Kırk süresi bebeğin doğumu itibari ile 40 günü kapsar. Yani bebeğin doğumundan itibaren geçen 6 hafta. Annenin lohusalık dönemi ve bebeğin ilk 40 günü aynı günü işaret etmektedir.
Günümüzde doktor kontrolleri başta olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı tam olarak uygulanamasa da, doğumdan sonraki 40 gün boyunca anne ve bebeğin dışarı çıkmaması, istirahat etmesi ve evde yalnız bırakılmaması inanışına dayanan kırk çıkarma, bu dönemin sonunda, yani 40.günde anne ve bebeğin özel bir banyo ritüeli ile ve dualarla yıkanarak ilk gezintilerine çıkması anlamına gelmektedir.
Asırlardır devam eden bir gelenek olması nedeniyle kuşaklar arası aktarım sırasında bu adet, yöreden yöreye farklılıklar göstermiştir. Bu sebeple, seremoni sırasında birçok kişi hala farklı uygulamalar denemeye devam etmektedir.
Anneanne, babaanne veya başka bir büyük kırklama annesi olur. Bu kişi tarafından anne ve bebeğe kırk banyosu yaptırılır. Önce bebek, sonra anne hazırlanmış sudan 40 tas su alınarak yıkanır. Yıkama sırasında çeşitli dualar da okunur. Anne ve bebek yeni ve temiz kıyafetler giyerek hazırlanır.
Sonrasında 7 ayrı ev gezmesine gidilir. Günümüzde bir gün içinde 7 ayrı kapı dolaşmanın anne ve bebek açısından oldukça yorucu olabileceği için sadece birkaç aile büyüğüne ziyarete gidilmesinin de yeterli olduğu düşünülmektedir.
Bebeğe, ziyaret edilen evlerdeki kişiler tarafından yumurta, pirinç, un, şeker ve bozuk para gibi çeşitli küçük hediyeler hoş sunumlar ile takdim edilir, merasim tamamlanır. Bazı adetlere göre, tüm aile yakınları eve çağırılarak kırk mevlidi de yapılmaktadır.
Kırk banyosu, çeşitli malzemeler ile hazırlanan suyla anne ve bebeğin yıkanması esasına dayanır. Bu yıkanmaya yönelik çeşitli adetler vardır. Bu adetlere göre;
Hazırlayan
Emirhan
Halk arasında kırk çıkarma, kırklamak, kırk uçurmak veya kırkı çıkartmak olarak bilinen tören, Anadolu'da asırlardır süregelen eski bir adet ve kuşaktan kuşağa aktarılan geleneklerden biridir. Uygulaması yöreden yöreye değişiklik göstermekle birlikte kırk uçurması, bebeğin doğumundan kırk gün geçmesi üzerine kırk banyosu yaptırılması ve (kırklandıktan sonra) aile büyüklerini ziyaret etmek olarak özetlenmektedir. Geleneğe göre, doğumdan sonraki ilk 40 günün lohusalar ve bebekler için önemli olduğuna inanılır. Bunun sebebi olarak hem annenin hem de bebeğin kırk gün süresince hastalıklara karşı yeterli dirence sahip olmadıkları gösterilir. Uzmanların doğumdan sonra bebeklerin ve lohusaların ilk günlerinde temiz ve sağlıklı ortamlarda bulunmaları ve hijyenik olmayan ortamlardan uzak durulmasını tavsiye etmeleri, söz konusu geleneğin devam etmesine neden olan sebepler arasında gösterilir. Halen pek çok annenin doğumdan kırk gün sonra yaptıkları kırk uçurması hazırlıkları, 40 banyosu, kırk sepeti hazırlanması ve kırk uçurma sepetine neler konur konuları ile ilgili detayları aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz.
Kırk uçurma, en genel anlamıyla yeni doğan bebeğin doğumundan kırk gün geçmesinden sonra annesiyle birlikte aile büyüklerini ziyaret etmesi olarak tanımlanır. Halk arasında kırk basması olarak tabiri edilen durumu önlemenin en geçerli yolu olduğuna inanılır. Kırklama denilen olay ise bebeğin doğumundan itibaren kırk gün sayılıp, kırkıncı gün annenin ve bebeğin yıkanması olarak tabir edilir. Kırkı çıkmadan dış tehlikelere karşı açık olduğuna inanılan lohusa ve bebek için kırk gün sonunda kırklama seremonisi yapılır. Kırklama aynı zamanda anne ve bebeğin belirli günlerde bir takım şartlara tabi tutularak yıkanma işlemi olarak da tabir edilir. Kırklama işlemi; doğumdan sonraki 17. - 21. kırkıncı günde ya da yirminci ve kırkıncı günde de yapılmaktadır. Kırklama 20. günde yapılıyorsa buna anne ve bebeğin “yarı kırkı” denir. Kırklama işlemi 20. günde yapılıyorsa, o zaman bebeğin yıkanacağı su 20 tas olmalıdır.
Kırk uçurması merasimi kimilerine göre saçma, gereksiz ya da batıl inanç olarak adlandırılır. Kırk uçurma geleneği birçok kişi tarafından günümüzde halen devam eden bebekle ilgili yapılan anadolu geleneklerinin başında gelir. Eski Türklerde 40 banyosu yaptıran ve yeni giysiler giydirilen bebeğin, aynı şekilde kırk banyosu yapan ve dua eden annesiyle birlikte aile büyüklerini ziyaret etmelerinin önemli olduğu bilinir.
Kırk uçurması yapılmadan önce banyo merasimi vardır. Kırk banyosu nasıl yapılır? Kırk banyosunun yapılışı her toplumda farklı farklı usulde uygulanmaktadır. 40 banyosu yapma işlemi bazı yörelerde bebeğin banyo yapacağı su (40 tas) dolu kovanın içerisine tek tek okunan 40 buğday (pirinç) tanesini atılır ve bu suyla bebek yıkanır. Son olarak bu sudan 40 kaşık su bebeğin başından aşağı dökülür. Su dökülürken, su aşağııı …. (bebeğin ismi söylenir) yukarııı diyerek yine dua okunur.
En son kovanın dibinde kalan suyu anne banyo yaptıktan sonra kendi üzerine döker. Böylece kırk banyosu merasimi bitmiş olur. Bazı yörelerde ise bebeği kırklama için yıkama suyuna 40 adet fasulye ya da taş atılıp, her fasulye ya da taş (tabi ki temiz, mümkünse kaynatılarak steril edilmiş), nazar boncuğu ve altın ile önce bebek, sonra annenin banyosu ile kırk çıkarma banyosu yapılır. Banyodan sonra önce anneanneye sonra da babaanneye gidilir.
Kırk banyosunu yapan bebek, aile büyüklerine ilk ziyaretini yapmak için ilk defa dışarıya çıkar. Önce anneanneye sonra babaanneye kırk uçurmaya gider. Anneanneden içerisinde; şeker, tuz, pirinç, haşlanmış yumurta olan bir torba, babaanneden de içerisinde tuz, yumurta, şeker, ekmek, soğan olan bir torba alınır. Bazı yörelerde bu malzemelere ek olarak; un, pamuk ve bozuk para alındığı da belirtilir. Alınan malzemelerin anlamı ise;
- Un; Bebeğin ömrünün uzun olması,
- Şeker; Ağzı tatlı olsun,
- Tuz; Evin tadı tuzu gibi ömrü iyi olsun,
- Pirinç; Bereket getirsin, ziyaret evinin bereketi geçsin,
- Yumurta; Sağlıklı olsun,
- Pamuk; Ak saçı sakalı uzasın,
- Metal bozuk para; bol kazançlı olsun anlamına gelmektedir.
Bebeğin babaanne ve anneannesine yapmış olduğu kısa el öpme ziyaretinden sonra aile büyükleri ile birlikte Kırk Uçurma Evi adı verilen ziyaret evine gidilir. Ziyaret edilecek ev seçilirken; evin yüksek, havadar ve geniş olması önemlidir. Ev halkının sağlıklı, huzurlu, mutlu olmalarının yanında maddi ve mevki açısından yüksek düzeyde olması önemlidir. Bu ayrıntıların bebeğe iyi şans geçmesi açısından önemli olduğu belirtilir. Ziyarete gidilen ziyaret evinde yeni anneye sütünün bol olması dilenerek su ikram edilir, anne de bu suyu içer. Ziyaret için seçilen evin sahibi, bebeğin "Kırklama Annesi" olarak burada yapılacak kırklama merasimini üstlenir. Burada yapılacak merasimde salonda bulunan orta sehpaya temiz ve şık bir örtü serilir ve örtünün üzerine içerisinde su bulunan şık bir kase koyulur. Kırklama Annesi de bebeğin ilk ziyareti şerefine hazırladığı; şeker, un, pamuk, pirinç, tuz , yumurta ve bozuk para gibi gıda ve materyalleri; şık bir sunum içerisinde sehpa üzerine bebeğe giderken vermek üzere hazırlar.
Kırklama annesi önce abdest alır, başına beyaz başörtüsünü bağlar, seremoni sehpasının başına geçerek, sürahi içerisinde bulunan sudan bir miktar doldurur ve daha önceden bebek için almış olduğu altını, su dolu tasa atar. Bebeğin annesinin alyansını da içine attıktan sonra bebeği eline alır. Kırklama annesi, dualar okuduktan sonra içi altın dolu sudan 3 defa bebeğin başını ıslatır, yüksek sesle bebeğe iyi temennilerde bulunur. Daha sonra suyun içerisindeki altını alır, bebeğe takar ve iyi dileklerle annesine verir. Yapılan merasim sonrasında hazırladığı yiyecekleri ikram eder.
Bebeğin kırkının çıkarılma merasimi için pek çok hazırlık yapılmaktadır. Bunlardan en önemlisi de kırk uçurma sepeti olmaktadır. Kırk uçurma sepetine neler konur? Sepete neler koyulacağı bebeğin cinsiyetine değişirken genel olarak; yumurta, çakıl taşı, buğday ve bunun gibi temel nesnelerin yanı sıra yine cinsiyete bağlı olarak birbirinden farklı hediyelik eşyalar da konabilmektedir.
Gelenek olarak yerine getirilen kırk uçurmanın asıl kaynağının aslında bilimsel olması. Zira doğumdan kırk gün sonra hem annenin hem de bebeğin vücudu toparlanmaya başlar. Annenin doğum sonrası dikişleri kırk gün içerisinde tam anlamıyla iyileşirken, bebek dünyaya ancak kırk gün içerisinde adapte olur. Bu nedenle anne ve bebeğin bu kırk gün içerisinde evde istirahat etmesinin uygun olacağı düşünülür. Anne ve bebeğin kırk gün sonra dışarı çıkması da ancak bu süre sonra güçlerini toplayıp keyifli zamanlar geçirebilmeleri anlamına gelir.
Kırk Uçurma İle İlgili Halk Arasında Söylenen Doğum Hurafeleri İle İlgili Detaylar İçin Tıklayın
Editörün Seçtikleri
Popüler Yazılar
Gebe Sözlüğü
40 günlük süreç içerisinde bebek de annesini tanıyarak güçlü bir bağ kurmaya çabası göstermektedir. Lohusalık döneminin bitimiyle beraber yeni doğan için kırk çıkarma kırk uçurma olarak adlandırılan küçük bir seremoni gerçekleştirilmektedir.
Kırk Çıkarma, Kırk Uçurma Nedir?
Çocuğu olsun olmasın her birey, kırk çıkarmayla alakalı olarak doğru yanlış birtakım şeyleri muhakkak duymuştur. Bazı insanlar bunun dini bir inanç olduğu yönünde bir düşünceye sahip iken, bazı insanlar ise eski dönemlerden kalma bir gelenek olduğuna ve yapılmasının ruhani bir fayda sağlayacağına inanmaktadır.
Yaşadığımız modern çağda doktor kontrolleri başta olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı tam olarak uygulanıyor olmasa da, doğumdan sonra geçen 40 gülük süreç boyunca anne ve bebeğin dışarıya çıkmaması, dinlenmesi ve evde yalnız bırakılmaması inanışını temel alan kırk çıkarma, bu sürecin sonunda, yani 40.günde bebek ve annenin özel bir banyo ritüeli ve dualar ile yıkanarak ilk gezintilerine çıkması anlamını taşımaktadır.
Bebeğin Kırkı Nasıl Çıkarılır?
Bebeğin kırkının çıkarılması için öncelikle bir aile büyüğünden ‘kırklama annesi’ olması istenir. Bu kimse babaanne, anneanne yahut başka bir bilinçli aile büyüğü bebeğin kırklama annesi olabilir.
Bu şahıs bebek ve anneye kırk banyosu yaptırılır. Bunun için ilk olarak bebek, sonra da anne banyo için hazırlanmış olan sudan 40 tas su alınarak yıkanır. Yıkama işleme esnasında çeşitli dualar da okunur. Bebek ve anne yeni ve temiz kıyafetler giyerek hazırlanır.
Gerçekleştirilen kırkı çıkarma işleminin tamamlanmasında sonra 7 ayrı ev gezmesine gidilir. Çağımızda bir günlük zaman dilimi içerisinde 7 ayrı kapı dolaşmanın anne ve bebek bakımından oldukça yorucu olabileceğinden dolayı yalnızca birkaç aile büyüğünü ziyarete gidilmesinin de yeterli olduğuna inanılmaktadır.
Bebeğe, ziyaret edilmiş olan evlerdeki bulunan kişiler tarafından şeker, yumurta, un, pirinç ve bozuk para gibi çeşitli küçük hediyeler hoş sunumlarla birlikte takdim edilmesiyle birlikte merasim tamamlanır. Bazı adetlere göre, bütün aile yakınları eve çağrılmak suretiyle kırk mevlidinin yapılması da söz konusu olmaktadır.