of empirical treatment stud- ies for adolescent nonsuicidal self-injury. Journal of Cognitive Psycho- therapy, 26, 3–18. doi:10.1891/0889-8391.26.1.3 Brink, A. J. ve Wissing, M. P. (2012). A model for a positive youth develop- ment intervention. Journal of Child ve Adolescent Mental Health, 24, 1– 13. https://doi.org/10.2989/17280583.2012.673491 Canadian Mental Health Association. (t.y.). What’s the difference between CBT and DBT? Xx.xx.xxxx tarihinde: https://www.heretohelp.bc.ca/q- and-a/whats-the-difference-between-cbt-and-dbt adresinden erişilmiştir. Edwards, O. W., Mumford, V. E. ve Serra-Roldan, R. (2007). A positive youth development model for students considered at-risk. School Psychology International, 28, 29–45. https://doi.org/10.1177/0143034307075673 Goldstein, T., Axelson, D. A., Birmaher, B. ve Brent, D. (2007). Dialectical be- havior therapy for adolescents with bipolar disorder: A 1-year open trial. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 46, 820-830. doi:10.1097/chi.0b013e31805c1613 Groves, S., Backer, H. S., van den Bosch, W. ve Miller, A. (2012). Dialectical behaviour therapy with adolescents. Child and Adolescent Mental Health, 17, 65-75. doi:10.1111/j.1475-3588.2011.00611.x 2118 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi Mehmet Akif Karaman Gülgez, Ö. ve Gündüz, B. (2015). Diyalektik davranış terapisi temelli duygu düzenleme programının üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme güçlüklerini azaltmadaki etkisi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 44, 191-208. doi:10.14812/cufej.2015.010 Harvey, P. ve Rathbone, B.H. (2013). Dialectical behavior therapy for at-risk ado- lescents. Oakland, CA: New Harbinger Publications, Inc. Hjalmarsson, E., Kåver, A., Perseius, K., Cederberg, K. ve Ghaderi, A. (2008). Dialectical behaviour therapy for borderline personality disorder among adolescents and young adults: Pilot study, extending the re- search findings in new settings and cultures. Clinical Psychologist, 12, 18-29. doi:10.1080/13284200802069035 Hunnicutt-Hollenbaugh, M. (2018). Introduction and overview. In (M. Hun- nicutt Hollenbaugh ve M.S. LewisEd.), Dialectical behavior therapy with adolescents: Settings, treatments, and diagnoses (p.1-18) içinde. New York, NY: Routlage Hunnicutt Hollenbaugh, K. M. ve Lenz, A. S. (2018). Preliminary evidence for the effectiveness of dialectical behavior therapy for adolescents. Jour- nal of Counseling & Development, 96, 119-131. https://doi.org/10.1002/jcad.12186 Hunnicutt Hollenbaugh, M. ve Lewis, M.S. (2018). Dialectical behavior therapy with adolescents: Settings, treatments, and diagnoses. New York, NY: Routlage Johnston, J. A. Y., O'Gara, J. S. X., Koman, S. L., Baker, C. W., ve Anderson, D. A. (2015). A pilot study of Maudsley family therapy with group dia- lectical behavior therapy skills training in an intensive outpatient pro- gram for adolescent eating disorders: Family therapy and dialectical behavior therapy. Journal of Clinical Psychology, 71, 527-543. doi:10.1002/jclp.22176 Lenz, A. S. ve Del Conte, G. (2018). Efficacy of dialectical behavior therapy for adolescents in a partial hospitalization program. Journal of Counseling & Development, 96, 15-26. https://doi.org/10.1002/jcad.12174 Linehan, M. M. (1993). Cognitive-behavioral treatment of borderline person- ality disorder. New York, NY: Guilford Press. Linehan, M. M. (2015a). DBT skills training manual. New York, NY: Guilford Press. Linehan, M. M. (2015b). DBT skills training: Handouts and worksheets. New York, NY: Guilford Press. OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi ¨ 2119 Ergenlerle Diyalektik Davranış Terapisi Miller, A. L., Rathus, J. H. ve Linehan, M. M. (2007). Dialectical behavior therapy with suicidal adolescents. New York, NY: Guilford Press. Rathus, H. J. ve Miller, A. L. (2015). Dialectical behavior therapy skills manual for adolescents. New York, NY: The Guilford Press Ricard, R.J., Fernandez, M.A., Ratanavivan, W., Armstrong, S.N., Karaman, M.A. ve Lerma, E. (2018). Working within school sites. (M. Hunnicutt- Hollenbaugh ve M.S. Lewis Ed.), Dialectical behavior therapy with ado- lescents: Settings, treatments, and diagnoses (97-108) içinde. New York, NY: Routlage Ricard, R. J., Lerma, E. ve Heard, C. C. C. (2013). Piloting a dialectical behav- ioral therapy (DBT) infused skills group in a disciplinary alternative education program (DAEP). The Journal for Specialists in Group Work, 38, 285–306. doi:10.1080/01933922.2013.834402 Sargın, M. ve Sargın, A.E. (2015). “Yaşamaya değer bir hayat” için: Diyalektik davranışçı terapinin gelişimi ve temel ilkeleri. Türkiye Klinikleri J Psy- chiatry-Special Topics, 8(2), 64-70. Üstündağ Budak, A. M. ve Özeke Kocabaş, E. (2019). Dialectical behavior ther- apy and skill training: Areas of use and importance in preventive mental health. Current Approaches in Psychiatry, 11, 192-204. doi:10.18863/pgy.411209 Kaynakça Bilgisi / Citation Information Karaman, M. A. (2019). Ergenlerle diyalektik davranış terapisi. OPUS– Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 14(20), 2098-2120. DOI: 10.26466/opus.604025 2120 ¨ OPUS © Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

Diyalektik Davranış Terapisi Temelli Duygu Düzenleme Programının

The aim of the study is to examine the relationship between teachers' self-compassion and professional burnout according to their age, gender, marital status, year of service and type of school. Relational survey model was used in the study. The sample of the study consisted of 400 teachers selected by random sampling method among the teachers working in Erzin, Dörtyol, Payas and Iskenderun districts of Hatay province in the 2018-2019 Academic Year. The data were collected by Maslach Burnout Inventory-Educators Survey (MBI-ES) developed by Ince and Sahin (2015) and the Turkish version of “Self-Compassing Scale (SCS)” developed by Deniz, Kesici and Sumer (2008). In the analysis of the data, by the help of SPSS Windows 22 softwares. “Indepented Samples T”, ”One Way Anova”, “Multiple Regression Analysis”, “Pearson Moment Product Correlation Analysis” and “Tukey” tests were used. According to the results obtained analysis; there is a positive and statistically significant relationship between the burnout sub-dimensions of emotional exhaustion and depersonalization and selfcompassion which is negative and statistically significant. In the addition, while the level of emotional exhaustion and depersonalization in creases, the level of self-compassion decreases and while the level of self-compassion in creases as the level of personal achievement in creases. In the mean time; the mean size of desensitisation is higher in male teachers, and the mean size of personal achievement is higher in female teachers. The average size of the desensitization of the teachers in the 25-29 age group is higher than the 30-34 age group. Teachers in middle schools have a highermean size of desensitisation compared to primary school teachers. While the average of single teachers' sense of desensitization and emotional exhaustion are higher than married teachers, married teachers have higher levels of self-compassion than single teachers. Keywords: Teacher, Self-Compassion, Burnout

kaynağı değiştir]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir