diz kapağı ağrısı için jel / Ekleme Sıvı Enjeksiyonu - Ortobiyoloji

Diz Kapağı Ağrısı Için Jel

diz kapağı ağrısı için jel

Merdiven çıkarken artan diz ağrısı, oturup kalkarken dizde takılma hissi gibi yakınmalara sahipseniz diz eklem sıvınızda oluşan sorunlar ile karşı karşıya kalabilirsiniz…

Diz eklem sıvısının yapısının değişmesi ve özelliğini kaybetmesi halk arasında “dizde sıvı kaybı” olarak ifade edilse de eklemlerdeki sıvının azaldığını söylemek doğru değildir. Diz eklem sıvısının yapısal özelliğini kaybetmesi, diz kireçlenmesi başta olmak üzere çeşitli eklem hastalıklarına neden olmaktadır. Ancak diz kireçlenmesi ve eklem hastalıklarının tedavisinde ilk seçenek her zaman ameliyat değildir.

Dizde sıvı kaybı tedavisinde ağrıyı rahatlatmak ve doku onarımını sağlamak için ameliyatsız tedavi seçenekleri arasında yer alan diz iğnesi yani enjeksiyon tedavileri de uygulanabilmektedir.

Siz de dizde sıvı kaybı sorunu yaşıyor ve tedavi görmüyorsanız zamanla diz kireçlenmesi riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu nedenle belirtileri takip edip nasıl bir yol izleyeceğinizi öğrenmek atmanız gereken ilk önemli adımdır.  Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan diz iğneleri (enjeksiyonlar) nelerdir, nasıl uygulanır ve diz ağrılarınız üzerindeki etkilerine dair bilgileri yazımızın devamında bulabilirsiniz.

İçindekiler

Diz Eklem Sıvısı ve Görevi

Sinovyal sıvı veya genel olarak bilinen adıyla eklem sıvısı, kalın ve yapışkan bir kıvama sahiptir. Sinovyal sıvı; diz ekleminde sürtünmeleri azaltmak için kayganlaştırıcı ve vücudumuzun hareketine yardımcı olan bir amortisör görevi görmektedir. Böylece kalkmak, oturmak veya ayakta durmak gibi hareketler rahatça yapılabilmektedir.

Başta diz eklemi olmak üzere vücudumuzdaki oynar eklemlerde sinovyal sıvı doğal olarak üretilmektedir. Ancak; yaşlanma, aşırı kilo, diz yaralanması-travması ve dizlerin yanlış fiziksel hareketi gibi faktörlere bağlı olarak dizdeki sıvı doğal özelliğini kaybetmektedir.

Diz Eklemde Sinovyal Sıvının Bulunduğu Bölge

Dizde Sıvı Kaybı Nedir?

Sinovyal sıvı vücudun doğal bileşeni olarak herkeste bulunur. Fakat bazı durumlarda diz eklem sıvısının yapısı değişmekte ve özelliğini kaybetmedir.  Bu durum ise ‘’dizde sıvı kaybı’’ olarak ifade edilmektedir. Diz eklem sıvısının yapısının değişmesi ve özelliğini kaybetmesi ise diz kireçlenmesi başta olmak üzere çeşitli eklem hastalıklarına neden olabilmektedir.

Eklemde gerekli olan kaliteli yapısal özelliğe sahip sıvıyı üretilemediğinde, bu sıvının eklem içerisine bir iğne ile enjekte edilmesi gerekebilir. Böylece eklemdeki kayganlık arttırılarak sürtünme en aza indirgenmektedir.

Ameliyatsız Diz Sıvı Kaybı Tedavisi ve Diz İğnesi

Diz eklem sıvısının özelliğini kaybetmesi nedeniyle görülen diz ağrılarında ilk seçenek her zaman ameliyat değildir. Dizde sıvı kaybının ameliyatsız tedavisinde uygulanan diz iğnesi (enjeksiyon) bu aşamada önemli bir yer tutmaktadır.  

Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan eklem içi diz iğnesinin amacı; diz ekleminde oluşan aşınmayı ve sürtünmeyi engellemektir. Böylece hastaların ağrı ve diğer yakınmaları azalmaktadır.

Dize sıvı enjekte edilmesi ile ekleme kayganlık özelliği kazandırılarak kemik yüzeyleri arasındaki sürtünmenin engellenmesi amaçlanmaktadır. Enjeksiyonlar, diz ağrılarına ve yakınmalara yardımcı olur, ancak kesin bir tedavi sağlamayabilir.

Hyalüronik Asit Nedir?

Hyalüronik asit, eklem kıkırdaklarında ve eklem sıvısında bulunan ve eklemin kayganlığını sağlayan özel bir proteindir. Diz eklemindeki sıvı miktarının azalması sonucu oluşan kıkırdak kaybı ve kemiklerde sürtünme; hastalarda ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olmaktadır. Peki, hyalüronik asit ne işe yarar?

Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde; sinovyal sıvıdaki yapısal değişiklikleri gidermek için dize uygulanan hyaluronik asit enjeksiyonu, hastaların diz ağrılarında rahatlama sağlamaktadır. Ancak uzun vadede etkisi yeterli olmayabilmektedir. Hyalüronik asit enjeksiyonun klinik iyileşme süresi ise yaklaşık aydır.

Dize Hyalüronik Asit Enjeksiyonu

Ameliyatsız Diz Sıvı Kaybı Tedavisinde Kortizon İğnesi

Dizlerimiz günlük işlerimizi ve aktivitelerimizi gerçekleştirirken bizleri desteklemektedir. Ancak sürekli devam eden diz ağrıları çoğumuzun hayatında olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan seçeneklerden bir diğeri ise kortizon iğnesidir.

Kortizon bir steroid hormonudur. Kortizol adı verilen kortizonun doğal formu vücudunuzda bulunmaktadır. Adrenal bezin dış tarafı tarafından üretilmekte ve stres altındayken vücudun tepki vermesine yardımcı olmaktadır.

Dize enjekte edilen kortizon ise vücudunuzdaki doğal kortizonun sentetik ve daha uzun ömürlü şeklidir. Kortizon iğnesi, ağrıya neden olan şişliği ve enflamasyonu azaltarak daha kolay hareket etmenize yardımcı olmaktadır.

Ancak kortizon iğnesi diz ağrıları için geçici bir çözümdür. Hafif veya orta derecede diz kireçlenmeniz varsa, dizde kortizon iğnesinin etkisi üç ay veya daha uzun sürebilmektedir. Ancak kireçlenmenin ilerlemesini durdurmamaktadır. 

Dize enjekte edilen kortizon iğnesi sene içerisinde sadece üç veya dört kez uygulanabilmektedir. Kortizon iğnesinin belirtilen miktardan daha fazla uygulanması ise diz ekleminizdeki kıkırdak hasarının ilerlemesine neden olabilmektedir.

Ameliyatsız Diz Sıvı Kaybı Tedavisinde PRP İğnesi

PRP Nedir?

PRP (veya Türkçede kısaltması TZP olan), trombositten zengin plazma anlamına gelmektedir. Trombositler bir tür kan hücresidir. Ana işlevleri kanın pıhtılaşmasıdır ve kemik iliğinde üretilmektedir. Ayrıca dokuların onarılmasına katkı sağlayan büyüme faktörleri içermektedir. Bu büyüme faktörleri aktive edildikleri zaman, vücudun kendi iyileşme mekanizmalarına destek olarak, hasarlı dokuların onarılmasına yardımcı olmaktadır. 

PRP Tedavisi Nedir?

Ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan seçeneklerden bir diğeri ise PRP iğnesidir. PRP tedavisinde kullanılan trombositler, hastanın kendi kanından alınan numuneden ayrıştırılarak elde edilmektedir. Elde edilen PRP iğnesi hasar oluşan bölgeye enjekte edilmektedir. Enjekte edilen PRP iğnesi içerisinde, yüksek konsantrasyonda trombosit ve büyüme faktörü bulunmaktadır.

PRP Tedavisi

PRP tedavisi; yaralı tendon, ligaman, kas, eklem veya disk hasarlarında iyileşme ve büyüme süreçlerini aktive eder.

Eklem içine yapılan PRP iğnesi sırasında hastalarda az derecede ağrı ve acı hissi oluşturmaktadır. Diz eklem kireçlenmesinde PRP iğnesi haftada bir olmak üzere 3 veya 4 kez uygulanmaktadır.  Ancak ileri derece diz kireçlenmesi ve kıkırdak hasarı olan kişilerde PRP tedavisi ile sonuç yeterli etki elde edilmemektedir.

Dizde Kök Hücre Tedavisi

Kök hücre enjeksiyonları, ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan seçeneklerden bir diğeridir. Kök hücreler, hyalin kıkırdak dâhil birçok farklı doku türüne dönüşme potansiyeli olan ve vücudumuzda doğal olarak oluşan hücrelerdir. Eklem kıkırdağı yaralanmaları, tendon hasarı ve yumuşak doku yaralanmaları gibi spor yaralanmaları; diyabetik ayak yaralarının tedavisi ve eklem kireçlenmelerinin ameliyatsız tedavisinde kök hücre enjeksiyonlarından faydalı sonuçlar alınmaktadır.

Dizde Kök Hücre Tedavisi

Dizde Kök Hücre Tedavisi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Dizde kök hücre tedavisi, ağrıyı azaltmaya yardımcı olsa da kıkırdak hücrelerinin parçalanmasına neden olan hasarın tedavisinde tek seferlik kök hücre tedavisinden fazlası gerekmektedir. Bağ dokusu ve diğer yumuşak doku onarımının yanı sıra iyileşme sürecini ilerletmek için genellikle ikinci bir tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Eklemdeki hasara bağlı olarak bazen destekleyici tedaviler ve tekrarlayan kök hücre diz enjeksiyonları gerekebilmektedir.

Kök hücre tedavisi, her hastada farklı yanıt verebilir ve işlemin eklem ağrılarını hafifletme başarısı hastanın durumuna göre farklılık gösterebilir. Örneğin, kök hücre tedavisi; kanser hastaları, enfeksiyonlu hastalar ve kanla ilgili tıbbi sorunları olan hastalar için uygun bir tedavi değildir. Ayrıca eklem hasarının ilerlediği durumlarda, eklem içine yapılan kök hücre diz enjeksiyonunun, hasarı tamamen iyileştireceğine dair bilimsel bir kanıt henüz yoktur.

Diz kireçlenmesi ileri seviyedeyse ve yakınmalarınız şiddetliyse kök hücre tedavisiyle uzun vadede başarılı sonuçlar almak zor olabilmektedir (resim.5) Op. Dr. Kayhan Turan’ın diz kireçlenmesinde kök hücre tedavisinin ne kadar etkili olduğunu açıkladığı videoyu izlemek için tıklayınız.

Diz kireçlenmesi evreleri

Dizde Kriyoterapi (Sinir Dondurma) Tedavisi

Kriyoterapi nedir? Kriyoterapi, ağrılı eklem bölgesine iğne ile uygulanan minimal girişimsel bir yöntemdir. Kriyoterapi tedavisinde ilk olarak hedeflenen sinir belirlenmekte ve ağrı duyusunu beyine taşıyan duysal sinir uçları dondurularak ağrı hissinin beyine iletimi engellenmektedir. Böylece hastanın diz ekleminden kaynaklanan ağrıları hissetmemesi sağlanmaktadır.

Ultrason eşliğinde yapılan kriyoterapi uygulaması lokal cilt anestezisi ile yapıldığı için, hasta işlem sırasında iğnenin batma hissi dışında ciddi bir ağrı hissetmemektedir. Hasta işlemden hemen sonra kalkıp yürüyebilmektedir. Ancak ilk 3 gün dizini aşırı zorlamaması ve fazla ayakta kalmaması önerilmektedir.

Yaklaşık hafta içinde dizdeki ağrıyı hafifleten etkisi görülmektedir. Kriyoterapi ile sağlanan ağrı hafifletici etki ay boyunca devam etmektedir. Gerekli görülmesi halinde ise tekrar uygulanabilmektedir.

PRP, kök hücre, kriyoterapi ve kortizon iğnesinin yanı sıra proloterapi ve nöroproloterapi gibi seçenekler de ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisinde uygulanan iğneli tedavi yöntemleridir. Dizde sıvı kaybı ve diz kireçlenmesinin erken dönemlerinde dize sıvı enjekte edilmesi ağrıların hafiflemesini sağlamaktadır. Ancak her tedavi yönteminin işlevselliği ve başarısı her hasta için farklıdır.

Dizde Sinir Dondurma (Kriyoterapi)

Ameliyatsız Diz Sıvı Kaybı Tedavisi Hakkında Önemli Bilgiler

İleri derece diz kireçlenmesinde diz iğneleri eklemin onarılmasında etkili değildir. Bu nedenle ileri derece diz kireçlenmesi olan hastalarda uygulanması tavsiye edilmemektedir.

Diz kireçlenmesi genellikle; hafif şişlikler, hafif kireçlenme, orta derece kireçlenme ve şiddetli diz kireçlenmesi olarak 1 ila 4 arasında derecelendirilmektedir.

İşte, Ameliyatsız Diz Sıvı Kaybı Tedavisi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

  • Kıkırdak kaybı görünür duruma geldiğinde ve kemikler birbirine yaklaşıp eklem boşluğu daralmaya başladığında kireçlenme seviyesi 2 (iki) veya daha üzeri dereceye sahip demektir.
  • Kök hücre veya PRP iğnesi gibi alternatif yöntemler, bu seviyeden önce yani eklem boşluğu daralmadan önce etkili olabilir. Ancak tüm kıkırdağın aşındığı ve kemiklerin birbirine sürtünerek hasarın oluştuğu daha ileri aşamalar ‘şiddetli diz kireçlenmesi” olarak değerlendirilmektedir.
  • İleri seviye kireçlenmede enjeksiyon yöntemleri diz ağrılarını hafifletse bile tam anlamıyla başarılı olmamaktadır. Bu durumda en güvenilir ve uzun vadeli çözüm ise diz protez ameliyatıdır.
  • Birçok hasta eklem protez ameliyatından önce alternatif tedavilerin çoğunu denese de ameliyatsız diz sıvı kaybı tedavisi seçenekleri arasında yer alan diz iğneleri çoğunlukla erken dönemde önerilmektedir.
  • Diz kireçlenmesinde ameliyat gerektiren durumlarda alternatif tedavilerin uygulanması kireçlenme sürecini durduramamakta veya ağrı gibi belirtileri kalıcı şekilde hafifletmemektedir.
  • Bu süreçte maddi kayıpların yanında hem tedaviye olan inanç ve hem de zaman kaybedilmektedir.  Ayrıca zaman içerisinde eklemdeki hasar daha da ilerleyebilir ve tedavi süreci büyük ölçüde zorlaşabilmektedir. Bu nedenle tedavide zamanlama ve tercihler önemlidir.
  • Dizde sıvı kaybı ve diz kireçlenmesinde diz iğnesi uygulamalarının ne kadar başarılı olacağı; yakınmalarınızın şiddetine, kireçlenme durumuna ve güvenilir bir doktor kontrolüne bağlıdır.

Eğer siz de dizde sıvı kaybı sorunu yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden tedavi seçeneklerini değerlendirmenizi öneririz. Unutmayın ki, doğru zamanda uygulanan doğru tedavi yöntemleri ilerleyen zamanlarda daha ciddi diz problemleri yaşamanızı önleyebilmektedir.

Diz sağlığınızla ilgili problemlerde uzman görüşü almak için yakın zamanda çektirdiğiniz röntgen veya MR görüntülerini bize gönderebilir, sorularınızı yorumlarda paylaşabilir; tanı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.

Diz İçin Eklem İçi Kayganlaştırıcı Sıvı

Osteoartrit (Kireçlenme) nedir?

Osteoartrit halk arasında kireçlenme olarak da adlandırılır. Bu hastalıkta eklemlerde oluşan dejenerasyon (bozulma) ve buna bağlı ağrı ve hareket kısıtlılığı görülür. Osteoartritin en fazla tuttuğu eklemlerden birisi de diz eklemidir.

Osteoartrit çoğunlukla kıkırdağı etkiler. Kıkırdak, bir eklemdeki kemiklerin uçlarını kaplayan dokudur. Sağlıklı olduğunda, kıkırdak kemiklerin birbiri üzerinde kaymasına izin verir ve bir "amortisör" işlevi sağlar. Normal bir diz ekleminde sürtünmeyi azaltmak için yağlama sağlayan kalın jel benzeri bir madde olan sinovyal sıvı adı verilen az miktarda bir sıvı bulunur.

Osteoartrite Ne Sebep Olur?

Osteoartritte eklem içinde bulunan kıkırdağın yüzey tabakası parçalanır ve aşınır. Bu soruna ek olarak, dizlerdeki sinovyal sıvı eklemi yağlama yeteneğini kaybeder. Oluşan bu durum eklemde ağrı ve sertliğe, eklem hareketlerinin kısıtlanmasına ve dizlerde bir miktar iltihaplanmaya neden olur.

Eklem İçi Kayganlaştırıcı Sıvı Enjeksiyonu (Viscosupplementation) Nedir?

Eklem içi kayganlaştırıcı sıvı enjeksiyonu diz eklemine hyaluronik asit adı verilen kalın bir sıvının enjekte edildiği bir işlemdir. Hyoluronik asit doğal olarak eklem sıvısının içinde bulunan bir sıvıdır. Hyoluronik asit eklemi oluşturan kemiklerin yumuşak bir biçimde diğeri üzerinden kaymasını ve eklem yük aktarımı sırasında şok absorbsiyonunu sağlar. Eklem içine hyoluronik asit enjekte edildiğinde eklem içinde kıkırdak oluşumunu artırdığı iddia edilmektedir. Osteoartritte (kireçlenme) diz eklemi içinde bulunan Hyoluronik asit normal yoğunluğundan aşağı seviyelere iner. Bu sıvının enjeksiyonu diz osteoartritinden kaynaklanan ağrıyı azaltır, hareketliliği iyileştirir ve daha yüksek ve daha rahat bir aktivite seviyesi sağlar.

Eklem İçi Kayganlaştırıcı Sıvı Enjeksiyonlarının Yan Etkileri Nelerdir?

Enjeksiyonlarla ilişkili en yaygın olarak bildirilen yan etkiler, geçici enjeksiyon bölgesi ağrısıdır. Şişme, ısı veya kızarıklık, döküntü ve kaşıntı ve eklem çevresinde morarma nadir görülen komplikasyonlardır.

Eklem İçi Kayganlaştırıcı Sıvı Enjeksiyonu Ne Zaman Bir Tedavi Seçeneği Olarak Kabul Edilir?

Diz eklemi kireçlenmesinde tedavinin ilk amacı ağrıyı ortadan kaldırmaktır. Normal olarak ağrı kesiciler ve fizyoterapi kullanılmaktadır. Zaman zaman lokal ağrı kesiciler de tedaviye eklenebilmektedir. Bu tedaviler bazen yetersiz olmakta ara sıra da yan etkileri ortaya çıkmaktadır. Bu durumda alternatif tedavi yöntemleri devreye girmektedir. Hatta cerrahi yöntemler düşünülebilir. Eklem içi kayganlaştırıcı sıvı enjeksiyonları ile bazı hastalarda ilaç ve fizyoterapi ile giderilemeyen ağrıları gidermek mümkün olmaktadır.

Eklem İçi Kayganlaştırıcı Sıvı Enjeksiyonu Tedavisi Sırasında Ne Olur?

Eklem içi kayganlaştırıcı sıvı enjeksiyonu ofis ortamında yapılabilir. Süreç aşağıdaki gibi işler.

  • Enjeksiyon yapılacak alan temizlenir.
  • Diz ekleminin etrafındaki alana lokal anestezik enjekte edilebilir. Bunun yerine anestezik sprey de kullanabilir.
  • Eklemde fazla sıvı varsa başlamadan önce az miktarda sıvı alabilir.
  • Bir şırıngaya bağlı bir iğne kullanarak hyaluronik asit eklem boşluğuna enjekte edilir.
  • Enjeksiyon sonrası enjeksiyon yerine küçük bir bandaj uygulanacaktır.

Viskosuplementasyon Tedavisi Sonrasında Ne Olur?

  • İşlemden kısa bir süre sonra evinize gidebilirsiniz.
  • Yaklaşık 48 saat boyunca uzun süre ayakta durmaktan, aşırı yürümekten, koşmaktan veya ağır ağırlık kaldırmaktan kaçınmalısınız.
  • Bazı kişilerde işlemden hemen sonra hafif ağrı, sıcaklık ve şişlik olur. Bu belirtiler genellikle uzun sürmez. Bir buz torbası kullanmak yardımcı olabilir. Bu semptomlar kısa sürede geçmezse veya şiddetli sıcaklık, kızarıklık, ağrı veya yüksek ateşiniz varsa hemen doktorunuza bildirin.
  • Hyaluronik asit enjeksiyonunuzun semptomlarınızı hemen hafifletmesini beklememelisiniz. Farkı fark etmeye başlamanız birkaç hafta sürebilir. Semptomlardan kurtulmanız birkaç ay sürebilir.
  • Viskosuplementasyon sizin için etkiliyse, enjeksiyonu 6 ay kadar sonra tekrarlayabilirsiniz. Ancak prosedür herkese yardımcı olmuyor. Prosedür sizin için işe yaramazsa, eklem cerrahisi gibi diğer tedavi seçenekleri hakkında doktorunuzla konuşun.

Hyaluronik Asit Enjeksiyonları Ne Zaman Uygun Değildir?

Hyaluronik asit enjeksiyonları, aşağıdakiler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere bazı kişilerde uygun olmayabilir:

  • Hamile veya emziren kadınlar.
  • Çocuklar ve ergenler.
  • Osteoartritik dizde ve/veya çevresinde bakteriyel ve diğer enfeksiyonları olanlar.
  • Hyaluronat ürünlerine alerjisi olduğu bilinenler.

Hyaluronik Asit Enjeksiyonları Osteoartritik Dizde Nasıl Etki Eder?

Araştırmalar, hyaluronik asit enjeksiyonlarının diz kireçlenmesine bağlı semptomları azaltmak için çeşitli şekillerde işe yarayabileceğini göstermektedir. Hyaluronik asit enjeksiyonları iltihabı ve sürtünmeyi azaltır ve kıkırdak ve kemiğin dejenerasyonunu yavaşlatır.

Diz ağrısı ve inflamasyon üzerindeki etkileri: Hyaluronik asit enjeksiyonları, aşağıdaki özelliklerinden bir veya daha fazlası ile diz kireçlenmesi semptomlarını azaltabilir:

Yağlama: Bazı kişilerde hyaluronik asidin viskozitesi diz ekleminde daha iyi yağlama ve şok emilimi sağlar. Bu etkiler eklem içindeki sürtünmeyi azaltır böylece eklemdeki ağrı ve sertliği azaltabilir ve kıkırdak ve kemik kaybını önleyebilir.

Anti-inflamatuar etkiler: Bilimsel araştırmalar hyaluronik asit enjeksiyonlarının dizde ağrı, iltihaplanma ve şişlikte azalma gibi anti-inflamatuar etkileri olduğunu göstermiştir.  

Ağrı giderici etkiler: Bazı insanlarda hyaluronik asit molekülleri sinir uçlarının etrafında bir sınır oluşturarak ağrı sinyallerinin beyne iletilmesini engeller. Bu moleküller ayrıca dizdeki ağrı sinyali veren diğer hücrelere de bağlanır. Bu mekanizmalar sayesinde diz ağrısı azaltılabilir.

Hyaluronik asidin viskozitesi, dizdeki kıkırdak, kemik ve diğer çevre dokular üzerinde de olumlu etkilere sahip olabilir. 

Diz kıkırdağı ve kemiğe etkileri: Genelde dize enjekte edilen hyaluronik asit eklemde sadece birkaç gün kalır. Ancak etkileri aylarca sürebilir. Bu uzun süreli ağrı kesicinin, hyaluronik asit enjeksiyonlarının aslında osteoartritik hastalık sürecini değiştirebileceğini ve sadece semptomları bastırmadığını göstermektedir.

Dizdeki normal eklem kıkırdağı üzerine etkileri: Hyaluronik asit enjeksiyonları, kıkırdak üreten hücrelerin veya kondrositlerin büyümesinde bir artışı uyarabilir. Bu enjeksiyonlar ayrıca mevcut kondrositleri koruyarak genel kıkırdak oluşumunu arttırır.

Hyaluronik Asit Diz Enjeksiyonları Şu Şekilde Etki Eder:

  • Kondrosit adı verilen kıkırdak üreten hücrelerin büyümesinde bir artışı uyararak kıkırdağın büyümesine ve korunmasına yardımcı olur. Bu enjeksiyonlar ayrıca mevcut kondrositleri koruyarak genel kıkırdak oluşumunu arttırır.
  • Önemli proteinler (proteoglikanlar) ve karbonhidratlar (glikozaminoglikanlar) üreterek mevcut kıkırdağı güçlendirir.
  • Dizin subkondral kemiğinin (kıkırdağın hemen altında bulunan kemik) yoğunluğunu ve kalınlığını değiştirerek mevcut kemiğin güçlendirilmesini sağlar.
  • Kemik yapısındaki değişiklikler, diz yüklendiğinde kıkırdak üzerindeki baskıları azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Vücudu kendi hyaluronik asidini üretmesi için uyararak dizdeki hyaluronik asit miktarını geri kazandırır ve uzun süreli etkiler sağlar.
  • Bu etkiler kireçlenmenin ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir