Diyarbakır Nereler Gezilir
En Güzel 30 Yer!
Diyarbakır Gezilecek Yerler Listesi
Sur Gezilecek Yerler : En Güzel Yerlerin Listesi
Başlıklar
Sur ilçesini duyduğumuz zaman çoğumuzun aklına bazı mekânlar gelir. Tarihe şahitlik eden mekânları ile güneydoğu bölgemizin önemli alanlarından biri olan Sur ilçesi, muhteşem yapıları açısından ilgi çekicidir. Sur gezilecek yerler ve ilçe ile ilgili detaylı bilgiler ışığında sizlere nereleri gezebileceğinizi aktaracağız.
Sur Gezi Rehberi
Sur ilçesi Diyarbakır ilimiziçerisinde yer alıyor. Ayrıca bu ilçemiz Diyarbakır ilinin en önemli dört ilçesinden biridir. İl merkezine yaklaşık olarak 68 km uzaklıkta olduğu gibi buraya ulaşabilmek için şehir merkezinden kalkan dolmuşlar kullanılmalıdır. Bu ilçemiz adını surlarla çevrili yapısından almıştır.
Aynı zamanda yılında çıkarılan bir kanun ile birlikte şehrin 4 merkezi ilçesinden biri seçilmiştir. Sur ilçesinin tarih, milattan önceye dayandığı gibi bu ilçede kazılar ile birlikte dünyada yer alan ilk yerleşim yeri hakkında veriler elde edilmiştir.
Diyarbakır sur ilçesi içerisinde gezilmesi gereken yerler,
- Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
- Ziya Gökalp Müzesi
- Ahmet Arif Müzesi
- Diyarbakır Arkeoloji Müzesi
- Dört Ayaklı Minare
- On Gözlü Köprü
- Meryem Ana Kilisesi
- Hz. Süleyman Camii
Gibi alanlar sıralanabilir. Bu alanları bir rota dâhilinde gezebileceğiniz gibi gezi rehberleri ile birlikte de keyifle takip edebilirsiniz. İlin en çok tarihi yapıyı barındıran ilçelerinden biri olduğunu da unutmamak gerekir.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
İlçeye bağlı olan cami kebir mahallesi içerisinde bulunan müze, Diyarbakır evlerini de çok güzel bir şekilde yansıtan örnekler arasındadır. Edebiyatımızda önemli bir yer edinen şairlerden olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu ev olduğu bilinir. Tarancı sonrasında bu evi ailesine vermiştir.
Ayrıca yılında kültür turizm bakanlığına bağlanmış ve müzeye çevrilmiştir. Müzede şaire ait pek çok eser olduğunu görebiliriz. Aynı zamanda Etnografya eserlerde burada sergileniyor. Burası bölgeye gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken alanlardandır.
Ziya Gökalp Müzesi
Türk milliyetçiliğinin bilinen isimlerinden biri olan Ziya Gökalp adına hazırlanmış müze, Gökalp adına pek çok bilgiyi barındırıyor. Ayrıca Türkçülük akımının kurucusu olan isim birçok esere de imza atmıştır. Yüzyıl içerisinde Diyarbakır’da dünyaya gelen Gökalp, bu evde yaşamıştır. Bazalt taştan iki katlı olarak inşa edilmiş olan bir yapıdır. yılında ise turizm bakanlığı tarafından koruma altına alınan ev yılında müzeye dönüştürülmüştür.
Ayrıca bu müzede yazara ait birçok eser ve belge yer aldığı gibi özel eşyaları da bulunuyor. Müzenin eylemler sonucunda kütüphane ve arşiv bölümü yakılmıştır. Ayrıca pek çok kitapta yanıp kül olmuştur. Bu yapı Türksab tarafından sonraları restore edilmiştir.
Ahmed Arif Müzesi
İlçemizde bulunan bir başka önemli müze ise Ahmet Arif müzesidir. Bu yapı Cahit SITKI Tarancı müzesine komşu bir müzedir. yıllık konak olduğu bilindiği gibi yılında Kültür Turizm Bakanlığı aracılığıyla açılmıştır. Ayrıca bu müze ünlü şair Ahmet Arif adına açıldı. Müze’ye hizmet eden bina Diyarbakır evlerinin özgün örneklerinden biridir.
Müzede Ahmet Arif’in kişisel eşyaları olduğu gibi el yazısı ile yazılmış şiirleri ve kitapları da yer alıyor. Aynı zamanda bölgede yetişen birçok edebiyatçının eserleri ve fotoğrafları da alanda sergileniyor. Burada ayrıca kütüphane de mevcuttur. Kütüphane de birçok eser bulunuyor.
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi
İlçede yer alan bir başka önemli müze ise arkeoloji müzesidir. yılında ilk müze ulu cami yakınlarında açılmıştır. yılında ise bugünkü yerini alınmıştır. Bir başka önemli husus ise müzede çevrede yapılan kazılar ile birlikte elde edilen kalıntıların burada sergileniyor olmasıdır. Günümüzde ise 30 bine yakın eser burada yer alıyor. Ayrıca müze giriş ücretleri de uygun olduğu gibi haftanın her günü açık olduğu da bilgilere göre ifade edilmiştir.
Dört Ayaklı Minare
İlçemizde yer alan yapı Anadolu örneği olmakta olup bu yönü ile ilçemizde ve ilimizde önemli yere sahiptir. Şeyh Mutahhar caminin minaresine ait olarak bu minare birçok yönden ün kazanmıştır. Görülmesi gereken bir diğer önemli yerdir.
On Gözlü Köprü
İlçede yer alan bu köprü dört farklı isim ile anılıyor. Bu açıdan Dicle, Silvan, Mervani ve On gözlü köprü isimlerinden bahsedebiliriz. yılında Diyarbakır hükümdarı tarafından Nizamüddevle Nasr tarafından inşa edildiği biliniyor. Aynı zamanda buraya yolunuz düşerse çevresini de detaylı gezebilirsiniz.
Meryem Ana Kilisesi
İlçe sınırları içerisinde yer alan kilise turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği alanlar içerisindedir. Bu kilise hristiyanlar açısından önemli bir yere seafoodplus.infoı zamanda yapı seafoodplus.info da inşa edilmiştir. Kilise içerisinde dört avlu, din anlarımın yaşadıkları bölümler ve divanhane gibi alanlar yer alıyor. kilise günümüze değin bir çok kez onarımdan da geçmiştir.
Hz. Süleyman Camii
İlçe sınırları içerisinde yer alan önemli camilerden biri Süleyman Camiidir. Bu cami Nisanoğlu Elbul Kasım tarafından yaptırılmış olup yılında tamamlanmıştır. Cami aynı zamanda birçok isimle de anılıyor. Bir başka önemli husus ise camiinin Hazreti Süleyman Camii, Nasiriyye camii, Murtaza Paşa camii, Meşhed camii, Kale camii olmak üzere 5 isimle anıldığıdır. Camiinin avlusunda ise 27 sahabenin de kabri bulunuyor.
İlçeye ve ile gelen ziyaretçilerin sıklıkla uğradıkları yerler arasındadır. Bu cami yıl içerisinde bin insan karşılar. Bu açıdan da mutlaka görülmesi gereken alanlar içerisinde ifade edilebilir.
Diyarbakır Ulu Cami
Bir başka önemli yapı ise Anadolu’da yer alan eski eski cami olarak bilinen Diyarbakır Ulu Canidir. yılında yapıldığı bilinen cami İslam orduları tarafından Diyarbakır’ın fethi sonrasında camiye dönüştürülmüştür.
Öncesinde Hıristiyanlara ait olan Mar Toma kilisesi olduğu biliniyor. Cami içerisinde pek çok devire ait kitabeler bulunuyor. Aynı zamanda avlu içerisinde şirin bir şadırvan mevcuttur. Ayrıca İslam dünyası içerisinde seafoodplus.info Şerif olarak biliniyor.
Diyarbakır Gezilecek Yerler Listesi Diyarbakır’da Gezilecek Yerler
Yüzyıllar boyunca pek çok kültüre ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır’da gezilecek yerler bir hayli fazladır. Tarihî camiler, müzeler, kaleler, köprüler, han ve kervansaraylar gibi gezginlerin uğrak noktası olan onlarca yer vardır. Kimisi şehir merkezinde kimisiyse şehrin dışında olduğundan, Diyarbakır’ı bir günde gezmek mümkün değildir.
Diyarbakır Gezilecek Yerler
Diyarbakır'da gezilecek yerler denince akla ilk olarak Ulu Camii ve Medreseler gelmektedir. Şehir Burçları, Müzeler, Meryem Ana Kilisesi, Dört Ayaklı Minare, Sülüklü Han, Kale ve Malabadi Köprüsü ise mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Şehirde uzunca vakit kalacaklar için ise görülmesi gereken diğer yerler: Safa Camii, Nebi Camii, Fatihpaşa Camii, Hüsrev Paşa Camii, Melik Ahmet Camii, İskender Paşa Camii, Zenciriye Medresesi, Ömer Şaddat Camii, Kadı Camii, Hacı Büzürk Camii, Arap Şeyh Camii, Lala Kasım Camii, Kurt İsmail Paşa Camii, Hadım Ali Paşa Camii. Adını andığımız Diyarbakır gezilecek yerler hakkında detaylı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Ulu Camii
MS yılında İslam orduları Diyarbakır’ı ele geçirince Mar-Toma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle kurulan Ulu Camii,Anadolu’nun en eski camilerinden biridir. Oldukça sağlam olan caminin mimarisi kara taştan yapılmıştır. İslam aleminde "5. Harem-i Şerif" olarak tanınan caminin duvarlarında pek çok uygarlığın kitabesi görülmektedir. Farklı dönemlerde yaptırılan yapılar topluluğundan oluşan Ulu Camii; iki camii (Hanefiler ve Şafiler Bölümü), iki medrese (Mesudiye ve Zinciriye), doğu-batı maksuresi, minaresi, külliye ve dikdörtgen bir avludan oluşmaktadır. Camiye 3 yerden giriş imkânı vardır. Ana giriş kapısı kemerli olup burada boğa ve aslanın mücadelesini simgeleyen iki taraflı simetrik bir kabartma bulunmaktadır. Şafiler bölümünden Mesudiye Medresi'sine açılan kapıda ünlü bir güneş saati bulunmaktadır. yıllık bu güneş saatini sibernetiğin babası kabul edilen El-Cezeri yapmıştır.
Behram Paşa Camii
yılında Diyarbakır Valisi Behram Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Behram Paşa Camii, süslü minberi ve kesme taştan yapılmış olmasıyla dikkat çeker. Tek kubbeli caminin giriş kapısının üzerindeki ters düzende bulunan sağ ve sol sahanlarının bugün inşaatlarda kullanılan modern sıkıştırma tekniğiyle yapılmış olması, mühendisleri şaşırtmaktadır. Cami içindeki duvarlar belli bir yüksekliğe kadar yüzyıl İznik çinileri ile süslüdür. Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli olarak yanlardan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Bu caminin en önemli özelliği ise Mimar Sinan'ın 8 destekli yapılar planında inşa edilmesidir. Behram Paşa Camii, Beşiktaş Sinan Paşa ile başlayıp Kayseri Kurşunlu ile devam eden bu plan şemasının Diyarbakır'daki son aşamasını oluşturur.
Dört Ayaklı Minare
Balıkçılarbaşı semtinde yer alan ve pek çok isimle anılan Şeyh Mutahhar Camii, ününe ün katan dört ayaklı minaresinden dolayı Dört Ayaklı Minare Camii olarak da anılmaktadır. Yekpare taş sütun üzerinde dört köşeli olarak inşa edilmiş olan yapı, Anadolu’nun tek dört ayaklı minare örneğidir. Dört ayağın önemi, dört İslam mezhebini simgelemesinden gelir. Bir inanışa göre yedi defa sütunların altından geçenin dileği kabul olur. 'lü yıllarda Akkoyunlular tarafından yaptırılan cami, Sultan Kasım'ın isteği üzerine Şeyh Mutahhar'ın kabrinin bulunduğu arsa üzerine inşa edilmiştir. Minare, Akkoyunlularınen önemli anıtsal eseridir.
Mesudiye Medresesi
Ulu Camii’nin kuzeyinde, ona birleşik şekilde yer alan Mesudiye Medresesi şehirde yapılan ilk büyük medresedir. yılında Artuklu Melikül Mesut Kutbudin Ebu Muzaffer Sokman zamanında inşaasına başlandığı, üzerinde yer alan kitabeden anlaşılmaktadır. Motif ve kitabeleriyle önemli bir sanat eseri de sayılan medresenin avlusundaki mihrabın iki yanına ustaca yerleştirilmiş döner taş sütunlar binanın herhangi bir yerinde meydana gelecek çökmeyi veya kaymayı tespit için konulmuştur. Mesudiye Medresesi "Anadolu'nun ilk üniversitesi" kabul edilir. Medresedeki kitabeye göre burada dört Sünni mezhebe yönelik fıkıh dersleri verilmektedir. Kesme taştan iki katlı olarak inşa edilmiştir. Ortada kare şeklinde bir avlusu bulunur ve avluda iki katlı kemerler çeşitli süslemeler ve kabartmalarla zenginleştirilmiştir.
Meryem Ana Kilisesi
Sur ilçesindeki Lale Bey Mahallesi’nde yer alan Meryem Ana Kilisesi, 3. yüzyıldan kalmadır. Diyarbakır’da Ortodoks Süryanilere ait faal durumda olan bu kilise, Geç Roma dönemine ait kapısı ve mihrabıyla dikkat çeker. Dört avlu, divanhane ve din adamlarının yaşadıkları bölümlerden meydana gelen kilisenin ahşap işçiliği, sütunları, sütun başlıkları, parmaklıkları, kürsüleri ve ikonaları ünlüdür. Daha önceleri Şemsiler'in tapındığı bir tapınak işlevini gördüğü düşünülen yapı MS yılında kiliseye çevrilmiştir. Kilise, Diyarbakırlı Süryanilerin ortak girişimiyle kapsamlı restorasyondan yılında geçilerek, tarihî kimliğini tümüyle yansıtan bugünkü görünümüne kavuşturulmuştur.
Arkeoloji Müzesi
Diyarbakır’ın ilk müzesi olan Arkeoloji Müzesi, önce Ulu Camii’nin devamı olan Zinciriye Medresesi’nde yılında açılmıştır. Ardından yılında Elazığ Caddesi üzerindeki, şimdiki binasına taşınan müzede Neolitik Çağ'dan itibaren Eski Tunç, Asur, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler sergilenmektedir. Geniş bir alan üzerine kurulu müzede ayrıca modern bir konferans salonu, çok amaçlı laboratuvarlar ve fotoğraf atölyesi yer almaktadır.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
Diyarbakır evlerinin en güzel örneklerden biri olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın yılında doğduğu bu ev, yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak müze haline getirilmiştir. Şehir merkezinde, Camii Kebir Mahallesi’nde bulunan müzede edebiyat dünyasının önemli ismi Cahit Sıtkı Tarancı'nın eşyaları, şiirleri, mektupları ve kitapları sergilenmektedir. Ev iklim koşulları göz önüne alınarak yılında inşa edilirken yazlık, kışlık ve baharlık bölümlere ayrılmıştır. İçe dönük, orta avlulu ve çok pencereli bir yapıdır. Orta avlusunda yuvarlak bir havuzu bulunmaktadır. Yörenin evlerini çok güzel bir şekilde muhafaza etmektedir ve yakın zamanda valilik tarafından restore edilerek bugün çağdaş bir müze olarak hizmet vermesi sağlanmıştır.
Ziya Gökalp Müzesi
Diyabakır'da gezilecek yerlerden biri de Ziya Gökalp Müzesi'dir. Diyarbakırlı bir yazar olan Ziya Gökalp’in 'da doğup büyüdüğü bu ev, yılında müze haline getirilmiştir. İçerisinde Gökalp’in özel eşyaları, fotoğrafları, kütüphanesindeki kitapları ve yöresel etnografik eserler sergilenmektedir. yılında bazalt taştan inşa edilmiş olan bu iki katlı ev, sadece içeride sergilenenlerle değil, sivril mimarisiyle de ilgi çekicidir. Ev, Melik Ahmet Caddesi, Gökalp Sokak'ta yer alır. Diyarbakır yapılarına göre bazı farklı özellikler barındıran ev, avlu etrafında sıralanmış 3 kanattan oluşmaktadır. Bu kanatlar zemin ve tek katlı olarak inşa edilmiştir. Diyarbakır evlerinde bulunan havuz bu evde, avlunun ortasına konulmayıp eyvan içine yerleştirilerek farklı bir mimari düzen oluşturmuştur.
Deliller Hanı
Hüsrev Paşa Hanı adıyla da anılan yapı yılında Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Halk arasında Deliller Hanı denilmesinin nedeni her yıl İslam ülkelerinden Hicaza gitmek üzere bu handa toplanan hacı adaylarını götürecek delillerin (rehberlerin) burada kalmalarındandır. İki katlı olan han, restore edildikten sonra yataklı bir otel olarak hizmet veriyor. kişilik restoranı ise yerli halkın da tercihleri arasındadır.
Hasan Paşa Hanı
Ulu Camii'nin karşısında yer alan Hasan Paşa Hanı, üzerindeki kitabeden anlaşıldığı üzere, dönemin Osmanlı valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından yılları arasında yaptırılmıştır. yüzyılda şehre gelen Evliya Çelebi, bu hanın “Kale misali, gayet metin ve müstahkem bir yapı” olduğundan bahsetmiştir. Deliller Hanı’ndan sonra Diyarbakır’ın ikinci büyük hanı olan yapıda günümüzde kafe, restoran, kitapçı ve antikacılar görülmektedir.
Sülüklü Han
yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından yaptırılan tarihî Sülüklü Han, ’da restore edilerek kullanıma açılmıştır. İsmini, içerisinde bulunan kuyudan hekimlerin sülük çıkarmasından alır. Üst katların dinlenme odası, alt depoların ise hayvanların konaklama yeri olarak kullanıldığı han Kurtuluş Savaşı’nda süvari birliklerinin karargâhı olmuştur. Siyah bazalt taşından yapılmış olan Sülüklü Han'ın kapısında tarihçesini içeren bir kitabe bulunur. Bu kitabe 5 dilde yazılmıştır; Süryanice, Ermenice, Zazaca, Kırmançe ve Türkçe. Sülüklü Han'ın kahvaltısı, sütlü melengiç kahvesi ve şarapları meşhur. Bir zamanlar üç katlı, her katında 18 odanın bulunduğu ve zemin katının da ahır olarak kullanıldığı bir yer olan Sülüklü Han, günümüze sadece tek kat olarak gelebilmiş. Bugün yanyana masalarında şarap ve kahvenin bir arada bulunduğu oldukça turistik bir yerdir.
Malabadi Köprüsü
Diyarbakır’da bulunan Malabadi Köprüsü, metre açıklığa sahip ana kemeri ile dünyanın en geniş kemerli taş köprüsü olma özelliği taşımaktadır. Artuklu Beyliği mirası olan köprünün iki yanında kervan ve yolcular için barınak ve odalar yer almaktadır.
Devamını OkuDiyarbakır Kalesi
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan bu tarihî yapı, İç Kale ve Dış Kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Yaklaşık yıllık olan surlar, Çin Seddi'nin ardından dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarı olarak kabul edilir. Diyarbakır Kalesi, yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescillenmiştir. Surların uzunluğu 5,5 kilometre, yüksekliği 10–12 metre, kalınlığı ise 4–5 metredir. Dicle Vadisi'nden yaklaşık metre yükseklikte geniş bir düzlük üzerine kurulmuş olan kalenin dış kısmında 82 burç vardır. İç Kale’de Saint George Kilisesi, Jandarma Binası, Eski Cezaevi, Cephanelik Binası, Aslanlı Çeşme gibi tarihî yapılar görülebilmektedir.
Diyarbakır Surları
Diyarbakır surları, yöre halkının beden diye adlandırdığı 5 kilometre uzunluğunda surlardır. Diyarbakır’ın 4 merkez ilçesinden birine de adını veren surlar, yerden yaklaşık olarak 10 – 12 metre yüksekliktedir. Tarihiyle olduğu kadar görsel güzelliği ile de giden yerli ve yabancı turistlerin hayranlığını uyandıran Diyarbakır surlarını görmediyseniz ilk fırsatta gezi rehberinize eklemelisiniz.
Diyarbakır Surları Hakkında BilgiDevamını OkuLokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı
Yazıcı Dostu Sürüm
nest...
Diyarbakır’da Gezilecek Yerler
Yüzyıllar boyunca pek çok kültüre ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır’da gezilecek yerler bir hayli fazladır. Tarihî camiler, müzeler, kaleler, köprüler, han ve kervansaraylar gibi gezginlerin uğrak noktası olan onlarca yer vardır. Kimisi şehir merkezinde kimisiyse şehrin dışında olduğundan, Diyarbakır’ı bir günde gezmek mümkün değildir.
Diyarbakır Gezilecek Yerler
Diyarbakır'da gezilecek yerler denince akla ilk olarak Ulu Camii ve Medreseler gelmektedir. Şehir Burçları, Müzeler, Meryem Ana Kilisesi, Dört Ayaklı Minare, Sülüklü Han, Kale ve Malabadi Köprüsü ise mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Şehirde uzunca vakit kalacaklar için ise görülmesi gereken diğer yerler: Safa Camii, Nebi Camii, Fatihpaşa Camii, Hüsrev Paşa Camii, Melik Ahmet Camii, İskender Paşa Camii, Zenciriye Medresesi, Ömer Şaddat Camii, Kadı Camii, Hacı Büzürk Camii, Arap Şeyh Camii, Lala Kasım Camii, Kurt İsmail Paşa Camii, Hadım Ali Paşa Camii. Adını andığımız Diyarbakır gezilecek yerler hakkında detaylı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Ulu Camii
MS yılında İslam orduları Diyarbakır’ı ele geçirince Mar-Toma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle kurulan Ulu Camii,Anadolu’nun en eski camilerinden biridir. Oldukça sağlam olan caminin mimarisi kara taştan yapılmıştır. İslam aleminde "5. Harem-i Şerif" olarak tanınan caminin duvarlarında pek çok uygarlığın kitabesi görülmektedir. Farklı dönemlerde yaptırılan yapılar topluluğundan oluşan Ulu Camii; iki camii (Hanefiler ve Şafiler Bölümü), iki medrese (Mesudiye ve Zinciriye), doğu-batı maksuresi, minaresi, külliye ve dikdörtgen bir avludan oluşmaktadır. Camiye 3 yerden giriş imkânı vardır. Ana giriş kapısı kemerli olup burada boğa ve aslanın mücadelesini simgeleyen iki taraflı simetrik bir kabartma bulunmaktadır. Şafiler bölümünden Mesudiye Medresi'sine açılan kapıda ünlü bir güneş saati bulunmaktadır. yıllık bu güneş saatini sibernetiğin babası kabul edilen El-Cezeri yapmıştır.
Behram Paşa Camii
yılında Diyarbakır Valisi Behram Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Behram Paşa Camii, süslü minberi ve kesme taştan yapılmış olmasıyla dikkat çeker. Tek kubbeli caminin giriş kapısının üzerindeki ters düzende bulunan sağ ve sol sahanlarının bugün inşaatlarda kullanılan modern sıkıştırma tekniğiyle yapılmış olması, mühendisleri şaşırtmaktadır. Cami içindeki duvarlar belli bir yüksekliğe kadar yüzyıl İznik çinileri ile süslüdür. Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli olarak yanlardan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Bu caminin en önemli özelliği ise Mimar Sinan'ın 8 destekli yapılar planında inşa edilmesidir. Behram Paşa Camii, Beşiktaş Sinan Paşa ile başlayıp Kayseri Kurşunlu ile devam eden bu plan şemasının Diyarbakır'daki son aşamasını oluşturur.
Dört Ayaklı Minare
Balıkçılarbaşı semtinde yer alan ve pek çok isimle anılan Şeyh Mutahhar Camii, ününe ün katan dört ayaklı minaresinden dolayı Dört Ayaklı Minare Camii olarak da anılmaktadır. Yekpare taş sütun üzerinde dört köşeli olarak inşa edilmiş olan yapı, Anadolu’nun tek dört ayaklı minare örneğidir. Dört ayağın önemi, dört İslam mezhebini simgelemesinden gelir. Bir inanışa göre yedi defa sütunların altından geçenin dileği kabul olur. 'lü yıllarda Akkoyunlular tarafından yaptırılan cami, Sultan Kasım'ın isteği üzerine Şeyh Mutahhar'ın kabrinin bulunduğu arsa üzerine inşa edilmiştir. Minare, Akkoyunlularınen önemli anıtsal eseridir.
Mesudiye Medresesi
Ulu Camii’nin kuzeyinde, ona birleşik şekilde yer alan Mesudiye Medresesi şehirde yapılan ilk büyük medresedir. yılında Artuklu Melikül Mesut Kutbudin Ebu Muzaffer Sokman zamanında inşaasına başlandığı, üzerinde yer alan kitabeden anlaşılmaktadır. Motif ve kitabeleriyle önemli bir sanat eseri de sayılan medresenin avlusundaki mihrabın iki yanına ustaca yerleştirilmiş döner taş sütunlar binanın herhangi bir yerinde meydana gelecek çökmeyi veya kaymayı tespit için konulmuştur. Mesudiye Medresesi "Anadolu'nun ilk üniversitesi" kabul edilir. Medresedeki kitabeye göre burada dört Sünni mezhebe yönelik fıkıh dersleri verilmektedir. Kesme taştan iki katlı olarak inşa edilmiştir. Ortada kare şeklinde bir avlusu bulunur ve avluda iki katlı kemerler çeşitli süslemeler ve kabartmalarla zenginleştirilmiştir.
Meryem Ana Kilisesi
Sur ilçesindeki Lale Bey Mahallesi’nde yer alan Meryem Ana Kilisesi, 3. yüzyıldan kalmadır. Diyarbakır’da Ortodoks Süryanilere ait faal durumda olan bu kilise, Geç Roma dönemine ait kapısı ve mihrabıyla dikkat çeker. Dört avlu, divanhane ve din adamlarının yaşadıkları bölümlerden meydana gelen kilisenin ahşap işçiliği, sütunları, sütun başlıkları, parmaklıkları, kürsüleri ve ikonaları ünlüdür. Daha önceleri Şemsiler'in tapındığı bir tapınak işlevini gördüğü düşünülen yapı MS yılında kiliseye çevrilmiştir. Kilise, Diyarbakırlı Süryanilerin ortak girişimiyle kapsamlı restorasyondan yılında geçilerek, tarihî kimliğini tümüyle yansıtan bugünkü görünümüne kavuşturulmuştur.
Arkeoloji Müzesi
Diyarbakır’ın ilk müzesi olan Arkeoloji Müzesi, önce Ulu Camii’nin devamı olan Zinciriye Medresesi’nde yılında açılmıştır. Ardından yılında Elazığ Caddesi üzerindeki, şimdiki binasına taşınan müzede Neolitik Çağ'dan itibaren Eski Tunç, Asur, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler sergilenmektedir. Geniş bir alan üzerine kurulu müzede ayrıca modern bir konferans salonu, çok amaçlı laboratuvarlar ve fotoğraf atölyesi yer almaktadır.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
Diyarbakır evlerinin en güzel örneklerden biri olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın yılında doğduğu bu ev, yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak müze haline getirilmiştir. Şehir merkezinde, Camii Kebir Mahallesi’nde bulunan müzede edebiyat dünyasının önemli ismi Cahit Sıtkı Tarancı'nın eşyaları, şiirleri, mektupları ve kitapları sergilenmektedir. Ev iklim koşulları göz önüne alınarak yılında inşa edilirken yazlık, kışlık ve baharlık bölümlere ayrılmıştır. İçe dönük, orta avlulu ve çok pencereli bir yapıdır. Orta avlusunda yuvarlak bir havuzu bulunmaktadır. Yörenin evlerini çok güzel bir şekilde muhafaza etmektedir ve yakın zamanda valilik tarafından restore edilerek bugün çağdaş bir müze olarak hizmet vermesi sağlanmıştır.
Ziya Gökalp Müzesi
Diyabakır'da gezilecek yerlerden biri de Ziya Gökalp Müzesi'dir. Diyarbakırlı bir yazar olan Ziya Gökalp’in 'da doğup büyüdüğü bu ev, yılında müze haline getirilmiştir. İçerisinde Gökalp’in özel eşyaları, fotoğrafları, kütüphanesindeki kitapları ve yöresel etnografik eserler sergilenmektedir. yılında bazalt taştan inşa edilmiş olan bu iki katlı ev, sadece içeride sergilenenlerle değil, sivril mimarisiyle de ilgi çekicidir. Ev, Melik Ahmet Caddesi, Gökalp Sokak'ta yer alır. Diyarbakır yapılarına göre bazı farklı özellikler barındıran ev, avlu etrafında sıralanmış 3 kanattan oluşmaktadır. Bu kanatlar zemin ve tek katlı olarak inşa edilmiştir. Diyarbakır evlerinde bulunan havuz bu evde, avlunun ortasına konulmayıp eyvan içine yerleştirilerek farklı bir mimari düzen oluşturmuştur.
Deliller Hanı
Hüsrev Paşa Hanı adıyla da anılan yapı yılında Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Halk arasında Deliller Hanı denilmesinin nedeni her yıl İslam ülkelerinden Hicaza gitmek üzere bu handa toplanan hacı adaylarını götürecek delillerin (rehberlerin) burada kalmalarındandır. İki katlı olan han, restore edildikten sonra yataklı bir otel olarak hizmet veriyor. kişilik restoranı ise yerli halkın da tercihleri arasındadır.
Hasan Paşa Hanı
Ulu Camii'nin karşısında yer alan Hasan Paşa Hanı, üzerindeki kitabeden anlaşıldığı üzere, dönemin Osmanlı valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından yılları arasında yaptırılmıştır. yüzyılda şehre gelen Evliya Çelebi, bu hanın “Kale misali, gayet metin ve müstahkem bir yapı” olduğundan bahsetmiştir. Deliller Hanı’ndan sonra Diyarbakır’ın ikinci büyük hanı olan yapıda günümüzde kafe, restoran, kitapçı ve antikacılar görülmektedir.
Sülüklü Han
yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından yaptırılan tarihî Sülüklü Han, ’da restore edilerek kullanıma açılmıştır. İsmini, içerisinde bulunan kuyudan hekimlerin sülük çıkarmasından alır. Üst katların dinlenme odası, alt depoların ise hayvanların konaklama yeri olarak kullanıldığı han Kurtuluş Savaşı’nda süvari birliklerinin karargâhı olmuştur. Siyah bazalt taşından yapılmış olan Sülüklü Han'ın kapısında tarihçesini içeren bir kitabe bulunur. Bu kitabe 5 dilde yazılmıştır; Süryanice, Ermenice, Zazaca, Kırmançe ve Türkçe. Sülüklü Han'ın kahvaltısı, sütlü melengiç kahvesi ve şarapları meşhur. Bir zamanlar üç katlı, her katında 18 odanın bulunduğu ve zemin katının da ahır olarak kullanıldığı bir yer olan Sülüklü Han, günümüze sadece tek kat olarak gelebilmiş. Bugün yanyana masalarında şarap ve kahvenin bir arada bulunduğu oldukça turistik bir yerdir.
Malabadi Köprüsü
Diyarbakır’da bulunan Malabadi Köprüsü, metre açıklığa sahip ana kemeri ile dünyanın en geniş kemerli taş köprüsü olma özelliği taşımaktadır. Artuklu Beyliği mirası olan köprünün iki yanında kervan ve yolcular için barınak ve odalar yer almaktadır.
Diyarbakır Kalesi
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan bu tarihî yapı, İç Kale ve Dış Kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Yaklaşık yıllık olan surlar, Çin Seddi'nin ardından dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarı olarak kabul edilir. Diyarbakır Kalesi, yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescillenmiştir. Surların uzunluğu 5,5 kilometre, yüksekliği 10–12 metre, kalınlığı ise 4–5 metredir. Dicle Vadisi'nden yaklaşık metre yükseklikte geniş bir düzlük üzerine kurulmuş olan kalenin dış kısmında 82 burç vardır. İç Kale’de Saint George Kilisesi, Jandarma Binası, Eski Cezaevi, Cephanelik Binası, Aslanlı Çeşme gibi tarihî yapılar görülebilmektedir.
Diyarbakır Surları
Diyarbakır surları, yöre halkının beden diye adlandırdığı 5 kilometre uzunluğunda surlardır. Diyarbakır’ın 4 merkez ilçesinden birine de adını veren surlar, yerden yaklaşık olarak 10 – 12 metre yüksekliktedir. Tarihiyle olduğu kadar görsel güzelliği ile de giden yerli ve yabancı turistlerin hayranlığını uyandıran Diyarbakır surlarını görmediyseniz ilk fırsatta gezi rehberinize eklemelisiniz.
Diyarbakır Surları Hakkında BilgiLokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı
Yazıcı Dostu Sürüm