Merdiven inip çıkarken ve oturup kalkarken ağrılara neden olan dizlerdeki kireçlenme, tedavisine bir an önce başlanması gereken ve bu sebeple de erken teşhisi oldukça önem taşıyan önemli bir hastalıktır.
Dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartrit halk arasında kireçlenme olarak bilinir. 50 yaş üzerinde en sık görülen eklem rahatsızlığıdır.
Kireçlenme, vücuttaki herhangi bir eklemi etkileyebilmekle birlikte en sık görüldüğü eklemler eller, kalça, diz ve omurgadır.
Osteoartritte eklem kıkırdak yapısında bozulma meydana gelir. Bu bozulma nedeniyle eklem kıkırdağının altında yer alan kemik dokusunda değişiklikler oluşur. Kemikteki büyümeler ve eklem kenarındaki çıkıntılar eklemlerin normal yapısını bozarak, hareketlerde kısıtlanmaya ve ağrıya sebep olur.
Diz eklemlerinin hareketine olanak sağlayan diz kıkırdağının çeşitli sebeplerle zayıflayıp yapısının bozulmasına diz kireçlenmesi (gonartroz) denir.
Dizde kireçlenmenin en önemli belirtisi diz ağrılarıdır. Hastalığın ilk aşamalarında yorgunluk ve eklemi kullanıp kullanmamaya bağlı olarak ağrılar belirip azalsalar da hastalığın ilerlemesiyle ağrılar kalıcı hale gelebilir.
Bu belirtilerden bir veya daha fazlası varsa mutlaka Fizik tedavi ve Rehabilitasyon hekimine başvurulmalıdır.
Genellikle orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkar. 50 yaş üzerinde yaşlanmaya, kiloya bağlı olarak ortaya çıkması yaygındır. Kadınlarda daha fazla görülür.
Kalıtımsal faktörler, Gut, Romatoid artrit, diabetik nöropati, paget hastalığı, septik artrit ve doğuştan kalça çıkığı gibi hastalıklar osteoartrit gelişme riskini artırırlar.
Eklemlerinizde ağrı, tutukluk ve şişlik şikayetiniz varsa gecikmeden doktora başvurmalısınız.
Doktorunuz öncelikle fizik muayene yapacaktır. Dizdeki hassasiyet, çekilen röntgen grafisinde diz eklem aralığında kıkırdak kaybına bağlı daralma, eklem yüzeyinde bozulma, osteofit denilen kemik sivriliklerinin tespitiyle tanı koyabilir.
Bazı erken durumlarda röntgen grafisi yeterli olmayabilir. Bu durumlarda MRI (manyetik rezonans görüntüleme) yararlı olacaktır.
Gonartroz tedavi yöntemleri, yaş, kireçlenmenin nedeni ve derecesi ile şikayetin ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir.
Diz kireçlenmesinden mustarip hastaların fazla kilolarını vermeleri, ağır işlerden, merdiven veya yokuş inip çıkmaktan kaçınmaları tedavilerine yardımcı olacaktır.
Teknolojik gelişmelerin hızlanmasıyla birlikte, eskiden doku ısıtma amaçlı yapılan fizik tedavilerin yerini, doku iyileştirme amaçlı fizik tedaviler almıştır.
Diz eklemindeki hem kemik hem yumuşak dokulara yönelik etkili fizik tedavi cihazlarıyla , dokulardaki hasarlanmalar erken dönemde tedavi edilebilmektedir.
Diz eklemine binen yükü azaltmak ve mukavemeti arttırmak için kalça ve uyluk kaslarının güçlendirilmesinde de fizik tedavi cihazları etkin şekilde kullanılmaktadır.
Eklem ağrıları ve tutukluğu azaltmaya yönelik olarak manuel terapinin faydaları bilinmektedir.
Son yıllarda, doğal tedavi yöntemlerinin etkisinin, kimyasal ilaçlardan daha üstün olduğunun saptanması ile, vücudun kendi kendini tamir mekanizmaları da önem kazanmıştır.
Buz tedavisi uygulamaları, SVF kök hücre, PRP, bantlama teknikleri, diz içine hyaluronik asit enjeksiyonları , önerilebilecek yöntemlerdir.
Bilimsel araştırmalar sonucunda; kas-iskelet sistemi hastalıklarında PRP yönteminin dokuların tamirine olanak sağladığı tespit edilmiştir.
PRP, İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin baş harflerinden türetilmiş olup, trombositten zengin plazma anlamına gelmektedir.
PRP hastanın kendi kanından hazırlanmaktadır. Yani doğal bir tedavi yöntemidir ve kişinin kendi kanından üretildiği ve yabancı bir madde içermediğinden yan etkisi yoktur.
PRP tedavisi bir ağrı kesici tedavisi olmayıp, hastalığı tedavi etmeye yönelik bir tedavidir.
SVF (Stromal Vasküler Fraksiyon) Kök hücre tedavisi, hastanın karın yağlarından ameliyathane şartlarında bir bardak yağ alınarak, Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı kök hücre laboratuvarına gönderilir. Laboratuvarda kök hücreler yağlardan ayrıştırılır, sayılır, kalite kontrolleri yapılır ve sertifikalandırılır. Her bir dize yüz milyonla, iki yüz elli milyon adet arasında sertifikalı kök hücre enjekte edilir.
Kök hücrelerin yenileme özelliğinden faydalanılarak, diz ekleminde tendon ve bağlarındaki hasarlı bölgeler üç ayla altı ay arasında onarılmaya başlayarak bir yıl içinde tamamlanır.
Kök hücre ile tedavide, hastanın kendi hücreleri ile uygulama yapıldığından herhangi bir alerjik reaksiyon veya yan etki görülmez.
Eklem kıkırdağında kan damarları ve sinir olmadığı için diz kireçlenmelerinde vücudun kendi kendisini onarması imkansızdır. Bu nedenle özellikle eklemlerin hareket etmesini sağlayan sıvı kayıplarında geçmişte herhangi bir kalıcı tedavi uygulanamıyordu.
Fakat kök hücre teknolojisinin gelişimiyle birlikte vücudumuzun ürettiği kendi onarıcı hücrelerimiz ile diz kireçlenmesi tedavisi mümkün hale gelmiştir.
Diz kireçlenmesi (gonartroz) erken yaşlarda da görülebilmekle birlikte daha çok orta ve ileri yaşlarda görülmektedir. 50 yaş üstü kadınlarda daha sık görülür.
Aşırı kilolu kişilerde diz kireçlenmesine daha sık rastlanmaktadır.
Daha önce geçirilmiş travma, eklem operasyonları, spor yaralanmaları, iltihaplı romatizma ve doğuştan kaynaklanan çeşitli bozukluklar sıklıkla karşılaşılan sebepler arasında sayılabilir.
Hareketsiz bir yaşam vücut sağlığımızı olumsuz etkiler. Bu sebeple sağlıklı bir yaşam için düzenli egzersiz yapmalıyız.
Başlangıç aşamasındaki diz kireçlenmelerinde yürüyüş yapmak, diz eklemi ve çevresindeki kasları güçlendirerek olumlu etki yapacaktır. Fakat diz kireçlenmesi olan hastalar uzun yürüyüşler yapamaz ve yürüyüş yaparken bir süre sonra ağrı hissetmeye başlarlar. Bu sebeple kısa yürüyüşler yapmak ve ağrı hissedildiğinde yürüyüşü sonlandırmayı tavsiye ederiz.
Genetik yatkınlığın diz kireçlenmesine zemin hazırlayabileceği bilinmekle birlikte birçok durumda tek yumurta ikizlerinde bile birinde görülen vaka diğerinde görülmeyebiliyor. Bu sebeple genetik yatkınlığın zemin hazırlayabileceği göz ardı edilemese de çevresel faktörler üzerinde durulmalıdır.
Aşırı kilo kireçlenmenin en önemli sebeplerinden biridir. Standardın üzerinde her 1 kilo dizlerimize 3 kat daha fazla yük bindirir. Dize binen her yük ise diz eklemlerindeki baskıyı artırarak yıpranmayı kolaylaştıracaktır.
Sağlıklı bir yaşam için aşırı kilolardan kurtulmalı ve egzersiz yapmalıyız.
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki diz kireçlenmesi kendi kendine iyileşmez. Her ne kadar yaşantımızı kireçlenmeye göre düzenlemenin faydası olsa da mutlaka uzman bir hekime başvurmanızı tavsiye ederiz.
Bitkisel yöntemlerle diz kireçlenmesinden kurtulmak mümkün değildir. Bitkisel tedaviler denilen yöntemlerle placebo etkisiyle bir süre ağrılarınızın azaldığı veya geçtiği hissine kapılsanız da eklemlerinizde meydana gelen hasarın herhangi bir bitkisel yöntemle onarılabilmesi imkansızdır.
Egzersiz sağlıklı bir hayatın temellerinden olduğu gibi bir uzmanın yönlendirmesiyle yapıldığında diz kireçlenmesinde de olumlu etkileri vardır. Fakat aşırı zorlanmaya sebep olabilecek bilinçsiz egzersiz yapmak çok daha ciddi sorunlar yaşamanıza yol açabilir.
Bu sebeple diz kireçlenmesinde fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekimlere başvurulmalı ve uzman hekim yönlendirmesiyle egzersiz yapılmalıdır.
İnternette karşılaşacağız veya çevreden duyduğunuz bilim dışı yöntemlerle diz kireçlenmesini tedavi edemezsiniz. Diz kireçlenmesi (gonartroz) ciddi bir hastalıktır ve fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekimlerce tedavi edilmelidir.
Dizde yanma hissinin birçok nedeni vardır. Sıklıkla karşılaşılan nedenler:
Dizinizde yanma hissediyorsanız tavsiyemiz vakit geçirmeden uzman bir hekime başvurmanızdır.
Dizde yer alan hilal ay şeklindeki kıkırdak dokuya menüsküs adı verilir. Halk arasında yer alan yaygın kullanımın aksine hastalığın adı menüsküs değil menüsküs yırtığıdır.
Uyluk kemiği ile bacak kemiği arasındaki, amortisör işlevi gören bir disk olan menüsküsün yırtılması yaygın görülen bir diz yaralanmasıdır. Menüsküs yırtığı hastalığına genellikle tek bir akut yaralanma neden olur. Genellikle ayak yerde sabit dururken vücudun diz üzerinde dönmesinden oluşur.
İlk dönemde dizde şişme . kilitlenme ve harekette zorluk görülür.
Diz kireçlenmesi ve menüsküs arasındaki farkı anlayabilmek ve diz ağrılarınıza doğru bir tanı koyabilmek için gecikmeden uzman bir hekime başvurmanızı tavsiye ederiz.
Dizde sıvı azalır mı? Diz ağrılarımın sebebi dizlerimdeki sıvı kaybı olabilir mi?
Diz ağrılarına yönelik en yaygın endişelerden biri genellikle ‘’dizde sıvı kaybı’’ olarak bilinen durumdur. Gerçekte ise dizde sıvı kaybı söz konusu değildir. Diz sıvısı olarak bilinen sinoviyal sıvı yani eklem sıvısı, vücudumuzun doğal bir bileşenidir. Eklem sıvısı, kıkırdağı besler ve kayganlık sağlayarak rahat hareket etmemize olanak tanır. Ancak, diz ekleminde koruyucu görev yapan bu eklem sıvısının besleyiciliği ve işlevi zamanla azalabilir ve kıkırdak yapısı bozulabilir. Bu durum halk arasında ‘’dizde sıvı kaybı’’ olarak ifade edilse de eklemlerdeki sıvının azaldığını söylemek doğru olmaz. Aksine travmalarda, darbelerde, burkulmalarda, iltihaplı romatizmal hastalıklarda eklem sıvısında artış gözlenir. Diz eklem sıvısının özelliğini kaybetmesi, diz kireçlenmesi başta olmak üzere eklem hastalıklarının önemli nedenlerinden biridir.
Dizde sıvı kaybı olarak bildiğimiz bu durum aslında nedir, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Dizlerimiz karmaşık bir makine gibi oldukça organize şekilde ve işbirliği içinde çalışır. Kemikler, tendon ve bağlar, kaslar, kıkırdak ve eklem sıvısının birlikte doğru şekilde çalışması sayesinde diz hareketlerimizi ağrısız ve rahatlıkla yapabiliriz.
Yürümek, koşmak, merdiven çıkmak, çömelmek, oturup kalmak gibi günlük yaşantımızda farkına bile varmadan yaptığımız hemen her harekette diz eklemlerimiz görev yapar. Diz eklemi en hareketli eklem grubudur. Kaval kemiği ve uyluk kemiği birleşerek dizin ana eklem yapısını meydana getirir. Dizin bükülüp açılması ve dönme hareketleri bu eklemde gerçekleşir. Sağlıklı bir diz hareket ederken kemikler arasında sürtünme çok az olmalı veya hiç sürtünme olmamalıdır. Hareketlerimiz sırasında kemik yüzeylerini sürtünmeden koruyan ve hareket kolaylığı sağlayan yapılar ise eklem kıkırdağı ve sinoviyal sıvı yani eklem sıvısıdır.
Eklem kıkırdağı diz eklemine binen yükü dağıtır, ekleme esneklik kazandırır ve kemik yüzeylerinin aşınmasını önleyerek dizimizin uyum içinde hareket etmesini sağlar. Eklem boşluğu ise eklem sıvısı ile doludur. Eklem sıvısı, kıkırdak dokuyu beslerken aynı zamanda eklem yüzeyini kaygan hale getirir ve aşınmayı önler.
Vücudumuzu çalışan bir makine olarak düşünelim; nasıl ki makine parçalarının aşınmaması için yağlama gerekiyorsa, vücudumuzdaki en büyük iki kemiğin birlikte çalıştığı diz ekleminde kemiklerinin birbirine sürtünüp aşınmaması ve ekleme zarar vermemesi için de eklem sıvısı gereklidir. Eklem sıvısının birincil görevi, eklemler için yastıklama ve kayganlık (yağlama) sağlamaktır. Aynı zamanda kıkırdak dokunun beslenmesini sağlar. Eklem sıvısında bulunan hyalüronik asit eklemin kayganlığını ve dayanıklılığını arttırır. Eklem sıvısı sayesinde hareket eden kemikler arası sürtünme azaltılır ve diz hareketleri zorlanmadan yapılır.
Kıkırdak doku ve eklem sıvısının işlevi bozulursa diz eklemi gerektiği gibi korunamaz ve kemik yüzeyleri aşınarak kireçlenme (osteoartirt) meydana gelir. Dizlerde ağrı, şişlik, sertlik ve hareket kaybıyla birlikte bu belirtiler zamanla kötüleşebilir.
Sinoviyal sıvı vücudun doğal bileşeni olarak herkeste bulunur, fakat bazı durumlarda zamanla özelliğini kaybedebilir. Bu durum genellikle ‘’dizde sıvı kaybı’’ olarak bilinir ve vücut kaliteli sıvıyı yeterli oranda temin edemediğinde dışardan eklem içerisine enjekte edilmesi gerekebilir. Ancak eklem içi enjeksiyonların gerekli olduğu durumlar ve başarı oranı iyi değerlendirilmelidir.
Halk arasında dizde sıvı kaybı olarak tanımlanan durum dizdeki eklem sıvısının yapısının değişmesi ve özelliğini kaybetmesidir. Sonuçta kemik yüzeyinde sürtünmenin artmasına ve kıkırdak dokunun aşınmasına yol açabilir. Kıkırdak kaybı görünür duruma geldiğinde, kemikler birbirine yaklaşıp eklem boşluğu daralmaya başlar. Eklem sıvısının yapısında oluşan bozulmalar hastaların yaşam kalitesini düşüren eklem hastalıklarının başlıca nedenidir.
Eklem sıvısı, çok kalınlaştığında veya çok ince olduğunda eklemleri koruyamaz, bu da kıkırdak hasarına ve kireçlenmeye (osteoartrit) yol açabilir. Kireçlenmenin ileri aşamalarında eklemi çevreleyen doku iltihaplanarak fazladan sinoviyal sıvı üretebilir ve bu da şişliğin artmasına neden olur.
Eklem sıvısında bulunan hyalüronik asit ekleme dayanıklılık ve kayganlık kazandırır. Ancak hyalüronik asit devamlı aynı kalmaz, sürekli olarak parçalanır ve yeniden üretilir. Normalde, hyalüronik asidin parçalanması ile yeniden üretimi arasında bir denge vardır. Ancak kireçlenme gibi bir eklem hastalığı meydana geldiğinde bu denge bozulur ve parçalanma üretimden daha hızlı gerçekleşir. Sonuç olarak, eklem sıvısı incelerek işlevini kaybedebilir ve kıkırdak yavaş yavaş yıpranır. Hatta bazı yerlerde kıkırdak tamamen hasar görebilir. Sinoviyal sıvının yani eklem sıvısının incelmesi ve kıkırdağın yıpranması gittikçe artan kireçlenme belirtilerine yol açar.
Eklem sıvısında meydana gelen değişiklikler yaygın olarak diz ağrılarına neden olur. Diz ağrısıyla beraber dizde şişlik, sertlik, hareketlerde kısıtlılık meydana gelir ve bunlar hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde etkiler. İlerleyen dönemlerde hastalar; yürümek ve oturmak gibi günlük hareketleri yapmakta bile zorlanabilirler. Bu hareketler sırasında diz ekleminden kıtırtı şeklinde sesler gelebilir.
Diz eklem sıvısının özelliğini kaybetmesine bağlı olarak görülen kireçlenme ve diz ağrılarında ameliyat dışı tedavi denildiğinde egzersiz ve fizik tedavi önemli bir yer tutar. Sadece tedavi için değil eklem sağlığını korumak için de düzenli egzersiz yaparak aktif kalmak gerekir. Planlı ve programlı bir egzersiz sayesinde kas gücü artırılabilir. Kendinizi yıpratmadan ve yormadan uzman bir sağlık çalışanından egzersiz programı temin etmeniz kemik ve eklem sağlığınız için en iyisi olacaktır. Hareketsizlik, kemik ve eklemlerin en büyük düşmanıdır.
Diz ağrıları için ameliyat dışı tedavi yöntemlerinden biri de eklem içi enjeksiyonlardır. Bu tedavinin amacı diz ekleminde oluşan aşınmayı ve sürtünmeyi engellemek, ağrı ve diğer yakınmaları azaltmaktır. Eklem sıvısı enjeksiyonu, ekleme kayganlık özelliği kazandırarak kemik yüzeyleri arasındaki sürtünmeyi ortadan kaldırmayı amaçlar. Eklem sıvısı enjeksiyonu, diz ağrılarına ve yakınmalara yardımcı olur, ancak kesin bir tedavi sağlamayabilir.
Dize enjeksiyon uygulamaları arasında çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Trombositten Zengin Plazma (TZP) ve Kök Hücre Enjeksiyonları; zedelenen menisküslere, bağlara veya tendonlara, gerekirse özel bir teknik ile kemik içine de uygulanabilir. Bu enjeksiyon yöntemleri doku iyileşmesini sağlayan doğal ve güçlü bir alternatif tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca dokuların tamir edilip, ağrının giderilmesi için eklem içine yüksek konsantrasyondaki şekerli serum enjeksiyonu yapılan Proloterapi ve yüzeysel bir enjeksiyon yöntemi olan Nöroproloterapi gibi yöntemler de bulunmaktadır. Bu enjeksiyon uygulamaları yenileyici ve onarıcı özellikleri sayesinde ağrıların giderilmesinde önemli alternatif yöntemlerdir. Ancak eklemdeki hasarın fazla olduğu ileri aşama kireçlenme olan durumlarda bu uygulamalar uzun süreli fayda sağlamayabilir ve ameliyat bir seçenek haline gelebilir.
Diz eklemi gün boyunca aşırı baskıya maruz kalır. Kıkırdak, menisküs, bağlar ve eklem sıvısı sürtünmeyi en aza indirerek diz ekleminin zarar görmesini engeller. Eğer bu önemli yapılarda hasar ve bozulma meydana gelirse, eklem sıvısının kalitesi ve besleyiciliği düşebilir. Bunun sonucunda, sürekli devam eden ağrılarla beraber hareketlerde güçlük ve kireçlenme belirtileri başlayabilir. Kemik ve eklemleri korumak için alınan önlemler ve güvenilir tedavi yöntemleri ile birlikte sağlıklı bir yaşama ulaşmak ve ağrılardan kurtulmak mümkündür.
‘Doğru’ bilgiye ulaşmak tedavi sürecinde sizi hem zaman hem maddi kayıplardan kurtaracak ilk adımdır. Sağlıklı bir geleceğe adım atmak için Op. Dr. Kayhan Turan ve uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.
Halk arasnda tamam "kireçlenme" olarak isimlendirilen eklem hastalklar, bu ismin ilk anda çartrd gibi bir eylerin birikmesinden, artmasndan ya da kalnlamasndan deil, tam tersi eksilmesinden ve bozulmasndan kaynaklanr.
Çevremizde çok duyduumuz "diz svs azalmas" veya "dize vurulan ine" gibi ifadelerin ne anlama geldiini kavrayabilmek için diz özelinde eklemin nasl bir yaps olduunu bilmemiz gerekir.
ki kemiin birletii yerdeki mekanizmaya, eklem denir. Eklem de bir kemiktir ama dier kemiklerden farkl olarak uç ksmlar, kkrdak ad verilen yumuak dokuyla kapldr. Salkl bir eklem kkrda, parlak renkli ve kaygandr. Bu kayganlk, eklemi saran sinovyal zarn salglad sv ile salanr. Diz eklemini saran sinovyal zar, vücuttaki dier sinovyal zarlarn en büyüü ve en kompleks olandr. Bu zar tarafndan salglanan sinovyal sv, kemiklerin eklem üzerinde, birbirlerini andrmadan hareket etmelerini salar.
Sinovyal svya kayganlk veren temel madde ise, vücudun tüm ba dokularnda bulunan hyalüronik asittir. Çok yüksek miktarda su tutma özelliine sahip olan hyalüronik asit molekülleri tek balarna ya da baka moleküllere balanarak, sinovyal svnn kvamn koyulatrr ve kkrda salamlatrr. Salkl insanlarda çok büyük olan hyalüronik asit molekülü, diz ekleminde kireçlenme olan hastalarda küçülür. Bu yüzden eklem svsnn kvam incelir ve sürtünme artar. Bu tanmdan da anlalaca gibi aslnda diz ekleminde azalan ya da biten ey eklem svs deil, svnn kalitesidir.
Kireçlenme (osteoartrit, artroz, gonatroz, dejeneratif artrit, dejeneratif eklem hastal), eklemlerin yüzeyini kaplayan kkrdak dokunun anmasdr. Bütün eklemlerde görülebilir ama diz ve kalça gibi en hareketli eklemlerde daha çok görülür. Yalanmayla birlikte eklem svsnn seyrelmesi, çarpmalar, hareketsizlik, ayn eklemin çok sk tekrarlayan hareketleri, vücudun baka yerlerindeki enfeksiyon hastalklar, eklemleri saran kkrdak dokunun anmasna sebep olur. Önlem alnmaz, gereken tedaviler uygulanmaz ve anmann önüne geçilmezse, hareketleri tamamen kstlayan daha ciddi durumlar ortaya çkabilir.
Kkrdan anmasyla eklem ile kemik arasndaki mesafe giderek azalr ve sürtünmenin etkisiyle kemik balarnda ve eklemde deformasyon balar. Bazen bu sürtünmenin etkisiyle bazen de çarpmalarn etkisiyle, kkrdak ya da kemiklerden küçük parçacklarn kopabilir. Eklem svs içinde serbestçe dolaan bu parçacklar (eklem faresi) eklem yüzeyi ile temas ettiinde ar, ilik, kzarklk gibi ikayetlere sebep olur.
Kireçlenme ölümcül bir hastalk deildir ama yaam kalitesini olumsuz etkileyen, sosyal hayattan uzaklatran ve zaman zaman kendini ie yaramaz hissettiren bir hastalktr.
Dizde kkrdak anmas:Vücudun yalanmasyla gelien doal bir süreçtir. Eklem svs 30 yandan itibaren, olmas gereken jelimsi, kaygan kvamn kaybetmeye balar. Bu da, kemikleri birbirine balayan eklemlerdeki sürtünmeyi artrr ve doal olarak kkrdak dokuda anmaya sebep olur.
Bacakta kireçlenme: Diz eklemleri dnda kalça, ayak bilei ve ayak parmaklarnda da görülebilir.
Dizlerde kireçlenme birincil (primer) olarak ya ve genetik faktörlere baldr. Baz insanlarn kkrdak dokusu, ailevi yatknlk sebebiyle daha dayankszdr. Bu hastalarda, kireçlenmenin nedenini açklayacak baka hiçbir bulguya rastlanmaz.
Hastalarn çounda ise kireçlenme, baka bir durum ya da hastalk sebebiyle geliir. Bu durumda ikincil (sekonder) osteoartritten söz edilir. Bu sebepler;
Kireçlenme sinsice ilerleyen bir hastalk olmakla birlikte erken
evrelerde de mutlaka sinyallerini verir. Bu sebeple eklemlerde az da
olsa hissedilen deiiklikler dikkate alnmaldr. Kireçlenmenin
balca belirtileri;
lk kez ar ikayeti ile dikkat çekse de kireçlenme muhtemelen bundan çok daha önce balamtr. Kireçlenme, laboratuvar testleri ile görüntülü tetkik verilerine ve hastann ikayetlerine göre 4 evrede deerlendirilir ve tedavi de bu evrelere göre planlanr.
1. Evre: Sadece hareket halinde ortaya çkan ar, dinlenmeyle geçer. Kkrdak doku yumuamtr ama kayp yoktur. Bu evrede sadece kilo vermekle bile hastann ikayetleri ortadan kalkabilir.
2. Evre: Arlar daha sk ve iddetli olmaya balar. Ar kesicilere cevap verme süresi uzamtr. Günlük aktivitelerde yaplan küçük deiikliklerle ikayetlerin önüne geçilebilir.
3. Evre: Kkrdak kayb artm, eklem aras boluk %50’nin üzerinde daralmtr. Buna bal olarak bacaklar da doru (parantez bacak) eilmeye balar. Ar dinlenmeyle geçmez hale gelir. Diz çökmek ve yeniden dorulmak neredeyse imkansz hale gelmitir.
4. Evre: Eklem üzerinde kkrdan tamamen kaybolduu alanlar görülür. Ar sadece hareketle deil dokunmayla bile balayabilir. Hasta sk sk uykusundan aryla uyanr ve dizine yorgann demesine bile tahammül edemez. Eklem aral neredeyse kalmamtr. Tahribat sadece eklemde deil kemiklerde de rahatlkla görülür.
Tedavinin amac arnn giderilmesi ve eklemin olabildiince korunmasna yöneliktir. Bu yüzden erken evrede tehis edilmesi önem tar.
Azdan alnan ve sürülerek kullanlan aneljezik (ar kesici) ilaçlar hastaln erken evrelerinde ilk seçenek olarak deerlendirilir. Arya iliin de elik ettii durumlarda antienflamatuar (iltihap giderici) ilaçlar da reçeteye eklenebilir. ltihap tedavisinde ilaçlara ek olarak uygulanan BUZ TEDAVISI de fayda salar. Fakat unutmamak gerekir ki, ary ortadan kaldran bu ilaçlar, kireçlenmeyi ya da sv kaybn ortadan kaldrmaz. Bu ilaçlarla birlikte mutlaka eklemleri koruyucu tedbirlerin de alnmas gerekir. Ar hissetmedii için hayatna ayn ekilde devam eden kiilerde kkrdak kayb artarak devam eder.
Hastalarn çou ardan çekinerek daha az hareket etmeye balar. Özellikle yallarda görülen bu hareketsizlik, bata kilo art olmak üzere baka riskleri de beraberinde getirir. Hareket ettirilmeyen diz kaslar esnekliini kaybeder ve tpk eski bir paket lastii gibi en ufak bir temasla kopar.
Hangi yata olursanz olun eer kireçlenme tehisi aldysanz yapmanz gereken ey, ilaçlarla ary kontrol altna aldktan sonra DIZ KAPAI ARISI EGZERSIZLERI ile hastaln ilerlemesini durdurmak olmaldr. Yanza ve ihtiyaçlarnza göre hangi hareketleri yapmanz, hangilerinden kaçnmanz gerektiini mutlaka konunun uzman olan bir doktordan örenmelisiniz. Sosyal medyada ya da televizyonda gördüünüz her hareket sizin için uygun olmayabilir.
Ksaca FTR olarak isimlendirilen Fiziksel Tp ve Rehabilitasyon uygulamalar, konunun uzman olan doktorlar tarafndan her hasta için özel olarak planlanr. Masaj, souk-scak uygulamalar, su içinde yaplan egzersizler, kaslarn elektrik enerjisi kullanlarak uyarlmas gibi çeitli tedavi yöntemlerinden hangilerinin kullanlacana karar verilir. Ayn zamanda hastann yapmas gereken egzersizler de öretilir ve bunlar tekrar etmesi istenir.
Kireçlenme ve dizdeki sv kayb, egzersizleri yapt ve ilaçlarn düzenli kulland halde kontrol altna alnamayan hastalara, ylda 3 defay geçmemek üzere eklem içi (intraartiküler) enjeksiyon yaplabilir. Enjeksiyon 2 amaçla; eklemde artm olan svy boaltmak ya da ekleme sv takviyesi yapmak için de uygulanabilir. Halk arasnda AMELIYATSIZ DIZ SIVI KAYBI TEDAVISI olarak bilinen enjeksiyon uygulamas, özellikle genç hastalarda cerrahi müdahaleyi mümkün olduunca ötelemek için skça tercih edilen bir yöntemdir.
PRP, yöntem olarak bir tür eklem içi enjeksiyonu olsa da, ekleme enjekte edilen svnn ilaç deil, hastann kendi kan olmas onu dier eklem enjeksiyonlarndan ayrr. Adn "Platelet Rich Plasma" (trombositten zenginletirilmi kan svs) sözcüklerinin ba harflerinden alan PRP tedavisinde, kann phtlamasn salayarak kanamay durduran ve yaralarn iyilemesini hzlandran trombosit hücreleri kullanlr.
Diz svs inesi fiyatlar, uygulamann türüne ve yapld salk kurulularna göre farkllk gösterebilir.
Cerrahi yöntemler kireçlenme tedavisinde en son seçenek olarak deerlendirilir. Hastann durumuna ve kireçlenmenin evresine göre açk ya da kapal (atroskopi) ameliyat yöntemlerinden uygun olan seçilir. Eklem faresi ya da kas yrtlmas atroskopik yöntemle tedavi edilebilir. Fakat 4. evre kireçlenme vakalarnda büyük miktarda kkrdak kayb olduundan, açk ameliyat tercih edilir.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Bir dizinizin diğerine göre daha şiş olduğunu hissediyorsanız ve beraberinde dizde ağrı ve hassasiyet de varsa dizde sıvı birikmesi sorunu yaşıyor olabilirsiniz. Normalde hepimizin dizinde bir miktar doğal eklem sıvısı bulunmaktadır. Ancak, bazı durumlarda eklem sıvısı aşırı derecede artıp, eklemde birikerek dizde şişlik, ağrı ve hareket zorluğuna neden olur. Eklem efüzyonu olarak da bilinen bu durum düşme, zorlanma, yaralanma, romatizmal hastalık, kireçlenme veya enfeksiyon gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.
Diz eklemi yük taşıyan bir eklem olduğundan diğer eklemlere göre daha sık hasar görmektedir. Bu nedenle, dizde sıvı birikmesi de yaygın görülen bir durumdur. Ancak, altta yatan neden tedavi edilmediğinde zamanla diz hareketlerinde zorluk yaşamaya başlayabilir ve günlük yaşamınızı kısıtlamak zorunda kalabilirsiniz.
Sorunun erken farkına varmak ve tedaviye başlamak için doğru bilgi edinmek önemlidir. Siz de benzer bir sorun yaşıyorsanız dizde sıvı birikmesi neden olur, belirtileri nelerdir ve dizde sıvı birikmesine ne iyi gelir sorularının yanıtı için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
İçindekiler:
Dizde sıvı birikmesi, eklem içinde sıvının aşırı derecede artıp birikmesi sonucunda dizde şişliğe neden olan bir durumdur (Resim 1). Bu durum tıpta diz eklem efüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Eklem efüzyonu el, dirsek, omuz ve ayak bileği gibi eklemlerde de görülmekle birlikte, sıklıkla diz eklemleri etkilenmektedir.
Normalde hepimizin eklemlerinde ‘’eklem sıvısı’’ olarak bilinen az miktarda sıvı bulunmaktadır. Eklem sıvısı yani sinovyal sıvı, diz ekleminde yağlama görevi görerek hareket esnasında kemikler arasındaki sürtünmeyi azaltır. Böylece, rahat hareket etmeyi sağlarken koruyucu bir görev de görmektedir. Aynı zamanda, kıkırdak dokunun besin ve oksijen ihtiyacını karşılamaktadır.
Aslında, eklem sıvısı herhangi bir diz yaralanması olduğunda vücudun doğal koruma tepkisi olarak üretilmektedir. Normalde eklemde bulunan sıvı miktarı 4 ml’ye yakındır. Ancak kireçlenme, yaralanma veya enfeksiyon gibi çeşitli nedenlerle dizde aşırı eklem sıvısında artış olmakta ve şişlik, hareket kısıtlılığı gibi durumlara yol açabilmektedir.
Dizde sıvı birikmesi nedenleri arasında aşağıdakiler bulunmaktadır;
Dizinizde sıvı birikmesi mikrobik enfeksiyon nedeniyle olduğunda, belirtiler genellikle hızlı ve yoğun gelişmektedir. Eklem enfeksiyonu septik artrit olarak bilinmektedir. Böyle bir durumda diz eklemindeki şişliğe ateş, kızarıklık, belirgin hassasiyet ve hareketle birlikte artan ağrı eşlik eder.
Enfeksiyon kan dolaşımına yayılırsa ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle septik artritten şüpheleniyorsanız derhal tıbbi yardım almanız önerilir.
Dizde sıvı birikmesi belirtileri arasında en tipik olanlar dizde şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığıdır. Özellikle etkilenen dizinizi diğer dizinizle karşılaştırdığınızda, diz kapağınızın üst tarafında daha belirgin olmak üzere dizin ön tarafında şişlik görürsünüz. Bazen şişlik nedeniyle dizi bükme ve açma hareketlerinde zorluk yaşayabilirsiniz.
Genel olarak dizde sıvı birikmesi belirtileri arasında şunlar bulunmaktadır (Resim 2):
Dizde sıvı birikmesi belirtileri hafiften şiddetli dereceye kadar farklılık gösterebilmektedir. Ayrıca, eklem efüzyonuna neden olan duruma göre başka belirtiler de görülebilir. Örneğin, diz ekleminde sıvı birikmesi bir yaralanma sonucunda geliştiyse morarma, veya mikrobik enfeksiyon söz konusuysa kızarıklık, ateş, halsizlik gibi belirtiler olabilmektedir.
Peki, dizde şişlik ve sıvı birikmesi varsa ne zaman doktora gitmeniz gerekir?
Ortopedi doktoru tarafından yapılan fizik muayene, görüntüleme tetkikleri ve ekleminizden alınan sıvının laboratuvar değerlendirmesi ile dizde sıvı toplanması teşhis edilmektedir. Özellikle altta yatan nedeni bulmak için bir iğne ile dizinizden sıvı örneği alınabilir. Bu işleme aspirasyon adı verilmektedir. Ayrıca, aspirasyon işlemi dizinizdeki şişliği ve basıncı azaltacağından ağrıda hafifleme ve rahatlama sağlamaktadır. Ardından, laboratuvar testleri ile eklem sıvısının analizi yapılmaktadır.
Normalde eklem sıvısı yumurta akı kıvamında ve berraktır. Dizinizden alınan sıvının rengi, dokusu ve içeriği efüzyona neden olan durum hakkında bilgi verecektir. Örneğin, normalden daha fazla beyaz kan hücresinin tespit edilmesi enfeksiyon, ürik asit kristallerinin tespit edilmesi gut belirtisidir.
Bununla birlikte röntgen, manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi radyolojik görüntüleme tetkikleri de sorunun nedenini belirlemeye yardımcı olmaktadır.
Dizde sıvı birikmesi tedavisi çoğunlukla altta yatan nedene bağlıdır ve kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Eklem efüzyonu için ilk dönem tedavileri arasında ağrı kesici ve antiinflamatuar ilaç kullanımı, dize soğuk uygulama, dinlenme gibi yöntemler bulunmaktadır. Eğer, dizinizde şiddetli bir şişlik varsa eklem içindeki basıncı azaltmak için biriken eklem sıvısı bir iğne ile çekilebilir. Bu işlem aspirasyon olarak bilinmektedir (Resim 3).
Diz ekleminde sıvı birikiminin nedeni enfeksiyon ise antibiyotik tedavisi ve artroskopik eklem yıkaması uygulanmaktadır. Romatoid artrit veya başka bir otoimmün artritiniz varsa doktorunuz yakınmalarınızı hafifletmek için ilaç reçete edebilmektedir.
Dizde sıvı birikmesi tedavisi için uygulanan yöntemleri şöyle sıralayabiliriz;
Bu tedavi yöntemlerinden fayda sağlanmayan daha ciddi durumlarda ise cerrahi tedavi gerekebilmektedir. Ciddi eklem hasarı ve kireçlenme olan durumlarda en iyi seçenek diz protezi ameliyatı olmaktadır. Ayrıca, kapalı ameliyat yöntemi olan diz artroskopisi dizde şişliğe neden olan hasarı onarmak için uygulanabilmektedir. Eğer, septik artrit denilen ani başlangıçlı mirbik eklem enfeksiyonu saptanırsa, acil cerrahi müdahale gerekmektedir.
Diz şişliğine ve dizde sıvı birikmesine iyi gelen, evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemler bulunmaktadır (Resim 4). Siz de dizinizde şişlik ve sıvı birikmesi yaşıyorsanız aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz. Ancak, enfeksiyon gibi ciddi durumlarda ve şiddetli belirtilerde mutlaka tıbbı yardım almayı ihmal etmeyin.
Eklem efüzyonu yani diz ekleminizde sıvı birikmesi her zaman engellenemese de alacağınız bazı önlemler ile bu riski azaltabilirsiniz. Diz sağlığınızı korumak ve dizde sıvı birikmesini önlemek için yapabileceklerinizden bazıları şunlardır:
Dizinizde sıvı birikmesi sorunu diz ağrısına, eklem sertliğine ve hareket zorluğuna neden olabileceğinden günlük yaşantınızı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, altta yatan sorunu belirlemek ve vakit kaybetmeden tedaviye başlamak için ortopedi doktoruna başvurmanız önemlidir. Unutmayın ki, tedaviyi ertelemek diz ekleminiz ve çevre dokularda uzun süreli ve geri dönüşü olmayan hasara neden olabilmektedir.
Diz eklem sağlığınızla ilgili tüm sorunlarda soru ve çözüm yolları için bizimle iletişime geçebilir, yorumlarınızı bizimle paylaşabilirsiniz.