Yorum kısmında verdiğim yöntem de kaldırıldı. Birçok talep geldiği için tekrar araştırdım ve yeni bir yöntem buldum ☺ Bu yöntemin kalıcı olacağını umuyorum. Artık bu şekilde tarihe göre gökyüzü haritası oluşturabilirsiniz. Yapılışına geçelim:
İlk öncelikle belirlediğimiz bir adresin koordinatlarını alacağız. Koordinatları öğrenmek için bu siteye giriyoruz. Açık adres girmek zorunda değilseniz. Sonuçta ne kadar değişiklik gösterebilir ☺ Şehir adını ve posta kodunu girmeniz yeterli. Find düğmesine bastığımızda koordinatları verecektir. Biraz aşağı kaydırıp GPS koordinatlarını da alın. 37° 46' 58.656'' N, 38° 37' 14.772'' E gibi.
Şimdi yıldız haritamızı oluşturacağımız kısma geldik. Ücretsiz bir şekilde yıldız haritası oluşturmak için bu siteye giriyoruz. "Date and Time" kısmında "Universal Time" seçeneğini işaretliyoruz. Bu kısma istediğimiz tarihi ve saati şu formatta giriyoruz: 2020-10-07 20:00:00 (Yıl-ay-gün saat) Fakat burada dikkat etmemiz gereken bir durum var. Bu site UTC'ye (Eş Güdümlü Evrensel Zaman) göre saat hesabı yaptığı için biz istediğimiz saati 3 saat geri olarak giriyoruz. Yani siz 20:00'da doğduysanız oraya 17:00 olarak girin.
"Observing Site" kısmına birinci adımda aldığımız koordinatları giriyoruz.
"Display Options" kısmında haritamıza ekstra özellikler katıyoruz. Yıldızlar, ay, isimler vs. gibi. Bu kısım size kalmış. Haritanızı istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. "Image size" kısmında haritamızın boyutunu pixel olarak belirliyoruz. Google'da pixel cm çevirici araması yaparak kaç pixel çıkarmanız gerektiği konusunda fikir edinebilirsiniz. Örneğin A4 boyutunda çıktı almak istiyorsanız en az 1200 pixel yapmalısınız.
"Colour scheme" kısmında ise haritamızın rengini belirliyoruz. Bütün ayarları yaptıktan sonra haritanın hemen altındaki "update" butonuna basıp haritanın son halini görebilirsiniz. Beğenmediyseniz istediğiniz değişiklikleri yapıp tekrar update yapabilirsiniz. Haritamıza son halini verdikten sonra sağ tıklayıp farklı kayıt edebilirsiniz. Benim çıktım şu şekilde:
Haritamız elimize geçtikten sonra söz yazma kısmı size düşüyor. Yazının başında anlattığım yöntemle haritanıza sözler ekleyebilirsiniz. İşinize yaradıysa yorum kısmında belirtin lütfen ☺
Temmuz ayında hava yeni karardığında gökyüzüne bakarsak yaz gökyüzünün en parlak yıldızı olan Arkturus’u en yüksek konumunda görebiliriz. Bu sırada ilkbaharın simgelerinden olan Aslan takımyıldızı batı ufku üzerinde yer alır. Yaz gökyüzünün en parlak yıldızlarından Vega, Deneb ve Altair’in oluşturduğu Yaz Üçgeni’yse doğuda yükselmiş olur. Güney ufku üzerine bakarsak Akrep takımyıldızını görebiliriz. Hava karardıktan yaklaşık bir saat sonra da Yay takımyıldızı Akrep’in hemen solunda ufkun üzerinde kolayca görülebilecek kadar yükselir.
Akrep, gökyüzünde bir kez bulduktan sonra kolayca tanınabilen bir takımyıldızdır. Takımyıldızın sağında üst üste duran üç yıldız, bu yıldızların hemen solunda bulunan ve akrebin kalbini simgeleyen Antares, aşağıya doğru yay çizen gövde ve yukarı doğru kıvrılmış kuyruk sayesinde bu takımyıldız gerçekten bir Akrep’e benzer.
Antares, Akrep Takımyıldızı’nın en parlak yıldızıdır. Bu sıralar güney yönünde görülen en parlak yıldız oluşu ve turuncu rengi sayesinde dikkat çekicidir. Adının Yunan mitolojisindeki savaş tanrısı Ares’ten (Romalılar’ın Mars’ı) türediği düşünülüyor. Biri yıldız, öteki gezegen olduğu için yapısal olarak gerçekte birbirlerine hiç benzemeseler de renkleri ve parlaklıkları benzerdir. İşte bu nedenle yıldıza “Ares’in benzeri” anlamına gelen Antares adı verilmiş. Bu yıldıza Latince’de Cor Scorpii, yani “Akrebin Kalbi” de deniyor.
Antares, hemen hemen her yıl Mars’la yakın görünür konuma gelir. Bu durumda, bazen hangisinin Mars hangisinin Antares olduğunu anlamak zor olabilir. Özellikle de Akrep’in öteki yıldızları hava koşulları nedeniyle iyi seçilemiyorsa. Bir sonraki Mars-Antares yakınlaşması Aralık 2023’te gerçekleşecek.
Antares’in turuncu rengi onun dev bir yıldız oluşundan kaynaklanır. Antares, gökadamızdaki en parlak ve en büyük yıldızlardan biridir. Güneş’ten yaklaşık 10.000 kat daha fazla ışık yayar. Gökbilimciler Antares’in çapını, Güneş ile Dünya arasındaki uzaklığın yaklaşık 4 katı olarak hesaplıyor. Yani bu yıldızı Güneş’in yerine koyabilseydik, Jüpiter’e kadar olan tüm gezegenler içinde kalırdı. Artık ömrünün son demlerini yaşayan bu yıldız, yakın bir gelecekte süpernova olarak patlayacak.
Akrep’in hemen solunda bulunan Yay takımyıldızı, mitolojide elinde yayıyla duran bir sentauru (at başlı adam) simgeler. Takımyıldız bir çaydanlığın demliğine benzediğinden, amatör gökbilimciler arasında çaydanlık olarak da bilinir. Hatta Samanyolu kuşağı bu çaydanlık şeklinin ucundan yukarı doğru yükseldiğinden, bu kuşak çaydanlıktan dökülen çayın buharına benzetilir.
İçinde bulunduğumuz Samanyolu Gökadası’nın merkez bölgesi ışık kirliliğinin olmadığı yerlerde gökyüzünde parlak bir şerit olarak göze çarpar. Samanyolu’nun merkez bölgesi dünyadan bakıldığında, Akrep ve Yay takımyıldızları sınırları içindedir. Bu bölge hem yıldızlar hem de derin gökyüzü cisimleri bakımından gökyüzünün en zengin bölgesidir. Bu bölgedeki derin gökyüzü cisimlerinin çoğu bir dürbünle rahatlıkla görülebilecek kadar parlaktır. Messier Albümü’nde yer alan birçok gökcismi de bu bölgede bulunur. Bunlardan en parlak olanlarına bu yazıda kısaca değineceğiz. Bu gökcisimlerinin gökyüzündeki yerlerini de yukarıdaki Akrep ve Yay takımyıldızlarını gösteren haritada görebilirsiniz.
Messier Albümü nedir?
Fransız gökbilimci Charles Messier 1700’lü yılların sonlarında 103 gökcisminden oluşan bir katalog hazırladı. Messier’in amacı kuyrukluyıldızlarla karıştırılabilecek cisimleri ayırt edebilmekti; çünkü o zamanlar kuyrukluyıldız avcılığı çok popülerdi ve bir kuyrukluyıldız keşfetmek dünya çapında ünlü olmak demekti. (Bu aslında günümüzde de böyle.) Daha sonra bu albüm genişletildi ve içerdiği toplam gökcismi sayısı 110 oldu. Messier Albümü gökyüzünün en parlak derin gökyüzü cisimlerini yani bulutsuları, gökadaları ve yıldız kümelerini içeriyor. Bu gökcisimleri, günümüzde de amatör gökbilimcilerin en çok gözledikleri ve fotoğrafını çektikleri gökcisimleri arasındalar.
Lagün Bulutsusu (M8), yaz gökyüzündeki en parlak bulutsulardan biridir. Karanlık, aysız gecelerde çıplak gözle bakıldığında, Samanyolu kuşağı üzerinde silik bir bulut gibi görünür. Charles Messier, kataloğunda bu gökcismini şu sözlerle tanımlamış: “Sıradan bir teleskopla bakıldığında bir bulutsuyu andıran yıldız kümesi. Ancak daha güçlü bir teleskopla bakıldığında, çok sayıda sönük yıldızdan oluştuğu görülüyor.” Messier’in tanımlaması tam olarak doğru olmasa da, bulutsuya baktığınızda göreceğiniz şey bu tanıma uyacaktır. Çünkü Lagün Bulutsusu’nun ortasında NGC 6530 numaralı açık yıldız kümesi yer alır.
Bulutsu nedir?
Evrenin oluşumundan artakalan ya da yıldızların çeşitli biçimlerde patlamaları sonucu ortaya çıkan, gaz ve tozdan oluşan gökcisimleridir. Yıldızlar bulutsuların içindeki gazın sıkışmasıyla oluşur. İçinde yeni doğmuş yıldızlar bulunan bulutsular ışık yayar. Bazı bulutsular ise önünde bulundukları yıldızların da ışığını soğurduklarından, karanlık görünürler. Yıldızların ölümü sonucunda oluşan bulutsular gezegenimsi bulutsular ve süpernova kalıntıları olmak üzere iki gruba ayrılır. Gezegenimsi bulutsular küçük kütleli yıldızların dış katmanlarını uzaya savurmasıyla, süpernova kalıntılarıysa büyük kütleli yıldızların patlamasıyla oluşur.
Üç Boğumlu Bulutsu (Trifid Bulutsusu) olarak da bilinen M20, Lagün Bulutsusunun üstünde bulunur. Adından da anlaşılacağı gibi, üç parçalı bir görünüşü vardır. Aslında, bu üç parçalı görünüşü veren bulutsunun önünde yer alan karanlık bulutsudur. Birçok başka parlak bulutsu gibi M20 de yıldızların doğduğu bir bölgedir. M20, M8 kadar parlak olmasa da iyi gökyüzü koşullarında bir dürbünle gözlenebilir. Dürbünle, bulutsunun üç parçalı yapısını da seçmek mümkündür.
M6 ve M7, gökyüzünün en parlak açık yıldız kümeleri arasındadır. M7 Samanyolu’nun en zengin bölgesinde bulunan ve çıplak gözle kolayca seçilebilen ve gökyüzünde yaklaşık 2,5 Ay çapı kadar bir alan kaplayan bir kümedir. M7’nin sağ üzerindeki M6, M7’ye göre biraz daha küçük ve sönük olmasına karşın iyi gözlem koşullarında çıplak gözle seçilebilir.
Açık yıldız kümesi nedir?
Yıldız kümeleri birbirlerine yakın, kütleçekimiyle bağlı yıldızlardan oluşur. Genellikle aynı bulutsu içinde oluştukları için aynı kümede yer alan yıldızların özellikleri benzerdir. Açık yıldız kümeleri, gökadamız Samanyolu içinde yer alır. Çoğunlukla genç yıldızlardan oluşan bu kümeler, 50 ila 10,000 arasında yıldız içerir. Açık yıldız kümelerinin genç yıldızlardan oluşmasının nedeni, gökadamızın dönüşüne bağlı olarak yıldızlarının zamanla birbirlerinden uzaklaşması, böylece kümelerin dağılmasıdır. Açık yıldız kümeleri, amatör gözlemcilerce en çok gözlenen gökcisimleridir. Çünkü, bir dürbünle yüzlercesini görmek olasıdır.
Gökyüzünde Antares’in hemen sağında M4 küresel yıldız kümesini bulunur. Antares’e çok yakın konumda bulunan M4, iyi gözlem koşullarında çıplak gözle bile seçilebilir. Gözlem koşulları mükemmel olmasa da bu küme bir dürbünle kolayca görülebilir. Dürbünle Antares’e bakarken, hemen güneybatısında yer alan M4 de dürbünün görüş alanına girer.
Küresel yıldız kümesi nedir?
Küresel yıldız kümeleri düzgün, küresel bir yapıda ve on binlerce yıldızdan oluşan kümelerdir. Samanyolu düzleminin dışında bulunurlar. Gökadanın uyduları oldukları söylenebilir. Gökadalar gibi yıldız oluşturabilecek kadar çok miktarda gaz içermezler. Yeni yıldızlar oluşturamadıkları için yaşlı yıldızlardan oluşurlar.
M22, Yay takımyıldızının üstünde M8 ve M20’nin solunda bulunur ve gökyüzündeki en etkileyici küresel yıldız kümelerinden biridir. Uygun gözlem koşullarında çıplak gözle, silik bir ışık topu olarak görünür. Dürbünle bakıldığında ise merkezi parlak, kenarlara doğru sönükleşen bir bulutsu gibi görünür.
Merkür ayın başında sabah gökyüzünde alacakaranlıkta doğu-kuzeydoğu ufkunun hemen üzerinde bulunuyor. Hava kararmadan batacağı için gündoğumundan önce çok kısa sürelerle, ufkun açık olduğu yerlerden görülebiliyor. Ancak gezegen ufkun üzerinde hızla alçaldığından birkaç gün içinde gözden kaybolacak. Merkür ayın son günleri ufkun üzerinde yeniden yükselmiş olacak ancak günbatımından sonra bir saat içinde, henüz hava aydınlıkken batacağı için görülmesi zor olacak.
Venüs, yıl başından bu yana olduğu gibi sabah gökyüzünde. Gezegen sabah gün ağarmadan hemen önce doğuda beliriyor. Tüm gezegenlerden ve yıldızlardan daha parlak olduğu için ayırt edilmesi kolay. 26 Temmuz’da Ay Venüs’ün hemen üstünde olacak.
Mars ayın başlarında geceyarısından yaklaşık iki saat sonra, ayın sonlarındaysa bir saat daha erken doğuyor. Gezegen Jüpiter’in sol altında, turuncu rengi sayesinde kolayca seçilebiliyor. 22 Temmuz’da Ay Mars’ın sol altında olacak.
Jüpiter ayın başlarında geceyarısından yaklaşık bir saat sonra, ayın sonlarındaysa geceyarısından önce doğmuş oluyor. 19 Temmuz’da Ay Jüpiter’in sağ altında olacak.
Satürn ayın başlarında 23.00’te doğmuş oluyor. Ayın sonlarındaysa hava karardığında doğmuş olacak. 15 Temmuz’da Ay Satürn’ün sağ altında olacak.
Alp Akoğlu
GUHEM-Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. İçerik kullanım koşulları için tıklayınız.
Alp Akoğlu
ODTÜ Fizik Bölümünden mezun olduktan sonra, TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinin yazar kadrosunda çalışmaya başladı. Başta TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği olmak üzere çeşitli etkinliklerin koordinasyonunda rol alarak bilimin, özellikle…